Connect with us

GÜNDEM

Prof. Dr. Yılmaz EYT’lilerle buluştu: EYT’liler haklı!

EYT’lilerin taleplerinde haklı olduğunu söyleyen Yılmaz, “İşsizliğe kayıt dışılığı da eklersek ‘yetkililer iyi ki var’ diyorlar, böyle bir bariyer görevi de görüyor. Kendisinden başka pek çok şeye faydası oldu, bence EYT’nin.” dedi.

Yayınlanma:

|

Son dönemde EYT konusunda yaptığı açıklamalarla dikkat çeken İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, EYT Federasyonu’nun Twitter sohbet odasında EYT’lilerin sorularını yanıtladı.

Prof. Dr. Yılmaz’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Bugün emekli aylığı tutarı toplamı, sosyal güvenliğin ödediği 406 milyar lira, ama aynı dönemde sağlık harcaması da 177 milyar lira. Yani bu, 10 yıl içerisinde dörde katlandı. 406 milyara kadar ulaşan emeklilik ödemesi acaba taraflara ne kadar fayda sağlayabiliyor? Bu haktan yararlanan ne kadar fayda sağlayabiliyor?

‘BUGÜNÜN ÇALIŞANLARI BİR ÖNCEKİ NESLİN EMEKLİ MAAŞINI ÖDÜYOR’

Primlerin bütün bu ödemeleri karşılama oranı yüzde 75 civarında. Yüzde 25’lik açık zaten buradan kendisini gösteriyor. Sosyal güvenlik alanında nesillerarası hep bir yük paylaşımı var. Esas bunun üzerine kurulmuş. Yani bugünün çalışanları bir önceki neslin emekli maaşını ödüyor.

‘4 ÇALIŞAN BİR EMEKLİYİ FİNANSE ETMELİ’

Normal şartlarda insana yaraşır bir emekli maaşına sahip olmak istiyorsak, normalde 4 çalışan 1 emekliyi finanse ediyor. Sistem bu şekilde olursa mükemmel işliyor ama bizde bu 1,5… Bu 60’lı yıllardan itibaren böyle.. SSK’nın Emekli Sandığının kaynakları maalesef yoğun bir şekilde Hazine’nin borçlanma aracı olarak kullanılması ya da buradaki kaynakların başka kurumlara borç verme amacıyla kullanılması yıllardır görülüyor.

‘BU DEVLETİN ANAYASAL GÖREVİ’

Sadece finansman problemi yaşıyor diye böyle bir sosyal güvenlik kurumunun kapısına kilit vurulamaz. Bu devletin anayasal görevi.Bütün yükümlülüklerini yerine getirecektir. Açıkları devam eder ama her zaman da bütçeden transferini alır. Açıkların nereye kadar gelebileceğine siyasiler karar veriyor.

’20 YILDIR İYİLEŞEN BİR GÖSTERGE YOK

EYT’nin çıkış mantığı, 1999’da parametrik bir reform yapıldı ve orada yükümlülüklerin artırıldığını ve işte emeklilik yaşlarınınileriye atılması gibi birçok kararlar, işsizlik sigortası falan kuruldu. Böyle bir reforma giriş yapıldı ve arkasından bunun hiçbir işe yaramadığı anlaşıldı. 2006 yılından sonra kapsamlı bir reform yapıldı ve bunun da hiçbir işe yaramadığı anlaşılmış oldu. Yani neredeyse ikinci reform yirminci yılına doğru gidiyor. Ortada hiç iyileşen bir gösterge yok. Nasıl devam ediyor? Biraz daha geç emekli olun. Biraz daha aylık bağlama oranı düşsün. Ondan sonra işte staj için bekleyenler için böyle bir şey yapalım. Onlar daha arkadan gelsinler diye kurum da biraz yükümlülüklerini ötelemeye başlıyor.

‘EYT ÇOK HAKLI’

Zaten burada geriye yürüyen bir yasa var. Bu konuda EYT çok haklı ama aynı zamanda karşı taraf da bunu biliyor ve diyor ki sosyal güvenlikle ilgili açıkları biraz daha büyümesin diye, orada biraz daha prim biriksin diye, yapılandırmalar yapılıyor. Sonuçta bunu besleyen bir kanal var. Kayıt dışılık bu kanalı çok fena tıkıyor. Nasıl olsa kayıt dışılık var diye diğer kesimler de primlerini aksatabiliyor. En başta kamu aksatıyor bazen primlerini…  Böylelikle aslında yaşı 50’nin üzerine gelip de prim gününü tamamlamayanlar var daha da kötüsü. Hani siz diyorsunuz ya, biz ikinci tura dönüyoruz diyorsunuz, ama o kadar çok geniş bir kitle var ve dolayısıyla onlar yaşı gelse dahi primi doldurmamış oluyor, farkında olmayabiliyor.

‘EYT KENDİSİNDEN BAŞKA PEK ÇOK ŞEYE FAYDASI OLDU’

İşsizlikte tek haneleri görmedik. Geniş işsizlik yüzde 23 civarında. Böyle bir ortamda kayıt dışılığı da eklersek, şimdi hakikaten sorun gerçekten büyüyor ve yetkililer iyi ki var diyorlar, biliyor musunuz, neden? Çünkü Türkiye’de işsizlik oranı yüksek, böyle bir bariyer görevi de görüyor. Yani ne kadar faydalı oldu, kendisinden başka pek çok şeye faydası oldu, bence EYT’nin. Maalesef bunu söylemek zorundayım.İşsizliği biraz sanki böyle baskılayıcı bir tarafı varmış gibi de düşünenler var. Ama şunu da söyleyeyim, 48 yaşında, 50 yaşında işsiz kalan birisini de hiçbir kurum işe almıyor. Devlette zaten giremiyor. Özel sektörde de maalesef ben çok yakınlarımdan biliyorum. Hiç uzağa bakmaya gerek yok. Hepimizin evinde var. Hepimizin çevresinde, ailesinde var ve onlar geniş işsizlik oranının içinde bile görünmüyorlar.

‘3600 İLE EYT BİRBİRİNE RAKİP DEĞİL’

3600 ile EYT birbirine rakip olmaması gereken bir alan. Birbirine rakip olarak görmek, bu sefer kesimleri bölmek ve bölünce daha kolay yönetmek gibi bir durum ortaya çıkıyor. Umarım olmaz ama böyle bir sonucu varsa bu böl ve yönet anlayışını güdenler açısından faydalı olur.Emek piyasasındaki her sorunu bir arada çözmek gerekiyor, insanı ilgilendiriyor, insanın geleceğini ilgilendiriyor. Bu ülkenin bütün çalışma hayatına ve gelişimine emek vermiş milyonları ilgilendiriyor. Yani 3600 olursa EYT üzerinde baskı olur ya da EYT olursa 3600 için iyi haber olmaz gibi söylemler bence bölünmeye sebep olur. Bence bölünmenin tarafında olmamak lazım.Benim görüşüm, birlikten güç doğar. Bu birlik içerisinde bütün emek piyasası ile ilgili sorunların çözülmesi taraftarıyım.

‘EYT ÇIKARSA İŞSİZLİK AZALAR MI?’

EYT’liler işsizlik oranına ilişkin göstergelerin neresinde yer alıyorlar? Ona bakarak biz EYT çıkarsa işsizlik oranı düşer mi, düşmez mi konuşabiliriz. Göstergenin neresinde yer alıyorlar? Belki de hiçbir yerde yer almıyorlar. O zaman diyebilir miyiz ki EYT çıkarsa işsizlik düşecek! Diyemeyiz. Açıklanan manşet işsizlik oranı yüzde 11,2… Her zaman piyasa bunu görüyor ya da biz uluslararası kuruluşlara işsizlik oranımızı bu şekilde veriyoruz, ama görünen o değil ki… İşte 3 yıldır iş bulamayan var ya da parttime çalışan var. Kayıt dışılık unsur olarak devam ediyor bence.” NORMHABER

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Libya’da Kara Para Trafiği: Altın Ticareti Kara Para Aklamanın Neresinde?

Yayınlanma:

|

Yazan:

2011’de Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden bu yana Libya, parçalanmış devlet yapısı, milis grupların kontrolündeki bölgeler ve çökmüş kurumlar nedeniyle kara para aklama ve yasa dışı ticaretin merkezi haline geldi. Ülke, bugün sadece bir iç savaş ve siyasi bölünme değil, aynı zamanda uluslararası suç ağlarının stratejik durağı olarak da dikkat çekiyor. Bu suç ağlarının merkezinde ise altın ticareti yer alıyor.

Devletin Çöküşü ve Suç Ekonomisinin Yükselişi

Libya’da merkezi bir otoritenin zayıflığı, yasa dışı finansal faaliyetler için elverişli bir ortam oluşturdu. Ülkede birden fazla güç odağı bulunuyor: Trablus merkezli hükümet, Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi ve çok sayıda silahlı milis grup. Bu aktörler:

  • Limanlar, havaalanları ve sınır geçişlerini kontrol ederek,

  • İnsan, yakıt, uyuşturucu ve maden kaçakçılığı yaparak ya da bu ticaretten “geçiş bedeli” alarak,

  • Kara para trafiğini bizzat yöneten ya da kolaylaştıran yapılar haline gelmiş durumda.

Kara Para Trafiği Nasıl İşliyor?

Kara para trafiği Libya’da üç temel aşamada işliyor:

  1. Yasa dışı gelir elde etme:
    İnsan kaçakçılığı, yasa dışı silah ticareti, fidye, rüşvet ve kaçak petrol ticareti gibi kaynaklardan gelir sağlanıyor.

  2. Fiziki dönüşüm:
    Bu gelir, çoğunlukla altın gibi değerli varlıklara ya da lüks ürünlere çevrilerek izi sürülemez hale getiriliyor.

  3. Yurt dışına aktarım ve aklama:
    Altın, komşu ülkelere (Tunus, Mısır) ya da doğrudan deniz yoluyla Dubai veya Türkiye’ye sevk ediliyor. Burada eritilip yeniden işlenerek belge kazandırılıyor, yani altının “yasa dışı” geçmişi siliniyor.

Altın Ticareti Kara Para Aklamanın Kalbinde

Altın, Libya’daki yasa dışı gelirlerin meşrulaştırılması için en çok tercih edilen araçlardan biridir. Bunun başlıca sebepleri:

  • Kolay taşınabilir ve yüksek değere sahiptir.

  • Fiziki formu değiştirilerek (eritilerek) menşei silinebilir.

  • Lüks tüketim ve mücevher sektörü üzerinden “normalleştirilebilir”.

Altın genellikle Sahra Altı Afrika’dan (Çad, Sudan, Nijer) çıkarılır, Sabha, Kufra ve Misrata gibi kentlerde toplanır ve sonra ya sınırdan çıkarılır ya da Trablus’taki limanlardan Dubai’ye sevk edilir.

Dubai ve Türkiye: Temizleme Durakları

Libya’dan çıkan altın, çoğunlukla Dubai ve Türkiye üzerinden eritilip yeniden belgelenerek legal altın gibi piyasaya sürülüyor. Özellikle:

  • Dubai’deki değerli maden alım-satım merkezleri,

  • İstanbul’daki Kapalıçarşı ve bazı işleme atölyeleri,

bu aklama zincirinde rol oynayabiliyor. Türkiye doğrudan yasa dışı bir aktör olmasa da “gri alan” olarak sistemin içinde yer alabiliyor.

Güzergâh Şeması: Kara Para ve Altın Ticareti

Aşama Rota Açıklama
Kaynak Çad, Sudan, Nijer Kaçak madenlerden çıkan ham altın
Transfer Libya içi (Sabha → Trablus) Milis grupların kontrol ettiği güzergah
Aklama Dubai, Türkiye Altın eritilerek belge kazandırılıyor
Kullanım Avrupa, Körfez, Türkiye Mücevher, yatırım veya döviz karşılığı temiz para

Çifte Kazanç: Suçun Finansal Dönüşümü

Libya’daki suç ekonomisi, sadece yasa dışı kazanç sağlamıyor, aynı zamanda bu kazancı meşru gibi göstererek sisteme entegre ediyor. Böylece:

  • Milis gruplar yasa dışı yollarla hem gelir elde ediyor,

  • Hem de bu geliri altın aracılığıyla legal ekonomiye sokuyor.

Bu sistem, terör gruplarının finansmanında da kullanılabiliyor.

Libya, Küresel Aklama Ağlarının Yeni Durağı

Libya, coğrafi konumu, zayıf yönetimi ve ekonomik çöküşüyle birlikte Afrika ve Orta Doğu arasında bir suç koridoruna dönüşmüş durumda. Altın ticareti ise bu sistemin en stratejik ayağını oluşturuyor.

Bu nedenle Libya’daki altın hareketliliği, sadece bir ticaret meselesi değil, aynı zamanda küresel güvenlik ve finansal şeffaflık meselesidir.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

KKM Dönemi Bitiyor mu? Merkez Bankası Vites Yükseltti

Yayınlanma:

|

21 Haziran 2025 tarihli Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) basın duyurusu ile makroihtiyati çerçevede yapılan değişiklikleri ve bunların Türk lirasına geçişi destekleme amacı ile değişikliğe gitti:

Düzenlemelerin anlamını madde madde şöyle açıklayabiliriz:

 1. TL Mevduat Payı Hedefleri

  • Gerçek kişi TL mevduat oranı %60’ın altında olan bankalar için hedef artırıldı.

  • %60-%65 arasında olan bankalara ise aylık %0,4 puan artış hedefi getirildi.

    • Bu düzenleme, bankaların TL mevduat toplamını artırmalarını teşvik ediyor. TL’ye geçiş hızlandırılmak isteniyor.

2. KKM Zorunlu Karşılık Oranı Arttırıldı

  • Kur Korumalı Mevduat (KKM) için zorunlu karşılık oranı %33’ten %40’a çıkarıldı.

    • Yani bankalar artık daha fazla karşılık ayırmak zorunda, bu da KKM’yi daha maliyetli hale getiriyor.

    • Dolayısıyla KKM’den çıkış teşvik ediliyor, TL vadeli mevduata geçiş isteniyor.

3. KKM Faiz Sınırlaması Gevşetildi

  • KKM hesaplarında uygulanabilecek asgari faiz oranı, politika faizinin %50’si yerine %40’ı olarak belirlendi.

    • Bankaların KKM’ye uygulayacağı faiz düşürülebilecek. Yine KKM’nin cazibesi azaltılıyor.

4. KKM’den TL’ye Geçiş

  • KKM’den TL mevduata geçişi teşvik için hedef korunurken, KKM’nin yenilenmesi sınırlandırılıyor.

    • Bu, KKM’den TL’ye dönüşü zorunlu ve sürekli hale getirmeye yönelik bir adım.

5. TL Mevduata Geçişi Kolaylaştırıcı Adım

  • 1 aydan uzun vadeli ve değişken faizli TL mevduat açılmasına izin verildi.

    • Faiz endeksleri (TÜFE, ÜFE, TLREF vs.) ile bağlantılı değişken faizli mevduat açılabilecek.

    • Bu, yüksek enflasyon ortamında TL’ye ilgiyi artırmayı amaçlar.

6. Yabancı Para Mevduat Zorunlu Karşılık Oranı Düşürüldü

  • Yabancı para mevduatın TL karşılığı olarak tutulması gereken zorunlu karşılık oranı %4’ten %2,5’e düşürüldü.

    • Bu, bankaların döviz kaynağı üzerindeki yükü biraz azaltır. Ancak genel politika yine TL’ye geçişi desteklemeye yöneliktir.

GENEL DEĞERLENDİRME

Bu adımların genel amacı:

  • Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) çıkışı hızlandırmak,

  • TL vadeli mevduatın cazibesini artırmak,

  • Bankaları TL’yi teşvik etmeye zorlamak,

  • Para politikasının etkinliğini artırmak (yani faiz kararı ile tasarruf kararları arasındaki bağı güçlendirmek).

Resim

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

GÜNCEL

Kamu Web Siteleri Engellilere Uyumlu Hale Getirilecek

Kamuda dijital eşitlik zorunlu hale geldi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile kamu hizmetlerinde erişilebilirlik yeni bir boyut kazandı

21 Haziran 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi (2025/10) ile birlikte, kamu kurum ve kuruluşlarına ait web siteleri ile mobil uygulamaların erişilebilir hale getirilmesi artık bir zorunluluk halini aldı. Bu adım, özellikle engelli bireylerin dijital kamu hizmetlerine eşit erişimini sağlamak amacıyla atılmış önemli bir düzenleme olarak öne çıkıyor.

Tüm kamu kurumlarını kapsıyor

Genelge; merkezî idare, taşra teşkilatları, mahalli idareler (belediyeler), kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunlara bağlı dijital platformların tamamını kapsıyor. Artık kamuya ait her türlü web sitesi ve mobil uygulama, uluslararası erişilebilirlik standartlarına uygun şekilde tasarlanmak zorunda olacak.

Erişilebilirlik ne anlama geliyor?

Erişilebilirlik, dijital platformların herkes tarafından kullanılabilir olması demektir. Görme, işitme, hareket veya bilişsel engeli olan bireylerin web sitelerinde gezinmesi, bilgi alması ve kamu hizmetlerine ulaşabilmesi için:

  • Alternatif metinler (alt-text)

  • Klavye ile tam gezinilebilirlik

  • Renk kontrastları

  • Sesli anlatım destekleri
    gibi teknik özelliklerin sistemlere entegre edilmesi gerekiyor.

Denetim ve uyum süreci

Genelge ile birlikte kamu kurumları, mevcut dijital varlıklarını tarayarak erişilebilirlik analizleri yapacak ve eksiklikleri giderecek. Erişilebilirlik standartlarına uyum konusunda belirli takvimler içinde raporlama ve denetim süreçleri işletilecek. Gerekirse yeniden yapılandırmalar veya yazılımsal revizyonlar yapılacak.

Toplumsal kapsayıcılık açısından önemi

Bu adım, sadece teknik bir düzenleme değil; kamusal alanda fırsat eşitliği ve toplumsal kapsayıcılık adına da son derece önemlidir. Türkiye’de yaklaşık 10 milyon engelli bireyin dijital hizmetlerden eşit şekilde yararlanması, sosyal devlet anlayışının somut bir göstergesidir.


Kamu dijital platformlarında erişilebilirlik artık bir tercih değil, bir yükümlülüktür. Teknolojinin insan hayatını kolaylaştırma işlevi, ancak herkesi kapsadığında anlam kazanır. Bu genelge, kamuda dijital dönüşümün insan odaklı ve kapsayıcı bir zemine oturmasını sağlayacak önemli bir adımdır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.