Connect with us

ŞİRKETLER

“Sıfır Emisyon” yalan oldu

Google, 2019 yılından bu yana sera gazı emisyonlarında %48’lik bir artış olduğunu açıkladı ve bu durum, 2030 yılına kadar “net sıfır emisyon” hedefine ulaşma planını tehdit ediyor. Emisyon artışının temel nedeni, yapay zeka sistemlerinin geliştirilmesi için gerekli olan veri işleme merkezlerinin büyümesi.

Yayınlanma:

|

Google, 2024 Çevre Raporu’nda “AI (yapay zeka) hesaplamalarının fazlalaşmasından kaynaklanan artan enerji talepleri” başlığıyla çok kritik bir veri paylaştı. Günümüz veri merkezleri devasa bilgisayar sunucusu koleksiyonlarına dönüşmüşken AI’nın bunlardan çok daha fazlasına ihtiyacı olduğu vurgulanan raporda ChatGPT gibi üretken bir AI sisteminin, görev odaklı yazılım çalıştıran makinelerden yaklaşık 33 kat daha fazla enerji kullanabildiğini gözler önüne serdi.

YAPAY ZEKA (AI) EMİSYONU %48 ARTIRDI

Özetle Google’ın sera gazı emisyonları yapay zeka nedeniyle beş yılda %48 arttı. Google’ın raporu, veri merkezlerinin etkilerinde büyük küresel farklılıklar olduğunu da ortaya koyuyor. Avrupa ve Amerika’daki merkezlerin büyük bölümü, enerjilerinin çoğunu karbonsuz kaynaklardan alıyor. Bu, onlardan da az karbonsuz enerji kullanan Orta Doğu, Asya ve Avustralya’daki veri merkezleriyle karşılaştırılabilir. Ayrıca Google, enerjisinin yaklaşık üçte ikisinin karbonsuz kaynaklardan elde edildiğini söylüyor.

Loughborough Üniversitesi’nde bilgi ve bilgi yönetimi profesörü olan Tom Jackson, “Veri merkezine gittiğinizde ortamın gerçekten sıcak ve gerçekten gürültülü olduğunu görürsünüz” diyor ve ekliyor:

– İnsanlar bulutta depoladıkları her şeyin dijital karbon ayak izlerine bir etkisi olduğunu fark etmiyor bile…

KARANLIK VERİLER DEPOLANMAMALI

BBC’nin teknoloji muhabiri Imran Rahman-Jone Profesör Jackson’ın veri kullanımının karbon ayak izini ölçmeye ve azaltmaya yönelik çözümler bulmaya çalışan Dijital Karbonsuzlaştırma Tasarım Grubu‘nu yönettiğini belirterek şu cümlesini paylaşıyor:

– Veri sağlayıcıları, karanlık verileri depolamaktan uzaklaşmalarına yardımcı olmak için büyük kuruluşlarla yakın bir şekilde çalışmalı…

(Karanlık veri: Kuruluşlar tarafından toplanmış ancak bir kez kullanılmış veya hiç kullanılmamış veri)

SIFIR EMİSYON HAYAL OLDU

Ancak, karanlık veriler kullanılmasa da depolanması büyük miktarda enerji tüketimine neden oluyor:

– Ortalama olarak, bir kuruluşun depoladığı verilerin %65’i karanlık veridir…

Google’ın 2030 yılına kadar veri merkezlerinin net sıfıra ulaşma hedefini desteklese de bunun “gerçekten zor” olacağı artık bilimsel bir gerçek. Yapay zekanın giderek artan enerji ve su kullanımı, özellikle sektörün hızla büyümeye devam etmesi tahmin edildiğinde, bir dizi uyarıya yol açıyor.

BILL GATES UMURSAMASA DA…

Financial Times’ın haberine göre ise İngiltere’deki tahminler, yapay zeka ve kuantum çalışmalarının sistemler üzerindeki etkisi önümüzdeki 10 yılda altı katlık bir talep artışına yol açacağı yönünde. Ancak, Microsoft’un kurucu ortağı Bill Gates yapay zekanın çevresel etkisini küçümsüyor. Gates, yapay zekanın elektrik talebini %2 ila %6 arasında artıracağını ileri sürüyor.

Derleyen: Gülinay SELÇUK

Okumaya devam et

GÜNCEL

SİGORTA SEKTÖRÜNDE YAPAY ZEKA DÖNÜŞÜMÜ

Opinion AI, sigorta sektöründeki dijital dönüşümün merkezinde yer alarak, sektöre yeni standartlar kazandırıyor. Şirket, platformunu sürekli geliştirerek sigorta şirketlerinin değişen ihtiyaçlarına dinamik bir şekilde yanıt veriyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Günümüzün hızla değişen ve rekabetçi iş dünyasında, sigorta sektörü de dönüşümün eşiğinde. Artan müşteri beklentileri, karmaşık veri setleri ve operasyonel verimlilik baskısı, sektör oyuncularını yenilikçi çözümler aramaya itiyor. İşte tam da bu noktada, yapay zeka (YZ) teknolojileri, sigorta sektörünün geleceğini şekillendirecek devrim niteliğinde bir güç olarak sahneye çıkıyor. YZ destekli çözümler, artık sadece bir lüks değil, sektörde ayakta kalmak ve rekabet avantajı elde etmek için vazgeçilmez bir stratejik araç haline geliyor. Bu yeni dönem, sigorta şirketlerinin operasyonlarını daha akıllı, daha hızlı ve daha verimli hale getirerek hem şirketlere hem de müşterilere eşi benzeri görülmemiş faydalar sunuyor.

Yapay Zekâ ile Yeni Bir Çağ

Sağlık teknolojileri alanında lider konumda olan Opinion AI, sigorta sektörüne getirdiği inovasyonlar ve sunduğu stratejik çözümlerle dikkatleri üzerine çekiyor. Opinion AI, gelişmiş yapay zeka algoritmalarını kullanarak sigorta şirketlerinin operasyonel verimliliğini artırırken, maliyetleri önemli ölçüde düşürüyor ve çok daha isabetli klinik kararlar alınmasını sağlıyor.

Opinion AI’ın yapay zekâ teknolojisi, sigorta sektörünün uzun süredir ihtiyaç duyduğu dönüşümü beraberinde getiriyor. Opinion AI Kurucu Ortağı Elif Elkin, bu dönüşümün somut etkilerini şöyle açıklıyor: “Tıbbi talep onay süreçlerini otomatikleştiren yapay zeka çözümümüz, sigorta şirketlerinin provizyon işlemlerini %80 oranında hızlandırırken, operasyonel maliyetleri %25 azaltıyor. Platformumuz, sigorta analistlerine sunduğu dijital asistanlık sayesinde tıbbi taleplerin doğruluğunu bilimsel kanıtlarla değerlendiriyor ve böylece daha hızlı, tutarlı ve güvenilir kararlar alınmasını sağlıyor.”

Kanıtlanmış Faydalarla Güçlenen Sigorta Operasyonları

Elif Elkin, Opinion AI’ın sigorta sektörüne sunduğu temel faydaların, operasyonel mükemmeliyeti ve stratejik avantajı bir araya getirdiğinin de altını çizdi:

  • Hızlı ve Doğru Provizyon: Opinion AI, tıbbi talepleri ICD-10 teşhis kodları ve CPT/DRG prosedür kodları üzerinden derinlemesine analiz eder. Bu sayede, teşhis-tedavi uyumluluğunu otomatik olarak değerlendirerek, basit ve geçerli taleplerin hızla onaylanmasını sağlarken, şüpheli veya karmaşık vakaları detaylı inceleme için akıllıca yönlendirir.
  • Suistimal Tespiti ve Önleme: Yapay zeka algoritmaları, anomali tespiti ve ileri analitik yetenekleriyle potansiyel dolandırıcılık vakalarını proaktif olarak belirliyor. Sistem, tutarsız teşhis-tedavi çiftleri veya yüksek seviyede kodlanmış hizmetleri tespit ederek, uygunsuz ödemelerin önüne geçiyor ve sigorta şirketlerini finansal risklerden koruyor.
  • Maliyet Verimliliği ve Kaynak Tasarrufu: Müşteri deneyimlerimiz, Opinion AI teknolojisinin sigorta şirketlerinde yıllık %15-20 oranında maliyet tasarrufu sağladığını göstermektedir. Daha doğru talep değerlendirmesi ve suistimallerin azaltılması sayesinde sigorta şirketleri, kaynaklarını daha etkin ve verimli kullanabiliyor.
  • Kanıta Dayalı Karar Desteği: Opinion AI, sigorta analistlerine her kararın arkasındaki bilimsel kanıtları şeffaf bir şekilde sunar. Tıbbi literatürden, güncel klinik kılavuzlardan ve en yeni araştırmalardan desteklenen önerilerle, hem daha tutarlı hem de yasal olarak savunulabilir kararlar alınmasını güvence altına alır.
  • Dijital İkiz Teknolojisi ile Kişiselleştirilmiş Değerlendirme: Platformun benzersiz dijital ikiz teknolojisi, her hastanın özgün profili için kişiselleştirilmiş risk analizi ve tedavi değerlendirmesi yapar. Bu ileri düzey yaklaşım, standart kural tabanlı sistemlerin ötesine geçerek, her vakanın kendine özgü nüanslarını dikkate alan, derinlemesine kararlar alınmasını mümkün kılar.

Endüstri Uyumu ve Veri Güvenliğinde Tam Güvence

Opinion AI çözümleri, HIPAA ve GDPR gibi en katı sağlık gizlilik yasaları ve düzenlemelerine tam uyumlu olarak tasarlandı. Platform, hasta verilerinin güvenliğini en üst düzeyde sağlayarak, sigorta şirketlerinin yasal yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmelerine yardımcı olur ve veri güvenliği konusunda tam bir güvence sunuyor.

Sigorta Sektörünün Geleceği Opinion AI ile Şekilleniyor

Elif Elkin, son olarak sözlerini şöyle tamamladı: “Amacımız sadece sigorta işlemlerini otomatikleştirmek değil, aynı zamanda sigorta şirketleri ile sağlık hizmeti sağlayıcıları arasında daha şeffaf, verimli ve iş birlikçi bir ekosistem yaratmak. Yapay zekâ teknolojimiz, sigorta sektörünün daha adil, daha verimli ve kanıta dayalı bir yaklaşımla çalışmasına olanak tanıyarak hem sektör oyuncuları hem de nihai kullanıcılar için kazan-kazan durumu yaratıyor.”

Okumaya devam et

Ali Coşkun

Kredi Derecelendirme Notunu Belirleyen Unsurlar

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bir firmanın kredi derecelendirme (rating) notu; o firmanın finansal gücünü, risk profilini ve borçlarını ödeme kapasitesini ölçmek için kullanılır. Finansal kurumlar ve derecelendirme kuruluşları, bu notu verirken birçok kriteri değerlendirir. Bu kriterlerin her biri, rating notunun oluşmasında belirli bir yüzdesel ağırlığa sahiptir.

1. Finansal Performans ve Mali Tabloların Analizi (%40)

Rating notunun en büyük payını firmanın finansal performansı oluşturur. Bilanço, gelir tablosu ve nakit akış tablosu üzerinden;

  • Kârlılık

  • Likidite

  • Borçluluk oranları
    gibi temel göstergeler analiz edilir. Ayrıca özkaynak-yabancı kaynak dengesi gibi sermaye yapısı unsurları da, finansal risklerin yönetimi açısından kritik önemdedir.

2. Firma Yönetimi ve Kurumsal Yapı (%20)

Yönetim kadrosunun deneyimi, profesyonelliği ve stratejik karar alma kapasitesi, firmanın sürdürülebilir başarısı üzerinde büyük etki yapar.
Kurumsal yönetim ilkelerine (şeffaflık, hesap verebilirlik, adillik, sorumluluk) uyum, firmanın dış yatırımcılar nezdinde güvenilirliğini artırır.
Ayrıca sektörel tecrübe, yönetimin krizlere karşı refleksi ve inovatif yaklaşımı da bu başlıkta değerlendirilir.

3. Faaliyet Alanı ve İş Modeli (%15)

Firmanın hangi sektörde faaliyet gösterdiği, iş modelinin sürdürülebilirliği ve rekabetçiliği de değerlendirme kriteridir.
Öne çıkan alt başlıklar:

  • Ürün veya hizmet kalitesi

  • Müşteri portföyü çeşitliliği

  • Pazar payı

  • Teknoloji kullanımı ve inovasyon kapasitesi

Ayrıca, sektör trendlerine hızlı uyum sağlama yeteneği ve büyüme potansiyeli bu kategoriye katkı sağlar.

4. Sektörel ve Makroekonomik Faktörler (%15)

Firma dışı faktörler de rating notunu etkiler. Özellikle:

  • Sektörün genel sağlığı (büyüme, rekabet, regülasyonlar)

  • Ekonomik konjonktür (faiz oranları, döviz kurları, enflasyon)

  • Politik ve jeopolitik riskler

Firmanın içinde bulunduğu sektörün dışsal risklere açıklığı, genel değerlendirmeye doğrudan yansır.

5. Ödeme Disiplini ve Kredi Geçmişi (%10)

Firmanın geçmiş borç ödeme davranışı, kredi notu üzerinde doğrudan etkilidir.

  • Gecikmeli ödemeler

  • Temerrüt kayıtları

  • Bankalarla yaşanan sorunlar

Bu unsurlar, firmanın risk primini yükseltir. Buna karşılık, düzenli ve sorunsuz kredi ödemeleri, güvenilirlik algısını pekiştirir ve finansmana erişimi kolaylaştırır.

Kredi notu, sadece bir firmanın geçmişini değil; gelecekteki ödeme gücünü, sürdürülebilirliğini ve finansal güvenilirliğini yansıtan kritik bir göstergedir.

🔑 Unutulmamalıdır: Kredi notu, geçmişin aynası değil, geleceğin güvence anahtarıdır…

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

EKONOMİ

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Yayınlanma:

|

İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı iştiraklerde çalışan yaklaşık 23 bin temizlik işçisi “eşit işe eşit ücret” taleplerinin yerine gerilmediği gerekçe gösterilerek Sekdikanın kararı ile greve gitmesi ile birlikte “eşit işe eşit ücret” talebini sorgulama gerekçesi de kendiliğinden tekrar gündeme geldi.

Eşit İşe Eşit Ücret: Adalet mi, Safsata mı?

Eşit işe eşit ücret” ilkesi, uzun süredir özellikle sendikal söylemlerde, insan hakları belgelerinde ve politik manifestolarda sıkça yer bulan bir kavram. İlk bakışta son derece adil ve insani bir uygulama gibi görünse de, uygulamaya döküldüğünde birçok sakıncayı beraberinde getirebilir. Bu yazıda bu ilkenin artılarını, eksilerini ve çalışanlar üzerindeki etkilerini objektif bir şekilde ele alacağız.

“Eşit İşe Eşit Ücret” Ne Anlama Geliyor?

Bu ilkeye göre, aynı işi yapan kişilere –cinsiyet, yaş, etnik köken, inanç gibi unsurlara bakılmaksızın– aynı ücretin verilmesi gerekir. Amaç, ayrımcılığı önlemek ve çalışma hayatında fırsat eşitliğini güçlendirmektir.

Ancak “aynı iş” tanımı, yüzeyde benzer olsa da çoğu zaman içerik, sorumluluk, nitelik, performans ve katkı açısından farklılıklar gösterir. Bu noktada “eşit ücret” anlayışı, yüzeysel bir adalet anlayışına dönüşebilir.

Sakıncalar ve Uygulamadaki Zorluklar

1. Performansın Göz Ardı Edilmesi

Aynı pozisyonda çalışan iki kişi düşünün: Biri sorumluluk alıyor, inisiyatif kullanıyor, üretken ve çözüm odaklı; diğeri ise sadece görev tanımı kadar çalışıyor. Ancak ikisine de aynı ücret veriliyor. Bu durum, yüksek performanslı çalışanı demotive eder.

2. Vasatlık Teşviki

Ücretlendirme performansa dayalı değilse, çalışanlar “fazla çalışsam da maaşım değişmeyecek” düşüncesiyle vasat bir çizgiye razı olur. Zamanla iş yerinde genel verimlilik düşer.

3. Yetenekli Çalışanları Kaybetme Riski

Kendini geliştiren, daha fazla katkı sunan çalışanlar, farklılıklarının karşılık bulmadığını fark ettiğinde kuruma olan bağlılıkları zayıflar. Bu da yetenekli çalışanların başka firmalara geçmesine neden olabilir.

4. Adalet Algısının Bozulması

Eşitlik, her zaman adaletle eş anlamlı değildir. Aynı işi yapan kişiler, katkı açısından eşit olmayabilir. Katkıya değil de sadece iş tanımına dayalı ücretlendirme, çalışanlar arasında huzursuzluk yaratır.

Çalışan Üzerinde Psikolojik Etkiler

  • Motivasyon Kaybı: Başarılı çalışan kendini değersiz hisseder.

  • Aidiyet Zayıflar: Kuruma bağlılık azalır.

  • Gizli Tepkiler: Çalışanlar “nasıl olsa bir şey değişmeyecek” düşüncesiyle üretkenliğini bilinçli olarak düşürebilir.

Pozitif  Yanı Var mı?

Elbette var. Özellikle işe yeni başlayanlar veya dezavantajlı gruplar için “eşit işe eşit ücret” ilkesi koruyucu bir çerçeve oluşturabilir. Ancak bu ilke sabit ve katı bir kural haline gelirse, zamanla faydadan çok zarar doğurur.

Alternatif  Yaklaşım: Eşit Fırsat + Adil Ücret

Çözüm, “eşit işe eşit ücret” yerine “eşit fırsat, adil ücret” anlayışında yatıyor. Yani işe alımda, terfide ve gelişimde herkes için fırsat eşitliği sağlanmalı; ancak ücretlendirme nitelik, performans, deneyim, katkı ve sorumluluk gibi kriterlere göre şekillenmeli.

Eşitlik mi, Adalet mi?

“Eşit işe eşit ücret” ilkesi, kulağa hoş gelen bir slogandan ibaret olabilir. Çünkü aynı unvana sahip olmak, aynı katkıyı sağladığınız anlamına gelmez. Gerçek adalet, herkesin katkısı kadar karşılık bulduğu bir sistemle mümkündür.

Bu nedenle şirketler, adalet duygusunu zedelemeyecek şekilde; şeffaf, ölçülebilir ve performansa dayalı ücretlendirme sistemleri kurmalıdır.

Erol TAŞDELEN-Ekonomist    www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.