BANKA HABERLERİ
Yeni makro önlemler piyasayı zorlar
Piyasalar, ekonomi yönetiminin Perşembe gecesi birbiri ardına açıkladığı tedbirlere odaklandı. Türk lirasının cazibesinin artırılmasını amaçlayan adımlar içinde en çok dikkat çeken Gelire Endeksli Senet (GES) oldu. Ardından BDDK, SPK ve MB önlemleri gelirken dolar 17, Euro 18 TL üzerinde tutundu, Türkiye’nin CDS’i 800’ü aştı.

Yayınlanma:
3 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
Ekonomi yönetimi, kurda devam eden artış ve yüksek enflasyon ortamında ekonominin bir miktar soğutulmasına yönelik yeni makro ihtiyati önlemleri devreye aldı. Piyasalar bu kez gece yarısı ya da hafta sonu sürpriz düzenlemeye değil, ‘önden yüklemeli’ duyuruya tanık oldu. Hazine’nin ‘açıklamalar yolda’ startı ile başlayan akşam, gece yarısı Merkez’in paylaşımıyla son buldu. Hazine ve Maliye Bakanlığı, 9 Haziran akşamının hareketli geçeceğine dair fitili, piyasa kapanışı sonrası yaptığı açıklama ile ateşledi. Bakanlık, başta enflasyon ve döviz olmak üzere bazı ekonomi başlıklarında yürütülen Türkiye Ekonomi Modeli çerçevesindeki yeni adımlar silsilesinin geleceğini duyurdu. Ekonomiye dair merakla beklenen adımlar silsilesinin açılışını Gelire Endeksli Senet (GES) sürprizi ile kendi yaptı. Ardından BDDK ve SPK açıklamaları piyasalara yansırken, gecenin kapanışı ise Merkez Bankası’ndan geldi.
Politika faizini yükseltmeden Türk lirasının cazibesinin artırılmasını da amaçlayan adımlar içinde, GES yeni ürün olarak sunulurken, tüketici kredilerinde vade azaltımına gidildi. Selektif alanlar hariç kredilerde zorunlu karşılık oranı iki katına çıkarılırken, yabancı para mevduata zorunlu karşılığa ilave olarak TL tahvil tesisi zorunluluğu getirildi. Borsa İstanbul nezdinde Emtia Pazarı kurulduğu ve altın sertifikası ihracına ilişkin çalışmalara başlandığı duyuruldu. Halka arzda yabancı teşviki için tahsil edilen bazı ücretlerde de indirime gidilmesi bir diğer adım olarak açıklandı. Hazine, TCMB, BDDK ve SPK tarafından atılan bu koordineli adımlar, doğal olarak piyasayı da hareketlendirdi. Ancak yeni paket piyasayı tam olarak tatmin etmedi. Kurda aralık ayındaki KKM’ye benzer bir etki görülmedi. Enflasyon korumalı tahvil gelebileceği beklentileri kurda geri çekilmeyi ilk etapta sağlasa da, kararlar sonrasında başta kur olmak üzere fiyatların yeniden eski seviyelere geldiği gözlendi. Düşüşlerin sınırlı kaldığı dolar/TL’de 17 ısrarı devam ederken, Türkiye’nin CDS’i 800 baz puanı aştı. ‘Süper bono’ gelmemesi ise banka hisselerine yaradı. Döviz mevduatı için TL tahvil tutma zorunluluğu getirilmesi de gösterge tahvil getirilerini düşürdü.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, vatandaşın tasarruflarını Türk Lirası cinsi varlıklarda değerlendirmesi ve yatırımcı tabanının genişletilmesi için gelire endeksli senet (GES) ihraç edileceğini duyurdu. Talep toplama işlemlerinin 15 Haziran’dan itibaren gerçekleştirilmesi planlanırken, yeni ürün sadece gerçek kişilere sunulacak. GES’lerin getirileri, gelir performansı güçlü olan ve bütçeye hasılat aktarımı yapan KİT’lerin gelirlerine endeksli olacak. Yeni uygulamada, 3 ayda bir ödenecek kuponlar için uygulanacak asgari getiri garantisi sayesinde, vatandaşların gelir paylarındaki değişimlerden olumsuz etkilenmesi önlenecek. Bununla birlikte, GES’lere konu KİT’lerden bütçeye aktarılan hasılat performansı beklenenin üzerinde geldiğinde yatırımcılara ilave getiri sunulacak. Bankacılık kaynakları GES’leri 90’lardan ve 2000’lerin başından piyasanın bildiğini belirtirken yapı olarak bir kamu kuruluşunun gelirine endeksli bir senet olduğunu belirtti. Bu arada GES’te 50 ile 100 milyar TL arasında bir ihraç ve yüzde 25’in üzerinde, ancak 30’lara ulaşmayan bir getiri oluşacağı düşünülüyor.
Tüketici kredilerine fren
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın GES’i duyurmasının ardından ikinci hamle ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) geldi. BDDK aldığı karar ile tüketici kredilerinde vadeleri kısaltırken kredi kartlarında ise asgari ödeme miktarını artırdı. BDDK bu hamleyle bireysel kredileri daraltmaya yönelik adım atarken daha önce de ticari kredileri zorunlu karşılık uygulaması getirerek yavaşlatmayı seçmişti. Bankacılık kaynakları bireysel kredi talebinin hem genel fiyat hadlerini yukarı çektiği ve dövize olan talebi tetiklediği varsayımına karşı bu önlemlerin alındığını belirterek tüketici krediler üzerinde etkili olmasını beklediklerini söyledi. BDDK’dan yapılan açıklamada tüketici kredilerine ilişkin genel vade sınırının, kredi tutarı 50 bin Türk Lirası’nın üzerinde 100 bin Türk Lirası’nın altında olan krediler için 24 ay, 100 bin Türk Lirasının üzerinde olan krediler için 12 ay olarak belirlenmesine karar verildi. Daha önce BDDK eylülde 50 bin TL üzeri tüketici kredilerinde vade sınırını 36 aydan 24 aya indirmişti. Şimdi ise 100 bin TL olarak yeni bir sınır tanımlandı ve vade 24 aydan 12 aya indirildi.
Yabancıya tahsisli swap geliyor
Öte yandan BDDK, yabancı fonlara tahsisli swap imkanı sunmak için çalışma yapıldığını da bildirdi. Daha önce yabancıların Türk Lirası’na erişimine getirilen sınırlama, belli kurallara bağlı olarak esnetilecek. BDDK devam etmekte olan diğer çalışmalar kapsamında ise konut kredilerinde kredi değer oranının tutar bazlı farklılaştırılması, ticari krediler başta olmak üzere selektif yaklaşımın iyileştirilmesi amacıyla kredilerin yatırım ve ihracat gibi üretken alanlara yönlendirilmesi, yurt dışı yerleşiklerle türev işlem gerçekleştiren tüzel kişilere kullandırılacak kredilerin risk ağırlığının artırılması için gerekli adımları ivedilikle atacağını duyurdu.
Ticari kredilerde zorunlu karşılık iki katına çıktı
Yeni paket kapsamında bir diğer adım ise Merkez Bankası’ndan geldi. Selektif alanlar hariç kredilerde zorunlu karşılık oranı iki katına çıkarıldı. Yabancı para mevduata zorunlu karşılığa ilave olarak TL tahvil tesisi zorunluluğu getirildi. Merkez Bankası finansal istikrarı desteklemek için daha önce belirlenen alanlar hariç TL cinsi ticari nakdi kredilere uygulanan zorunlu karşılık oranını yüzde 10’dan yüzde 20’ye çıkardı. TCMB kredilerine zorunlu karşılık uygulamaya nisan sonunda karar vermiş ve ilk oranı yüzde 10 olarak belirlemişti. İlk adımda istisna tutulan alanlar hariç ticari kredi faizlerinde artış yaşanmıştı.
Bankalardaki döviz mevduatı için tahvil zorunluluğu
Merkez Bankası öte yandan TL varlıkların kullanımını artırmak ve para politikasının etkinliğini artırmak için bankaların yabancı para mevduata karşılık olarak TL cinsi uzun vadeli sabit faizli menkul kıymet tutmalarına karar verdi. Menkul kıymet tesisine tabi yabancı para yükümlülükler arasında altın da yer aldı. Bankalar, yabancı para cinsinden mevduatlarına karşılık ilave olarak TL cinsinden uzun vadeli sabit faizli menkul kıymet tesis edecek. İlave menkul kıymet tesisi oranı yüzde 3 olarak belirlendi. 24 Haziran’da başlayacak uygulama öncesi TCMB’nin bankalara uygulama talimatı ile detayları da ayrıca iletmesi bekleniyor.
Halka arzlarda ücret indirimi
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Borsa İstanbul nezdinde Emtia Pazarı’nın kurulduğunu ve altın sertifikası ihracına ilişkin çalışmalara başlandığını açıkladı. BIST bünyesinde kurulan Emtia Borsası ile emtia yatırımı yapmak için yurt dışına gitmek zorunda kalan yatırımcının, işlemlerini yurt içinde yapabilmesi sağlanmış olacak. Bu pazar sayesinde yurt içinde ihracı yapılmış altın sertifikaları alınabileceği gibi demir, çelik, gümüş, bakır gibi emtiaların ihracı halinde işlem görmesi için altyapı oluşturuldu.
SPK’nin aldığı diğer bir kararla, yurt içinde halka arz olacak şirketler, yabancı yatırımcıdan kaynak sağlarlarsa, sağladıkları kaynak büyüklüğüne göre SPK’ye ödeyecekleri kayıt ücretinde yüzde 90’a varan indirim sağlayacak. Sağlanan bu kaynakla şirketler yurt dışı roadshow ve benzeri tanıtım faaliyetlerini finanse edebilecek. Kararda yer alan başka bir unsurla da şirketlerin SPK hükümlerine göre, yurt dışından sağlayacakları kaynaklar için çıkarmış oldukları borçlanma senetleri ve benzer sermaye piyasası araçları için SPK’ye ödenen ücretlerinde yarı yarıya indirim sağlandı.

EKONOMİSTLER NASIL YORUMLADI?
Yeni ekonomi adımlarını yorumlayan ekonomistler, detayları bilmeden sağlıklı değerlendirme yapmanın zor olduğunu söyledi. İlk etapta piyasanın fi yatlandırma perspektifi ni oluştururken yeni fi nansal ürünün ayrıntılarını anlamak isteyeceğini kaydeden ekonomistler, aralık ayında olduğu gibi güçlü bir etki beklemiyor. GES’te vadenin ve gelirin belirlenmesine yönelik alt detaylar ortaya çıktıkça yansımaların görüleceği kaydediliyor. BDDK’nın tüketici kredilerinin vadelerini kısıtlaması ve kredi kartlarında minimum ödeme tutarlarını artırması, Merkez Bankası’nın Türk lirası kredilerde zorunlu karşılık oranını artırması faiz dışı daraltıcı para politikası adımları olarak görülüyor. Bu hamlelerin banka, konut, otomotiv gibi faize duyarlı sektörleri olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor. Ancak enflasyon üzerinde önemli bir etki beklenmiyor. Yabancı para yükümlülükler için Türk lirası uzun vadeli menkul kıymet tesisi zorunluluğu getirilmesi de Hazine’nin borçlanmasını kolaylaştıracak ve verim eğrisinin orta-uzun vadeli kısmını etkileyecek bir adım olarak görülüyor. Bazı analistler, enflasyonun yükselmeye devam ettiği ve reel faizlerin ciddi negatif olduğu bir ortamda Türk lirası tahvilleri önermiyor.
Dolar dalgalandı, CDS 800’ü aştı
Yurt içi piyasa haftanın son işlem gününde ekonomiye ilişkin yeni adımların etkisiyle hareketli bir gün geçirdi. Dolar 17,2’nin üzerinde başladığı günde 16.85 seviyelerine kadar indi. Ancak kur aşağı yönlü hareketlerde zorlandı. Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, DÜNYA’ya yaptığı değerlendirmede, “Hazine’nin dün akşamki ilk açıklamalarının ardından enflasyon korumalı tahvil gelebileceği beklentileri kurda geri çekilmeyi ilk etapta sağlasa da kararlar sonrasında başta kur olmak üzere fi yatların yeniden eski seviyelere geldiği gözlendi. Piyasanın yeni fi nansal ürünün ayrıntılarını anlamak isteyeceğini düşünüyoruz” dedi.
CDS 800 baz puanı aştı
Türkiye’nin risk primi de yukarı yönlü hareketine devam etti. 5 yıllık risk primi (CDS) 800 baz puan seviyesini aşarak 2008 yılından bu yana kaydettiği zirve seviyeyi yeniledi. Ekim 2008’de gün içi işlemlerde Türkiye’nin risk primi 904 baz puanı görmüştü.
Tahvil getirileri düşüşte
Merkez Bankası’nın yabancı para mevduat için TL tahvil tutma zorunluluğu getireceğine dair açıklamasıyla, gösterge tahvil getirileri verim eğrisi genelinde üç puan civarında düşüşle güne başladı. Önceki gün son işlemde yüzde 25,72 seviyesinde olan 28 Nisan 2032 vadeli 10 yıllık sabit kuponlu tahvilin getirisi dün yüzde 22,57’ye kadar geriledi. Böylece 10 yıllık göstergede 315 baz puan düşüş yaşanmış oldu. Söz konusu tahvilde son işlem yüzde 22,57 bileşik seviyesinden gerçekleşti. Önceki gün son işlemde yüzde 27,86 seviyesinde olan 27 Nisan 2024 vadeli 2 yıllık sabit kuponlu tahvil getirisi ise yüzde 25,71’e kadar geriledi. 2 yıllık göstergede ise düşüş 215 baz puan oldu. Bu tahvilde TSİ 14:30’da son işlem yüzde 25,8 bileşik seviyesinden geçti.
Süper bono gelmedi, bankacılık hisseleri prim yaptı
Güne yükselişle başlayan borsa gün içinde yüzde 1’e yaklaşan değer kazancı ile 2597 puana kadar çıktı. Ancak ilerleyen saatlerde kâr satışları izlendi. Bankacılık endeksinde ise gün içerisinde yüzde 4 civarında prim yaşandı. Analistler, bankacılık sektöründe mevduatın yön değiştirmesi ve kredi mevduat makasının daralmasına neden olabilecek enflasyona endeksli veya süper bono ihracı yönünde bir açıklama gelmemesinin yanı sıra BDDK düzenlemelerinin etkilerinin nispeten sınırlı kalacağı algısının bankacılık hisselerindeki yükselişte etkili olduğunu söyledi. Enver Erkan, yabancılara yönelik tahsisli swap imkanına işaret ederek, “Swap serbestisi ile ilgili detaylar henüz belli değil. Bu yönde gelecek olumlu adımlar borsaya para girişi olarak yansıyabilir” dedi.
Hazine: TL cazibesini artıracak uygulamalar sürecek
Hazine ve Maliye Bakanlığı, hareketli geçen akşamın ardından dün sabah yaptığı paylaşımla 6 maddede enflasyonla kurumlar arası ortak mücadele vurgusu yaptı. Dünyayı etkisi alnı alan küresel enflasyonist süreçten Türkiye’nin de etkilendiği belirtilen açıklamada, bununla birlikte makroekonomi politikasına enflasyonla mücadelenin birinci önceliğini koruduğu belirtildi. Açıklamada bu mücadelede kurumlararası eşgüdümün öneminin açık olduğu kaydedilerek, tüm kurumların attığı adımlarda ortak mücadele anlayışıyla hareket ettiği bildirildi. Önümüzdeki dönemde ihtiyatlı maliye politikasına devam edileceği ve mali disiplinden taviz verilmeyeceği kaydedilerek, “Maliye politikasında program hedeflerinden sapmadan büyüme, istihdam ve özellikle gelir dağılımını önceleyen uygulamalar devam edecektir. Kamu harcamalarında etkinliği artırarak tasarruf sağlanacaktır” denildi. Zorunlu kamu giderleri dışındaki tüm alanlarda kontrol süreçlerinin etkinleştirileceğine vurgu yapılan açıklamada, “Böylece kamu harcamalarında etkinlik artırılarak tasarruf sağlanacaktır. Makro ihtiyati tedbirler güncel ekonomik koşullar gözetilerek etkin ve dinamik bir şekilde atılmaya devam edilecektir. Serbest piyasa kurallarından taviz verilmeden Türk Lirası kullanımını ve cazibesini artıracak uygulamalara devam edilecektir. Beklentilerin yönetimi kapsamında ekonomide atılan adımlar ekonominin tüm paydaşlarıyla şeff af ve eş zamanlı bir şekilde paylaşılacaktır” ifadeleri kullanıldı.
KKM’de başarısız bankalara ek yükümlülük
Dövizden kur korumalı mevduata geçen tasarruf sahiplerinin vade sonunda yeniden dövize dönüşlerinde yaşanan artış, Merkez Bankası’nı bu konuda yeni bir önlem almaya yöneltti. Merkez, kur korumalı mevduata dönüşte belirlenen hedefleri tutturamayan bankalara ‘karşılıklar’ aracılığıyla ek yükümlülük getirdi. Resmi Gazete’de yayımlanan bir tebliğ ile yabancı para yükümlülüklerine karşılık Merkez Bankası’nda umumi disponibilite kapsamında bulundurulacak TL cinsinden menkul kıymetlere ilişkin esaslar belirlendi. Menkul kıymete tabi yükümlülükler TL cinsinden hesaplanacak ve yükümlülükler için menkul kıymet tesis oranı yüzde 3 olacak. Menkul kıymet tesisine tabi yükümlülükler; döviz cinsinden mevduat/katılım fonu ve kıymetli maden depo hesaplarından oluşacak. Bankalar, kur korumalı mevduat sistemine dönüşüm oranına göre ilave menkul kıymet tesis edecekler. Bu kapsamda dönüşüm oranı yüzde 5’in altında olan bankalar 7 puan, yüzde 5-10 arasında olan bankalar ise 2 puan fazladan menkul kıymet tesis edecekler.
Yükümlülük tesis etmeyene ceza Menkul kıymetlerin süresinde tesis edilmemesi veya eksik tesis edilmesi halinde, eksik tesis edilen menkul kıymetlerin 3 katı tutarında dolar cinsinden mevduat faizsiz olarak tutulacak. Faizsiz mevduat tutulmaması halinde tesis süresi esas alınarak cezai faiz uygulanacak. Cezai faiz gecelik borç verme faizinin yüzde 50 fazlası tutarında olacak. Merkez Bankası, yükümlülükleri sürekli olarak yerine getirmeyen bankalar hakkında gerekli idari tedbirleri alabilecek. Bankacılık kaynakları, dövizden kur korumalı mevduata geçen tasarruf sahiplerinin, vade sonunda yeniden dövize dönüşlerinde artış yaşandığına dikkat çekiyorlar.
Perakende sektörü: Daha majör kararlara ihtiyaç var
Tüketici kredilerine yönelik karar perakende sektöründe olumsuz karşılandı. Yılın ikinci yarısında iç talepte zaten düşüş bekleyen sektör temsilcileri, söz konusu adımları minör adımlar olarak değerlendirerek daha kapsayıcı majör adımlar atılması gerektiğini dile getirdi. Zincir Mağazalar Derneği Başkanı Serhan Tınastepe, söz konusu adımlarla ilk yarıda KDV indirimi gibi iç tüketimi teşvik eden politikalardan parasal sıkılaştırma politikalarına geçiş yapıldığına dikkat çekti. Tınastepe, “Bizim de öngörümüz ikinci yarıda iç talebin daha sönük geçeceği yönündeydi. Parasal sıkılaştırma adımları olarak nitelendirdiğimiz bu adımın enflasyona etkisini gözlemlemek lazım. Uniq bir adım ama işlerimizi mutlaka etkileyecektir. Ama bizim genel işlerimizi etkileyecek konu daha genel makro ekonomik parametrelerdir. Bu adımlar daha minör etkiler yaratacaktır. Majör etkileri bir numarada enflasyon belirleyecek. Çok olumlu, olumsuz değerlendirmenin dışında daha majör adımlar bekliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
BMD: Umudumuz turiste kaldı
Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel, enflasyona karşı sıkılaştırma adımlarının yüzbinlerce çalışanı ve binlerce satış noktası olan sektörü olumsuz etkileyeceğini dile getirerek, “Harcamalar kontrol altına tutulmak isteniyor. Düşük gelirliler için önlemler sabit bırakıldı. Tüketimi özellikle kredi kartı ile yapılan harcamaları frenlemeye doğru gidiliyor. Bu durum tabii ki tüketimi olumsuz etkileyecektir. Turizm harcamaları bizim odak noktamız, umudumuz turiste kaldı. Ama bu da bizi ne kadar koruyacak belirsiz. Şu an elimizdeki en önemli pozitif gelişme olarak bu kaldı. Belirli bir büyüklüğe ulaşmış ve bunu da devam ettirmek zorunda olan perakende noktalarının devam etmesi kolay değil. Belirli çalışan sayılarımız, dükkan kirası masraflarımız var. Zaten tüketim çok canlı değildi, şimdi cironun düşmesi önemli bir sıkışma yaratacak. İşletmelerin sermaye ihtiyacını da artıracaktır” diye konuştu.
Otomobil satışlarına etkisi sınırlı kalacak
Tüketici kredilerine yönelik vadenin sınırlandırılmasının, son dönemde taşıt kredilerindeki artış nedeniyle bireysel krediye yönelen tüketicinin finansmana erişimini kısıtlayacağı, bu durumun da satışlara olumsuz yansıyabileceği ifade ediliyor. Ancak, güçlü bir etki beklenmiyor. Öte yandan zorunlu karşılık düzenlemesinin de taşıt kredisi faiz oranlarının yükselişe geçmesine neden olacağı belirtiliyor. Ancak, çip krizi nedeniyle talep arzın çok gerisinde olduğu için bu gelişmelerin satışlara sınırlı etkisi olması bekleniyor.
DÜNYA’ya konuşan Otoshops Genel Müdürü Melih Mutlu, BDDK’nın tüketici kredilerine ilişkin sınırlama getirmesine yönelik, “Bu sınırlama ile yıl başından bu yana yüzde 36 ve sadece mayıs ayında yüzde 21 fiyat artışı yaşayan ikinci el sektöründe araca ulaşım için tüketicilerin kullandığı önemli bir finansmana ulaşımı kısıtlayacak” diye konuştu. Tüketici kredisi ile alımı tercih eden tüketicilerin kısmen bu ihtiyaçlarını araç kredisi ile ikame edeceklerini öngördüklerini söyleyen Melih Mutlu, “Öte yandan son 1 yıldır yüksek kredi oranları nedeni ile birçok tüketicinin de kredi ürünleri yerine nakit alıma yöneldiğini gözlemliyoruz. Dolaysıyla etkisinin yüksek olacağına dair bir beklentimiz bulunmuyor” açıklamasını yaptı.
Vavacars Perakende Grup Başkanı Serdıl Gözelekli ise “Kredili satışların payı geçmişe göre zaten düşüş göstermişti. Ek olarak talebin giderek arttığı bir sezondayız. Bu iki sebepten dolayı satışlara herhangi olumsuz bir etki öngörmüyoruz” dedi. Cardata Genel Müdürü Hüsamettin Yalçın da BDDK’nın yeni düzenlemesinin ikinci el araç alımında peşinatını destekle karşılayacak tüketiciyi zorlayacağını belirterek, ikinci el satışlarına olumsuz yansıyacağını dile getirdi.
Gülan Otomotiv Yönetim Kurulu Üyesi Alp Gülan ise “Ticari kredilere yönelik adım nedeniyle, maliyetler arttığı için ticari kredi faizleri de yükseldi. Taşıt kredi faiz oranları da bugün yükselişe geçti. Neredeyse yüzde 3’lere geldi. Bu durum hem sıfır hem de ikinci el araçlarda tüketicinin finansmana erişimini zorlaştıracak” dedi.
İŞ DÜNYASI ‘YENİ FIRSAT PENCERESİ’ OLARAK GÖRDÜ
İTO Başkanı Avdagiç: Finansal istikrara katkı verecek
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, ekonomi politikasına yönelik açıklanan tedbirlerin, enflasyonla mücadele ve finansal istikrarın güçlendirilmesine önemli katkı vereceğini belirterek, “Bu kararların yatırımda yeni fırsat pencereleri açacağına inanıyoruz” dedi. Avdagiç, eş güdüm halinde alınan bu kararların olumlu sonuçları olacağını öngördüklerini belirterek şu ifadelere yer verdi: Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 15 Haziran’da başlatacağını duyurduğu, gelire endeksli devlet iç borçlanma senedinin (GES), gittikçe daha da önemli olan TL tasarrufların iyi bir getiri ile teşvik edilmesine ve yatırıma, işe dönüşmesine katkı vereceği inancındayız. İTO kredilerin üretken alanlara yönlendirilmesinin daima savunucusu oldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) selektif yaklaşımı, refahımız için çok önemli. Bu kararların yatırımda yeni fırsat pencereleri açacağına inanıyoruz. Alınan sıkılaşma tedbirleri de enflasyonun gerilemesi için gereklidir.
ASKON Başkanı Aydın: Ayağımızı yorganımıza göre uzatmalıyız
ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın, “Kurumlar arası eş güdümle önceliği enflasyonu baskılamak üzere açıklanan kararlar, bundan sonrası için ayağımızı yorganımıza göre uzatmamızı, paramızın kıymetini bilmemizi ve harcamalarımızda ihtiyatı elden bırakmamızı söylüyor” dedi. Dünya genelinde özellikle temel emtia fiyatlarındaki artışların enflasyonla ciddi bir mücadele gerektirdiğini belirten Aydın, “Bu bağlamda atılan bu adımların yanı sıra enflasyonla mücadele noktasında özellikle dar gelirli kazancı olan kesime yönelik alım gücünü artıracak plan ve programların yapılması aşikardır. Dün olduğu gibi bugün de bu konuya ilişkin yakın bir zamanda gerekli adımların atılacağına inanıyor ve bu konuda atılacak adımları da her daim destekleyeceğimizi özellikle belirtmek istiyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Dünya
İlginizi Çekebilir
BANKA HABERLERİ
Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü
Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:
1 gün önce|
24/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.
Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.
Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.
Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor
Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.
Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”
BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro
Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.
BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi
2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.
BANKA HABERLERİ
Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:
2 gün önce|
24/06/2025Yazan:
Onur Çelik
Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?
Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller
Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:
-
Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.
-
Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.
-
Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.
Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği
Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.
Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları
Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:
-
Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.
-
Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.
-
Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.
Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart
Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:
-
Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,
-
Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,
-
Hukuki güven ortamının sağlanması,
-
Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.
Onur ÇELİK-CFO/YMM

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.
Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.
Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.
Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.
Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.
Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.
Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.
Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.
Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.
Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.
İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.
Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.
Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.
Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.
Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.
Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?
Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.
Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.
Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.
Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (848)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.144)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (453)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.853)
- GÜNCEL (3.232)
- GÜNDEM (3.198)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.250)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.058)
- Ali Coşkun (24)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (65)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (35)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

KÜÇÜKLERE/BÜYÜKLERE YAZ OKUMALARI-II

Ateşkesle petrol geriledi. Faiz indirim umuduyla Türk piyasaları canlandı

Veri Okumayan Yönetici, Karanlıkta Yürür

Piyasa Beklemiyordu! Bitcoin Neden Patlama Yaşadı?

Finans Koltuğundan CEO Masasına

Hazine’den Kripto Para ile Suç Gelirlerine Sıkı Denetim Geliyor

UŞAK’ın en köklü Market Zinciri EGEŞOK Konkordato aldı

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Onur Çelik yazdı: İFLAS RİSKİ

Papara’dan açıklama: Özür diledi

Firma Finans Bilinci Neden Stratejik Bir Güçtür?
- SON DAKİKA | Borsa günü düşüşle tamamladı 25/06/2025
- Bakan Kurum'dan İstanbul için müjde: Kiralık sosyal konut yapılacak 25/06/2025
- Türk Eximbank Genel Müdürlüğü yeni binasına taşındı 25/06/2025
- Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman hedefi 25/06/2025
- İran-İsrail gerilimi: Türk gemileri güvende mi? Bakan Uraloğlu açıkladı... 25/06/2025
- Bakan Şimşek: Enflasyondaki düşüşle yurt içi finansal koşullar daha destekleyici olacak 25/06/2025
- Alman ekonomisi toparlanıyor: Enerji krizi ve durgunluğun ardından umut ışığı 25/06/2025
- İş Grubu Ateş Çelik’e ortak oluyor 25/06/2025
- Trump’ın politikalarıyla mali açıkta 11 trilyon dolarlık düşüş öngörülüyor 25/06/2025
- Hakan Aran: Temmuz'da 350 baz puanlık faiz indirimi bekliyorum 25/06/2025
- İSO Başkanı Bahçıvan: Yeşil dönüşüm farkındalığı hız kazanmalı 25/06/2025
- ABD mortgage başvurularında artış 25/06/2025
- AB'den sanayiye indirimli elektrik sunma hazırlığı 25/06/2025
- NATO üyeleri savunma harcamalarına yüzde 5'lik hedefte anlaştı 25/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı