Connect with us

BANKA HABERLERİ

Sermaye kediye mi yüklendi?

Yayınlanma:

|

2024 yılında dünyada ekonomiler ortalama yüzde 3,3, bizim de içinde olduğumuz ‘Gelişmekte Olan Ekonomiler’ ise yüzde 4,3 oranında büyürken, Türkiye yüzde 3,2 oranında büyüyebilmiş. Aynı dönemde sanayimiz sadece binde 5 büyüyebilmiş. 2021 yılından beri sanayimiz kan kaybetmeye devam ediyor. İSO500 firmalarının ‘Üretimden Satışlar’daki yıllık yüzde 36,3 olan büyümesini, yüzde 41,1 olarak açıklanan 2024 yılı Yurtiçi Üretici Fiyat Enflasyonu (Yİ-ÜFE)’den arındırdığımızda reel değişimin eksi yüzde 3,4 olmuş.

FAALİYET KÂRINDA YÜKSEK DÜŞÜŞ

İSO500’deki firmaların konsolide gelir tablosuna bakıldığında 2024 yılında net satışlar yüzde 36,9 artışla 10,2 trilyon TL’ye ulaşırken, satışlarının maliyeti ise yüzde 44,5 artışla 8,7 trilyon TL’ye yükselmiş. Yani aslında satışların maliyeti, net satışlardan yüzde 7,6 daha fazla artmış. Bunun sonucunda satışların maliyetinin, net satışlar içindeki payı da 2023 yılına göre yüzde 4,5 artarak yüzde 85,4’e yükselmiş. 2023 yılına göre yüzde 72,8 oranında artan ‘Faaliyet Giderleri’ firmalardaki verimlilik sorununa işaret ediyor. Artan ‘Satışların Maliyeti’ ve ‘Faaliyet Giderleri’ sonucu 2023 yılına göre firmalarımızın ‘Faaliyet Kârı’ ise yüzde 31,6 oranında azalmış görünüyor.

Bankaların kredi büyüme sınırı nedeniyle borçlanmanın sınırlı düzeyde kalması ve ağırlıklı olarak döviz kredisi ile daha uygun maliyetle borçlanmanın etkisiyle ‘Finansman Giderleri’ sadece yüzde 16 oranında artan firmaların dönem karı ise yüzde 58,5 azalarak, ‘Net Satışların’ içindeki payı da yüzde 2,6’ya gerilemiş durumda. EBITDA yani Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr FAVÖK ise yüzde 12,1 artış kaydederek Yİ-ÜFE’nin oldukça gerisinde kalmış. FAVÖK’ün net satışlara oranı yüzde 12,8’e gerilemiş durumda.

Enflasyon düzeltmesinin kârlılığa etkisine baktığımızda da 65,1 milyar TL’lik bir olumsuzluk var. Yani enflasyon düzeltmesi olmasaydı da firmaların karlılığı sadece binde 6 oranında artacaktı. Keza net kambiyo zararı da aynı şekilde firma kârlılıklarını 35,2 milyar TL olumsuz etkilerlerken, bunun firmaların kârlılığına olumsuz etkisi ise binde 3’le sınırlı düzeyde kalmış.

SANAYİ BANKA FAİZİNE ÇALIŞMIŞ

Burada bir parantez açarak ‘Finansman Giderlerine’ dikkat çekmek istiyorum. Çünkü, finansman giderlerinin faaliyet kârına oranı yüzde 96,6’ya yükselmiş. Firmaların 2024 yılında elde ettiği 640,8 milyar TL faaliyet karına karşılık, 618,9 milyar TL finansman gideri yaratmışlar. Yani 2024 yılında firmalarımız neredeyse sadece banka faizine çalışmışlar diyebiliriz. Tüm bunların sonucunda 2024 yılında İSO500’deki firmaların sadece 348 adeti net kâr açıklarken, 2023 yılına göre zarar eden firma sayısı 56 adet artışla 152’ye ulaşmış görünüyor.

ÖZKAYNAKLAR ERİYOR

Firmaların bilançolarına bakıldığında 2024 yılında enflasyon muhasebesinin etkisinin sınırlı kaldığı, ‘Dönen Varlıklar’daki yüzde 31,7 artışa karşılık ‘Duran Varlıklar’ın yüzde 43 arttığı görülüyor. Buna karşılık firmaların toplam borçları yüzde 45,1 oranında artarken, özkaynaklarındaki artışın ise yüzde 31,6 ile sınırlı kalmış görünüyor. Aslında Yİ-ÜFE’ye göre baktığımızda firmaların özkaynakları eriyor denebilir.

İSO500’deki firmaların borçlanma yapısındaki değişim de dikkat çekici. Firmaların toplam borçları yüzde 45,1 artarken, bunun içinde ‘Mali Borçlar’ın yüzde 38,6, Diğer Borçların ise yüzde 51,5 oranında arttığını görüyoruz. Burada parasal sıkılaşmanın ve krediye erişim zorluklarının sonucunda firmaların net işletme sermayesi ihtiyaçlarını ağırlıklı olarak Diğer Borçlar üzerinden karşıladığını söyleyebiliriz. Ayrıca, ‘Kısa Vadeli Mali Borçlar’ın, toplam mali borçlar içindeki payının ise azalarak yüzde 48,5’e gerilediği görülüyor.

DEVREDEN KDV KANAYAN YARA

2024 yılında yüzde 26,9 artış kaydederek 84,6 milyar TL’ye ulaşan ‘Devreden KDV’ kaleminin, krediye erişimin zor ve pahalı olduğu bir dönemde firmaların KDV alacakları yoluyla  devleti faizsiz olarak fonlamaya devam etmesi de hayli ilginç. Ar-Ge harcamaları da bir diğer kanayan yara. Ar-Ge harcaması yapan firma sayımız halen 265. Ar-Ge’ye harcanan para üretimden satışların binde 7’sine ulaşsa da rakam halen yetersiz. Bunun doğal sonucu olarak da Yüksek Teknolojili Ürünlerin toplam üretim içindeki payı sadece yüzde 7,4. Orta-Yüksek Teknolojili Ürünlerin payı ise yüzde 26,7’ye gerilerken, Düşük Teknolojili ürünlerin payının yüzde 34,6’ya yükselmesi dikkat çekici. Hem verimsiz hem de katma değersiz üretimle, yüksek kredi faizleri ve enflasyon bir araya gelince orta çıkan sonuç pek de şaşırtıcı olmasa gerek.

İSO500’deki firmaların çalışan sayısı yüzde 2,6 ile 824,245 kişiye çıkarken, çalışanlara ödenen maaş ve ücretler ise yüzde 90,9 artış kaydederek 812,8 milyar TL’ye ulaşmış. Burada sanayicinin “İşçilik maliyetlerimiz çok yüksek, ucuza çalışacak adam bulamıyoruz” yakınmasının nedenlerini çok net görülebiliyor.

HALKA AÇILMAK HALA KORKULU RÜYA

Halka açık firma sayısı ise 3 şirket artışla 88’e yükselmiş. Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşundan sadece 88’nin halka açık olması, firmaların kurumsallaşma ve alternatif finans kaynaklarına erişim konusunda ne kadar isteksiz olduğunun bir diğer göstergesi. Kredi kanalları daralmaya devam ederken, halka arz ve sermaye piyasaları yoluyla maliyetsiz bir finans kaynağına erişimin göz ardı edilmesi de yıllardır patronlarımızın şirketlerindeki kontrolü kaybetme korkusunun bir tezahürü olabilir mi?

DURUM İÇ AÇICI DEĞİL

Sonuç olarak, Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunun verilerini ele aldığımızda ülke ekonomisindeki yetersiz büyümeye rağmen, sanayideki büyüme daha da vahim durumda ve artık sınıra dayanmış vaziyette. Burada rekabetçi olmayan kurların, yüksek işçilik ve finansman maliyetlerinin etkisi net bir şekilde görülürken, önümüzdeki dönemde bunun daha da fazla hissedileceği muhakkak. Artan faaliyet giderleri verimlilik konusuna dikkat çekerken, faaliyet karının neredeyse tamamının ancak finansman giderlerini karşılaması artık firmaların sadece banka kredisine çalıştığının en net göstergesi. Bu arada 85 milyar TL’ye ulaşan devreden KDV’nin firmalara finansman yükü 40 milyar TL civarı, nerdeyse dönem karının yüzde 20’sine ulaşmış boyutta. Firmaların kısa vadeli banka borçlarının azalması ise tercihen değil, vadesi gelen krediyi tekrar yerine koyamamaktan kaynaklı mecburiyeti gösteriyor. Bunun sonucu olarak da firmaların ‘Diğer Borçlar’ında yani ticari borçlarında artış var. Aslında İSO500’deki firmalar ağırlıklı olarak tedarikçilerinin finansmanı ile dönmeye çalışıyorlar. Enflasyon muhasebesinin kârlılığa çok fazla etkisi kalmamış diyebiliriz. Kârlılığını artıramayan firmaların öz kaynaklardaki artış ise Yİ-ÜFE’nin altında kalmış, yani aslında reel olarak öz kaynaklar eriyor diyebiliriz. Ar-Ge’ye çok fazla kaynak ayırmayan firmaların ise üretimlerinde düşük teknolojili üretimin payı artmış. Uzun süredir devam edene “Eleman bulamıyoruz” şikayetlerinin sonucu personel giderlerinde yüzde 90’nın üzerinde artışa neden olmuş. Yüksek faiz ve halen devam eden enflasyon baskısı ücretler tarafında firmaları zorlamaya devam edecek gibi görünüyor.

ÇUKUROVA’NIN BÜYÜKLERİ  

Şimdi de gelelim bölgemize… Yayınlanan verilerin çok sınırlı olması nedeniyle birçok detayı göremiyor olsak da eldeki verilerle bir değerlendirme yapabilmemiz mümkün.

İSO500’e Adana’dan giren firma sayısı 2023 yılına göre 5 şirket artış göstererek 16’ya çıkmış olsa da bu sayının 2022 yılında 14 olduğunu da unutmamak gerek. Bu sayının detaylarına da girecek olursak sadece 4 firmamız sıralamada yukarı çıkarken, 7 firmamız ise sıralamada geriye gitmiş. 5 firmamız ise listeye bu yıl dahil olmuş görünüyor. Bu firmalarımızın toplam üretimden satışları 133,3 milyar TL olarak gerçekleşirken, İSO500’ün 8,7 trilyon TL üretimden satışları içindeki payı ise yüzde 1,54 olarak gerçekleşmiş. Bu yıl listeye giren 5 firmanın da etkisiyle Adana’nın üretimden satışlar rakamı 50,7 milyar TL artmış olsa da biraz daha doğru karşılaştırma yapmak adına firma başına ortalama üretimden satışlar rakamı sadece yüzde 11,02 oranında artmış görünüyor.

İSO500’e Mersin’den giren firma sayısı 2023 yılına göre 1 şirket azalarak 9’a düşmüş. Bu sayının detaylarına girecek olursak sadece 2 firma sıralamada yukarı çıkarken, 7 firmamız ise sıralamada geriye gitmiş. Bu firmalarımızın toplam üretimden satışları 87,3 milyar TL olarak gerçekleşirken, İSO500’ün 8,7 trilyon TL üretimden satışları içindeki payı ise yüzde 1,01 olarak gerçekleşmiş. Karşılaştırmayı daha doğru yapmak adına firma başına ortalama üretimden satışlara baktığımızda ise yüzde 5,13 oranında azalmış görünüyor.

AYNI YÖNTEMLE FARKLI SONUÇ OLUR MU?

Aslında bölgesel olarak da firmalarımız orta gelir tuzağına girmiş diyebiliriz. Listeye giren çıkan firmalar nedeniyle detaylı analiz şansımız olmasa da her iki ilimiz için ekonomiden alınan payın ve listeye giren firma sayılarının yıllar itibariyle pek değişmediği ortada. İhracat verilerinden de hareketle özellikle Adana’nın ekonomik gelişimi için ihracatın önemi muhakkak. Bu konuda ciddi çaba sarf eden firmalarımız olsa da şehrin geneli için aynı performanstan söz etmek çok zor. Mersin içinde benzer şeyleri söyleyebiliriz. Ancak nihai olarak Einstein’ın da dediği gibi ‘Aynı şeyleri yapıp, farklı sonuçlar beklememek lazım!’

Hakan ÇALIŞKANTÜRK-Refleks Gazetesi

 

 

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Türkiye’de Kredi Kartı Borç Krizi Derinleşiyor

Yayınlanma:

|

2025’in İlk Yarısında 1 Milyon Kişi Takibe Düştü!

Türkiye’de bireysel kredi kartı kullanımı her geçen gün artarken, bu borçların geri ödenmesinde yaşanan sorunlar ekonominin kırılgan noktalarından biri haline geliyor. 2025 yılının ilk yarısına ait veriler, bireysel borçluluk krizinin giderek derinleştiğini ortaya koyuyor.

Kredi Kartı Borcu 2 Trilyon TL’yi Aştı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre, 2025 yılı başından itibaren bireysel kredi kartı borçları 2,068 trilyon TL seviyesine ulaştı. Bu rakam, geçen yıla göre %15,2’lik bir artış anlamına geliyor.

Yalnızca kredi kartları değil, ihtiyaç kredileri de dahil edildiğinde bireysel borç yükü daha da ağırlaşıyor. Bu durum, Türkiye’de tüketici finansmanına olan bağımlılığın ne denli yüksek olduğunu gösteriyor.

Takipteki Borçlar 95 Milyar TL’yi buldu

Kredi kartı borçlarının 95 milyar TL’lik kısmı ise yasal takibe alınmış durumda. Bu, toplam kart borcunun yaklaşık %4’üne denk geliyor. Takibe düşen borçlar genellikle üç dönem üst üste asgari ödeme yapılmaması sonucu kartın kullanım dışı bırakılması ve haciz süreçlerinin başlamasıyla gündeme geliyor.

Resim

2025’te Takibe Düşen Kişi Sayısı 1 Milyonu Aştı

Risk Merkezi’nin yayımladığı verilere göre:

  • Şubat 2025’te sadece kredi kartı borcunu ödeyemeyen 167.163 kişi yasal takibe alındı.

  • Aynı dönemde bireysel kredi borcunu ödeyemeyen kişi sayısı 149.924 oldu.

  • Ocak-Mayıs 2025 döneminde toplamda 1.039.000 kişi, bireysel kredi veya kart borcunu ödeyemediği için yasal takibe düştü.

Bu rakam, son yılların en yüksek seviyesi olarak kayıtlara geçti. Özellikle asgari ücretli ve orta gelir grubundaki tüketicilerin artan faiz ve enflasyon karşısında ödeme güçlüğü yaşadığı belirtiliyor.

Borç Sarmalından Çıkış Mümkün mü?

Ekonomistler, borçlu bireylerin ödeme yapamadığı durumlarda ilk adım olarak banka ile iletişime geçerek yapılandırma seçeneklerini değerlendirmesi gerektiğini belirtiyor. BDDK’nın son düzenlemeleri, kredi kartı ve ihtiyaç kredilerinde yapılandırma süresini bazı durumlarda 36 aya kadar uzatabiliyor.

Ancak bu yapılandırmaların, gelir artışı olmadan uzun vadede çözüm sunamayacağı ve borçluluğu sadece ötelediği görüşü de ağırlık kazanıyor.

Uyarılar

Türkiye’de hanehalkının borçluluk oranı artarken, kredi kartı borçları ödeme krizine dönüşmüş durumda. Bu kriz;

  • Haciz,

  • Kredi notu düşüşü,

  • Yeni kredi kullanımına engel gibi çok sayıda riski beraberinde getiriyor.

Borçlarını ödeyemeyen tüketiciler için daha kalıcı çözümler; gelir artırıcı politikalar, borç yönetimi eğitimleri ve kamusal farkındalık kampanyalarıyla desteklenmeli.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

DÖVİZ KREDİLERİNE %1 KKDF GELDİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

18 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan ve 17 Temmuz 2025 tarihli 10094 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile birlikte, reel sektör şirketlerinin yurt içinde kullandıkları döviz ve altın kredilerine artık %1 oranında Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) kesintisi uygulanması kararı yürürlüğe girmiştir.

Kararın Özeti:

  • Yürürlük Tarihi: 18 Temmuz 2025

  • KKDF Oranı: %1

  • Kapsam: Türkiye’de yerleşik şirketlerin yurt içi bankalardan ve finansal kuruluşlardan kullandıkları döviz ve altın cinsinden krediler

  • Amaç: TL cinsinden kredi kullanımını teşvik etmek, dövizle borçlanmayı azaltmak ve makroekonomik istikrarı desteklemek

Değerlendirme:

  • Şirketler açısından etkisi: Bu karar, dövizle borçlanan reel sektör firmalarının finansman maliyetlerini artıracaktır.

  • Finans sektörü açısından: Bankalar ve finansal kuruluşlar, TL kredilere yönlendirme yaparken bu uygulamayı bir politika aracı olarak kullanabilecektir.

  • Ekonomi politikası açısından: KKDF’nin tekrar devreye alınması, döviz talebini kontrol altına alma ve kur-istikrarını sağlama stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilebilir.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Q Yatırım Bankası ödenmiş sermayesini 1,5 milyar liraya çıkardı

Q Yatırım Bankası Genel Müdürü Cihan Küçükgöze, “Yeni sermaye yapımızla birlikte finans sektörüne değer katmaya ve ekonominin gelişimine katkı sunmaya kararlılıkla devam edeceğiz” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Q Yatırım Bankası, ödenmiş sermayesini 600 milyon liradan 1,5 milyar liraya çıkararak güçlü ve sürdürülebilir büyüme hedefleri doğrultusunda önemli bir adım attı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, sermaye artışı, Q Yatırım Bankası’nın sağlam mali yapısını ve uzun vadeli stratejik vizyonunu pekiştirirken, geleceğe yönelik kararlı büyüme stratejisinin de somut bir göstergesi niteliğini taşıyor.

Banka, söz konusu artışla sermaye yeterliliğini ve faaliyet gösterdiği tüm iş kollarında daha etkin ve kapsayıcı hizmetler sunmak üzere operasyonel altyapısını daha da güçlendirdi.

Ayrıca banka, artan sermaye yapısıyla hem ulusal hem de uluslararası piyasalarda rekabet gücünü daha da artırmayı, daha büyük ölçekli yatırımları desteklemeyi ve kurumsal müşterilerine daha rekabetçi çözümler sunmayı hedefliyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Q Yatırım Bankası Genel Müdürü Cihan Küçükgöze, kuruluşlarından bu yana ‘Neden Olmasın?’ vizyonuyla müşteri memnuniyetini, dijitalleşmeyi ve sürdürülebilir büyümeyi odaklarına aldıklarını belirtti.

Sermaye artışlarının, stratejik hedeflerini daha da ileriye taşımalarına olanak sağlayacağını aktaran Küçükgöze, şunları kaydetti:

‘Güçlenen sermaye yapımız, yalnızca bankamızın değil, aynı zamanda müşterilerimizin, iş ortaklarımızın ve tüm paydaşlarımızın geleceğine duyduğumuz bağlılığın da bir yansımasıdır. Yeni sermaye yapımızla birlikte finans sektörüne değer katmaya ve ekonominin gelişimine katkı sunmaya kararlılıkla devam edeceğiz.’

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.