Connect with us

EKONOMİ

REEL SEKTÖR: KAYNAK SIKINTISI YETMEDİ, DURGUNLUK BAŞLADI

Yayınlanma:

|

Yüksek enflasyon ortamında işletme sermayesi ihtiyacı her geçen gün artan, buna karşın finansmana erişimi kısıtlı firmalar için işin sürdürülebilirliği ciddi tehdit altında. Yüksek maliyetine rağmen yılın 9 ayında alınan konkordato geçici mühlet kararı sayısı 288’e ulaştı. Tekstil ve sağlık en riskli sektörler. Bu dönemde ayrıca 18 bin 481 firma kapanırken, tasfiye başvuruları da 20 bine dayandı.

Pandemiden bu yana işletme sermayesi ihtiyaçları yüksek enflasyonun etkisiyle katlanan firmalar için tehlike çanları daha şiddetli çalıyor. Kredi musluklarının tam olarak açılamaması nedeniyle firmaların finansman yönetimi giderek zorlaşırken, son dönemde piyasadan çok sayıda konkordato haberi gelmeye başladı. Bir konkordato sürecinin ortalama maliyeti 3 milyon TL. Her ne kadar maliyeti çok yüksek olsa da şu sıralarda çok fazla şirketin gündeminde konkordatonun yer aldığı belirtiliyor. Yanı sıra kurulan şirket sayısındaki düşüşe rağmen, kapanan ve tasfiye kararı alan şirket sayısındaki artışın sürmesi ile icra ve ifl as davalarındaki artış geleceğe dönük olumsuz sinyaller veriyor. Tekstil ve sağlık hizmetleri sektöründe risk artarken, iş dünyası son dönemde artan parasal sıkılaşma politikalarının ‘piyasanın sağlığı’ gözetilerek yapılması gerektiğini savunuyor.

En fazla “kesin mühlet” kararı inşaatta

Konkordatotakip.com’un Basın İlan Kurumu istatistiklerinden EKONOMİ için derlediği bilgilere göre, 2023’ün 9 ayında konkordato geçici mühlet kararı verilen dosya sayısı 288 olurken, kesin mühlet kararı verilen dosya sayısı ise 241 oldu. Bu dönemde 281 firma için konkordato reddi kararı verilirken, 41 firma için de ifl as kararı verildi. Mahkemenin verdiği geçici mühlet kararı, konkordato için ilk başvuru anlamına geliyor. İfl as ertelemenin kaldırıldığı 2018 yılında konkordato geçici mühlet kararı sayısı 1384 iken, 2019’da 1391, 2020’de 419, 2021’de 451, 2022 yılında ise 404 olarak gerçekleşmişti.

Bu yıl içinde geçici mühlet kararı verilen firmaların sektörlere göre dağılımına bakıldığında, en fazla risk altında bulunan sektörler ortaya çıkıyor. Buna göre, listede 35 firma ile tekstil başı çekiyor. Tekstili 29 firma ile inşaat izlerken, sağlık hizmetlerinden 12, tıbbı ekipman ve medikal ürünlerden de 8 firmanın geçici mühlet kararı aldığı görülüyor. 2018’den bu yana konkordatoda kesin mühlet kararı verilmiş firmalara bakıldığında, 371’inin inşaat sektöründe yer aldığı, tekstil sektöründe kesin mühlet almış firma sayısının da 175 olduğu görülüyor. 2018’den bu yana en fazla kesin mühlet kararı verilen diğer sektörler ise sırasıyla giyim, akaryakıt istasyonları ve gıda.

Tasfiyeler yüzde 27 arttı

Konkordato başvurularının yanı sıra şirket tasfiyelerinde de artış yaşanıyor. TOBB’un her ay açıkladığı kurulan ve kapanan şirket istatistiklerine göre, Ocak-Eylül 2023 döneminde kurulan şirket sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,1 düşüşle 94 bin 482’ye inerken, kurulan şahıs firması sayısı yüzde 23 oranında azalarak 14 bin 695’e indi. Yeni şirket kuruluşundaki ivme kaybının aksine kapanan şirketlerde özellikle de tasfiye kararlarında tırmanış söz konusu. Buna göre yılın 9 ayında kapanan şirket sayısı yüzde 0,1 gibi ihmal edilebilir bir artışla 15 bin 268 olurken, kapanan şahıs firması sayısı yüzde 18 artışla 18 bin 481 olarak gerçekleşti. Bu dönemde tasfiye kararı sayısı ise yüzde 27 artışla 19 bin 770 oldu.

Öte yandan icra ve iflas dosyası kararlarında da bu sene hareketli bir dönem yaşanıyor. Bu yılın 9 ayında icra dairelerine gelen icra (esas) ve iflas dosya sayısı 11 milyon 67 bin 564 olurken, devam edenlerle beraber toplam dosya sayısı 21 milyon 696 bin 482 oldu.

Tekstil sektörü öncü alarm veriyor

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, özellikle son dönemde tekstil sektöründe dikkat çeken konkordato başvurularıyla ilgili olarak, “Tekstil sektörü her zaman öncü alarmları verir. Biz alarm verdik mi sonrasında diğer sektörler de alarm vermeye başlar. Şu an her sektörde sıkıntı var. Reeskont kredisinde maliyet düşse de ticari kredilerde hala yüksek faiz var. Şirketlerin elinde sermaye kalmayınca borçların ödenmesi zorlaşıyor. Şartlar çok zorlaştı. Aslında firmalar buraya kadar çok iyi dayandı. İşte enflasyonun en büyük zararı da bu, firmaları adeta kemiriyor” diye konuştu.

Kamuya çalışan müteahhit risk altında İnşaat

Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Başkanı Tahir Tellioğlu, inşaat sektöründe daha çok kamuya iş yapanların konkordato riskine daha yakın olduklarına dikkat çekerek, “Son 1-2 yılda oluşan aşırı maliyet artışlarına rağmen kamu aynı oranda fiyat artışı yapmayınca firmalar ciddi boyutta etkilendi. Son 1 yılda 8-10 bin arası firma ya yasaklandı ya da battı. Eğer bu noktada kamu müteahhitleri için bir fiyat farkı güncellenmesi ya da iyileşme şartları oluşturulmazsa bu batak biraz daha artar. Bu noktada sektörüm kamu müteahhitleriyle ilgili talebi sicil aff ı ve fesih hakkıdır. Özel sektör kamuya göre daha disiplinli. Ancak piyasa bu şekilde devam ederse özel sektör de ne kadar dayanabilir bilemiyoruz” dedi.

Merve Yiğitcan

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Mevcut Enflasyon ve Faiz Oranlarıyla Yatırımcı Yeni Yatırım Yapar mı?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yüksek enflasyon oranının getirdiği yüksek faiz politikası haliyle başta ticari krediler olmak üzere tüm kredi türlerinde de faiz oranlarının artmasına neden oluyor.Şu an kredibilitesi yüksek ve ekonomik olarak büyük hacimlere sahip şirketler dahi piyasadan % 50 TL faiz oranları ile borçlanabiliyor. KOBİ vb. gibi diğer işletmelerin kullanabildikleri kredilerin faiz oranları ise % 60 bandını aşmış durumda.

Peki kredi piyasası açısından tek kötü haber faiz oranlarının yükselmiş olması mı? Maalesef hayır, bankaların kredi verme iştahı da azalmış durumda ve haliyle eskiye nazaran parasal olarak da verilen kredilerin büyüme hızında da ciddi bir yavaşlama görülmekte.Nitekim kredilerin mevduata oranı (KMO)% 80-90 bandına gerilemiş durumda..

Yeterince kredi bulunsa dahi mevcut faiz oranları düşünüldüğünde yatırımcının yatırım yapması da sanıldığı kadar kolay görünmemekte. Malumunuz yatırımcının işletmesine koyduğu sermayenin getirisi asgari olarak risksiz faiz oranı olan hazine kağıtlarının ya da banka mevduat getirisinden fazla olmalı ki yatırımcı risk alarak yatırım yapsın. Üstelik gelir kaybı nedeniyle tüketici talebinin azaldığı hem de yüksek işsizlik sebebiyle kişilerin gelecekte elde etmeyi umdukları gelirleri elde edip edemeyeceklerinden emin olmamaları da onları harcama bakımından daha da muhafazakar hale getirmişken bunu başarmak gerçekten daha da zorlaşıyor.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

Okumaya devam et

EKONOMİ

Geleceğin Uzun Tarihi: Hayaller, Teknoloji ve Gerçeklik Arasında Bir Yolculuk

Yayınlanma:

|

İnsanlık tarihi, geçmişin izlerini taşırken geleceğe dair umutlar, korkular ve öngörülerle şekillenmiştir. Teknoloji ilerledikçe bu gelecek tahayyülleri daha somut, daha ulaşılabilir ve bir o kadar da kontrol edilebilir hale geldi. Nicole Kobie’nin kaleme aldığı The Long History of the Future” (Geleceğin Uzun Tarihi), tam da bu noktada devreye giriyor: Geleceğin ne olduğuna, kim tarafından kurgulandığına ve nasıl yönlendirildiğine ışık tutuyor.

Gelecek Fikri Yeni Değil, Ama Daha Güçlü

Kobie, geleceğe dair düşünmenin yeni bir refleks olmadığını vurguluyor. Antik çağlardan bugüne kehanetler, ütopyalar, distopyalar ve bilimkurgu eserleri aracılığıyla insanlar kendi zamanlarını aşan kurgular üretmişlerdir. Ancak asıl dikkat çekici olan, bu kurguların bireylerin değil; hükümetlerin, şirketlerin ve teknoloji elitlerinin elinde birer araç haline gelmesidir.

Silikon Vadisi’nin “Geleceği” Satın Alması

Günümüzde geleceği tanımlayan en güçlü aktörler teknoloji şirketleri. Silikon Vadisi merkezli bu yapılar, yalnızca yeni teknolojiler üretmekle kalmıyor; bu teknolojilerin hayal ettirdiği geleceği de pazarlıyor. Nicole Kobie’ye göre bu “gelecek satışı”, kapitalist sistemin en sofistike manipülasyonlarından biri. Çünkü artık insanlar, daha iyi bir geleceği hayal etmek yerine, sunulan vizyonlara razı olmayı tercih ediyor.

Bilimkurgu ve Politik Gerçeklik

Kobie, bilimkurgu edebiyatının ve filmlerinin yalnızca eğlence değil, politik bir arka plana sahip olduğunu savunuyor. 1984, Brave New World, Black Mirror gibi eserler birer uyarı değil, zamanla “olası senaryolara” dönüşüyor. Bu da gelecek tahayyüllerinin aslında günümüz karar vericileri tarafından birer araç olarak nasıl kullanıldığını ortaya koyuyor.

Teknoloji Tarafsız Değildir

Yazar, teknolojinin asla tarafsız olmadığını açıkça ifade ediyor. Hangi teknolojinin geliştirileceği, kimler için geliştirileceği ve hangi ihtiyaçlara cevap vereceği tamamen ideolojik kararlarla belirleniyor. Yapay zeka, gözetim sistemleri, uzay yolculukları veya dijital ekonomi: Hepsi birer gelecek inşasıdır. Ancak bu gelecek, herkes için eşit derecede ulaşılabilir değil.

Hayal Edilen Gelecek mi, Dayatılan Gelecek mi?

Kitabın temel sorusu şu: Gelecek gerçekten insanlığın ortak aklıyla mı belirleniyor, yoksa güçlülerin çıkarına göre mi kurgulanıyor?

Nicole Kobie’nin cevabı net: Bugün bize “ilerleme” adı altında sunulan çoğu şey, belirli çevrelerin çıkarlarına hizmet eden bir gelecek tasarımıdır. Bu tasarım, medya yoluyla yaygınlaştırılır, teknolojiyle pazarlanır ve politikalarla meşrulaştırılır.

Nicole Kobie The Long History of the Future – Narrative Species

Geleceği Kimin İçin Tasarlıyoruz?

“Geleceğin Uzun Tarihi”, sadece teknolojiye veya inovasyona değil, bu olguların arkasındaki güç ilişkilerine dikkat çeken önemli bir eser. Nicole Kobie, okura şu çağrıyı yapıyor:

“Geleceği başkalarının kurgulamasına izin vermeyin.”

Çünkü bir toplumun geleceği, ancak kolektif akıl ve etik bir vizyonla kurgulandığında adil ve sürdürülebilir olabilir. Aksi halde geleceğimiz, geçmişin hatalarına benzeyen ama daha sofistike bir kabusa dönüşebilir.

Okumaya devam et

EKONOMİ

Yaşayan Ölüler Aramızda: Finansal Zombi Krizi

Yayınlanma:

|

Ekonomide görünmez ama hissedilen bir tehlike var: Zombi şirketler. Gelirleri borçlarının faizini bile karşılamayan, piyasada sadece dış desteklerle ayakta kalan bu firmalar, yalnızca kendi varlıklarını değil, tüm ekonomik yapının sağlığını tehdit ediyor.

Zombi Şirket Nedir?

Zombi şirketler, faaliyetlerinden elde ettikleri kazançla borçlarının faizini dahi ödeyemeyen, ancak çeşitli yollarla piyasada tutulan işletmelerdir. Bu yollar arasında:

  • Sürekli borç çevrimi

  • Siyasi baskılarla alınan krediler

  • İflas erteleme ya da konkordato kullanımı

  • Kamu bankaları veya fonları yoluyla yapılan kurtarmalar

bulunur. Bu firmalar aslında çoktan iflas etmişlerdir; ancak piyasa gerçekleri bunu henüz kayda geçmemiştir.

Ekonomiye Verdikleri Zararlar

1. Kaynakların İsrafı

Finansal sistemde sınırlı olan kaynaklar (kredi, iş gücü, teşvik vb.) verimli firmalara değil, aslında çoktan ölmüş bu “zombilere” aktarılır. Bu durum, ekonomik büyümenin kalitesini bozar.

2. Rekabetin Bozulması

Zombi firmalar, zarar etmelerine rağmen piyasada kalabildikleri için fiyatları baskılar, daha sağlıklı ve verimli firmaların piyasadan çıkmasına neden olur. Bu da yenilikçiliği ve teknolojik gelişmeyi engeller.

3. Banka Bilançolarında Risk

Bankalar zombi firmalara kredi verdikçe tahsil edilemeyen alacaklar artar. Sorunlu krediler (NPL) yükselir ve banka sistemine duyulan güven zedelenir.

4. Yatırımcı Güvensizliği

Piyasada “kimin sağlıklı kimin batık” olduğu belli olmaz. Şeffaflık kaybolur. Bu da doğrudan yatırımların ve risk iştahının düşmesine yol açar.

5. Verimlilik Kaybı

Zombi firmalar büyüme rakamlarını yapay olarak şişirebilir ama toplam faktör verimliliği düşer. Ekonomi görünürde büyürken, içeride çürümeye başlar.

Türkiye Örneği: Sessiz Kriz

Türkiye’de özellikle son yıllarda düşük faiz politikaları ve kredi genişlemesi, zombi firmaların sayısını artırdı.

  • KGF destekli krediler,

  • İflas erteleme/kurtarma kültürü,

  • Siyasi olarak ayakta tutulan kamu projeleri,

bu yapıyı besledi. Bu durum, verimli firmaları cezalandırırken, “ölü şirketlerin” yaşamaya devam ettiği bir ekonomik iklim yarattı.

Ekonomik Risk: Zincirleme Çöküş

Faizler yükseldiğinde veya destekler çekildiğinde bu zombi firmalar zincirleme şekilde batmaya başlar. Bu da domino etkisiyle:

  • Bankacılık krizine,

  • İşsizlik artışına,

  • Güvensizlik ortamına,

neden olabilir. Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı konkordato patlaması bu riski açıkça göstermektedir.

Yaşayan Ölülerden Kurtulmak

Ekonominin sağlıklı işleyebilmesi için kaynakların doğru yönlendirilmesi şarttır. Zombi şirketlerin desteklenmesi değil, piyasa içi doğal seleksiyonun işlemesi, güçlü firmaların güçlenmesi gerekir.

Zombi ortamı kısa vadede siyasi rahatlama getirse de uzun vadede büyümenin yapısını çürütür.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.