Connect with us

GÜNDEM

KOBİ’lerin uğradığı siber saldırılar bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 5 arttı

Kaspersky Siber Güvenlik Uzmanı Kolesnikov, “Microsoft Excel’in her yerde kullanılması, işletme genelinde yaygın olarak paylaşılan büyük veri kümelerinde kötü amaçlı verileri gizleyebilen siber suçluların saldırıları için zemin hazırlıyor” dedi.

Yayınlanma:

|

Kaspersky, sektörün maruz kaldığı virüs enfeksiyonları sayısının bu yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5 arttığını bildirdi.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Kaspersky, 27 Haziran Uluslararası KOBİ Günü öncesinde yayımladığı raporda, KOBİ’lerin siber suçlular tarafından giderek daha fazla hedef alındığını ortaya koydu.

Rapora göre, bu dönemde yazılım ürünlerinin içine gizlenen veya onları taklit eden kötü amaçlı yazılım ve istenmeyen yazılımlarla karşılaşan kullanıcıların sayısı 2 bin 402 olurken, KOBİ ile ilgili yazılımları taklit ederek dağıtılan benzersiz dosya sayısı 4 bin 110 oldu. Bu rakam bir önceki yıla göre yüzde 8’lik bir artışa işaret ediyor.

En yaygın saldırı biçimi, virüslerin aksine genellikle yasal yazılımları taklit ettikleri için özellikle tehlikeli olan Truva atları olmaya devam ediyor. Truva atlarının uyarlanabilirlikleri ve geleneksel güvenlik önlemlerinden kaçma kapasiteleri, onları siber suçlular için yaygın ve güçlü bir araç haline getiriyor.

– Truva atı saldırılarında yüzde 7’lik artış

Ocak – nisan döneminde tespit edilen Truva atı saldırıları 100 bin 465’e ulaşırken bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 artış olarak kayıtlara geçti.

Bu siber tehditlerin karmaşıklığı ve gelişen doğası, siber güvenlik çabaları için önemli bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. DangerousObjects kategorisindeki daha önce tespit edilmemiş çeşitli kötü amaçlı yazılımlar 83 bin 145 tehdit oluşturdu. Söz konusu kötü amaçlı yazılımlara dair kaydedilen saldırı sayısı ise 17 bin 320 oldu, bu da 2023 yılına göre 6 bin 994 artış anlamına geliyor.

Ocak – nisan döneminde tespit edilen Truva atı saldırıları 100 bin 465’e ulaşırken bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 artış olarak kayıtlara geçti. Söz konusu saldırıların, karmaşıklığı nedeniyle siber güvenlik çabaları için önemli bir endişe kaynağı haline gelen DangerousObjects’in oluşturduğu tehditlerden 83 bin 145 daha fazla olduğu hesaplandı.

Microsoft Excel, 2023 ve 2024 arasında dördüncü sıradan birinci sıraya yükselerek bir numaralı saldırı hedefi olma konumuna yerleşti. Microsoft Word ikinci sırada yer alırken, Microsoft PowerPoint ve Salesforce en çok hedef alınan üçüncü sıradaki uygulamalar oldu.

Kaspersky analistleri, KOBİ sektörüyle ilgili tehditler hakkındaki bilgilere erişmek için MS Office, MS Teams, Skype ve KOBİ’lerin kullandığı diğer programları Kaspersky Security Network (KSN) telemetrisiyle karşılaştırdı. Bu sayede söz konusu programları hedef alan kötü amaçlı dosyaların ve istenmeyen yazılımların yaygınlığının yanı sıra, bu dosyalar tarafından saldırıya uğrayan kullanıcı sayısı da belirlendi.

Kimlik avı saldırıları, KOBİ sektöründe sürekli bir tehdit olmaya devam ediyor ve işletmeler açısından yıkıcı sonuçlar doğurabiliyor. Çalışanlara popüler hizmetleri, kurumsal portalları ve çevrim içi bankacılık platformlarını taklit eden, görünüşte tanıdık ve meşru web sitelerine gidiyormuş gibi görünen bağlantılar gönderiliyor. Hedeflenen kişiler oturum açtıklarında, kullanıcı adlarını ve şifrelerini istemeden siber suçlulara vermiş oluyorlar veya otomatik siber saldırıları tetikleyerek hassas bilgileri ve iş güvenliğini tehlikeye atıyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Kaspersky Siber Güvenlik Uzmanı Vasily Kolesnikov, zayıf siber güvenlik farkındalığından kaynaklanan insan hatalarının KOBİ’ler için önemli bir güvenlik açığı oluşturmaya devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti:

‘Buna ek olarak ofis ortamlarında Microsoft Excel’in her yerde kullanılması, işletme genelinde yaygın olarak paylaşılan büyük veri kümelerinde kötü amaçlı verileri gizleyebilen ve manipüle edebilen siber suçluların saldırıları için ideal bir zemin hazırlıyor. KOBİ’ler genel olarak hedef alınmadıklarını düşünseler de birbiriyle bağlantılı varlıklardan oluşan devasa bir ekosistemin parçası olarak faaliyet gösteriyorlar ve siber suçlular her türlü zayıflıktan faydalanıyor. Bu nedenle, tüm KOBİ’lerin her türlü kurumsal varlığa erişim için net politikalar oluşturması, personele temel siber güvenlik kurallarına uymanın önemi düzenli olarak hatırlatması kritik önem taşıyor.’

Kaspersky, işletmelerin siber tehditlerden korunabilmeleri için bazı önerilerde de bulundu.

Şirketlerin gerçek zamanlı koruma, tehdit görünürlüğü, EDR ve XDR’nin araştırma ve yanıt yeteneklerini bir araya getiren Kaspersky Next ürün serisi benzeri ürünleri kullanmaları gerektiğine işaret edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

‘Kurumsal hizmetlere erişim için güçlü parolalar kullanma alışkanlığını yaygınlaştırın. Uzak hizmetlere erişim için çok faktörlü kimlik doğrulama kullanın. E-posta kutuları, paylaşılan klasörler ve çevrim içi belgeler dahil olmak üzere kurumsal varlıklara erişim için özel politikalar oluşturun. Bu politikaları güncel tutun ve bir çalışan işini yapmak için artık gerekli erişimlere ihtiyaç duymadığında veya şirketten ayrıldığında bu erişimleri kaldırın. Bulut hizmetlerindeki çalışan faaliyetlerini yönetmeye ve izlemeye yardımcı olabilecek ve güvenlik politikalarını uygulayabilecek bulut erişim güvenliği aracı yazılımı kullanın. Acil durumlarda kurumsal bilgilerin güvende kalmasını sağlamak için temel verileri düzenli olarak yedekleyin.’

Okumaya devam et

GÜNCEL

Ateşkes rüzgârı, petrolü devirdi, dolar geriledi, FED’e fırsat doğdu!

Yayınlanma:

|

Yazan:

İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmaların ardından ABD Başkanı Trump, iki tarafın ateşkes konusunda anlaştığını duyurdu. Trump, süreci doğrudan İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesiyle yönettiğini ve İran’ın da Katar Başbakanı aracılığıyla ikna edildiğini belirtti. Ancak İran Dışişleri Bakanı, İsrail’in saldırılarını durdurmaması hâlinde ateşkesi kabul etmeyeceklerini açıkladı. İsrail ordusu da ateşkese rağmen İran’dan yeni füze saldırıları tespit ettiklerini bildirdi. Bölgede tam anlamıyla bir sükûnet sağlanamasa da, piyasaların tepkisinin ise dünden bu yana olumsuz olmadığını zaten belirtmiştik.

İran’ın misilleme olarak ABD’nin Katar ve Irak’taki tesislerine yönelik dün akşam saatlerinde yapmış olduğu saldırı pratikte korkulanın aksine piyasalarda ciddi anlamda bir rahatlatma yarattı. Kulağa tuhaf gelse de, İran’ın üç nükleer tesisine yönelik saldırıda reaktörlerin özellikle hedef alınmadığı, İran’ın da cevabını çok zayıf kalması piyasalarda ciddi bir rahatlama yarattı. Artık Hürmüz boğazını bilmeyen kalmadığına göre ve dünyanın petrol arzının neredeyse dörtte birinin geçtiği kanalın da kapatılmayacağı anlaşılınca, azalan arz endişelerine paralel petrol fiyatları adeta çöktü. Şöyle ki, haftanın ilk işlem saatlerinde haber etkisi ve panik ile 81,40 dolar seviyesine kadar yükselen brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bu sabah 69 dolarlı seviyelere kadar gerileyerek neredeyse %10 düştü.

ABD Başkanı Trump, İsrail ve İran’ın ateşkeste anlaştığını duyurması, küresel piyasalarda ilave olumlu bir hava estirdi. Yeni gün başlangıcında risk iştahını arttığını görüyoruz. Eski sükseli günlerinin hatrına, son günlerde biraz da olsun güvenli liman edası ile toparlanmaya çalışan dolar (DXY) bu sabah artan risk iştahının da yardımı ile 98 seviyesinin diplerine kadar geriledi. Bir başka açıdan bakarsak, dolar, 1986’dan bu yana en kötü ilk yarı performansına doğru emin adımlarla ilerlerken, herkes koşar adım dolardan (Trump etkisi ile) uzaklaşmaya çalışıyor. Diğer bir taraftan, jeopolitik risklerin azalması ve enerji fiyatlarında yaşanan geri çekilmenin de FED’in elini rahatlatarak faiz indirimlerinin önüne açacağı beklentisi güçleniyor. Japonya ve Avrupa gibi enerji ithalatçısı ülkelerin para birimleri olan YEN ve EUR da düşen petrol fiyatlarından destek buldu. Durum böyle olunca, EURUSD paritesi 1,16 seviyesinin üzerine yükselerek son dönemin zirvesini bir kez daha test ederken, dün bir ara 148 seviyelerine kadar giden USDJPY paritesi de bu sabah düşük 145 seviyelerine kadar geriledi.

Altının ons fiyatı risk-on moduna paralel 3,350 dolar seviyesine hafif de olsa gerilerken, gümüş 36 dolar seviyelerinin üzerinde kalmaya devam etti. Risk iştahını azalması ile hafta sonu 98bin dolar seviyesine kadar gerileyen ve son altı haftanın dibini test eden bitcoin yeniden 106bin dolar seviyesini dayandı. Büyük resmi tekrar hatırlamak gerekirse, günlük iniş çıkışların ötesinde, altın, gümüş ve bitcoin için, fiat para sistemine yönelik endişelerin arttığı bir ekosistemde, her anlamlı geri çekilmenin alım fırsatı yaratacağını düşünmeye devam ettiğimizin altını bir kez daha çizmek istiyoruz.

ABD borsaları geceyi %1 civarında yükselişle tamamlarken, bu sabah Pasifik’in diğer ucunda borsalar sert bir şekilde yükseldi. Kore borsası %3’e yakın yükselişle başı çekerken, Hong Kong borsası %2, gösterge endeks Tokyo ve Çin borsaları ise %1 yükseliş kaydetti. Borsa İstanbul’un da bugün güne yükselişle başlayacağını düşünüyoruz. Genel hatları ile, net enerji ithalatçısı olan Türkiye’nin 65 dolar seviyelerine kadar gerileyen petrol fiyatları ile olumlu ayrıştığı, savaş günlerinde ise tam tersi etki ile olumsuz ayrışması ardından bugün yeniden olumlu bir seyir izlemeye başlayacağını düşünüyoruz. Kafamızda deli sorular bile dolaşmaya başladı. Öyle ki, jeopolitik risklerin tırmanmasının gölgesinde geçen hafta faiz indirimini istemese de pas geçen TCMB’nin, belki de 45 gün beklemeden erken bir PPK toplantısı ile faiz indirimine soyunabileceğini düşünüyoruz. Bu minvalde, Türk tahvillerinin de bugün iyimser bir seyir izleyeceğini düşünüyoruz. Faiz ile ters korelasyona sahip hisse senetlerine de, özellikle lokomotif görevi üstlenen bankacılık hisselerine alıcı gözle bakmak gerekebilir! TCMB’nin likidite politikasına paralel TLREF 46,44 seviyesinde ve %46 olan politika faizinin biraz üzerinde dünkü günü bitirirken, AOFM ise %46’da kalmaya devam etti. CDS risk primi bu sabah 310 baz puan seviyesinde….

Ortadoğu’da gerginliğin hızla sona ermesini olumlu karşılayan piyasaların dikkati şimdi iki hafta içinde sona erecek olan küresel gümrük tarifesi müzakerelerine çevrildi. Yukarıda da değindiğim üzere, FED Başkan Yardımcısı Bowman’ın, istihdam piyasasındaki risklere dikkat çekerek Waller’ın ardından faiz indiriminin yaklaştığına işaret etmesi, gözlerin bugün Kongre’de konuşma yapacak olan FED Başkanı Powell’a çevrilmesine neden oldu. Bugün menüde ayrıca ECB Başkanı Lagarde’nin de konuşmasının bulunduğunu not edelim. Bu gelişmeler cereyan ederken, ABD 10 yıllık tahvil faizi dün %4,30 seviyesinin altını test ederek son yedi haftanın dibini gördü!

NATO Zirvesi bugün Lahey’de başlıyor. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte (Hollanda eski başbakanı), görevdeki ilk zirvesinde ittifakı bir arada tutma sınavı verirken, savunma harcamalarının GSYH’nin %5’ine çıkarılması hedefi zirveye damgasını vurdu. ABD Başkanı Trump’ın güçlü baskısıyla şekillenen bu hedef, Avrupa ülkeleri için ciddi bütçe artışları anlamına gelirken, İspanya son dakikada bu taahhüde açıkça itiraz ederek istisna aldı. Rutte, krizi tırmandırmadan yönetmeye çalışsa da, zirve Trump’ın agresif tutumu ve Avrupalı liderlerle olası sürtüşmeleri nedeniyle tartışmalı geçmeye aday.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

GÜNCEL

Türkiye’nin Kafkaesk Manzarasında Genç Olmak

“Suçum, Umut Etmekti”

Yayınlanma:

|

Yazan:

“Bir sabah, genç bir birey hiçbir neden belirtilmeden susturulduğunu fark etti.”
Kafka’nın Davası, Josef K.’nın bilinmeyen bir suçlamayla sürüklendiği karanlık bir sistemin hikâyesiydi. Bugünse Türkiye’de binlerce genç, kendi adalet arayışında görünmez duvarlara çarpıyor. Tek fark: Buradaki suçlama çoğu zaman “bir şey istemek” kadar belirsiz, ceza ise “hiçbir şey elde edememek” kadar sessiz.

Kafkaesk Hukuksuzluk
Türkiye’de hukuk artık adaletin değil, itaati garanti altına almanın aracı. Mahkeme salonları gerçeğin değil, niyetin sorgulandığı sahnelere dönüşmüş durumda. Tıpkı Dava’daki gibi, kimse neyle suçlandığını tam olarak bilmiyor ama süreç başlıyor. Ve başlarsa da durmuyor. Gençler yargılanmasa da yorgun düşüyor; çünkü herkes bir gün “sıra bana gelir mi?” kaygısıyla yaşamaya başlıyor.

Ekonomik Çöküşün Sessizliği
Üniversite diploması, artık bir umut değil; çoğu zaman boş bir cüzdanın eki. Bir kuşak, mesleksizlikle, işsizlikle ve çaresizlikle cezalandırılıyor. Diplomalı ama üretime katılamayan, eğitimli ama geleceği çizilemeyen yüz binlerce genç, sanki “gelecek inşa etme” suçu işlemiş gibi toplum dışına itiliyor. Ebeveynlerine yük olmamak için geçici işlerde boğuluyor, göç fikrini içinden sesli telaffuz ediyor.

Sosyal Medyanın Sahte Tesellisi
Gerçek mutsuzlukların üzerine filtre çekiliyor. Instagram’da kariyer yapıyor gibi gözüken birçok genç, aslında annesinin evinde sabaha
kadar iş ilanı kovalıyor. LinkedIn’de “network” peşinde koşarken özgeçmişinin son satırına yeni bir şey yazamamanın ağırlığıyla eziliyor. Gerçek başarıların sesi duyulmuyor çünkü sistem “gösteriyi” ödüllendiriyor.

Serhat CAN

Okumaya devam et

GÜNCEL

Yapay Zekâ Beyninizi Sessizce Ele Geçiriyor Olabilir!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapay Zekânın Beyne Zararları: Fark Edilmeyen Tehditler

Yapay zekâ (YZ), hayatımızın her alanına entegre olmaya devam ederken, insan psikolojisi ve beyin sağlığı üzerindeki etkileri giderek daha fazla sorgulanıyor. Doğrudan fiziksel bir tehdit oluşturmamakla birlikte, YZ’nin dolaylı yollarla beyin fonksiyonlarını olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor. Özellikle yoğun dijital etkileşim, bireyin bilişsel işleyişini ve psikolojik dengesini tehdit edebiliyor.

1. Aşırı Ekran Kullanımı ve Dijital Bağımlılık

YZ destekli sosyal medya, video uygulamaları ve içerik algoritmaları kullanıcıları ekran başında daha uzun süre tutmak üzere tasarlanıyor. Bu durum, dikkat dağınıklığı, uyarıcıya bağımlılık, hatta dopamin sisteminin bozulması gibi sonuçlar doğurabiliyor. Bilimsel araştırmalar, uzun süreli dijital maruziyetin beynin karar alma, öğrenme ve hafıza merkezlerini olumsuz etkileyebileceğini ortaya koyuyor.

2. Karar Verme Yetisinin Zayıflaması

Yapay zekâdan sürekli destek alınması, bireyin kendi karar verme mekanizmasını kullanma sıklığını azaltıyor. Bu durum zamanla bilişsel atalete (tembelliğe) yol açabiliyor. Kendi düşünme süreçlerini devre dışı bırakma eğilimi, uzun vadede analitik düşünme becerilerinin zayıflamasına neden olabilir.

3. Yaratıcılığın Azalması

YZ araçları, yazı yazma, görsel üretme ve içerik tasarlama gibi birçok alanda kullanıcıyı destekliyor. Ancak bu destek zamanla insan beyninin yaratıcı merkezlerini yeterince çalıştırmama riskini de doğurur. Rutinleşmiş ve hazır içeriklerle çalışan beyin, yeni fikirler üretme konusunda daha az zorlanır ve zamanla yaratıcılık kabiliyetini köreltebilir.

4. Bilgi Tembelliği

“Nasıl olsa yapay zekâdan öğrenirim” düşüncesiyle hareket eden bireyler, öğrenme motivasyonlarını kaybedebilir. Bu, özellikle öğrenciler ve genç kullanıcılar için tehlikeli bir zihinsel konfor alanı oluşturur. Uzun vadede bilgiye ulaşma becerisi gelişir, fakat bilgiyi işleme ve içselleştirme becerisi geriler.

5. Stres ve Kaygı

YZ’nin iş gücünü tehdit etmesi, sosyal medyada tetiklediği karşılaştırma kültürü ve gelecekteki bilinmezlikler, bireylerde kaygı ve stres düzeylerini artırabilir. Özellikle genç nesilde “yerini yapay zekâya kaptırma korkusu” giderek yaygınlaşmaktadır.

Araç mı, Tehdit mi?

Yapay zekâ, doğru kullanıldığında bireyin bilişsel yetilerini destekleyebilir. Ancak aşırı bağımlılık, pasif kullanım alışkanlıkları ve yaratıcılıktan uzaklaşma, beynin uzun vadeli sağlığı için tehdit oluşturabilir. Bu nedenle, YZ ile olan ilişkimizi bilinçli, sınırlı ve dengeleyici şekilde kurmak hayati önem taşır.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.