Connect with us

BANKA HABERLERİ

Mahfi Eğilmez : BDDK’nın Son Kararı

Yayınlanma:

|

Kararı İlgilendiren Mevzuat

Türkiye’de döviz vb. konularda düzenleme yapan kanun 1930 tarihli 1567 Sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanundur. Bu kanun; hükümete ulusal paranın değerindeki dalgalanmayı önleme açısından cezai yaptırımlarla desteklenen düzenleyici karar alma yetkisi tanıyor ve ilke olarak sermaye hareketlerini ağır biçimde kısıtlıyordu. Kanunun birinci maddesiyle; döviz, tahvil, hisse senedi, değerli madenler ve taşlar, bunlardan yapılmış her türlü eşya ve değerler ve ticari senetlerle ödemeyi sağlayan her türlü araç ve belgelerin memleketten ihracı veya memlekete ithalinin düzenlenmesi ve sınırlandırılması konusunda bakanlar kurulu yetkili kılınıyordu (günümüzde yetki Cumhurbaşkanına aittir.)

1989 yılında Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar, 1567 Sayılı Kanunun hükümete verdiği yetkiye dayanılarak, yürürlüğe kondu. Bu karar; 1567 Sayılı Kanun ile yurda ithali ve yurttan ihracı kısıtlanan (hatta bir anlamda yasaklanan) döviz, tahvil, hisse senedi, değerli madenler vb. ithal ve ihracını serbest bıraktı. Böylece Türkiye, sermaye hareketlerinin yasaklanması/kısıtlanmasından sermaye hareketlerinin serbest bırakılmasına geçmiş oldu. Bu kararla Türkiye’deki kişilerin, kurumların döviz bulundurmaları, döviz hesabı açabilmeleri, yurt dışına döviz transferi, değerli madenlerin, taşların ihraç ve ithali, ihracat bedellerinin tasarrufu serbest bırakılmış oldu. TL’nin yabancı paralar karşısındaki değeri konusunda yetki önce Merkez Bankasına verildi, sonra da piyasaya terk edildi. Böylece Türkiye sermaye hareketlerinin kısıtlanmasından serbest bırakılmasına geçmiş oldu.   

32 Sayılı Kararın uygulama ve yürütme yetkisi veren 20’nci maddesine göre Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu kararın uygulamasını sağlamak üzere her türlü önlemi almaya, miktar belirlemeye ve miktar değiştirmeye yetkili kılındı.  

BDDK Kararı

Bankacılık Kanunu’nun 93’üncü maddesi BDDK’ye Bankacılık Kanunu çerçevesinde, finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanması, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışması, malî sektörün gelişmesi, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması için gerekli önlemleri alma yetkisini veriyor. BDDK, bu yetkiye dayanarak 24 Haziran 2022 tarihinde aldığı 10250 sayılı kararla bankalar ve finansal kuruluşlar dışında olup da bağımsız denetime tabi şirketlerin bankalardan kredi kullanabilmesini sahip oldukları 900 bin doların üzerindeki yabancı varlıkları TL’ye çevirmeleri koşuluna bağladı. Doğal olarak karara konu olan ve kredi kullanmak durumunda olan şirketler sahip oldukları yabancı varlıklardan 900 bin doların üzerinde olanları büyük olasılıkla kur korumalı mevduata çevirecekler bir yandan kur korumalı mevduat uygulaması başarılı görünürken bir yandan da dolarizasyon da düşmüş gösterilecek. Oysa daha önce bir yazımda da değindiğim gibi kur korumalı mevduat hesapları, iddia edildiği gibi TL hesapları olarak değil yabancı paraya endeksli olmaları nedeniyle döviz mevduat hesabı olarak kabul edilmesi gereken hesaplardır. O nedenle burada toplanan parayı yabancı para mevduatın içinde saymak gerekir ki o durumda dolarizasyon azalmamış tam tersine TL’den de kur korumalı mevduata geçiş olduğu için artmıştır.

Çelişkiler

Burada üzerinde durulması gereken bir başka konu bu kararın bir yabancı para kısıtlaması kararı mı olduğu yoksa kredilerin yönlendirilmesine ilişkin bir karar mı olduğu meselesidir.

Bu kararı BDDK’nın almış olması, kararın, kredileri yönlendirmeyi amaçlayarak alınmış olduğu görünümünü sağlamayı hedefliyor. Bu, gerçekte olduğu gibi bir yabancı para kısıtlamasıysa, kararın, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından alınması gerekirdi.

Nasıl takdim edilirse edilsin bu bir kredi düzenleme veya yönlendirme kararı değildir. Kredi düzenleme veya yönlendirme kararı kredilere tavan konulması (kredi plafonu), kredi kullanımına süre ya da miktar kısıtlaması getirilmesi, kredi faizlerinin sınırlandırılması veya yükseltilmesi gibi bir takım önlemlere dayanır. Bu karar, bunlardan çok farklı olarak kredi kullanımı için gerekli koşullar arasına belli bir miktarın üzerinde yabancı para bulundurulmaması koşulunu getirerek krediyi değil dolaylı yoldan yabancı parayı hedef almaktadır. O nedenle bu kararı alma yetkisi BDDK’nın değildir. Bu karar Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar çerçevesinde ve Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından alınması gereken bir karardır.

Kararın BDDK eliyle alınması bir yanlışlık sonucu olamaz. Burada amaç bu kararın 32 sayılı kararla ilgisi olmadığını ve dolayısıyla sermaye hareketlerinin kısıtlanması anlamına gelmediğini göstermektir. Oysa bu karar çok açık bir sermaye kısıtlamasıdır.

Sonuç

2021 yılı Eylül ayında ekonomi politikasında tarihi bir yanlış yapılmış ve popülist baskılara yanıt vermek için Merkez Bankası faizi düşürmeye yönelmiştir. Merkez Bankası’nca politika faizi (haftalık repo ihale faizi) yüzde 19’dan kademe kademe yüzde 14’e düşürülürken, kurlar yükselmeye ve peşi sıra enflasyonu sürüklemeye başlamıştır. Faiz indirimleri başlamadan önce USD/TL kuru 8,65, enflasyon da (TÜFE) yüzde 19,58 idi. Bugün USD/TL kuru 16,88, enflasyon yüzde 73,50’dir.

Faiz indiriminin her alanda yarattığı büyük hasarı faizi artırmadan giderebilmek için kuru bastırabilmek amacıyla bugüne kadar milyarlarca dolar rezerv satılmıştır. Kur korumalı mevduat hesapları yürürlüğe konularak hiç gerek yokken Hazine’ye milyarlarca liralık faiz yükü yüklenmiştir. Bütçe, yıl ortasında neredeyse sıfırdan yeniden yapılmak zorunda kalınmıştır. Kur korumalı mevduat hesapları ödemesi ilk altı ayda yasa dışı olarak ödenmek durumunda kalınmış, bütçe hakkı hiçe sayılmıştır. Bütün bunlara ek olarak şimdi de dolaylı yoldan yine yetkiler aşılarak sermaye kısıtlaması yoluna gidilmektedir.

Faizi doğru belirlerseniz tek başına çözüm getirmez ama yanlış belirlerseniz bin türlü bela getirir.  

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Kurumsal Finansın Stratejik Rolü: Kriz Dönemlerindeki Önemi

Yayınlanma:

|

Kurumsal finans, işletmelerin sürdürülebilir büyüme ve rekabet avantajı elde etme süreçlerinde temel taşı niteliğindedir. Şirketlerin finansal kaynakları etkin kullanması, doğru yatırım kararları alması ve riskleri kontrol altında tutması, kurumsal finansın profesyonelce yönetilmesine bağlıdır. Bu makalede kurumsal finansın ne olduğu, nasıl yönetildiği, kimler tarafından yönetildiği ve özellikle kriz dönemlerinde hangi kritik işlevleri üstlendiği ele alınacaktır.

Kurumsal Finans Nedir?

Kurumsal finans, bir şirketin sermaye yapısının oluşturulması, yatırımlarının finanse edilmesi ve kârlılığının artırılması amacıyla finansal kararların alınmasını kapsayan alandır. Amaç, şirket değerini artırmak ve finansal sürdürülebilirliği sağlamaktır.

Nasıl Yönetilir?

Kurumsal finans yönetimi stratejik, operasyonel ve analitik süreçleri içerir:

  • Stratejik Finansal Planlama: Hedef belirleme, yatırım planlaması, sermaye dengesi.

  • Nakit Yönetimi: Likidite sağlama, bütçeleme, borç yönetimi.

  • Risk Yönetimi: Kur, faiz ve piyasa risklerinin yönetilmesi.

  • Performans İzleme: Finansal rasyolarla analiz, ROI ve NPV hesaplamaları.

Kimler Yönetir?

Kurumsal finans genellikle aşağıdaki pozisyonlar tarafından yönetilir:

  • CFO (Mali İşler Direktörü): Finansal vizyonu belirler.

  • Finans Direktörleri ve Müdürleri: Operasyonel finansal işleyişi sağlar.

  • Finansal Analistler: Karar vericilere veri odaklı öneriler sunar.

  • Hazine ve Risk Yönetimi Uzmanları: Nakit, borç ve riskleri kontrol eder.

Kriz Dönemlerinde Kurumsal Finansın Fonksiyonu

Ekonomik durgunluklar, piyasa şokları ve sektörel krizlerde kurumsal finans birimleri şirketin hayatta kalmasını sağlar:

1. Likidite Yönetimi

  • Nakit rezervlerinin korunması

  • Gereksiz harcamaların kısılması

  • Kredi limitlerinin gözden geçirilmesi

2. Riskten Korunma (Hedging)

  • Kur risklerine karşı önlem

  • Borçların yeniden yapılandırılması

  • Faiz riski yönetimi

3. Yatırım ve Maliyet Revizyonu

  • Düşük getiri sağlayan yatırımların iptali

  • Sabit giderlerin azaltılması

  • Gereksiz varlıkların elden çıkarılması

4. Paydaş Güvenliği

  • Banka ve yatırımcılarla şeffaf iletişim

  • Kurumsal raporlama ve açıklık

  • Sermaye piyasalarında itibarın korunması

Kurumsal finans, yalnızca sayısal verilerin yönetimi değil, aynı zamanda şirketin geleceğini şekillendiren stratejik bir fonksiyondur. Kriz dönemlerinde doğru yönetilen bir finansal yapı, şirketi yalnızca korumakla kalmaz, aynı zamanda fırsatları değerlendirme imkânı da sunar.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

RİSK YÖNETİMİ YENİDEN TANIMLANIYOR

Yapay zekâ, sigorta sektöründe sadece bir trend değil, devrim niteliğindeki dönüşümün anahtarı oluyor. Opinion AI’ın yapay zeka çözümleri ile sağlık sigortacılığında hız, doğruluk ve verimlilik yeni boyutlara ulaşıyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Günümüzün belirsizliklerle dolu dünyasında, sigorta sektörü geleneksel risk yönetimi yaklaşımlarını radikal bir şekilde dönüştürmek zorunda olduğu bir dönem yaşıyor. Artık sadece geçmiş verilere bakmak yeterli değil; geleceği öngörme ve proaktif adımlar atma yeteneği, sektörün hayatta kalması ve büyümesi için vazgeçilmez hale geldi. Bu noktada, yapay zekâ teknolojileri devreye girerek sigorta şirketlerinin risk yönetimi stratejilerine yepyeni bir boyut kazandırıyor.

İş Yapış Biçimleri Temelden Değişiyor

Sigorta sektöründe yapay zekâ teknolojisi ile yenilikçi çözümler sunan Opinion AI’ın Kurucu Ortağı Elif Elkin, konuyla ilgili şunları söyledi: “Yapay zekâ, sigorta sektörüne sunduğu derinlemesine analiz yetenekleri ve otomasyon gücüyle, risk yönetimini sadece bir maliyet merkezi olmaktan çıkarıp, stratejik bir rekabet avantajına dönüştürüyor. Geleneksel yöntemlerle haftalar süren analizler, yapay zekâ sayesinde saniyeler içinde tamamlanabiliyor, bu da karar alma süreçlerinde eşi benzeri görülmemiş bir hız ve doğruluk sağlıyor.

Yapay zekâ, sigorta sektöründe sadece bir teknolojik gelişme değil, aynı zamanda iş yapış biçimlerini temelden değiştiren stratejik bir zorunluluktur. Riskleri daha iyi anlamak, müşterilere daha hızlı, adil hizmet sunmak ve sektörü geleceğin belirsizliklerine karşı dirençli hale getirmek için yapay zekâya yapılan yatırımlar kritik öneme sahip.

Sigorta şirketleri, yapay zekâyı risk yönetimi süreçlerine entegre ederek, sadece operasyonel verimliliklerini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda müşteri deneyimini iyileştiriyor, finansal performanslarını güçlendiriyor ve geleceğin zorluklarına karşı çok daha donanımlı hale geliyor.”

Yapay Zekânın Sigorta Risk Yönetiminde Yarattığı Dönüşüm Alanları

Elif Elkin, özellikle risk yönetimi konusunda yapay zekanın büyük bir dönüşüm sağlama potansiyeli olduğunun altını çizdi ve dönüşüm alanlarını şöyle anlattı:

Hassas Risk Değerlendirmesi ve Kişiselleştirilmiş Fiyatlandırma: Yapay zekâ algoritmaları, demografik bilgiler, sağlık kayıtları, davranışsal veriler, çevresel faktörler gibi muazzam veri setlerini analiz ederek, her bir müşterinin risk profilini çok daha detaylı ve kişiselleştirilmiş bir şekilde ortaya koyuyor. Bu sayede sigorta şirketleri, poliçe fiyatlandırmalarını daha adil ve rekabetçi hale getirirken, potansiyel zararları en aza indirecek şekilde optimize edebiliyor. Artık, her birey için risk düzeyi neyse, primler de o kadar doğru belirleniyor.

Proaktif Suistimal Tespiti ve Önleme: Sigorta sektörünün kanayan yarası olan suistimal, yapay zekâ sayesinde çok daha etkili bir şekilde tespit ediliyor ve önleniyor. Yapay zekâ sistemleri, anomali tespiti ve ileri analitik yetenekleriyle şüpheli kalıpları, tutarsız talepleri veya olağandışı davranışları erken evrede belirliyor. Bu, uygunsuz ödemelerin önüne geçerek sigorta şirketlerine milyarlarca dolarlık finansal tasarruf sağlarken sektörün güvenilirliğini artırıyor.

Geleceğe Yönelik Risk Tahmini ve Stratejik Planlama: Yapay zekâ, sadece mevcut riskleri değil, gelecekteki potansiyel risk eğilimlerini de öngörebilme yeteneğine sahip. Geçmiş verilerdeki kalıpları ve iklim değişikliği, ekonomik dalgalanmalar, salgınlar gibi dış faktörleri analiz ederek şirketlerin proaktif stratejiler geliştirmesini sağlıyor. Bu sayede sigorta şirketleri, piyasa değişikliklerine ve yeni risklere karşı daha hazırlıklı bir duruma geliyor, portföylerini geleceğe göre şekillendirebiliyor.

Operasyonel Verimlilik ve Maliyet Tasarrufu: Manuel süreçlerin otomasyonu, hata oranlarının düşürülmesi ve suistimallerin önlenmesi, sigorta şirketlerine önemli operasyonel verimlilik ve maliyet tasarrufu sağlayabilir. Kaynaklar daha etkin kullanılırken, insan kaynakları daha stratejik ve yüksek değerli görevlere odaklanabilir.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Müşterilerinizin Konkordato İlan Etmesi Nedeniyle Uğrayacağınız Zararlardan Korunma Yolları

Yayınlanma:

|

Müşterilerinizin konkordato ilan etmesi durumunda uğrayacağınız zararları en aza indirmek için alabileceğiniz önlemler şunlardır:

  • Detaylı Kredi Değerlendirmesi: Yeni müşterilerle iş yapmadan önce ve mevcut müşterilerinizle devam ederken düzenli olarak detaylı kredi değerlendirmesi yapın. Ticari sicil gazetesini inceleyin, finansal tablolarını (bilanço, gelir tablosu) analiz edin, banka referanslarını kontrol edin ve geçmiş ödeme performanslarını gözden geçirin.
  • Teminat Mekanizmaları Oluşturma: Özellikle riskli gördüğünüz müşterilerle çalışırken teminat mekanizmaları (ipotek, rehin, kefalet, banka teminat mektubu vb.) talep edin. Bu, alacağınızın güvence altına alınmasına yardımcı olur.
  • Kredi Sigortası: Ticari alacak sigortasıyaptırarak, müşterilerinizin iflas veya konkordato gibi nedenlerle ödeme yapamaması durumunda alacaklarınızı sigorta şirketinden tahsil edebilirsiniz.
  • Sözleşmeleri Güçlendirme: Sözleşmelerinize, ödeme gecikmelerinde uygulanacak gecikme faizi, temerrüt hükümleri ve erken fesih maddeleri gibi maddeler ekleyin. Ayrıca, mal teslimi sonrası mülkiyetin devrini alacak tahsil edilene kadar askıda tutan mülkiyeti muhafaza kaydı gibi hükümleri sözleşmelerinize dahil edebilirsiniz.
  • Düzenli Takip ve Erken Müdahale: Müşterilerinizin ödeme performanslarını, finansal durumlarını ve piyasadaki gelişmelerini düzenli olarak takip edin. Herhangi bir olumsuz sinyalde erken müdahale ederek ödeme planları yapma, hukuki süreç başlatma veya alternatif çözüm yolları arama gibi adımlar atın.
  • Tahsilat Politikalarını Gözden Geçirme: Şirketinizin tahsilat politikalarını gözden geçirin ve gerektiğinde güncelleyin. Vadesi geçmiş alacaklar için etkin bir takip sistemi kurun ve düzenli hatırlatmalar yapın.
  • Hukuki Danışmanlık: Şüpheli durumlarda veya riskli müşterilerle çalışırken uzman bir avukattan hukuki danışmanlık alın. Konkordato süreçleri karmaşık olabileceğinden, hukuki destek almak haklarınızı korumanıza yardımcı olacaktır.
  • Çeşitlendirme: İşinizi tek bir veya birkaç büyük müşteriye bağımlı kılmak yerine, müşteri portföyünüzü çeşitlendirmeye çalışın. Bu, bir müşterinin konkordato ilan etmesi durumunda şirketinizin genelini etkileyecek zararı azaltacaktır.

Bu önlemleri alarak, müşterilerinizin konkordato ilan etmesi riskine karşı daha hazırlıklı olabilir ve olası zararlarınızı minimize edebilirsiniz.

Zuhal KARABULUT

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.