“Yıkımdan yükselen yeni bir umut, yeniden inşanın ilk adımıdır.” — Nelson Mandela
Suriye’deki iç savaş, yaklaşık on yılı aşkın bir süre boyunca milyonlarca insanın hayatını derinden etkileyerek bölgesel ve küresel dengeleri sarsmaya devam etti. Esad rejiminin devrilmesi ve ardından yeni bir yönetimin kurulması, Suriye’den kaçarak Türkiye’ye sığınan milyonlarca insanın geleceğini yeniden şekillendirecek kritik bir süreç olacak gibi görünüyor. Bu süreç, ekonomik, sosyal ve siyasal açılardan Türkiye’yi doğrudan etkileyecek potansiyele sahip. Sosyal ve siyasal boyutlar bir yana, bu yazıda ekonomik etkileri çok boyutlu bir perspektifle ele alalım.
Suriyeliler: Türkiye’deki İki Ana Topluluk
Türkiye’ye sığınan Suriyeliler, ekonomik profilleri itibarıyla iki ana gruba ayrılabilir:
- Parası ve serveti olanlar: Bu grup, savaşın başlangıcından itibaren Türkiye’de gayrimenkul satın alarak vatandaşlık elde etti, iş kurdu ve önemli bir sermaye katkısı sağladı. Kimi zaman fabrikalar ve şirketler açarak istihdam yaratırken, kimi zaman da ticaret aracılığıyla ekonomik faaliyetlerini sürdürdüler.
- Emeğe dayalı çalışanlar: Bu grup ise, çoğunlukla inşaat, tarım ve tekstil gibi emeğe dayalı sektörlerde düşük ücretlerle çalışanlardan oluşuyor. Gelir elde ederek hem kendi hayatlarını sürdürüyor hem de ekonomik döngüye katkı sağlıyorlar.
Her iki grubun da Suriye’deki rejim değişikliklerinden sonra alacakları kararlar, Türkiye’nin ekonomisinde ciddi sonuçlar yaratabilir. Ancak bu sonuçlar hem riskler hem de fırsatlar içeriyor.
Suriye’deki Yeniden Yapılanma: Fırsatlar ve Riskler
Esad rejiminin devrilmesi, Suriye’de büyük bir yeniden yapılanma sürecini tetikleyebilir. Yıkılmış şehirler, altyapılar ve ekonomik sistemin yeniden kurulması için IMF, Dünya Bankası ve diğer uluslararası finans kurumlarının devreye girmesi bekleniyor. Bu durum, özellikle Türk müteahhitlik sektörü ve lojistik firmaları için büyük fırsatlar yaratabilir. Suriye’nin yeniden inşa sürecinde, Türk şirketlerinin batılı rakipleriyle ciddi bir rekabet içine gireceği öngörülse de, coğrafi ve kültürel avantajlar Türkiye’yi öne çıkarıyor.
Bu yeniden yapılanma, aynı zamanda, Suriye’den kaçan Suriyelilerin bir kısmının ülkelerine geri dönmesine zemin hazırlayabilir. Ancak bu dönüş, sınırlı bir zaman diliminde gerçekleşmeyebilir. Yıllar boyunca Türkiye’de yaşam kurmuş, çocukları burada eğitim alıp Türkçe konuşan bir nesil oluşturmuş olan birçok Suriyeli, geri dönme konusunda tereddüt yaşayabilir.
Türkiye Ekonomisine Çok Boyutlu Etkiler
Suriyelilerin geri dönüşü, Türkiye ekonomisini çok boyutlu olarak etkileyebilir:
- Ucuz iş gücünün kaybı: İkinci grupta yer alan emeğe dayalı işlerde çalışan Suriyelilerin ülkelerine dönmesi, iş gücü piyasasında daralmaya yol açabilir. Bu, özellikle tarım ve inşaat gibi sektörlerde çalışan yerli işverenleri daha pahalı iş gücünü kullanmaya zorlayabilir. Artan maliyetlerin fiyatlara yansıtılması, talebin düşük olduğu piyasalarda kâr oranlarını düşürebilir ve uzun vadede maliyet enflasyonunu tetikleyebilir.
- GSYH’de sınırlı düşüs: İlk gruptaki varlıklı Suriyelilerin bir kısmının ülkelerine geri dönmesi, Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’na sınırlı bir etkide bulunabilir. Ancak, bu gruptaki bazı bireylerin hem Türkiye hem de Suriye’de ticari faaliyetlerini sürdüreceği, böylece her iki ekonomi arasında bir köprü oluşturacağı tahmin ediliyor.
- Konut ve kira piyasası: Suriyelilerin yoğun şekilde geri dönmesi, özellikle vatandaşlık almak için satın aldıkları konutları satmaları durumunda, bazı bölgelerde konut fiyatları ve kiralarda düşüşe neden olabilir. Ancak bu durumun genel piyasa üzerindeki etkisi, bölge bazlı sınırlı kalabilir.
- Kamu harcamalarının azalması: Suriyelilerin geri dönmesi, kamu bütçesinden sağlık, eğitim ve sosyal yardımlar gibi alanlara ayrılan kaynaklarda azalmaya neden olabilir. Bu, bütçe açıklarının daralmasını ve kamu maliyesinin bir nebze rahatlıkla nefes almasını sağlayabilir.
- Yeni iş fırsatları: Suriye’nin yeniden yapılanma süreci, Türk müteahhitlik firmaları ve inşaat sektörü için büyük bir fırsat sunabilir. Ayrıca, Suriyeli iş gücünün bu projelerde yer alması, hem Türkiye hem de Suriye için kazan-kazan durumu yaratabilir.
Sosyal ve Siyasal Etkilerin Gölgesinde Ekonomi
Suriyelilerin geri dönüşü, Türkiye’de yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve siyasal dinamikleri de derinden etkileyecektir. Sığınmacıların ülkelerine dönüşünü teşvik etmek için uygulanacak politikalar, hem toplumsal huzuru hem de ekonomik dengeleri korumaya yönelik olmalıdır. “Komşunun evi yanarken bizim evde huzur olmaz” atasözü, Türkiye’nin bu süreçteki kritik pozisyonunu anlamak için önemli bir ipucu sunuyor.
Sonuç olarak, Esad rejiminin devrilmesi ve Suriyelilerin geri dönüş süreci, Türkiye ekonomisi için hem fırsatlar hem de zorluklar barındırıyor. Bu süreçte atılacak stratejik adımlar, hem bölgenin hem de Türkiye’nin geleceğini yeniden şekillendirecektir. Kalıcı barış ve istikrarın sağlanması, sadece Suriye’nin değil, tüm bölgenin kaderini belirleyecek.
Dr. Ercan DEĞER