Connect with us

GÜNCEL

ABD’de iş yapma kolaylığı Türkiye’deki girişimleri cezbediyor

Amerika’nın girişimcilik ekosistemi, iş ve inovasyon olanakları, küresel pazarda büyüme fırsatlarını yakalamak ve uluslararası arenada büyük adımlar atmak isteyen işletmeleri cezbediyor. Dünya genelinde büyüme hedeflerini gerçekleştirmeyi amaçlayan Türkiye’deki startup ve girişimciler de Amerika’yı tercih ediyor.

Yayınlanma:

|

Amerika Birleşik Devletleri’nin girişimcilik dünyasında sunduğu fırsatlar, ABD pazarına girmeye çalışan Türk girişimcileri cezbetmeye devam ediyor. Türkiye sınırlarının ötesinde ABD’de önemli oyuncular olmayı hedefleyen Türk girişimlerin ABD’deki yasal süreçlerin nasıl ilerlediğini bilerek hareket etmesi ise birçok avantajı beraberinde getiriyor.

Geniş bir pazar, uluslararası bir iş ağı ve yüksek teknoloji ekosistemine sahip olan ABD, melek yatırımcılar ve köklü sermaye piyasalarıyla dolu güçlü finansal altyapısıyla olduğu kadar; girişimcilik geleneği, yeni kurulan şirketlere yönelik güçlü desteği, elverişli hukuksal hükümet politikaları, inovasyon kültürü ve küresel pazarlara sınırsız erişimiyle de dünya çapındaki girişimcilerin ilgisini çekiyor. Dünya Bankası’nın 2020 araştırmasına göre iş yapma kolaylığı açısından dünya çapında altıncı sırada bulunan ABD, hem girişimciler hem de yatırımcılar için stratejik avantaj sağlıyor.

National Foundation for American Policy tarafından yapılan bir başka araştırmaya göre ise, değerlemesi 1 milyar doların üzerinde olan 582 Amerikan şirketinin yarısından fazlasının (319’unun) en az bir göçmen kurucusu bulunuyor.

Ayrıca en az 51 şirketin Amerika’da göçmen bir aileye doğan kurucu üyeleri bulunuyor. Bu, ABD’nin unicorn şirketlerinin yüzde 64’ünün ya göçmen olan ya da göçmen bir aileye doğan bir kurucusu olduğu anlamına geliyor. Şirketlerdeki temel bir pozisyonda istihdam edilen göçmenlerin de eklenmesiyle bu oran yüzde 78’e çıkıyor.

Grape Law Firm Yönetici Avukatı Muhammed Üzüm, ABD’nin son yıllardaki göçmen girişimci politikalarını değerlendirerek, ABD’nin göçmen girişimciler ve yatırımcılara olan ilgisinin ve sağladığı zenginleştirici finansal ekosistemin, Türkiye’deki şirketler ve girişimciler için de bir fırsat sunduğuna dikkat çekti. Üzüm, Türk şirketlerinin ve yöneticilerinin Amerika pazarına genişlemeye yönelik eğilimlerinin arttığını belirtti ve şunları ekledi: “Türkiye’nin girişimcilik ekosistemi her geçen gün büyüyor; girişimcilerin Amerika’daki büyüme fırsatlarını tam anlamıyla değerlendirebilmesi için Amerika ile ilgili yasal süreçleri net bir şekilde anlamaları gerekiyor.”

“Amerika’ya açılmak aslında zor değil”

Amerika’da başarılı olmanın önemli anahtarlarından birinin doğru hukuki rehberlik almak ve işlerini Amerika yasalarına uygun bir şekilde kurmak olduğunu vurgulayan Üzüm,“Yaygın inanışın aksine Amerika’ya açılmak aslında zor değil. Amerika’da neredeyse her ticari durum için uygun bir vize türü bulunmakta. Küresel bir dünyada faaliyet göstermeyi hedefleyen Türkiye’deki şirketler ve girişimciler için Amerika’da Green Card, kalıcı çalışma izni ve oturma izni gibi bir dizi imkân var. Ne yazık ki Türkiye’den gelen birçok başarılı startup bu fırsatları fark edemiyor veya uluslararası pazarda ayakta kalabilmek için gereken hukuki adımları atmada zorluk yaşıyor.” şeklinde konuşarak hukuki adımların önemini vurguladı.

Girişimcilere Amerika’da Büyüme Fırsatı

Özellikle şirketler için şirketin kuruluş süreci, marka tescilinin alınması, yönetici ve çalışanların Amerika’ya gelme süreçlerindeki vize başvurularının takibinin son derece kritik bir öneme sahip olduğunun altın çizen Üzüm, “Burada en önemli husus, kişilere ve kurumlara en uygun, en hızlı ve en doğru vize türünü belirlemek ve bu doğrultuda etkili bir planlama yapmaktır.” dedi. Üzüm, işletmelerin kullanabileceği E1 Ticari Vize, E2 Yatırımcı Vizesi ve L1 Uluslararası Yönetici Transferi gibi farklı vize türlerine dikkat çekerek Olağanüstü Yetenek Vizesi olarak bilinen O1 vizesinin de startup’lar için en uygun vizelerden biri olduğuna değindi.

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki girişimciler girişimlerini başlatmak ve büyütmek için gerekli sermayeyi temin etmelerine olanak tanıyan geniş bir finansman seçenek havuzundan faydalanmaya devam ederken, sadece 2021 yılında ABD merkezli startup’lar küresel risk sermayesi yatırımlarının yarısından fazlasını aşan 345 milyar dolarlık bir risk sermayesi fonu topladı.

Okumaya devam et

GÜNCEL

Sabancı Vakfı Uluslararası Filantropi Semineri “filantropi ve gençlik” temasıyla gerçekleşti

Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, “Ülkemizdeki genç nüfusun iyilik ve yardımseverlikle ilgili çok yönlü düşündüğünü bilmek ve bu duyarlılığa sahip nesiller yetiştiğini görmek geleceğe dair umutlarımızı artırıyor” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Sabancı Vakfı’nın 2007 yılından bu yana sivil toplum alanındaki yeni yaklaşımları tartışmak amacıyla düzenlediği Uluslararası Filantropi Semineri’nin 16.’sı Sabancı Center’da gerçekleştirildi.

Sabancı Vakfı’ndan yapılan açıklamaya göre, Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı‘nın ev sahipliğinde ‘Filantropi ve Gençlik’ ana temasında düzenlenen etkinlikte, gençlerin filantropi alanına katılımı için etkili stratejiler ve öneriler ile birlikte gençlerin deneyimleri ele alındı.

Bu kapsamda, ‘Filantropide gençlik katılımı nasıl sağlanabilir?’, ‘Başarılı örnekler nelerdir?’, ‘Vakıfların çalışmalarına gençlik bakış açısı nasıl kazandırılır?’, ‘Gençlerin kurumlardan beklentileri nelerdir?’ gibi konu başlıklarının konuşulduğu seminerde, dünyanın pek çok noktasından gelen konuşmacılar ve konunun en önemli paydaşları, gençlerle çözüm yöntemlerini belirledi.

Sivil toplum, özel sektör ve kamu temsilcilerini konunun uluslararası alandaki uzmanlarıyla buluşturan Uluslararası Filantropi Semineri’nin moderatörleri gazeteci Duygu Demirdağ ile gençlik örgütlerinin birlikte hareket ettiği ortak bir platform olan Gençlik Örgütleri Forumu’nda programlar direktörü görevini yürüten Ela Serpil Evliyaoğlu oldu.

15 yaşından bu yana toplumsal cinsiyet eşitliği ve ırkçılık konularında gençleri güçlendiren projeler yürüten aktivist ve yazar Nasra Ayub, seminerin ana konuşmacısı olarak deneyimlerini ve gençlerin filantropi alanına katılımı hakkındaki görüşlerini aktardı.

Sabancı Vakfı Uluslararası Filantropi Semineri’nin Duygu Demirdağ’ın moderatörlüğündeki ‘Gençlerin Filantropiye Katılımı İçin Etkili Stratejiler’ panelinde Elevate Children Funders Group Direktörü Heather Hamilton, Toplum Gönüllüleri Vakfı Genel Müdürü Ayşe Kırımlı ve Learning for Well-Being Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Maria Cova Orejas, filantropi alanına gençlerin katılımı açısından iyi uygulamalar ile görüşlerini katılımcılarla paylaştı.

‘Gençlerin Deneyimi ile Filantropi’ başlığıyla düzenlenen ve Ela Serpil Evliyaoğlu’nun moderasyonunu üstlendiği ikinci panelde ise Learning For Well-Being Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Aksa Ali, Engelli Hakları Aktivisti Bahar Yavuz, Toplum Gönüllüleri Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Emre İpekyüz ve İklim Aktivisti Seren Anaçoğlu yer alarak deneyimlerini ve önerilerini aktardı.

Seminerde, İstanbul’da kamusal alanlardaki performanslarıyla büyük beğeni kazanan, sosyal medyada da büyük ilgi gören müzisyenler Cemal Yön ve İbragim Orazov sahne aldı.

Açıklamada, seminerin açılışında yaptığı konuşmaya yer verilen Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, şunları kaydetti:

‘Bugün, dünya çapındaki bir milyar insanın aktif olarak gönüllülük yaptığı ve yaklaşık 3 gençten 1’inin gönüllülük faaliyeti yürüttüğü biliniyor. Bu da demek oluyor ki dünya çapında yaklaşık 600 milyon genç, toplumsal sorunların çözümü için gönüllülük yapıyor. Ülkemizdeki genç nüfusun iyilik ve yardımseverlikle ilgili çok yönlü düşündüğünü bilmek ve bu duyarlılığa sahip nesiller yetiştiğini görmek geleceğe dair umutlarımızı artırıyor.’

– Liseliler Arası Duyarlıyım Ödülleri Dünya Gönüllüler Günü’nde sahiplerini bulacak

Sabancı Vakfı Filantropi Semineri kapsamında tanıtımı yapılan ‘Liseliler Arası Duyarlıyım Ödülleri’, Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri tarafından gençlerin toplumsal sorunlara olan duyarlılıklarını ödüllendirmek ve teşvik etmek amacıyla hayata geçiriliyor.

Sadece lise öğrencilerine açık olacak bu yeni program, liseli gençler arasında farkındalık yaratmak, sosyal sorumluluk projelerine katılımı teşvik etmek ve toplumsal değişimde aktif rol alan gençleri öne çıkarmak için tasarlandı. İlk ödüller, 5 Aralık 2024 Dünya Gönüllüler Günü’nde sahiplerini bulacak.

Başvurular, Toplumsal Duyarlılık Projeleri’nin web sayfasından Mayıs 2024 itibarıyla yapılacak. Değerlendirme sonucunda ilk üçe giren öğrenciler Sabancı Üniversitesi Lise Yaz Okulunda eğitim hakkı kazanacak.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TCMB net döviz pozisyonu son 1 ayda 10 milyar dolar iyileşme kaydetti

Yayınlanma:

|

Yazan:

Küresel mali piyasalarda yılı tamamlamaya artık sayılı günler kala düşen hacmin de etkisi ile sert hareketler görülüyor. ABD’de her ayın ilk Cuması açıklanan resmî tarım dışı istihdam verisi öncesinde, dün açıklanan açık istihdam verisi (JOLTS raporu) Nisan 2021’den bu yana (son 2,5 yılın) en düşük düzeyinde sonuçlandı. FED’in öncelikli olarak ana görevi fiyat istikrarını sağlamak olsa da, istihdam ve büyüme cephesinden gelen verilere de pek âlâ dikkat ettiğini biliyoruz.

Bu minvalde, istihdam cephesinden gelen dünkü zayıf veriler ardından piyasaların amiral gemi olarak takip ettikleri risksiz faiz oranı olarak takip edilen Amerikan 10 yıllık devlet tahvil getirisi %4,16 seviyesine kadar gelerek son 3 ayın en düşük seviyesini test etti. Gözlerin bu bağlamda Cuma günü açıklanacak resmî istihdam verisini daha da dikkatli bir şekilde takip edeceğini düşünüyoruz. Eğer istihdam raporu da (tarım dışı sektörde manşet istihdam artışının 180bin kişi olmasını, işsizlik oranın ise %3,9 seviyesinde sabit kalması) beklentileri karşılayamazsa, 2024 yılına yönelik bu sabah itibariyle var olan 125 baz puan faiz indirim beklentisinin (ilk faiz indirimi %64 olasılıkla Mart’ta) iyice artacağını düşünüyoruz.

Faiz indirim beklentilerinin de değeri dolar ile ölçülen tüm enstrümanların değerini artıracağını not düşelim. Haftayı 2,070 dolar seviyesinde ve 3 kez test edilip kırılamayan önemli bir direnç seviyesinde kapatan altının ons fiyatı haftanın ilk iş günü özellikle sabah Asya seansında -sığ işlem saatlerinde- 2,135 dolar seviyesini test etmesi ardından büyük bir volatiliteye sahne olarak dün 2,010 dolar seviyesine kadar geriledi. Altında fiyatın konsolide olmasını bekleyerek tamam mı devam mı sorusunun da yakında cevap vereceğiz.

Daha geçen hafta 1,10 seviyesinin üzerine yükselen EURUSD paritesi, zayıf gelen enflasyon verileri ile yönünü aşağıya çevirmesi ardından dün 1,08 seviyesinin de altına geriledi. Siz değerli okurlarımız da bizim gibi neden altın ve EUR’nun ABD’den zayıf gelen veriler ve gerileyen dolar faizine rağmen yükselemediğini sorguladığınızı duyar gibiyim. Açıkcası, haber akışından bağımsız gelişen fiyat davranışını biz de tam olarak anlayamadık. Yılsonu ve düşün piyasa katılımının bir etkisi olabileceğini düşünmek istiyoruz. Öte yandan, uzun bir süredir dolar aleyhine gelişen rallide geride kalan direnişin parası bitcoin ise kulvar değiştirerek hafta başı 42,200 dolar seviyesindeki ilk hedefimize ulaşması ardından bu sabah da ikinci hedef seviyemiz olan 48,545 dolar seviyesine doğru hareketlenerek 44,500 dolar seviyesini test ettiğini görüyoruz.

Türkiye cephesinde ise göreceli sakin havanın egemen olduğunu söyleyebiliriz. Tahvil piyasasında son 2 günde Hazine’nin 3 ayrı başarılı geçen ihaleleri ardından 10 yıllık gösterge devlet tahvilinin bileşik faizi %27 seviyesinin altına geriledi. Yabancı alımının olduğu yönünde sinyallerin her geçen gün arttığını not edelim! USDTRY kuru kamu kontrollünde psikolojik 29 seviyesinin hemen altında işlem görürken, 4 Aralık verilerine göre, TCMB’nin kamu dövizleri ve swap yolu ile elde ettiği dövizler hariç bakılırsa net pozisyonunun eksi 55 milyar dolar ile son 9 ayın en iyi seviyesine geldiğini not edelim. Hatta son 1 ayda neredeyse 10 milyar dolar iyileşme görüyoruz. Hatırlatma yapmak gerekirse, net rezervlerin Haziran başı eksi 78 milyar ile en zayıf seviyeyi görülmüştü. Gelinen noktada gidilecek çok yer olsa da, TCMB’nin politikasını doğru yönde ilerlediğini görüyoruz. Bir noktada yabancı girişleri eğer artacaksa, işte o gelen dövizi TCMB’nin alacağını ve net rezervlerini güçlendireceğine kesin gözüyle bakıyoruz. Bu nedenle de USDTRY kurunda düşüş bekleyenlere katılmıyoruz!

Dün ABD’de açıklanan açık iş pozisyonları verisinin beklentilerin altında kalması ancak güçlü hizmetler verisi ile birlikte FED’in para politikasını gevşetmeye başlasa bile ekonomide yumuşak iniş görüleceği beklentilerinin kuvvetlenmesi ile bu sabah Asya piyasalarında iyimser bir görünüm hâkim. Gösterge endeks Tokyo borsası, Japonya 10 yıllık devlet tahvillerinin getirisinin %0,62 ile Ağustos ayından bu yana en düşük seviyeyi görmesine de paralel %2’ye yakın artış kaydetti. Çin cephesinde ise, dün uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Çin’in kredi notu görünümünün durağandan negatife çevrildiğini açıklaması yatırımcı iştahının zayıf kalmasına neden oldu. ABD borsalarının da vadeli işlemlerinde bu sabah yükseliş eğilimli bir seyir var. Günün makro ekonomik veri takviminde, Euro bölgesi perakende satışlar ve  ABD’de açıklanacak ADP özel sektör istihdam verileri dikkatli bir şekilde takip edileceğiz.

TCMB Net Döviz Pozisyonu

4 Aralık verilerine göre, TCMB’nin kamu dövizleri ve swap yolu ile elde ettiği dövizler hariç bakılırsa net pozisyonunun eksi 55 milyar dolar ile son 9 ayın en iyi seviyesine geldiğini not edelim. Hatta son 1 ayda neredeyse 10 milyar dolar iyileşme görüyoruz. Hatırlatma yapmak gerekirse, net rezervlerin Haziran başı eksi 78 milyar ile en zayıf seviyeyi görülmüştü. Gelinen noktada gidilecek çok yer olsa da, TCMB’nin politikasını doğru yönde ilerlediğini görüyoruz.

17018411668d186e4c18457a2bdde37c25ab70e6dc_1_1200.jpg

İktisatbank

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

AESOB Başkanı Dere: “Yüksek kredi kartı komisyonları esnaf ve vatandaşa zarar veriyor”

Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Adlıhan Dere, bankaların iş yerleri için uyguladığı kredi kartı komisyon oranlarının yükselmesinin hem esnaf ve sanatkarlara hem de vatandaşa zarar verdiğini söyledi.

Yayınlanma:

|

Yazan:

AESOB Başkanı Adlıhan Dere, son bir yıl içinde alışverişlerde kart kullanımının giderek yaygınlaşmasına karşı, POS komisyon oranlarının yüzde 4 seviyelerine çıkmasının esnafı zor durumda bıraktığına dikkat çekerek, bankaların artan bu komisyonlara karşı bir tedbir almasının beklendiğini dile getirdi.

Günümüzde ticari işletmelerin POS cihazı kullanmadan ayakta kalabilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Dere, “Kredi kartları toplumumuzun bir vazgeçilmezi haline geldi. Esnaf ve sanatkarlarımızın çağa ayak uydurabilmesi, vatandaşın rahatça alışveriş yapabilmesi ve piyasanın canlanması için POS komisyon oranları için yasal bir düzenleme yapılması şart oldu. Son dönemde kredi kartı komisyon oranlarındaki ciddi artış ve beraberinde 45 günü geçen geri ödeme süresi nedeniyle esnaf ve sanatkarlarımız maalesef vatandaşlarımızla karşı karşıya gelmeye başladı. Her geçen gün artan girdi maliyetleri nedeniyle esnaf ve sanatkarlarımız zaten sıkıntılı günler yaşıyor. Büfe, bakkal, tekel bayii, manav, kasap, kuaför, berber, mobilyacı, terzi, konfeksiyoncu, hediyelik eşya satıcısı vb. gibi birçok işletmede neredeyse tüm ürün ve hizmetlerde günlük fiyat değişimi oluyor. Kullanılan POS cihazlarının bakım, onarım ve kurulum gibi maliyetleri de var. Bunun üzerine bir de POS komisyon oranlarının artması esnaf ve sanatkarlarımızı zor durumda bıraktı” dedi.

“Herkes elini taşın altına koymalı”

AESOB Başkanı Adlıhan Dere, “Esnafımız nakit ile çalışamıyor. Müşterilerin cüzdanı her renkten kredi kartlarıyla dolu. Bunun için bankaların esnafın üzerindeki kredi kartı komisyon ücret yükünü hafifletmesini istiyoruz. POS komisyon oranları düşürülmelidir. Yüksek oranlar esnafa zarar veriyor. Ekonomik sıkıntılardan dolayı tabii ki müşterilerin de nakit sıkıntısı var. Esnafımız faizsiz banka gibi sattığı malı veresiye veriyor, tekrar yerine koyamıyor. Bu konuda herkes elini taşın altına koymalı” ifadelerini kullandı.

“POS komisyon oranları düşürülmeli”

Dere, BKM verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 114 milyonun üzerinde kredi kartı ve 186 milyonun üzerinde banka kartı kullanıldığını belirterek, kişi başına 3 kart düştüğünü kaydetti.

Kredi kartı faizlerinin yüzde 4’ü aşmasıyla vatandaşın sıkıntıya girdiğini ifade eden Dere, “Birçok insan kredi kartı borcunu ödeyemez duruma geldi. Ancak esnafın kartla ödeme kabul etme konusunda yaşadığı sıkıntılar her geçen gün artıyor. Komisyon oranlarında yaşanan bu ciddi artış esnafın zaten daralan bütçesini daha da zorluyor. Nakit sıkıntısı yaşayan vatandaşlar da kredi kartlarına yüklenmeye başladı. Fiyatlar günlük değiştiği için esnaflarımız karşılaştıkları fiyat farkı nedeniyle 45 gün sonra bankadan geri ödeme alsa bile sattığı ürünün yerine yenisini koyamıyor. Bunun sonucunda esnaf aradaki farkı müşterisine yansıtınca da vatandaşın alım gücü zaten düşük olduğu için satış yapamıyor ve iyice iş yapamaz hale geliyor. Bu sebeple yüksek komisyon oranları hem esnaf ve sanatkarlarımıza hem de vatandaşlarımıza zarar veriyor. Bu durumda yapılması gereken kredi kartı faiz oranlarına ve POS komisyon oranlarına taban tavan sınırı getirilmelidir. Esnafın yükünü hafifletmek için bankalar kredi kartı komisyon oranlarını düşürmeli. Kredi kartı komisyon oranlarının bu denli yükseltilmesi tüm iş yerlerine, maliyetlere ve giderlere yansıyıp enflasyonu daha da tetiklemekte. Bu durumun önüne geçmek adına yasal bir düzenleme ile bankaların iş yerlerine uyguladığı kredi kartı komisyon oranlarının makul seviyeye indirilmesi gerekiyor” açıklamasında bulundu.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.