Connect with us

EKONOMİ

Prof. Dr. Önder : Fed’den can simidi mi, ölüm öpücüğü mü?

Yayınlanma:

|

Artık duymayan kalmadı; Fed, yani ABD’nin Merkez Bankası, yüksek faiz politikasına geçti ve bunu sürdüreceğine dair beyanlarda bulunarak işaretler verdi. Bunun halk dilindeki anlamı şu ki, dünyaya saçılmış dolarları Fed toplamaya, yani bizim gibi dış paraya ihtiyacı olan ülkeleri zor duruma sokmaya başladı. Fed bu politikayı bizleri zor duruma sokmak için yapmadı. Dolar dünyanın geniş alanında bir tür uluslararası para olarak işlem gördüğü için, uluslararası değerinin güvenilir düzeyde tutulması Fed’in başlıca güttüğü amaçtır. Fed’in ikinci bir amacı da, doğal olarak, ABD’de yükseliş eğilimine girmiş olan fiyatlar genel düzeyidir. Kısacası, Fed bir yandan ABD’deki enflasyonu denetlemek, diğer yandan da doların uluslararası alanda güvenilirliğini korumak istemektedir. Bunu biraz açalım: ABD’de yüzde 7’lere doğru tırmanan enflasyonu durdurabilmek için Fed faiz yükselişine yeşil ışık yaktı. Hatta İsviçre gibi enflasyonun çok daha düşük oranlarda başını kaldırdığı ülkelerde de faiz artışına gidildi.

Biz, tüm aleyhte göstergelere rağmen, halkımızı koruyucu değil, yıpratıcı şekilde aksi davranışa sürükleniyoruz. Oysa şunlara ne dersiniz?  Eğer faiz nas ise, kâr da haramdır. Eğer faiz nas ise, devlet ricalindeki personelin siyasi-yönetsel gücü ile birkaç maaşla ya da bankamatik sistemi ile zenginleşmesi de haramdır. Eğer faiz nas ise, siyasete hakim olan zümrenin, halk temsilcilerine dahi ciddi bilgi vermeden girişilen yap-işlet devret ya dakamu-özel ortaklığı ile halkının geleceğini dahi ipotek altına alması insan hakkına, kul hakkına karşı işlenen günahtır. Kısacası, eğer nas anlayışına sığınılıyor ise, nas olan sadece faiz değil, emeği sömüren, sağlıkçısını aşağılayan, insanlar arasında fark yaratıp kin ve nifak sokarak iktidarda kalma hırsı ile kapitalizmin en sömürücü mekanizmalarını devreye sokmak da haramdır. Kısacası, bir tek faiz konusunda nas olgusuna sığınarak, o da göstermelik olarak, tüm diğer alanlarda, hatta örtülü yüksek faizi de kullanarak, taşları bağlayıp, köpekleri salmak hiçbir şeyle bağdaşmaz, nas anlayışı ile alay etmeden öteye gitmez.

Evet, İslam ile ilgisi olmayan, dolayısıyla Nas ile de uzaktan yakından ilgisi olmayan ABD halkını korumak amacıyla faizi yükseltti. Peki, biz ne yapıyoruz? Fakirin ve yoksulun aleyhine zengini koruma adına faizi açık olarak düşük tutup, örtülü olarak yükseltiyoruz. İşte bu noktada Fed siyasi iradenin müthiş işine yarıyor. Nasıl mı? Şöyle: Siyasi irade faiz ve fiyat konularını bir tür seçim düğümü olarak tutmaya çalışmaktadır. Fakat ekonomi siyasetin emrine girmeden, kendi kuralları ile çalışır. Kısacası tüm baskılamalara ve kasalardaki dolarların tüketilmesine karşın, yükselme eğilimindeki dolara ve fiyatlara, ‘Ne yapalım, Fed dahi faizi yükseltti, bu durumda yapacak bir şey yok’ gibisinden Fed bir meşru(!) gerekçe oluşturuyor

Evet, Fed faizi yükseltti de, Türkiye’nin borç alma riski olarak bilinen ‘CDS’ gösterge neden olağanüstü yükseklerde seyrediyor? Bu da mı Fed ile ilgili? Evet, bir bölümü ile ilgili, zira borç alma havuzu daralınca, ülke riski de yükselir. Peki, borç alma durumunda olan diğer ülkelere göre niye Türkiye en tepelerde? Çünkü Türkiye’yi yöneten siyasi yapıya ve uygulanan politikalara bağlı olarak ülkenin ekonomik geleceğine olan güven çok düşük. Onun için değil mi, tüm zeki gençler ülkeyi terk ediyor, edemeyenler de kaldıklarına pişmanlık duyuyor. Bu durum ülke için, halkımız için, hatta siyaset için hoş bir durum mudur? Tabii ki, hayır! O zaman şöyle bir soru soralım: Denir ki, bir siyasi parti girdiği seçimi kaybedince başkan ve yöneticileri istifa edip, yerlerini daha nitelikli başkan ve yöneticiye bırakmalı, koltuk hırsı ile elindeki gücü kullanarak, iktidarda kalmaya direnmemelidir. Bu modeli, bir ülkenin uluslararası arenadaki ekonomik ve siyasal durumuna uygularsak, aynı mantıkla şunu dememiz gerekmez mi: Eğer bir ülkenin ekonomisi uluslararası sıralamada gerilere düşüyorsa, ülkenin borcu şiddetle yükseliyorsa, yatırımlar ülkeden kaçıyor, yeni yatırımlar gelmiyorsa, gençler ülkeyi terk ediyor edemeyenlere bir istikbal gözükmüyorsa, vaktiyle ihracatçı konumundan ithalatçı konuma gerilemişse, kısacası durum olumsuzluğa doğru gidiyorsa, o ülke yönetim kadrosu da, hem de uzun bir zaman süresinde yönetimde bulunmuşsa, aynen girdiği seçimi kaybetmiş siyasi parti gibi görülmez mi?

Anlaşılamadık nokta, eğer seçim işi siyasi oluşumun belkemiği olarak görülüyorsa, seçime başat olanın halk olması gerekmez mi? Denebilir ki, halk siyasetin ince hesaplarını ve nerelere nasıl hakim olacağını göremez de öngöremez de. Evet, bu görüş de doğrudur. Ben halkımıza serzenişte bulunmuyorum. Ben bu ülkenin okumuş-yazmış, siyasete az-çok bulaşmış düşünür ve kendisini aydın olarak niteleyen kadrosuna üzülüyorum. Tantanalı bir siyasi yemek, kokteyl ya da sanat gösterisinde boy gösterme uğruna ülke feda edilmemelidir. Ülkenin bilinen, tanınmış sanat, bilim, kültür, sporcu ve sair halk vitrininde etkili kişiler federal ağalar gibidir. Federal ağalar nasıl sahip oldukları birkaç köye ve birkaç milyon kişiye hükmediyorsa, böylesi halkın gözdesi bireyler de birkaç bin, hatta milyon kişinin kanaati üzerinde etkilidir. Bu kişiler, çok özel kişisel ya da ailesel davranışlar dışında, tüm davranışlarından topluma karşı sorumludurlar. Bu kişilerin toplumsal alandaki eylemleri bir tür kamusal alan olarak görülmeli ve davranışlar ona göre şekillenmelidir. Çünkü sandık buralardan geçer.

Fed bir de şöyle bir iyilikte bulunmadı mı, bizlere. Fed’in faiz politikasına rağmen faizleri baskılarsak dolar yükselecek. Doların yükselişi genelde ülkenin ucuzlaması, ülkenin ucuzlaması ise ticari işlemler sonucunda yoksullaşması anlamına gelir. Kaliteli üretip, dış dünyada satamayan bir ülkenin, ürünlerini ucuzlatarak satabilmesi yönetim değil, beceri değil,  ancak ülkeye kötülüktür.  

Prof. Dr. İzzettin ÖNDER- Evrensel

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

İş Bankası Genel Müdürü Aran’dan uyarı: Kredi ve kart ödemelerinde sorunlar başladı

Yayınlanma:

|

Yazan:

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, kredi büyümesinde düşük seviyelerin beklendiğini ve bireysel kredi ile kart geri ödemelerinde sorunların başladığını açıkladı. Enflasyon hedeflerinin tutturulabileceğini belirten Aran, ekonomide denge için kritik açıklamalar yaptı.

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, katıldığı bir etkinlikte ekonomi ve bankacılıkla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Bankacılık sektöründe kâr anlamında tarihsel olarak en sıkıntılı dönemin yaşandığını vurgulayan Aran, kredi büyümesinin bu yıl düşük seviyede gerçekleşeceğini belirtti. Aynı zamanda bireysel kredi ve kart geri ödemelerinde sorunların başladığını da ifade etti.

Ekonominin ekstrem bir dönemden geçtiğini söyleyen Aran, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) adımlarının döviz kurunda istikrar sağlayacağını belirtti. TCMB’nin net rezervlerini sıfıra çekme ve brüt rezervlerini 200 milyar dolara çıkarma planına dikkat çekerek, bu adımların kurda dengeyi getireceğine olan inancını vurguladı.

“YABANCI PARA KREDİ İLE TL SIKIŞIKLIĞI AŞILABİLİR”

Aran, TL’deki sıkışıklığın yabancı para kredisi ile aşılabileceğini ve kur riskinin görmediklerini belirterek, yabancı para kredilerinde artış olabileceğini söyledi. Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarından sonra kredi ve enflasyonun daha makul seviyelere geleceğini öngördü.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

İş Bankası Genel Müdürü Aran: En zor dönemi geride bıraktık

İş Bankası Genel Müdürü Aran, “Bankacılık tarihsel olarak kâr anlamında en sıkıntılı dönemi yaşıyor” şeklinde belirtirken; yıl sonunda yüzde 42 enflasyon hedefinin tutturulabilir olduğunu söyledi ve “Kurda risk görmediğimiz için, yabancı para kredi verebiliyoruz” dedi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Banka’nın 100. yılı dolayısı ile finans dergisi Euromoney’e bir röportaj verdi. Aran, “Artık tüm risklerimizi, hedeflerimizi, kısıtlarımızı ve sorunlarımızı çok iyi biliyoruz. Bunların yönetilebilir olduklarına inanıyorum ve önümüzdeki üç yıla ilişkin öngörülerde bulunabiliyoruz.” dedi.

Türk bankalarının son derece yenilikçi olduğunu söyleyen Aran, “En zor zamanları ve en zorlayıcı regülasyonları geride bıraktık. O dönemleri yaşadık ve yönetmesini bildik. Şimdi daha iyi bir aşamada olduğumuzu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, ekonomiye yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu. Aran, enflasyon ile ilgili yaptığı değerlendirmede, “Enflasyonla mücadelede başarılı olmak önemli, yıl sonunda yüzde 42 hedefi tutturulabilir” dedi ve kredi büyümesinin bu yıl tarihi düşük seviyede çıkabileceğini söyledi.

Hakan Aran konuşmasının devamında, “TL’deki sıkışıklığı yabancı para kredi ile aşabiliyoruz. Kurda risk görmediğimiz için, yabancı para kredi verebiliyoruz” dedi.

Bankacılıkta tarihsel olarak kâr anlamında en sıkıntılı dönemin yaşandığına dikkat çeken Aran, “Bankalar sermaye yönetiminde zorluk çekmeyecektir” şeklinde kaydetti.

Aran, turizm ve ihracat ile ilgili yaptığı değerlendirmede ise, “Turizm ve ihracatta daha az kârlı bir dönemi yaşayacağız, rahat değil ama yönetilebilir bir dönem olacak” dedi.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TCMB son sürat rezerv biriktiriyor; iyimser haberlerle hava TL pozitif!

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Küresel mali piyasalar dün günün her iki yarısıda farklı bir eğilim kaydetti. ABD’de açıklanan zayıf istihdam raporu ardından yeşeren faiz indirim beklentilerine paralel haftaya moralli başlayan piyasalar, İsrail’in Refah’a kara harekâtı başlatması ile kazanımlarının bir kısmını geri verdi. Saldırıda Refah Sınır Kapısı’nı ele geçiren İsrail ordusu insani yardımların geçişi ve giriş çıkışları durdurması, jeopolitik risklerin kısmen de olsa hatırlanmasına neden oldu.
  • Dışarıda Ortadoğu riski ile tetiklenen satıcı hava, günün ilk yarısında Türk mali piyasalarında da sirayet etti. TCMB’nin kararlı duruşu ile döviz piyasasında dinamikler tamamen lehe dönerken, USDTRY kuru dünkü günü de 32,25 seviyesinde tamamladı. Borsa İstanbul ise jeopolitik risklerin gölgesinde beliren kâr alma ihtiyacının da yardımı ile günün ilk yarısını satıcılı tamamlarken, günün sonlarına doğru rüzgârın yeniden yön değiştirdiğini gördük.
  • Özellikle, haftabaşı Türk Lirasına yönelik olumlu bir ton ile kaleme aldığımız “Türk Lirası ‘sahalara’ geri dönüyor” başlıklı yazımızda da belirttiğim üzere, yabancı yatırımcıların Türkiye gelmesinin önünde son sorun olarak görülen Türkiye’nin gri listede olmasına yönelik dün bazı gelişmeler yaşandı. Şöyle ki, Reuters, Kara Paranın Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu (FATF) Türk yetkililerle Türkiye’nin gri listede kalmasına neden olan kara para aklama ve yasa dışı finansmanla ilgili gelişmeleri ele aldığı görüşmelerin önümüzdeki ay yayımlanacak rapor öncesinden geçen hafta yapıldığını yazdı. Hatırlanacağı üzere, Uluslararası mali suçlarla mücadelede ülkelerin performanslarını değerlendiren FATF, kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadelede geride kaldığı için Türkiye’yi 2021 yılında gri liste olarak tabir edilen listeye almıştı. Reuters, görüşmeyi, FATF’nin 28 Haziran’daki genel kurul toplantısında alınacak karara temel oluşturacağını da yazdı.
  • FATF haberinin oldukça önemserken ve Türkiye’nin Haziran sonu gri listeden çıkmasını beklerken, dün ayrıca, TCMB’nin swap sınırlamalarını gevşeteceğinin de konuşulması iyimser havayı daha da artırdı. Nedir bu swap kısıtlaması? Özelinde yabanıcını Türk Lirasına erişiminin kısıtlaması anlamına geliyor. Yani, yabancının TL satıp döviz almasının önüne geçilmek isteniyor. Yabancı hâliyle TL bulamayınca, kur üzerinden spekülasyon yapamıyor. BDDK, bu bağlamda, çok seneler önce, Türk Lirası’nda yaşanan hızlı değer kaybının ve oynaklığın önüne geçmek için bankaların yurt dışı yerleşikler ile yaptığı bir bacağı döviz, diğer bacağı TL olan para swaplarının ve swap benzeri işlemlerinin, bankaların yasal özkaynaklarının çok küçük bir yüzdesi ile sınırlamış, hatta, bankaların vadede TL alım yönünde gerçekleştirecekleri forward, opsiyon ve benzeri swap dışındaki türev işlemlerin de dâhil edildiğini belirmişti. Bu kısıtlamaların da gevşetilmesi, ‘normalleşme’ anlamında ele alınarak Türk mali piyasalarında var olan iyimser havayı daha da destekledi.
  • Hulâsa, jeopolitik riskler nedeniyle tatsız başlaya dünkü gün, swap ve FATF haberleri ile yerine iyimserliğe terk etti. Sabah saatlerinde kırmızılara bürünen Borsa İstanbul günü %0,7 oranında artışa tamamlayarak kapanış rekoru kırdı. TCMB, ılımı havadan nemalanmaya devam ederken, USDTRY  kurunda 32,25 seviyesine ‘baraj’ kurmak suretiyle son sürat rezerv biriktirmeye devam ediyor. Sayıların dili ile konuşursak,analitik bilançoda yayımlanan 6 Mayıs verisine göre, net döviz pozisyonu 3 milyar dolar daha iyileşerek swap ve kamu dövizleri hariç net rezervleri (eksi) 44,8 milyar dolar seviyesine taşıdı. Yerel seçimler öncesi -74,6 milyar dolar olan net rezervlerin son veriye göre -44,8 milyar dolar seviyesine iyileşmesi, TCMB’nin yaklaşık 30 milyar dolar biriktirdiğini bizlere anlatıyor! Bu seviyenin 2024 yılının en olumlu seviyesi olduğunu peşinen not düşelim. TCMB’nin her gün 2-3 milyar dolar daha rezerv biriktirme trendi şayet devam ederse, önümüzdeki ay net rezervlerin artıya döndüğüne şahit olacağız! Burası önemli ve oldukça da iyi! Öte yandan, Hazine’nin dün düzenlediği tahvil ihraçları sorunsuz geçerken, ikincil piyasada tahvil faizleri bir nebze de olsun gevşedi. Yabancı nezdinde Türkiye’nin 5 yıl vadeli risklerin yansıtan CDS risk priminin de 280 baz puan seviyesinin altına gerileyerek son dönemlerin en düşük seviyesinde işlem gördüğünü yeri gelmişken not edelim.
  • Dönelim biraz da yurtdışı piyasalara. Hamas’ın ateşkes teklifini onaylamasına karşın İsrail’in bunu kabul etmeyerek Refah’a kara harekâtı başlatması ile artan jeopolitik risklere rağmen altının ons fiyatının 2,320 dolar seviyesinde yatay bir görünüm sergilerken, Brent cinsi petrolün varil fiyatının da 82,80 dolar seviyelerinde ve neredeyse son 2 ayın en düşüğünde olduğunu not edelim. Altında kâr alma isteğinin belirmesi durumunda aşağıda 2,260 dolar seviyesine doğru geri çekilme bizleri pek de şaşırtmayacakır. Gümüşün ise daha diri bir görünüm çizdiğini görüyoruz.
  • ABD borsaları dün geceyi yatay tamamlarken, yeni gün başlangıcında pasifiğin diğer ucunda satıcılı bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Asya piyasalarının gösterge endeksi Tokyo borsası %1,4 aşağıda işlem görürken, dünyanın en çok işlem gören üçüncü para birimi olan Japon Yen’i bu sabah biraz daha değer kaybederek dolar karşısında 155 seviyesine geldi. ABD istihdam raporu ardından iyimser bir görünüme geçen, artan jeopolitik riskler ile durulan piyasaların yeniden canlaması için, özellikle ABD’nin faiz oranı rotasını belirleme yönünde yeni bir katalizör bekleyeceklerini düşünüyoruz. Bu sabah da küresel hava bu beklentiyi iyice yansıtıyor.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.