Connect with us

EKONOMİ

TCMB blog yazısı: Ramazan Ayı ve Gıda Enflasyonu

Ramazan ayının fiyat istikrarı açısından önemli role sahip gıda fiyatları üzerindeki etkisini makro verilerin yanı sıra yüksek frekanslı mikro veriler kullanarak detaylı bir şekilde inceliyoruz…

Yayınlanma:

|

Türkiye için yapılan iktisadi çalışmalar, Ramazan ayının üretim ve fiyatlar üzerindeki önemine dikkat çekiyor.[1] Bu yazıda, Ramazan ayının fiyat istikrarı açısından önemli role sahip gıda fiyatları üzerindeki etkisini makro verilerin yanı sıra yüksek frekanslı mikro veriler kullanarak detaylı bir şekilde inceliyoruz.

2003-2024 yıllarına ait aylık enflasyon verilerini kullanarak gıda ve alkolsüz içecekler ile işlenmiş ve işlenmemiş gıda için yaptığımız analizler, Ramazan ayının gıda enflasyonu kalemleri üzerinde farklı etkileri olduğunu ortaya koyuyor. Gıda ve alkolsüz içecekler geneli ile işlenmemiş gıda aylık enflasyonu özelinde Ramazan ayının eş zamanlı etkisine ek olarak öncü ve gecikmeli etkilerinin olduğu; işlenmiş gıda aylık enflasyonu üzerinde ise anlamlı bir etkisinin olmadığını görüyoruz. Bulgularımız gerek önceki çalışmalar gerekse saha gözlemleriyle uyumlu olarak; Ramazan ayının gıda ve alkolsüz içecek fiyatları üzerindeki yukarı yönlü baskının temel olarak işlenmemiş gıda ürünleri kaynaklı olduğunu ima ediyor (Grafik 1).[2] 

Ramazan’ın işlenmemiş gıda fiyatları üzerindeki etkisini daha detaylı incelemek amacıyla, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Ürünleri Fiyat İzleme Sistemi (TÜFİS) verilerini kullanıyoruz. Gıda perakende sektöründe önemli paya sahip zincir marketler ile yerel marketlere ait günlük fiyat verilerini içeren TÜFİS, her ürün için türetilmiş özel kimlik kodları ile fiyatların ürün ve market seviyesinde takibine olanak sağlıyor. Seçilmiş işlenmemiş gıda ürünleri için 2022-2024 yıllarına ait TÜFİS günlük verilerini kullanarak Ramazan ayının ilk 15 günü 100 seviyesinde olacak şekilde oluşturduğumuz 15’er günlük fiyat endekslerini aşağıda sunuyoruz.[3] 

Söz konusu mikro düzey fiyat verileri, seçilmiş işlenmemiş gıda ürünleri fiyat dinamiklerinde Ramazan ayına özgü farklılaşmalara işaret ediyor.[4] Nitekim kırmızı et ve tavuk eti fiyatlarında Ramazan ayı öncesinde başlayan artış eğiliminin Ramazan ayı boyunca ivmelendiği, Ramazan ayı sonrasında ise görece ılımlı seyrettiği dikkat çekiyor (Grafik 2 ve 3). Ramazan ayının bakliyat fiyatları üzerindeki etkisine baktığımızda fiyatların Ramazan ayı içerisinde yükseldiğini, öncesi ve sonrası dönemlerde ise görece yatay seyrettiğini görüyoruz (Grafik 4). Yumurta fiyatlarında ise, Ramazan ayı itibarıyla artış, sonrası dönemde ise düşüş izliyoruz (Grafik 5). İncelenen tüm ürünlerde Ramazan ayına bağlı fiyat artışlarının kalıcı hale gelme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.

Dolayısıyla gerek model gerekse yüksek frekanslı veri analizi, gıda ve alkolsüz içecekler ve işlenmemiş gıda fiyatlarında Ramazan ayının etkili olduğunu ortaya koyuyor. Grafik 1’de verilen katsayıları kullanarak yaptığımız hesaplamalar, 2025 yılında Ramazan ayının şubat ve mart aylarında işlenmemiş gıda enflasyonunda sırasıyla 1,16 ve 3,53 puan; gıda ve alkolsüz içecekler enflasyonunda ise 0,75 ve 1,09 puan yukarı yönlü etki oluşturduğuna işaret ediyor (Grafik 6 ve 7). Bu doğrultuda, 2025 yılında Ramazan ayının manşet enflasyona gıda kaynaklı doğrudan etkisini yaklaşık 0,5 puan olarak hesaplıyoruz.

Özetle, güncel ve detaylı analiz bulgularımız, Ramazan ayında gıda fiyatları üzerinde özellikle işlenmemiş gıda kaynaklı yukarı yönlü bir baskı olduğuna işaret etmekte. Bu bağlamda 2025 yılı Mart ayında gıda fiyatlarında gözlenen yüksek oranlı artışlarda Ramazan ayı etkisinin de olduğu değerlendirilmektedir.

*************************

[1] Bakınız: Atabek, A. (2010), Özmen, U. ve Sarıkaya Ç. (2014).

[2] Atabek (2010) çalışması, Ramazan ayı değişkenini, Ramazan ayının denk geldiği gün sayısının ilgili ayın uzunluğuna oranı olarak tanımlamıştır. Çalışmamızda, Atabek (2010) yaklaşımından hareketle, Şubat 2003-Aralık 2024 dönemine ait veriler kullanılarak gıda ve alkolsüz içecekler, işlenmiş ve işlenmemiş aylık gıda enflasyonları Gomez ve Maravall (1996) tarafından önerilen TRAMO-SEATS yöntemi çerçevesinde modellenmiştir. Oluşturulan Ramazan ayı değişkeni modellere, takvim değişkeni olarak eklenmiş ve istatistiksel olarak anlamlılığı sınanmıştır. Ramazan ayı değişkenine ait model katsayı tahminleri Grafik 1’de sunulmaktadır.

[3] Veri bazlı yaptığımız analizler sonucunda aylık fiyat gelişmelerinde Ramazan etkisinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu gözlenen işlenmemiş gıda ürünleri seçilmiştir. Önemli işlenmemiş gıda kalemlerinden taze meyve sebze grubu, yüksek mevsimsel yapısı ve anlamlı Ramazan etkisi bulunmaması nedeniyle sonuçlarda yer almamaktadır.

[4] TÜFİS verileri saha gözlemleri ile 81 ilden, il/ilçe, market ve ürün detayında günlük frekansta derlenmektedir.

Kaynakça

Atabek, A. (2010). Ramazan Ayının Üretim Üzerindeki Etkisi. TCMB Ekonomi Notları No. 10/14.

Gomez V., ve Maravall, A. (1996). Programs TRAMO (Time Series Regression with ARIMA Noise, Missing Observations and Outliers) and SEATS (Signal Extraction in ARIMA Time Series). Instruction for the user, Working Paper 9628, Bank of Spain, Madrid.

Özmen, U. ve Sarıkaya Ç. (2014). Enflasyonda Ramazan Etkisi. TCMB Ekonomi Notları No. 14/14.

 

Okumaya devam et
Yorum Yazın

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

EKONOMİ

ASO Başkanı Ardıç: Dayanacak gücümüz kalmadı, yatırımı bırak üretim yapamıyoruz

Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç, “Dayanacak gücümüz kalmadı, yüzde 60’ın üstünde faizle yatırımı bırak üretim yapamıyoruz. Sanayiciler yüksek enflasyonun yarattığı çoklu tahribatla ayakta kalmaya çalışıyor. Son 1 ayda yaşanan gelişmeler enflasyon beklentilerini olumsuz etkiledi. Güven algısına zarar verecek gelişmelerin uzağında durmalıyız” dedi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı, Muğla’nın Sarıgerme ilçesinde yapıldı. Toplantının açılışında konuşan ASO Başkanı Seyit Ardıç, küresel gelişmeler ve ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Trump’ın yarın ne açıklayacağı konusunda kimsenin bir öngörüde bulunamadığını belirten Seyit Ardıç, dünya ticaretinin çoklu belirsizliklerin olduğu yeni bir döneme girdiğini bildirdi.

Küreselleşmenin yerini farklı kutuplaşmaların aldığını belirten Ardıç, dış ticarette yakın ve dost ülkelerin öne çıkacağını aktardı.

Avrupa ve Çin’e uygulanan yüksek tarifelerin yüzde 10 vergiye tabi Türkiye için avantaj teşkil edebileceğini söyleyen Ardıç, bu avantajın kullanılması için yapılması gerekenler olduğuna değindi.

“Yatırımcılar için uygun iklimi tesis etmeliyiz”

Gündemin ilk sırasında dünya ekonomisinden daha fazla pay alınması ve sürdürülebilir büyümeye odaklanılmasını öneren Seyit Ardıç, “Ekonomide güven algısına zarar verecek her türlü gelişmenin uzağında kalmalıyız, yatırımcılar için uygun iklimi tesis etmeliyiz” dedi.

İtalya’dan, Suudi Arabistan’a kadar uzanan coğrafyada en büyük sanayi üssünün Türkiye olduğunu dile getiren Ardıç, gelişen altyapı ile birlikte ülkemizin yeni üretim üslerinden birisi olma potansiyeli bulunduğunu belirtti.

Potansiyelin iyi kullanılabilmesi için reel sektöre daha fazla ağırlık verilmesini isteyen Ardıç, “Yüksek teknoloji ve katma değerli üretime yoğunlaşmalı, beşerî sermayemizi çok daha verimli kullanmalıyız. Küresel üretim üssü olma hedefi doğrultusunda sektörel ve tematik önceliklendirme yapmalıyız” diye konuştu.

Tarifeler sonrası değişen tedarik zincirinde hangi ülkeye ve sektörlerde yoğunlaşılması gerektiğini ortaya koyan planlar yapılması gerektiğini dile getiren Ardıç, Ankara’da; savunma sanayi, makine, müteahhitlik, medikal ve bilişim gibi sektörlerin ön plana çıkabileceğini aktardı.

Enflasyon görünümünün yavaş da olsa iyileşmeye devam ettiğini bildiren Ardıç, son bir ayda yurt içinde yaşanan gelişmelerin beklentileri olumsuz etkilediğini kaydetti.

“Maalesef yine başa döndük”

Nisan’daki 250 baz puanlık indirim ile politika faizinin yüzde 40’lara ineceğini beklediklerini hatırlatan Seyit Ardıç, “Bugün geldiğimiz nokta gecelik borç verme faizinin yüzde 49 çıkmasıyla, aslında faizlerde 9 puanlık bir artışı ile karşı karşıya kaldık” değerlendirmesinde bulundu.

Dezenflasyon programının 22 aydır devam ettiğini söyleyen Ardıç, sanayicilerin hem yüksek enflasyon hem de bunun yarattığı çoklu tahribatla ayakta kalmaya çalıştığını, tüm umutlarının enflasyonda iyileşmeyle birlikte faizin de makul seviyeye gelmesi olduğunu anlattı ve “Maalesef yine başa döndük” diye konuştu.

Enflasyonla mücadelede kontrolün kaybedilmemesi gerektiğinin altını çizen Ardıç, “Ama artık dayanacak gücümüz de kalmadı. Yüzde 60’ların üzerine çıkan bir kredi maliyeti ile sanayicinin, bırakın yatırım yapmayı, üretimine devam edebilmesi bile mümkün değildir” şeklinde konuştu.

Okumaya devam et

EKONOMİ

Türkiye’de enflasyon niçin düşmüyor?

Yayınlanma:

|

Yazan:


Türkiye’de Enflasyonun Düşmemesinin Temel Nedenleri:

  1. Para Politikası Geçişkenliği Gecikiyor

    • 2021-2023 arasında çok gevşek para politikası uygulandı.

    • Faizler aşırı düşük tutuldu.

    • O dönem verilen aşırı kredi genişlemesi ve bütçe harcamaları hâlâ enflasyonu yukarı itiyor.

    • 2024’te faizler artırılsa da etkisi gecikmeli görülüyor (en az 12-18 ay sürer).

  2. Maliyet Enflasyonu Çok Yüksek

    • Döviz kuru arttıkça ithalat maliyetleri artıyor.

    • Enerji (doğalgaz, petrol), gıda (buğday, yağ) ve ara mal fiyatları zaten çok yükseldi.

    • Üretim maliyetleri patlayınca fiyatlara yansıyor.

  3. Enflasyon Beklentileri Bozulmuş

    • Şirketler, vatandaşlar ve piyasalar “zaten fiyatlar artacak” diye düşünüyor.

    • Bu da otomatik zam davranışı oluşturuyor (ücretlere, ürünlere, kiralara).

  4. Kamu Zamları ve Vergi Artışları

    • Elektrik, doğalgaz, akaryakıt gibi temel ürünlerde devlet zam yapıyor.

    • Dolaylı vergiler (KDV, ÖTV) artırılıyor.

    • Bu da direkt mal ve hizmet fiyatlarını artırıyor.

  5. Ücret-Fiyat Sarmalı

    • Asgari ücret, memur maaşı artışları çok yüksek yapıldı.

    • İşverenler bu artışı fiyatlara yansıttı.

    • Bu da yeni bir enflasyon dalgası yarattı.

  6. Kur Korumalı Mevduatın Yan Etkileri

    • KKM sistemi için devlet sürekli bütçeden kaynak aktardı.

    • Bu da piyasaya fazla TL sürülmesine yol açtı, talep canlı kaldı.

  7. Talep Hâlâ Canlı

    • İnsanlar ileride fiyatların daha da artacağını düşündüğü için erken alım yapıyor.

    • Ev, araba, beyaz eşya gibi harcamalar öne çekiliyor.

    • Talep canlı kalınca fiyatlar da düşmüyor.

  8. Güven Sorunu ve Dolarizasyon

    • İnsanlar TL’ye güvenmediği için tasarruflarını döviz, altın ve arsa gibi araçlara kaydırıyor.

    • TL kullanım oranı düştükçe fiyat istikrarı da zorlaşıyor.

Kısaca:

Enflasyon Türkiye’de hem geçmiş politikaların etkisiyle hem de şu anki yapısal kırılganlıklar yüzünden bir türlü düşmüyor.
Para politikasının etkisi çok gecikmeli olduğu için en az 2025 ortalarına kadar ciddi bir düşüş beklenmesi zor.

Okumaya devam et

EKONOMİ

KÜRESEL EKONOMİDE DURGUNLUK ENDİŞESİ ARTTI

Yayınlanma:

|

Yazan:

2025 yılında küresel ekonomide bir durgunluk (resesyon) riski ciddi şekilde artmış durumda. Uluslararası kuruluşlar ve önde gelen ekonomistler, özellikle ABD’nin uyguladığı yüksek gümrük tarifeleri ve artan ticaret savaşları nedeniyle küresel büyüme tahminlerini aşağı yönlü revize ettiler.

Küresel Ekonomik Görünüm

  • IMF, 2025 küresel büyüme tahminini %3,3’ten %2,8’e düşürdü. Bu düşüşün ana nedenleri arasında ABD’nin uyguladığı yüksek gümrük tarifeleri ve artan ticaret savaşları gösteriliyor.

  • Dünya Bankası, küresel büyümenin 2025-26 döneminde %2,7 seviyesinde kalacağını öngörüyor. Ancak bu düşük büyüme oranının sürdürülebilir kalkınma için yetersiz olabileceği belirtiliyor.

ABD ve Ticaret Politikalarının Etkisi

  • ABD Başkanı Donald Trump’ın 2 Nisan 2025’te duyurduğu “Liberation Day” kapsamında uygulamaya koyduğu yüksek gümrük tarifeleri, küresel ticaret savaşlarını tetikledi. Bu durum, ABD ve dünya genelinde ekonomik belirsizlikleri artırdı.

  • IMF, bu politikaların küresel ekonomik büyümeyi olumsuz etkilediğini ve 2025 için büyüme tahminlerini düşürdüğünü belirtti.

Türkiye’ye Etkisi

  • Türkiye ekonomisi, küresel ticaret gerilimlerinden ve ekonomik yavaşlamadan etkilenebilir. Özellikle ihracat pazarlarındaki daralma ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar, Türkiye’nin ekonomik performansını olumsuz etkileyebilir.

2025 yılında küresel ekonomide bir durgunluk riski artmış durumda. Özellikle ABD’nin ticaret politikaları ve küresel ticaret gerilimleri, ekonomik büyüme üzerinde baskı oluşturuyor. Bu gelişmeler, Türkiye dahil olmak üzere birçok ülkenin ekonomisini etkileyebilir.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.