Connect with us

BANKA HABERLERİ

Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, Bankanın yeni dönem strateji ve hedeflerini açıkladı:

Yayınlanma:

|

Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, bu yıl TL kredilerde yüzde 40 civarında bir büyüme beklediklerini söyledi.

Kaan Gür, Akbank’ın yeni dönem strateji ve hedeflerinin açıklandığı toplantıda yaptığı konuşmada, Akbank’ın yüzde 100 Türk sermayeli bir banka olduğunu bildirdi.

Gür, ‘(Akbank) Türkiye’nin bankası… Tüm faaliyetlerinde ülkemize ve tüm paydaşlarımıza karşı sorumlulukla ilerliyor. Bunun bir yansıması olarak da Türk ekonomisinin temel taşlarından biri konumuna ulaşmış bulunuyor.’ dedi.

Bugün Akbank’ın, Borsa İstanbul’a kote şirketler arasında ilk 20 firma arasında yer aldığını dile getiren Gür, 2023 sonu itibarıyla yüzde 55 ile banka hisseleri arasında en yüksek yabancı payına sahip olduklarını ve BIST 30 hisseleri arasında 3’üncü sırada bulunduklarını anlattı.

Gür, Akbank olarak 13 bin kişilik ekipleriyle geçen yıl Türk ekonomisine 962 milyar lirası nakdi olmak üzere 1 trilyon 201 milyar liralık kredi desteği sağlamaktan gurur duyduklarını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘Ülkemizde özel sektöre verilen toplam nakdi kredilerin yüzde 15’ini biz sağlıyoruz. Bu dönemde toplam tüketici kredileri hacmimiz yüzde 121 artışla 318 milyar liraya ulaştı. KOBİ’lere nakdi kredi desteğimiz bir yılda yüzde 49 artarak 134,4 milyar lira seviyesine geldi. 2020’den bu yana ödediğimiz vergi 42 milyar lira seviyesinde. Ayrıca, sadece kendi bünyemizde yarattığımız istihdam değil, ekonomiye sağladığımız finansal hizmetlerle de milyonların istihdamını destekliyoruz.’

‘(Son 2 yılda) 4,6 milyon net müşteri kazandık’

Kaan Gür, Akbank’ın dinamizmini dijital ve yenilikçi hizmetleriyle koruduğunu ve bunun da hızla artan müşteri sayılarına yansıdığını söyledi.

2022 ve 2023’te toplamda 4,6 milyon net müşteri kazandıklarını dile getiren Gür, ‘Böylece sadece son 2 yılda aktif müşteri bazımız yüzde 55 arttı. 2023 yılsonu itibarıyla 13,1 milyon müşteriye ulaştık. 4 milyon yeni müşterimiz dijital kanallarımızı kullanarak Akbanklı oldu. Bu, Akbank’ı tercih eden her 3 yeni müşterimizin ikisinin dijitalden geldiğini gösteriyor. Dijital müşteri penetrasyonumuz da yüzde 85’in üzerinde.’ diye konuştu.

Gür, sendikasyon kredilerinde her sezon süreci başlatan ve fiyatı belirleyen banka olduklarını kaydederek, uluslararası piyasalarda edindikleri saygınlık ve yarattıkları güvenin, alternatif fonlama kaynaklarına erişimlerini kolaylaştırdığını ve 2023 sonu itibarıyla ulaştıkları toplam 5,3 milyar dolarlık yurt dışı borçlanma bakiyesinin de bunun önemli bir göstergesi olduğunu anlattı.

‘Sürdürülebilir finansmanda 2030 hedefimiz 800 milyar lira’

Akbank Genel Müdürü Gür, sürdürülebilirlik odaklı ürün ve hizmetlerle finansal sağlığa odaklanırken, toplumsal ve çevresel gelişime de hizmet ettiklerini söyledi.

Bu doğrultuda, 2023 yılı yurt dışı borçlandırma bakiyelerinin yüzde 60’ının sürdürülebilirlik temalı gerçekleştiğini aktaran Gür, şu açıklamalarda bulundu:

‘Deprem bölgesine katkı sağlamak adına, EBRD’den 90 milyon dolara kadar ve IFC’den de 60 milyon dolar ve 10 milyon avro tutarında fonlama sağladık. 2023’te toplamda 242 milyon dolar tutarında, 1 yıl vadeli, 8 adet sosyal tahvil ihracı gerçekleştirdik. Akbank bu piyasalarda pek çok ilke de imza attı. Türkiye’deki ilk sosyal temalı sendikasyon kredisi ve dünyada ilk cinsiyet eşitliği sermaye benzeri tahvili bunlardan bazıları. Sürdürülebilirlik stratejimizle aynı zamanda yeşil projeler ve kadın girişimciliği için KOBİ’lere verdiğimiz destek kapsamında 50 milyon dolar tutarında 7 yıl vadeli kaynak sağladık.Tüm bu çalışmalarımızla; 2020-2030 yılları arasında 200 milyar lira sürdürülebilir finansman sağlama hedefimizi çok önceden aştık ve 2030 yılı için yeni hedefimizi 800 milyar lira olarak belirledik.’

Gür, geçen yıl Stablex’i Ak Yatırım bünyesine kattıklarını anımsatarak, ‘Türkiye’de kripto alım-satım platformlarında bu bir ilk. Dünyada ve Türkiye’de gelişmekte olan bu alanda yenilikçi ve öncü duruşumuzu korumaya devam edeceğiz.’ ifadelerini kullandı.

Kurdukları Akbank Ventures ile de global piyasalarda yeni gelişen teknolojileri ve trendleri yakından takip edebileceklerini aktaran Gür, ‘Yakaladığımız fırsatları ülkemize de taşıyabileceğimiz bir kanal açtık. Yeni dönemde ihracatın finansmanı, nakit yönetimi, KOBİ ve ticari müşterilerimize dönük yenilikçi ürün ve hizmetler, bizim kendimizi daha da göstereceğimiz bir alan olacak.’ diye konuştu.

‘Teknolojiye yapılan ve yapmayı planladığımız yatırımların toplamı 1,3 milyar dolar değerinde’

Kaan Gür, son 4 yılda teknolojiye 700 milyon doların üzerinde bir yatırım gerçekleştirdiklerini, bu sayede Türkiye’nin en ileri teknolojilerle oluşturulmuş veri merkezini inşa ettiklerini ve en yeni donanımlarla yenileyerek hayata geçirdiklerini anlattı.

Dijital kart, limit üstü cebe pos ve dijital yazar kasa gibi dijital ürünlerde öncü olduklarını dile getiren Gür, şunları kaydetti:

‘Blok zinciri teknolojisi web 3.0 ile ilk yurt dışı para transferi ve ilk dış ticaret çözümü gibi çok sayıda ürünü, güncel teknolojiyi en iyi şekilde kullanarak geliştirdik. Üretken yapay zeka alanında yakın zamanda Microsoft ile yaptığımız işbirliği sonucunda geliştirdiğimiz, Akıllı Yardım Asistanını duyurduk. İleri analitik ve yapay zeka konuları üzerinde 10 seneyi aşkın süredir çalışıyoruz. 2024’te teknolojiye 200 milyon doların üzerinde yatırım yapacağız. Önümüzdeki yıllarda da bu yatırımlarımız artarak devam edecek. Bugün itibarıyla 2025, 2026 ve 2027 için planladığımız yatırımlarımızın toplamı 600 milyon doları geçiyor. Yapılan yatırımlar ve yapmayı planladığımız yatırımların toplamı 1,3 milyar dolar değerinde. Böylece büyük bir unicornun piyasa değerine eşit bir yatırımla Akbank’ın teknoloji gücünü ileri taşıyoruz.’

‘Önemli girişimlerle çalışmalarımıza yeni bir boyut ekleyeceğiz’

Akbank Genel Müdürü Gür, toplumsal cinsiyet ve fırsat eşitliği için yürüttükleri çalışmalara önem verdiklerini belirterek, Akbanklıların yüzde 50’sini ve üst yönetim ekiplerinin de yüzde 57’sini kadınların oluşturduğunu söyledi.

Akbank Gençlik Akademisiyle 3 yıldır gençleri geleceğin iş hayatına hazırladıklarını dile getiren Gür, bugüne kadar 135 binden fazla gencin toplamda 3 bin saati aşkın eğitim ve etkinliklerle buluşturduklarını bildirdi.

Gür, afet bölgesinde de Toplum Gönüllüleri Vakfı iş birliğinde başlattıkları Akbank Güzel Yarınlar Hareketi ile 5 ilde 10 bin gence yeni nesil yetkinlikler kazandırmak üzere sahada olduklarını ifade etti.

Geçen yıl 30. yaşını kutlayan Akbank Sanat çatısı altında her sene 700’ü aşkın etkinlikle sanatı toplumun farklı kesimleri için erişilebilir kıldıklarına değinen Gür, şu değerlendirmelerde bulundu:

‘Türkiye’deki girişimcilik ekosistemine sunduğumuz katkıyı ise Akbank+ Programıyla ileri taşıdık. Kendi girişimlerini kurmak isteyen Akbanklılar için toplamda 1 milyon dolar yatırım yaptık. Türkiye’nin güçlü ve sürdürülebilir etkiye sahip girişimlerinin Akbank’tan, Akbanklılardan çıkmasını hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde, uluslararası ölçekte ilk olan bir proje de dahil olmak üzere önemli girişimlerle çalışmalarımıza yeni bir boyut ekleyeceğiz. Etki ve fayda yaratma hedefiyle çalışmaya devam edeceğiz.

Paydaşların teveccühüyle de 76 yıldır gururla ‘Güveninizin Eseriyiz’ diyoruz. Bunu korumak ve güçlendirmek üzere çalışmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde ‘Bankacılığın geleceğini tanımlayan Akbank’ olmak bizim için ana hedef olacak. Akbank’ın genç, dinamik ve uzman ekipleri, finansın gücünü hayatın her alanında sürdürülebilir bir değere dönüştürecek.’

‘Mevduat faizlerinde tekrar yukarı yönlü bir hareket oldu’

Kaan Gür, toplantıda basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

Gür, ilgili soru üzerine, 2023’ün haziranından itibaren bir normalleşme döneminde olduklarını belirterek, şu cevabı verdi:

‘Merkez bankamızın amacı fiyat istikrarını sağlamak. Parasal sıkılaştırmaya yönelik ciddi bir program uygulanıyor. Hem para politikaları hem de maliye politikaları son derece eş güdümlü bir şekilde, önümüzdeki 3 yılın ortamını bugünden düzeltmeye yönelik adımlarla uygulanıyor. Çok da ciddi bir kararlılık var. Şubat başında alınan yeni kararlar dolayısıyla bankacılık sisteminin, zorunlu karşılıklar kaynaklı maliyet baskıları belli bir noktada desteklenmiş durumda. Bu da krediye olan iştahı biraz daha yukarı çekecektir.’

Gür, yıl sonuna doğru bankacılık sektöründe fonlama maliyetlerinde ciddi bir artış meydana geldiğini kaydederek, ‘Bu da ister istemez mevduat faizlerini aşağı yönlü biraz baskıladı. Merkez Bankasının zorunlu karşılıklara faiz ödeme kararı almasının ardından mevduat faizlerinde tekrar yukarı yönlü bir hareket oldu. Bu çok olumlu bir gelişme.’ şeklinde konuştu.

KKM’nin 80 milyar dolara kadar gerilediğini aktaran Gür, Dünya Bankası’nın 2024 büyüme tahminine bakıldığında, gelişmekte olan ülkelerin büyümeye en fazla destek olacak ekonomiler olduğunu vurguladı.

‘Yeni ekonomi yönetiminin tamamı çok etkin ve duruma hakim’

Akbank Genel Müdürü Gür, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan’ın Enflasyon Raporu toplantısında çok iyi bir sunum yaptığının altını çizerek, ‘Merkez Bankası enflasyon için çok net bir hedef gösterdi; yüzde 36. Biz buna mutabıkız ve bunun gerçekleşmesi konusunda da inancımız var. Çünkü yeni ekonomi yönetiminin tamamı çok etkin ve duruma hakim. Dolayısıyla orada inanılmaz bir kararlılık var.’ şeklinde konuştu.

Gür, bu yıl toplam TL kredilerde yüzde 40 civarında büyüme öngördüklerini belirterek, ‘2023 kadar zorlu geçen bir yılı Türkiye olarak çok iyi göğüsledik. Bunun farkında olmak lazım.’ değerlendirmesinde bulundu.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

JCR Kredi Derecelendirme Rapor Zorunluluğunda yeni düzenleme

Yayınlanma:

|

Yazan:

JCR-ER kredi derecelendirme notu raporu alma zorunluluğu 17.04.2025 tarihli BDDK kararına göre 500 Milyon TL den 750 Milyon TL ye yükseltildi…

 

Bu resim için alternatif metin açıklaması yok

Okumaya devam et

Ali Coşkun

Finansman Giderlerinin Muhasebeleştirilmesi

Finansman Giderlerinin Muhasebeleştirilmesi, bir işletmenin borçlanma yoluyla sağladığı kaynaklar (kredi, tahvil, leasing vb.) karşılığında katlandığı faiz, kur farkı, kredi komisyonu gibi giderlerin muhasebe kayıtlarına alınması sürecidir.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Firmalar, faaliyetlerini finanse etmek, yatırım yapmak, işletme sermayesi ihtiyacını karşılamak amacıyla sıklıkla bankalardan kredi kullanmaktadır. Kredileri, gerek kısa vadeli işletme kredileri gerekse uzun vadeli yatırım kredileri şeklinde olabilir. Ancak kredi kullanımı beraberinde önemli bir maliyet unsuru olan finansman giderlerini de getirmektedir.

Bu giderlerin muhasebeleştirilmesi, firmanın faaliyet yapısına, kredinin kullanım amacına ve muhasebe politikasına göre farklılık gösterebilir.

Finansman gideri; kullanılan krediye ilişkin faiz, komisyon, kur farkı ve benzeri maliyetleri kapsar.

Bu tür giderlerin sınıflandırılması ve doğru şekilde kaydedilmesi, hem vergi açısından hem de mali analizler açısından büyük önem taşır.

1. Finansman Giderinin Direkt Gider Yazılması (780/300-381)

Eğer kullanılan kredi işletmenin genel finansman ihtiyacını karşılamaya yönelikse faaliyet giderlerini finanse ediyorsa, finansman gideri oluştuğu dönemde doğrudan giderleştirilir.

Burada önemli olan giderin dönemsellik ilkesine göre doğru döneme kaydedilmesidir. Örneğin faiz tahakkuku yıl sonunda yapılmışsa bu gider ilgili yılın gelir tablosunda yer almalıdır.

2. Finansman Giderinin Stoklarda Aktifleştirilmesi (150-151-152/300 veya 381)

Üretim yapan firmalarda kredi genellikle hammadde alımı ya da stok finansmanı için kullanılır. Bu gibi durumlarda finansman gideri doğrudan satılacak malın maliyetiyle ilişkilendirilebilir. Bu yönteme maliyetleştirme denir.

Bu durumda finansman gideri, İlk Madde ve Malzeme, Yarı Mamuller ya da Mamuller hesaplarına dağıtılır.

Bu yöntem, özellikle stokların maliyetinin doğru hesaplanması gereken sektörlerde (inşaat, üretim) tercih edilir. Aynı zamanda stoklar satıldığında bu maliyetler SMM’i olarak gelir tablosuna yansır.

3. Gelecek Aylara Ait Giderler Hesabına Atılması
(180-102, 780-180)

Bazen krediye ilişkin faiz gideri peşin olarak ödenebilir. Peşin ödemeler, muhasebenin dönemsellik ilkesi gereğince ödendiği dönemde değil ilgili oldukları dönemlerde giderleştirilmelidir.

Bu kayıt, her ay ilgili tutarın 780 no’lu hesaba aktarılması şeklinde düzenli olarak yapılır. Bu sayede giderler dönemine uygun olarak gelir tablosuna yansır.

4. Alternatif Uygulamalar

Bir fabrika binası yapımı için kredi kullanılmışsa ve faizler bina tamamlanıncaya kadar ödenmişse bu faizler bina maliyetine dahil edilebilir.

📌Kredinin kullanım amacı belli olmalı.
📌Faiz ve kur farkları gibi giderlerin dönemsel ayrımı dikkatle yapılmalı.
📌Maliyetleştirme yapılacaksa, giderlerin gerçekten stok ya da yatırım süreciyle ilişkili olduğu kanıtlanmalı.

Bankalar mali analizde finansman giderine büyük önem verirler. Toplam finansman giderini bilmek isterler.

🔥Tamamı direkt gider yazılan finansman gideri, gelir tablosunda bellidir.

🔥Makyajlama kapsamında 180-280’de yer alan kredi faizleri, özkaynaklardan karşılıklı düşülür.

Bankalar stoklara atılan finansman giderlerini nasıl görebilir?

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Merkez Bankaları Neden Altına Yöneldi?

Yayınlanma:

|

Bir zamanlar pek çok kişi tarafından karşıt yorum olarak reddedilen şey, şimdi dünya çapında ana akım medya tarafından yankılanıyor: doların küresel rezerv para birimi olarak rolü artık sorgulanmıyor.

Yıllarca, Batı’nın finansal savaşa aşırı bağımlılığının artan tehlikelerini belgeledim:

  • Yaptırım
  • Rezerv dondurmaları
  • SWIFT’in silahlandırılması

Bunlar diplomasinin stratejik araçları değildi. Bunlar daha derin bir şeyin ilk işaretleriydi: çaresizlik, kırılganlık ve çökmekte olan bir dünya düzeni.

Sadece geçen yıl, ABD doları, rekor merkez bankası altın alımının etkisiyle altın karşısında satın alma gücünün %35’inden fazlasını kaybetti. Bu bir trend değil, bir sinyal.

Bu arada, BRICS ülkeleri, geleneksel Batılı müttefikler arasındaki çatlaklar genişlese bile, daha koordineli hale geliyor.

Avrupa ve Asya’da liderler, artık istikrarlı hissetmeyen bir sisteme maruz kalmalarını yeniden değerlendiriyorlar.

Giderek artan bir şekilde, uluslar gerçek egemenliğin tek bir ilkeyle başladığını kabul ediyorlar: sıfır karşı taraf riski. Bu yol doğrudan altına çıkar.

Bu gelişmeler münferit değil, daha derin bir parasal kırılmanın belirtileri.

Güvenin buharlaşmasıyla, altın artık sadece bir riskten korunma değil. Yeni bir sistemin temeli haline geliyor.

Bu nedenle VON GREYERZ’in Ortağı Matthew Piepenburg ile yaptığım son görüşme daha önemli bir zamanda gerçekleşemezdi.

Altın, borç, BRICS’in yeniden düzenlenmesi ve ABD Hazine tahvillerine olan güvenin çözülmesi konusundaki bakış açısı, kafa karışıklığıyla gölgelenmiş bir dünyada nadir görülen bir netlik sundu ve birçok kişinin daha yeni anlamaya başladığı şeyi ortaya çıkardı.

Hadi onu parçalayalım.

Hazine Piyasasının Güvenli Liman Statüsü Aşınıyor ve Altın Sığınak Oluyor

Onlarca yıldır ABD Hazine tahvilleri, yatırımcılar ve kurumlar tarafından nihai güvenli liman olarak görülen küresel finansın temel taşı olarak işlev gördü. Bu anlatı şimdi yıpranıyor.

“Bir likidite krizi var,” dedi Piepenburg bana. “Bu sistemi devam ettirmek için yeterli gres yok.”

ABD devlet tahvilleri, oynaklık dönemlerinde istikrar sağlamak yerine, daha çok riskli varlıklar gibi davranmaya başladı. Son piyasa kargaşasında, getiriler tipik olarak düşecekleri zaman yükseldi ve sistemin artan kırılganlığını vurguladı.

“Stres zamanlarında getiriler aslında düşmüyor, yükseliyor “dedi. ” “ABD Hazinesi neden artık güvenli bir liman gibi davranmıyor?”

Cevabın, Amerikan ekonomisini gömen borçta yattığını söylüyor.

37 trilyon doların üzerinde federal borç ve hanehalkı, kurumsal ve uzun vadeli hak yükümlülükleri dahil edildiğinde 100 trilyon dolardan fazla olan sistem, kendi vaatlerinin ağırlığı altında eziliyor.

Piepenburg, “Noel Baba, bu kadar borcun altına gömüldüğünüzde bir likidite krizini çözemez” diye uyardı. “Bazuka parası olmadan, para biriminin değerini düşürmeden bu borç çarklarını döndürmeye yetecek kadar gres yok.”

Bu nedenle, altının dünyanın dört bir yanındaki merkez bankaları tarafından bir riskten korunma olarak değil, temel bir rezerv varlığı olarak sessizce yeniden paraya çevrildiğini de sözlerine ekledi.

“Altın artık Tier 1 bir varlık. Merkez bankaları net bir şekilde yerleşiyor. Hazine tahvillerinden uzaklaşıyorlar” dedi. “Bu zengin olmakla ilgili değil. Mesele fakirleşmemek.”

BRICS’in Yükselişi ve Globalde Dolardan Uzaklaşma

Politika çevrelerinde uzun süredir tartışılan dolarsızlaşma eğilimi, ABD’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarının ardından gözlemlenebilir bir gerçeklik haline geldi. Jeopolitik güç iddiası olarak başlayan şey, çok kutuplu bir finansal yeniden düzenlemeyi hızlandırdı.

Piepenburg, “2022’de ABD dolarının silahlandırılmasından bu yana, 45 ülke artık bunun dışında ticaret yapıyor” dedi. “Otuz ülke fiziki altınlarını ülkelerine geri gönderdi. Bu bir tesadüf değil, bir tepki.”

ABD’nin Rus merkez bankası varlıklarını dondurmasıyla meydana gelen kritik değişime işaret etti. Birçok hükümet için bu eylem, doların tarafsız bir küresel rezerv olduğu yanılsamasını paramparça etti. “Dünya rezerv para birimini silahlandırdığınızda,” dedi, “bağlı olduğu güveni baltalıyorsunuz.”

Bu değişim hiçbir yerde BRICS ülkeleri, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan daha belirgin değildir.

BRICS para birimi söylentileri dünya çapında dolaşırken, Piepenburg grubun gerçek niyetini açıkladı: “Birbirlerinin fiat para birimlerine de güvenmiyorlar ama altına güveniyorlar.”

BRICS’in planının tek bir para birimi başlatmak olmadığını, bunun yerine %40’ı altınla ve %60’ı emanette tutulan yerel para birimleriyle desteklenen bir ödeme sistemi kullanmak olduğunu belirtti.

“Bu, doları bir gecede değiştirmekle ilgili değil” dedi. “Ama bu, ondan kesin bir uzaklaşma.”

Fort Knox: Sistemi Açığa Çıkaran Tabu

Altının yeniden dirilişiyle ilgili hiçbir tartışma, Amerika’nın kendi rezervlerini ele almadan tamamlanmış sayılmaz.

Amerika Birleşik Devletleri, büyük ölçüde Fort Knox’ta depolanan 8.100 tondan fazla altın tuttuğunu iddia ediyor.

Eski Hazine Bakanı Steve Mnuchin, 2017’de Fort Knox’ta

Yine de, altmış yılı aşkın bir süredir tam ve bağımsız bir denetim yapılmamıştır. Şimdi, şeffaflık çağrıları ivme kazanıyor. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump ve Elon Musk, Fort Knox’un canlı yayınlanan bir denetimi fikrini ortaya attılar.

Ancak Piepenburg’a göre şeffaflık riskler taşıyor. “Ne istediğine dikkat et,” dedi. “Kaç mermim olduğunu bilmeden savaşa girmezdim. Ve orada ne olduğunu bilmeden elimi göstermek istemezdim.”

ABD’nin altın varlıklarında iddia ettiği kadar baskın olmayabileceğine inanıyor ve Çin’in rezervlerinin çok az rapor edildiğinden şüpheleniyor.

“Çin’in Dünya Altın Konseyi’nin söylediğinden en az on kat daha fazla altına sahip olduğundan oldukça eminim” dedi. “Ve muhtemelen en iyi saklanan bir sırrı saklamadığımız sürece Amerika Birleşik Devletleri’nden daha fazla.”

Söz konusu olan optikten daha fazlasıdır. Piepenburg, “Altın nihai BS dedektörüdür” dedi. “Bu, sisteme tutulan bir ayna ve bu yüzden bunun hakkında konuşmak istemiyorlar. Çünkü her şey erirken, değerini koruyor.”

Bir Hesaplaşma Anı

ABD dolarının sonunu görmüyoruz, ancak tartışmasız üstünlüğünün sona ermesini tanık oluyoruz.

Petro-dolar çerçevesi çatırdıyor. Altın, stratejik bir rezerv varlık olarak sessizce yeniden kullanılıyor. Ve bir zamanlar küresel piyasaların dokunulmaz köşe taşı olan ABD Hazineleri, bir zamanlar onlara bağımlı olan kurumlar tarafından yeniden değerlendiriliyor.

Çıkarımlar derindir. Merkez bankaları artık ne yaptıkları konusunda sessiz kalmıyorlar… Hızla ve kasıtlı olarak altına doğru ilerliyorlar.

Asıl soru, altının yükselip yükselmeyeceği değil, halkın hareketi neyin yönlendirdiğini kavrayıp anlamayacağıdır.

Tyler Durden 

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.