Connect with us

GÜNDEM

HABİTAT: Pandemi nedeniyle her iki gençten biri gelecekten umutsuz, ‘ev genci’ dönemi var

Türkiye’de gençlerin yaşam kalitesini inceleyen ‘Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali Araştırma Raporu’nun dördüncüsünün sonuçları online toplantı ile kamuoyuna açıklandı. Raporda, pandemi nedeniyle her iki gençten birinin mutsuz olduğu vurgulandı.

Yayınlanma:

|

Türkiye’deki kentli genç nüfusu temsil eden 16 ilde, 9-26 Nisan 2021 tarihlerinde 18-29 yaş arası bin 214 gencin katılımıyla yüz yüze görüşmelere dayalı olarak gerçekleştirilen araştırma, Habitat Derneği ve Infakto RW tarafından yürütüldü.

Saha çalışmalarının nisan ayında tamamlandığı dördüncü araştırmada pandeminin gençler üzerindeki etkisinin de ayrıntılı olarak ele alındığı açıklandı. 2017 yılında ilki yayınlanan ve literatüre ‘Ev Genci’ kavramını kazandırdığı ifade edilen Türkiye’de Gençlerin İyi Olma Hali Raporu’nda, pandemi sürecinde gençlerin gelecekten beklentileri, umut düzeyleri, öncelikleri, değişen alışkanları ve eğitimden memnuniyetleri gibi yüze yakın başlıkta veriler toplandığı belirtildi.

Raporda öne çıkan bulgular ise Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır ve Infakto RW’nin Kurucusu Prof. Dr. Emre Erdoğan’ın katılımıyla düzenlenen çevrim içi toplantı ile değerlendirildi.

“İSTİHDAMDA YER ALMADAN GEÇİRİLEN SÜRE ARTTIKÇA GELECEĞE YÖNELİK UMUTLAR AZALIYOR”

Raporun gençlerin memnuniyetini ve gelecekten beklentilerini birçok değişkene göre incelediğini aynı zamanda gençlerin bugünü ve yarını nasıl okuduklarına yönelik önemli veriler elde edildiğini belirten Habitat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Hazır şunları söyledi:

“Habitat Derneği olarak, yürüttüğümüz birçok proje kapsamında gençlerin kapasitelerini artırmak ve 21. yüzyıl yetkinlikleri ile donatılabilmeleri için çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin 81 ilindeki 5 binden fazla gönüllümüzle birlikte aktif ve yoğun şekilde yürüttüğümüz çalışmaların sahadaki karşılığını gözlemlemek ve yapılan çalışmaların etkisini ölçebilmek için birçok araştırmaya da imza atıyoruz. Gençlerin yaşamdan memnuniyetlerine bakıldığında, memnuniyeti belirleyen birincil faktörün çalışma durumu olduğu ön plana çıkmaktadır. Araştırmaya göre, gençlerin genel memnuniyet düzeyi yüzde 50 iken, bu oran çalışanlarda biraz daha yüksek olup yüzde 55 olarak gözlemlenmektedir. Öğrencilerin ve ev gençlerinin yüzde 48’i hayatından memnun olduğunu belirtirken memnuniyetin en düşük olduğu grup iş arayanlar olarak ortaya çıkmıştır. İş arayan gençlerin ise yalnızca yüzde 38’i hayatından memnun olduğunu belirtmektedir. Yaşamdan memnuniyete paralel olarak gelecekten umutlu olanların en az olduğu grup ise tahmin edilebileceği üzere yine iş arayan gençlerdir. İş arayan gençlerin arasında geleceğe umutla bakanların oranı 2020 yılında yayınlanan bir önceki rapora göre 10 puan azalarak, yüzde 32’ye düştüğü görülmektedir.”

“ONLİNE EĞİTİM VE İŞ FIRSATLARININ AZLIĞI ÖĞRENCİLERİ UMUTSUZLUĞA SÜRÜKLEDİ”

Öğrencilerin önemli bir bölümünün özellikle pandemi nedeniyle çevrim içine taşınan eğitiminden memnun olmadığının altını çizen Hazır, rapora ilişkin açıklamalarına şöyle devam etti:

“Gençler arasında çevrim içi eğitimden memnuniyetsizliğin yüksek olduğunu ve almış oldukları lisans eğitiminin hali hazırda kıt iş fırsatlarının olduğu bir piyasada rekabete girmek için yetersiz olduğu kanısının giderek kanıksandığını görüyoruz. Bu durumun gençleri üniversite eğitimlerini yarıda bırakmaya ya da farklı bir ülkeye yerleşmek gibi daha radikal kararlar almaya ittiğini gözlemliyoruz. Raporda bir önceki yıl yayınlanan ‘Gençliğin İyi Olma Hali 3’ raporu ile kıyaslandığında yaklaşık 12 puanlık bir artış ile yaşamına başka bir ülkede devam etmek isteyen gençlerin oranı yüzde 43’e yükseldiği açıklandı. Eğitimine başka bir ülkede devam etmek isteyen gençlerin oranı ise bir önceki yıla oranla 7 puan artış göstererek, yüzde 28,5’e yükselmiştir. Yaşamına başka bir ülkede devam etmek isteyen gençlerin tercih ettiği ilk üç ülkenin sırasıyla Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa oldu.”

“GENÇLER, TOPLUMSAL DEĞER YARATABİLECEKLERİ, ÇALIŞTIKLARI İŞTE KARAR ALMA SÜREÇLERİNDE AKTİF OLABİLECEKLERİ VE SOSYALLEŞEBİLECEKLERİ İŞLERİ TERCİH EDİYOR”

Gönüllük algısının Türkiye özelinde hala istenilen seviyede olmadığını belirten Hazır, “Ekonominin durumu ile de doğru orantılı olarak gençlerin önemsedikleri konuların başında iyi para kazanabilecekleri bir işte çalışıyor olmalarının geldiği görülmektedir. Bunun yanı sıra araştırmada, karar alma süreçlerinde etkin rol oynayabilecekleri, doğrudan başka insanlara yardım edebilecekleri ve birçok farklı kişi ile sosyalleşebilecekleri işleri tercih edeceğini belirten genç sayısında önemli bir artış gözlemlenmektedir. Tüm bu çıktıları değerlendirdiğimizde, sivil toplumun bir kariyer alanı olarak kabul görmeye başlandığı söylenebilir. Fakat, gençlerin gönüllük algılarına baktığımızda ise halen gönüllü faaliyette bulunan gençlerin oranının Avrupa ve Dünya geneli ile kıyaslandığında oldukça geride olduğunu görüyoruz. Araştırma çalışmamıza katılan gençlere ‘Herhangi bir ücret almadan gönüllü bir işte veya bir sivil toplum kuruluşunda hiç çalıştınız mı?’ sorusunu yönelttiğimizde, sadece yüzde 9’unun böyle bir gönüllü faaliyette bulunduğunu, yüzde 91’inin geçmişinde böyle bir deneyimi bulunmadığını görüyoruz. Mevut durumdaki bu ikilemin ortadan kaldırılması ve gönüllük algısının geliştirilmesi özelinde hala alınması gereken çok yol olduğu dikkat çekiyor” açıklamasında bulundu.

“AİLESİ VE YAKIN ÇEVRİSİNDE KORONAVİRÜSTEN ETKİLENEN KİŞİ SAYISINDA ARTIŞ GÖRÜLÜYOR”

Açıklamaya göre raporda 2020’de gençlerin, başına geldiğini en fazla belirttikleri olayın, bu dönemde ödeyemedikleri kira, elektrik, su gibi masrafları olduğu fark edilmekteyken (yüzde 26), 2021’de gençlerin en fazla belirttikleri olayın Koronavirüs sebebiyle ailelerinden birinin hastalandığı olduğu görülmektedir. (yüzde 39). Koronavirüs sebebiyle ailesinden birinin hastalandığını belirten gençlerin oranında geçen yıla kıyasla 27 puanlık artış olmuştur.

“GENÇLER KORONAVİRÜSÜ DAHA ÇOK MADDİ YÖNDEN GÖĞÜSLEMEK ZORUNDA KALDI”

Bankadan ya da tanıdıklardan borç aldığını belirten gençlerin oranı 2020’ye oranla 7 puanlık bir artarak yüzde 25’e çıktığı söylendi.  Bu dönemde eğitimine ara vermek zorunda kaldığını belirten gençlerin oranının ise geçen yıla göre 5 puan artarak, yüzde 21’e yükseldiği vurgulandı.

“DÜŞÜK GELİR GRUBUNDAKİ GENÇLER PANDEMİNİN ETKİLERİNİ DAHA SERT BİR ŞEKİLDE DENEYİMLEDİ”

Pandeminin eşitsizlikleri artırdığı, olumsuz etkilerin düşük gelir grubuna dahil gençlerde daha fazla olduğu ifade edilen raporda, hane halkı geliri 3 bin lira ve altında olan gençlerin yüzde 52’si bu dönemde ödeyemediği kira, elektrik, su gibi masrafları olduğunu belirtirken, yüzde 51’inin ise bankadan ya da tanıdıklardan borç aldığını söyledikleri belirtildi.

“GENÇLERİN ÜÇTE İKİSİ AŞI OLMAYI DÜŞÜNÜYOR”

Raporda belirtilen verilere göre gençlerin üçte ikisi kendi yaş gruplarına aşı uygulanmaya başlandığında aşı olmayı düşündüğünü söylemektedir. Görüşülen gençlerin yüzde 66’sı aşı olmayı düşündüklerini ifade ederken, aşı olmayı düşünmediğini belirten gençlerin oranı yüzde 32’dir.

Türkiye yakın zamanda bir koronavirüs aşısı geliştirirse bu aşıyı olup olmayacaklarını sorulduğunda ise; gençlerin yüzde 64’ünün bu soruya olumlu yanıt verdiği, Türkiye’nin geliştirdiği aşıyı olmayı düşünmediğini belirtenlerin oranı ise yüzde 34 olduğu belirtildi.

“GENÇLER KORONAVİRÜSE DAİR GELİŞMELER ÖZELİNDE EN ÇOK YAKIN ÇEVRESİ VE RESMİ MAKAMLARA GÜVENİYOR”

Raporda sık bilgi alınan ve en çok güven duyulan bilgi kaynağının gençlerin aileleri olduğu görülürken diğer sık bilgi alınan ve güvenilen kaynakların gençlerin arkadaşları ve Sağlık Bakanlığı’nın açıklamaları olduğu belirlendi. Ayrıca televizyondaki haber bültenleri de gençler tarafından sıklıkla kullanılan diğer bir bilgi kaynağı olarak öne çıkıyor.

“GENÇLER YENİ EĞİTİM DÖNEMİ İÇİN YÜZ YÜZE EĞİTİMİ TERCİH EDİYOR”

Gençlerin yüzde 78’i 2021 – 2022 eğitim yılında yüz yüze eğitimi tercih ettiğini belirtilen raporda, uzaktan eğitimi tercih edenlerin oranı ise yüzde 11’dir. Buna paralel olarak gençlerin dörtte üçü, yüz yüze eğitimin uzaktan eğitime göre daha faydalı olduğunu düşünmektedir. Uzaktan eğitimi faydalı bulanların oranı yüzde 10 iken, iki eğitim şekli arasında bir fark olmadığını düşünenlerin oranı ise yüzde 3’tür.

“GENÇLER GEÇMİŞE ORANLA KENDİLERİNİ DAHA AZ GÜVENDE HİSSEDİYOR”

Raporda en genç erkeklerde hem de genç kadınlarda yaşadıkları yerde hava karardıktan sonra kendilerini güvende hissetme oranları önceki yıl ile karşılaştırıldığında düşüş göstermektedir. 2021 yılında hava karardıktan sonra kendilerini güvende hissettiğini belirten genç erklerin oranı 2020 yılına kıyasla 5 puan azalarak yüzde 63’e gerilerken, genç kadınlarda ise 2020 yılına kıyasla 8 puanlık bir azalış ile yüzde 45 olarak ölçülmektedir.

“KENDİNİ ÖNCEKİ KUŞAKLARA ORANLARA DAHA ŞANSLI HİSSEDEN GENÇLERİN SAYISI HER GEÇEN GÜN AZALIYOR”

Araştırmaya katılan gençlere ebeveynleriyle karşılaştırdıklarında kendilerini daha mı şanslı yoksa daha mı şanssız hissettiklerinin sorulduğu belirtildi. Buna göre 2020 yılında gençlerin yüzde 44’ü kendilerini anne babalarından daha şanslı hissederken 2021 yılında bu oran yüzde 38’e düştüğü belirlendi. Böyle bir tablonun ortaya çıkışında genç işsizlik oranın yüksek oluşu ve hali hazırda çalışmakta olan gençlerin ise beklentilerinin altındaki maaşlarla çalışmak durumunda kalmasının önemli bir etken olarak görülebileceği ifade edildi. Ayrıca alım gücünün düşmesiyle gençlerin temel sayılabilecek ihtiyaçlarını bile ailelerine bağımlı olmadan karşılamalarının güçleşmesinin bu algının kuvvetlenmesine yol açtığı belirlendi.

“GENÇLER YAŞADIKLARI KENTİ, KÜLTÜR VE SANAT FAALİYETLERİ BAKIMINDAN YETERSİZ BULUYOR”

Yaşadığı kentten memnun olan gençlerin oranı yüzde 79 olduğu belirlenen raporda, memnuniyetsizliğin en yoğun olduğu alan kültür ve sanat faaliyetlerinin olduğu ifade edildi. Sinema ya da tiyatro gibi kültürel faaliyetlerden memnun olduğunu belirten gençlerin oranının ise yüzde 54 olduğu söylendi.

 “DAHA  AZ BETON DAHA ÇOK YEŞİL ALAN VE DAHA ÖZGÜR KENTLER”

Raporda başka bir şehirde yaşam isteyen gençlerin tercihlerinde birinci sırayı İzmir’in aldığı belirtildi. Yaşadıkları şehir haricinde başka bir şehre taşınmak istediğini ifade eden gençlere neden böyle düşündükleri sorulduğunda ise yüzde 33’ü yaşam kalitesi, doğası, havasının güzel olması ve ulaşımın kolay olması sebebiyle, yüzde 23’ü yaşam şartları, ekonomik koşullar daha kolay olduğu için ve yüzde 17’si sosyal imkanlar sebebiyle taşınmak istediğini ifade ettiği belirtildi.

DHA

Okumaya devam et

GÜNCEL

Ateşkes rüzgârı, petrolü devirdi, dolar geriledi, FED’e fırsat doğdu!

Yayınlanma:

|

Yazan:

İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmaların ardından ABD Başkanı Trump, iki tarafın ateşkes konusunda anlaştığını duyurdu. Trump, süreci doğrudan İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesiyle yönettiğini ve İran’ın da Katar Başbakanı aracılığıyla ikna edildiğini belirtti. Ancak İran Dışişleri Bakanı, İsrail’in saldırılarını durdurmaması hâlinde ateşkesi kabul etmeyeceklerini açıkladı. İsrail ordusu da ateşkese rağmen İran’dan yeni füze saldırıları tespit ettiklerini bildirdi. Bölgede tam anlamıyla bir sükûnet sağlanamasa da, piyasaların tepkisinin ise dünden bu yana olumsuz olmadığını zaten belirtmiştik.

İran’ın misilleme olarak ABD’nin Katar ve Irak’taki tesislerine yönelik dün akşam saatlerinde yapmış olduğu saldırı pratikte korkulanın aksine piyasalarda ciddi anlamda bir rahatlatma yarattı. Kulağa tuhaf gelse de, İran’ın üç nükleer tesisine yönelik saldırıda reaktörlerin özellikle hedef alınmadığı, İran’ın da cevabını çok zayıf kalması piyasalarda ciddi bir rahatlama yarattı. Artık Hürmüz boğazını bilmeyen kalmadığına göre ve dünyanın petrol arzının neredeyse dörtte birinin geçtiği kanalın da kapatılmayacağı anlaşılınca, azalan arz endişelerine paralel petrol fiyatları adeta çöktü. Şöyle ki, haftanın ilk işlem saatlerinde haber etkisi ve panik ile 81,40 dolar seviyesine kadar yükselen brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bu sabah 69 dolarlı seviyelere kadar gerileyerek neredeyse %10 düştü.

ABD Başkanı Trump, İsrail ve İran’ın ateşkeste anlaştığını duyurması, küresel piyasalarda ilave olumlu bir hava estirdi. Yeni gün başlangıcında risk iştahını arttığını görüyoruz. Eski sükseli günlerinin hatrına, son günlerde biraz da olsun güvenli liman edası ile toparlanmaya çalışan dolar (DXY) bu sabah artan risk iştahının da yardımı ile 98 seviyesinin diplerine kadar geriledi. Bir başka açıdan bakarsak, dolar, 1986’dan bu yana en kötü ilk yarı performansına doğru emin adımlarla ilerlerken, herkes koşar adım dolardan (Trump etkisi ile) uzaklaşmaya çalışıyor. Diğer bir taraftan, jeopolitik risklerin azalması ve enerji fiyatlarında yaşanan geri çekilmenin de FED’in elini rahatlatarak faiz indirimlerinin önüne açacağı beklentisi güçleniyor. Japonya ve Avrupa gibi enerji ithalatçısı ülkelerin para birimleri olan YEN ve EUR da düşen petrol fiyatlarından destek buldu. Durum böyle olunca, EURUSD paritesi 1,16 seviyesinin üzerine yükselerek son dönemin zirvesini bir kez daha test ederken, dün bir ara 148 seviyelerine kadar giden USDJPY paritesi de bu sabah düşük 145 seviyelerine kadar geriledi.

Altının ons fiyatı risk-on moduna paralel 3,350 dolar seviyesine hafif de olsa gerilerken, gümüş 36 dolar seviyelerinin üzerinde kalmaya devam etti. Risk iştahını azalması ile hafta sonu 98bin dolar seviyesine kadar gerileyen ve son altı haftanın dibini test eden bitcoin yeniden 106bin dolar seviyesini dayandı. Büyük resmi tekrar hatırlamak gerekirse, günlük iniş çıkışların ötesinde, altın, gümüş ve bitcoin için, fiat para sistemine yönelik endişelerin arttığı bir ekosistemde, her anlamlı geri çekilmenin alım fırsatı yaratacağını düşünmeye devam ettiğimizin altını bir kez daha çizmek istiyoruz.

ABD borsaları geceyi %1 civarında yükselişle tamamlarken, bu sabah Pasifik’in diğer ucunda borsalar sert bir şekilde yükseldi. Kore borsası %3’e yakın yükselişle başı çekerken, Hong Kong borsası %2, gösterge endeks Tokyo ve Çin borsaları ise %1 yükseliş kaydetti. Borsa İstanbul’un da bugün güne yükselişle başlayacağını düşünüyoruz. Genel hatları ile, net enerji ithalatçısı olan Türkiye’nin 65 dolar seviyelerine kadar gerileyen petrol fiyatları ile olumlu ayrıştığı, savaş günlerinde ise tam tersi etki ile olumsuz ayrışması ardından bugün yeniden olumlu bir seyir izlemeye başlayacağını düşünüyoruz. Kafamızda deli sorular bile dolaşmaya başladı. Öyle ki, jeopolitik risklerin tırmanmasının gölgesinde geçen hafta faiz indirimini istemese de pas geçen TCMB’nin, belki de 45 gün beklemeden erken bir PPK toplantısı ile faiz indirimine soyunabileceğini düşünüyoruz. Bu minvalde, Türk tahvillerinin de bugün iyimser bir seyir izleyeceğini düşünüyoruz. Faiz ile ters korelasyona sahip hisse senetlerine de, özellikle lokomotif görevi üstlenen bankacılık hisselerine alıcı gözle bakmak gerekebilir! TCMB’nin likidite politikasına paralel TLREF 46,44 seviyesinde ve %46 olan politika faizinin biraz üzerinde dünkü günü bitirirken, AOFM ise %46’da kalmaya devam etti. CDS risk primi bu sabah 310 baz puan seviyesinde….

Ortadoğu’da gerginliğin hızla sona ermesini olumlu karşılayan piyasaların dikkati şimdi iki hafta içinde sona erecek olan küresel gümrük tarifesi müzakerelerine çevrildi. Yukarıda da değindiğim üzere, FED Başkan Yardımcısı Bowman’ın, istihdam piyasasındaki risklere dikkat çekerek Waller’ın ardından faiz indiriminin yaklaştığına işaret etmesi, gözlerin bugün Kongre’de konuşma yapacak olan FED Başkanı Powell’a çevrilmesine neden oldu. Bugün menüde ayrıca ECB Başkanı Lagarde’nin de konuşmasının bulunduğunu not edelim. Bu gelişmeler cereyan ederken, ABD 10 yıllık tahvil faizi dün %4,30 seviyesinin altını test ederek son yedi haftanın dibini gördü!

NATO Zirvesi bugün Lahey’de başlıyor. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte (Hollanda eski başbakanı), görevdeki ilk zirvesinde ittifakı bir arada tutma sınavı verirken, savunma harcamalarının GSYH’nin %5’ine çıkarılması hedefi zirveye damgasını vurdu. ABD Başkanı Trump’ın güçlü baskısıyla şekillenen bu hedef, Avrupa ülkeleri için ciddi bütçe artışları anlamına gelirken, İspanya son dakikada bu taahhüde açıkça itiraz ederek istisna aldı. Rutte, krizi tırmandırmadan yönetmeye çalışsa da, zirve Trump’ın agresif tutumu ve Avrupalı liderlerle olası sürtüşmeleri nedeniyle tartışmalı geçmeye aday.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

GÜNCEL

Türkiye’nin Kafkaesk Manzarasında Genç Olmak

“Suçum, Umut Etmekti”

Yayınlanma:

|

Yazan:

“Bir sabah, genç bir birey hiçbir neden belirtilmeden susturulduğunu fark etti.”
Kafka’nın Davası, Josef K.’nın bilinmeyen bir suçlamayla sürüklendiği karanlık bir sistemin hikâyesiydi. Bugünse Türkiye’de binlerce genç, kendi adalet arayışında görünmez duvarlara çarpıyor. Tek fark: Buradaki suçlama çoğu zaman “bir şey istemek” kadar belirsiz, ceza ise “hiçbir şey elde edememek” kadar sessiz.

Kafkaesk Hukuksuzluk
Türkiye’de hukuk artık adaletin değil, itaati garanti altına almanın aracı. Mahkeme salonları gerçeğin değil, niyetin sorgulandığı sahnelere dönüşmüş durumda. Tıpkı Dava’daki gibi, kimse neyle suçlandığını tam olarak bilmiyor ama süreç başlıyor. Ve başlarsa da durmuyor. Gençler yargılanmasa da yorgun düşüyor; çünkü herkes bir gün “sıra bana gelir mi?” kaygısıyla yaşamaya başlıyor.

Ekonomik Çöküşün Sessizliği
Üniversite diploması, artık bir umut değil; çoğu zaman boş bir cüzdanın eki. Bir kuşak, mesleksizlikle, işsizlikle ve çaresizlikle cezalandırılıyor. Diplomalı ama üretime katılamayan, eğitimli ama geleceği çizilemeyen yüz binlerce genç, sanki “gelecek inşa etme” suçu işlemiş gibi toplum dışına itiliyor. Ebeveynlerine yük olmamak için geçici işlerde boğuluyor, göç fikrini içinden sesli telaffuz ediyor.

Sosyal Medyanın Sahte Tesellisi
Gerçek mutsuzlukların üzerine filtre çekiliyor. Instagram’da kariyer yapıyor gibi gözüken birçok genç, aslında annesinin evinde sabaha
kadar iş ilanı kovalıyor. LinkedIn’de “network” peşinde koşarken özgeçmişinin son satırına yeni bir şey yazamamanın ağırlığıyla eziliyor. Gerçek başarıların sesi duyulmuyor çünkü sistem “gösteriyi” ödüllendiriyor.

Serhat CAN

Okumaya devam et

GÜNCEL

Yapay Zekâ Beyninizi Sessizce Ele Geçiriyor Olabilir!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapay Zekânın Beyne Zararları: Fark Edilmeyen Tehditler

Yapay zekâ (YZ), hayatımızın her alanına entegre olmaya devam ederken, insan psikolojisi ve beyin sağlığı üzerindeki etkileri giderek daha fazla sorgulanıyor. Doğrudan fiziksel bir tehdit oluşturmamakla birlikte, YZ’nin dolaylı yollarla beyin fonksiyonlarını olumsuz etkileyebileceği düşünülüyor. Özellikle yoğun dijital etkileşim, bireyin bilişsel işleyişini ve psikolojik dengesini tehdit edebiliyor.

1. Aşırı Ekran Kullanımı ve Dijital Bağımlılık

YZ destekli sosyal medya, video uygulamaları ve içerik algoritmaları kullanıcıları ekran başında daha uzun süre tutmak üzere tasarlanıyor. Bu durum, dikkat dağınıklığı, uyarıcıya bağımlılık, hatta dopamin sisteminin bozulması gibi sonuçlar doğurabiliyor. Bilimsel araştırmalar, uzun süreli dijital maruziyetin beynin karar alma, öğrenme ve hafıza merkezlerini olumsuz etkileyebileceğini ortaya koyuyor.

2. Karar Verme Yetisinin Zayıflaması

Yapay zekâdan sürekli destek alınması, bireyin kendi karar verme mekanizmasını kullanma sıklığını azaltıyor. Bu durum zamanla bilişsel atalete (tembelliğe) yol açabiliyor. Kendi düşünme süreçlerini devre dışı bırakma eğilimi, uzun vadede analitik düşünme becerilerinin zayıflamasına neden olabilir.

3. Yaratıcılığın Azalması

YZ araçları, yazı yazma, görsel üretme ve içerik tasarlama gibi birçok alanda kullanıcıyı destekliyor. Ancak bu destek zamanla insan beyninin yaratıcı merkezlerini yeterince çalıştırmama riskini de doğurur. Rutinleşmiş ve hazır içeriklerle çalışan beyin, yeni fikirler üretme konusunda daha az zorlanır ve zamanla yaratıcılık kabiliyetini köreltebilir.

4. Bilgi Tembelliği

“Nasıl olsa yapay zekâdan öğrenirim” düşüncesiyle hareket eden bireyler, öğrenme motivasyonlarını kaybedebilir. Bu, özellikle öğrenciler ve genç kullanıcılar için tehlikeli bir zihinsel konfor alanı oluşturur. Uzun vadede bilgiye ulaşma becerisi gelişir, fakat bilgiyi işleme ve içselleştirme becerisi geriler.

5. Stres ve Kaygı

YZ’nin iş gücünü tehdit etmesi, sosyal medyada tetiklediği karşılaştırma kültürü ve gelecekteki bilinmezlikler, bireylerde kaygı ve stres düzeylerini artırabilir. Özellikle genç nesilde “yerini yapay zekâya kaptırma korkusu” giderek yaygınlaşmaktadır.

Araç mı, Tehdit mi?

Yapay zekâ, doğru kullanıldığında bireyin bilişsel yetilerini destekleyebilir. Ancak aşırı bağımlılık, pasif kullanım alışkanlıkları ve yaratıcılıktan uzaklaşma, beynin uzun vadeli sağlığı için tehdit oluşturabilir. Bu nedenle, YZ ile olan ilişkimizi bilinçli, sınırlı ve dengeleyici şekilde kurmak hayati önem taşır.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.