GÜNDEM
Sentez: Kaos İçindeki Dünyada Kapitalizmi Yeniden Tasarlamak

Yayınlanma:
3 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
Çalışma düzenleri her geçen gün can çekişirken, sistem işlemeye devam ederken tükettiklerimiz birer yük haline gelmeye devam ediyor. Sistem biz tükettikçe bizi de içine çekerek tüketen ve tüm döngünün bu tüketim zincirinin içerisinde ilerlediği bir hale doğru sürükleniyor. Kapitalizm katmanlaşarak kişilerin gün geçtikçe hareket mekanizmasını sınırlandıran, sistemin hacmini genişleten ancak muhatabı olan insanların hayatlarını daha da uçlara sürükleyerek sıradanlaştıran bir hale doğru ilerliyor. Çoktan vardığımız noktada bunların sancılarını çekerken, bir çıkış yolu arıyoruz. Sistemi yıkamıyorsak, dünyadaki ekonomik işleyişi bir günde değiştiremiyorsak tüm işletim sistemini nasıl bir biçime getirerek çıkar bir yol bulabiliriz? Rebecca Henderson’un kaleme aldığı Kaos İçindeki Dünyada Kapitalizmi Yeniden Tasarlamak kitabı, kapitalist düzen içerisindeki döngüleri yeniden inşa etmek üzere kafa yoran herkesi sayfalarına davet ediyor.
Nasıl Bir Geçiş Tasarlanmalı: Yapıcılık veya Yıkıcılık?
Günümüz şartlarında hala kapitalist düzenin getirmiş olduğu modellerle yaşamak istiyorsak bu sistemin içerisinde bir şeyleri yeniden yapılandırmaktan başka çaremiz yok. Zira çevresel ve sosyal sermayeler gün geçtikçe alarm verirken, bu döngüde devam edemeyeceğimiz aşikar bir hale geliyor. Yeni döngülere, bu döngüler içinde tutunabilecek yerlere ihtiyacımız var. Bu döngüleri de daha kolektif bir biçimde inşa etmekten başka çaremiz yok. Çünkü bugün geldiğimiz noktada, kolektiflikten son derece uzak ve uçların gitgide daha derinleşerek keskinleştiği bir düzlemde yaşıyoruz. Bir düzlemi yeniden inşa etmek için ne kadar yapıcı olunmaya çalışılsa da, bir şeylerin yıkılması ve yerine yeniliklerin yerleştirilmesi, şekillerin değişmesi gerektiği kabullenilebilir bir gerçek. Yani günümüzde bu yıkıcı sistemi onarmak için de yıkıcı kimi hamlelere göğüs germek ancak bunu azaltmak için kolektif bir güce yaslanmak durumundayız. Ki kapitalizmin kendi doğasından da hakim olduğumuz tüm krizler, aslında bu sistemin tüm hamlelerinin ne denli yıkıcı olduğunu tüm paydaşlarına öğretti. Bu öğretiyi kapitalizmi yeniden tasarlarken de yer yer hatırlamamız ancak bu yıkıcılığın etkilerine de odaklanmamız gerekli. Aksi takdirde doğal olarak farklı yıkımların kapımızda olduğu gerçeği ile yüzleşmek ve bedellerini çok daha ağır ödemek zorunda kalacağız. Bu bazen iklim krizi, bazen gün geçtikçe yoksullaşan kitlelerin çığlığı, bazen bir ormandaki yangın olarak bedellerini ödetiyor olacak. Bu bedellerin ortasında, bir nefese ihtiyacımız var. Sisteme, doğaya, insanlığa bir nefes gerekli. Bu nefes için de şirketlerin önceliklerini yeniden gözden geçirmesi, kapitalizmin onlara verdiği kar odaklı bakış açısındaki ayarlarla oynamaya başlamaları zorundalık halini alıyor.
Sosyal Değerler Belirlemek
Çalıştığınız kurumun ya da kurucusu olduğunuz işinizin, sahiden amacı nedir? Bu sorunun yanıtı; kar maksimizasyonundan, yani gelir elde etmekten ileri gitmediği vakit aranan değerin üretilebilmesi imkansız bir hal alıyor. Zira tek amacın finansal bir çıktı olduğu bir işte, finansal bir çıktı merkezinde her şey uygulanabilirmiş gibi bir bakış açısı hakim oluyor. Bu durumda çevreye zarar verse de, toplumu kapsayıcı bir şekilde ele almasa da pek çok iş modeli kabul edilebilir bir hal alıyor. Ancak bu modelin işlemediğini ya da bu şekilde giderse şirketlerin dahi kendi işlerini sürdürebileceği bir zemin bulamayacağı bugünün aşikar gerçeklerinden. Bu nedenle artık her kurumun kar elde etmekten de üstün bir amaç belirlemesi gerekiyor. Bu amacın aslında onlara uzun vadeli olarak kar da elde ettirdiğini ve yaptıkları işi hem daha saygılı, vicdanlı hem de kendi içlerinde de sürdürülebilir kıldığını anlamlandırmaları gerekiyor. Bir amaç belirlemek ve bu amaca yönelik değer setleri geliştirmek, şirket içinde atılacak her adımda bu değer setlerini gözden geçirmek, öncelikli bir alışkanlık olduğu vakit kapitalizmi yeniden tasarlamak adına büyük adımlar atmaya başlamış olacağız. Ancak bir değer seti belirlemek de tek başına yeterli değil. Çalışma biçiminin, çalışanlara olan tutumun, sermayeyi değerlendirme metodlarının da gözden geçirilmesi gerekiyor. Yani aslında en temelde bu değer setini bir çalışma kültürü haline getirebilmek gerekiyor. Şirketin amacı, değerleri; kısa vadeli karlardansa, uzun vadeli değerlere ve sürdürülebilir bir gelir modeline dönüşmüş oluyor. Bu başta büyük bir risk gibi görünebilse de, meselenin sadece şirketler bazında değil; yatırımcılar tarafında da böyle ele alındığı vakit sistemsel bir dönüşüme daha yakın olacağız. Bugün atılabilecek bu adımların riskini ne kadar erken alırsak, gelecekteki azalan zamanımızdan o kadar kazanacağız.
Şirketlerin Kendini Hesaba Çekmesi
Değer odaklı bir yapıya geçmeden önce aslında her şirketin öncelikle kendisi ve tüm iş gücündeki faaliyetleri ile yüzleşmesi gerekiyor. Zira her sektörün ve iş yerinin evrene geri verdiği olumlu/olumsuz etki birbirinden farklı. Bu nedenle öncelikle kendisiyle barışık bir yüzleşme ve ardından bu yüzleşmeye yönelik olarak gerçekleştirilebilecek yenilikler ilk adımda yer alıyor. Rebecca Henderson bu konuda kitapta şu örneği veriyor: ‘’Dünya üzerindeki her kömür santrali, elde ettiği gelir ya da karlardan çok daha büyük bir zararı topluma vererek çevreyi katlediyor. Örnek olarak, Amerika’daki en büyük kömür şirketi olan Peabody Enerji, 2018’de 186,7 milyon ton kömür sevkiyatı gerçekleştirerek toplam 5,6 milyar dolarlık gelir elde etti. Bu 186,7 milyon ton kömürün sebep olduğu iklim ve sağlık giderlerini düşünürsek toplam 30 milyar dolar ediyor -toplam geliri toplam değere eşit alıyoruz ki bu da ılımlı bir tahmin oluyor- yani Peabody ürettiğinin yaklaşık üç katı kadarını yok ediyor.’’
Var olurken daha çok yok eden bir şirketin karını bugün için düşünebiliriz. Peki ya ilerisi için?
Şirketler bazında uzun vadeli olarak sürdürülebilir bi gelir modeli oluşturmak dahi tek başına kapitalizmi yeniden tasarlamak ve daha döngüsel bir modele geçmek için motivasyon olabilecekken, evrenin insanlara verdiği mesajlara kulak kesildiğimizde bu konuda ne kadar aceleci olmamız gerektiğini de kavrayabiliyoruz. Ancak öte yandan bugün bulunduğumuz sistemde bir şirket, kamu yararına hiçbir ahlaki sorumluluğu olduğunu düşünmezken, bunun bir zorunluluk olduğunu kavramak ise kat etmemiz gereken yolun uzunluğunu da yeniden hatırlatıyor. Zira bu meselenin bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi olmadığını, bir reklam amacı hiç olmadığını kavramak; şirketlerin sahiden akılcı, vicdanlı, öngörülerle dolu kararlar almasını gerektiriyor. Bu kararları alabilenler, yaptıkları işin kendilerinden de büyük bir amaca hizmet ettiğini kavrayabilenlerden olacak ve aslında ürün/hizmet şemalarını daha sağlıklı yürütebilir olacaklardır.
Raporlama ve Yatırımcıları, Tüm Paydaşları Bir İnanç Unsuru Haline Getirme
Bu yeniden tasarım sürecinin belki de en zorlu ama en elzem gereksinimlerinden biri; bir şirketin aldığı kararları tüm paydaşlarına, müşterilerine, sponsorları ve yatırımcılarına rasyonel bir biçimde açıklayabilmesi. Zira bu uzun yolda, hızlı yol alabilmek için tüm paydaşların birlikteliği ve aynı motivasyonda olması oldukça önemli. Bu inançta buluşabilmek için başlangıçlar zor olabilir ancak şirketlerin her bir adımında nelerin değiştiğinin/değişebileceğini içgörüler ve öngörülerle desteklemesi, en güvenilir alanları oluşturur hale gelebilir. Bu yoldaki değişimlerin, düzenli ve sistematik ilerlediğini anlatabilmek; bu değişimlerin de kalıcı olabilmesini ve farklı organizasyonlara ilham verebilmesini sağlayacaktır. Bu nedenle çeşitli performans ölçüm metrikleri ve sosyal, çevresel etki raporları ile tüm bu süreçlerin desteklenmesi iyi bir destek oluşturabilir.
Kapitalizmin bugün adeta ‘’Post-Kapitalizm’’ halini kurguladığımız bir çağda işlerin gidişatını; dününü, bugününü, yarınını; kavrayabilmek için Rebecca Henderson’un kaleme aldığı Kaos İçindeki Dünyada Kapitalizmi Yeniden Tasarlamak kitabını okuyabilirsiniz.
Kübra Nur DUMAN -HBR
İlginizi Çekebilir
GÜNCEL
Faizde geri sayım: Rezervler güçleniyor, TL ilgisi artarken gözler TÜFE’de

Yayınlanma:
2 gün önce|
03/07/2025Yazan:
BankaVitrini
Türk mali piyasalarında CHP davası sonrası olumlu hava dün de korundu. TL ve TL cinsi finansal varlıkların büyük bir kısmı, Türkiye’de siyasi iklimin değiştiği 19 Mart öncesi döneme geri döndü. Borsa İstanbul haftanın ilk üç gününde %8,4 yükselirken, iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi de %39,3 seviyesine kadar geriledi. TCMB’nin yaklaşık iki hafta sonra düzenleyeceği olağan PPK toplantısında anlamlı bir faiz indirimine soyunacağı yönünde beklenti -bizler 350 baz puan indirimle politika faizinin %42,50 seviyesine geleceğini ve koridorun daha simetrik bir görünüm kazanacağını düşünüyoruz- hisse senetlerine de alım getirdi. Faizin gerilemesinin sanıldığının aksine bankacılık sektörü için iyi bir şey olmasının da yardımı ile, Borsa İstanbul bankacılık endeksi geride bıraktığımız haftayı da dikkate alırsak %20 yükseldi.
Türkiye’nin yabancı indinde risklerini yansıtan CDS primi 285 baz puan ile 20 Mart’tan bu yana en düşük seviyeye gerilerken, USDTRY kuru da dün 39,80 seviyesinin altına gerileyerek TL ilgisini teyit etti. Her ne kadar siyasi cepheden gelen kafa karıştırıcı minvalde haberler gündemde yer tutsa da, genel hatları ile yurt içi siyasi risklerin azalmaya meyil tutması ile TCMB’nin de net yabancı para pozisyonu ciddi anlamda iyileşti. Sayıların dili ile konuşursak, 1 Temmuz valörlü işlemlerde, net yabancı para pozisyonu 7,6 milyar dolar artarken, manşet rakam da 28,1 milyar dolar seviyesine yükselerek son dönemlerin zirvesini test etti. Hatırlanacağı üzere, 19 Mart’tan hemen önce 61 milyar doları aşan manşet rakam, 28 Nisan tarihinde, TL’den uzaklaşan yatırımcıların döviz talebi ile 7,6 milyar dolar seviyesine kadar gerilemişti. TCMB’nin döviz rezervlerini güçlendirmesini, tıpkı bir ordunun silah envanterini güçlendirmesi olarak yorumlayabiliriz. Pazartesi günü TCMB’nin olumlu hava ile birlikte döviz alımına aniden başlaması, piyasada TL fazlalığına da sebebiyet verdi. Bankalar bir hafta vadeli %46 faizle repoya yüklendikleri bir ortamda, döviz satışı sonrasında ellerinde fazla TL kalınca, TL REF geçici de olsa %46 seviyesinin altına indi!
Büyük resmi konuşmak gerekirse, her ne kadar siyasi cephede belirsizlikler hâkim olsa da, 8 Eylül tarihine kadar önümüzde yaz dönemi ve büyük bir zaman dilimi olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor. TCMB’den yıl sonuna kadar düzenlenecek dört olağan toplantıdan beklenen 1100 baz puan faiz indirimi, enflasyonun %30 seviyesinin hemen altına inme ihtimali, TL tahvillere yönelik alım iştahını desteklerken, uzun bir süredir oldukça negatif ayrışan hisse senetlerine de alım getirdi. Türk Lirası faizin (USDTRY kuru ile karşılaştırıldığında) yatırımcısına reel getiri sunmaya yaz ayları boyunca devam edeceğini düşünüyoruz. Lâkin, dün Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı öncü verilere göre, Haziran ayında dış ticaret açığı geçen yılın aynı dönemine göre %38,8 artarak 8,2 milyar dolar oldu. Bu bozulmada yaşanan jeopolitik gelişmelerin enerji fiyatları üzerinden rol oynadığını düşünüyoruz. Reel değerlenme politikası ile dezenflasyon sürecine destek verilmek istense de, son üç ayın ortalaması 9 milyar dolar açığa işaret ederek rekabet gücünde ciddi bir aşınma yaratarak dış ticaret açığını da anlamlı düzeyde artırdığını göz ardı etmemek gerekiyor!
TL ve TL cinsi varlıklara yönelik olumlu tonumuzu yine de korumaya devam ediyoruz. Hisse senetlerinde pozisyon artırılabileceğini düşünüyoruz. Bankacılık hisseleri ve inşaat sektörü ile ilintili hisselere alıcı gözle bakılması gerektiğini düşünüyoruz. CHP davası sonrası olumlu havanın yarattığı iyimserliğe dem vurarak salı günü bültenimizin manşetini “Ankara’dan abim geldi evde bir ‘bayram’ havası” diyerek hisse senetlerinde var olan coşkuya işaret etmek suretiyle piyasaların Ankara’yı yani TCMB’ye beklediğinin altını çizmiştik. Bugün TL faizlerin geleceğine yönelik önemli bir veriyi birazdan hep birlikte göreceğiz. TÜİK, saat 10.00’da Haziran ayı enflasyon oranları açıklanacak. Piyasaların medyan tahmini TÜFE’nin aylık bazda %1,6 artış kaydetmesi, yıllık rakamın da %35,4 seviyelerinde yatay kalması yönünde. Olumlu bir sürpriz ihtimalini de göz ardı etmiyoruz.
Dönelim yurt dışına… ABD Başkanı Trump, 9 Temmuz tarihinde tarifelerin devreye girmesinden önce Vietnam ile ticaret anlaşması yapıldığını duyurarak, Vietnam menşeli birçok ürüne uygulanacak gümrüğü %46 yerine %20 olarak belirledi. Çin menşeli ürünlerin Vietnam üzerinden geçişi ise %40 vergiye tabi tutulacak. Anlaşma kapsamında ABD, Vietnam’a sıfır gümrükle ihracat yapabilecek ve özellikle büyük motorlu araçlara öncelik tanınacak. Ancak detaylar belirsizliğini koruyor. Bu adımın Vietnam’ın Çin’e karşı denge arayışında ABD ile ilişkilerini sürdürme stratejisine de katkı sağladığını düşünüyoruz.
Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçiler, Trump’ın kapsamlı vergi indirimi ve harcama paketini 4 Temmuz’a kadar yasalaştırmak amacıyla son oylamaya yaklaşıyor. Yaklaşık 3,4 trilyon dolarlık maliyetiyle borcu büyütecek yasa tasarısı, Cumhuriyetçiler içindeki bazı muhafazakâr isimlerin itirazlarına rağmen, Trump’ın baskısıyla kritik önemdeki prosedürel oylama 220-212 ile geçti. Yasa tasarısı, Trump’ın 2017’de başlattığı vergi indirimlerini uzatıyor, göçmenlik denetimlerini sıkılaştırıyor ve yeşil enerji teşviklerini kaldırıyor. Tasarının geçmesi Trump için büyük bir iç politika zaferi anlamına gelecek.
Trump ile Elon Musk arasında kılıçların yeniden çekilmesi sonrasında, dün Tesla’nın ikinci çeyrek sonuçların farklı bir gözle takip edildi. Teslimatlarının %13,5 düşerek analist beklentilerinin altında kaldığını ve şirketin üst üste ikinci yılda da satış düşüşü yaşama ihtimalini artırdığını gördük. Yılın ikinci yarısında büyüme hedefini tutturmak için 1 milyondan fazla araç teslim etmesi gereken Tesla, Çin’de yenilenen Model Y ile toparlanma sinyalleri verse de, Trump’ın vergi reformu kapsamında elektrikli araç teşviklerinin kaldırılması riski ve Elon Musk’ın sağ eğilimli siyasi duruşu, özellikle ABD ve Avrupa’daki talebi olumsuz etkiliyor. Hisseler yılbaşından bu yana %20 düşüş kaydetti.
Trump politikaları nedeniyle doların değer kaybı özellikle EUR’ya karşı devam ederken, dün İngiltere Maliye Bakanı Reeves’in parlamento oturumunda gözyaşlarını tutamaması, kraliyet aslanı Sterlin üzerinde baskı yarattı. Başbakan Starmer, Reeves’e tam destek verirken, Reeves’in duygusal tepkisi, bir gün önce hükûmetin sosyal yardım reformlarında geri adım atmasıyla bütçede oluşan açık nedeniyle yaşanan siyasi gerilimin ardından geldi. Piyasalar, Reeves’in görevden alınabileceği endişesiyle sterlini ve tahvilleri sert şekilde sattı. Bir önceki gün dolar karşısında 1,38 seviyesine dayanarak son dört yılın zirvesini test eden GBPUSD paritesi, 1,36 seviyesinin altına gerilerken, uzun vadeli tahviller sert sayılabilecek bir satış baskısı ile karşı karşıya kaldı. Mali disiplin vurgusuyla tanınan Reeves, bütçedeki açığın alternatif vergi artışı veya harcama kesintileriyle kapatılmak zorunda kalabileceği eleştirileriyle karşı karşıya kalırken, Reeves’in görevine devam edeceği vurguladı. İngiltere Maliye Bakanı Liz Truss benzeri yaşanan dünkü gelişmeleri yakından takip edeceğiz. GBPUSD paritesinde sert geri çekilme ile GBPTRY kuru da dün 54 seviyesinin hemen altını test etti.
ABD borsaları geceyi yükselişle tamamlarken, yeni günün veri takvimi oldukça yoğun görünüyor. ABD piyasalarının yarın tatil nedeniyle kapalı konumda olmasına paralel, her ayın ilk cuması açıklanan ve ABD ekonomisinin gidişatı hakkında en önemli bilgileri sunduğuna inanılan tarım dışı istihdam verisi bugün KKTC saati ile 15.30’da açıklanacak. Öncesinde dün açıklanan özel sektör istihdamı pandemiden sonra sonra ilk kez azalma kaydetti! FED’in görev tanımında fiyat istikrarının yanı sıra tam istihdam görevi de olduğunu düşünürsek, bugün açıklanacak verinin önem arz edeceğini düşünüyoruz. Vadeli kontratlara göre, yıl sonuna kadar FED’den beklenen faiz indirimi 67 baz puan. FED’in bu ay faiz indirimi yapma ihtimali piyasa fiyatlamalarında %25 seviyesinde kalırken, zayıf bir istihdam verisi ile bu oran hızla yükselebilir!
ABD istihdam raporunun yanı sıra, gözler yukarıda da değindiğim üzere Trump’ın büyük vergi indirimi ve harcama paketinin Temsilciler Meclisinden geçip geçmeyeceğinde olacak. Çin’in hizmet sektörü aktivitesi, Haziran ayında zayıflayan talep ve ihracat siparişlerindeki düşüşle birlikte son dokuz ayın en yavaş büyümesini kaydetti. ABD ile geçici ticaret ateşkesi sürse de yüksek tarifelerin Çin’in ihracat baskısını artırdığını ve iç talep yetersizliğinin büyüme üzerinde temel bir engel olmaya devam ettiğini görüyoruz. Asya borsaları da yoğun gündem nedeniyle bu sabah karışık bir seyir izliyor. Hong Kong borsası zayıf verilerin gölgesinde %1 gerilerken, YEN’in değer kazanıma paralel Tokyo borsası Nikkei önemli bir değişim kaydedemedi. Altının ons fiyatı 3,350 dolar seviyelerinde yatay bir seyir izlerken, gümüş 36,50 dolar seviyesine toparlandı. Direnişin parası bitcoin ise yeniden 109bin dolar seviyesine yaklaştığını görüyoruz. Bitcoin cephesinde ilk nazarda 109bin dolar üzerinde haftalık kapanış, akabinde de 113bin doların aşılması ile asıl hareketin başlayacağını düşünüyoruz. Fiat para sistemine yönelik güven bunalımı ile arzı sabit fiziki enstrümanlara yönelik olumlu tonumuzu koruyoruz.
Emre Değirmencioğlu
GÜNCEL
Hazır Beton Sektöründe Sarsıntı: Teknik Beton Konkordato İlan Etti

Yayınlanma:
2 gün önce|
03/07/2025Yazan:
BankaVitrini
Türkiye’nin hazır beton, çimento, alçı ve kireç üretiminde faaliyet gösteren önemli oyuncularından biri olan TEKNİK BETON TURİZM İNŞAAT MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş., yaşadığı mali darboğaz nedeniyle konkordato talebinde bulundu. Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, 30 Haziran 2025 tarihli kararıyla şirkete 3 aylık geçici mühlet tanıdı.
Mahkeme Kararı ve Sürecin Özeti
-
Mahkeme: Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
-
Esas No: 2025/782
-
Karar Tarihi: 30/06/2025
-
Geçici Mühlet Süresi: 3 Ay
-
Konkordato Komiserleri:
-
Engin Dinçeli (mali konular uzmanı)
-
Deniz Çalışkan
-
Av. Şeyma Nur Kıhtır
-
Karar kapsamında, borçlu şirketin taşınır ve taşınmaz tüm mal varlıklarının üçüncü kişilere devri yasaklandı. Mahkeme izni olmaksızın rehin tesis edilemeyecek, kefil olunamayacak ve ücretsiz tasarruf işlemleri yapılamayacak.
Geçici Mühletin Hukuki Sonuçları
İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 288. maddesi gereğince, geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğurur. Bu kapsamda:
-
6183 sayılı yasa kapsamında yapılan takipler dahil olmak üzere tüm takip işlemleri durduruldu.
-
Yeni icra ve iflas takipleri başlatılamayacak.
-
Bu tedbirler, yalnızca rehinli ve İİK 206/1 kapsamındaki imtiyazlı alacakları kapsamaz.
Sektörün Genel Görünümü
İnşaat sektöründeki durgunluk, artan hammadde maliyetleri, yüksek faiz oranları ve kamu ihalelerinde yaşanan yavaşlama; özellikle hazır beton ve yapı malzemeleri üreten firmalar üzerinde baskı oluşturmaktadır. Enerji maliyetlerindeki artışlar ve kur dalgalanmaları da finansal yükü artırmıştır. Bu nedenlerle Teknik Beton’un konkordato süreci, sektör geneline dair önemli bir işarettir.
Alacaklılara Duyuru
Şirketten alacaklı olduğunu iddia eden kişi ve kuruluşlar, ilan tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz dilekçesiyle birlikte mahkemeye başvurabilir. Bu süre zarfında konkordato koşullarının oluşmadığı yönündeki deliller de sunulabilir.
Erol Taşdelen
İklim Değişikliği Kanunu Meclis’ten Geçti: Hayatımız Nasıl Değişecek?

Yayınlanma:
2 gün önce|
03/07/2025Yazan:
Erol Taşdelen
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen İklim Değişikliği Kanunu, çevre politikalarında yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Kanun; sanayiden tarıma, enerji üretiminden günlük yaşama kadar çok geniş bir etki alanına sahip. Peki, bu yasa yürürlüğe girdikten sonra hayatımızda neler değişecek?
1. Karbon Yönetimi ve Emisyon Ticaret Sistemi Geliyor
Yeni kanun ile birlikte artık sanayi ve enerji gibi yüksek emisyon üreten sektörler için karbon emisyonu izni alma zorunluluğu getirildi. İzin almadan faaliyet gösteren işletmelere ağır para cezaları uygulanacak.
Ayrıca Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurulacak. Bu sistem sayesinde işletmeler karbon salım haklarını alıp satabilecek, “karbon piyasası” resmen doğmuş olacak. Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile uyumlu bu sistem, ihracat yapan firmaların rekabet gücünü koruması açısından da kritik.
2. Yeni Kurumsal Yapılar ve Yetkiler
Kanunla birlikte İklim Değişikliği Başkanlığı daha güçlü bir yapıya kavuştu. Başkanlık artık doğrudan veri toplayacak, denetim yapacak, raporlama zorunluluğu getirebilecek. Her yıl güncellenen Ulusal İklim Eylem Planı, Türkiye’nin net sıfır emisyon hedefine yönelik yol haritasını oluşturacak.
Yerel düzeyde ise valilerin başkanlığında kurulacak İl İklim Koordinasyon Kurulları, iklim değişikliğiyle mücadeleyi sahaya indirecek.
3. Yeni Bir Fon Kaynağı: Karbon Gelirleri
Emisyon izinlerinden, cezai yaptırımlardan ve karbon ticaretinden elde edilecek gelirler, doğrudan “iklim projeleri” için kullanılacak. Bu amaçla döner sermaye işletmesi kurulacak ve yeşil dönüşüm, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği gibi projeler desteklenecek.
Bu sayede devlet, çevresel politikalarını sadece bütçeden değil, aynı zamanda karbon piyasasından fonlayabilecek.
4. Tüm Sektörlerde Dönüşüm Zorunluluğu
İklim Kanunu yalnızca çevre politikalarını değil; enerji, tarım, sanayi, ulaştırma, ormancılık ve atık yönetimi gibi tüm sektörleri etkiliyor. Örneğin:
-
Tarımda: İklime dirençli ürün desenleri ve kuraklık riskine göre planlama yapılacak.
-
Sanayide: Temiz teknolojiye geçmeyen işletmeler hem cezai hem ticari kayıplarla karşılaşacak.
-
Ulaştırmada: Emisyonsuz araçlar, elektrikli ulaşım sistemleri teşvik edilecek.
5. İşletmelere Yeni Yükümlülükler
Tüm firmalar, emisyon verilerini kayıt altına almak, raporlamak ve belirli eylem planlarına uymak zorunda olacak. Bu yükümlülüklere uymayanlara idari para cezaları, faaliyet izni iptali gibi yaptırımlar uygulanabilecek.
Bu durum, özellikle ihracat yapan firmalar için hayati önemde. Zira Avrupa Birliği, karbon vergilendirmesi uygulayan firmaları “düşük riskli” kabul edecek.
6. Sosyal Etki ve “Adil Geçiş” Politikası
Yasa kapsamında “adil geçiş” kavramı da hukuk sistemine girdi. Fosil yakıtlardan vazgeçerken, bu sektörlerde çalışan işçilerin mağdur olmaması, istihdam kaybı yaşanmaması için sosyal destek ve eğitim politikaları uygulanacak.
Hayatımızda Neler Değişecek?
-
Enerji ve ulaşım maliyetleri artabilir, çünkü karbon fiyatlaması ürünlere yansıtılacak.
-
Yeni iş kolları doğacak: karbon denetçiliği, iklim danışmanlığı, yeşil enerji üretimi gibi alanlarda istihdam artacak.
-
Tüketiciler, daha çevreci ürünlere yönelmek zorunda kalacak.
-
Belediyeler, yerel iklim uyum projeleri yürütmekle sorumlu olacak.
-
Firmalar, çevreye duyarlı üretim modellerine geçmek zorunda kalacak.
İklim Değişikliği Kanunu, Türkiye’nin çevre ve enerji politikasında bir dönüm noktasıdır. Bu yasa ile birlikte hem kamu hem özel sektör, çevresel sorumluluklarını daha sistematik ve yasal çerçevede yerine getirmek zorunda kalacak. Bu süreç ilk etapta maliyetli ve zorlayıcı gibi görünse de, uzun vadede Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme vizyonuna katkı sunacak köklü bir değişimi beraberinde getirecektir.
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (853)
- BANKA ANALİZLERİ (141)
- BANKA HABERLERİ (3.155)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (456)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.858)
- GÜNCEL (3.280)
- GÜNDEM (3.216)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (134)
- ŞİRKETLER (2.271)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (480)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.078)
- Ali Coşkun (28)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (27)
- Dr. Abbas Karakaya (66)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (577)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (64)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (42)
- Onur ÇELİK (37)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (9)
- Süleyman Çembertaş (17)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

Finansal Çöküşe Giden Yol: Bu 5 Riski Tanıyor musunuz?

Yes, Chef!” ile Yönetmek: Bir Diziden Alınan Liderlik Dersleri

Tribünler TCMB’yi çağırıyor: Enflasyonda kırılmamın ilk işaretleri…

SURİYELİLER DÖNMÜYOR ÇÜNKÜ…

AKBANK’TA ŞOK AYRILIK, ING’YE GEÇİYOR

Türkiye ile Çin Arasında Yeni Dönem: ICBC Turkey, Resmi RMB Takas Bankası Oldu

Faizde geri sayım: Rezervler güçleniyor, TL ilgisi artarken gözler TÜFE’de

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Firmanızı Kurtaracak Bilmeniz Gereken 10 Finansal Formül

Enflasyon Kaygısına Göre Gelir Gruplarının Harcama Davranışları

AKBANK 3,4 milyar TL Takipteki Alacaklarını sattı

İsrail-İran Savaşının Türkiye’ye Etkileri

Sermaye kediye mi yüklendi?
- ON NUMARA SONUÇLARI 4 TEMMUZ 2025: Milli Piyango Online ile On Numara sonuçları açıklandı mı, nasıl öğrenilir? 04/07/2025
- SON DAKİKA | Borsa günü yükselişle tamamladı 04/07/2025
- YENİ TEKNİSYEN MAAŞI NE KADAR? 6 Aylık Enflasyon Farkı Sonrası Teknisyen Maaşı Ne Kadar Oldu? İşte Zamlı Maaş Tablosu 04/07/2025
- YENİ HEMŞİRE MAAŞI NE KADAR? 6 Aylık Enflasyon Farkı Sonrası Hemşire Maaşı Ne Kadar Oldu? İşte Zamlı Maaş Tablosu 04/07/2025
- TEMMUZ AYI PROFESÖR MAAŞI NE KADAR? 6 Aylık Enflasyon Farkı Sonrası Profesör Maaşı Ne Kadar Oldu? İşte Zamlı Maaş Tablosu 04/07/2025
- ASGARİ ÜCRET ZAMMI: Temmuz'da Asgari ücrete ara zam gelecek mi? Asgari ücret ara zammı ne kadar olacak? 04/07/2025
- Zeren Group Holding, Alfemo’yu satın aldı 04/07/2025
- Çin ile AB elektrikli araç anlaşmasına yakın 04/07/2025
- Mevsim etkisinden arındırılmış TÜFE aylık yüzde 2,04 arttı 04/07/2025
- Kalyon İnşaat, doğalgaz boru hattı projesinde Tuna Nehri geçişini tamamladı 04/07/2025
- AB'de konut ve kira fiyatları yükselmeye devam ediyor 04/07/2025
- AB'den ilaç üreticisi Alchem'e ceza 04/07/2025
- TL'nin reel değeri Haziran'da geriledi 04/07/2025
- OYAK, İsken-Sugözü Enerji Santralinde tam kontrol sahibi olacak 04/07/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı