Connect with us

GÜNDEM

Afganistan: Taliban kontrolü ele geçirip rejim değişikliğine gitti!

Yayınlanma:

|

  • Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın İnsani Gelişme Raporunu baz alırsak, son verilere göre, Afganistan 189 ülke arasında 169. sırada yer alarak dünyanın en fakir ülkelerinden biri olmaya devam ediyor.  
  • Hatırlamak gerekirse, NATO müttefikleri, 11 Eylül 2001’de El Kaide militanları tarafından ABD’ye yapılan saldırılardan bir gün sonra, Batı ittifakının yetmiş yıllık tarihinde, şimdiye kadar sadece bir kez karşılıklı savunma maddelerine başvurdular.
  • Afganistan’da barışı yeniden tesis etmeyi ve Afgan güvenlik güçlerini oluşturmayı amaçlayan ABD liderliğindeki güçler, 11 Eylül saldırılarının mimarı olan El Kaide’nin kurucusu Usame bin Ladin’i barındıran Taliban liderlerini mağlup ettikten sonra, NATO 2003 yılında uluslararası bir koalisyonun komutasını devraldı. 
  • ABD Kongresi verilerine göre, yalnızca ABD, 2002’den bu yana, Afganistan’a toplam 140 milyar dolardan fazla yardım yaparken, Pentagon, Afgan güçlerine destek de dahil olmak üzere ABD savaş operasyonlarının maliyetinin aynı dönem için 820 milyar dolardan fazla olduğunu tahmin etti.
  • Taliban savaşçılarının, eyalet şehirlerini birbiri ardına ele geçirirken, Pazar günü başkent Kabil’e girmesi ile Batı destekli Cumhurbaşkanı Eşref Gani, isyancıların tam güç aradıklarını söyleyerek ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Yerel bir ordu kurmak için ABD öncülüğünde yürütülen yirmi yıllık çabaların da başarısını merak eden herkese bu gelişmeler kesin bir cevap niteliği taşıyor! 
  • Taliban, ABD liderliğindeki güçlerin ayrılması ve Batılı ulusların vatandaşlarını tahliye etmek için mücadele etmesiyle, Kabil’deki başkanlık sarayının kontrolünü ele geçirmesinin ardından Afganistan’daki savaşın bittiğini ilan etti. Tüm ülkenin de kontrolünü ele geçirip rejim değişikliğine gitti. Batılı unsurlar ülkeyi terk etmeye devam ederken, BM Güvenlik Konseyi acil toplantıya çağrıldı.
  • Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afganistan’ın bir an önce istikrara kavuşturulması için her türlü çabayı göstermeye devam edeceklerini dile getirirken, Türk diplomatlar ve Kabil havaalanındaki Mehmetçik için henüz tahliye kararı göremedik.
  • Bültenimizin bugün bir kısmını sıcak bir gündem maddesi olan Afganistan’a ayırdık. Malumunuz, yakın bir zamanda sonuçlanan Nato zirvesinde, Türkiye’nin Kabil havalimanını güvenliğini sağlaması gündeme gelmiş, akabinde de Türkiye’ye akın akın Afgan göçü başlamıştı!
  • Dönelim piyasalara. Küresel mali piyasalar, geride bıraktığımız hafta genelinde dalgalı bir seyir izlese de, ABD’de Cuma günü açıklanan tüketici güveninin 10 yılın en düşük düzeyinde gelmesi, piyasaları yeniden dolar satmaya teşvik etti. 
  • Hatırlanacağı üzere, bültenlerimizde, son dönemlerde ABD dolarının piyasa kuru olan DXY’yi yakından takip ederek, kritik 92,8 – 93 seviyelerini ön plana çıkarmış, teknik olarak da bu seviyelerin üzerinde doların değerlenme potansiyelinden söz etmiştik. Gelinen noktada, kritik seviyeler test edilse de, seviyelerin üzerinde kalıcılık pek de gerçekleşmedi. Bu hafta, bu bağlamda, haftalık kapanışın 92,5 seviyesinin üzerinde olup olmayacağına bakacağız.
  • Her ne kadar, dünyanın büyük bir kısmında olduğu üzere, ABD’de de enflasyon yükselişini korumaya devam ederken, ekonomi cephesinden gelen veriler zayıf sinyaller üretiyor. Bu da ister istemez FED’in enflasyon konusunda “geçicidir” tezini kuvvetlendirerek piyasaları cesaretlendiriyor.
  • Durum da böyle olunca ve hazır da para muslukları sonuna kadar da açıkken, piyasalar FED şahinleşmeden getiri peşinde koşmaya devam ediyor. ABD borsaları Cuma günü zirve seviyelerde olmalarına rağmen haftanın son iş gününü küçük de olsa artılar ile tamamlamayı başardı. 
  • Türk mali piyasaları da nispeten sakin seyrini korumaya devam ediyor. Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın alıştığımız faiz enflasyon tezini TV programına taşıyarak TCMB üzerinde baskı kurması ile 8,3 seviyesinden geride bıraktığımız hafta 8,7 seviyesinin kıyısına kadar yükselen USDTRY kuru, gerek yurtdışı iyimserlik, gerekse de TCMB’nin endişe edilenin aksine faiz oranlarını sabit tutması ile 8,51 seviyesine varan bir geri çekilme kaydetti.  
  • USDTRY cephesinde, yurtdışı havanın bozmaması kaydı ile, aşağı yönlü seyrin yavaş da olsa devam edebileceğini düşünüyoruz. Teknik manada ise, 8,60 seviyesinin üzerinde olası bir haftalık kapanış durumunda, rüzgarın yön değiştirdiğine ikna olacağız. 
  • Bu görüşümüz destekler mahiyette, Cuma günü açıklanan Haziran ayı ödemeler dengesi rakamlarına da kısaca yer vermek istiyoruz. Cari işlemler dengesi Haziran’da 1,1 milyar dolar açık verdi (Haziran 2020 3 milyar dolar açık). Bu sonuçlarla birlikte, yılın ilk yarısında cari işlemler dengesi 13,6 milyar dolar açık verdi (2020 yılının aynı dönemi 21,2 milyar dolar). Bu performansın arkasında, başarılı ihracat rakamları ve finans hesabında gerek doğrudan gerekse de portföy yatırımlarında görülen artışların yattığını not düşmek gerekiyor.
  • Cuma günü açıklanan veriler arasında, TÜİK’in Temmuz ayı konut satış istatistikleri de gözümüze çarptı: 107,9bin. Mayıs ayında ekonominin tam kapanma yaşaması nedeniyle geçen seneye göre rakamları karşılaştırmak doğru olmayacaktır. Yine de, Haziran ve Temmuz ayında 100bin seviyesinin üzerine yükselmesinin arkasında, enflasyon riskine karşı bir miktar koruma arayışı, biraz da, pol para döneminde, küresel eğilime paralel, içeride de konut fiyatlarının ve satışlarının yukarı yönlü hareketlenmeye devam edeceğine kesin gözüyle bakıyoruz.
  • Yeni gün başlangıcında, Asya piyasalarında satıcılı hava dikkatlerden kaçmıyor. Çin’in fabrika üretimi ve perakende satış büyümesi, koronavirüs salgını  ve sellerin ticari operasyonları kesintiye uğratması ve ekonomik toparlanmanın ivme kaybettiğine dair işaretler eklemesi nedeniyle Temmuz ayında keskin bir şekilde yavaşladı. Öte yandan, Japon hisseleri, Delta varyantı nedeniyle yavaş ekonomik büyüme endişeleri ve güçlü Yen ile ihracat odaklı ekonomisi darbe alacağı beklentisi ile haftayı %2 düşüşle tamamlıyor.
  • Avustralya’nın en büyük şehri Sydney, Pazartesi günü COVID-19 pandemisinin en ölümcül gününü kaydederken, Melbourne sakinleri enfeksiyonlardaki artış nedeniyle gece sokağa çıkma yasağına ilaveten, iki hafta daha sokağa çıkma yasağı ile karşı karşıya kaldı.
  • Borsalar cephesinde, yeni hafta, başlangıç itibariyle görülebileceği üzere pek de iyimser değil. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de, bir miktar da olsa düşüş baskısının hakim olduğunu görüyoruz.
  • Geride bıraktığımız hafta, altının ons fiyatı, bazı piyasa emirlerinin tetiklenmesi ve yaz aylarına ait sığ piyasa koşullarının da yardımı ile saatler içerisinde keskin bir düşüş kaydetmiş, 1,685 dolar seviyesine varan ani bir düşüş kaydederek son 5 ayın en düşük düzeyini test etmişti. Akabinde ise, hızlı bir şekilde 1,780 dolar seviyesine toparlandığını görüyoruz. Altının ons fiyatının Ağustos ayını 1,760 dolar seviyesi üzerinde tamamlaması, Mayıs 2019’dan bu yana devam eden yükseliş trendinin korunmasına neden olacaktır.
  • Öte yandan, gümüş cephesinde, altının çöküş yaşadığı gün, teknik manada önemli bir destek seviyesi olan 22,50 dolar seviyesi test edilmiş ve akabinde Cuma günü yaşanan geri dönüşle hızla 23,75 seviyelerine geri dönüldüğünü görüyoruz. Fonların (ETF) gümüş pozisyonlanmasına baktığımızda, gümüşte yaşanan büyük çaplı düşüşe rağmen, fonların altının aksine gümüş pozisyonlarını korumaya devam ettiklerini görüyoruz! Bu da ister istemez, gümüş yatırımcısı açısından oldukça önemli bir gelişme.
  • Kripto paraların amiral gemisi Bitcoin, aylardır devam eden 29-42 bin dolar arasındaki sıkışmasını ve takip ettiğimiz aşağı yönlü formasyonun aksine, geride bıraktığımız hafta yukarıya yönelerek bu sabah 48bin dolar seviyesine varan bir yükseliş kaydetti. Teknik manada, 64bin zirvesi ardından yaşanan 29bin geri çekilmesinin en önemli düzeltme seviyesinin (Fibo %61,8) 51bin seviyesine denk geldiğini not edelim.
  • Piyasaların gündeminde, bu hafta Çarşamba günü açıklanacak FED toplantı tutanakları önemli bir yer tutuyor. Bugüne döndüğümüzde ise, içeride bütçe rakamlarını; dışarıda ise NY FED imalat endeksini takip edeceğiz.

İKTİSATBANK – Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

GÜNCEL

Ateşkes rüzgârı, petrolü devirdi, dolar geriledi, FED’e fırsat doğdu!

Yayınlanma:

|

Yazan:

İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmaların ardından ABD Başkanı Trump, iki tarafın ateşkes konusunda anlaştığını duyurdu. Trump, süreci doğrudan İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesiyle yönettiğini ve İran’ın da Katar Başbakanı aracılığıyla ikna edildiğini belirtti. Ancak İran Dışişleri Bakanı, İsrail’in saldırılarını durdurmaması hâlinde ateşkesi kabul etmeyeceklerini açıkladı. İsrail ordusu da ateşkese rağmen İran’dan yeni füze saldırıları tespit ettiklerini bildirdi. Bölgede tam anlamıyla bir sükûnet sağlanamasa da, piyasaların tepkisinin ise dünden bu yana olumsuz olmadığını zaten belirtmiştik.

İran’ın misilleme olarak ABD’nin Katar ve Irak’taki tesislerine yönelik dün akşam saatlerinde yapmış olduğu saldırı pratikte korkulanın aksine piyasalarda ciddi anlamda bir rahatlatma yarattı. Kulağa tuhaf gelse de, İran’ın üç nükleer tesisine yönelik saldırıda reaktörlerin özellikle hedef alınmadığı, İran’ın da cevabını çok zayıf kalması piyasalarda ciddi bir rahatlama yarattı. Artık Hürmüz boğazını bilmeyen kalmadığına göre ve dünyanın petrol arzının neredeyse dörtte birinin geçtiği kanalın da kapatılmayacağı anlaşılınca, azalan arz endişelerine paralel petrol fiyatları adeta çöktü. Şöyle ki, haftanın ilk işlem saatlerinde haber etkisi ve panik ile 81,40 dolar seviyesine kadar yükselen brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bu sabah 69 dolarlı seviyelere kadar gerileyerek neredeyse %10 düştü.

ABD Başkanı Trump, İsrail ve İran’ın ateşkeste anlaştığını duyurması, küresel piyasalarda ilave olumlu bir hava estirdi. Yeni gün başlangıcında risk iştahını arttığını görüyoruz. Eski sükseli günlerinin hatrına, son günlerde biraz da olsun güvenli liman edası ile toparlanmaya çalışan dolar (DXY) bu sabah artan risk iştahının da yardımı ile 98 seviyesinin diplerine kadar geriledi. Bir başka açıdan bakarsak, dolar, 1986’dan bu yana en kötü ilk yarı performansına doğru emin adımlarla ilerlerken, herkes koşar adım dolardan (Trump etkisi ile) uzaklaşmaya çalışıyor. Diğer bir taraftan, jeopolitik risklerin azalması ve enerji fiyatlarında yaşanan geri çekilmenin de FED’in elini rahatlatarak faiz indirimlerinin önüne açacağı beklentisi güçleniyor. Japonya ve Avrupa gibi enerji ithalatçısı ülkelerin para birimleri olan YEN ve EUR da düşen petrol fiyatlarından destek buldu. Durum böyle olunca, EURUSD paritesi 1,16 seviyesinin üzerine yükselerek son dönemin zirvesini bir kez daha test ederken, dün bir ara 148 seviyelerine kadar giden USDJPY paritesi de bu sabah düşük 145 seviyelerine kadar geriledi.

Altının ons fiyatı risk-on moduna paralel 3,350 dolar seviyesine hafif de olsa gerilerken, gümüş 36 dolar seviyelerinin üzerinde kalmaya devam etti. Risk iştahını azalması ile hafta sonu 98bin dolar seviyesine kadar gerileyen ve son altı haftanın dibini test eden bitcoin yeniden 106bin dolar seviyesini dayandı. Büyük resmi tekrar hatırlamak gerekirse, günlük iniş çıkışların ötesinde, altın, gümüş ve bitcoin için, fiat para sistemine yönelik endişelerin arttığı bir ekosistemde, her anlamlı geri çekilmenin alım fırsatı yaratacağını düşünmeye devam ettiğimizin altını bir kez daha çizmek istiyoruz.

ABD borsaları geceyi %1 civarında yükselişle tamamlarken, bu sabah Pasifik’in diğer ucunda borsalar sert bir şekilde yükseldi. Kore borsası %3’e yakın yükselişle başı çekerken, Hong Kong borsası %2, gösterge endeks Tokyo ve Çin borsaları ise %1 yükseliş kaydetti. Borsa İstanbul’un da bugün güne yükselişle başlayacağını düşünüyoruz. Genel hatları ile, net enerji ithalatçısı olan Türkiye’nin 65 dolar seviyelerine kadar gerileyen petrol fiyatları ile olumlu ayrıştığı, savaş günlerinde ise tam tersi etki ile olumsuz ayrışması ardından bugün yeniden olumlu bir seyir izlemeye başlayacağını düşünüyoruz. Kafamızda deli sorular bile dolaşmaya başladı. Öyle ki, jeopolitik risklerin tırmanmasının gölgesinde geçen hafta faiz indirimini istemese de pas geçen TCMB’nin, belki de 45 gün beklemeden erken bir PPK toplantısı ile faiz indirimine soyunabileceğini düşünüyoruz. Bu minvalde, Türk tahvillerinin de bugün iyimser bir seyir izleyeceğini düşünüyoruz. Faiz ile ters korelasyona sahip hisse senetlerine de, özellikle lokomotif görevi üstlenen bankacılık hisselerine alıcı gözle bakmak gerekebilir! TCMB’nin likidite politikasına paralel TLREF 46,44 seviyesinde ve %46 olan politika faizinin biraz üzerinde dünkü günü bitirirken, AOFM ise %46’da kalmaya devam etti. CDS risk primi bu sabah 310 baz puan seviyesinde….

Ortadoğu’da gerginliğin hızla sona ermesini olumlu karşılayan piyasaların dikkati şimdi iki hafta içinde sona erecek olan küresel gümrük tarifesi müzakerelerine çevrildi. Yukarıda da değindiğim üzere, FED Başkan Yardımcısı Bowman’ın, istihdam piyasasındaki risklere dikkat çekerek Waller’ın ardından faiz indiriminin yaklaştığına işaret etmesi, gözlerin bugün Kongre’de konuşma yapacak olan FED Başkanı Powell’a çevrilmesine neden oldu. Bugün menüde ayrıca ECB Başkanı Lagarde’nin de konuşmasının bulunduğunu not edelim. Bu gelişmeler cereyan ederken, ABD 10 yıllık tahvil faizi dün %4,30 seviyesinin altını test ederek son yedi haftanın dibini gördü!

NATO Zirvesi bugün Lahey’de başlıyor. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte (Hollanda eski başbakanı), görevdeki ilk zirvesinde ittifakı bir arada tutma sınavı verirken, savunma harcamalarının GSYH’nin %5’ine çıkarılması hedefi zirveye damgasını vurdu. ABD Başkanı Trump’ın güçlü baskısıyla şekillenen bu hedef, Avrupa ülkeleri için ciddi bütçe artışları anlamına gelirken, İspanya son dakikada bu taahhüde açıkça itiraz ederek istisna aldı. Rutte, krizi tırmandırmadan yönetmeye çalışsa da, zirve Trump’ın agresif tutumu ve Avrupalı liderlerle olası sürtüşmeleri nedeniyle tartışmalı geçmeye aday.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

GÜNCEL

Türkiye’nin Kafkaesk Manzarasında Genç Olmak

“Suçum, Umut Etmekti”

Yayınlanma:

|

Yazan:

“Bir sabah, genç bir birey hiçbir neden belirtilmeden susturulduğunu fark etti.”
Kafka’nın Davası, Josef K.’nın bilinmeyen bir suçlamayla sürüklendiği karanlık bir sistemin hikâyesiydi. Bugünse Türkiye’de binlerce genç, kendi adalet arayışında görünmez duvarlara çarpıyor. Tek fark: Buradaki suçlama çoğu zaman “bir şey istemek” kadar belirsiz, ceza ise “hiçbir şey elde edememek” kadar sessiz.

Kafkaesk Hukuksuzluk
Türkiye’de hukuk artık adaletin değil, itaati garanti altına almanın aracı. Mahkeme salonları gerçeğin değil, niyetin sorgulandığı sahnelere dönüşmüş durumda. Tıpkı Dava’daki gibi, kimse neyle suçlandığını tam olarak bilmiyor ama süreç başlıyor. Ve başlarsa da durmuyor. Gençler yargılanmasa da yorgun düşüyor; çünkü herkes bir gün “sıra bana gelir mi?” kaygısıyla yaşamaya başlıyor.

Ekonomik Çöküşün Sessizliği
Üniversite diploması, artık bir umut değil; çoğu zaman boş bir cüzdanın eki. Bir kuşak, mesleksizlikle, işsizlikle ve çaresizlikle cezalandırılıyor. Diplomalı ama üretime katılamayan, eğitimli ama geleceği çizilemeyen yüz binlerce genç, sanki “gelecek inşa etme” suçu işlemiş gibi toplum dışına itiliyor. Ebeveynlerine yük olmamak için geçici işlerde boğuluyor, göç fikrini içinden sesli telaffuz ediyor.

Sosyal Medyanın Sahte Tesellisi
Gerçek mutsuzlukların üzerine filtre çekiliyor. Instagram’da kariyer yapıyor gibi gözüken birçok genç, aslında annesinin evinde sabaha
kadar iş ilanı kovalıyor. LinkedIn’de “network” peşinde koşarken özgeçmişinin son satırına yeni bir şey yazamamanın ağırlığıyla eziliyor. Gerçek başarıların sesi duyulmuyor çünkü sistem “gösteriyi” ödüllendiriyor.

Serhat CAN

Okumaya devam et

GÜNCEL

Yapay Zekâ Beyninizi Sessizce Ele Geçiriyor Olabilir!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapay Zekânın Beyne Zararları: Fark Edilmeyen Tehditler

Yapay zekâ (YZ), hayatımızın her alanına entegre olmaya devam ederken, insan psikolojisi ve beyin sağlığı üzerindeki etkileri giderek daha fazla sorgulanıyor. Doğrudan fiziksel bir tehdit oluşturmamakla birlikte, YZ’nin dolaylı yollarla beyin fonksiyonlarını olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor. Özellikle yoğun dijital etkileşim, bireyin bilişsel işleyişini ve psikolojik dengesini tehdit edebiliyor.

1. Aşırı Ekran Kullanımı ve Dijital Bağımlılık

YZ destekli sosyal medya, video uygulamaları ve içerik algoritmaları kullanıcıları ekran başında daha uzun süre tutmak üzere tasarlanıyor. Bu durum, dikkat dağınıklığı, uyarıcıya bağımlılık, hatta dopamin sisteminin bozulması gibi sonuçlar doğurabiliyor. Bilimsel araştırmalar, uzun süreli dijital maruziyetin beynin karar alma, öğrenme ve hafıza merkezlerini olumsuz etkileyebileceğini ortaya koyuyor.

2. Karar Verme Yetisinin Zayıflaması

Yapay zekâdan sürekli destek alınması, bireyin kendi karar verme mekanizmasını kullanma sıklığını azaltıyor. Bu durum zamanla bilişsel atalete (tembelliğe) yol açabiliyor. Kendi düşünme süreçlerini devre dışı bırakma eğilimi, uzun vadede analitik düşünme becerilerinin zayıflamasına neden olabilir.

3. Yaratıcılığın Azalması

YZ araçları, yazı yazma, görsel üretme ve içerik tasarlama gibi birçok alanda kullanıcıyı destekliyor. Ancak bu destek zamanla insan beyninin yaratıcı merkezlerini yeterince çalıştırmama riskini de doğurur. Rutinleşmiş ve hazır içeriklerle çalışan beyin, yeni fikirler üretme konusunda daha az zorlanır ve zamanla yaratıcılık kabiliyetini köreltebilir.

4. Bilgi Tembelliği

“Nasıl olsa yapay zekâdan öğrenirim” düşüncesiyle hareket eden bireyler, öğrenme motivasyonlarını kaybedebilir. Bu, özellikle öğrenciler ve genç kullanıcılar için tehlikeli bir zihinsel konfor alanı oluşturur. Uzun vadede bilgiye ulaşma becerisi gelişir, fakat bilgiyi işleme ve içselleştirme becerisi geriler.

5. Stres ve Kaygı

YZ’nin iş gücünü tehdit etmesi, sosyal medyada tetiklediği karşılaştırma kültürü ve gelecekteki bilinmezlikler, bireylerde kaygı ve stres düzeylerini artırabilir. Özellikle genç nesilde “yerini yapay zekâya kaptırma korkusu” giderek yaygınlaşmaktadır.

Araç mı, Tehdit mi?

Yapay zekâ, doğru kullanıldığında bireyin bilişsel yetilerini destekleyebilir. Ancak aşırı bağımlılık, pasif kullanım alışkanlıkları ve yaratıcılıktan uzaklaşma, beynin uzun vadeli sağlığı için tehdit oluşturabilir. Bu nedenle, YZ ile olan ilişkimizi bilinçli, sınırlı ve dengeleyici şekilde kurmak hayati önem taşır.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.