ŞİRKETLER
GÜLER SABANCI’DAN CUMHURİYETİN 100.YIL MESAJI
Güler Sabancı’dan “Cumhuriyetin 100. Yılına Girerken Tamamlanmamış Bir Meselemiz Var” mektubu
Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, “Cumhuriyetin 2. yüzyılına girerken kazanımlarımıza değil, başaramadıklarımıza da odaklanmalı, kendini gösteren eşitsizliklerle mücadele etmek için titizlikle çalışmaya devam etmeliyiz” dedi. Güler Sabancı’nın metninde oldukça fazla imla hatası ise tartışma konusu oldu.

Yayınlanma:
2 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, ‘Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken sadece kazanımlarımıza değil, başaramadıklarımıza da odaklanmalı ve pek çok alanda kendini gösteren eşitsizliklerle mücadele etmek için titizlikle çalışmaya devam etmeliyiz.’ ifadesini kullandı.
Sabancı Vakfı’ndan yapılan açıklamaya göre, Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Cumhuriyetin 100. yılına girerken Cumhuriyetin yeni yüzyılına dair kararlarını, beklentilerini ve umutlarını dile getirmek amacıyla bir mektup yayımladı.
Geçen yıl bu kapsamda ilk mektubunu paylaşan Sabancı’nın bu yılki mektubunun başlığı ‘Cumhuriyetin 100. Yılına Girerken Tamamlanmamış Bir Meselemiz Var‘ oldu.
Açıklamada mektuptaki görüşlerine yer verilen Güler Sabancı, son yıllarda peş peşe gelen salgın, savaş ve ekonomik zorlukların, herkesin geleceğe dair beklentilerinde belirsizlik ve güvensizliğe yol açtığını ve eşitsizliklerin derinleşmesine sebep olduğunu belirtti.
Hem ülkede hem dünyada eşitsizliklerden en fazla etkilenen grupların başında ise yine kadınlar ve kız çocuklarının geldiğini vurgulayan Sabancı, ‘Ekonomik zorluklar, bakım yükü, şiddet ve cinsiyet temelli ön yargıların artmasıyla işe, eğitime ve sosyal hayata erişim konularında daha da geriye düştük.
Ülkemizin kurucusu, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı dönemde ‘Yalnız erkeklerin ilerlemesiyle o millet yükselemez.’ sözüyle kadınların hayatın her alanında eşit bir konumda bulunmasının gelişmiş bir toplum için vazgeçilmez olduğunun altını çizmiş ve kadınların bu mücadelede önünü açmıştı. Ancak Cumhuriyetimizin 100. yılına girerken bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımlara rağmen hala olmamız gereken noktada değiliz.’ ifadelerini kullandı.
Dünya Ekonomik Forumu’nun 2022 yılında yayımladığı Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu gibi birçok raporun da kabul edilemez nitelikteki bu durumu tüm ciddiyetiyle gözler önüne serdiğini belirten Sabancı, ‘Kaybedecek daha fazla zamanımız yok. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken sadece kazanımlarımıza değil, başaramadıklarımıza da odaklanmalı ve pek çok alanda kendini gösteren eşitsizliklerle mücadele etmek için titizlikle çalışmaya devam etmeliyiz.’ değerlendirmesinde bulundu.
– “Kız çocuklarının eğitiminde olmamız gereken noktada değiliz”
Güler Sabancı, kız çocuklarının eğitime katılması için önlerinde bulunan bariyerlerin kalkması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
‘Fırsatların, ancak tüm çocuklar için eşitlik ilkesiyle ortaya koyulduğunda kıymet kazandığına inanıyoruz. Kız çocuklarının hayat boyu karşılarına çıkarılan toplumsal cinsiyet rolleriyle mücadele edebilecek özgüvene kavuşması ve çocukların eşitlikçi bir bakış açısıyla büyüyebilmesi için özellikle ailelere önemli bir görev düşüyor. Ailede başlayan eşitliğin, eğitim sisteminde de aynı şekilde desteklenmesi gerekiyor.
Ne mutlu ki ülkemizde kız çocuklarının eğitime erişimi konusunda kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının çabaları sayesinde önemli kazanımlar elde ettik. Zorunlu eğitim kademelerinde okullaşma oranlarımız yüzde 90’lara ulaştı. Ancak okullaşma oranlarının artması kadar üzerine hassasiyetle eğilmemiz gereken bir diğer konu ise eğitimin niteliği ve öğretmenlerin desteklenmesidir. Bununla birlikte kız çocuklarının eğitimi özelinde de çözülmesi gereken önemli meseleler var.
Bugün çeşitli sebeplerden okula gidemeyen yüz binlerce kız çocuğu olduğunu biliyoruz. UNICEF’e göre dünya genelinde 129 milyon kız çocuğu okula gidemiyor. Bununla mücadele edebilmek için kız çocuklarının eğitimde kalmasının önünde engel olabilecek erken yaşta ve zorla evlilikler, ev içi bakım yükü, regl tabusu, engellilik, yoksulluk gibi durumların üstünün kapanmaması ve bu meselelere göz yumulmaması gerekiyor.
Başta aileler olmak üzere özel sektör, kamu, akademi ve sivil toplum olarak, kız çocuklarının eşitlikçi bir anlayışla nitelikli bir eğitim alması ve meslek sahibi olması için önlerini açacak itici güç olmalı ve bunun için var gücümüzle, taviz vermeden çalışmalıyız.’
– ‘Bilim ve teknolojide kadınlar eşit şekilde var olmalı’
Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Sabancı, kız çocuklarının kendilerine fırsat verildiğinde dünyayı değiştirecek başarılar elde ettiğine değinerek, yeni yüzyılda üzerine daha çok eğilinmesi gereken bir diğer konunun ise kız çocuklarının istedikleri meslekleri seçebilmeleri ve daha az temsil edildikleri bilim, teknoloji, mühendislik, matematik gibi alanlarda da ilerleyebilmelerini sağlamak olduğunu vurguladı.
Bilim ve teknolojinin hızla ilerlediği belirten Sabancı, kız çocuklarının meslek seçiminde hala önlerine çıkarılan toplumsal cinsiyet rolleriyle mücadele etmek zorunda kaldığını ifade etti.
Sabancı, Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre Türkiye’de yükseköğrenimde STEM alanlarını tercih eden kadınların oranının sadece yüzde 14 olduğunu aktararak, şöyle devam etti:
‘Cumhuriyetin 100. yılına girerken bu oranı asla kabul edemeyiz. Kız çocuklarının kendilerine STEM alanında hedefler koyabilmesi için yine eğitimin niteliğinin artırılması için çalışmak, kızları bu alana girmeye teşvik etmek ve mesleklerdeki cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele edebilmek için bu konuyu sürekli gündemde tutmak gerektiğine inanıyorum. Çünkü biliyoruz ki; kız çocuklarına fırsat verildiğinde, hayallerinin peşinden koşup dünyayı değiştirecek başarılar elde ediyorlar.
Atatürk’ün mirası ‘genç cumhuriyetin’ ilk kadın tıp doktoru olan merhum Safiye Ali’den, ilk kadın sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’a, dünyada ilk kez kara deliğin görüntülenmesini sağlayan astrofizikçi Prof. Dr. Feryal Özel’den, pandeminin yönünü değiştirecek aşıyı geliştiren Prof. Dr. Özlem Türeci’ye kadar, tüm dünyaya ilham veren kadınların başarılarını gururla takip ediyoruz.’
Sabancı Vakfı’nın 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’nde yayınladığı ve gerçek bir hikayeye dayanan filminde Sivas’ın Kolluca köyündeki kadın doktorların tüm ülkeye örnek olması gerektiğini belirten Sabancı, şunları kaydetti:
‘Kız çocuklarına inandığımızda ve onların önlerindeki engelleri kaldırdığımızda geleceğin başarılı ve ilham veren kadınlarına dönüştüklerini görüyoruz. Bunu en iyi gözlemlediğimiz yerlerden biri Sivas’ın Kolluca köyü oldu. Sabancı Vakfı olarak bu yıl 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’nde fırsat eşitliğinin önemine değindiğimiz ‘Bir Kız Çocuğu Değişir, Dünya Değişir’ mesajıyla ülkemizden içimizi ısıtan gerçek bir hikayeyi ekranlara taşıdık. Hikayemizde bir kız çocuğunun tıp fakültesini kazanmasıyla köydeki diğer kız çocuklarına, ailelerine, çevresine örnek olmasını ele aldık.
Bugün 200 nüfuslu Sivas’ın Kolluca köyü onlarca kadın doktor yetiştirdiyse, bunu kız çocuklarının azmi ve onlardaki potansiyeli görüp onlara cesaret veren ve fırsatlar sunan aileleri mümkün kıldı. İnanıyoruz ki hayallerinin peşinden gitmesi için fırsat verilen bir kız çocuğunun hayatındaki küçük bir değişim, kartopu misali büyüyecek ve ülkesini, hatta dünyayı değiştirme gücüne sahip olacak. Bizlerin görevi de iyi örnekleri çoğaltmak, daha fazla görünür kılarak, başka ailelerin ve başka köylerin cesaretini artırmaktır.’
– “Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak doğru bir iş kararıdır”
Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, kadınların istihdama katılımının artmasının şirketleri de pozitif olarak etkilediğini belirterek, ‘Eğitimle birlikte, kadınların çalışma hayatında da var olmasının temel bir hak ve toplumsal gelişme için itici güç olduğunu biliyoruz. Küresel verilere baktığımızda, son 30 yılda kadınların iş gücüne katılımlarının artması sadece kendilerinin sosyo-ekonomik durumlarını değil; ailelerini, çevrelerini ve tüm toplumu etkiliyor’ değerlendirmesinde bulundu.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün yürüttüğü bir araştırmaya göre, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik iç politikaları olan, kadınların iş gücüne katılımını destekleyen şirketlerde verimlilik ve itibarın yüzde 60 artış gösterdiğini aktaran Sabancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘Pek çok şirkette yapılan benzer araştırmalar gösteriyor ki şirketler açısından toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek ve kadınların eşit şekilde istihdama katılımını sağlamak ‘doğru bir iş kararıdır‘. Önümüzdeki dönemde de doğruyu ve başarıyı arayan iş dünyasının azimle çalışan eğitimli kadınları iş hayatına kazandırmak için daha güçlü adımlar atacağına eminim. İş hayatında kadınların daha fazla yer alması, kariyerlerinde üst basamaklara gelmesi ve özellikle STEM alanlarında kadın oranlarının artması için iş dünyasının çekici bir güç olacağına inanıyorum.
Bugüne kadar olduğu gibi, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da kadınların ve kız çocuklarının hayatın her alanında eşit şekilde var olması için ısrarla, suyun taşı delmesi misali bir kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. Üzerimize düşen görev, başta kadın hareketi olmak üzere eşitlik mücadelesi veren sivil toplum kuruluşlarını desteklemek, iyi örnekleri görünür kılmak, devlet kurumları, özel sektör ve akademi paydaşlarıyla iş birliği içerisinde olmaktır.
Mektubumun başında da söylediğim gibi, yarım kalmış bir mesele olan bu eşitlik mücadelesinde artık kaybedecek daha fazla zamanımız yok. Hepinize bu yolda eşitlikçi bir toplum hayaliyle emin adımlar atacağımız mutlu bir yıl diliyor, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını kutluyorum.’
İlginizi Çekebilir
GÜNCEL
Şirketlerde Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği Neden Şart Olmalı?

Yayınlanma:
11 saat önce|
26/06/2025Yazan:
Onur Çelik
Şirketlerin kâr ederek sürdürülebilir şekilde büyümek ve marka değerlerini artırabilmeleri için, kurumsal yönetim ilkelerini benimseyerek kurumsallaşma yolculuğuna çıkmaları artık bir zorunluluk.
Bu süreçte en önemli sermaye ise şüphesiz kaliteli insan kaynağı. İnsan kaynağı deyince şirketin her departmanında görev yapan çalışanlar akla gelse de, bu yazımda şirketin geleceğine yön verecek vizyon ve stratejiler ortaya koyması gereken, icra kuruluna hedef belirleyecek ve bu hedeflerin takibini yapacak Yönetim Kurulu üyeleri özelinde bağımsız üyelere değinmek istiyorum.
Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği Nedir?
Malum şirketlerde genelde hissedar üyeler, işin doğası gereğince yönetim kurulu üyeleri olurlar. Hissedarların, şirket yönetim kurulu üyesi olabilmeleri için taşımaları gereken belirlenmiş özel şartlar yok. Ancak şirketin geleceğine yön verecek böylesine önemli bir kurulda yer alacak kişilerin günümüzün zorlu rekabet şartlarında asgari üniversite mezunu olması, en az bir yabancı dil konuşabilmesi, işin gerektirdiği deneyim ve bilgiye sahip olması beklenir.
Peki ama şirketi başarılı bir şekilde yönetmek, kurumsal bir yapıya evirerek daha da büyütmek, gelecek nesillere devredebilmek için sadece hissedar yönetim kurulu üyeleri yeterli mi? Maalesef hayır. Okuyucularımızın akıllarına, şirketlerin zaten profesyonel icra kurulları, genel müdürleri, direktörleri yok mu düşüncesi gelebilir. Tabi ki çoğu şirkette bu kişiler mevcut ama icra organları ile yönetim kurulunun görevlerinin net bir şekilde ayrılması ve icrada yer alan kişilerin aynı zamanda yönetim kurulu üyeliği şapkasını taşımaması gerektiğini artık hepimiz biliyoruz diye düşünüyorum. İşte bu nedenle şirketlerde bağımsız yönetim kurulu üyesi şart.
Her ne kadar Türk Ticaret Kanun’una göre bağımsız yönetim kurulu üyeliği yasal bir zorunluluk olmasa da Sermaye Piyasası Kanun’una göre halka açık şirketlerde bu bir zorunluluk. Nitekim, SPK tarafından yayımlanan Kurumsal Yönetim Tebliğinde de yönetim kurulu içerisindeki bağımsız üye sayısı toplam üye sayısının üçte birinden az ve her durumda bağımsız üye sayısı ikiden az olamayacağı düzenlenmiştir.
Konunun özüne değindiğimize göre, bağımsız yönetim kurulu üyesi nedir bu soruya cevap verecek olur isek, icrada görevli olmayan, üyelik haricinde şirkette başkaca herhangi bir idari görevi veya kendisine bağlı icrai mahiyette faaliyet gösteren bir birim bulunmayan ve şirketin günlük iş akışına ve olağan faaliyetlerine müdahil olmayan kişi olarak tanımlanabilir.
Kimler Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Olabilir?
Kurumsal Yönetim Tebliğine göre özetle aşağıdaki kriterlerin tamamını taşıyan yönetim kurulu üyesi bağımsız üye olarak nitelendirilir:
- Şirket hissedarı olmamalı
- Son beş yıl içerisinde, şirkete önemli ölçüde hizmet ve ürün sağlayan firmaların herhangi birisinde ortak, çalışan veya yönetim kurulu üyesi olmamalı
- Son beş yıl içerisinde, başta şirketin denetimi (vergi denetimi, kanuni denetim, iç denetim de dahil), derecelendirilmesi ve danışmanlığı olmak üzere, yapılan anlaşmalar çerçevesinde şirketin önemli ölçüde hizmet veya ürün satın aldığı veya sattığı şirketlerde, hizmet veya ürün satın alındığı veya satıldığı dönemlerde, ortak (%5 ve üzeri), önemli görev ve sorumluluklar üstlenecek yönetici pozisyonunda çalışan veya yönetim kurulu üyesi olmaması.
- Bağımsız yönetim kurulu üyesi olması sebebiyle üstleneceği görevleri gereği gibi yerine getirecek mesleki eğitim, bilgi ve tecrübeye sahip olması.
- Bağlı oldukları mevzuata uygun olması şartıyla üniversite öğretim üyeleri hariç, kamu kurum ve kuruluşlarında üye olarak seçildikten sonra tam zamanlı çalışmıyor olması.
- Gelir Vergisi Kanunu’na göre Türkiye’de yerleşik olması.
- Şirket faaliyetlerine olumlu katkılarda bulunabilecek, şirket ortakları arasındaki çıkar çatışmalarında tarafsızlığını koruyabilecek, menfaat sahiplerinin haklarını dikkate alarak özgürce karar verebilecek güçlü etik standartlara, mesleki itibara ve tecrübeye sahip olması.
- Şirket faaliyetlerinin işleyişini takip edebilecek ve üstlendiği görevlerin gereklerini tam olarak yerine getirebilecek ölçüde şirket işlerine zaman ayırabiliyor olması.
- Şirketin yönetim kurulunda son on yıl içerisinde altı yıldan fazla yönetim kurulu üyeliği yapmamış olması.
- Aynı kişinin, şirketin veya şirketin yönetim kontrolünü elinde bulunduran ortakların yönetim kontrolüne sahip olduğu şirketlerin üçten fazlasında ve toplamda borsada işlem gören şirketlerin beşten fazlasında bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak görev almıyor olması
Sonuç
Günümüz dünyasında eğer bir şirketin yönetim kurulu, şirketin yeni ufuklara yelken açmasını sağlayabilecek vizyona sahip, hızlı ve rasyonel kararlar alabilen, icra kuruluna şirketin vizyonu doğrultusunda yön verebilen, strateji belirleyen, tabiri caiz ise şirketin beyni olabilecek insanlardan oluşuyor ise o şirketin bir geleceği olması mümkün. Bu kurulun üyelerinin sadece hissedarlardan oluşması ise maalesef yeterli olmamakta. Mutlaka alanında uzman profesyonel yönetici, mali işler & finans uzmanı, hukukçu, mühendis veya akademisyen olan bağımsız üyelerin şirket yönetim kurulunda yer almaları bu anlamda son derece önemli ve değerli bir kazanım. Bu kişiler, çıkar çatışmasından uzak kalarak, icrada görevli olmayan yönetim kurulu üyeleri içerisinde görevlerini hiçbir etki altında kalmaksızın yapabilme olanağı ile de tüm paydaşlara ayrıca güven verebilirler.
Son söz olarak, gerek hissedar kökenli gerekse bağımsız olsun, şirketlerimizde kadın yönetim kurulu üyelerimizin sayısının artması da en büyük temennimiz.
Onur ÇELİK-CFO/YMM
GÜNCEL
Veri Okumayan Yönetici, Karanlıkta Yürür

Yayınlanma:
2 gün önce|
25/06/2025Yazan:
BankaVitrini
Şirket yöneticilerinin etkin kararlar alabilmeleri için yalnızca içgüdülerine değil, düzenli ve doğru veri akışına da ihtiyaçları vardır. Bu bağlamda, farklı zaman dilimlerinde hazırlanan raporlar, şirketin genel sağlığını izlemek, performansını ölçmek ve stratejik planlamaları şekillendirmek açısından vazgeçilmezdir. Bu makalede haftalık, aylık, üç aylık (çeyreklik) ve yıllık olarak izlenmesi gereken temel raporlar ve bunların yönetsel önemi ele alınacaktır.
1. Haftalık Raporlar
🔹 Nakit Akış Raporu
Haftalık nakit giriş ve çıkışlarını gösterir. Likidite sorunlarını erken teşhis ederek ani ödeme problemlerinin önüne geçilmesini sağlar.
🔹 Satış ve Sipariş Raporu
Ürün bazlı satışlar, siparişlerin durumu ve iptaller bu raporda yer alır. Kısa vadeli satış stratejileri bu verilere göre şekillenir.
🔹 Operasyonel Performans Raporu
Üretim kapasitesi, makine kullanımı, vardiya verimliliği gibi metrikleri içerir. Gecikmeleri ve verimsizlikleri tespit etmeye yardımcı olur.
🔹 Stok Durum Raporu
Stokların yeterliliği, devreden ürünler ve kritik stok seviyeleri kontrol edilir. Stok fazlalığı veya eksikliğine karşı hızlı aksiyon almayı sağlar.
2. Aylık Raporlar
🔹 Aylık Gelir-Gider Tablosu (Kâr/Zarar Raporu)
Şirketin mali durumu, kârlılığı, maliyet yapısı ve gider kalemleri analiz edilir. Bütçe kontrolü açısından kilit rol oynar.
🔹 Bütçe Gerçekleşme Raporu
Planlanan bütçe ile gerçekleşen harcamalar karşılaştırılır. Sapmaların nedenleri incelenir ve bütçe disiplinini sağlamak adına iyileştirmeler yapılır.
🔹 Personel Performans ve Devam Raporu
Personel devamsızlıkları, üretkenlik, prim hak edişleri ve memnuniyet gibi göstergeleri içerir. İnsan kaynakları politikalarını yönlendirir.
🔹 Müşteri Memnuniyeti ve Şikayet Raporu
Hizmet kalitesi ve müşteri sadakatinin ölçülmesi açısından önemlidir. Marka imajının korunmasına katkı sağlar.
3. Üç Aylık (Çeyreklik) Raporlar
🔹 Finansal Durum Raporu
Bilanço, gelir tablosu ve nakit akışlarının dönemsel özeti sunulur. Mali sağlamlık ve sürdürülebilirlik ölçülür.
🔹 Stratejik Hedef Gözden Geçirme Raporu
Yıl başında belirlenen hedeflere ne ölçüde ulaşıldığı analiz edilir. Gerekirse stratejiler yeniden şekillendirilir.
🔹 Pazar ve Rekabet Raporu
Rakiplerin fiyatlama, pazar payı ve stratejik adımları değerlendirilir. Şirketin pazardaki konumu netleştirilir.
4. Yıllık Raporlar
🔹 Yıllık Finansal Raporlar
Tüm yılın bilançosu, gelir tablosu, nakit akışı ve dipnotlarla birlikte detaylı şekilde sunulur. Yatırımcılar, denetçiler ve kredi kuruluşları için temel dokümandır.
🔹 Yatırım ve Sermaye Harcama (CAPEX) Raporu
Sabit kıymet yatırımları, tesis ve ekipman harcamalarının yıllık özeti sunulur. Yatırımların geri dönüşü değerlendirilir.
🔹 Risk ve İç Denetim Raporu
Finansal, operasyonel ve hukuki riskler analiz edilir. İç kontrol sistemlerinin yeterliliği ölçülür.
🔹 Kurumsal Performans Raporu
Şirketin genel stratejik başarısı, yöneticilerin performansı ve kurumsal yönetim ilkelerine uyumu gözden geçirilir.
Neden Bu Raporlar Hayati Önem Taşır?
-
Veriye Dayalı Yönetim: Sezgisel kararlar yerine ölçülebilir, doğrulanabilir sonuçlara dayanmak.
-
Erken Uyarı Sistemi: Riskli durumlara karşı önceden tedbir alma imkânı.
-
Yatırımcı Güveni: Finansal şeffaflık sayesinde dış paydaşlara güven verme.
-
Rekabet Avantajı: Pazarın nabzını tutarak hızlı ve isabetli adımlar atma.
-
Süreç Verimliliği: İş süreçlerinde iyileştirme fırsatlarını zamanında yakalama.
Bu raporları düzenli ve disiplinli şekilde takip eden yöneticiler, sadece krizleri önlemekle kalmaz; aynı zamanda büyümeyi planlı ve sürdürülebilir şekilde yönetme becerisi kazanır. Başarılı şirketlerin ardındaki en büyük sır, doğru raporları doğru zamanda okuyabilen yöneticilerdir.

Günümüzün hızla değişen iş dünyasında şirketlerin başarısı sadece CEO’nun vizyonuna değil, CFO’nun yönetsel karakterine ve stratejik katkısına da bağlıdır. CFO’lar artık sadece finansal raporlama yapan değil; aynı zamanda strateji belirleyen, dönüşüm yöneten ve ekipleri şekillendiren liderlerdir. Bu bağlamda CFO’ları dört farklı tipte sınıflandırmak mümkündür:
1. Finansal CFO
Odağı: İç süreçler | Yaklaşımı: Taktiksel
Finansal CFO, klasik anlamda CFO rolünü temsil eder. Bu tür CFO’lar daha çok aşağıdaki alanlarda uzmanlaşır:
-
Uyum ve Kontroller: Mevzuatlara uygunluk, iç denetim ve kontrol süreçlerinin etkinliği.
-
Bütçeleme ve Raporlama: Finansal verilerin hazırlanması, bütçe planlaması ve performans raporlaması.
-
Risk Yönetimi: Finansal ve operasyonel risklerin önlenmesi ve yönetilmesi.
-
İçe Odaklılık: İç süreçlerin iyileştirilmesine ve mali disiplini sağlamaya yönelik karar alma.
-
Tepkisel Karar Alma: Krizlere ve ani gelişmelere tepki verme odaklı yaklaşımlar.
Bu profil, özellikle finansal düzenlemelerin ön planda olduğu sektörlerde tercih edilir.
2. Operasyonel CFO
Odağı: Dış süreçler | Yaklaşımı: Taktiksel
Operasyonel CFO’lar, sadece finansal değil aynı zamanda operasyonel süreçleri yöneten liderlerdir:
-
İnsan Yönetimi: Ekip yönetimi, motivasyon ve performans odaklı liderlik.
-
Disiplinlerarası İşbirliği: Farklı bölümlerle koordinasyon içinde çalışmak.
-
Dış Şeffaflık: Paydaşlarla güçlü iletişim ve dış görünürlük.
-
İcra Mükemmelliği: Stratejilerin operasyonel düzeyde hayata geçirilmesini sağlamak.
-
Ekip Kuruculuğu: Güçlü, verimli ve uyumlu ekipler oluşturmak.
Bu tür CFO’lar, büyüyen organizasyonlarda operasyonel başarıyı artırmak için kritik rol oynar.
3. İş CFO’su
Odağı: İç süreçler | Yaklaşımı: Stratejik
İş CFO’su, verilerle yön veren ve strateji geliştirme süreçlerine aktif katkı sunan liderdir:
-
İş Zekâsı: Şirketin tüm departmanlarını anlamak ve analiz etmek.
-
Strateji Sürücüsü: Uzun vadeli hedeflerin belirlenmesine katkı sağlamak.
-
Veri Odaklı Kararlar: İş zekâsı araçlarını kullanarak kararlar almak.
-
Operasyonel Anlayış: Operasyonların verimliliği üzerine derin bilgiye sahip olmak.
-
İçsel Etki: Şirket içinde liderlik ve etki gücüne sahip olmak.
Özellikle veriyle yön verilen, analitik gücü yüksek şirketlerde bu tip CFO’lar vazgeçilmezdir.
4. Stratejik CFO
Odağı: Dış süreçler | Yaklaşımı: Stratejik
Stratejik CFO, işin geleceğini şekillendiren ve şirketi rekabetin ötesine taşıyan liderdir:
-
Değer Yaratıcı: Finansal değer üretmeye odaklı stratejiler geliştirir.
-
Yönetim Kurulu Etkileyicisi: Üst düzey karar alma süreçlerinde aktif rol alır.
-
Müşteri Şampiyonu: Müşteri deneyimini finansal stratejilere entegre eder.
-
İnovasyon Sürücüsü: Yeni fikirlerin uygulanmasında öncülük eder.
-
Dönüşüm Lideri: Dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik ve kültürel değişim gibi büyük ölçekli değişim süreçlerini yönetir.
Bu CFO tipi, şirketin geleceğini inşa ederken iç ve dış paydaşlarla güçlü ilişkiler kurar.
Hangi CFO tipi olduğunuzu bilmek, hem kariyer gelişiminiz hem de kurumunuza katkınızı artırmak açısından önemlidir. Kurumlar, CFO’nun bu dört rol arasında hangi kombinasyonda uzmanlaştığını bilerek hem stratejik konumlanmalarını güçlendirir hem de değişen dünyaya daha uyumlu hale gelir.
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (848)
- BANKA ANALİZLERİ (139)
- BANKA HABERLERİ (3.144)
- BASINDA BİZ (60)
- BORSA (453)
- CEO PERFORMANSLARI (36)
- EKONOMİ (2.853)
- GÜNCEL (3.234)
- GÜNDEM (3.199)
- RÖPORTAJLAR (48)
- SİGORTA (133)
- ŞİRKETLER (2.251)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (475)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (1.059)
- Ali Coşkun (24)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (7)
- ChatGPT (26)
- Dr. Abbas Karakaya (65)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (569)
- Gizem Taşdelen (7)
- Gülbeyaz Gergün (63)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (26)
- Mustafa Akpınar (41)
- Onur ÇELİK (36)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (80)
- Serhat Can (8)
- Süleyman Çembertaş (16)
- Tungay Dere (18)
- Uğur Durak (33)
- Zuhal KARABULUT (5)
YAZARLAR

Şirketlerde Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği Neden Şart Olmalı?

CGTN: Çin ve Orta Asya ülkeleri iş birliğini pekiştirme sözü verdi

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

KÜÇÜKLERE/BÜYÜKLERE YAZ OKUMALARI-II

Ateşkesle petrol geriledi. Faiz indirim umuduyla Türk piyasaları canlandı

Veri Okumayan Yönetici, Karanlıkta Yürür

Piyasa Beklemiyordu! Bitcoin Neden Patlama Yaşadı?

Dolandırıcılık Davasında Şok Rapor: Banka Kusurlu!

DENİZBANK: Bir GMY istifası daha!

İsrail İran’a Neden Saldırdı?

Papara’dan açıklama: Özür diledi

Firma Finans Bilinci Neden Stratejik Bir Güçtür?

Finansın En Önemli 10 Formülü ve Önemi

Firmanızı Kurtaracak Bilmeniz Gereken 10 Finansal Formül
- SON DAKİKA | Borsa günü düşüşle tamamladı 26/06/2025
- İkinci el araçta 6 ay 6 bin km ve ilan kısıtlaması 2026’ya uzatıldı 26/06/2025
- TEMMUZ ASGARİ ÜCRET ZAMMI: Asgari ücrete ara zam gelecek mi? Asgari ücret ara zammı ne kadar olacak? 26/06/2025
- Diyarbakır Türkiye’nin enerji arz gücüne katkı sağlıyor 26/06/2025
- İnşaat malzemesi sanayi bileşik endeksi yılın ilk artışını gösterdi 26/06/2025
- SON DAKİKA | Kamu işçilerinin zam pazarlığında ikinci teklif tarihi belli oldu 26/06/2025
- TCMB rezervlerinde 7 haftanın ardından ilk gerileme 26/06/2025
- Trump, Çin ile ticaret anlaşması imzaladıklarını bildirdi 26/06/2025
- Resmi Gazete'de bugün (27.06.2025) 26/06/2025
- Bessent, "Bölüm 899" düzenlemesinin vergi tasarısından çıkarılmasını istedi 26/06/2025
- Beyaz Saray: Ticaret anlaşmaları için son tarih kritik değil 26/06/2025
- Çoğu Fed yetkilisi Temmuz'da faiz indirimine karşı 26/06/2025
- İkinci el otomobil satışında 6 ay-6 bin kilometre kısıtlaması uzatıldı 26/06/2025
- "Türkiye'nin maliyet bazlı rekabet gücü 2015 yılı seviyesinin altına indi" 26/06/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ3 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM2 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı