BANKA HABERLERİ
Şimşek: Hiç kimseden para istemedik, Türkiye’nin paraya ihtiyacı yok
Yayınlanma:
5 ay önce|
Yazan:
BankaVitriniHazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yurt dışı seyahatlerinin neredeyse hepsine ana gündem maddelerinden birinin yeşil ve dijital dönüşüm olduğunu belirterek, “Biz hiç kimseden kaynak istemedik. Hiç kimseden para istemedik. Türkiye’nin paraya ihtiyacı yok” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçelerinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerine bir sunum yaparak, soruları cevapladı.
Bakan Şimşek yaptığı konuşmada, Orta Vadeli Program’ın (OVP) ana hedefinin, enflasyonda kalıcı düşüşü sağlamak olduğunu belirterek, “Çünkü enflasyonu düşürmeden, Türkiye’de sürdürülebilir yüksek büyümeyi ve kalıcı refahı sağlayamayız. Büyümede dengelenme yani iç talebin daha ılımlı, dış talebin olumlu katkı verdiği, cari açıkta iyileşme, mali disiplinin yeniden tesisi, rezerv birikimi ve Kur Korumalı Mevduat hesaplarından çıkış OVP’nin diğer öncelikli hedefleridir. Bu hedeflere ulaşmak için haziran ayından bu yana önemli mesafe kat ettik. Daha uygulamaya koyacağımız reformlar var. Bütün bunlar makro finansal riskleri azaltmıştır. Makro finansal istikrarımız güçleniyor” dedi.
“Makro finansal istikrarımız güçleniyor”
Kararlı olduklarını dile getiren Bakan Şimşek, “Enflasyonu kalıcı olarak düşüreceğiz. Bu OVP’nin en öncelikli hedefidir. Bu amaçla başlatılan parasal sıkılaştırma süreci devam ediyor. Seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma adımları ile parasal sıkılaştırmayı destekliyoruz. Para, maliye ve gelirler politikaları arasındaki eş güdüm güçlendirilirken önümüzdeki dönemde verimlilik artışı odaklı yapısal dönüşümü önceliklendireceğiz. Ekonomideki dengelenme, Türk lirası varlıklara artan ilgi, rezervlerdeki artış ve kurun istikrarlı seyri, enflasyonla mücadeleyi desteklemektedir” ifadelerini kullandı.
“Enflasyonu önümüzdeki yıl sonunda yüzde 36’ya, 2026 yılında ise tek haneli seviyelere düşürmeyi hedefliyoruz”
Ağustostan itibaren aylık enflasyonun düşüş trendine girdiğini hatırlatan Şimşek, “Çekirdek enflasyondaki düşüş, çok daha belirgindir. Eylül ayında çekirdek enflasyon yüzde 5,3’tü. Ekim’de yüzde 3,7, kasımda yüzde 2 civarına gerilemiştir. Yani enflasyondaki ivme kaybı çok net bir şekilde ortadadır. 2024 yılı hedeflerimizle uyumlu bir patikaya doğru evrilmiştir. Nitekim 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerine bakarsanız son 2 ayda 5 puan gerilemiş ve hedeflerimize yakınsamıştır. Yıllık enflasyon düşüşü 2024’ün ikinci yarısında kendisini gösterecektir. Enflasyonu önümüzdeki yıl sonunda yüzde 36’ya, 2026 yılında ise tek haneli seviyelere düşürmeyi hedefliyoruz” değerlendirmesini yaptı.
“Hiç kimseden para istemedik. Türkiye’nin paraya ihtiyacı yok”
Bakan Şimşek, “Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için yerli ve yenilebilir enerji noktasında kapasitemizi artırma çabamızı artıracağız. Özellikle önümüzdeki dönemde yeşil ve dijital dönüşümü hızlandırıyoruz. Seyahatlerimin hemen hemen hepsinde ana gündem maddelerinden bir tanesi yeşil ve dijital dönüşüm olmuştur. Biz hiç kimseden kaynak istemedik. Hiç kimseden para istemedik. Türkiye’nin paraya ihtiyacı yok” diye konuştu.
“Kur Korumalı Mevduat stoku, Ağustos’ta 3.4 trilyon lirayla zirveyi bulmuştu. 8 Aralık itibarıyla 2.7 trilyona düşmüştür”
OVP’nin bir başka hedefinin rezerv birikimi olduğu bilgisini paylaşan Şimşek, “8 Aralık itibarıyla rezervlerimiz mayıs sonuna göre 43 milyar dolar artarak tarihin en yüksek seviyesi olan 141.4 milyar dolara ulaşmıştır. Net rezervi de sorabilirsiniz. Net rezervler de 43.9 milyar dolar artarak 38.2 milyar dolara yükselmiştir. SWAP meselesine gelecek olursak: döviz kredi talebi az olduğu için yerel bankalar, Merkez Bankası ile SWAP yapıyorlar. Yerel bankalar ile yapılan SWAP’lar çok rutin bir iştir. Ama yabancı ülkelerle yapılan SWAP’ları dahi çıkarsanız rezervlerimiz artıdır, esas olan da o hesaplamadır. Rezervlerimizdeki artış, ülkemizin kırılganlığını azaltmaktadır. Finansal istikrarı güçlendirmiştir. Yine finansal piyasalardaki istikrarı gözeterek, OVP’nin diğer önemli bir hedefi olan Kur Korumalı Mevduat’tan çıkış için gerekli adımları attık, atıyoruz. Kur Korumalı Mevduat stoku, ağustosta 3.4 trilyon lirayla zirveyi bulmuştu. 8 Aralık itibarıyla 2.7 trilyona düşmüştür. Önümüzdeki dönemde Kur Korumalı Mevduatı şirketler ve bireyler nezdinde cazip kılan vergi düzenlemelerini de gözden geçireceğiz” dedi.
“Mayıs ayında 700 baz puanın üzerine çıkan risk primi, bugün itibarıyla 290 puanın altına düşmüştür”
OVP’nin çalışıp çalışmadığı sorusuna cevap veren Şimşek, “İlk olarak ülkemizin risk primi (CDS) önemli ölçüde düşmüştür. Mayıs ayında 700 baz puanın üzerine çıkan risk primi, bugün itibarıyla 290 puanın altına düşmüştür. Borçlanma maliyetlerimiz gerilemiştir. Kısacası program çalışıyor. Bundan mutlu olmamız lazım. Borçlanma maliyetlerimiz gerilemiş” diye konuştu.
Bu esnada Şimşek, konuşmasına muhalefet sıralarından müdahale olduğu gerekçesiyle milletvekillerine tepki gösterdi. Şimşek, “Yakışıyor mu size? Ben sabahtan beri sizi dinledim. Size yakışıyor mu?” ifadelerini kullandı.
“Ekonomimiz büyüdükçe, refahımız arttıkça daha adil bir şekilde paylaşacağız”
“2023 yılında çalışanlarımızın aylık ücretlerinde enflasyonun çok üzerinde artışlar yaparak alım güçlerini destekledik” diyen Bakan Şimşek, “2023 yılı sonu enflasyon gerçekleşme tahmini yaklaşık yüzde 65. En düşük memur maaşı yüzde 142 arttı. Ortalama memur maaşı yüzde 129 arttı. Asgari ücret yüzde 107 arttı. En düşük emekli aylığı yüzde 114 arttı. Bakın, enflasyon tahmini yüzde 65, bütün artışlar yüzde 100’ün üzerinde. Emeklilerimizin bayram ikramiyelerini neredeyse iki katına çıkardık. Emeklilerimize tek sefere mahsus 5 bin lira ilave ödeme yapıyoruz. Sadece bu sene değil, son 21 yıldır çalışanlarımızı, emeklilerimizi enflasyon ezdirmedik. Son 21 yılda en düşük memur maaşında reel artış, yüzde 174. Ortalama memur maaş artışı da yüzde 111. Bunlar reel artışlar. Asgari ücrette bu artış yüzde 201. (Muhalefet sıralarından enflasyona ezildi ifadesi üzerine) Reel, reel, enflasyon konuşulmaz burada. Reelden bahsediyorum. En düşük emekli aylığında reel artış ise yüzde 455. Sonuç olarak çalışanlarımızı, emeklilerimizi hiçbir dönemde enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Ekonomimiz büyüdükçe, refahımız arttıkça daha adil bir şekilde paylaşacağız” değerlendirmesini yaptı.
“Vergi vermeyenlerin, kayıt dışı faaliyet gösterenlerin üzerine gideceğiz”
Vergi tabanını büyüteceklerini aktaran Şimşek, “Bunu söyledim diye eleştiriliyorum. Benim kastım şu: Vergi vermeyenlerin, kayıt dışı faaliyet gösterenlerin üzerine gideceğiz. Yoksa biz zaten asgari ücretliden vergi almıyoruz ki” dedi.
“Etkin, basit ve daha adil bir vergi sistemi oluşturmak için çalışacağız”
Bakan Şimşek, vergi uygulamaları ile ilgili fazlaca eleştiri geldiğini kaydederek, “Eleştirileriniz yol gösterici. Memnun oluyorum. Ben hiç gücenmiyorum. Eksiğimiz varsa düzeltelim. Eleştirilerin özetini söyleyeyim: Vergilerin dar gelirli vatandaşlarımıza yüklendiği, vergi adaletinin sağlanamadığı, dolaylı vergilerin ve vergi yüklerinin yüksek olduğu konularda yoğun eleştiri aldım. Öncelikle şunun altını net olarak çizmek istiyorum: Vergi mevzuatımızda reform ihtiyacı açıktır. Bu konuda da yoğun bir çalışma içinde olacağız. Bugüne kadar tabii ki makrofinansal istikrarı sağlamak için yoğun bir çaba içine girdik. Bir miktar rahatlamış durumdayız. Şimdi oturup, tabiri caizse çok daha kalıcı düzenlemeler üzerine yoğunlaşacağız. Şunları yapacağız: Etkin, basit ve daha adil bir vergi sistemi oluşturmak için çalışacağız. Doğrudan vergilerin payını artıracağız. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı teşvik etmeye devam edeceğiz. Sürdürülebilir büyümeyi bu çerçevede destekleyeceğiz. Kamu finansı açığının sağlıklı kaynaklarla finanse edilmesi için ilave çaba göstereceğiz. Etkin olmayan istisna ve indirimlerin kaldırılması için bir çaba içine gireceğiz. Sadece yurt dışı kaynak, özellikle kalıcı kaynak girişini sağlamak için birtakım istisnalar noktasında elimiz rahat olacak. Ben o istisnaları geçici olarak doğru buluyorum. Ama onun dışındakileri gözden geçireceğiz” diye konuştu.
“Asgari ücreti vergiden muaf tutarak, 595 milyar lira vergiden vazgeçtik”
Vergi sisteminin adil olmadığı eleştirilere cevap veren Bakan Şimşek, “Önemli adımlar atmışız. Mesela, asgari ücreti vergi dışı bırakmışız. Sadece asgari ücretliler yararlanmıyor. Bütün çalışanlar, asgari ücrete kadar vergi vermiyor. 2024 yılında bu olmasaydı ne kadar gelir elde edecektik? 595 milyar lira. Yani biz, 595 milyar lira -asgari ücrete kadar ücretleri vergi dışı tuttuğumuz için- vergiden vazgeçtik. Evet, bu bir vergi harcamasıdır ama doğru bir vergi harcamasıdır” dedi.
“Çok kazananın vergi oranını artırmışız, az kazanandan azaltmışız”
Gelir vergisi tarifesini ele alan Bakan Şimşek, “Evet, hemen hemen birçok ülkede olduğu gibi artan oranlı yani çok kazanandan çok almayı amaçlayan bir tarife var. Hükumetlerimiz döneminde vergi adaletini güçlendirmek için en düşük gelir vergisi dilimi yüzde 22’yken biz 15’e indirmişiz. Peki en üst dilim neymiş? Yüzde 35’miş. Kaça çıkarmışız? Yüzde 40’a çıkarmışız. Artırmışız. Yani çok kazananın vergi oranını artırmışız, az kazanandan azaltmışız” değerlendirmesini yaptı.
“Suriyeliler vergi vermek zorunda ve veriyorlar”
Gelir vergisi yükünün 2022 yılında Türkiye’de yüzde 11,2, 2002 yılında ise yüzde 15’in üzerinde olduğu bilgisini veren Şimşek, “Dolayısıyla çalışanlar üzerinde vergi yükü düşmüş. İndirilebilir mi? Tarifeler düzenlenebilir mi? Bunlar tartışabiliriz. Ama çok net bir şekilde AK Parti hükumetleri döneminde vergide adaleti bu bağlamda sağlamaya yönelik çok önemli adımlar atılmış ve gelir vergisi yükü 4 puan düşürülmüştür. Evde üretilen ürünleri internet üzerinden satan esnafı muaf hale getirmişiz. Hükumetlerimiz döneminde esnaf muafiyetinin kapsamını genişletmişiz. Basit usulde vergilendirilen 850 bin esnaftan sıfır vergi alıyoruz. Bu arada, ‘Suriyeliler vergi vermiyor’ diye bir eleştiri geldi. Ülkemizde bulunan yabancılar, şirket kurarlarsa kurumlar vergisine, işletme açarak şahsi faaliyette bulunuyorlarsa gelir vergisine tabidir. Ülkemizde bulunan Suriyeliler veya başka bir ülke uyruklarına herhangi bir özel vergi istisnası yoktur. Suriyeliler vergi vermek zorunda ve veriyorlar” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘vergi yükünün yüksek olduğu’ eleştirilerine şöyle yanıt verdi:
“Genel vergi yükü sıralamasında Türkiye, yüzde 20.8 ile 38 OECD ülkesi arasından en düşük vergi yüküne sahip 3. Ülkedir. OECD vergi yükü ortalaması, Avrupa Birliği ortalaması yüzde 41,2. Türkiye peki? Yüzde 20,8. ‘Dolaylı vergilerin yüksek olduğu’ eleştirilerine gelirsek: Evet, oranlasanız yüksek görünüyor. Kabul ediyorum ama vergide temel sorunumuz dolaylı vergi yükünün yüksekliği değil, dolaysız vergi gelirlerinin yeterli düzeyde olmamasıdır. Ülkemizde gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergilerin milli gelir içindeki payı, yüzde 5,8. OECD ortalaması yüzde 12,3. Gördüğünüz gibi OECD ortalamasının yarısından az. O nedenle bu yılki milli gelirimizle değerlendirirsek 1 trilyon 650 milyar liraya tekabül eden bir fark var. Peki dolaysız vergiler neden yetersiz? İki temel sebebi var. Birincisi, gelir ve kurumlar vergisinde ciddi istisna ve muafiyetler var. Çiftçimiz için, asgari ücretli için, esnafımız için. Onları topladığınız zaman, zaten aradaki farkı önemli ölçüde açıklıyor. İkincisi de kayıt dışılıktır.”
“Kara parayla mücadelede İçişleri Bakanlığımızın en büyük destekçisi Hazine ve Maliye Bakanlığıdır”
Kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanı ile mücadeleyi kararlılıkla yürüttüklerini savunan Bakan Şimşek, “2023 yılında, 4 bin 624 dosya kapsamında 14 bin 525 kişi hakkında rapor ve bilgi hazırlanarak adli makamlar, kolluk ve istihbarat birimleri ile ilgili kamu idareleri ile bunları paylaştık, destek verdik ve kara parayla mücadele ediyoruz. Bu konuda İçişleri Bakanlığımızın en büyük destekçisi Hazine ve Maliye Bakanlığıdır” değerlendirmesini yaptı.
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Mahfi Eğilmez: KKM’nin 2024’e etkisi, 2023’ten belli!
Yayınlanma:
6 saat önce|
04/05/2024Yazan:
BankaVitriniMerkez Bankasının (TCMB) 2023 yılı durumunu ve zararını genel olarak değerlendirmeyi ve uygulanan yanlış politikalardan ders çıkarmayı amaçlayan bu yazıdaki bütün veriler, aksi belirtilmedikçe, TCMB finansal tabloları üzerine yazılmış bağımsız denetçi raporundan alınmıştır (raporun linki için son not 1’e bakınız.) Şimdi bu verilerden hareket ederek TCMB’nin 2023 yılı faaliyet sonuçlarını değerlendirelim.
TCMB’nin Hissedarları ve Kâr Dağıtımından Alacakları Paylar
Önce TCMB’nin kâr ettiğinde bu kârdan kimlerin pay alacağına yani Bankanın hissedarlık yapısına bir bakalım:
Bu yapıya göre TCMB’nin yüzde 55’i Hazine ve Maliye Bakanlığı’na (Hazine), yüzde 19’u sermayesi Hazine’ye ait olan Ziraat Bankası’na ait bulunmaktadır. Kalan hisseler içinde başka bazı kamu kurumları ya da kamu kesimi ortaklı kuruluşlar yer almaktadır. Bir başka ifadeyle bir anonim şirket olan TCMB’nin hisselerinin büyük çoğunluğu kamu kesimine aittir. Hissedarlar arasında yer alan Mervak; Merkez Bankası Mensupları Sosyal Yardım Vakfıdır. Diğer başlığı altında çok sayıda küçük pay sahibi hissedarlar yer almaktadır. TCMB, kâr ettiğinde bu kârının büyük çoğunluğunu, bu hisse yapısı ve kanununda yer alan hüküm gereği Hazine’ye devretmektedir.
Kârın nasıl bir dağıtıma tabi tutulduğunu son iki yılı karşılaştırmalı olarak sergileyecek şekilde aşağıdaki tabloda gösterelim:
Bu tabloya göre 2022 yılında elde edilen net 72 milyar TL tutarındaki kârın dağıtılmasında ihtiyat akçesi olarak ayrılan 39,3 milyar TL’den sonra kalan tutarın ihmal edilebilecek kadar düşük bir miktarı diğer hissedarlara ve TCMB çalışanlarına dağıtılmıştır. Kârın kalan 32,6 milyar TL’si Hazine’ye devredilmiş, ayrıca 39,3 milyar TL’lik ihtiyat akçesi de Hazine’ye verilmiştir.
TCMB’nin Geçmiş Yıllar Kârları ve 2023 Zararı
Merkez Bankası (TCMB) 2023 yılında 818,2 milyar TL zarar ettiğini açıkladı. Bu, TCMB bilançosunu izleyenler için sürpriz değildi. Çünkü TCMB görev konusuyla hiç ilgisi olmayan bir kur korumalı mevduat yükü altında kalmıştı ve bu yük bilanço kalemlerine yansıyordu. 2023 yılında kâr değil 818,2 milyar TL zarar söz konusu olduğu için ihtiyat akçesi ayrılması mümkün olmadığı gibi hissedarlara ve çalışanlara kârdan pay verilmesi ve Hazine’ye kâr devri söz konusu olmamıştır.
Merkez Bankası’nın geçmiş yıllar kârları şöyledir (kaynak: TCMB, Kâr Zarar Tablosu.)
Merkez Bankaları, piyasaların durumuna ya da uyguladıkları para politikasının yönüne ve ağırlığına göre göre zaman zaman zararla karşılaşabilir. Örneğin 2023 yılında yalnızca TCMB değil başka merkez bankaları da zarar ettiler. Mesela ABD Merkez Bankası (Fed) 114 milyar dolar, Avrupa Merkez Bankası (ECB) 1,3 milyar Euro zarar etti. Zarar eden merkez bankaları arasında İsviçre ve Hollanda merkez bankaları da var. Bu zararların temel nedeni kurlardaki değişimler ve menkul kıymetler cüzdanında tuttukları yerli ve yabancı tahviller oldu. Merkez bankaları küresel kriz süresince para arzını artırıp piyasadan tahvil satın alarak ekonomiyi canlandırmaya yöneldiler. Faizler değişmediği sürece bu işlem zarar yaratmadı. Enflasyonda ortaya çıkan yükselişi durdurabilmek için 2022 yılında başlayıp 2023 yılında hızlanan faiz artırımları sonucunda ellerindeki tahvillerin değeri düştü. Merkez bankalarının 2023 yılındaki zararlarının asıl nedeni budur (bu çelişki için son not 2’deki yazıma bakabilirsiniz.)
TCMB’nin, 2023 yılındaki 818,2 milyar TL’lik zararı ise bu sayılan merkez bankalarının durumundan farklı olarak neden – sonuç ilişkilerinin birbirine karıştırılmasıyla ortaya çıktı. Son yıllarda pek çok bilim dışı adım söz konusu oldu ama bunlar arasında ekonomide en büyük hasarı yaratmış olanı faizi, enflasyonun altında belirlemek olmuştur. 2021 yılının Eylül ayında başlayan faiz indirimlerinin yarattığı dövize talebi önlemek amacıyla getirilen kur korumalı mevduat sistemi bankaların ödemesi gereken maliyeti TCMB’nin üzerine yıkarak 2023 yılı sonu itibarıyla 818,2 milyar TL’lik zarara yol açmıştır
TCMB’nin Döviz ve Altın Rezervlerinin Durumu
Bu yanlış ekonomi politikası, TCMB’ye yüklediği bu astronomik zarara ek olarak ayrıca ciddi bir rezerv kaybına da mal oldu. Aşağıdaki tablo TCMB’nin 19 Nisan 2024 itibarıyla rezerv durumunu gösteriyor (kaynak: TCMB bilançosu, parasal ve finansal göstergeler tablosu, uluslararası rezervler ve döviz likiditesi tablosundaki verilerden yararlanarak tarafımdan hazırlanmıştır.)
TCMB, hiç üzerine vazife olmadığı halde bir yandan kur garantisi veren bir kur korumalı mevduat sisteminin zararını üstlenirken bir yandan da GSYH’yi yüksek göstermek adına kuru düşük tutmak için rezervlerini sattı, onunla da yetinmedi borçla edinilen rezervleri de harcadı.
Rezervler meselesine girmişken kamuoyunda yalan yanlış bilgilere dayalı olarak tartışılan TCMB’nin altınları meselesine de değinelim. Aşağıdaki tablo TCMB’nin altın varlığını ve bunların nerede bulundurulduğunu gösteriyor:
2023 yılsonu itibarıyla TCMB’nin uluslararası standarttaki altın varlığı 726,4 tondur. Bu miktarın 524,1 tonu TCMB’ye, 152,2 tonu bankalara (108,1 tonu zorunlu karşılıklar, 43,3 tonu bankalar serbest altın deposu), 50,1 tonu Hazine’ye aittir. Ayrıca 2,8 ton da TCMB’ye ait uluslararası standartta olmayan altın mevcuttur. Uluslararası standarttaki 726,4 tonluk altın mevcudunun 34 tonluk kısmı TCMB kasalarında, 150,6 tonluk kısmı İngiltere Merkez Bankası’nda (BOE), 541,8 tonluk kısmı Borsa İstanbul’da (BIST) saklanmaktadır. Uluslararası standartta olmayan 2,8 tonluk altın TCMB kasalarında bulunmaktadır. Altınların bir kısmının BOE bir kısmının da BIST nezdinde bulunmasının nedeni bunların swap işlemlerinde kullanılabilmesi içindir.
Değerlendirme
Merkez Bankaları genellikle kâr ederler. Buna karşılık kriz dönemlerinde izlenen politikalar ve faizlerdeki gelişmelere göre zarar etmeleri de söz konusu olabilir. TCMB’nin 2023 yılı zararı yanlış faiz politikası sonucu insanların dövize kaçmasını önlemek için getirilen kur korumalı mevduat uygulamasından kaynaklanmıştır. Bu uygulama yalnızca zarara değil, kuru tutma çabası nedeniyle rezervlerin eksiye düşmesine de yol açmıştır. Sorun bununla da bitmiyor. TCMB’nin zarar etmesi ve bunun sonucu olarak geçmiş yıllarda olduğu gibi Hazine’ye kâr ve ihtiyat akçesi devredemeyecek olması 2024 bütçe açığının finansmanı için de ciddi bir sorun yaratmıştır.
Ekonomi politikası ilginç bir politikadır. Bir bütün olarak doğru kurgulanıp uygulanamazsa birbiriyle çelişen parçalar haline dönüşür ve bir senteze varılması olanaksız hale gelir. Ekonomi politikası açısından bakmayı başarabilirsek, ekonomideki en önemli faktörlerin başında faizin geldiğini görürüz. Yanlış belirlendiğinde ekonomiyi alt üst eder, üretim ve yatırımı yok eder, tüketimin öne geçmesine yol açar. Bunun sonucunda ekonomi büyüse de kaliteli bir büyüme yakalanamaz. Bir süre sonra faiz doğru tespit edilse bile tek başına ekonomiyi düzeltemez, yanında mutlaka yapısal reformlarla desteklenmesi gerekir.
Son notlar:
2 Tahvil fiyatı ile faiz arasındaki ters ilişkiyi ortaya koyan yazım için:
https://www.mahfiegilmez.com/2013/06/faiz-yukselince-kim-kazanr-kim-kaybeder.html.
BANKA HABERLERİ
İşte Türkiyenin karnesindeki son durum
S&P’nin dün akşamki not artırım kararının ardından, kuruluşun değerlendirmesinde Türkiye yatırım yapılabilir seviyenin 4 kademe altında yer aldı. Fitch değerlendirmesinde de Türkiye’nin kredi notu benzer seviyede yer alırken, Moody’s’e göre kredi notu halen yatırım yapılabilir seviyenin 6 kademe altında yer alıyor
Yayınlanma:
7 saat önce|
04/05/2024Yazan:
BankaVitriniDün akşam S&P, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmesini açıkladı. Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunun “B”den “B+”ya yükseltildiği ve kredi notu görünümünün “pozitif” olarak korunduğu bildirildi.
Türkiye’de yerel seçimlerin ardından dış dengelenmenin de etkisiyle para, maliye ve gelirler politikası arasındaki koordinasyonun iyileşeceğinin düşünüldüğü belirtilen açıklamada, gelecek 2 yıl içinde portföy girişlerinin artacağının, cari açıkların daralacağının, enflasyon ve dolarizasyonda düşüşün öngörüldüğü kaydedildi. Açıklamada, politika yapıcıların, cari açığın daraldığı ve dolarizasyonun tersine döndüğü ortamda enflasyonu düşürmeyi ve liraya olan güveni yeniden tesis etmeyi başarması halinde Türkiye’nin kredi notunun yükseltilebileceği ifade edildi.
S&P, Türkiye’de son dönemdeki politika düzenlemeleri nedeniyle aralık ayında takvim dışı değerlendirmeye giderek ülkenin kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çevirmişti. Diğer kredi derecelendirme kuruluşlarından Moody’s de ocak ayında Türkiye’nin kredi notu görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkarmıştı.
FITCH DE 12 YIL SONRA YÜKSELTMİŞTİ
Geçen ay Fitch Ratings de Türkiye’nin kredi notunu “B”den “B+”ya yükseltti, not görünümünü “durağan”dan “pozitif”e çıkardı. Kuruluş, böylece 12 yıl sonra ilk kez Türkiye için not artırım kararı aldı. Fitch kararıyla ilgili açıklamasında sıkı para politikasının beklenenden daha önce güçlü bir şekilde uygulandığını, böylece makroekonomik ve dış kaynaklı kırılganlıkların azaldığını aktardı.
‘YATIRIM YAPILABİLİR’ SEVİYEYE KAÇ ADIM KALDI?
Son artışla birlikte Türkiye, artık not açısından S&P ve Fitch için yatırım yapılabilir seviyenin 4 kademe, Moody’s için 6 kademe altında. Hepsinde görünüm ise Pozitif. Kredi notunun artması ve görünümün de pozitif olması, sonraki aşamada da tekrar not artırımı gelebileceğine işaret ederken bu her ne kadar piyasalar açısından yatırım yapılabilir seviyenin henüz gerisinde olunsa da olumlu değerlendiriliyor.
BIST 100’DEKİ YÜKSELİŞİ DESTEKLEDİ
Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye yönelik aldığı olumlu kararlar ve bu kararların devamının gelebileceğine yönelik beklentileri Borsa İstanbul’a da şu ana kadar pozitif yansıdı. BIST 100 endeksi son 1 ayda yüzde 12.57 yükselirken. 2024 genelinde yüzde 34.79’luk artış yaşadı. 2024’teki yükseliş ocak-Nisan dönemindeki yüzde 18.72’lik enflasyonun çok üzerinde gerçekleşerek Borsa İstanbul yatırımcısına önemli bir reel getiri sağladı.
NE ANLAMA GELİYOR?
Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri çeşitli yatırım fonları tarafından dikkatle takip ediliyor. Bu değerlendirmeler bireysel kredi notlarına benzer bir görev üstleniyor. Bir ülkenin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyede yer alması daha güvenli bir yatırım ortamı sunduğu anlamına geliyor. Bu sebeple dünyada başta emeklilik fonları olmak üzere çeşitli büyük fonlar bir ülkenin tahvil veya hisse piyasasına yatırım yapmadan önce 3 büyük kredi derecelendirme kuruluşunun 2’sinde yatırım yapılabilir seviyede not almış olmasını bir gereklilik olarak görüyor. Bir ülkenin kredi notu yükseldikçe o ülkeye sermaye akışının hızlanması ihtimali artıyor.
Habertürk
BANKA HABERLERİ
AKBANK EMEKLİLERİ İLE BUZLARI ERİTTİ
Yayınlanma:
1 gün önce|
03/05/2024Yazan:
Erol TaşdelenBankaların yıllardır kendi emeklilerine Maaş Promosyone vermemesi bu kesimde ciddi mağduriyet ve maddi kayıplara neden olmuştu. 2022 ve 2023’de İŞBANK, Garanti BBVA ve YKB gibi bankalar kendi emeklilerine maaş Promosyonu vermeye başlamasına rağmen AKBANK kendi emeklilerine maaş promosyunu vermemekte diremisi bankaya olan tepkilerin de artarak devam etmesine neden olmuştu. AKBANK ile sık sık emeklilerin haklarını aramada pasiflikle suçlanan AKBANK Mensupları Tekaüt Sandığı Vakfı (AKSANDIK ) yöneticileri arasında devam eden görüşmeler Mayıs başında uzlaşma ile sonlandı ve Banka emeklilerine 3 yıllık maaş sözleşmesi karşılığı 15.000 liraya kadar Promosyon verileceği açıklandı. Banka emeklileri 6-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında Promosyon için başvuruda bulunabilecek.
Hak verilmez alınır örneği oldu
Doğru bir ifade ile bankadan Promosyon alınabilmesi için arka planda emeklilerin bankaya karşı ciddi bir hak mücadelesi yer aldı. Bankanın kendi emeklilerini görmezlikten gelmesi, diğer bankaların kendi emeklilerine sahip çıkarak bayram ikramıyesi ve maaş promosyonu vermesi AKBANK’a olan tepkileri de artırmıştı. AKBANK Emeklileri kararlı mücadeleri ile 2023 yılında Bayram İkramiyesi verilmesi haklarına kavuşurken, 2024 Mayısın’da AKBANK aynı zamanda kendi emeklisine en son maaş Promosyonu vermeyi kabul eden banka oldu.
Yeni CEO KAAN GÜR Mağduriyeti giderdi
AKSANDIK tarafından üyelerine gönderilen açıklama ile Banka ile emeklileri arasında devam eden Promosyon kavgası da tatlıya bağlanmış oldu. Promosyon verilmesinde 2023 son çeyreğinde göreve başlana CEO Kaan GÜR‘ün onay ve katkısının olması ise eski Genel Müdür Hakan BİNBAŞGİL‘e yapılan eleştirilerin haklılığını ortay akoydu. Zira banka çalışanları özellikle Hakan BİNBAŞGÜL döneminde yaşadıkları mağduriyetleri sık sık dile getirilmişti. Bankanın Sendikasız bırakılmasında, deneyimli banka kadrolarının tasfiyesinde, başta deneyimli Banka müdürlerinin ve yüzlerce personelin işten çıkaırlması BİNBAŞGİL döneminde yaşanmış, başta emekliler olmak üzere gösteriler ve açıklamalar ile bankalarını sık sık protesto etmişlerdi.
Eski Yöetim emekçisine vefasızlık yaptı
AKBANK Emeklileri ömürlerini bankanın kullandığı “Güveninizin Eseri” ilkesi ile mesleklerini sürdürdü. Bu cümle sadece müşteriler için değil emekli yaşına gelmiş, emekli olmuş eski bankacılar için de çok önemli bir ilke idi. Özellike Hakan BİNBAŞGİL’in Genel Müdür olması iel başlayan süreç bankanın yıllarını veren eski çalışanlara emekliliklerini beklemeden yollarını ayırma yöntemine geçmesi ile “Güveninizin eseri” ilkesinin terk edilmesi aynı döneme denk gelir. Özellikle 2008 krizinde geri çağrılan krediler ile banka piyasada da kan kaybetmeye başlamış bi rçok bilanço kaleminde dört büyüklerin içinde dördüncüliğe gerilemiş durumda. Her ne kadar üst yöneticiler hatalarını kabul etmese de bu süreçte personel ve müşterilere karşı yaklaşımı olumsuz olunca bankanın kan kaybetmesi de engellenemedi. Hakan BİNBAŞGİL’in CEO görevinden ayrılması ile birlikte bankadan ayrılan GMY Kaan GÜR ile yollarına devam etme kararı alan banka eski yaraları da sarmaya başladı. O nedenle yasal zorumluluk olmamasına rağmen içten ve rekabetten gelen baskılara dayanamayan banka üst yönetimi emeklilerini önce Bayram İkramiyesi sonra da Maaş Promosyono vermek zorunda kaldı. Maaş Promosyonunu rakiplerine göre en son veren banka olması da bankanın emeklilere nasıl yaklaştığı ne kadar değer verdiğinin de güzel göstergesi oldu aslında.
Erol TAŞDELEN – AKBANK eski Çerkezköy ve Uşak-Çevreyolu Şube müdürü
*************************
EK OKUMALAR:
AKBANK VE AKSANDIK YÖNETİMİNDEN HAK ARAYAN EMEKLİLERİNE İKİNCİ DARBE
AKBANK YÖNETİM KURLUNUNA AÇIK ÇAĞRI : EMEKLİLERİNİZE MAAŞ PROMOSYONU VERİNİZ
Güveninizin Eseri : AKBANK Emeklileri vefasızlığı protesto etti!
AKBANK beklenen son: CEO Hakan Binbaşgil ayrılıyor, yerine gelecek isim belli
AKBANK’ta bir dönem bitti: Genel Müdür Binbaşgil görevinden ayrıldı
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (561)
- BANKA ANALİZLERİ (132)
- BANKA HABERLERİ (2.491)
- BASINDA BİZ (51)
- BORSA (265)
- CEO PERFORMANSLARI (25)
- EKONOMİ (2.539)
- GÜNCEL (1.686)
- GÜNDEM (2.737)
- RÖPORTAJLAR (40)
- SİGORTA (106)
- ŞİRKETLER (1.491)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (287)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (657)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (4)
- Dr. Abbas Karakaya (55)
- Erden Armağan Er (44)
- Erol Taşdelen (369)
- Gizem Taşdelen (4)
- Gülbeyaz Gergün (38)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (25)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (66)
- Serhat Can (2)
- Tuncer Dede (14)
- Uğur Durak (33)
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
YAZARLAR
Yapay zeka, mavi yakalılardan sonra beyaz yakalıları tehdit ediyor!
Mahfi Eğilmez: KKM’nin 2024’e etkisi, 2023’ten belli!
İşte Türkiyenin karnesindeki son durum
Mastercard, “2023 Çevresel, Sosyal ve Yönetişim Raporu”nu yayımladı
AKBANK EMEKLİLERİ İLE BUZLARI ERİTTİ
S&P Türkiye’nin kredi notunu yükseltti
Koçfinans, Türkiye’nin en iyi işverenleri arasında yer aldı
ERZAN’A 84 YILDAN 275 YILA KADAR HAPİS TALEBİ
‘Kuver’e ‘servis ücreti’ eklendi; Tüketici Konfederasyonu uyardı
Piyasalar FED’i, YEN ise BoJ’u seviyor. Gözler ABD istihdam raporunda…
DENİZBANK’TA İKİNCİ ERZAN VAKASI: YER ANTALYA!
BANKALARIN KREDİ ENGELİNDE GEVŞEME
10 yıl içerisinde Bankacılık dahil yok olacak 10 meslek ve geleceğin işleri
Maliye Bakanlığı, İşletmelerin “IBAN’a At” Uygulamasının Önüne Geçiyor: Ceza Yazılacak
Ortadoğu’da çatışmaların tırmanma riski artıyor: Brent 5 ayın zirvesinde
35 YIL SONRA CHP’YE GEÇEN UŞAK BELEDİYESİ 1,4 MİLYAR LİRA BORÇLU ÇIKTI
TCMB VATANDAŞIN KREDİ KART FAİZ YÜKÜNÜ ARTIRDI
Futbolun 30 milyarlık borcunun 10 milyarı batık
Seçimi CHP mi kazandı, AK Parti mi kaybetti?
SASA’dan büyük yapay zeka adımı
- Bakan Şimşek: Programımızın sonuçları olumlu yansıyor 04/05/2024
- Mayıs ayı kira artışı hesaplama 2024: Kira artış oranı yüzde kaç oldu? TÜİK Nisan ayı enflasyon rakamları! 04/05/2024
- Milyonlarca araç sahibini ilgilendiriyor! Akaryakıtta fiyat farkı düzenlemesi 04/05/2024
- Türkiye’nin kredi notu pozitif yönlü… Uzman isim yorumladı! 04/05/2024
- Hafta sonu altın fiyatı 4 Mayıs! Bugün çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ne kadar, kaç TL? 04/05/2024
- Ekonomi ve siyaset gündemi - 4 Mayıs 2024 04/05/2024
- EPDK kararı:Katkılı benzin ve motorin tek fiyat olacak 04/05/2024
- 7 başlıkta geçen hafta 04/05/2024
- Resmi Gazete'de bugün (04.05.2024) 03/05/2024
- S&P Türkiye’nin kredi notunu yükseltti 03/05/2024
- Rusya şeker ihracatını yasakladı 03/05/2024
ALTIN – DÖVİZ
KRIPTO PARA PİYASASI
BORSA
Popüler
-
GÜNDEM3 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL12 ay önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ11 ay önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ3 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA HABERLERİ3 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA ANALİZLERİ2 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM5 ay önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı
-
BANKA HABERLERİ3 yıl önce
AKBANK : Tekaüt Sandığı Vakfı (Sandık) SGK devri için hazırlıklar tamam
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
AKBANK ÖZEL FİRMAYA 22.000 LİRA MAAŞ PROMOSYONU VERDİ
-
GÜNCEL1 yıl önce
Eskişehir’de zimmetine 9 milyon lira geçiren banka müdürü tutuklandı