Sorunlarınızdan şikayet etmeyin. İnsanların %80′ i ilgilenmez, geri kalan %20’si de bunları hak ettiğinizi düşünür. (Mark Twain )
Ama bir kapı var. İsterseniz günde milyon kere çalın . Niye geldin demez.
Sen böyle yaptın, şöyle yaptın demez. Hoşgeldin der.
Öyle randevu falan almana gerek yok, sen ne zaman istersen açıktır o kapı.
Aracıya gerek yok, direk seninle muhatap olur . Şarlatanları araya sokmana gerek yok, dilekçeye gerek yok. Programı her zaman sizin geleceğiniz güne hazır.
Müsaitmisin demene gerek yok.
Edeple ben geldim demen yeterli.
Bazen hemen yerine getirmez isteklerini.
Bazen hemen yerine getirir.
Bekletir …. Yıllarca beklersin belki
Çünkü senin için doğru olan budur.
Doğru zamanı , senin pişmeni bekler, çömlek misali , sertleşmeni bekler . Bazen biz sabredemeyiz ve çatlarız.
Ben yıllarca bekledim mesela; sabır çatladı, gönül küstü…
Beni duymuyor bile dediğim zamanlar oldu. Bırakmayı düşündüm o kapıyı. Sonra sabah göğsümde bir rahatlık olurdu. (Devam et hem kendi yoluna, hemde bana gelmeyi ihmal etme )
Bambu ağacı gibi,
Uzakdoğuda bizzat yerinde görmüştüm.
Ekersin toprağa. Sularsın, bakarsın, ilgilenirsin her gün ama…
Santim büyümez. Beklersin büyümez.
Yıllar geçer ….
1, 2, 3, 4, 5 ✔️
5 yılın sonunda bir fışkırır topraktan.
Tüm emeklerin, emeğin ile birlikte …
Devasa bir ağaç olur.
Sonra; yıllar sonra fışkırdı.
Ben bu kadar istemedim ki senden dedim.
Benim planım buydu sana dedi.
Ben ümidimi kesmiştim senden, özür dilerim, sen olmasan savrulup giderdim dedim …
Senin yardımın olmasa yok olur giderdim dedim ….
Seni seviyorum ❤️ dedi ….
Benden hiç bir zaman ümit kesme dedi. Yeterki doğru ol …
Kimseye boyun eğme, kimseden korkma ben varım. Ben varken kimse sana zarar veremez dedi ….
Veremedi kimse zarar …
Çok uğraştılar ama veremediler …
Kısacası dostlar;
O kapıyı unutmayın, sabredin, doğru olun. Yeterki doğru olun.
Eğilmeyin, korkmayın.
Size sizden başka kimse zarar veremez.
Çalışın, dik duruşunuzun altını doldurun. Altını doldurmazsanız boş bir kibir olur o direniş.
Mustafa AKPINAR