Connect with us

EKONOMİ

Her 100 TL’lik verginin 67 TL’sini tüketici ödedi

Yayınlanma:

|

Uygulanan ekonomik prog­ram kapsamında geçen yıldan bu yana çeşitli vergi düzenlemelerine gidilirken, esas olarak dar ve sabit gelirlilerden oluşan tüketicilerin vergi yükü giderek ağırlaşıyor. Yeni vergiler ve vergi artırımları ile kamu mali dengelerinde henüz ileri düzeyde bir iyileşme görülmezken, vergide sosyal kesimler arası adaletsizlik ise giderek kronikleşiyor.

Yılın ilk sekiz ayına ilişkin büt­çe gerçekleşmeleri vergide ada­letsizliğin geçen yıla göre daha da arttığını ortaya koydu. Bu dönem­de toplanan her 100 TL verginin 67,20 TL’sini KDV, ÖTV vb. adlar altında tüketiciler, 32,80 TL’sini gelir, kâr ve servet sahipleri öde­di.

Yasal yüklenicisi nihai tüke­ticiler olan ve devletin başlıca fi­nansman kaynağını oluşturan söz konusu “dolaylı vergiler”de­ki tahsilat, sekiz aylık dönemle­re göre doğrudan vergilere kıyas­la çok daha hızlı bir artış göster­di. Gelir düzeyine bakılmaksızın herkesten aynı tutarda alındığı için vergi adaletini bozan bu ver­gilerin payı geçen yılın aynı döne­mine göre 2,9 puan artarken, gelir vergisi mükellefleri, şirketler ve servet sahiplerinin ödediği tuta­rın payı 2,6 puan düştü.

Bütçe vergiden, vergi tüketiciden

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre ocak-a­ğustos döneminde geçen yılın eş dönemine göre yüzde 75,2 artış­la 5 trilyon 253 milyar liraya ula­şan toplam merkezi yönetim bütçe gelirlerinin yaklaşık yüzde 84’lük kısmı vergi tahsilatı yoluyla elde edildi. Bu dönemde kasaya giren vergi geliri yüzde 69,6 artışla 4 tril­yon 401,8 milyar lira oldu.

Vergi­deki artışın genel bütçe gelirlerin­dekinin altında kalması, doğrudan vergilerden kaynaklandı. Sekiz ay­da dolaylı vergi tahsilatı yüzde 77,2 artışla 2 trilyon 956,5 milyar liraya ulaşırken, aynı dönemde 1 trilyon 444,5 milyar lira olarak gerçekle­şen doğrudan vergilerdeki artış yüzde 57,3’te kaldı. Böylece doğ­rudan vergilerin geçen yıl ilk sekiz ayda yüzde 35,4 olan pastadaki pa­yı bu yıl yüzde 32,8’e geriledi; do­laylı vergilerin payı yüzde 64,3’ten yüzde 67,2’ye yükseldi.

KDV, toplam doğrudan vergiden fazla

Dolaylı vergiler içinde en yay­gını olan dahilde ve ithalde alınan Katma Değer Vergisinde (KDV) sekiz aylık tahsilatın toplam tu­tarı, gelir ve kurumlar vergisi ile mülkiyetten alınan vergilerin oluşturduğu doğrudan vergilerden elde edilen toplam geliri aştı.

Ocak-ağustos döneminde dahil­de üretilen mallar için 603 milyar, ithal ürünlere de 860,1 milyar lira tutarında KDV ödendi. Böy­lece toplam KDV tahsilatı 1 trilyon 463,1 milyar liraya ulaşarak ver­gi pastasının üçte birini oluştur­du. Geçen yılın aynı dönemine gö­re dahilde KDV tahsilatında yüzde 111,2, ithalden alınan KDV’de yüz­de 56,2 artış yaşandı.

Akaryakıttan alınan ÖTV’de rekor artış

Yılın ilk sekiz ayında ÖTV tah­silatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 70 artışla 871,7 mil­yar liraya ulaştı ve toplam ver­gi gelirinin yaklaşık beşte birini oluşturdu. ÖTV tahsilatı tek ba­şına, ülke genelinde tahsil edilen toplam gelir vergisi ile yaklaşık başa baş olurken, kurumlar ver­gisindeki tahsilatın ise çok üze­rinde gerçekleşti.

ÖTV gelirinin en büyük bölü­münü oluşturan sıfır motorlu ta­şıt satışlarından alınan ÖTV’de ilk sekiz aydaki tahsilat, bu piya­sadaki yavaşlama dolayısıyla yüz­de 21,3’lük düşük artışına rağmen 311,3 milyar lira oldu. Benzin, ma­zot gibi akaryakıtlar ile doğal gaz­dan alınan ÖTV’de ise sekiz ay­lık tahsilat yüzde 220,8’lik rekor artışla 243,5 milyar liraya ulaştı. Aynı dönemde tütün mamulleri tüketenler geçen yıla göre yüzde 88,8 daha fazla olmak üzere 192,6 milyar lira ÖTV ödedi. Sekiz ayda alkollü içki tüketiminden 63 mil­yar, kolalı gazoz tüketiminden 7,5 milyar lira ÖTV geliri elde edildi. Dayanıklı tüketim malları ile di­ğer ürünlerin satışından elde edi­len toplam ÖTV geliri de 53,7 mil­yar lira oldu.

BSMV’de iki kata yakın artış

Ocak-ağustos döneminde di­ğer dolaylı vergilerden, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi’n­de (BSMV) 183,7 milyar, ehliyet, pasaport gibi resmi evraktan alı­nan harçlardan 118,5 milyar, Dam­ga Vergisi’nde 90,3 milyar, Şans Oyunları Vergisi’nde 23,2 milyar, Özel İletişim Vergisi’nde 18,2 mil­yar, dijital hizmet vergisinde 11,9 milyar, Konaklama Vergisi’nde 5,7 milyar liralık tahsilat gerçekleşti. İthal ürünlerden sekiz ayda alınan 142 milyar liralık Gümrük Vergisi de nihai tüketiciye yansıdı.

Geçen yılın eş dönemine göre BSMV’de yüzde 183,7, Dijital Hiz­met Vergisi’nde yüzde 111,6, Ko­naklama Vergisi’nde yüzde 90,8, Özel İletişim Vergisinde yüz­de 87,6, Şans Oyunları Vergisin­de yüzde 86,4, Damga Vergisinde yüzde 76,8, Gümrük Vergisinde yüzde 68,8, toplam harç gelirinde yüzde 51,8 artış yaşandı.

Gelir vergisinde şampiyon ücretliler

Doğrudan vergiler kapsamında ise Gelir Vergisi mükelleflerinden yapılan tahsilat sekiz ayda yüzde 124,9 artışla 875,8 milyar lira ol­du ve toplam pastanın beşte biri­ni oluşturdu. Ancak bunun 799,4 milyar lira ile tamamına yakınını, memur maaşları ve özel sektör ça­lışanlarının ücretleri üzerinden kaynağından yapılan Gelir Vergisi Tevkifatı oluşturdu.

Ticari kazanç, zirai kazanç, ser­best meslek kazancı, menkul ser­maye iradı ve gayrimenkul serma­ye iradı elde edenlerden beyana dayalı, basit usulde ve geçici ni­telikte tahsil edilen toplam Gelir Vergisi geliri ise sadece 76,4 mil­yar lira oldu ve bunun bütçedeki payı sadece yüzde 1,7 düzeyinde.

Kurumlarda artış sadece yüzde 5,7

Doğrudan vergilerden Kurum­lar Vergisinde sekiz ayda 500,6 milyar liralık tahsilat gerçekleşti­rilirken geçen yıla göre artış sade­ce yüzde 5,7 oldu. Kurumlar Ver­gisi tahsilatının toplam pastada­ki payı sekiz aylık dönemlere göre yüzde 18,2’den yüzde 11,4’e indi. Bu verginin mükelleflerini, ano­nim, limitet ve komandit niteli­ğinde kurulmuş sermaye şirketle­ri ile kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, yabancı iktisadi kamu kuruluşları, dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler ve iş ortak­lıkları oluşturuyor.

Doğrudan vergiler kapsamın­da yer alan ve sahip olunan araçlar için ödenen Motorlu Taşıtlar Ver­gisinde sekiz aylık tahsilat yüzde 46,1 artışla 64,3 milyar lira oldu. Yine mülkiyet üzerinden alınan doğrudan vergilerden Veraset ve İntikal Vergisinde sekiz ayda sa­dece 3,7 milyar lira vergi alınırken, Değerli Konut Vergisinde tahsilat 83,1 milyon lira ile sembolik kaldı.

 Dolaylı vergi ile vergi adaleti ilişkisi

Bir gerçek ya da tüzel kişinin geliri veya sermayesi üzerinden değil, kişilerin mal ve hizmet tüketimi üzerinden alınan vergi türüne “dolaylı vergi” deniyor. İlk sekiz ayda yüzde 32,8’e yüzde 67,2 şeklinde oluşan doğrudan-dolaylı dengesi, vergi sisteminin esas olarak tüketimden alınan dolaylı vergilere dayandığını gösteriyor.

Fiyatın içinde yer alan ve tüketim harcaması yapıldığı anda ödenen dolaylı vergiler, idare açısından oldukça işlevsel. Bireyler harcama yaptığında fiyatın içindeki KDV ve ÖTV gibi vergileri de eş zamanlı ödüyor. Böylece fiyatın içine gizlendiği için “vergiye direnç” kırılmış oluyor. Vergi idaresi satıcıdan ücretsiz tahsildar olarak yararlanmış oluyor. İdare adına topladığı vergileri belirli bir takvime göre idareye aktaran satıcı ise aktaracağı süre içinde bunu işletme sermayesi olarak kullanıyor.

Ancak bu yönleri nedeniyle kamu otoritesince tercih edilen dolaylı vergiler, kazançla değil harcamayla orantılı olduğu için adaletsizliğe yol açıyor. Bireylerde gelir arttıkça harcama azalıp, tasarruf artarken, dar ve sabit gelirli kesimin harcamasının gelirine oranı yüksek gelirliye göre çok daha yukarılarda bulunuyor. Her ikisi de aynı mala aynı miktarda dolaylı vergi ödese bile düşük gelirli oransal olarak daha fazla ödemiş oluyor. Başka deyişle dolaylı vergilerin ağırlıkta olması, düşük gelirli kesimden nispi olarak daha çok vergi alınması anlamına geliyor.

Naki BAKIR-Dünya

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

Yayınlanma:

|

Yazan:

Kitap Künyesi

  • Kitap Adı: Nasıl Yatırım Yapılır?

  • Alt Başlık: Kişisel Yatırımın Cesur ve Yeni Dünyasına Yolculuk

  • Yazarlar:

    • Peter Stanyer

    • Masood Javaid

    • Stephen Satchell

  • Çevirmen: S. Cem Çiloğlu

  • Yayınevi: The Economist Books / Türkçe baskı: Epsilon yayınevi

  • Dil: Türkçe (Orijinal dil: İngilizce)

  • Kapsam: Yatırımın temellerinden başlayarak kişisel finans, portföy yönetimi, risk dağılımı ve yeni nesil yatırım araçlarına kadar geniş bir perspektif sunar.

  • Hedef Kitle: Yatırıma yeni başlayacak bireyler, kişisel finansına yön vermek isteyenler ve stratejik portföy oluşturmak isteyen yatırımcılar.

İçerik Özeti

  • Yatırımın Temel İlkeleri

  • Risk ve Getiri Dengesi

  • Portföy Teorisi

  • Fon Seçimi ve Dağılımı

  • Alternatif Yatırım Araçları (ETF’ler, tahviller, emtialar, kripto varlıklar)

  • Yatırım Psikolojisi ve Karar Alma Süreçleri

  • Güncel Piyasa Gelişmeleri ve Etkileri

“Nasıl Yatırım Yapılır?” – Kitap Özeti

1. Yatırımın Temelleri

Kitap, yatırımın amacını net şekilde tanımlayarak başlar: paranın zaman içindeki değerini korumak ve artırmak. Yatırımcılar için temel kavramlar olan risk, getiri, zaman ufku, likidite gibi konular ele alınır.

📌 Ana fikir: Her yatırım bir risk içerir; önemli olan bu riski bilinçli şekilde yönetebilmektir.

2. Portföy Oluşturma ve Risk Dağılımı (Diversifikasyon)

Yazarlar, yatırımcılara tüm yumurtaları aynı sepete koymamaları gerektiğini anlatır. Portföy oluştururken farklı varlık türleri arasında dağılım yapmanın önemi vurgulanır: hisse senetleri, tahviller, nakit, emtialar, alternatif yatırımlar gibi.

📌 Ana fikir: Sağlam bir yatırım stratejisi; çeşitlendirme, maliyet bilinci ve hedefe uygunlukla mümkündür.

3. Varlık Sınıfları ve Araçlar

Bu bölümde yatırım yapılabilecek başlıca varlıklar detaylı şekilde anlatılır:

  • Hisse senetleri: Uzun vadede büyüme sağlayan ama dalgalı ürünlerdir.

  • Tahviller: Daha düşük riskli, ama sınırlı getirili.

  • Nakit ve mevduat: Güvenli ama enflasyona karşı kırılgan.

  • Alternatif yatırım araçları: Gayrimenkul, hedge fonları, özel sermaye ve son zamanlarda kripto varlıklar gibi yeni trendler.

📌 Ana fikir: Her varlık sınıfının risk-profili farklıdır ve yatırımcının hedeflerine göre seçilmelidir.

4. Zaman ve Psikoloji Faktörü

Yatırımcıların en büyük düşmanlarından biri kendileridir. Korku, açgözlülük, sürü psikolojisi gibi duygusal faktörlerin yatırım kararlarını nasıl etkilediği anlatılır. Piyasa zamanlamasının zor olduğu, uzun vadeli düşünmenin önemi vurgulanır.

📌 Ana fikir: Duygusal kararlar yerine disiplinli bir yatırım stratejisi başarı getirir.

5. Yatırım Stratejileri ve Yaklaşımlar

Pasif ve aktif yatırım farkı, endeks fonlarının avantajları, değer ve büyüme yatırımcılığı gibi farklı yatırım stratejileri açıklanır. Ayrıca, yaşa ve gelir seviyesine göre yatırım stratejileri örneklenir.

📌 Ana fikir: Herkesin yatırım stratejisi kişisel durumuna, hedeflerine ve risk toleransına uygun olmalıdır.

6. Geleceğe Hazırlık ve Yeni Trendler

Kitabın son bölümleri geleceğin yatırım dünyasına odaklanır. ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim kriterleri), yapay zeka destekli algoritmalar, robo-danışmanlar, fintech’ler gibi konular ele alınır.

📌 Ana fikir: Yatırım dünyası hızla değişiyor; bilgiye açık ve adapte olabilen yatırımcılar öne çıkacak.

Genel Değerlendirme

Bu kitap, yatırım dünyasına giriş yapmak isteyenler için bilimsel temellere dayalı, pratik ve anlaşılır bir kılavuzdur. Hem yeni başlayanlar hem de stratejisini geliştirmek isteyen yatırımcılar için değerli bilgiler sunar.

Okumaya devam et

EKONOMİ

HÜRMÜZ BOĞAZI KAPANIRSA NE OLUR?

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dünya enerji güvenliğinin kalbinde yer alan Hürmüz Boğazı, küresel ticaretin ve petrol taşımacılığının en kritik geçitlerinden biridir. Ancak bu boğazın geçici dahi olsa kapanması, sadece bölgeyi değil, tüm dünya ekonomisini derinden etkileyebilecek bir kriz senaryosudur. Bu yazıda, Hürmüz Boğazı’nın önemi ve kapanmasının olası sonuçları detaylı bir şekilde incelenmektedir.

HÜRMÜZ BOĞAZI’NIN STRATEJİK ÖNEMİ

Hürmüz Boğazı, İran ile Umman arasında yer alır ve Basra Körfezi’ni Umman Denizi’ne bağlar.
Bu dar geçit, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden olan Suudi Arabistan, Irak, Kuveyt, İran, BAE ve Katar’ın deniz yoluyla petrol ve doğalgaz ihracatında tek çıkış kapısı niteliğindedir.

  • Günlük yaklaşık 17-20 milyon varil petrol bu boğazdan taşınmaktadır.

  • Bu miktar, küresel petrol ticaretinin yaklaşık %20’sine denk gelir.

  • Ayrıca Katar’ın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatının da büyük bölümü bu yoldan geçer.

ENERJİ VE EKONOMİK SONUÇLARI

1. Petrol Fiyatlarında Şok Artış

Hürmüz Boğazı’nın kapanması, arz şokuna yol açar.

  • Petrol fiyatları birkaç gün içinde 150-200 dolar/varil seviyelerine çıkabilir.

  • Enerji ithalatçısı ülkelerde enflasyonist baskılar oluşur.

  • Üretim maliyetleri artar, ekonomiler yavaşlar, stagflasyon riski doğar.

2. Küresel Tedarik Zincirinin Bozulması

  • Asya, Avrupa ve ABD’ye enerji taşıyan petrol tankerleri seferlerini durdurmak zorunda kalır.

  • Enerjiye bağımlı endüstriler (otomotiv, plastik, gübre vb.) ağır darbe alır.

  • Alternatif boru hatları kapasite olarak yetersizdir.

JEOPOLİTİK VE ASKERİ SONUÇLARI

1. ABD-İran Gerilimi Zirveye Çıkar

İran’ın boğazı kapatma tehdidi veya fiilî kapatma girişimi, ABD ve müttefiklerinin askerî karşılık verme ihtimalini doğurur.
Bölgedeki ABD Donanması’nın varlığı bu senaryo için hazırdır.

2. İsrail, Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri Tetikte Olur

İran’ın bu hamlesi bölge ülkeleri tarafından ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirilir.
Silahlanma hızlanır, bölgesel çatışma riski artar.

3. Askerî Müdahale ve Savaş Riski

Deniz yolunun açık tutulması için ABD önderliğinde çok uluslu bir askerî müdahale gündeme gelebilir.
Bu durum petrol bölgelerinde bombalamalara, deniz trafiğinin askıya alınmasına neden olabilir.

Irak Dışişleri Bakanı'ndan “Hürmüz Boğazı kapanırsa küresel enerji  piyasasında kriz çıkar” uyarısı

ALTERNATİF ENERJİ ROTALARI VAR MI?

  • Suudi Arabistan ve BAE, bazı petrolünü Hürmüz dışındaki boru hatlarıyla taşıyabilir.
    Ancak bu yolların kapasitesi sınırlı ve tüm ihracatı karşılamaktan uzaktır.

  • Katar LNG’si içinse alternatif güzergâh neredeyse yoktur.

TÜRKİYE’YE ETKİSİ NE OLUR?

  • Türkiye enerji ithalatının büyük kısmını bu bölgelerden sağlamaktadır.

  • Fiyatlar arttığında Türkiye’nin enerji faturası büyür → cari açık artar.

  • Bu durum TL üzerinde baskı oluşturur, enflasyon hızlanır.

Hürmüz Boğazı’nın kapanması, sadece bölgesel değil, küresel bir kriz anlamına gelir. Petrol ve gaz piyasasında arz şoku yaratır, küresel ekonomiyi durma noktasına getirebilir. Jeopolitik gerilimlerin zirveye çıktığı bir ortamda bu boğazın güvenliği, dünya düzeni açısından kırılma noktasıdır.

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Limonlar Kredi Aldığında: Asimetrik Bilginin Finansal Sistemdeki Yankısı

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankaların kredi sistemlerinde giderek daha sık karşılaştığımız bir tablo var: Gerçek kredi değerliliği taşımayan birey veya işletmelere, sistemsel boşluklar nedeniyle kredi limitleri açılıyor. Kredi puanı iyi görünüyor, limit mevcut—ama geri ödeme kabiliyeti yok. Neye benziyor, biliyor musunuz? George Akerlof’un 1970’te yazdığı kendisine Nobel iktisat ödülü aldıran “limon piyasası”na.

Asimetrik Bilgi Sorunu:

Akerlof’un teorisinde, alıcı ve satıcı arasındaki bilgi dengesizliği nedeniyle kaliteli ürünler (iyi arabalar) piyasadan çekilir, yerine “limonlar” (kötü arabalar) kalır. Bugünün kredi sisteminde ise:

  • Banka, müşterinin gerçek riskini göremiyor (ya da görmek istemiyor).
  • Müşteri, sistemin sunduğu limitlere ulaşıyor, kredi kullanıyor.
  • Böylece finansal piyasada “limon” krediler çoğalıyor: riskli, sürdürülemez, görünürde aktif.

Sonuç Ne Olur?

  • Gerçek değerliliğe sahip kullanıcılar daha pahalı krediye ulaşır.
  • Sistem, kendi içindeki çürüklüğü fark edemez.
  • Uzun vadede bu asimetrik bilgi, toplu bir güven krizine dönüşür. Tıpkı Akerlof’un uyardığı gibi…
  • Finansal sistemler gelişiyor, algoritmalar daha sofistike hale geliyor—ama hâlâ “insanı” göremeyen modellerle çalışıyoruz. Kredi vermek sadece matematik değil; güvenin, bağlamın ve davranışsal içgörünün birleşimidir.
  • “Kredi sadece bir limit değil, bir güven oyudur.”

Kredi sistemleri giderek daha sofistike hale geliyor. Algoritmalar, puanlama sistemleri, dijitalleştirilmiş değerlendirme modelleri… Peki ama hâlâ “insanı” göremeyen bu sistemler gerçekten güvenli mi?

George Akerlof, 1970’te “limon piyasası” teorisini ortaya attığında otomobil piyasasını örnek gösteriyordu. Bugün ise aynı teoriyi bizzat kredi piyasasının içinde yaşıyoruz: asimetrik bilgi, yani tarafların eşit derecede bilgi sahibi olmaması, sistemi yavaş yavaş çürütüyor.

Gözlemlerimden İki Sessiz Hikâye

Firma kârlı göründü, konkordatoya girdi. Bir yıl önce denetimini yaptığım bir firmayla denetim sırasında yaşadığımız bir anlaşmazlık yüzünden yollarımız ayrılmıştı. Geçtiğimiz günlerde konkordato ilan ettiklerini öğrendim. İlginçtir: Banka kredileri denetim sonrası son bir yılda ciddi oranda artmıştı. Bilanço ise temizdi—görünürde. Ama içini bilen biri olarak şunu söylemeliyim: stoklar şişirilmişti. Sayım tutanakları arasındaki fark 3 milyon dolar kadardı.

Stoklar yalansa, bilanço da yalandır. En kolay oynanan kalem de budur çünkü. “Stoklarda 3 milyon dolarlık yapay bir değerleme vardı—bu, bilanço üzerinde kar gibi görünse de gerçekte zarardı.” Bankalar ne yaptı? Kağıt üstündeki görüntüye bakıp kredi verdiler. Mali analizlerin yapamadığı tek şey stok denetimidir, stoklarda ne yazıyorsa kabul edilir. Şu sorularla meşgul olduklarını da hiç zannetmiyorum: Stok sayım tutanak raporu mevcut stoklarla karşılaştırıldı mı? Stok sayım tutanağını kim hazırlamış? Bağımsız denetim mi yoksa şirket personeli mi? Firma son yıllarda matrah artırmış mı? Tedarikçi bakiye hareketleri stok değer hareketleriyle uyumlu mu? Stoklarda dikkat çekici bir durum var mı? Hammadde stoğu mamül stoğundan fazla mı? Şirket ERP sisteminden stok değerleme raporu alındı mı? Sorular çoğaltılabilir.

Çalışanlarına maaşlarını ödemeyen firma, kredi kullanıyor.

Geçenlerde eski bir öğrencim aradı: Çalıştığı firma 3 aydır maaş ödemiyormuş ama aynı zamanda bankalardan kredi kullanmaya devam ediyormuş. Hatta patronunun yeni bir konut satın aldığını duymuş. Bana sorduğu soruya gelirsek: “İş davası açarsam banka hesaplarına bloke konulur mu?

Banka sistemleri SGK kayıtlarını kontrol etse, firmanın 3 aydır sigorta ödemediğini görecekti. Ama görmedi. Çünkü sistem, sadece rakama ve geçmiş skora bakıyor—insan hikâyesine değil.

Sonuç: Algoritmalar Belki Zekidir, Ama Kördür

Bugünün kredi algoritmaları geçmiş veriye dayanır, davranışı anlamaz, öyküyü okumaz. Böylece sistem, Akerlof’un tarif ettiği gibi, limonlarla doluyor: Gerçekte riskli olan ama kâğıt üstünde sorunsuz gözüken kredilerle. Sonuç? Gerçekten sağlıklı, krediye erişimi hak eden işletmeler bu gölgelerin altında kalıyor.

Serhat CAN

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.