Connect with us

BANKA HABERLERİ

Yargıtay: Bankalar, emekli maaşlarını bloke edebilir!

Yayınlanma:

|

Emekilere kötü haber Yargıtay’dan geldi.

Ekonomik şartların zorluğu ve emeklilik maaşlarının durumu sebebiyle çok sayıda emekli ya tekrar çalışmaya başlamakta ya da borçlanarak ihtiyaçlarını gidermeye çalışmaktadır. Emekli maaşlarının, bir insanın hayatını asgari düzeyde devam ettirebilmesi insani şartlarda yaşaması ve daha da ekonomik sıkıntıya düşmesinin önüne geçilebilmesi için yasal düzenlemelere yer verilmiştir. Bu bağlamda Sosyal Güvenlik Kurumundan gelir/aylık alan sigortalı ve hak sahiplerinin gelir ve aylıklarına nafaka borçları dışında ilgililerin muvafakati bulunmadan haciz uygulanmaması gerekmektedir. SGK icra müdürlüklerince açılacak haciz taleplerinde emeklinin muvafakati gerekmektedir. Aksi takdirde borçlu emekli ya da hak sahiplerinin muvafakati alınmadan gönderilmiş ise SGK, sigortalılara ilgili icra müdürlüklerine itiraz edebilecekleri yönünde bilgi vermektedir. Çeşitli nedenlerle çok sayıda emekli, maaşını teminat göstererek, bloke ettirerek tüketici ihtiyaç kredisi kullanmaktadır. Verilen muvafakate istinaden bankalarda alacağını garantiye almak için emekli maaşlarına bloke koyabilmektedir. Konuyla ilgili çıkan ihtilaflar Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna kadar intikal etti. 

YEREL MAHKEME: BLOKE EDİLEMEZ 

Konu Bağ-Kur emeklisinin kullanmış olduğu tüketici kredisinde temerrüde düşmesi üzerine davalı banka tarafından emekli maaşlarına bloke koyulmasından ibarettir. Kredi kullandıktan sonra ilerleyen dönemde aynı zamanda kısıtlı hâle gelen emeklinin vasisi olan oğlu; icra takibi başlatılmadan ya da dava açılmadan, usulüne uygun muvafakat alınmadan emekli maaşının tamamının bloke edilmesinin SGK Kanununa göre mümkün olmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kısıtlının emekli maaşından tahsil edilen 15.000,00 TL’nin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, emekli maaşına konulan blokenin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Yerel Mahkeme, davacı emeklinin kredi çekmesinden sonra hakkında kısıtlama kararı verilmiş olmasının davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceğini kabul etmiştir. Ancak SGK mevzuatı gereği sadece nafaka alacakları ve SGK alacakları hariç olmak üzere emekli aylığından kesinti yapmanın yasak olduğu, öte yandan emeklinin bankayla imzaladığı sözleşmede yer alan veya ayrı taahhütname imzalayarak İİK 83 gereği hacizden önceki bir dönemde haczi mümkün olmayan bir mal veya hakkın haczedilemeyeceğine dair bankayla yapmış olduğu anlaşmanın geçersiz olduğu, sözleşmede yer verilen düzenlemenin haksız şart oluşturduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 12.912,92 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar vermiştir. 

BANKA KONUYU YARGITAY’A TAŞIDI 

Yargıtay; davacının vasisi olduğu emeklinin yasal düzenlemeler yürürlükte iken ve kısıtlanmadan önce kredi sözleşmesini imzaladığını, sözleşmede banka nezdinde bulunan tüm alacakları, mevduat ve hesapları üzerinde bloke, hapis, mahsup ve takas etme yetkisini davalı bankaya verdiği, kredi geri ödemelerinin maaş hesabından yapılmasına muvafakat ettiğini, bankadan aldığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödemesi gerektiğini, taksitlerin ödenmesine ihtirazı kayıt koymaksızın kesintiye muvafakat edip, on beş ay boyunca borç ödendikten sonra ödenen kredi bedellerinin iadesini doğuracak şekilde bir hakkın kullanılması iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağını, ahde vefa ilkesi ve tarafları bağlayan sözleşme hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğine karar vermiştir. 

YHGK, SON NOKTAYI KOYDU 

Yerel mahkemenin kararında direnmesi nedeniyle konu Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gelmiştir. YHGK; “Somut uyuşmazlıkta tüketici, çekeceği kredinin ödeneceği ihtimalini banka gözünde kuvvetlendirir şekilde emekli maaşını mal varlığının bir parçası olarak göstermiş, bu inançla hareket eden banka, kredi tutarını nakden ve peşinen davacı hesabına yatırmış ve ….. TL tutarındaki kredi davacı tüketicinin tasarrufuna bırakılmıştır….. Emekli maaşından başka bir gelirinin olmadığı yönündeki genel kabulden dolayı zayıf tarafı daha da zayıf hâle getirmeme saiki ile korunan emekli, kendi iradesi ile imzaladığı kredi sözleşmesi çerçevesinde kavuştuğu ve sosyoekonomik ihtiyaçları doğrultusunda harcadığı meblağı yine emekli maaşı ile ödemek zorunda olduğunu bilebilecek durumdadır. Bu noktada yerel mahkemenin emekli maaşının haczine ilişkin düzenlemelere dayandığı gerekçesi yerinde değildir. Bunun yanı sıra tüketici, tahsis edilen kredi tutarını almasına rağmen hiçbir taksiti ödememiş ve bu sebeple bankanın davanın açıldığı tarihe kadar yirmi aylık ödemeyi tahsil etmesine herhangi bir itirazda bulunmamışken eldeki dava ile vadesi gelmiş borçlarının faizi ile kendisine iadesine ilişkin istemi iyi niyetle bağdaşmamakta ve bu talebi Türk Medeni Kanunu’nun 2’nci maddesi gereğince hukuken korunamayacaktır. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında mahkemenin emekli maaşının haczedilemeyeceğine ilişkin kabulünde hukuka aykırılık bulunmamakla birlikte hükmün davacı tüketicinin talebinin iyi niyetli olmaması karşısında sonuç itibarıyla isabetsiz olduğu, direnme kararının bu değişik gerekçe ile bozulması gerektiği yönünde dile getirilen görüş, açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir…” kararını vermiştir.

Sonuç olarak; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bu kararıyla emeklilerin nasıl olsa emekli maaşı haczedilemez deyip kullandığı banka kredisini ödememesi söz konusu olamayacaktır. Ayrıca bankalar, yapılan sözleşme çerçevesinde emekli maaşlarını bloke edebilecektir.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Konkordato Kader mi? Finansçı Eksikliğinin Bedeli mi?

Yayınlanma:

|

Finansı Yönetemezsen Batarsın: Konkordato Alan Firmalarda Ortak Eksiklik

2025 yılı, Türkiye reel sektörü için konkordato rekorlarının kırıldığı bir yıl olarak kayıtlara geçiyor. İSO 500 listesinde dahi yer alan birçok büyük firmanın konkordato ilan etmesi, artık sorunun yalnızca küçük ve zayıf firmalara özgü olmadığını gösteriyor. Ancak bu firmaları incelediğinizde gözden kaçmayan kritik bir ortak eksiklik dikkat çekiyor:

Çoğu firmanın bünyesinde profesyonel bir finans yönetimi yok. Özellikle banka kökenli ya da kurumsal finans tecrübesi olan profesyonellerin eksikliği çarpıcı.

Nakit Akışını Yönetemeyen Batıyor

Bir şirketin kar etmesi, onun yaşayacağı anlamına gelmez. Gerçek kriz genellikle nakit akışında başlar.
Banka kökenli profesyoneller, kâr/zarar yerine nakit akış tablolarına odaklanır. Oysa konkordato ilan eden birçok şirket:

  • Nakit planlamasını yapmamış,

  • Alacak-tahsilat dengesini kuramamış,

  • Kısa vadeli yükümlülüklerini karşılayamaz hale gelmiştir.

Bu durum, “mali müşavirle yürür” mantığının ne kadar yetersiz kaldığını gözler önüne seriyor.

Kredi Yönetimi Bilinmiyor

Konkordato ilan eden firmaların çoğu, bankalarla olan ilişkilerini stratejik değil, reaktif şekilde yürütüyor. Banka kökenli çalışanların yokluğunda:

  • Kredi limitleri doğru yapılandırılamıyor,

  • Yeni kredi olanakları değerlendiremiyor,

  • Bankaların nasıl karar verdiği bilinmiyor.

Oysa bir bankacının deneyimi, firmanın kredi profilini yükseltmede kilit rol oynar. Bankaların “takip riski” olarak gördüğü firma, aslında önlem alındığında krizden kurtulabilir.

Kriz Erken Uyarı Sinyalleri Göz Ardı Ediliyor

Profesyonel finansçılar, bilanço ve finansal oranlarda alarm zilleri çaldığında bunu okur ve müdahale eder. Ancak konkordato ilan eden firmaların çoğunda bu erken uyarı sistemleri ya hiç yok ya da kimse izlemiyor.

Kur riski, faiz riski, stok-finansman uyumsuzluğu gibi temel konular ya tamamen göz ardı ediliyor ya da “geç kalınarak” müdahale ediliyor.

Ders: Şirketin Kalbinde Finans Olmalı

Konkordato sadece hukuki bir çözüm değildir; aslında gecikmiş bir çöküşün ilanıdır. Finansı yönetemeyen firmaların er ya da geç bu noktaya gelmesi kaçınılmazdır.

Her şirketin – büyüklüğü ne olursa olsun –

  • Finans kökenli bir yöneticiye,

  • Banka ilişkilerini yönetecek deneyimli bir uzmana,

  • Nakit akışına hâkim bir planlamacıya
    ihtiyacı vardır.

Son Söz

“İyi muhasebeci” değil, iyi finansçı batışı engeller.
Konkordatoya sürüklenen her şirketin ardında, bir şekilde ihmal edilmiş bir finans bölümü yatar.
Unutmayın:

Finansı yönetemezsen, batarsın.

Erol Taşdelen – Ekonomist | bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

2025: REEL SEKTÖRÜN TARİHİ ÇÖKÜŞÜ

Zincirleme Konkordatolar, Fabrika Kapanışları, İflaslar… 2025’in kalan aylarında Reel Sektör küllerinden doğabilcek mi, Ekonomide “Deprem Yılı” mı olacak…

Yayınlanma:

|

Ekonomi ayakta ama reel sektör yıkım yaşıyor!

2025 yılı, Türkiye’de reel sektörün “tarihi çöküş” yılı olarak kayıtlara geçmeye aday. Makro göstergeler büyümeye işaret etse de, mikro düzeyde reel sektör firmaları iflasın eşiğinde. Kredi takip tutarları rekor seviyelere ulaşırken, icra daireleri dosya yığını altında eziliyor. Ekonomik sistem içinde birer “yaşayan ölü” haline gelen zombi şirketler çoğalıyor. Konkordato ilan eden büyük firmaların listesi her geçen gün uzuyor. İşte çöküşün ayak sesleri:

1. Kredi Takip Tutarları Rekor Kırıyor

BDDK verilerine göre, 2025 Haziran ayı itibarıyla bankacılık sektöründe takibe düşen kredilerin toplamı 425 milyar TL’ye ulaştı. Çok değil 2024 sonu altı at önce bu tutar 287 milyar TL idi. Bu rakam son 5 yılın en yüksek seviyesi. Özellikle KOBİ ve ticari kredilerde tahsil edilemeyen borç 243  milyar TL’ye ulaştı. Bu rakamların içinde Varlık yönetim şirketlerine devredilen 15 milyar TL’ye yakın takip dosyaları yok üstelik. Bu durum, şirketlerin nakit döngüsünde ciddi tıkanıklık yaşandığını ortaya koyuyor. Zombi krediler ( ön ve yakın izlemede olan, yapılandırılan ) toplan kredi hazminin %15’i seviyesine ulaşmış durumda. Bankalardaki kredi kanallarının kamu eli ile kapatılmasını da üzerine ekleyince Nakit Döngüsü sürecinde yıkım yaşanıyor.

2. İcra Daireleri Dosya Patlaması Yaşıyor

Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2025 yılının ilk 6 ayında icra dairelerdeki toplam icra dosyası 26 milyon adete yaklaştı. Bu rakam, pandemi yılı olan 2020’nin bile üzerinde. En çok icra takibi yapılan alanlar: Banka borçları, çek-senet ödemeleri ve kira alacakları. Özellikle ticari işletmelerin birbirine açtığı icra takipleri dikkat çekiyor.

3. Zombi Şirketler Çoğaldı

Zombi şirket; faaliyetlerinden elde ettiği gelirle yalnızca borcunun faizini ödeyebilen, ana parayı ise çeviremeyen firmalar için kullanılan bir kavram. TCMB ve sektörel raporlara göre, Türkiye’deki büyük ölçekli firmaların %18’i zombi şirket kategorisine girmiş durumda. Bu oran, üretim gücü olan ancak finansal olarak tükenmiş şirketlerin sistemde adeta “yaşayan ölü” gibi varlık gösterdiğini anlatıyor.

4. Konkordato Başvuruları Artışta

2025’in ilk yarısında mahkemelere yapılan konkordato başvurularında büyük bir sıçrama yaşandı. 2023’te yıllık 1.500 civarında olan başvuru sayısı, 2025 ilk yarısında şimdiden 2.776 adet oldu. Özellikle tekstil, inşaat, gıda ve tarım sektörlerinde faaliyet gösteren büyük şirketler, peş peşe konkordato ilan etti. İSO500 listesinde yer alan bazı dev firmalar da, BİST’de yer alan veya halka arz için onay alıp sırada bekleyen firmalar da geçici mühlet almaya başladı.

5. Reel Sektörün Altı Boşalıyor, Ekonomi Üstte Duruyor

Makro veriler TÜİK büyümeyi işaret ederken, reel sektörün dipten dibe sürüklendiği açıkça görülüyor. Bu çelişki, ölçüm yöntemlerinin ve açıklanan verilerin güvenirliğini de tartışmaya açıyor. Üretim yapan, istihdam sağlayan reel sektörün çökmesi, sosyal ve ekonomik dengeleri tehdit eden ciddi bir krizi tetikleyebilir. Kriz İSO500’de yer alan firmalara sıçradı. Büyümenin üretim artışından değil Tüketimden kaynaklandığını TCMB de tespit etmiş raporlarına yansımış durumda. Enerji, Akaryakıt gibi ana girdilere 100 milyar USD’den fazla kaynak harcarken; İthalatın içinde %10’u bile bulmayan tüketim mallara, yurtdışı internet alışverişe konulan ek vergiler ile övünüyoruz. Hatalar zincirine örnek mi: Sanayici “Enerji Maliyetlerimi nasıl düşürürüm” diye çırpınırken; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı GES’lerdeki Teşvikleri sınırladı iyi mi? Yetmedi, Teşvikleri kaldırırken Güneş Panellerinde “yerli üretim hücre olacak” dedikleri hücreler etiketi değiştirilmiş çakma Çin mali çıktı iyi mi! Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı soruşturma açmasa onu bile öğrenemeyecektik. Sanayicinin Enerji Maliyetini düşürmeye çalışmasının ne zararı var. Enflasyon ile mücadeleye katkı mı sağlıyor maliyetin düşürme çabaları, engeller niye o zaman?

Sessiz Yıkım Sürüyor

Reel Sektördeki çöküşü görmek için yeterince Erken Uyarı Sinyalleri var! Finans dengeyi sağlayamayan, nakit akışını ayarlayamayan firmanın ayakta durması mümkün değildir. 2025, bankaların kârlı; devletin güçlü; ama reel sektörün sessiz sedasız çöktüğü bir yıl olarak tarihe geçebilir. Her gün kapanan dükkanlar, konkordato ilan eden holdingler, ödenemeyen çekler, batık krediler bu “sessiz yıkımın” göstergeleri. Türkiye, yapısal reformlar yapılmadığı sürece bu krizden çıkması zor.

Yanan sadece ormanlarımız değil büyük emek ile oluşturuğumuz Sanayide de ciddi yangın var, bu yangını öyle üç kuruşluk KGF Kredisi ile söndürüp NEFES olsun diye geçiştirip söndüremeyiz, biline!

Çözüm: Talebi bastırarak enflasyonu düşürme hayalini bırakıp,  Üretim Ekonomisini desteklemekte! Tüketimden gelen sanal büyüme ile avunursak elimizde kala kala firma çöplüğü kalır!

Erol TAŞDELEN – Ekonomist      www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

ABD’den Kara Para trafiğindeki ülkelere sert mesaj: Türkiye’de var!

Yayınlanma:

|

Yazan:

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, “ABD Hong Kong, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye merkezli yasa dışı bir İran finansal ağına yaptırım uyguluyor” dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, ABD’nin Hong Kong, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye merkezli bir yaşa dışı İran finansal ağına yaptırım uyguladığını açıkladı. Bruce, X hesabından yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:

“ABD Hong Kong, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye merkezli yasa dışı bir İran finansal ağına yaptırım uyguluyor. İran petrol ticaretinden elde edilen bu fonlar, on yıllardır İran’ın terörist vekillerini destekleyen İslam Devrim Muhafızları’na fayda sağlamakta.”

ANKA

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.