ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Trump tarifeleri ve resesyon endişesi: Wall Street sarsıldı!

Yayınlanma:
5 gün önce|
Yazan:
BankaVitrini
ABD Başkanı Trump’ın uyguladığı gümrük tarifelerinin yarattığı belirsizlik ve Washington’daki siyasi kaosun resesyon korkularını körüklemesi ile hisse senetleri dün geceyi sert satışların gölgesinde tamamladı. Nasdaq %4 kayıpla Eylül 2022’den bu yana en büyük günlük düşüşünü yaşarken, S&P500 Şubat ortası kaydettiği zirvesinden %9 geriledi. En büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi son zirvesinden bu yana 4 trilyon dolarlık değer kaybederken, dün geceyi de %2,7 düşüşle yılın en büyük günlük kaybını yaşayarak tamamladı. Tesla hisseleri, milyarder CEO Musk’ın agresif işten çıkarmaları ve Avrupa’daki aşırı sağcı siyasi partilere verdiği destek nedeniyle ortaya çıkan protestoların ardından dün gece %15’ten fazla gerileyerek son üç ayda neredeyse hisse fiyatı yarı yarıya geriledi. X’e siber saldırı dün manşetleri süslerken, Coinbase ve Microstrategy ise Bitcoin’deki zayıflık nedeniyle sırasıyla %18 ve %17 değer kaybetti. Pek çok enstrümanın fiyatı Trump kazanımlarını geri verirken, Bitcoin 80bin doların altına gerileyerek Kasım 2024’te bu yana en düşük seviyesini test etti.
Nasdaq geçen hafta Aralık’taki zirvesinden %10 düşüşle teknik olarak düzeltmeye geçtiğini teyit ederken, 2023 ve 2024 yıllarında teknoloji devlerinin öncülüğünde güçlü yükselişler kaydeden endeksler, 2025’te megacap hisselerdeki sert düşüşler nedeniyle baskı altında kaldı. Trump yönetiminin belirsiz gümrük tarifesi politikaları ve ekonomik yavaşlama korkuları yatırımcıları riskten kaçmaya iterken, piyasa oynaklık endeksi (VIX) son yedi ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Hisse senetlerinde sert satışların gölgesinde piyasalar ABD’de yarın açıklanacak TÜFE enflasyonunu ve hükûmetin olası kapanması gibi kritik gelişmeleri dikkatle izliyor. Trump yönetiminin piyasanın düşüşünü ve hatta olası bir durgunluğu, daha geniş çaplı hedeflerini gerçekleştirmek adına kabullenmiş göründüğünü okurken, yaşananları geçiş dönemi olarak belirtmesi, düşüşlere karşı toleranslı olacağı izlenimini de pekiştiriyor. Bu durumu Wall Street için ‘büyük bir uyarı’ niteliğinde okuyoruz.
Bu gelişmeler karşısında, risk off modunda olsak da, ABD Dolarının değer kaybettiğini görüyoruz. Trump’ın politikalarının Almanya’yı yeniden büyük yap sloganına dönüşmesi ile tahminlerimizin ötesinde seyreden EURUSD paritesi, teknik mânâda ön plana çıkardığımız 1,0810 seviyesinin üzerinde yerleşerek ikinci hedef seviye olan 1,0990’a doğru ilerleme isteği gösteriyor. Bu seviyeler, 1,1215 zirvesi ile 1,0145 dibinin Fibonacci düzeltme seviyeleri olarak okunmalıdır.
Hazır Almanya’dan söz etmişken, dün Almanya’da Yeşiller Başbakan Merz’in borç paketine destek sunmadığını gördük! Piyasanın tepkisinin ise sert olmaması, herhâlde borç paketinin bir türlü de olsa geçeceğini düşündürüyor. EURUSD paritesi 1,0860 seviyesine gelirken, doların piyasa kuru olan DXY ise risk off modunda bile satışlara sahne olarak Kasım 2024’ten bu yana en düşük seviyesini test etti: 2025 performansı şimdilik %4 düşüş oldu. Bir diğer güvenli liman olarak görülen altının ons fiyatı gelişmelere pek de tepki vermeyerek hatta dün bir ara 2,880 dolar seviyesine kadar gerilemesi ardından bu sabah yeniden 2,900 dolar seviyesine toparlandığını gördük. Altın, 2025 yılında şu ana kadar %10 değer kazanırken, geçen yıl %27 yükseldiğini hatırlamamız gerekiyor. Büyük resimde, altın ve bitcoin gibi arz sınırlı enstrümanların portföylerde yer almaya devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Türk mali piyasalarında ise genel hatları ile iyimser hava devam ederken, geride bıraktığımız hafta güçlü bir performans sergileyen Borsa İstanbul 100 endeksi dün günü %0,8 düşüşle tamamladı. TCMB’nin net döviz pozisyonu Şubat ayının üçüncü haftası dedikodu mekanizması kaynaklı alevlenen döviz talebi ile 10 milyar dolar gerilemesi ardından son dört iş gününde 5,8 milyar iyileşme kaydetti. Swap hâriç net rezervlerde yaşanan iyileşme sonrası kırılganlığın azalmasını olumlu bir gelişme olarak okuyoruz. Dışarıda yaşanan yangının aksine, TL varlıklara yönelik olumlu hikâyenin de yardımı ile USDTRY kuru bebek adımları ile 35,50’li seviyelerine yükselirken, CDS risk primi ise son dönemde yataylaştığı 255-260 puan civarında salınmaya devam etti. Almanya tahvil faizlerinde yaşanan sert yükselişin tetiklediği tahvil faizlerinde yükselişin gölgesinde, iki yıl vadeli gösterge tahvilin de bileşik faizinin 20 baz puan yükseldiğini gördük.
Yeni gün başlangıcında havanın pasifiğin diğer ucunda da pek de iyimser olmadığını görüyoruz. Asya borsaları, küresel ticaret savaşı korkularının artmasıyla birlikte keskin düşüşler yaşadı. Tarifelerin resesyona yol açabileceği yönündeki endişeler yatırımcı güvenini sarsarken, hâliyle risk iştahı da azaldı. Gösterge endeks Tokyo ve Tayvan borsaları, ilk işlem saatlerinde %3’e varan satışların bir kısmını telafi ederken, Hong Kong ve Çin borsaları da değer kaybetti. Yatırımcılar güvenli limanlara yönelirken, Japon yeni ve İsviçre frangının değer kazandığını görüyoruz. Petrol fiyatları küresel ekonomik yavaşlama endişeleriyle düşüşünü sürdürürken, brent cinsi ham petrolün varil fiyatı yeniden 70 dolar seviyesinin altına sarktı.
ABD tahvil getirileri gerilerken, piyasalar FED’den yıl içerisinde 85 baz puan faiz indirimi beklemeye başladı. Bu minvalde, ABD’de yarın açıklanacak TÜFE verisinin kritik öneme sahip olacağının altını tekrar çizmek isteriz. Enflasyon verisi, FED’in 18-19 Mart toplantısı öncesinde açıklanacak son kritik göstergelerden biri olacak. FED’in faizleri sabit tutması ön görülse de, ilk faiz indirimi beklentisinin Haziran ayına çekildiğini hatırlatalım. Öte yandan, enflasyonun yüksek gelmesi hâlinde stagflasyon korkuları (yüksek enflasyon, düşük büyüme) faiz indirim beklentilerini zayıflatarak piyasalarda ‘ilave’ dalgalanmalara yol açabileceğini de göz ardı etmiyoruz.
Emre Değirmencioğlu
İlginizi Çekebilir
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
SPK’dan yeni Kripto düzenlemesini açıkladı

Yayınlanma:
1 gün önce|
14/03/2025Yazan:
BankaVitrini
Türkiye’de kripto para piyasasını düzenlemek amacıyla yapılan ilk resmi düzenleme, Sermaye Piyasası Kurumu (SPK) tarafından yayımlandı. Resmî Gazete’de yayımlanan yeni düzenleme ile birlikte, Kripto hizmet sağlayıcılarının kuruluş ve faaliyet usullerinden sermaye yeterliliğine, iç denetim ve risk yönetimi kriterlerine kadar birçok yeni kural getirildi. Ayrıca, yatırımcıları korumak adına kaldıraçlı işlemler, türev ürünler ve kredi alımı yasaklanarak piyasanın daha güvenli ve şeffaf hale getirilmesi hedefleniyor. Bitcoin, yükselişe geçtiğinde SMS onay kodu bile göndermeyen Türkiye’de ki kimi Kripto borsaların yapılan bu düzenlemeye ne kadar uyacakları şimdiden merak konusu oldu.
Kripto şirketlerine yeni lisans ve sermaye yeterliliği şartı
Yeni düzenlemeye göre, Türkiye’de faaliyet göstermek isteyen Kripto hizmet sağlayıcılarının SPK’dan lisans alması gerekecek. Lisans almak için belirli sermaye yeterliliği şartlarının sağlanması zorunlu hale getirildi. Ayrıca, şirketlerin iç denetim mekanizmalarını güçlendirmesi ve risk yönetimi süreçlerini düzenli olarak raporlaması şart koşuldu. Bu adımların, yatırımcıların korunması ve piyasadaki güven ortamının sağlanması için önemli olduğu vurgulandı. Bu düzenlemeler küçük büyük yatırımcılar için oldukça faydalı. Her önüne gelen yerli veya yabancı sermayeli şirketler ‘Kripto Borsa’ hizmeti veremeyecek. Uzun yıllar önce yapılması gereken düzenlemeler 2025 yılında yapıldı. Bugüne kadar devlet denetiminde olmayan bu denetimsizliği kendi lehine çeviren birçok merdiven altı ‘Kripto Para Borsası’ binlerce insanı acımasızca mağdur etti. 1000 dolara aldıkları borsa web şablonu ve bir domain ile bunu yapmayı başaran kimi borsalar sırra kadem basmayı maalesef başardılar. Yıkılan yuvalar, buhar olan birikmişler ve intiharlar çok yaşandı bu ülkede. Kripto varlığı bir yatırım aracı olarak görmeyen ve adeta şans oyunu mantığı ile sektöre ilgi duyan ‘Kaybedenler’in ‘Kripto Varlık’ okuryazarlıklarının olmaması bu merdiven altı borsaların işine çok yaradı. Sosyal medya özellikle eski adı ile ‘Twitter’ üzerinden robot fenomenler icat eden bu borsalar binlerce insanı mağdur etmeyi başardılar. Bu düzenlemeler ile bu sorunların artık yaşanmamasını diliyoruz.
Kripto paraların kaldıraçlı işlemleri Yasaklandı
Aslında 2017 yılında Forex işlemlerine getirilen limit zorunluluğu ile Forex sektörü daralmıştı. Forex sektöründe işlem yapamayan bir çok yatırımcı veya grafik okuduğunu iddia eden kimi insanlar Kripto sektöre akın ettiler. Aralık 2017’de Bitcoin’in ilk defa 20.000 doları test etmesi ile piyasalara kitlelerin yoğun ilgisi olmuştu. Bu ilgiyi yatırımcıların mağduriyetine çevirmeyi bilenler binlerce insanı zarara uğratmayı başarmışlardı.
Yapılan yeni düzenleme kapsamında, yüksek risk taşıyan ve spekülatif hareketlere yol açabilen kaldıraçlı işlemler yasaklan yasaklanmasına ama özellikle Dubai ve Kolombiya merkezli Call Center’lar üzerinden ve Türkçe konuşanlar ile insanlar mağdur edilmeye devam ediliyor. Meta’ya ait sosyal platformlarda hala reklamları var ve maalesef engellenemiyor.
Bu karar, yatırımcıların büyük kayıplar yaşamasının önüne geçmek için alındı. Aynı zamanda, türev ürünlerin ve kredi ile Kripto varlık alımının da yasaklandığı duyuruldu. Bu adımın piyasada aşırı dalgalanmaların önüne geçer mi? Bireysel yatırımcıları koruyup koruyamayacağını bekleyip göreceğiz deyip klasik bir cümle kurmak oldukça kolay ama işin en can alıcı ve nihai sonuç getirecek en can alıcı noktası devlet mekanizmalarının ‘Denetim’ mekanizmasının işleyişine bağlıdır diyebiliriz.
Platformlar için listeleme komitesi zorunluluğu
Bundan sonra Türkiye’de faaliyet gösteren Kripto borsalarının listeleyecekleri kripto varlıklarını belirlemek için en az üç üyeden oluşan bir komite kurmaları gerekecek. Komite, listelenecek varlıkları belirlerken şeffaf ve güvenilir kriterlere dayanarak karar verecek. Böylece, dolandırıcılık riski taşıyan veya spekülatif amaçlarla piyasaya sürülen varlıkların engellenmesi amaçlanıyor. Buraya kadar herşey oldukça güzel.
Ama bu komite üyelerinin bağımsız kişilerden oluşması gerekiyor. ‘Kripto Borsaları’nın belirleyecekleri kişilerden oluşmaması lazım. Kripto Borsa şirketleri ile ilintili olmaları durumunda bahse konu düzenlemenin bir işe yarayamayacağını da söylemek zorundayım. Bu neye benziyor biliyor musunuz? Alışveriş yapan müşterilerin ‘Araba’ kazanmaları için çekiliş yapan herhangi bir AVM ya da marka neden şartlarından biri de marka veya AVM çalışanı, çalışanın yakını kurayı çekecek olan şirket ile ilintili olmaması şartı sizce neden aranıyor? Hile olmaması için bu şartlar her zaman var. Aynı durum burada da olmalı. Bağımsız denetçilerden oluşacak bir komisyon. Hatta konularında uzman olan bu komisyon üyelerinin birbirlerini tanımamaları da ve birbirlerine erişim yapacak iletişim bilgisine de sahip olmamaları gerekmektedir.
Üniversite sınavlarında sınav sorularını hazırlayan komisyon üyelerinin prosedürü burada da olmalı diye düşünüyorum. White Paper’larına baktığımızda ne anlattığını ve ne vaat ettiğini bilmediğimiz binlerce Altcoin en popüler borsalarda bir gecede karşımıza çıkıp kazanç vaat ediyor. Hatta hosting tabanlı Altcoinlerden bahsetmiyorum bile. Evet yanlış duymadınız. Blockchain ürünü olması gereken tüm Altcoinlerin kimisi hosting tabanlı.
Web sitelerinde sadece cüzdan kısmı Blockchain erişimine sahip. O da bu sahtekarlığı yapanların kişisel cüzdanlarından başka bir şey değil. Sitenin yönetim panelinde e-ticaret sitesinde ki bir ürünün fiyatını değiştirir gibi bahse konu Altcoin (!) kurucuları el ile birim fiyat değiştirip özellikle donanımlı olmayan eş dost tavsiyesi ile yol alan yatırımcıları dolandırmayı başarıyorlar.
İşte bu ve benzer ‘Double Speading’ (çift haracama) özelliğine bile sahip sahte coinler borsaların tahtalarında yer bulabiliyorlar. Altcoin dolandırıcıları borsalara yüksek meblağda paralar vererek tahtada yer bulmaları büyük bir sıkıntı. Dolandırıcılar için yüksek meblağlar hiç sorun değil. 2 günde o parayı rahatlıkla kazanabiliyorlar.
Kaldı ki ‘Double Speading’ (çift haracama) sorunu Sastoshi Nakamoto’nun Cyberpunk denilen kriptoloji uzmanlarının da olduğu platformda ispat etmeye çalıştığı ve Blockchain’in güvenirliğini ispatlayan tek yöntem olduğu halde burada da sahtekârlık yapanlar var.
Kriptoloji bilimine oldukça fazlasıyla hâkim olan Cyberpunk üyeleri, Nakamoto’ya bu sorunu sormuşlardı. Nakamoto’da dile getirilen sorunu teknik olarak ispatladıktan sonra 3 Ocak 2009’da Bitcoin’i tedavüle sokmuştu. Enter tuşuna basıp zincirin ilk halkası olan ‘GENESIS’i aktif etmişti. Daha öncesinden de 2008 yılında da makalesini yazmıştı. Göstere göstere tartışmaya açık bir şekilde Blockchain’i aktif etmeyi başarmıştı.
Kripto transferlerinde güvenlik önlemleri artırıldı
Kripto para transferlerinde güvenliği artırmak adına yeni düzenlemeler getirildi. Özellikle, 1 milyon lirayı aşan transferlerde ek onay mekanizması devreye alınacak. Ayrıca, kullanıcıların Kripto transferlerini gerçekleştirmesi için çift faktörlü doğrulama şartı getirildi. Bu adımların, dolandırıcılık ve yasa dışı işlemleri engellemek amacıyla atıldığı ifade edildi.
Kripto reklamları SPK denetimine tabi olacak
Yeni düzenleme ile birlikte, kripto para ve kripto hizmet sağlayıcılarına yönelik yapılan reklamlar da artık SPK denetimine tabi tutulacak. Reklam içeriklerinin yatırımcıları yanıltıcı unsurlar içermemesi ve şeffaf bilgilendirme yapması zorunlu hale getirildi. Böylece, yatırımcıların spekülatif veya aldatıcı reklamlara maruz kalmasının önüne geçilmesi planlanıyor. Bu oldukça faydalı bir düzenleme olacak. Bekleyip göreceğiz.
Bir önce ki yazımda Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmeliği ilgili maddelerini paylaşmıştım. Konu ile alakalı olduğu için tekrar paylaşıyorum:
1-) KRİPTO VARLIK HİZMET SAĞLAYICILARIN KURULUŞ VE FAALİYET ESASLARI HAKKINDA TEBLİĞ (III-35/B.1)
2-) KRİPTO VARLIK HİZMET SAĞLAYICILARIN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI İLE SERMAYE YETERLİLİĞİ HAKKINDA TEBLİĞ (III-35/B.2)
3-) BİLGİ SİSTEMLERİ BAĞIMSIZ DENETİM TEBLİĞİ (III-62.2)’NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (III-62.2.b)
4-) BİLGİ SİSTEMLERİ YÖNETİMİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR TEBLİĞİ(VII-128.10)
Sevgiyle kalın..
Adnan Ateş
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Altın yeni rekora koşarken, içeride hisse senetlerine ilgi büyüyor!

Yayınlanma:
2 gün önce|
13/03/2025Yazan:
BankaVitrini
Piyasaların ana konsantrasyonu her ne kadar tarife savaşlarında olsa da, dün gözler FED’in faiz politikasına ışık tutan kritik öneme haiz TÜFE enflasyonu çevrildi. Şubat ayında TÜFE piyasa beklentilerinin bir çıt da olsa altında kaldı. Detaylara bakarsak, yıllık bazda manşet TÜFE artışı %2,9 olan beklentiye karşı %2,8 olarak gerçekleşirken, çekirdek gösterge de benzer bir şekilde %3,2 olan beklentiye karşılık %3,1 olarak gerçekleşti. Alt kalemlerde enflasyon üzerinde artırıcı yönde en büyük etkinin tıpkı Türkiye’de olduğu üzere barınma harcama grubundan geldiğini görüyoruz! Her yerde arz sorunu var!
ABD’de açıklanan Şubat ayı TÜFE enflasyonunun tahminlerin altında kalması ile son günlerde tarife savaşları kaynaklı başlayan ve ürkütücü ekonomik terimler ile birleşen (resesyon, stagflasyon) beklenti seti, risk iştahını azaltmış, hisse senetleri ve kripto varlıklar ağır satışlara sahne olmuştu. Bu süreçte altın ve gümüş sakin ve göreceli olarak yatay bir seyir izlerken, dolar ise ezber bozarcasına değer kaybetmişti. Dolar konusu biraz açmak hatta hatırlamak gerekirse, Trump’ın izlediği politikaların temelinde ABD’nin bütçe açıklarını içeride DOGE, cari açığını ise dışarıda tarife kartı ile kapatmanın yattığını unutmamak gerekiyor. Özetle, Trump politikalarının doları zayıflatmak üzerine kurgulandığını söylememiz pek de yanlış olmayacaktır. Bu bağlamda Kıta Avrupası’nın savunma ve altyapı harcamalarını artırma vaadiyle birlikte Ukrayna savaşında ateşkese yönelik ilerlemenin de kaydedileceği beklentisi ile ortak para birimi EUR 1,09’lu seviyelere yükselerek kısa vadede adeta kükrediğine hep birlikte şahit olduk!
Hafta başı oldukça sert satışlara sahne olan hisse senetleri ve daha büyük resimde küresel mali piyasalar, dün ABD TÜFE enflasyonunun da desteği ile adeta soluklandı. Öte yandan, Rusya-Ukrayna savaşında ateşkes ihtimâlinin de artması, piyasaları destelemeye başladığını görüyoruz. Dün de bültenimizde dile getirdiğimiz üzere, Ukrayna, ABD’nin önerdiği otuz günlük ateşkes antlaşmasını kabul ederken, ABD heyetinin Rusya’ya yapacağı ziyaret ardından Rusya’nın da koşullarının anlaşılması ile sürecin olumlu olarak ilerleyeceğini düşünüyoruz. Kremlin cephesinden gelen açıklamada, Ukrayna’da otuz günlük bir ateşkes önerisine ilişkin Washington’dan gelen ayrıntıları inceleyeceklerini, ardından da yanıt vereceklerini okuyoruz. Bu arada, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, anlaşmanın birkaç gün içinde sağlanmasını umduğunu söyledi.
Zor günler geçiren teknoloji hisseleri, ABD ve Asya’da toparlanmaya öncülük etmeye çalışırken, Trump’ın gümrük tarifeleri konusundaki tutarsız tutumu piyasa duyarlılığını ister istemez baskılıyor. Bu bağlamda, son günlerde ağır satışlara sahne olan teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi ateşkes umutları ve ABD enflasyon verisinin yardımı ile geceyi %1,2 yükselişle tamamlasa da, yeni gün başlangıcında pasifiği diğer ucunda karmaşık bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Teknoloji hisselerinin öncülüğünde gösterge endeks Tokyo borsası her ne kadar %0,5 yükselse de, Şangay ve Hong Kong tarafında satıcılı seyrin korunmaya devam ettiğini, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde yeniden kırmızı rengin hâkim olduğunu görüyoruz. Mesela Nasdaq vadeli %0,7 aşağıda işlem görüyor!
Kafaların net olmaması ve bu belirsizlik ortamında bir numaralı yatırım aracı olarak gördüğümüz altının bu sabah tüm zamanların rekor seviyesinden sadece 10 dolar uzakta olduğunun altını kalınca çizelim. Altının ons fiyatının yeniden 2,950 dolar seviyesine dayandığı günde, gümüşün de 33 dolar seviyesinin üzerine yerleşme çabalarını dikkatle takip ediyoruz. Ukrayna ve Rusya arasındaki barış görüşmelerindeki ilerlemenın yanı sıra ABD’de petrol stoklarının da beklenenden az artması ile Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı yeniden 71 dolar seviyesine toparladığını not edelim. Değer saklama araçları arasında altın sonrası en çok inandığımız enstrüman olan Bitcoin ise yeniden 84bin dolar seviyelerine toparlanarak kayıplarını telafi etmeye çalıştığını görüyoruz.
Hazır altından söz etmişken, Türk insanın bir numaralı yatırım aracı olan altının rekor kırması ile talebin de Kapalıçarşı’da yeniden artacağını düşünüyoruz. Bu sabah gram altın 3,465 TL ile rekor seviyeye yükselirken, altın talep etmenin aynı zamanda dolar talebi doğurduğunun da göz ardı etmemek gerekiyor! Bu bağlamda, Kapalıçarşı’da döviz kurlarının yeniden hareketlenmesi bizler pek de şaşırtmayacaktır. USDTRY bu sabah 36,60 seviyesine yakın işlem görürken, Türk hisse senetlerine yönelik talebin de artmaya başladığını görüyoruz! Piyasa kulislerinden edindiğimiz izlenim, Türk hisse senetlerinde yönelik yabancı ilgisinin arttığı yönünde. Bu bağlamda, BIST100 ana endeksi dün günü %1,4 artışla son yedi ayın zirvesinden tamamlarken, lokomotif bankacılık endeksi ise %3’e yakın yükselişle 16,520 puandan kapanmak suretiyle dikkat çekti. Bültenimizi yakından takip eden okurlarımız, 14,100 seviyesinin üzerinde teknik bir bakış açısı ile yükseliş isteğinin artacağını, temel olarak da faiz indirim ‘hikâyesinin’ bankacılık sektörüne yarayacağını hatırlayacaklardır.
Hisse senetlerinde ağırlık artırılabileceğini düşünüyoruz. Büyük resimde, USDTRY kurunda bebek adımları ile yükselişin sürmesini, TL’nin reel mânâda değerlenme oranının ise her geçen gün azalmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Ons altında ise yönün yukarıya görünmesi nedeniyle, gram altında tek bir istikâmetin olduğunu, anlamlı her düşüşte ise bitcoin biriktirmenin akıllıca bir yatırım davranışı olacağını düşünüyoruz.
Emre Değirmencioğlu
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
Ömer Gencal: Risk ateş gibidir…

Yayınlanma:
4 gün önce|
11/03/2025Yazan:
BankaVitrini
Kapıdan içeri adım attığımızda bizi, şirketin finansmanından sorumlu üst düzey yöneticisi karşılıyor. Kısa bir sohbetin ardından konu, ekonomide yaşanan gelişmelere geliyor.
2017 yılında, ekonomide büyük dengesizlikler henüz tam anlamıyla görünür hale gelmemişken, detaylarda gizlenen risklerin sinyalleri ortaya çıkmaya başlamıştı. O dönemde her müşteri ziyaretimde sorduğum klasik soruyu yönelttim:
“Yabancı para pozisyonunuz var mı? Varsa nasıl yönetiyorsunuz?”
Aldığım cevaplar çoğu zaman beni endişeye sürüklüyordu. Çünkü her ziyaretten önce, şirketin bankayla olan finansal verilerini detaylıca inceliyor ve yöneticilerle o bilgiler doğrultusunda konuşuyordum. Ancak ne kur ne de faiz riskinin önemi konusunda farkındalığı olan bir yönetim anlayışıyla karşılaşıyordum. Bu şirkette de durum farklı değildi.
Şirket, uzun vadeli döviz cinsi borçlanmış ancak gelirleri Türk lirasıydı. “Neden dövizle borçlanıyorsunuz?” diye sorduğumda, her zaman duyduğum yanıtı aldım:
“Ucuz.”
“En son ne zaman, hangi vadede borçlandınız?” diye devam ettim.
“İki yıl önce, yedi yıllık bir kredi aldık.”
“Hangi para birimi?”
“Dolar.”
“Avro daha ucuz, neden Avro değil?”
“Doları daha iyi biliyoruz, takibi daha kolay.”
Bu noktada dayanamayıp tekrar sordum: “Tam olarak neyi takip ediyorsunuz?”
“Doların günlük hareketlerini izliyoruz, nereye çıkıyor, nereye iniyor, ona bakıyoruz.”
“Peki, bu sizin için ne işe yarıyor?”
“Ani bir hareket olursa biraz döviz alıyoruz, böylece riski kontrol etmeye çalışıyoruz.”
“Ne kadar döviz almanız gerektiğini biliyor musunuz?” diye sorunca yönetici, sorularımın daha da derinleşeceğini anlamıştı. Daha spesifik bir soruyla devam ettim:
“Yedi yıllık kredinizin beş yılı kaldı. TL’nin son iki yılda yaşadığı değer kaybı göz önüne alındığında, bu borçlanma maliyetiniz artmıştır. TL borçlanma ile karşılaştırdınız mı?”
“Evet, biraz maliyet arttı, TL borçlansaydık daha düşük olurdu.”
Bunun üzerine, “Bu borcunuzu ve bilançonuzdaki döviz cinsi yükümlülüklerinizi vadelerine göre kur riskinden koruyabileceğinizi ve nakit akımlarınızı sigortalayabileceğinizi biliyor musunuz?” diye sordum.
“Nasıl?”
“Örneğin, beş yıl vadeli bir swap işlemiyle bu krediyi TL borçlanmaya çevirebilirsiniz.”
Aldığım yanıt ise oldukça trajikomikti:
“Biz böyle spekülatif işlemlere girmiyoruz.”
Bunun üzerine daha fazla ısrar etmeden teşekkür edip toplantıyı bitirdim.
Risk Yönetiminin Önemi
Aradan bir yıl geçti. Ekonomide dengeler daha da bozuldu. Rahip Krizi olarak bilinen süreçte TL önemli ölçüde değer kaybetti. Bu olayların üzerinden bir ay bile geçmemişken, o gün görüştüğüm finans yöneticisinden bir telefon aldım:
“Döviz cinsi borçlar için yapılabilecek bir şey var mı?”
Belli ki doları iyi takip edememişlerdi. “Şu an yapılabilecek çok şey var ama artık mevcut fiyatlarla.” dedim. Karar verip bana geri döneceğini söyledi. Ancak bir daha haber alamadım. Sonrasında öğrendiğime göre şirket, ciddi bir sermaye artırımı yapmak zorunda kalmış ve ortaklar bu durumdan hiç memnun olmamıştı. Haklıydılar da.
Risk yönetimi, özellikle de hazine ürünleri söz konusu olduğunda uzmanlık gerektiren bir konudur. Basit gibi görünen konular, detaylara inildikçe oldukça karmaşık hale gelir. Şirketlerin finans yönetimini çok boyutlu ele alması, senaryo analizleri yapması ve bu analizlere dayanarak bilançolarını stres testlerine tabi tutması gerekir.
Bu süreçlerde, şirketin finansal riskleri etkin bir şekilde yönetebilmesi için kurumsal yapıların devreye girmesi hayati öneme sahiptir. Bu bağlamda, Finansal Riskleri İzleme Komitesi gibi yapılar oluşturulmalı ve şirket içinde üst düzey yöneticiler ve yönetim kurulu üyeleri gibi kişiler kadar, finans piyasalarına hakim bağımsız uzmanlar da sürece dahil edilmelidir.
Son yıllarda, büyük ölçekli birçok şirketin bile bu konuda ciddi önlemler almadığını ve kriz dönemlerinde büyük zararlarla karşı karşıya kaldığını gözlemledim. Ancak geçmiş hatalarından ders çıkarıp bu konuda önlemler almaya başlayan az sayıda şirket görmek de sevindirici.
Merkez Bankası: Koruyucu baba rolünde mi?
Para politikasının gecikmeli de olsa rasyonelleşmesi ve TL kredi faizlerinin yükselmesi, şirketlerin hızla döviz cinsi borçlanmaya yönelmesine yol açtı. 2023 sonunda 128 milyar dolar olan bankaların toplam döviz kredileri, 2025 Şubat itibarıyla 50 milyar dolar artarak 174.5 milyar dolara ulaştı (Grafik-1). Reel sektörün döviz yükümlülükleri ile varlıkları arasındaki fark ise 73 milyar dolardan 142 milyar dolara çıktı. (Grafik-2)
Bu süreçte, döviz kredilerinin büyüme hızı önce aylık %2 ile sınırlandırıldı, ardından %1’e ve son olarak %0.5’e düşürüldü. İhracat yapmayan şirketlerin döviz kredisi kullanması ise halen yasak.
Merkez Bankası’nın aldığı bu kararlar, enflasyona yönelik olası negatif etkileri azaltmayı amaçlıyor. Ancak, aynı zamanda şirketlere ‘Yeterince risk aldınız, biraz frene basın’ mesajı veriyor da olabilir.
Buna rağmen, bazı Kamu ve Katılım Bankaları, belirli istisnalar dolayısıyla hala döviz cinsi kredi sağlamaya devam ediyor.
Risk: Kontrol
edilmezse yıkıcı, yönetilirse güçlü bir araç
Finansal risklerin iyi yönetilmesi, şirketlerin büyümesi, sermaye birikimi yapması ve küresel rekabet gücünü artırması açısından kritik önemdedir.
Şirketlerin finansal stratejileri belirlenirken:
-Makroekonomik ve jeopolitik gelişmeler dikkate alınmalı,
-Risk bütçelemesi yapılmalı,
-Finansal kararlar kurumsal bir yapı içinde alınmalı ve prosedürlere bağlanmalıdır.
Türkiye, büyümesini büyük ölçüde dış borçla finanse eden bir ülke. Dolayısıyla, şirketlerin ihracat yapıyor olması bile kur riskini yönetmede tek başına yeterli bir faktör değildir. Zira dalgalı kur rejimlerinde TL’nin değer kaybı gibi değer kazancı da söz konusu olabilir. Kredilerin döviz mi TL cinsinden mi olması gerektiğini belirli düzenlemelerle kısıtlamak yerine, şirketlerin risk yönetimi yapıp yapmadıkları analiz edilerek bu konuda aksiyon alınması daha etkili olacaktır.
Sonuç olarak, risk ateş gibidir. Doğru kullanıldığında faydalı, yanlış yönetildiğinde ise yıkıcı olabilir. Yasaklamak ve kısıtlamak yerine, şirketlerin risklerini nasıl yöneteceğini öğrenmesine olanak tanımak ve kurumsal çerçeveler oluşturmasını teşvik etmek, uzun vadede daha sürdürülebilir bir finansal sistem yaratacaktır.
Dünya
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (775)
- BANKA ANALİZLERİ (136)
- BANKA HABERLERİ (2.995)
- BASINDA BİZ (58)
- BORSA (420)
- CEO PERFORMANSLARI (35)
- EKONOMİ (2.745)
- GÜNCEL (2.749)
- GÜNDEM (3.024)
- RÖPORTAJLAR (47)
- SİGORTA (127)
- ŞİRKETLER (2.038)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (425)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (836)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (6)
- Dr. Abbas Karakaya (62)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (457)
- Gizem Taşdelen (4)
- Gülbeyaz Gergün (51)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (25)
- Mustafa Akpınar (28)
- Onur ÇELİK (11)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (73)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (14)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR

Dr. Suat Soylu: Konfor Almayanı

Bir İşi Başlarken Olumsuz Yorumlara Kulak Asmayın

Firmalarda Serbest Nakit Akışının önemi

KUYUMCU SOYGUNCUSU BANKACI ÇIKTI

NEFES: Bankalar vatandaşa postayı koydu

“İYİ ÇALIŞAN” İSTİFA EDER, KÖTÜ ÇALIŞAN KALIR…

BEN BİLMEM PATRONUM BİLİR!

Banka çalışanı yaşlıların maaşlarını eksik ödedi

AKBANK hesaplarını boşaltanlar enselendi

“MİKS, MAKS VE MEKS’İN ÖYKÜSÜ” KAHVALTI MASAMIZDA

Hidrojen yanmalı motor Avrupa’da resmi onay aldı

Türkiye’den altın ve gümüş ithalatına sert fren

İş hayatında Çöp Kamyonu Teorisi

“Türkiye Fintek Ekosistemi Durum Raporu 2024” yayınlandı
- ALTIN FİYATLARINDA YENİ ZİRVE! Yükseliş ne kadar sürecek? 15/03/2025
- İBB BURS 2. TAKSİT ÖDEME TARİHİ: İBB Burs 7.500 TL Ödemesi Yattı Mı, Ne Zaman Yatacak? 15/03/2025
- Marka ve tescil ücretlerine yeni düzenleme 15/03/2025
- Tüketicilerin ayıplı ürün, online alışveriş ve abonelik şikayetleri yükselişte 15/03/2025
- Türk süt ve süt ürünleri sektöründen Ukrayna açılımı 15/03/2025
- Şehirlerarası Otobüslerde Aile İndirimi Ne Zaman Başlayacak, Ne Kadar? Şartlar Neler Olacak? Şartlar Neler? 15/03/2025
- EMEKLİ BAYRAM İKRAMİYELERİ 2025: 4 Bin TL Ramazan Bayramı Emekli İkramiyeleri Ne Zaman Yatacak? 15/03/2025
- Apple AirPods'lara çeviri hizmeti geliyor 15/03/2025
- Patent ve marka ücret tarifesi değişti 15/03/2025
- Vakko CEO'su Güner: 2025’te enflasyonun etkilerinin biraz daha azalacağını öngörüyoruz 15/03/2025
- Kervan Gıda, 2024’te 1,06 milyar TL FAVÖK açıkladı 15/03/2025
- Otomotiv üretimi Şubat'ta da geriledi 15/03/2025
- Kesme altın satışına sınırlama 15/03/2025
- Sigara ÖTV'sinde yeni düzenleme 15/03/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM1 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı