Connect with us

BANKA ANALİZLERİ

Bankacılık sektörü Mart ayında kış uykusundan uyandı

Yayınlanma:

|

Bankacılık sektörünün Şubat sonuçlarını yayınlandığında, “Banka Bilançoları yerinde saydığını, karlılığın bir yıl önceye göre % -39 düştüğünü tespit etmiştik. “Banka bilançoları yerinde saydı, kar % 39 düştü – BankaVitrini Bu tablo ile Mart ayına giren sektör tam anlamı ile uykuya yatmış durumdayken Mart ayında uyanıp kendine geldiği görüldü.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı image-64.png

Açıkçası ilk iki ay kötü rakamlar ile yüzleşince bilanço dönemi etkisi olduğunu düşündüğüm Mart ayını birçok kişi ve kurum gibi ben de merak ediyordum. Bankalar da durumu fark etmiş olacak ki Mart ayında piyasada olmayı tercih ettiler, Bilançolarını büyüttükleri gibi sektörü net Karlıktaki %-39 düşüş farkını kapatıp Mart sonunda % 4,6 artış ortalamayı da çıkarmış durumdalar. Kamu bankaları bilançolarını açıklamadı ama Mart ayında Garanti BBVA ve AKBANK Net Karlılıklarını % 55 gibi müthiş bir artış açıkladı. Kamu bankalarının zarar açıklaması benim için sürpriz olmayacak.

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı image-4.png

2021 ilk iki ay yerinde sayan bilanço mart ayında büyüdü

2021’in ilk iki ayında nerede ise oyuna girmek için kenarda bekleyip yerinde sayan futbolcu gibi yerinde sayan bankaların bilançosu sıfır büyüme yaparken Mart ayının bilanço dönemi olması nedeni ile oyuna girerek piyasayı hatırladıkları anlaşıldı. Resmen Mart ayında kış uykusundan uyandılar. Bankaların 2020 sonundaki 6,1 Trilyon TL’lık Bilanço büyüklüğü % 6,2 büyüme ile 6,5 Trilyon TL düzeyine yaklaştı. Bunda artan kur etkisi olsa da detay incelemeye girildiğinde bir hareketlenme göze çarpıyor.

Kredilerde piyasayı hatırladılar

Banka kredileri 2020 sonunda 3,5 Trilyon TL’den %5,6 artış ile 3,7 Trilyon TL hacme ulaştı. İlk iki ayda sadece 22 milyar TL Kredilerde büyüyen bankalar Mart sonunda kredi büyümesini 200 milyar TL’ye yükseltti. Bankalarda Takipteki Krediler 2020 sonunda 152 milyar TL iken 2021 Mart sonunda 149 milyar TL düzeyine düştüğü görüldü. Bunda İŞ BANKASI’nın Mart ayı ortasında 745 milyon TL’lık Takipteki Alacaklarını satmasının toplam rakamda etkisi olmasına rağmen asıl düşüş Yapılandırılan Kredilerden kaynaklandığı tahmin ediliyor. Zira, Sektörün sorunlu kredilerin yükselme eğiliminde olmasına; Takipteki Kredilerin düşmesine rağmen Beklenen Zarar Karşılıklarının artmasından anlıyoruz. 2020 sonunda 198 milyar TL olan Beklenen Zarar Karşılıkları 6 milyar TL artarak 204 milyar TL düzeyini geçmiş durumda. Sorunlu Krediler azalıyor ise Beklenen Zarar Karşılıklarının da paralel düşmesi gerekiyor bu olmadığına göre artış devam ediyor demek ki!

Mevduatın üçte biri vadesizde duruyor

Bankaların kendi adına başarılı yaptıkları bir konu da Vadesiz Mevduat oranları. Sektör 2020 sonundaki 3,4 Trilyon TL’lık Toplam Mevduatını % 5,4 artış ile 3,6 Trilyon TL’ye çıkarırken 3,6 Trilyon Mevduatın 1,1 Trilyon TL’lık kısmını vadesizde tutmayı başardı. Vadesizin Toplam Mevduata oranı %32 düzeyine çıkmış durumda. Bu şekilde bankalar da kendilerine ucuz ve düşük maliyetli kaynak yaratmış durumda. Vadesizin yüksek olmasında döviz hesaplarının vadeli yapma tutarlarının yüksek tutularak vadesize aktarılması, tüm ceza ve yasaklara rağmen Cuma günleri müşterilerin hesaplarının bilgi ve onayı dışında vadesize aktarılması; otomatik fon bağlanan vadesiz hesaplardaki minimum tutarın yükseltilerek vadesizde daha fazla kaynak tutulması gibi nedenleri saymak mümkün. Mart sonu itibarıyla Vatandaşın ( Gerçek Kişilerin ) Mevduatlarının % 57‘lik kısmı halen dövizde tutulmakta ve dolarizasyon halen devam etmekte olması bankaların özellikle dövizde vadesiz oranını da yükseltmiş durumda.

Bankalar son hamle ile Mart ayında karlılık artışı sağladı

Yukarıda da bahsettiğim gibi 2021 ilk iki ayında bir yıl öncesinin aynı dönemine göre net karlılığı % -39 düşen bankalar Mart ayında silkelenerek kendine geldi ve yerinde saymanın kendilerine bir şey kazandırmadığını görecekler ki harekete geçtiler. Yapılan piyasaya dönüş hareketi bilançoyu büyüttüğü gibi sektör karlılığını da artıya geçirerek %4,6 büyütmeyi başardılar. Karlılığın artışında Mart Ayında yapılan 7,3 milyar TL’lık Faiz Dışı Gelirin artması etkili olmakla birlikte bunların ne olduğunu ancak banka bilançoları açıklanınca banka özelinde anlamış olacağız. ( Faiz Dışı Diğer Kalemlere açıklık getirilmesinin BDDK‘nın bir çözüm bulması lazım, zira sektörün ilk 3 ayda Faaliyet Dışı Geliri 20,9 milyar TL’yi buluyor ise bu “Diğer!” diye bilançoda gösterilecek bir kalem olmamalı.)

2020 aynı dönemde 54,1 milyar TL Faiz Gelir sağlayan bankalar faiz oranlarını yükselmesine rağmen geçmiş dönem taksitli ve spot kredi faiz oranlarına müdahale edemedikleri için faiz gelirleri hızla düşüyor zira 2021 ilk çeyreğinde 10 milyar TL düşerek 44,1 milyar TL seviyesine düşmüş durumda. Bunun yanında 29,1 milyar TL olan Faiz Dışı Gelirleri ise % 41,6 artarak 41,2 milyar TL düzeyine ulaşmış durumda.

Net karlılığa baktığımızda 2020 ilk çeyreğini 15,3 milyar TL Net Karlılık ile kapatan bankalar Net karlılıklarını % 4,6 artırarak 16 milyar TL düzeyine çıkarmış durumda.

Erol TAŞDELEN – Bağımsız Ekonomist www.bankavitrini.com yazarı

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

DenizBank, Dünya Çiftçiler Günü’nü Tarıma Özel Kampanyalarla Kutluyor

Tarımın finansmanı ve çiftçinin üretiminin devamlılığı için çalışan DenizBank, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü, Üretici Kart ile yapılan alışverişlerde nakit avans fırsatı ve toplamda altı aya varan vade avantajı gibi çiftçinin hayatını kolaylaştıran kampanyalarla kutluyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

DenizBank, tarımın finansmanı için geliştirilmiş yenilikçi ürünü Üretici Kart ile MobilDeniz üzerinden 1 ay faizsiz 25.000 TL nakit avans imkânının yanı sıra, anlaşmalı iş yerlerinden yapılan alışverişlerde Mayıs sonuna kadar geçerli 5 aya varan vade avantajı sunuyor. Ayrıca çiftçiler, MobilDeniz uygulaması aracılığıyla banka şubesine gitmeden, doğrudan bayiden 4 milyon TL’ye kadar traktör kredisi başvurusunda bulunabiliyor.

“Çiftçilerimiz ülkemizin geleceğidir”

DenizBank KOBİ Bankacılığı, Tarım Bankacılığı ve Kamu Finansmanı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Engin Eskiduman, konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi: “DenizBank olarak çiftçilerimizin ülkemiz ve geleceğimiz için taşıdığı değeri biliyor; üretim güçlerini desteklemeyi öncelikli görevimiz kabul ediyoruz. Bu özel günde de, tüm şubelerimizde onlarla bir araya geliyor, ziraat odalarımızla etkinlikler düzenleyerek Dünya Çiftçiler Günü’nü coşkuyla kutluyoruz. Bugün itibarıyla 300 tarım şubemizde, çoğunluğu ziraat mühendisi ve çiftçi ailelerinin çocuklarından oluşan 1500 kişilik ekibimizle sahadayız; tüm ihtiyaçlarında üreticilerimizin yanında olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Önümüzdeki dönemde de, ülkemizin her köşesinde, özellikle kırsal bölgelerde üretimin sürekliliğini sağlamak amacıyla gerekli finansal desteği sağlamak üzere kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz. Emekleriyle tarımı ayakta tutan tüm çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü içtenlikle kutluyor, verdikleri emek için teşekkürlerimizi sunuyoruz.”

Okumaya devam et

Ali Coşkun

Patrona Uyarı: Banka Kredileri, Özkaynak Değildir

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bir çok şirkette hâkim olan bir anlayış var. Sipariş varsa satış vardır, satış varsa büyüme vardır, büyüme varsa işler yolundadır. Bu durum umut verici görünse de arka plandaki finansal gerçekler çoğu zaman ihmal ediliyor. Özellikle büyümenin tamamen banka kredileriyle finanse edildiği şirketlerde bu durum ilerleyen dönemlerde ciddi sorunlara yol açıyor.

Bilançoların %70’i banka borçlarından oluşmaktadır. Şirketlerin çoğu kısa vadeli banka kredileriyle günlük operasyonlarını döndürmeye, uzun vadeli yatırımları ise işletme sermayesiyle karşılamaya çalışıyor. Bu yapısal sorun, finansmana erişimin iyice kısıtlandığı, bugünkü gibi yüksek faizli bir ortamda daha da riskli hale geliyor.

Bugün TL faiz oranları basitte %55 – 60’lara dayanmış durumdadır. Bileşiği ise tefeci faizlerine gelmektedir. Bu faiz oranlarıyla mevcut kredi borçlarının çevrilmesi, ödenmesi neredeyse imkânsız hale gelmiştir.

Peki, neden şirketler bu kadar fazla banka kredisi kullanıyor?

Çünkü çoğu patron için kredi bir tür “ öz sermaye ” gibi görülüyor. Oysa bu en büyük ve en tehlikeli yanılgılardan biridir.

Kredi, bir finansman aracıdır. Örneğin tedarikçiden alınan vadeli mal gibi bir gün ödenmesi gereken bir borçtur. Sermaye değildir. Ortakların koyduğu, özkaynak hiç değildir.

Kredi riski, şirkete değil bankaya aittir sanılıyor ama durum tam tersidir.

Üstelik bu kredi bağımlılığı, iş dünyasında “büyüme tutkusu” ile birleşince daha da tehlikeli hale geliyor. Patron sipariş almanın heyecanıyla yeni yatırımlara koşuyor, üretim kapasitesini artırıyor, yeni makineler alıyor ama bu harcamaların tamamı krediyle finanse ediliyor.

Satışlar artsa da kârlılık aynı oranda artmıyor. Çünkü artan faiz yükü, nakit çıkışlarını eritiyor. Firma büyüdükçe özkaynağı zayıflıyor, borç/özsermaye oranı bozuluyor ve finansal yapı kırılgan hale geliyor.

Bugün konkordato ilan eden firmaların çoğu “büyüme dönemlerinde” kontrolsüz borçlanan firmalardır. İşler iyi giderken alınan kredilerin geri ödemesi, ekonomi yavaşladığında ya da faizler bugünkü gibi yükseldiğinde imkânsız hale gelir. Aslında ortada bir krizden çok kötü yönetilen bir finansman yapısı vardır.

Büyüme ciro ile ölçülmemelidir. Karlılık, nakit akışı, özkaynak karlılığı, borç çevirme oranı gibi göstergelerde önemlidir. Aksi halde bilançosu hormonlu şişmiş, borç yükü altında ezilen firmalarla dolu bir ekonomik yapı oluşur.

Ve bunun en temel sebebi şudur:

Kredinin, özkaynak olmadığı gerçeğinin farkında olunmamasıdır.

Patronlar artık şunu net bir şekilde anlamalı ;

Kredi bir borçtur. Bir gün geri ödenmek zorundadır. Kâr etmeyen, nakit sağlamayan bir yapının borçla büyümesi sürdürülebilir değildir.

Bu yolun sonu konkordatodur, iflastır.

Finansal disiplini olmayan bir büyüme çöküşün habercisidir.

İş dünyasının yaşaması için “krediye değil, kârlılığa” odaklanan bir zihniyet değişimi şarttır.

Özkaynak olmadan büyümek temelsiz bina yapmaya benzer. İlk sarsıntıda yıkılır.

Ali ÇOŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

BANKA ANALİZLERİ

HSBC TÜRKİYE RAPORU

Yayınlanma:

|

Yazan:

• Türkiye hisse senetleri, İBB Başkanı İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından artan iç siyasi belirsizlik nedeniyle önemli bir oynaklık yaşamıştır.
• Ekonomik reformlara olan bağlılığa dair son güvenceler, uzun vadeli tezi desteklemektedir.
• HSBC, Türkiye’ye yönelik “ağırlığını artır” tavsiyesini koruyor ve altı “en iyi fikir” hisseyi vurgulamaktadır: Türk Hava Yolları, Akbank, BİM, Turkcell, Migros ve Torunlar.
• Yakın vadeli zorluklara rağmen, Türkiye hisse senetleri için temel uzun vadeli katalizörün, geleneksel ekonomik politikaya olan güçlü bağlılık olduğuna inanılmaktadır.
• Türkiye hisse senetleri için en büyük risk, döviz çıkışlarından kaynaklanan sürekli baskılardır.
• TCMB’nin temel öncelikleri, dolar talebini kontrol altına almak ve döviz istikrarını korumaktır.
• Yabancı yatırımcı pozisyonları yılbaşından bu yana artsa da, nispeten küçüktür ve bu da daha fazla çıkışın sınırlı olabileceğini göstermektedir.
• 14 Mart’a kadar, yılbaşından bugüne Türkiye hisse senetlerine 860 milyon USD giriş olmuştur, ancak 2024 boyunca 2,6 milyar USD çıkış yaşanmıştır.
• Türkiye’nin öz sermaye piyasasındaki yabancı sahipliği, 2020 öncesindeki %65 seviyesinden %37’ye düşmüştür.
• Türk bankaları, makroekonomik gelişmelerle yakından ilişkili oldukları ve yüksek yabancı pozisyonlarına sahip oldukları için, devam eden gelişmelerden en çok etkilenen sektör olarak görülmektedir.
• Bununla birlikte, bankaların yıl sonuna kadar faiz indirimlerinin gerçekleşmesiyle olumlu etkileneceği düşünülmektedir.
• Türkiye ekonomisinin temelleri sağlamdır ve 2025’in başındaki veriler, kurumsal kazançlara önemli bir destek sağlayacak şekilde ekonominin dirençli olduğunu göstermektedir.
• Yüksek enflasyon ortamında, Türk tüketicileri fiyat konusunda daha hassas hale geldikçe, temel tüketim malları ve indirimli perakendeciler iyi performans göstermektedir.
• Türkiye’de havacılık sektörü, güçlü büyüme görünümüyle öne çıkmaktadır.
• Ülke, 2024’teki 62,3 milyon ziyaretçiye kıyasla bu yıl 65 milyon ziyaretçi ağırlamayı beklemektedir.
• Türkiye, Ukrayna, Gazze, Lübnan ve Suriye gibi bölgelerdeki potansiyel yeniden yapılanma çabalarından faydalanabilecek stratejik bir konuma sahiptir.
• Savunma sektörü, AB’nin savunma bütçelerini artırma yönündeki önemli çabasından yararlanmaya hazırlanmaktadır. Aselsan tavsiye edilmektedir.
• Türk savunma ve havacılık ihracatı 2024’te %29 artarak 7,1 milyar USD’ye ulaşmıştır.

RAPORUN TAMAMI: 1743143694653

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.