Turizm geliri Ekim, Kasım ve Aralık aylarından oluşan IV. çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %50,4 azalarak 3 milyar 913 milyon 758 bin $ oldu. Turizm gelirinin (cep telefonu dolaşım ve marina hizmet harcamaları hariç) %75,4’ü yabancı ziyaretçilerden, %24,6’sı ise yurt dışında ikamet eden vatandaş ziyaretçilerden elde edildi.
Ziyaretçiler, seyahatlerini kişisel veya paket tur ile organize etmektedirler. Bu çeyrekte yapılan harcamaların 3 milyar 335 milyon 869 bin $’ını kişisel harcamalar, 577 milyon 890 bin $’ını ise paket tur harcamaları oluşturdu.
Turizm geliri 2020 yılında bir önceki yıla göre %65,1 azalarak 12 milyar 59 milyon 320 bin $ oldu. Bu yılki gelirin 9 milyar 998 milyon 320 bin $’ını kişisel harcamalar, 2 milyar 60 milyon 999 bin $’ını ise paket tur harcamaları oluşturdu.
Turizm geliri ve ziyaretçi sayısı, IV. Çeyrek: Ekim-Aralık, 2020
Ziyaretçi türüne göre turizm geliri, IV. Çeyrek, 2020 Kişi başı ortalama harcama, IV. Çeyrek, 2020
Bu çeyrekte tüm harcama türleri geçen yılın aynı çeyreğine göre azaldı. Paket tur harcamaları (ülkemize kalan pay) %72,2, tur hizmetleri harcaması %68,4 ve spor, eğitim, kültür harcaması %67,3 azaldı. Yıllık olarak değerlendirildiğinde ise en çok azalış tur hizmetleri harcamalarında oldu.
Harcama türlerinin bir önceki yılın aynı dönemine göre değişim oranları (%), IV. Çeyrek ve Yıllık, 2020
Gecelik ortalama harcama 54 $ oldu
Bu çeyrekte geceleme yapan yabancıların ortalama gecelik harcaması 67 $, yurt dışında ikamet eden vatandaşların ortalama gecelik harcaması ise 35 $ oldu.
Yıllık olarak değerlendirildiğinde; geceleme yapanların ortalama gecelik harcaması 61 $, yabancıların ortalama gecelik harcaması 70 $, yurtdışında ikamet eden vatandaşların ortalama gecelik harcaması 44 $ oldu.
Ziyaretçi sayısı geçen yılın aynı çeyreğine göre %57,7 azaldı
Ülkemizden çıkış yapan ziyaretçi sayısı 2020 yılı IV. çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %57,7 azalarak 4 milyon 582 bin 698 kişi oldu. Bunların %79,5’ini 3 milyon 642 bin 367 kişi ile yabancılar, %20,5’ini ise 940 bin 331 kişi ile yurt dışında ikamet eden vatandaşlar oluşturdu.
Ülkemizden çıkış yapan ziyaretçi sayısı 2020 yılında bir önceki yıla göre %69,5 azalarak 15 milyon 826 bin 266 kişi oldu. Bunların %80,3’ünü 12 milyon 708 bin 265 kişi ile yabancılar, %19,7’sini ise 3 milyon 118 bin 1 kişi ile yurt dışında ikamet eden vatandaşlar oluşturdu.
Bu çeyrekte yabancı ziyaretçiler ülkemizi %64,9 ile en çok “gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler” amacıyla ziyaret etti
İkinci sırada %15,1 ile “akraba ve arkadaş ziyareti”, üçüncü sırada ise ile %9,6 ile “alışveriş” yer aldı. Yurt dışı ikametli vatandaşlar ise ülkemize %66,4 ile en çok “akraba ve arkadaş ziyareti” amacıyla geldi.
Geliş amaçlarına göre ziyaretçiler(1), IV. Çeyrek, 2020 (1) Oranlar beraberinde giden kişi hariç hesaplanmıştır.
Yıllık olarak değerlendirildiğinde yabancı ziyaretçilerin geliş amaçlarında birinci sırada %66,1 ile “gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler” yer alırken yurt dışı ikametli vatandaşlar ülkemize %66,2 ile en çok “akraba ve arkadaş ziyareti” amacıyla geldi.
Geliş amaçlarına göre ziyaretçiler(1), Yıllık, 2020
(1) Oranlar beraberinde giden kişi hariç hesaplanmıştır. 2020 yılına ait yıllık veriler 1., 3. ve 4.çeyrekleri kapsamaktadır.
Turizm gideri geçen yılın aynı çeyreğine göre %81,9 azaldı
Yurt içinde ikamet edip başka ülkeleri ziyaret eden vatandaşlarımızın harcamalarından oluşan turizm gideri, geçen yılın aynı çeyreğine göre %81,9 azalarak 184 milyon 974 bin $ oldu. Bunun 182 milyon 245 bin $’ını kişisel, 2 milyon 729 bin $’ını ise paket tur harcamaları oluşturdu.
Yıllık olarak değerlendirildiğinde; turizm gideri, geçen yıla göre %74,9 azalarak 1 milyar 104 milyon 545 bin $ oldu. Bunun 953 milyon 881 bin $’ını kişisel, 150 milyon 664 bin $’ını ise paket tur harcamaları oluşturdu.
Turizm gideri ve yurt dışını ziyaret eden vatandaş sayısı, IV. Çeyrek: Ekim-Aralık, 2020
Yurt dışını ziyaret eden vatandaşlar 2019 yılı IV. çeyreğine göre %86,8 azaldı
Bu çeyrekte yurt dışını ziyaret eden vatandaş sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %86,8 azalarak 295 bin 981 kişi oldu. Bunların kişi başı ortalama harcaması 625 $ olarak gerçekleşti.
Yıllık olarak değerlendirildiğinde; yurt dışını ziyaret eden vatandaş sayısı bir önceki yıla göre %76,8 azalarak 2 milyon 242 bin 864 kişi oldu. Bunların kişi başı ortalama harcaması 492 $ olarak gerçekleşti.
Turizm gideri ve kişi sayısı, 2020 Kişi başı ortalama harcama, IV. Çeyrek, 2020
Şubat ayı merkezi yönetim bütçe gerçekleşmeleri bugün açıklandı. Bütçe açığı aylık 310,1 milyar TL olurken, kümülatif olarak yarım trilyona yaklaştı (449,4 milyar TL). Geçen yılın şubat ayına göre bütçe giderlerinde artış yaklaşık yüzde 50 olmasına rağmen bütçe açığındaki artış oranı yüzde 100’ü geçti.
Bütçe giderleri arasında faiz giderleri her zamankinden daha da sorunlu. Şubat ayında borç faiz giderleri 139,7 milyar TL ve iki aylık kümülatif 302,7 milyar TL oldu.
2025 yılı bütçesi için borç faiz giderlerinin bütçe giderlerine oranının yüzde 13,2 ve vergi gelirlerine oranının da yüzde 17,5 olması hedeflenmişti. Bugünkü görünümde borç faiz giderleri/bütçe giderleri oranı yüzde 14,5 ve borç faiz giderleri/vergi gelirleri oranı da yüzde 24’e yükselmiş durumda.
Üstelik faiz giderleri bu seviyede kalmayacak. Sadece iç borç faiz ödemesinin yıl sonu projeksiyonu toplam 1,2 trilyon TL’ye yakın.
Hazinenin iç borçlanma stratejisine göre ihraçlar sürerken, tahvil vadeleri ve kupon ödeme tarihleri belli aylarda yoğunlaşıyor. Örneğin nisan ayında 236 milyar TL, haziran ayında da 214 milyar TL iç borç faiz ödemesi gerçekleştirilecek.
Dış borç faiz ödemesi projeksiyonu da, eğer kurda herhangi bir sıçrama olmazsa 200 milyar TL’nin üzerinde gerçekleşecek.
Bütçedeki faiz ödemeleri arttıkça bütçe açığı ve faiz dışı açık da büyümeye devam edecek. Kamu borç yönetiminde 2018 sonrası hataların bedeli, borç faiz giderlerindeki artış olarak karşımızda duruyor. Borç faizlerinin sözleşmeden doğan yükümlülük gereği alacaklılara ödenmesi gerektiğinden burada bir tasarruf ya da kısıtlama zor. O nedenle mali disiplinin sağlanması için etkin kamu borç yönetimine ihtiyaç hiç olmadığı kadar fazla.
Mali disiplin göstergelerini iyileştirmek için kısa vadede ve en hızlı sonuç alınabilecek yol, kamuda tasarruf. Kamuda tasarrufun ve onun mali disiplin ile ilişkisinin gündemden düşmemesi gerekiyor.
Kamu kurumlarının kendini harcama disiplinine adapte etmesinde tasarrufun ne kadar kaçınılmaz olduğunu bu köşede sıklıkla dile getiriyorum. Kamuda tasarruf denince ilk akla gelen taşıt, haberleşme, enerji, kırtasiye-baskı, temsil-ağırlama, lojman-sosyal tesislere ilişkin harcama kalemlerindeki değişimi 3 aylık, 6 aylık periyotlarla inceliyorum.
Son yazımdaki bulgular şöyleydi: 2024 yılı ilk ve son çeyrekleri arasında taşıt giderleri 4 kat, haberleşme giderleri 2,5 kat, kırtasiye-baskı giderleri 4 kat, lojman-sosyal tesis giderleri de 6 kat artış göstermişti. Tüm bu kalemlerdeki en büyük artış son çeyrekte ortaya çıkmıştı.
Literatürde bu duruma “aralık ateşi” diyoruz. Mali yıl biterken, son ayda bütçe giderlerinde artış görülmesi durumu. Kamu kurumları, yıl bitmeden ödeneği bitirmeye çabalıyor. Buradaki sorun şu, yapılan o “son an” harcamaları ne kadar gerekliydi? Kaynaklar etkin ve verimli kullanıldı mı? Ayrıca tüm ödenek bu şekilde bitirildikten sonra, ertesi yılın bütçesi için de bir alt sınır çizilmiş oluyor.
Bugün hazırladığım tablo, geçen yıl ve bu yılın ocak-şubat aylarında, tasarruf tedbirleri kapsamında yapılan harcamaları karşılaştırıyor:
Kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı, Merkezi Yönetim Bütçe İstatistiklerindeki verilerden hazırlanmıştır.
Kamunun nasıl tasarruf etmesi gerektiğine ilişkin yol haritası çizen tasarruf genelgeleri ülkemizde 1990 yılından bu yana yayımlanmaya devam ediyor. Günümüze kadar bu genelgelerin sayısı 14’e ulaştı.
Yayımlandıkları ilk yıllarda genelgelerde demirbaş, bilgisayar, kırtasiye ve enerji alımları tasarruf tedbirleri kapsamındaydı. İzleyen yıllarda resmi taşıt alımı, basın-yayın giderleri, temsil-ağırlama-tören, lojman-sosyal tesis giderleri, personel giderleri, görevlendirmeler, sağlık giderleri de kapsama alındı.
Vakıf ve derneklere yapılan bağış ve yardımlar da 1997-1998 yıllarında kısa süreliğine tasarruf tedbirleri kapsamındaydı. Ancak iki yılın sonunda kapsamdan çıkarıldı.
En son yapılan düzenleme, 17 Mayıs 2024 tarih ve 32549 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2024/7 sayılı Tasarruf Genelgesidir. Genelgeye göre tüm kamu kurumlarının kendi bütçelerinde veya tasarruflarındaki kaynaklardan yapacakları harcamalar için tasarruf tedbirlerine uymaları; resmî taşıtların ve taşınmazların edinilmesi ve kiralanması, haberleşme giderleri, personel görevlendirmeleri, basın ve yayın, kırtasiye ve demirbaş alımları, temsil, tören, tanıtım, enerji alımları gibi giderlerde tasarruf yapması bekleniyor.
Kamuda tasarrufla özdeşleşen tüm bu kalemlerin son yıllardaki değişimini gösteren iki tablo hazırladım. Önce ilkiyle başlayalım (Tablo 1). 2024’ün tamamında bu kalemlerde harcama azalışı ortaya çıkmış mı?
Görünen şu ki, harcamalar azalmamış. Hatta tasarruf edileceğine, giderek daha çok harcanmış. Şöyle ki;
Yılın ilk üç ayında taşıt giderleri 2,1 milyar TL’den son üç ayda yaklaşık 4 kat artışla 10,3 milyar TL’ye ulaşmış.
Taşıt giderlerinde yaşanan bu fahiş artışta taşıt alımlarının etkisi büyük. Yılın ilk altı ayında taşıt alımı için 231 milyon TL harcanırken son altı ayda harcama 7,5 milyar TL’ye ulaşmış (buradaki artış oranını hesap makinası hesaplamakta zorlandı).
Taşıt alımı arttıkça onarım giderleri de doğal olarak artacağından, yılın ilk çeyreğinde taşıt onarımına 855 milyon TL harcanırken, yılın son çeyreğinde harcama 2,3 milyar TL’ye yükselmiş.
Haberleşme giderleri ilk çeyrekte 2,2 milyar TL’den son çeyrekte yaklaşık 2,5 kat artarak 8,1 milyar TL’ye ulaşmış.
Kırtasiye-baskı giderleri yılın ilk çeyreğinden son çeyreğine kadar 4 kat, lojman-sosyal tesis giderleri de 6 kat artmış.
Temsil-ağırlama-organizasyon giderleri yılın son döneminde azalmış ve 2024’te toplam 2,4 milyar TL harcanmış.
Enerji giderlerinin ulaştığı düzey, asıl tasarruf edilmesi gereken temel belirleyici olduğunu gösteriyor. Tasarruf kapsamındaki tüm kalemlere yapılan harcamaların yarısından fazlasını enerji giderleri oluşturmuş.
Enerjide herhangi bir israf ya da enerji fiyatlarında jeo politik riskler ve döviz kurundaki olası artışlar gerçekleşirse yürürlükteki, tasarruf genelgesiyle fazla bir sonuç alınamaz.
Şimdi de hem son yılların tasarruf tedbirleri kapsamındaki harcamalarını karşılaştıralım hem de toplam bütçe harcamaları içindeki payına bakalım (Tablo 2):
Tablo 2.
Tasarruf tedbirleri kapsamındaki bu kalemlere yapılan harcamalar 2023 yılında toplam bütçe harcamalarının yüzde 1,9’u, 2024 yılında yüzde 1,7’si oldu.
2023 yılından 2024 yılına bütçe başlangıç ödenekleri yaklaşık yüzde 100 arttırıldı. 2024’te kamuda tasarruf edilmesi gereken bu kalemlerdeki artış oranı yüzde 40 oldu. Bu sonuçta etkili harcama kalemi, enerji giderleri oldu. Enerji giderindeki artış bir yıl içinde yüzde 20’lerde kaldı ki zaten en yüksek meblağ burasıydı ve sonuçta tüm tasarruf edilecek kalemlerdeki harcama artışı yüzde 40’da kaldı.
Ancak diğer harcama kalemlerinde farklı oranlarda artış ortaya çıktı:
2023’ten 2024’e taşıt kiralama ve onarım giderlerinde yüzde 136 oranında artış ortaya çıkarken, haberleşme giderlerinde artış yüzde 100 oldu. Kırtasiye-baskı giderleri ile lojman-sosyal tesis giderleri yüzde 70’e yakın artış gösterdi.
Bütçe açıklarını kontrol altında tutmak ve milli gelire oran olarak yeniden yüzde 1’ler seviyesine çekmek pek çok alanda katkı sağlayacak. Hedeflenen bütçe açığından sapmayı en aza indirmede sadece vergi artışları değil, kamu harcamalarında da tasarrufa gidilmesi gerektiğini sıklıkla gündeme getiriyorum.
Daha da önemlisi enflasyonla mücadelede en sık tekrarlanan söylem, tüketimin, talebin baskılanması… Hane halkı talebi zaten düşük gelir düzeyi, borçlanma maliyetindeki artış gibi nedenlerle baskılanmış durumda. Alım gücü olmayanlar ihtiyaçlarını bile karşılayamazken tasarruf genelgesine rağmen tüketin ve tasarruftan uzak bir devletin varlığı, hem enflasyonla mücadele hem de gelir dağılımında adalette çelişkili bir durum yaratıyor. O nedenle enflasyonla mücadelede kamuda tasarruf kaçınılmaz.
2018 yılından 2024 yılına kadar geçen 7 yıllık sürede merkezi yönetim bütçesinden yani vergilerimizden faize giden toplam miktar 2 trilyon 744 milyar 688 milyon 504 bin liradır. Oysa aynı dönemde, 2018-2024 döneminde merkezi yönetim bütçesinden yapılan tüm yatırım harcamalarının toplamı 2 trilyon 155 milyar liradır. Yani faize giden vergilerimiz, yatırıma giden vergilerimizden 589 milyar lira daha fazladır. Görüldüğü üzere yeni başkanlık sistemi ile uçtuk ama yatırımda, istihdamda, üretimde, tarımda, hayvancılıkta değil faiz ödemesinde uçtuk. Tablo böyle olduğuna göre şimdi asıl sorulması gereken sorulardan biri şudur; şimdi biz hangi faize karşıyız?
Bütçede Faiz Harcamaları 2018 Sonrasında Uçuşa Geçti.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçerken, ülke ekonomisinin uçuşa geçeceği söylenmişti. Vergi yetkiyi gör etkiyi denilmişti. Ülke ekonomisinin uçuşa geçtiği en temel alanlar; döviz, enflasyon ve faizler oldu. Buna bağlı olarak Merkezi Yönetim Bütçesinden yapılan faiz harcamaları adeta şahlanış dönemi yaşadı.
2018 yılından itibaren faiz harcamalarındaki artış, ilgili dönemdeki yüksek enflasyonla bile izah edilemeyecek kadar yüksektir.
Ödediğimiz Her 100 Lira Verginin 17 Lira 40 Kuruşu Faize Gitti.
Ödediğimiz vergilerin bize yol, su, köprü veya sağlık, eğitim hizmeti olarak dönmesi gerekirken, her yıl vergilerimizin daha büyük kısmı faiz olarak birilerine aktarılmıştır.
2016 yılında, ödediğimiz her 100 lira verginin 10 lira 90 kuruşu faize giderken 2024 yılında ödediğimiz her 100 lira verginin 17 lira 40 kuruşu faize gitmiştir.
Faiz İçin Yapılan Harcamalar Kamu Yatırımı İçin Yapılan Harcamaların Üzerine Çıktı
Vergilerin, vatandaşlara kamusal hizmet, yol, su köprü gibi altyapı yatırımları olarak dönmesi beklenir. Ancak, faize giden para arttıkça; sağlığa, eğitime, yatırıma giden kaynak miktarı azalmaktadır. Faize, KÖİ’ye, baskı ve cilt giderlerine, görevlendirme zararlarına, temsil ve tanıtma giderlerine, taşıt masraflarına daha fazla pay ayrılırken tasarruf yatırımlardan yapılmaktadır. Böylece artan faize karşılık, yatırım harcamalarının bütçe içindeki payı azalmaktadır. Bunun sonucu olarak da Merkezi Yönetim Bütçesinden faize harcanan para tutarı tüm kamu yatırım tutarının üzerine çıkmıştır.
Son yıllık verilere baktığımızda, Merkezi Yönetim Bütçesinden yapılan yatırım harcamaları faiz harcamalarının üzerinde ikin 2024 yılına geldiğimizde 1 trilyon 270 milyar liralık faiz harcamasına karşılık 943 milyar liralık yatırım yapılmıştır. Faiz harcaması toplam yatırım harcamalarının 327 milyar lira üzerinde gerçekleşmiştir.