Connect with us

BANKA HABERLERİ

ED Powell / Jackson Hole TSİ17:00 konuşacak. Dalga boyuna hazır olun!

Yayınlanma:

|

  • Dünya merkez bankalarının sempozyumu, ABD’nin Wyoming eyaletinin Jackson Hole tatil kasabasında her yıl düzenli bir şekilde yapılıyor.  
  • Dünyanın pek çok ülkesinden zengin bir katılım ile gerçekleştirilen toplantılarda alınan önemli kararların kuşkusuz piyasa yansıma da olabiliyor. Takdir edersiniz ki, pek çok ünlü akademisyen ve para otoritesinin geleceğe yönelik kritik kararlar hususunda öncü bilgiler, ipuçlar vereceği bu toplantılar, finans çevreleri tarafından yakinen takip ediliyor. 
  • Bu minvalde bugün, tapering yani FED’in ekonomiye tahvil alımları ile verdiği desteğin akıbeti hakkında Başkan Powell’in TSİ17:00’da yapacağı kritik konuşma piyasalarda büyük bir merakla bekleniyor. 
  • Bu yılki sempozyumun konusu “düzensiz ekonomide makro ekonomik politika uygulamaları” olacak. Pandemi nedeniyle sanal ortamda düzenlenecek seminer ve konuşmalarda, FED Başkanı ve FED’in diğer ağır toplarının yanı sıra, önde gelen pek çok merkez bankasının da değerlendirmesi, kuşkusu dikkatle takip edilecek. 
  • Dün bu minvalde, St.Louis FED Başkanı Bullard ile Kansas City FED Başkanı Kaplan’ın taperingin hemen başlaması yönünde görüş bildirmesi, özellikle Delta varyantının bu kadar etkili olduğu bir dönemde bir miktar da olsa küresel mali piyasaların moralini bozdu. 
  • FED yetkililerinden gelen açıklamaların yanı sıra, dün sabah bültenimizde belirttiğimiz üzere, Afganistan’da yaşanan intihar saldırısı piyasalar cephesinde de moralleri bir miktar bozdu. Kabil Havalimanı çevresinde art arda terör saldırılarında 100’e yakın kişinin öldüğü; saldırıları ise IŞİD’in üstlendiğini görüyoruz. ABD askerlerinin de dün yaşamını kaybetmesi ardından, Başkan Biden’ın Afganistan’dan (31 Ağustos son gün) tahliyeleri hızlandıracağını okuyoruz. 
  • Küresel mali piyasaların 4 gündür devam eden yükseliş trendinden sonra dün yukarıdaki nedenlerden ötürü bir nebze de olsun kenara çekilmesi, kar satışlarının gölgesinde ABD borsalarının geceyi düşüşle tamamlamasına neden oldu. Risk iştahı azıcık da olsun azalınca, dolar da değer kazandı. 
  • Küresel risk iştahında yaşanan bir miktar azalmaya paralel, gün içerisinde, beklentimize paralel bebek adımları ile de olsa aşağıya yönelen USDTRY kuru, 8,35 seviyesini test etmesi ardından bir miktar yükselişle 8,40 seviyesine yanaştı. BİST100 endeksi de kazançlarını geri vererek günü %0,3 oranında kayıpla tamamladı. 
  • Dünkü haber akışı arasında, covid nedeniyle Türkiye’de artan can kayıplarına paralel İngiltere’nin Türkiye’yi kırmızı listede tuttuğunu gördük. Hazine ve Maliye Bakanı Elvan ise, bireysel kredilerin sınırlandırılması için bankalarla görüşmeler yapıldığını açıkladı. Makro istikrarı amaçlayan bu kararın bir benzerini, dün sabah Asya’da, Kore Merkez Bankası tarafından faiz artırımı ile yapılmıştı!
  • Her hafta Perşembe günü TCMB tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye’ye yönelik yabancı ilgisinin arttığını görüyoruz. Menkul kıymet ve hisse senedi piyasalarına yönelik yabancı girişi/ilgisi devam ederken, sıcak portföy yatırımlarının yanı sıra, şirket satın alma haberleri de duyuyoruz. 
  • Sabah saatlerinde, Asya piyasalarında dünün aksine daha ılımlı bir başlangıç görüyoruz. Gösterge endeks Tokyo borsası hariç, sınırlı da olsa yeşil rengin bölgede hakim olduğunu söyleyebiliriz. ABD borsalarının da vadeli işlemlerinde artılar göze çarpıyor. 
  • Yukarıda da değindiğim üzere, gözler bugün 17:00 Powell’ın konuşmasında olacaktır. Güvercin nitelikte açıklamalar piyasalar açısından olumlu; taperinge yönelik tarih verilmesi ise olumsuz etkide bulunabilir. Powell sonrası piyasalarda dalga boyunun her iki yöne de sert olabileceğini düşünüyoruz. 
  • Uzun süredir bültenlerimize teknik grafiklere yer vermedik. Haftanın son iş gününü grafiklerle kapatalım istedik. Herkese güzel bir hafta sonu dileriz.

>USDTRY

USDTRY kurunda defans hattı 8,30 seviyesinden geçiyor. Sarı renkli alçalan üçgenin aşağı yönlü kırılması durumunda, aşağıda teknik manada büyük bir boşluk görünüyor. Şimdilik 8,30 seviyesini takip ediyoruz. 8,55 seviyesine kadar olası yükselişler (üçgen içerisinde), formasyon dahilindedir ve formasyon bozulmayacaktır.

16300404031c407506169ae4c83bde72fe16209cfc_1_1200.jpg

>XAGUSD

Gümüş cephesinde defans hattı 22,50 dolar seviyesinden geçiyor. Teknik manada, şu anda yükseliş yönünde ciddi bir istek göremiyoruz. Aşağıda 22,50 dolar seviyesini takip etmekte fayda görüyoruz. Günlük grafiklerde ise yukarıda 24 dolar seviyesinin geçilmesi, alıcıların devreye girmesine neden olabilir.

16300404034706b904bd0da76ee96b75b9cc81c2da_2_1200.jpg

>XAUUSD

Altın cephesinde aşağıda 1,685 dolar seviyesi oldukça kritik. Bu seviye geçen haftalarda ani bir çöküş ile (flash crash) test edilmişti. Seviyenin aşağı yönlü geçilmesi (defans hattının kırılması) beraberinde daha büyük çaplı bir düşüşü getirebilir. Benzer bir şekilde, yukarıda, 100 ve 200 günlük basit ortalamaların geçtiği 1,810 dolar seviyesi bulunuyor. 1,810 dolar üzerinde kapanış durumunda, sırası ile 1,830 ve 1,960 dolar seviyelerini takip edeceğiz.

1630040403a6ab9e56a4430137ac2a5bb7a3006253_3_1200.jpg

>Petrol

Brent cinsi ham petrol, haftalık grafiklerden de görülebileceği üzere, 65 dolar seviyelerinden sekerek %11 yükseliş kaydetti. Yükselişin devamı için, 72,8 dolar seviyesinin geçilmesi gerekiyor. Petrol için tonumuz ve pozisyonlanmamız pozitif.

16300404034658674123c22c71316e81669d73091e_4_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu 

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.