Bankalar için bireysel müşteri kazanımında, maaş promosyonu verme son günlerde revaçta, bankalar kıyasıya rekabet içindeler.
Emeklisi ayrı, Asgari ücretlisi ayrı, beyaz yakalısı, mavi yakalısı…
Promosyonlar havada uçuşuyor.
Şu an asgari ücretliye bile 8.500 TL civarı promosyon veriyorlar.
Promosyon neden veriliyor?
Amaç şu;
Bireysel müşteri kazanacağım, ona kart vereceğim, ek hesap limiti tanımlayacağım, KKB’de de başka bankada kredisi varsa onu transfer edeceğim, varlıklı bir müşteri ise mevduatını alacağım, bireysel emeklilik yapacağım, sigorta keseceğim vs vs… Kısacası, en kötüsü 8.500 TL vereceğim ama 3 yıllık maaş sözleşmesi boyunca etinden sütünden derken bunu çıkartıp üstüne para kazanacağım hesabı yapılıyor.
Son günlerde bir de EYT emeklileri için Tv’lerde reklam veren verene…
Buraya kadar sorun yok, ticarettir sonuçta.
Bankacılık anlamında da sorun yok, hesap kitap anlamında da, Tanrı herkese bol kazançlar versin.
Lakin burada çok büyük ve yasal düzenleme gerektiren bir olay ve bankaların insafa gelmesi gereken bir ikinci olay var.
Başlıyoruz…
Yasal düzenleme gerektili
Bir işletmenin 500 çalışanı var. Hepsi de asgari ücretli olsun, kişi başı 8.500 TL primden 4.250.000 TL banka promosyon ödüyor. Peki bu 4.250.000 TL’yi kim alıyor. Tabi ki patron. Çalışanına bu ücreti veren patronlar çok çok az da olsa vardır. Ama emin olun genelde bu para patronun cebine gidiyor. Ya bir gayrimenkul alınıyor, ya lüks bir araba, ya eşine hediye bir araba. Ya da işletmeye finansmanı. Üstelik bu promosyonu işçiye dağıta vergi çıkmayacak tüm promosyon işçinin eline geçecekti. Firma promosyonu alına Gelir oluştuğundan vergi kesintisi de oluyor. Buna rağmen çoğu patronun gözü bu parada!
Elimizi vicdanımıza koyup düşündüğümüzde, bu promosyon maaş personelinden kazanılacak para nedeniyle verildiğinden, her ne kadar maaş ödeyen firma banka ile çalışsa da promosyon çalışanın hakkıdır.
Yasal düzenleme son günlerde dillendirilse de yasalaşmıs olmadığı için halen emekçinin hakkı yenmektedir.
Acilen yasalaştırılmalıdır!
Gelelim bankaların insaf olayına…
Bankadasın, KOBİ, OBİ, MİKRO, TİCARİ adı her bankada değişiyor ama mantık aynı; bu segmentlerde Portföy Yöneticisin.
Diyorlar ki, “firmaların maaşı bizden ödesin. Bireysele destek olun”. Bir fizibilite çalışması bir hummalı çalışma, bir pazarlık, banka ile ayrı, firma ile ayrı. Neyse orta yolu buldun, anlaştın. Ne güzel diyorsun, benim maaş ödeyen bir firmam oldu, bireysel tarafa da şu kadar müşteri kazandırdık.
Buraya kadar da sorun yok..
Sonra bir an şeytan geliyor ve o kritik soruyu soruveriyor…
Bankacı bu kadar maaş müşterisi kazandırdın, bu kadar promosyon verdin.
Patron veya çalışanın cebine parayı koydun.
Eeee… diyorsun.
Sen? diyor
Öpücük ile mi çalışıyorsun?
Sen de bir nevi maaş müşterisi değil misin?.
Sen de maaşını çektiğin bankandan kredi kullanıyorsun, maaş yetmiyor ek hesabı limit sıfırlıyor faiz ödüyorsun, kart kullanıyorsun. Fatura talimatın bankada. En az 10 ürün kullanıyorsun.
Evet diyorsun evet, haklısın.
Eee? diyor…
3.500 TL maaş alan emekliye bile, 7000 TL promosyon veriyorsun da, en az 10.500 TL en az maaş alan banka personeline neden 21.000 TL promosyon talep etmiyorsun. Kendi emeklisine maaş vermeyen bankalar var hala!
Kafamda deli sorular!
Bankacılar suskun, bankaların zaten canına minnet.
Bu düzen bozulmalı artık!…
www.bankavitrini.com