Connect with us

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Rüzgar ve Güneş 1 Yılda Türkiye’nin 7 Milyar Dolarlık Enerji İthalatını Engelledi

Yayınlanma:

|

Türkiye’de rüzgar ve güneş enerjisi için kısıtlı kapasiteler ayrılırken, ihaleler ihale edilen kapasitelerden 10-15 kat daha fazla başvuru alıyor.

Enerji konusunda faaliyet gösteren düşünce kuruluşu Ember’in yeni analizi, Türkiye’de elektrik fiyatlarındaki artışın özellikle doğalgaz fiyatlarındaki artıştan ve liradaki değer kaybından kaynaklandığını gösterirken, rüzgar ve güneşten elektrik üretimi sayesinde milyarlarca dolarlık enerji ithalatına engel olunduğunu ortaya koyuyor. Elektrik faturalarını düşürebilmek için elektrik üretiminde daha fazla rüzgar ve güneş enerjisine ihtiyaç olduğu belirtiliyor.

Araştırmanın öne çıkan bulguları şu şekilde:

– Gaz fiyatlarındaki bir yılda yedi kattan fazla artış, elektrik fiyatlarına altı kat artış olarak yansıdı. Türk lirasındaki değer kaybı ise gaz fiyatlarının elektrik fiyatlarına etkisini daha da artırdı.

– Rüzgar ve güneş enerjisinden elektrik üretimi, son 12 ayda 7 milyar dolarlık fosil yakıt ithalatını önleyerek Türkiye’nin enerji ithalatını düşürdü. Önümüzdeki aylarda, gaz fiyatlarının aynı kalması durumunda her ay yaklaşık 700 milyon dolar tasarruf bekleniyor.

– Türkiye, elektrik piyasasında tavan fiyat uygulamaları, ulusal elektrik tarifesi ve gaz tarifesi ile elektrik fiyatlarını düşürmeye çalışıyor, ancak piyasaya bu müdahaleler elektrik üretim maliyetini değiştirmiyor, dolayısıyla ülkenin üstündeki maliyet yükü hafiflemiyor.

– Türkiye’de rüzgar ve güneş enerjisi için kısıtlı kapasiteler ayrılırken, ihaleler ihale edilen kapasitelerden 10-15 kat daha fazla başvuru alıyor. Rüzgar ve güneşe tahsis edilen kapasitelerin yükseltilerek yatırım iştahının daha verimli kullanılması gerekiyor.

Türkiye, geçen yıl elektriğinin neredeyse üçte birini doğalgazdan ürettiği için, gaz fiyatlarındaki değişikliklere karşı kırılgan bir yapıda. 2021 yılında yıllık gaz tüketimi yeni bir rekor kırarken, gazda dışa bağımlılık ülkenin ithalat faturalarını artırdı. Buna karşın, yenilenebilir kaynaklardan elde edilen her bir birim elektrik üretimi, bir birim elektriğin fosil yakıtlar tarafından üretilmesini ve buna karşılık gelen fosil yakıt ithalatını engelliyor. 1 Mayıs 2021 ile 30 Nisan 2022 arasında rüzgar ve güneş santralleri 46,3 TWh elektrik üretti. Eğer bu elektrik doğalgaz santralları tarafından üretilseydi 7 milyar dolarlık fazladan ithalat yapılması gerekecekti. 

Ember Elektrik ve İklim Veri Analisti Ufuk Alparslan, “Küresel doğalgaz fiyatları ve liradaki değer kaybı Türkiye’de elektrik fiyatlarının yükselmesine neden olurken, yenilenebilir kaynaklar milyarlarca dolarlık fosil yakıt ithalatına engel oldu. Doğru politikalarla yenilenebilir enerji daha çok fayda sağlayabilir. YEKDEM sonrası ülkemizde yenilenebilir enerji kurulumları serbest piyasa ve ihaleler üzerinden ilerleyecek. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için rüzgar ve güneşe daha fazla kapasite tahsis edilmesi ve yatırımları sekteye uğratacak piyasa müdahalelerinden kaçınılması gerekiyor. Enerji kriziyle mücadele, özellikle güneş enerjisi gibi çok hızlı uygulanabilen çözümlere ihtiyaç duyuyor” dedi.

Enerjinin Geleceği Yenilenebilir Kaynaklarda

Türkiye’de elektrik üretiminde geçtiğimiz yıldaki kapasite artışının %97’si yenilenebilir kaynaklardan oluştu. Türkiye’de rüzgar ve güneş enerjisinde potansiyel yüksek ve çok daha fazla büyüme fırsatı var; ancak Türkiye, son yıllarda elektrik talebindeki artışı karşılamaya yetecek kadar yenilenebilir enerji artışı sağlayamadı.

Türkiye, yıllık 8 GW kapasite ile Avrupa’nın en yüksek güneş paneli üretim kapasitesine sahip; ancak her yıl 1 GW’tan daha az güneş santralı devreye alınıyor. Türkiye, yerli güneş paneli üretim kapasitesini tam olarak kullanarak, maliyetli fosil yakıt ithalatını ikame edebilir ve böylece elektrik faturalarını daha da azaltabilir.

Okumaya devam et

GÜNCEL

Değerse’den Çanakkale üzüm yetiştiriciliğini canlandıracak yatırım modeli

Küresel üzüm üretimi, iklim kriziyle karşı karşıya kalırken; yatırım, inovasyon ve sürdürülebilirlik odaklı projelerle ülkemizdeki bölgesel üretim canlandırılıyor. Yeni nesil bir yatırım platformu, Çanakkale ve Kaz Dağları’ndaki projesiyle yatırımcıları ticari üzüm bağı yetiştiriciliğine teşvik ederken, bölgesel kalkınmaya da katkıda bulunuyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

İklim değişikliğinin etkileri gün geçtikçe artarken, tarımsal üretimleri de tehlikeye atıyor. İklim krizinin büyümesiyle 76 yıl içinde üzüm bağlarının %90’ının yok olabileceği tahmin ediliyor. Üzüm ticaretinin başrol oyuncusu ülkelerden biri olmasına rağmen Türkiye’de de yetersiz yağış sebebiyle şaraplık üzüm bağlarının zarar gördüğü bildiriliyor. Üzüm yetiştiriciliği ve şarap üretiminde, Çanakkale ve eteklerindeki Kaz Dağları son yıllarda adından söz ettirirken, İda Bağları Projesi, şarap turizmini canlandırırken ve ticari üzüm bağı yetiştiriciliğini de teşvik ediyor.

Yeni nesil yatırım platformu degerse.com’un Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile Bayramiç İda Bağları’nda hayata geçirdiği proje, bağcılık ya da arsa yatırımı yapmak isteyenlere sadece üzüm satın alma garantisi sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bölge ekonomisine de katkıda bulunuyor. degerse.com’un Kurucusu ve CEO’su Barış Mükyen, “İda Bağları Yetiştiricilik Modülü ile hazırladığımız projeler, ticari üzüm bağı yetiştiriciliği sektörüne yeni bir bakış açısı kazandıracak. Bölgede yeni nesil bir arsa yatırım değeri oluşturduk. Amacımız sadece maddi getiri değil, sürdürülebilir ve doğa ile dost bir yatırım modülü yaratmak” açıklamasını yaptı.

İlk yılda %125, 7 yılda ise %700’e varan kârlılık vaat ediyoruz”

Barış Mükyen, “Çanakkale’ye, bağcılığın ve üzümün kalbi olan Bayramiç’e geldiğimizde öncelikle üniversite ile görüştük. Buradaki hocalarımızla yaptığımız çalışmaların sonrasında, en yüksek verim almak için ne yetiştirmek gerekir sorusunun cevabını aradık” diyerek projeleri hakkındaki detayları paylaştı.

Buna göre, İda Bağları Projesi, arsa yatırımına odaklanan yatırımcılara piyasa rayici altında arazi satın alma imkanı sunarak ilk yılda %125’e, 7 yılda ise %700’e varan kârlılık vaat ediyor. Proje kapsamında sunulan bağ kurulumu ve bakım hizmetleri, arazilerin değerini artırarak yatırımcıların getirisini optimize ediyor. Bu stratejik yaklaşım, sürdürülebilir gelir sağlamanın yanı sıra, bölgesel ekonominin güçlenmesine de katkıda bulunuyor.

“Şaraplık üzüm yetiştiriciliğini teşvik ediyoruz”

Projenin bilimsel ayağını temsil eden Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin, İda Bağları Projesi’nin ekonomik gücünü şu sözlerle vurguladı: “Bağcılık yapan pek çok ailenin çocuğu, büyük kentlere göç etti. Bu durum, verimli arazileri atıl hale getirdi. 50-60 yıl öncesinde 750 bin hektar civarında araziye yayılan bağlar, 400 bin hektarın altına düştü. Bu sebeple dünyada benzeri olmayan bu proje, bölge için çok kıymetli.”

Miras yoluyla bölünen, göç nedeniyle artık işlenmeyen kısaca verimli olan ama işlenemediği için atıl olarak nitelendirilen arsaların yatırımlarla şaraplık üzüm yetiştiriciliğini yeniden canlandırdıklarını aktaran degerse.com’un Kurucusu ve CEO’su Barış Mükyen “Sürdürülebilir bir üretim modeli yaratırken ürünün satışını da garanti ediyoruz. Dolayısıyla, ilk gün itibarıyla kazanç sağlanmasını mümkün kılıyoruz. Bunun yanı sıra, tesisin değeri her yıl katlanarak artıyor. Ürünlerin hem bugün için hem de gelecekte çocuklarınıza doğru ve kazançlı bir yatırım olması da diğer avantajlardan biri” ifadelerini kullandı.

“Bu proje, sadece maddi getiri sağlayan bir yatırım değil”

İda Bağları Yetiştiricilik Modülü’nün çok yönlülüğüne dikkat çeken Barış Mükyen, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Organik üzüm bağları projesiyle üzüm bağı kurmak isteyen yatırımcılar için tüm süreci yönetiyoruz. Yatırımcılar adına organik üretim sertifikası başvurusu yapıyoruz. Tesis edilecek şaraplık üzüm bağlarında yatırımcıların organik koşullar altında üretim gerçekleştirmesini taahhüt ediyoruz. Hasadın ilk alıcısı oluyoruz. Öte yandan, onları yalnız maddi değil, manevi olarak da besliyoruz. Bağımsız parsellerde kurulacak bağlara, bağ evleri eşlik ediyor. Böylelikle yatırımcılara doğal yaşamı deneyimleme fırsatı sunuyoruz. Hocalarımızın rehberliğinde, bu kadim kültürlerden hareketle bölgeyi hareketlendirmek; dokusuna, dinamiklerine zarar vermeksizin buranın geçmişteki dinamiğine yeniden kavuşması adına elimizden geleni yapacağız.”

 

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

PASHA BANK ’ın sürdürülebilirlik yolculuğunda “Yeşil Ofis Yeşil Dönüşüm” diploması başarısı

Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan arasındaki ticaretin gelişimine katkı sağlayan PASHA Bank, 49 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye)’nın hayata geçirdiği “Yeşil Ofis Yeşil Dönüşüm Programı’’ kapsamında Genel Müdürlük Binası’nda hedeflenen aksiyonları başarıyla tamamlayarak “Yeşil Ofis Yeşil Dönüşüm” diploması almaya hak kazandı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından yayınlanan “2023 yılı Küresel Riskler Raporuna” göre önümüzdeki 10 yıllık süreçte dünya ekonomisini etkileyecek risklerin ana gündem maddeleri çevre ve iklim odaklı. Ne yazık ki dünya çapında her yıl 2 milyar tondan fazla kentsel katı atık üretiliyor ve bunların neredeyse yarısı güvenli bir şekilde yönetilemiyor. Plastik ambalajların, tek kullanımlık ürünlerin ve kağıdın en fazla kullanıldığı yerler ise ofisler. Ofislerdeki sürdürülebilirliği sağlayabilmek adına WWF “Yeşil Ofis” programını hayata geçirdi. Program kapsamında kurumlara ve çalışanlara çevre bilinci kazandırılması, doğaya ve çevreye karşı duyarlılıklarının hem iş hem de özel hayatlarında devam ettirilmesi amaçlanıyor. PASHA Bank da gerçek bir dönüşümü tetiklemek ve çalışanlarını bu dönüşümün önemli bir parçası haline getirmek üzere “Yeşil Ofis Yeşil Dönüşüm Programı”na katılım sağladı. Program kapsamında bilinç artırma, ofis ve atıklar olmak üzere 3 ana hedef üzerinde 69 adımdan oluşan bir yol haritası hazırlandı. Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan arasındaki ticaretin gelişimine katkı sağlayan, Türkiye’de faaliyet göstermeye başladığı 9 yıldan bu yana vizyonu iş dünyası ve toplum için yeni ve kalıcı değerler yaratmak olan, misyonundaki sosyal ve çevresel duyarlılığı ile toplumun bugününe ve geleceğine değer katan PASHA Bank, kurumsal sosyal sorumluluk anlamında 2023 yılında WWF-Türkiye’nin “Yeşil Ofis Yeşil Dönüşüm” programında seçilen taahhütlerle belirlenen hedefleri Genel Müdürlük Binası’nda başarıyla tamamlayarak “Yeşil Ofis Yeşil Dönüşüm” diplomasını almaya layık görüldü.

“Bugünü ve geleceği koruyoruz !”

PASHA Bank olarak, önceliklerinin her zaman çalışanlarının ve toplumun çevresel farkındalığını arttırmak olduğunu ve bu kapsamda pek çok projeye imza attıklarını belirten PASHA Bank Genel Müdür Vekili A. Hale Yıldırım, ‘’ Yeşil Ofis Yeşil Dönüşüm Diploması, kurumların ofis düzeyinde çevresel etkilerini değerlendirdikleri ve iyileştirmeler yaparak sürdürülebilir geleceğe katkıda bulundukları bir sürecin sonunda elde edilmektedir. Sürdürülebilirlik, PASHA Bank’ta iş yapış biçimimizin temel bir parçasıdır, WWF-Türkiye ile gerçekleştirdiğimiz bu işbirliği, ofisimizin çevre dostu olmasında ve sürdürülebilir uygulamaları güçlendirmekte bize ilham vermiştir. Kağıt israfını önlemek, tüketimi azaltmak, pandemi dönemi ile başlayan tek kullanımlık kağıt/plastik malzeme kullanımlarını sonlandırmak, ofis içi sıcaklığı iki derece azaltmak, fazla su ve elektrik tüketimini asgariye indirmek, geri dönüşümü özendirmek gibi pek çok konuda WWF-Türkiye’nin bize verdiği 69 maddelik hedef listesini başarıyla tamamlayarak sürdürülebilirlik yolculuğumuzda önemli bir yol katettik. Yeşil Ofis Diplomamızı alarak, çevresel etkimizi en aza indirme hedefimiz doğrultusunda adım atmaktan gurur duyuyoruz. PASHA Bank ve çalışanları bugünü ve geleceği koruyor, daha yeşil bir dünya için çalışıyor” açıklamalarında bulundu.’’

Okumaya devam et

GÜNCEL

10 yıl içerisinde Bankacılık dahil yok olacak 10 meslek ve geleceğin işleri

Yayınlanma:

|

Yazan:

Oxford Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, gelecek 10 yıl içinde pek çok meslek otomatik olarak yapılabilecek. Araştırmaya göre geleceğin meslekleri ve 2030 yılı itibarıyla etkisini yitirecek meslekler de şekillendi.

 Geleceğin meslekleri: 

YAPAY ZEKA MÜHENDİSLİĞİ   

Yapay zekayı hayatımızın her alanında sıklıkla kullanıyoruz. Yaşamımızın önemli bir parçası haline gelen yapay zeka teknolojisi her geçen gün gelişiyor ve fonksiyonel çözümler sunuyor. Özellikle altyapılarını son teknoloji ile donatan büyük şirketler, yapay zeka alanındaki gelişmeleri büyük bir heyecanla takip ediyor ve bu alanda çok iyi yatırımlar yapıyor. Bu da önümüzdeki yıllarda yapay zeka üzerine çalışacak kişilere büyük bir ihtiyaç olacağını gösteriyor.

Bankacılıktan sağlık sektörüne, tekstilden inşaat sektörüne kadar her alanda devreye giren yapay zeka üzerinde çalışmak istiyorsanız matematik, yazılım, büyük veri teknolojisi ve algoritmalarına iyi derecede hakim olmanız gerekiyor.

ROBOTİK MÜHENDİSLİĞİ   

Bilim kurgu filmlerinde izlediğimiz robot teknolojisi artık pek çok boyutuyla gerçek oldu. Çok daha fazla gelişme potansiyeline sahip olan robot teknolojisi birçok sektörde aktif olarak kullanılıyor. Örneğin, üretim hatlarının başında robotları görmek artık şaşırtıcı değil. Ameliyat sırasında devreye giren cerrahi yardım robotları sağlık sektöründe fark yaratıyor.

Robotik Mühendisi uygun yazılımı hazırlayarak robotlar için görevleri tanımlar ve bu görevlerin nasıl yapılacağı konusunda gerekli komutları ve koordinasyonu düzenler. Robotik mühendisi olmak için matematik ve fen alanlarında yetkin olmanızın yanı sıra yazılım, bilgisayar ve algoritmalarda kendinizi geliştirmeniz gerekir.

SİBER GÜVENLİK UZMANLIĞI   

Teknoloji denilince akla ilk gelen sorulardan biri “Dijital platformlarda ne kadar güvendeyim?” oluyor. Korsan saldırıları, site hack’leri birçok kişi veya kurumun başına gelebilir ve kurumsal bilgiler dışarı sızabilir. Bu durum siber ağların en son ve en güncel teknolojik ekipman ve güvenlik ağları ile korunmasını gerekli kılıyor.

Günümüzde bireylerin, şirketlerin veya devlet kurumlarının birçok önemli ve özel bilgileri sanal ortamda saklanıyor. Bu bilgilerin saklandığı alanlara olası bir saldırı durumunda ise ciddi sorunlar yaşanabiliyor. Bu noktada devreye giren siber güvenlik, internet saldırılarına karşı koruyucu bir kalkan görevi görüyor.

Teknolojinin her geçen gün ilerlediği ve bilgisayar korsanlarının güvenlik sistemlerini atlatmak için yeni yöntemler geliştirdiği göz önüne alındığında, siber güvenlik uzmanlığının gelecekte değer verilen meslekler arasında yer alacağını söyleyebiliriz.

Siber güvenlik uzmanı olmak için ise, bilgisayar teknolojileri, yazılım, matematik gibi alanlarda ilerlemek ve analitik düşünebilmek gerekiyor.

YAZILIM VE UYGULAMA GELİŞTİRİCİSİ   

Günümüzde yazılımın gücü hemen her sektörde kullanılıyor. Firmalara gerekli desteği sağlayarak teknoloji ile harmanlanmış çözümler üreten yazılım ve uygulama geliştiricileri gelecekte de popülerliğini koruyacak meslekler arasında yer alıyor.

Yazılım ve uygulama geliştirme uzmanları, bu ihtiyaçlara uygun yazılımlar geliştirmek, sıklıkla kullandığımız ve hayatımızı kolaylaştıran uygulamalar geliştirmek, bu uygulama ve yazılımları şirketlerin ihtiyaçlarını dikkate alarak düzenli olarak güncellemek gibi görev tanımlarına sahip.

İyi bir programcı olmak istiyorsanız bilgisayar sistemlerine ilgi duymanız, matematik ve algoritma konusunda kendinizi geliştirmeniz ve problem çözme becerisine sahip olmanız büyük önem arz ediyor.

OYUN GELİŞTİRİCİSİ   

Oyun sektörünü yakından takip eden ve oyun oynayan biriyseniz, beş yıl gibi kısa bir sürede bile ne kadar ciddi ilerlemeler kaydedildiğini rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz. Teknolojinin her geçen gün geliştiği ve internette geçirilen zamanın uzadığı bu günlerde oyun sektörü çok hızlı ilerliyor. Oyunların altyapıları sürekli güncellenip geliştirilirken, efektlerde ve görsellerde de büyük iyileştirmeler yapılıyor.

Sektör ne kadar genişlerse, yeni oyun geliştiricilerine o kadar çok ihtiyaç duyar. Oyunculuktan geliştiriciliğe geçiş yapmak ve ilgi alanınızı mesleğe dönüştürmek istiyorsanız yazılım dillerine iyi derecede hakim olmak, tasarım ve efektlerde gelişime açık olmak sizin için fark yaratabilir.

DİJİTAL PAZARLAMA UZMANLIĞI   

Teknolojinin gelişme hızı ile dijital pazarlama her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. Son bir yıldır tüm dünyada yaşanan pandemi süreci, dijital gelişmelerin ne gibi kolaylıklar sağlayabileceğini bir kez daha gösterdi. Bu dönemde şirketler dijital dünyanın neler yapabileceğini ve kendi dijital altyapılarındaki eksiklikleri fark ederek dijital gelişmelere odaklandı.

Pek çok sektörün uzaktan çalışma düzenine geçtiği, online alışverişin en yüksek veriye ulaştığı, hatta sosyalleşme, eğitim, spor gibi faaliyetlerin dijital kanallardan yapılabildiği günümüzde dijital pazarlama uzmanlarına olan ihtiyaç da artıyor.

Dijital pazarlama uzmanı olabilmek için dijital trendleri yakından takip etmek, sosyal medya platformlarına hakim olmak, SEO, Google Analytics konusunda kendini geliştirmek ve dijital pazarlama trendleri oluşturmak gerekiyor.

2030 yılından itibaren etkisini yitirecek meslekler: 

SEYAHAT DANIŞMANLIĞI 

Bir zamanlar yaz tatiliniz için rezervasyon yaptırırken, bir seyahat acentesine uğramak, birkaç broşüre göz atmak ve neşeli bir satış temsilcisinin her şeyi büyük boy bir bilgisayarda bir araya getirmesi gibi bir durum vardı. Artık kullanımı kolay karşılaştırmalı web sitelerinin bolluğu ile herkes kendi tatilini ayarlayabiliyor. Birçok seyahat operatörü bunu fark etti ve çevrimiçi tekliflerine odaklanmak için şubelerini kapatıyor.

KASİYER   

Temassız ödemeler, Apple Pay ve hatta Bitcoin gibi kripto para birimlerinin ana akım toplumda öne çıkmasıyla birlikte, son birkaç yılda nakitsiz bir toplumun gerçekliği hakkındaki tartışmalar arttı. Ardından, self-servis kasalar ve istasyonlar dünya genelinde yaygın hale gelmeye başladı.

FAST- FOOD ÇALIŞANI   

Daha düşük maliyetle çalışmak isteyen fast food zincirlerinin yakın bir gelecekte tam otomasyon sistemine geçmesi bekleniyor. 2013 tarihli bir araştırmaya göre, fast food çalışanlarının yüzde 81’i otomasyon nedeniyle işini kaybedecek. ABD merkezli CaliBurger, yapay zeka güdümlü, burger çeviren mutfak asistanlarıyla otomatikleştirilmiş bir işgücünü hali hazırda test etmeye başladı.

POSTACI   

Paketleri teslim etmek için hala kuryelere ihtiyaç duyulacak olsa da, mektupları teslim eden geleneksel posta taşıyıcıları için işler iyi görünmüyor. Bunun temel nedeni,önümüzdeki 20 yıl içinde, faturaların ve beyanların çevrimiçi olarak görüntülenmesi ve ödenmesi, önemsiz postaların posta kutunuzdan e-posta gelen kutunuza taşınması ve uzun süredir ölmekte olan bir sanattan bu yana mektupların el ile yazılmayacak olması bulunuyor.

BANKA ÇALIŞANI  

Bankalar tamamen ortadan kalkmayacak olsa da, birçok yerel şube ortadan kalkacak. Bunun nedeni, evinizin rahatlığında işlem yapabileceğiniz ve hesabınızı kolaylıkla yönetebileceğiniz çevrimiçi ve telefon bankacılığının rahatlığı ve kullanıcı dostu doğası. İnsanların hala mali danışmanlara ve uzmanlara danışması gerekecek, bu yüzden bankalar açık kalacak; ancak onlardan çok daha az olacak.

TEKSTİL İŞÇİSİ   

Tekstil endüstrisinde azalan çalışan sayısı, ürünlere olan talep eksikliğinden değil, nasıl üretildiklerinden kaynaklanıyor. Artık birçok imalat ve üretim işini gerçekleştirebilen makineler nedeniyle tekstil işçileri için daha az fırsat var.

MATBAA OPERATÖRÜ  

Çeşitli yayınların çevrimiçi sürümlerine daha fazla zaman ve içerik ayırmasıyla, bir süredir basılı medya endüstrisinin geleceği hakkında tartışmalar yaşanıyor. Bu, durum matbaa operatörlerinin işlerinde önemli bir düşüşle karşı karşıya kalabilecekleri anlamına geliyor.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.