Connect with us

BANKA HABERLERİ

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankasının aktifleri 141,6 milyar liraya ulaştı

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, “Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedeflerine doğrudan katkı sağlamak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” dedi.

Yayınlanma:

|

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB) yılın ilk üç ayında aktiflerini bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 38 artırarak 141,6 milyar lira seviyesine taşıdı.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, 2024 yılının ilk üç ayına ait finansal sonuçlarını Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıkladı.

Banka, 2024 yılının ilk üç ayında aktiflerini bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 38 artırarak 141,6 milyar liraya yükseltti.

Bankanın net karı ise yüzde 56 artışla 1 milyar 34 milyon liraya yükselirken, kredi tutarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 30,7 artışla 87 milyar liraya ulaştı.

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankasının aktifleri 141,6 milyar liraya ulaştı
Bankanın 2024 yılı Mart ayı sonunda ortalama öz kaynak karlılığı ise yüzde 44,5 seviyesinde gerçekleşti. Brüt takipteki kredilerin toplam kredilere oranı ise yüzde 0,99 düzeyinde seyretti.

– ’50 milyon dolar tutarında finansman sağladık’

Açıklamada görüşlerine yer verilen Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, Türkiye’deki sanayi sektörünün karbon emisyonu azaltımı projelerini desteklemek amacıyla Dünya Bankası (IBRD) ile T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı garantisi altında 200 milyon dolar ve 200 milyon avro tutarında kredi anlaşması imzaladıklarını belirtti.

Öztop, Dünya Bankası ile imzaladıkları bu anlaşma ile metal, kimya, çimento başta olmak üzere karbon salınımı yüksek endüstrilerde yapılacak yatırımları uzun vadeli finansman ile destekleyeceklerini aktararak, ‘İslam Kalkınma Bankasından (IKB) gıda güvenliği ve tarımsal sanayi alanında kullanılmak üzere 100 milyon dolar, OPEC Uluslararası Kalkınma Fonundan (OFID) Hazine ve Maliye Bakanlığı ikrazı ile gıda güvenliği ve tarımsal sanayi alanında kullanılmak üzere 50 milyon dolar tutarında finansman sağladık. IKB grubu içerisinde yer alan Uluslararası İslami Ticaret Finansmanı Kuruluşundan (ITFC) ticaret finansmanı için 100 milyon dolar finansman sağlanmasına ilişkin anlaşma ise imza aşamasında. Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedeflerine doğrudan katkı sağlamak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.’ ifadelerini kullandı.

– ‘Yatırım bankacılığı faaliyetleri kapsamında yenilikçi çözümler buluyoruz’

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası olarak birleşme ve satın alma danışmanlığı faaliyetleri kapsamında farklı sektörlerde faaliyet gösteren kamu kurumları ile özel sektör şirketlerine katma değer sağlama hedefiyle çalışmalarına devam ettiklerini kaydeden Öztop, şu bilgileri paylaştı:

‘Bankamız 2023 yılında münhasır finansal danışman olarak çalışmaya başladığı Traçim Çimento San. ve Tic. AŞ’nin, AC Çimento AŞ tarafından satın alımı işlemini 2024 yılının Mart ayında başarıyla tamamladı. Gerçekleştirdiğimiz bu işlem, Bankamızın 2019 yılından bu zamana yatırım bankacılığı alanında tamamladığı 21. birleşme ve satın alma işlemi olmuştur. Bankamız, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığına, seçili enerji santrallerinin ve limanların özelleştirilmesine ilişkin projeler kapsamında finansal danışmanlık hizmeti sunmaya devam etmiştir.’

Yatırım bankacığı faaliyetleri kapsamında çalıştıkları yenilikçi ürünlerin altını çizen Öztop, “Halka arz faaliyetleri kapsamında, Banka olarak Oba Makarna’nın 3,8 milyar TL büyüklüğe sahip halka arzında lider olarak yer aldık. Bankamız, tarım ekosistemini teknolojiyle buluşturan dijital tarım platformu Tarfin Tarım’ın Türkiye’de bir ilk olan 30 milyon TL tutarındaki buğday fiyatına endeksli sukuk ihracını gerçekleştirdi. Yine Tarfin Tarım’ın 70 milyon TL tutarlı sukuk ihracına, Türkiye’nin gıda güvenliği ve tedarik zincirinin sürdürülebilirliği için de önemli bir adım olan CarrefourSA’nın 200 milyon TL tutarlı sukuk ihracına aracılık ettik. Ayrıca Bankamız, her dönem olduğu gibi bu dönemde de özel ve kamu kuruluşlarına sağlamış olduğu yatırım bankacılığı alanındaki hizmetlerine başarıyla devam etmiştir” ifadelerini kullandı.

– ‘Türkiye Kalkınma Fonu ile girişim ekosisteminde önemli bir rol üstlenmeye devam edecek’

Öztop, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankasının kurucusu olduğu Türkiye Kalkınma Fonu ile Türkiye’deki girişim ekosistemini desteklemeyi ve büyütmeyi hedeflediklerine vurgu yaptı.

Bankanın kurucusu olduğu Türkiye Kalkınma Fonunun, alt fonu TÜBİTAK BİGG Fonu üzerinden TÜBİTAK’tan mükemmellik mührü almış 133 şirkete doğrudan yatırım yapıldığını ifade eden Öztop, şunları kaydetti:

‘Türkiye Kalkınma Fonu çatısı altındaki diğer fonumuz Invest 101 aracılığıyla 2024 yılının ilk çeyreğinde siber güvenlik alanında faaliyet gösteren FenixPyre’ye (eski ismi ile Datanchor) ve insan kaynakları teknolojileri alanında faaliyet gösteren İdenfit’e doğrudan yapıldı. TÜBİTAK BİGG Fonu yatırımları haricinde, Türkiye Kalkınma Fonu’nun doğrudan yatırım portföyündeki şirket sayısı 22’ye yükseldi. Tohum öncesi aşamadan olgunluk sürecine kadar olan tüm iş döngülerinde şirketleri destekleyebilen çeşitlendirilmiş alt fonlarıyla Türkiye Kalkınma Fonu, son dönemde yaptığı yatırımlarla girişimcilik ekosisteminin gelişiminde öncü rol üstlenmeye devam edecek.’

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.