Connect with us

BANKA HABERLERİ

TCMB PPK toplantısı (14:00): Politika değişikliği beklenmiyor

Yayınlanma:

|

  • Türk mali piyasaları, dün günün büyük bir bölümünde satış baskısına maruz kaldı. Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün gece katılacağı canlı TV yayınının bugün sonuçlanacak olağan TCMB Temmuz ayı faiz kararının öncesine denk gelmesi, piyasalarda bir miktar da olsa gerginlik yarattı. Hemen hemen her platformda, faiz hadlerinin düşürülmesi gerektiğini dile getiren Erdoğan’ın yine bu yönde konuşma ihtimali, mali piyasalarda karşılık buldu. 
  • Enflasyon verisi ardından geçen hafta 8,2950 seviyesini test eden USDTRY kuru, dün gün boyu yönünü yukarıya çevirerek 8,68 seviyesine varan bir yükseliş kaydetti. Borsa İstanbul, belki de faiz endişesini yansıtır bir biçimde dün %1,85 gerilerken, bankacılık hisseleri %2,2 düşüş kaydetti. 
  • Türk mali piyasaları, dün küresel piyasalara paralel, ABD’de açıklanan TÜFE enflasyonunu takip etti. Malumunuz, ABD’de istihdam piyasalarında işlerin yolunda gittiğini gösteren tarım dışı istihdam raporu ardından, aylardır yükselen ve multi yılları zirvesine çıkan enflasyonun daha da yükselmesinden endişe eden piyasaları, veriyi büyük bir heyecan ile bekledi. 
  • Lakin veri, hemen hemen piyasa tahminleri paralel sonuçlandı. Çekirdek TÜFE yıllık bazda %4,3 ile tahmin düzeyinde kalırken, manşet TÜFE ise %5,3 olan beklentinin bir tık üzerinde sonuçlanarak %5,4 oldu. Enflasyonun bu ay beklentileri aşmaması, piyasalara derin bir nefes aldırdı. 
  • ABD dolarının piyasa kuru olan DXY, dün sabah saatlerinde kritik bir eşik olan 93 seviyesinin üzerini denese de, ABD’de enflasyonun ‘ısırmaması’ sonrası 92,8 seviyesine geri çekildi. DXY’nin hareketine paralel, EURUSD paritesi de kritik bir bölge olan 1,17 seviyelerinin diplerinden uzaklaşmaya çalışıyor. Teknik manada, DXY’nin 93 seviyesinden kopup uzaklaşması, EUR üzerinde aşağı yönlü ciddi bir baskı kurabilir. 
  • Enflasyon verisinin açıklanması ardından, bu sefer de petrol piyasasında önemli bir gelişme yaşandı. Reuters haberine göre, ABD yönetimi OPEC+ ülkelerine çağrıda bulunarak, üretimin artışı talep ederek, yeterli üretimin yapılmamasının küresel toparlanmaya zarar verebileceğini belirtti. İster istemez haber ardından sert gerileyen petrol, akabinde, ABD’de stokların azaldığını gösteren veri ardından kayıplarını telafi etti. Bu sabah Brent cinsi ham petrol yeniden 71,7 dolar seviyesine toparladı. 
  • Hatırlanacağı, sene başı raporumuzda, yeşil enerjinin bu yıl ön planda olacağını, sanayide kullanımının artmasına kesin gözüyle bakılan gümüşün kıymetli maden yerine endüstriyel bir metal olarak rağbet görebileceğini düşünerek, gümüşü iyi bir senenin beklediğine vurgu yapmak suretiyle sene başı yatırım portföyüme almıştık. Lakin Haziran ayının ikinci haftasında, gümüşün ons fiyatı 28 dolar seviyelerindeyken, geçen süre zarfında aradığımız getiriyi bulamayarak gümüşten çıkma kararı almış, yerine enerji ve elektrikli araçlar sektörüne girmiştik. 
  • Enerji cephesine girme kararımızın arkasında ise, aşılanma faaliyetlerinde artış ve beraberinde dünyanın izolasyon tedbirlerine artık başvurmayağı, dolayısı ile ekonomik aktivitenin de artacağı varsayımı bulunuyordu. Halen daha görüşümüzde (delta varyantı bizlere sürpriz olsa da) bir değişiklik yok. 
  • Dün ABD enflasyonunun ısırmaması sonrasında, küresel piyasaların derin bir nefes alması, kıymetli madenler cephesinde bir miktar da olsa kıpırdanma yaşanmasına neden oldu. Büyük resimde, altının ons fiyatı, Mayıs 2019’dan bu yana gelen yükseliş çizgisini koruyabilmesi adına, Ağustos ayını 1,760 dolar seviyesinde kapatarak, Eylül ayında ise 1,775 dolar seviyesine çıkmak zorunda. Aksi takdirde, teknik manada, aşağı yönlü istek ağır basabilir. 
  • Gümüş cephesinde ise, haftalık grafiklerde ön plana çıkan son kalenin 22,50 dolar seviyesinde olduğunu görüyoruz. Herhangi bir nedenle 22,50 seviyesinin aşağısına sarkması, ilk etapta 20,70 devamında ise 18,90 seviyelerine varan bir düşüşün önünü açabilir. 22,50 seviyesi aşağıya geçilmezse, defans hattının güçlü olduğunu düşüneceğiz. Şimdilik kenarda bekliyoruz. En azından, 26-28 Ağustos tarihlerinde düzenlenecek Jackson Hole toplantısına kadar. 
  • Dün akşam canlı yayında ekonomi veya faiz oranları ile ilgili konuşmayan Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan ardından USDTRY kurunun düne nazaran yeni günü 8,62 seviyelerinde kucaklayarak, tansiyonunu da azaltarak karşıladığını görüyoruz. Gözler bugün TSİ14:00 sonuçlanacak TCMB’nin olağan Ağustos ayı Para Politikası Kurulu toplantısına çevrilmiş durumda. Teknik manada, 8,64 seviyesinin üzerinde haftalık bir kapanış, kur açısından yukarı gitme isteği olarak okunacaktır!
  • Enflasyonun %18,95 ; TCMB’nin politika faizinin ise %19 olduğu ve reel getirinin neredeyse kalmadığı düşünülürse, TCMB’nin bugün faiz indirmek bir kenara, sıkı para politikası duruşunu bile değiştirmemesi gerekiyor. Lakin, baz etkisinin de yardımı ile, enflasyonun sonbaharda gerileme potansiyeli barındırdığından, TCMB’nin politika metnine sepiştireceği kelime öbeklerini dikkatle irdeleyerek ileriye dönük sinyalleri okumaya çalışacağız. 
  • Bu bağlamda, dün dünya piyasaları ABD enflasyon verisi ardından günü yükselişle tamamlarken, BIST100 endeksi negatif ayrışmıştı. TCMB’nin bugün faiz ve metin anlamında bir sürpriz yapmaması durumunda, hisse senedi cephesindeki kayıplar geri alınabilir.
  • İçeride TCMB PPK kararı bir numaralı gündem maddesi olsa da, ABD’de 15:30’da açıklanacak ÜFE enflasyonu da yakından takip edilecektir. Haziran ayında %7,3 seviyesine yükselen üretici enflasyonunun Temmuz ayında yıllık bazda değişmemesi bekleniyor. Veri takviminde, Türkiye, Avrupa ve İngiltere’de açıklanacak sanayi üretimi ve İngiltere büyüme verisi bulunuyor. 
  • ABD borsalarının teknoloji hisseleri hariç geceyi ılımlı yükseliş ile tamamlaması ardından bu sabah Asya’da gösterge endeks Tokyo’da hafif yükseliş, diğer bölge borsalarında ise hafif çaplı düşüşler görüyoruz. Küresel emtia enflasyonunun ve zayıf Yen’in birleşimi olarak, Japonya toptan satış fiyatları Temmuz ayında 13 yılın en hızlı yıllık artışını kaydetti. 
  • Dün Sicilya, 48,8c sıcaklık ile Avrupa rekorunu kırdı. 1977 yılında Atina’da kaydedilen rekor da egale edilmiş oldu. Birleşmiş milletler iklim raporunda da söz edildiği üzere dünyada resmen ateş çağında!  
  • Yukarıda söz ettiğim üzere, Nasdaq borsasında işlem gören ve kendi kendini idare edebilen sürücüsüz araç teknolojilerine neden yatırım yaptığımız, küresel ısınma döneminde daha da iyi anlaşılabiliyor. Karbon gazının emisyonuna karşı, pek çok devletin savaş açmasına paralel, önde gelen pek çok araç üretim şirketi de üretim hatlarını içten yanmalı motorlardan ziyade elektrikli araçlara çeviriyor! 

İKTİSATBANK – Emre Değirmencioğlu 

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Yapay Zekâ Müşteri Temsilcileri Şivenizle Konuşacak

Yayınlanma:

|

Yazan:

Geleneksel çağrı merkezleri; uzun bekleme süreleri, karmaşık IVR menüleri ve tükenmiş müşteri temsilcileriyle karakterizedir. Müşteri temsilcileri genellikle katı senaryolara ve konuşma metinlerine bağlı kalarak iletişim kurar. Müşterilerin iletişim geçmişini yeterince değerlendirerek konuşmayı farklılaştırma imkânı yok denecek kadar azdır. Aynı problemi defalarca anlatmak zorunda kalan müşteriler ise bu durumdan oldukça yorulur. Bu gerginlik hem temsilcilere hem de müşterilere yansır.

Ancak son yıllarda gelişen yapay zekâ teknolojileriyle birlikte, çağrı merkezi deneyimi köklü biçimde değişiyor. Artık müşteriler aradıkları anda, IVR ile boğuşmadan, tüm iletişim geçmişlerini bilen, onları tanıyan bir yapay zeka müşteri temsilcisine bağlanabilecek. Kişisel bir dille karşılanıp, daha hızlı çözümler elde edebilecek.

Anında Yanıt: “Aradığınızda Karşınızda Bir Temsilci Var”

Klasik bir çağrı merkezinde kapasite kısıtları ve vardiyalar sebebiyle çağrıların cevapsız kalması sık rastlanan bir durumdur. Profit.co tarafından yayınlanan bir çalışmaya göre, müşteri temsilcisine bağlanmak için iki dakikadan fazla bekleyen müşterilerin yüzde 60’ı çağrıyı sonlandırıyor. Bir müşterinin iletişim merkezini aradığında çağrısının yanıtsız kalması sadece anlık operasyonel gecikme değildir, “önemsizim” algısı yaratır ve bu his, gelecekteki tüm temas noktalarını olumsuz etkileyerek müşteride uzun vadeli bir sadakat riski yaratıyor. Bu da sosyal medyada olumsuz yorumlar, şikâyet artışı ve marka algısında kalıcı zedelenme anlamına geliyor.

Zendesk’in 2023 tarihli Müşteri Deneyimi Raporu’na göre, müşterilerin yüzde 76’sı yalnızca bir kötü deneyim sonrasında bile markadan tamamen vazgeçebileceğini belirtiyor.

Yapay zekâ destekli temsilciler, bulut işlemcilerle desteklendikleri için arama geldiği anda devreye girebiliyorlar. İşlemci gücü dışında bir kapasite kısıtları yok. Böylece müşteri hatta hiç beklemeden, IVR’dan geçmeden, doğrudan yapay zeka müşteri temsilciyle görüşmeye başlayabiliyor. Bu iletişim merkezinin ulaşılabilirliğini maksimuma çıkarıyor ve çok önemli bir sadakat problemini çözüyor.

Ayrıca klasik çağrı merkezlerinde müşteriler her aradıklarında farklı temsilciye bağlanıp konuyu baştan anlatmak zorunda kalıyor. Invoca tarafından yayınlanan bir anket sonucuna göre, müşterilerin yüzde 53’ü bu durumu oldukça sinir bozucu buluyor. Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri ise CRM ile entegre çalışarak müşterinin geçmişini hatırlıyor, sorunların tekrar anlatılmasına gerek kalmadan bağlama uygun şekilde yanıt verebiliyor. Konuşmanın her anında, daha önce yaşananları dikkate alabiliyor.

Gerçek Kişiselleştirme: “Şivesini, Tonunu, Kelimesini Seçiyor” McKinsey tarafından yapılan bir araştırmaya göre, müşterilerin yüzde 71’i markalardan kişiselleştirilmiş hizmet bekliyor. HubSpot verilerine göre, yapay zekâ kullanan temsilciler yüzde 64 oranında daha fazla kişiselleştirme sağlayabiliyor.

Yakın bir gelecekte, yapay zekâ temsilciler, müşterinin geçmiş verilerini analiz ederek onun tercih ettiği kelimeler, tonlama ve hatta bölgesel şiveyle konuşabilecek. NLP (Doğal Dil İşleme) teknolojisi sayesinde konuşma tarzını anlık değiştirebilen bu sistemler, her müşteriye farklı bir deneyim yaşatacaklar.

Yapay zeka müşteri temsilcileri gerektiğinde sohbeti yumuşatıp, tonu ayarlayacak, konuşma devam ettikçe müşteriyi daha da tanıyarak süreç boyunca kişiselleştirilmeyi artırabilecekler. Yapay zeka müşteri temsilcileri konuşma devam ettikçe müşteriyi ses biyometrilerinden ve konuşmasından, cümle yapısından tanıyarak bazı güvenlik seviyelerini otomatik geçecek. Şüpheli durumlarda veya gerginliklerde insanı ne zaman devreye alması gerektiğinin ayrımını yapabilecek.

Bu gelişme için tüm teknolojiler hazır. Müşteri temsilcisinin şivesini düzenleyen programlar hayatımıza girdi bile. Sesten ve kullanılan kelimelerden duygu analizi yapıp konuşma kalitesini değerlendiren yapay zeka sistemleri var. Konuşma devam ettikçe müşteriyi sesinden ve konuşmasından tanıyan dolandırıcılık önleme programları birçok finans kuruluşunda kullanılıyor. Önümüzdeki dönemde bu teknolojileri yapay zeka asistan platformlarında birleştiren bir çok şirket göreceğiz.

Global örnekler giderek artıyor. Reuters’in haberine göre NatWest, OpenAI destekli Cora ve AskArchie sistemleriyle müşteri memnuniyetini yüzde 150 oranında artırdı. Commonwealth Bank, Microsoft ile birlikte geliştirdiği sistemle günde 50 binden fazla canlı sohbet isteğine yanıt veriyor. JPMorgan ise 2024 yıllık raporunda, yapay zekâ sayesinde işlem maliyetlerini yüzde 30 düşürdüğünü, müşteri bağlılığını ise yüzde 25 artırdığını belirtiyor.

Türkiye’de örnekler var. Fintechtime Haziran 2025 sayısında Aktifbank’ın yapay zeka ve veri analitiğini odağa taşıdığı aktarılıyor. Yapay zekâ müşteri temsilcileri üzerine araştırma geliştirme yapıldığını belirtiyor. Bu sayede müşterilere daha hızlı ve güvenli hizmet sunulacağı, dolandırıcılık analizlerinin güçleneceği vurgulanıyor. Vodafone Türkiye web sitesinde, müşteri hizmetlerinde yapay zekâ müşteri temsilcileri ve sesli chatbot’lar kullandığını ilan ediyor. Müşterilerle yüzde 80 oranında “botlarla” iyileştirilmiş deneyim sunulduğunu, yapay zekâ sistemlerinin iletişimleri takip ettiğini ve duygu analiziyle öfke ya da sorunlu geri dönüşleri tespit ederek gerçek personele yönlendirdiği anlatılıyor.

Sonuç :

Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri, yalnızca çağrı merkezlerinde bir verimlilik aracı değil, aynı zamanda markaların müşterileriyle kurduğu ilişki biçimini temelden dönüştüren bir paradigma değişimini temsil ediyor. Bu yeni nesil temsilciler, anında yanıt verebilen, kişisel bağ kurabilen ve güvenli iletişimi otomatikleştiren özellikleriyle müşteri deneyimini hem hız hem de kalite açısından yeniden tanımlıyor.

Bu dönüşüm; yalnızca çağrı merkezi operasyonlarını değil, aynı zamanda marka sadakatini, itibar yönetimini ve rekabet avantajını da doğrudan etkiliyor. Artık müşteriler, bir kurumla kurdukları ilişkinin sadece fonksiyonel değil, aynı zamanda duygusal ve kişisel olmasını bekliyor. Yapay zekâ, bu beklentilere ölçeklenebilir, sürekli ve tutarlı bir şekilde yanıt verme imkânı sağlıyor.

Finans, telekomünikasyon, e-ticaret ve kamu hizmetleri gibi pek çok sektörde, yapay zekâ temelli müşteri hizmetleri sistemleri yaygınlaşıyor. Bu modeller, yapay zekânın işlem gücünü ve tutarlılığını insan temasının empatik doğasıyla birleştirerek, her müşteri temasını değerli bir deneyime dönüştürüyor.

Yakın gelecekte, bu teknolojilerin daha da entegre olduğu, müşteriyle anlık olarak duygusal bağ kurabilen ve sürekli öğrenerek gelişen yapay zekâ sistemlerinin yaygınlaştığını göreceğiz. Bu sadece müşteri hizmetleri değil, tüm müşteri yolculuğu için bir dönüşüm anlamına geliyor.

Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri, kurumların geleceğe hazır olmasında kritik bir rol üstleniyor. Geçmişi bilen, anı anlayan ve geleceği öngörebilen temsilcilerle müşteri deneyimi artık bir maliyet kalemi değil, stratejik bir rekabet avantajı haline geliyor.

HBR-Dr. Erkut BALOĞLU

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Yapı Kredi emeklilere 27 bin liraya varan nakit promosyon sunuyor

Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Serkan Ülgen, “Emeklilerimizi kaliteli hizmet anlayışımız ile buluşturmak için promosyon kampanyamızı 27 bin liraya varan nakit promosyon ve ek ödüllerle zenginleştirdik” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapı Kredi, emekli maaşlarının yatırılması için Yapı Kredi’yi tercih eden emeklilere 27 bin liraya varan nakit promosyon imkanı tanıyor.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, 14 Haziran 2025’den sonra emekli aylığını, Yapı Kredi’den alma taahhüdü veren emekliler 15 bin liraya varan nakit promosyon kazanıyor.

Emekliler, 2 fatura ödeme talimatı vermeleri durumunda 5 bin lira, ilk kez kredi kartı alan veya mevcut kartları ile yapacakları bin lira ve üzeri harcamaya 5 bin lira ve ilk kez Yapı Kredi Mobil uygulamasına giriş yapmaları durumunda ise 2 bin liraya varan ödül kazanma fırsatı elde ediyor.

Böylece emekliler Yapı Kredi’den toplamda 27 bin liraya varan nakit promosyon avantajı yakalıyor.

Yapı Kredi müşterisi emekliler şubeyi ziyaret etmeden, diledikleri yerden Yapı Kredi Mobil, Bireysel İnternet Şubesi veya Müşteri İletişim Merkezi aracılığıyla emekli maaşlarını kolayca Yapı Kredi’ye taşıyabiliyor ve promosyon taahhüdü verebiliyor.

Yapı Kredi müşterisi olmayan emekliler ise e-Devlet üzerinden maaşlarını Yapı Kredi’ye taşıyabiliyor.

– ‘En iyi çözümleri sunmak için çalışmaya devam edeceğiz’

Açıklamada görüşlerine yer verilen Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Serkan Ülgen, Yapı Kredi olarak attıkları her adımda emeklilerin yanında olmaya devam ettiklerini belirtti.

Ülgen, müşterilerine pürüzsüz bir deneyim sunduklarını ve ayrıcalıklı hizmetleri ile emeklilerin bir adım önde olmasını sağladıklarını aktardı.

Emeklileri kaliteli hizmet anlayışları ile buluşturmak için promosyon kampanyalarını 27 bin liraya varan nakit promosyon ve ek ödüllerle zenginleştirdiklerine değinen Ülgen, ‘Müşteri odaklı yaklaşımımızla, emeklilerimizi ayrıcalıklı hizmetlerimizle desteklemeye ve onların finansal ihtiyaçlarına yönelik en iyi çözümleri sunmak için çalışmaya devam edeceğiz.’ ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.