Connect with us

GÜNDEM

Gayrimenkul yatırım fonlarından giriş 10 milyar liraya ulaştı

Yayınlanma:

|

Re-Pie Portföy Yönetimi A.Ş. tarafından hazırlanan ‘Gayrimenkul Sektör Raporu’, Türkiye gayrimenkul sektörünün 2021’in ilk yarı performansına ilişkin önemli verileri ortaya koydu. Toplam gayrimenkul yatırım fonu sayısı 60’ı geçerken, bu fonların toplam büyüklüğü de son bir yılda yüzde 45,6 artarak 9,8 milyar TL oldu.

Rapora göre, değişen yaşam koşulları sebebi ile ev satın almak ve kiralamak isteyen yatırımcılar artık doğaya yakın, geniş ve bahçeli evler tercih ediyor. Ayrıca pandemi sürecinde yatırımcıların risk tercihlerine göre varlıklarını dağıtmasına imkân tanıyan gayrimenkul yatırım fonları ise 2020 yılında olduğu gibi 2021 yılının ilk yarısı itibarıyla ön planda olmayı sürdürüyor.

49 FON 10 MİLYON BÜYÜKLÜĞÜ GEÇTİ

Açıklanan rapora göre, haziran 2021 sonu itibari ile alternatif yatırım fonları olan Gayrimenkul Yatırım Fonu (GYF) ve Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF) kurmak üzere Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), tarafından yetkilendirilmiş 27 portföy yönetim şirketi bulunuyor. Bu şirketlerden 8 tanesi sadece GYF, 10 tanesi sadece GSYF ve 9 tanesi her iki türde alternatif yatırım fonu kurmak üzere yetkilendirilmiş portföy yönetim şirketlerden oluşuyor. Bu portföy yönetim şirketlerinin yönetiminde bulunan, ihraç dönemi devam eden veya ilk defa yatırım yapmış olanlar dahil olmak üzere toplam 60 GYF bulunurken, bu fonların toplam büyüklüğü son bir yılda yüzde 45,6 artarak 9,8 milyar TL seviyesine ulaştı. Öte yandan gayrimenkul yatırım fonlarının büyüklüğü bu yılın ilk 6 aylık döneminde de yüzde 18 artış gösterdi. Yine aynı dönemde SPK tarafından 18 yeni gayrimenkul yatırım fonuna kuruluş izni, 19 gayrimenkul yatırım fonuna ihraç belgesi onayı verildi. Böylece fon büyüklüğü 10 milyon TL seviyesinin üzerinde olan fon sayısı 49’a ulaştı.

Raporun sonuçlarını değerlendiren Re-Pie Portföy Yönetimi A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Dr. M. Emre Çamlıbel, “Piyasalarda küresel salgının 2021 ikinci yarısı ile birlikte daha iyi kontrol altına alınabileceği ve buna bağlı küresel ekonomik faaliyetlerin sene sonuna doğru normalleşebileceği beklentisi hâkim. Türkiye gayrimenkul sektörünün 2021 yılının ilk yarı performansına genel olarak bakıldığında, diğer tüm sektörlerde olduğu gibi hem şirketlerin çalışma prensipleri hem de arz-talep dengesi konusunda pandemi etkilerinin devam ettiğini görülüyor. Re Pie olarak, gayrimenkul gibi büyüme potansiyeline sahip alanlarda yatırım yaparak ülkemizin sermaye piyasalarının büyümesine katkı sunmaya devam ettik. Türkiye’nin faaliyet izni almış ilk alternatif yatırım fonu yönetim şirketi konumundayız ve bugün 12 adet gayrimenkul fonumuzla mevcut yatırımlarımızın yaklaşık yüzde 23’i gayrimenkul sektöründe yer alıyor. Gayrimenkul sektörü pandemi kaynaklı ve diğer makro ekonomik dengeler kaynaklı bazı alım ve yatırım fırsatları çıkardı. Bunlara kendi dinamiklerimiz de eklenince geçen yıl iyi bir performans gösterdik. Önümüzdeki dönemde gayrimenkul sektöründe önemli fırsatların devam edeceğini düşünüyoruz ve ofis ve lojistik alanlarında da yeni yatırımlar yapmaya devam edeceğiz” dedi.

6 AYDA 552 BİN ADET KONUT SATILDI

Açıklanan rapordaki bilgilere göre, Türkiye’de 2021 yılı ilk yarı konut satışları, bir önceki yılın aynı dönemine göre göre yaklaşık yüzde 11,5 oranında bir azalarak 552.810 adet oldu. İlk el satışları 2021 ilk yarı itibarıyla 167 bin 878 adet; ikinci el konut satışı ise 384 bin 932 adet olarak kayıtlara geçti. İpotekli satış adedi, konut kredisi faiz oranlarının yıllık bazda yüzde 17-18 aralığında olması nedeniyle yüzde 60,9 oranında geriledi ve 104 bin 168 adet oldu. 2021 yılı ilk iki çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre, ilk el satışlarda yüzde 15,1, ikinci el satışlar ise yüzde 9,8 oranında azalma yaşandı. 2021 ilk yarı itibarıyla, ilk satışların toplam satışlar içerisindeki oranı ise geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 1,3 düşüş göstererek yüzde 30,3’e geriledi. Diğer satışlar ise, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25,2 oranında artış göstererek 448 bin 642 adet olarak gerçekleşti. 2020 Haziran ayında toplam 190 bin 12 konut satılırken, 2021 Haziran ayında 154 bin 731 adet konut satıldı.

EN PAHALI ARSALAR İSTANBUL’DA

Türkiye’de konut imarlı arsa metrekare birim fiyatlı değerlendirildiğinde, İstanbul metrekare başına bin 143 TL ile ilk sırada iken, İzmir metrekare başına bin 43 TL ile İstanbul’u takip etti. Türkiye’de arazi, bağ, bahçe ve tarla metrekare birim fiyatında 111 TL ile İstanbul ilk sırada geliyor. 2020 Haziran ayında Türkiye imarlı arsa metrekare satış birim fiyatı 543 TL iken bir yıl içinde yaklaşık yüzde 35 artış göstererek 733 TL’ye yükseldi.

ŞİRKETLERİN OFİSE DÖNÜŞ HAZIRLIKLARI BAŞLADI

Türkiye Ticari Gayrimenkul Fiyatı Endeksi Haziran 2021’de bir önceki aya göre yüzde 1,1 artış göstererek 200,77 puan seviyesine ulaştı. Endekste geçen senenin aynı ayına oranla yüzde 31 artış görüldü. Türk lirası bazında ofis kiraları 2021 yılının ilk yarısında, 2020 yılının ikinci yarısına göre artış gösterdi. 2020 yılı ilk yarısında İstanbul genelinde A Sınıfı ofis binalarının ortalama kirası 101TL/m²/ay olarak gerçekleşti. Geçen yılın ilk yarısıyla karşılaştırıldığında Türk lirası cinsinden kiralar yaklaşık yüzde 29 oranında arttı. Pandemi ile birlikte yeniden şekillenen ofis pazarında 2021’in ilk çeyreğinde kiralama işlemleri bir önceki yılın aynı dönemine ve son çeyreğe göre azalma gösterse de, şirketlerin ofise geri dönüş için hazırladıkları yol haritaları paralelinde yılın üçüncü ve dördüncü çeyreğinde kiralamaların artması bekleniyor.

AVM CİRO ENDEKSİ AZALDI

AVM’lerdeki kiralanabilir alanların metrekare başına düşen ciro göstergesi 2021 Nisan döneminde bir önceki yılın aynı ayı ile karşılaştırıldığında ve enflasyondan arındırılmadan incelendiğinde yüzde 21,7 oranında azalma kaydederek 273 puana geriledi. Pandemi sürecindeki sağlık ve ekonomik önlemlerin AVM ciro ve ziyaretçi sayısı üzerindeki etkisinin reel bir trendi yansıtmaması rapor kapsamında ayrıca değerlendirildi. 2021 birinci çeyrek dönem itibariyle, Türkiye genelinde toplam AVM sayısı 447, toplam kiralanabilir alan stoku ise 13 milyon 591 bin metrekareye ulaştı. İstanbul, toplam kiralanabilir alan stokunun yaklaşık yüzde 37’sini oluşturuyor. Türkiye genelinde, ortalama bin kişi başına düşen kiralanabilir alan ise 163 metrekare.

E -TİCARET DEPOLARA YARADI

Diğer sektörlere kıyasla salgının olumsuz etkilerinin en az yaşandığı piyasa lojistik pazarı oldu. Endüstriyel tesislerde üretimin yavaşlaması ve yer yer durmasına karşın, bu dönemde e-ticaretin artmasıyla özellikle şehir depo tesislerine olan talep arttı. Artan taleple birlikte kiralar Türk lirası bazında yükselmiş, dolar bazında ise sabit kaldı. 2020 yılı ikinci yarısında, 2019 yılına kıyasla hemen hemen her bölgede boşluk oranlarının düştü. Özellikle şehir depolarına olan talebin artmasıyla şehir merkezine yakın olan Dudullu bölgesi başta olmak üzere genel olarak boşluk oranındaki azalış dikkat çekici oldu. Gelecek dönemde salgının etkisiyle boşluk oranlarındaki düşüşlerin devam edeceği ve buna paralel metrekare başına TL bazında kiraların yükseleceği öngörülüyor.

OTEL YAPI RUHSATLARI YÜZDE 87 ARTTI

Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan elde edilen verilere göre 2020 Mayıs ayına kadar olan süreçte Türkiye’ye gelen toplam yabancı ziyaretçi sayısı yaklaşık olarak 4,6 milyon olurken, 2021 yılının mayıs ayına kadar olan süreçte çeyreği için bu değer 4,2 milyon oldu. Otel tesisleri için verilen yapı ruhsatları 2021 ilk çeyrekte, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 87, yapı kullanma izin belgeleri ise yüzde 37 artış gösterdi. 2021 yılında mart itibarıyla verilen yapı ruhsatı 341, yapı kullanma izin belgesi 164 adet olarak kayıtlara geçti.

DHA

Okumaya devam et

GÜNCEL

Ateşkes rüzgârı, petrolü devirdi, dolar geriledi, FED’e fırsat doğdu!

Yayınlanma:

|

Yazan:

İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmaların ardından ABD Başkanı Trump, iki tarafın ateşkes konusunda anlaştığını duyurdu. Trump, süreci doğrudan İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesiyle yönettiğini ve İran’ın da Katar Başbakanı aracılığıyla ikna edildiğini belirtti. Ancak İran Dışişleri Bakanı, İsrail’in saldırılarını durdurmaması hâlinde ateşkesi kabul etmeyeceklerini açıkladı. İsrail ordusu da ateşkese rağmen İran’dan yeni füze saldırıları tespit ettiklerini bildirdi. Bölgede tam anlamıyla bir sükûnet sağlanamasa da, piyasaların tepkisinin ise dünden bu yana olumsuz olmadığını zaten belirtmiştik.

İran’ın misilleme olarak ABD’nin Katar ve Irak’taki tesislerine yönelik dün akşam saatlerinde yapmış olduğu saldırı pratikte korkulanın aksine piyasalarda ciddi anlamda bir rahatlatma yarattı. Kulağa tuhaf gelse de, İran’ın üç nükleer tesisine yönelik saldırıda reaktörlerin özellikle hedef alınmadığı, İran’ın da cevabını çok zayıf kalması piyasalarda ciddi bir rahatlama yarattı. Artık Hürmüz boğazını bilmeyen kalmadığına göre ve dünyanın petrol arzının neredeyse dörtte birinin geçtiği kanalın da kapatılmayacağı anlaşılınca, azalan arz endişelerine paralel petrol fiyatları adeta çöktü. Şöyle ki, haftanın ilk işlem saatlerinde haber etkisi ve panik ile 81,40 dolar seviyesine kadar yükselen brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bu sabah 69 dolarlı seviyelere kadar gerileyerek neredeyse %10 düştü.

ABD Başkanı Trump, İsrail ve İran’ın ateşkeste anlaştığını duyurması, küresel piyasalarda ilave olumlu bir hava estirdi. Yeni gün başlangıcında risk iştahını arttığını görüyoruz. Eski sükseli günlerinin hatrına, son günlerde biraz da olsun güvenli liman edası ile toparlanmaya çalışan dolar (DXY) bu sabah artan risk iştahının da yardımı ile 98 seviyesinin diplerine kadar geriledi. Bir başka açıdan bakarsak, dolar, 1986’dan bu yana en kötü ilk yarı performansına doğru emin adımlarla ilerlerken, herkes koşar adım dolardan (Trump etkisi ile) uzaklaşmaya çalışıyor. Diğer bir taraftan, jeopolitik risklerin azalması ve enerji fiyatlarında yaşanan geri çekilmenin de FED’in elini rahatlatarak faiz indirimlerinin önüne açacağı beklentisi güçleniyor. Japonya ve Avrupa gibi enerji ithalatçısı ülkelerin para birimleri olan YEN ve EUR da düşen petrol fiyatlarından destek buldu. Durum böyle olunca, EURUSD paritesi 1,16 seviyesinin üzerine yükselerek son dönemin zirvesini bir kez daha test ederken, dün bir ara 148 seviyelerine kadar giden USDJPY paritesi de bu sabah düşük 145 seviyelerine kadar geriledi.

Altının ons fiyatı risk-on moduna paralel 3,350 dolar seviyesine hafif de olsa gerilerken, gümüş 36 dolar seviyelerinin üzerinde kalmaya devam etti. Risk iştahını azalması ile hafta sonu 98bin dolar seviyesine kadar gerileyen ve son altı haftanın dibini test eden bitcoin yeniden 106bin dolar seviyesini dayandı. Büyük resmi tekrar hatırlamak gerekirse, günlük iniş çıkışların ötesinde, altın, gümüş ve bitcoin için, fiat para sistemine yönelik endişelerin arttığı bir ekosistemde, her anlamlı geri çekilmenin alım fırsatı yaratacağını düşünmeye devam ettiğimizin altını bir kez daha çizmek istiyoruz.

ABD borsaları geceyi %1 civarında yükselişle tamamlarken, bu sabah Pasifik’in diğer ucunda borsalar sert bir şekilde yükseldi. Kore borsası %3’e yakın yükselişle başı çekerken, Hong Kong borsası %2, gösterge endeks Tokyo ve Çin borsaları ise %1 yükseliş kaydetti. Borsa İstanbul’un da bugün güne yükselişle başlayacağını düşünüyoruz. Genel hatları ile, net enerji ithalatçısı olan Türkiye’nin 65 dolar seviyelerine kadar gerileyen petrol fiyatları ile olumlu ayrıştığı, savaş günlerinde ise tam tersi etki ile olumsuz ayrışması ardından bugün yeniden olumlu bir seyir izlemeye başlayacağını düşünüyoruz. Kafamızda deli sorular bile dolaşmaya başladı. Öyle ki, jeopolitik risklerin tırmanmasının gölgesinde geçen hafta faiz indirimini istemese de pas geçen TCMB’nin, belki de 45 gün beklemeden erken bir PPK toplantısı ile faiz indirimine soyunabileceğini düşünüyoruz. Bu minvalde, Türk tahvillerinin de bugün iyimser bir seyir izleyeceğini düşünüyoruz. Faiz ile ters korelasyona sahip hisse senetlerine de, özellikle lokomotif görevi üstlenen bankacılık hisselerine alıcı gözle bakmak gerekebilir! TCMB’nin likidite politikasına paralel TLREF 46,44 seviyesinde ve %46 olan politika faizinin biraz üzerinde dünkü günü bitirirken, AOFM ise %46’da kalmaya devam etti. CDS risk primi bu sabah 310 baz puan seviyesinde….

Ortadoğu’da gerginliğin hızla sona ermesini olumlu karşılayan piyasaların dikkati şimdi iki hafta içinde sona erecek olan küresel gümrük tarifesi müzakerelerine çevrildi. Yukarıda da değindiğim üzere, FED Başkan Yardımcısı Bowman’ın, istihdam piyasasındaki risklere dikkat çekerek Waller’ın ardından faiz indiriminin yaklaştığına işaret etmesi, gözlerin bugün Kongre’de konuşma yapacak olan FED Başkanı Powell’a çevrilmesine neden oldu. Bugün menüde ayrıca ECB Başkanı Lagarde’nin de konuşmasının bulunduğunu not edelim. Bu gelişmeler cereyan ederken, ABD 10 yıllık tahvil faizi dün %4,30 seviyesinin altını test ederek son yedi haftanın dibini gördü!

NATO Zirvesi bugün Lahey’de başlıyor. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte (Hollanda eski başbakanı), görevdeki ilk zirvesinde ittifakı bir arada tutma sınavı verirken, savunma harcamalarının GSYH’nin %5’ine çıkarılması hedefi zirveye damgasını vurdu. ABD Başkanı Trump’ın güçlü baskısıyla şekillenen bu hedef, Avrupa ülkeleri için ciddi bütçe artışları anlamına gelirken, İspanya son dakikada bu taahhüde açıkça itiraz ederek istisna aldı. Rutte, krizi tırmandırmadan yönetmeye çalışsa da, zirve Trump’ın agresif tutumu ve Avrupalı liderlerle olası sürtüşmeleri nedeniyle tartışmalı geçmeye aday.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

GÜNCEL

Türkiye’nin Kafkaesk Manzarasında Genç Olmak

“Suçum, Umut Etmekti”

Yayınlanma:

|

Yazan:

“Bir sabah, genç bir birey hiçbir neden belirtilmeden susturulduğunu fark etti.”
Kafka’nın Davası, Josef K.’nın bilinmeyen bir suçlamayla sürüklendiği karanlık bir sistemin hikâyesiydi. Bugünse Türkiye’de binlerce genç, kendi adalet arayışında görünmez duvarlara çarpıyor. Tek fark: Buradaki suçlama çoğu zaman “bir şey istemek” kadar belirsiz, ceza ise “hiçbir şey elde edememek” kadar sessiz.

Kafkaesk Hukuksuzluk
Türkiye’de hukuk artık adaletin değil, itaati garanti altına almanın aracı. Mahkeme salonları gerçeğin değil, niyetin sorgulandığı sahnelere dönüşmüş durumda. Tıpkı Dava’daki gibi, kimse neyle suçlandığını tam olarak bilmiyor ama süreç başlıyor. Ve başlarsa da durmuyor. Gençler yargılanmasa da yorgun düşüyor; çünkü herkes bir gün “sıra bana gelir mi?” kaygısıyla yaşamaya başlıyor.

Ekonomik Çöküşün Sessizliği
Üniversite diploması, artık bir umut değil; çoğu zaman boş bir cüzdanın eki. Bir kuşak, mesleksizlikle, işsizlikle ve çaresizlikle cezalandırılıyor. Diplomalı ama üretime katılamayan, eğitimli ama geleceği çizilemeyen yüz binlerce genç, sanki “gelecek inşa etme” suçu işlemiş gibi toplum dışına itiliyor. Ebeveynlerine yük olmamak için geçici işlerde boğuluyor, göç fikrini içinden sesli telaffuz ediyor.

Sosyal Medyanın Sahte Tesellisi
Gerçek mutsuzlukların üzerine filtre çekiliyor. Instagram’da kariyer yapıyor gibi gözüken birçok genç, aslında annesinin evinde sabaha
kadar iş ilanı kovalıyor. LinkedIn’de “network” peşinde koşarken özgeçmişinin son satırına yeni bir şey yazamamanın ağırlığıyla eziliyor. Gerçek başarıların sesi duyulmuyor çünkü sistem “gösteriyi” ödüllendiriyor.

Serhat CAN

Okumaya devam et

GÜNCEL

Yapay Zekâ Beyninizi Sessizce Ele Geçiriyor Olabilir!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapay Zekânın Beyne Zararları: Fark Edilmeyen Tehditler

Yapay zekâ (YZ), hayatımızın her alanına entegre olmaya devam ederken, insan psikolojisi ve beyin sağlığı üzerindeki etkileri giderek daha fazla sorgulanıyor. Doğrudan fiziksel bir tehdit oluşturmamakla birlikte, YZ’nin dolaylı yollarla beyin fonksiyonlarını olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor. Özellikle yoğun dijital etkileşim, bireyin bilişsel işleyişini ve psikolojik dengesini tehdit edebiliyor.

1. Aşırı Ekran Kullanımı ve Dijital Bağımlılık

YZ destekli sosyal medya, video uygulamaları ve içerik algoritmaları kullanıcıları ekran başında daha uzun süre tutmak üzere tasarlanıyor. Bu durum, dikkat dağınıklığı, uyarıcıya bağımlılık, hatta dopamin sisteminin bozulması gibi sonuçlar doğurabiliyor. Bilimsel araştırmalar, uzun süreli dijital maruziyetin beynin karar alma, öğrenme ve hafıza merkezlerini olumsuz etkileyebileceğini ortaya koyuyor.

2. Karar Verme Yetisinin Zayıflaması

Yapay zekâdan sürekli destek alınması, bireyin kendi karar verme mekanizmasını kullanma sıklığını azaltıyor. Bu durum zamanla bilişsel atalete (tembelliğe) yol açabiliyor. Kendi düşünme süreçlerini devre dışı bırakma eğilimi, uzun vadede analitik düşünme becerilerinin zayıflamasına neden olabilir.

3. Yaratıcılığın Azalması

YZ araçları, yazı yazma, görsel üretme ve içerik tasarlama gibi birçok alanda kullanıcıyı destekliyor. Ancak bu destek zamanla insan beyninin yaratıcı merkezlerini yeterince çalıştırmama riskini de doğurur. Rutinleşmiş ve hazır içeriklerle çalışan beyin, yeni fikirler üretme konusunda daha az zorlanır ve zamanla yaratıcılık kabiliyetini köreltebilir.

4. Bilgi Tembelliği

“Nasıl olsa yapay zekâdan öğrenirim” düşüncesiyle hareket eden bireyler, öğrenme motivasyonlarını kaybedebilir. Bu, özellikle öğrenciler ve genç kullanıcılar için tehlikeli bir zihinsel konfor alanı oluşturur. Uzun vadede bilgiye ulaşma becerisi gelişir, fakat bilgiyi işleme ve içselleştirme becerisi geriler.

5. Stres ve Kaygı

YZ’nin iş gücünü tehdit etmesi, sosyal medyada tetiklediği karşılaştırma kültürü ve gelecekteki bilinmezlikler, bireylerde kaygı ve stres düzeylerini artırabilir. Özellikle genç nesilde “yerini yapay zekâya kaptırma korkusu” giderek yaygınlaşmaktadır.

Araç mı, Tehdit mi?

Yapay zekâ, doğru kullanıldığında bireyin bilişsel yetilerini destekleyebilir. Ancak aşırı bağımlılık, pasif kullanım alışkanlıkları ve yaratıcılıktan uzaklaşma, beynin uzun vadeli sağlığı için tehdit oluşturabilir. Bu nedenle, YZ ile olan ilişkimizi bilinçli, sınırlı ve dengeleyici şekilde kurmak hayati önem taşır.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.