Connect with us

BORSA

Bankalar borsayı sırtlamaya devam edebilir

Banka hisselerinin mart ayı başında yeniden dümene geçmesiyle BIST 100 endeksi, rekor üzerine rekor kırarken, özellikle bankalardan beklenen güçlü ilk çeyrek finansal sonuçlarının borsadaki yükselişi desteklemeye devam edebileceği belirtiliyor.

Yayınlanma:

|

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, üst üste 7 haftadır yükselirken, yılbaşından bu yana yüzde 35’e yaklaşan getiriyle dünya borsalarından oldukça pozitif ayrışıyor.

Banka hisseleri, borsada yılbaşından bu yana yaşanan yükselişte oldukça önemli bir rol oynuyor. İlk çeyrek finansal sonuçlarına ilişkin güçlü tahminler ve bankaların oldukça ucuz olması, borsada yeni rekor beklentilerinin de devam etmesini sağlıyor.

BIST 100 endeksi, yılbaşından bu yana yüzde 34,28 yükselişle 2.494,37 puana, BIST banka endeksi de yüzde 32,40 artışla 2.112,79 seviyesine yükseldi. Her iki endeks bu hafta kapanış rekorlarını geliştirirken, dolar bazlı getiri BIST 100 endeksinde yüzde 22,96, BIST banka endeksinde yüzde 21,25 oldu.

Banka hisseleri arasında yılbaşından bu yana en fazla getiriyi yüzde 57,2 ile Yapı ve Kredi Bankası sağladı. Şirketin dolar bazlı getirisi yüzde 43,9 oldu.

“Dolar bazlı baktığımızda, önemli alt desteklerden hareketin yeni başladığını görmekteyiz”

AA Finans Analisti ve Stratejist Cüneyt Paksoy, BIST 100 endeksindeki yükselişe sınai endeksi başta olmak üzere birçok sektörün destek olduğunu belirterek, “Yeni rekorların her zaman olduğu gibi bir kez daha bankacılık sektörü öncülüğünde kırıldığını görüyoruz.” dedi.

BIST 100 endeksinin geçmişte 3 defa dolar bazlı 5 sentlere ulaşmasına öncülük eden bankacılık sektörünün, son yıllarda devamlı ivme kaybettiğini ve dolar bazlı olarak 2001-2004 yıllarındaki çok düşük seviyelere gerilediğini anlatan Paksoy, bu baskıda ana faktör olarak borsanın genelinde hissedilen ancak bankacılık özelinde ciddi payı olan yabancı yatırımcı satışı ve yabancı payının devamlı aşağı yönü azalışının etkili olduğunu vurguladı.

Paksoy, buna karşın dünya genelinde benzerlerine göre güçlü sayılabilecek finansal sonuçlar ve yabancı payının gelecekte tekrar alış yönünde yer alacağı yönündeki beklentilerin sektör için olumlu sayılabilecek kriterler olarak öne çıktığını, yabancı katkısı olmadan hareketin yukarı yönlü potansiyelinin sınırlı kalabileceğini söyledi.

Banka hisselerindeki alıcılı seyirde ayrıca ABD ile devam eden stratejik görüşmeler, F-16’ların satışına ilişkin olumlu haber akışı ve Halkbank davası ile ilgili süreçte pozitif sonuç ihtimalinin yükselmesinin etkili olduğunu vurgulayan Paksoy, şunları kaydetti:

“Bankacılık endeksindeki yükselişte asıl katalizörlerden biri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) son hamlesi oldu. Tahvil tarafında, doğrudan alımlarla tahvil tarafına uzun zamandır destek veren TCMB’nin, piyasa yapıcı bankalara TCMB’ye Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) satma imkanı tanıması önemli bir adım oldu. Bu imkan, 8 Nisan 2022’den itibaren kullanılabilecek. TCMB, piyasa yapıcı bankalara tanıdığı bu imkan ile bankalara belirli oranda geleceğe dair faiz riskini dengeleme ve likidite imkanlarının genişlemesi gibi birkaç avantaj sunuyor.”

“Orta ve uzun vadede 2.500’lere kadar önemli bir potansiyel taşıyor”

Cüneyt Paksoy, BIST 100 endeksinin yeni yükselişine devam edebilmesi için banka hisselerinin potansiyeline özellikle konsantre olunması gerektiğini belirterek, teknik açıdan BIST banka endeksinin 2.100 seviyesinin üzerinde kalıcı olması halinde orta ve uzun vadede 2.500’lere kadar önemli bir potansiyel taşıdığını vurguladı.

Olası satışlarda ise 1.700-1.900 aralığının hem yeni pozisyonlar için alım yeri hem de satışların karşılanma gücü olarak önemli destek bölgesi olarak izlenebileceğini ifade eden Paksoy, “Dolar bazlı baktığımızda ise önemli alt desteklerden hareketin yeni başladığını görmekteyiz. Grafiklerde 150-165 sent bandı hem potansiyel ilk hedef hem de kritik direnç olarak takip edilecektir. Buranın geçilmesi 50 aylık ortalama olan 200-250 sentlere kadar yeni hareket alanı anlamına gelebilir.” ifadelerini kullandı.

“Bankalar için bilanço dönemi yeni katalizör olabilir”

Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan da “Bankaların ilk çeyrek finansal sonuçlarındaki güçlü beklentiler banka hisselerinin borsa performansını olumlu etkiliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Piyasa çarpanlarının gösterdiği güncel iskonto durumuna bakıldığında, banka hisselerinin dünya genelindeki bankalara göre oldukça ucuz olduğunu belirten Erkan, bilanço döneminin banka hisseleri için yeni bir katalizör olabileceğini söyledi.

Erkan, beklentiler dahilinde gerçekleşecek finansal sonuçlarla birlikte olumlu seyrin devam etmesinin beklendiğini, bu durumun BIST 100 endeksinde yeni rekorları da beraberinde getirebileceğini aktardı.

Borsada yükseliş eğiliminin uzun süredir devam ettiğini ve kısa dönemde bazı düzeltmeler olabileceğini belirten Erkan, bu düzeltmelerin borsadaki yükselişin daha sağlıklı olması için gerekli olduğunu vurguladı.

Erkan, buna karşın henüz borsada önemli bir düzeltmenin yaşanmadığını aktararak, genel anlamda Borsa İstanbul’da iyimser hareketin hala önemli potansiyel gösterdiğini kaydetti.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Jeopolitik riskler hafiflerken, ‘yumuşak iniş’ ihtimali umudunu yitiriyor…

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Piyasaların gözü kulağı jeopolitik gelişmelerde olsa da, FED’in yapışkan enflasyon ve güçlü makroekonomik veriler ardından tavrında görülen keskin değişim, ya da faiz indirim beklentisinin her geçen gün daha da azalmasının yankıları piyasalarda hissediliyor. Lâkin, FED’in önceliğinin tam istihdam ve fiyat istikrarı olduğu düşünülürse, istihdam cephesinden sanıldığının aksine pek de iyi haberlerin geldiğini söyleyemeyiz! Şöyle ki, son açıklanan tarım dışı istihdam verisi her ne kadar güçlü sonuçlansa da, nitelik anlamında zayıf bir tablo ile karşı karşıyayız: iş gücünde 6bin tam zamanlı işi kaybı yaşanırken, 691bin yarı zamanlı iş eklenmiş. Yüksek faizlerin piyasayı yormaya mı başladı sorusunu kendimize sormadan da edemiyoruz.
  • Hatırlanacağı üzere, neredeyse 3 aydan kısa bir süre önce FED bu yıl ne kadar faiz indirimi yapılacağından bahsederken, son günlerde 180 derece çark etmesi mali piyasaların canını acıtırken, işgücü piyasasından da zayıflama ibareler görmeye başlıyoruz. Şöyle ki bu hafta Tesla, işgücünün %10’unu yani 14bin çalışanını işten çıkaracağını duyurdu. Amazon, maliyetleri düşürmek amacıyla bu yıl zaten işten çıkarmalar yaptığını da not edelim. ABD’de enflasyon her ne kadar yapışkanlık arz etse de, yüksek seyreden faizlerin banka finansallarına da olumsuz etkisini bu hafta sonuçlarını açıklayan BofA finansallarında görürken, yakın geçmişte, yüksek faizler nedeniyle başarısız olan 3 ABD bankasının batışı hafızamızda hâlen daha taze bir yer tutuyor.
  • Hülâsa, FED son aylarda umut ettiği enflasyon verisini henüz bulamasa da, faiz indirimlerinin gelip gelmeyeceği büyük bir soru işaretine dönüşerek piyasaların yön tayin etmekte zorlanmasına neden olsa da, işten çıkarmaları başlaması ve yüksek faizlerin bankacılık sektörünü hırpalamaya başlaması,  FED’in bir noktada istemese de faiz indirimlerine soyunmak zorunda kalacağını düşündürüyor! Bu sabah itibariyle, faiz vadeli kontratlarının 2024’te 2’den az faiz indirimi beklediğini not edelim. FED üyelerinin faiz yorumlarında şahin üsluplarını da korunduğunu görüyoruz. Oy hakkında sahip Cleveland FED Başkanı Mester ile Kurul Üyesi Bowman, faiz indirimlerinde acele edilmemesi gerektiğini söyledi.
  • Ortak para birimi EUR, doların güçlenmesinin yanı sıra, Avrupalı politika yapıcıların iki ay içinde faiz oranlarını düşürmeye hazırlanmaları nedeniyle baskı altında kalarak bu hafta %2’ye yakın değer kaybederek beş ayın en düşük seviyesinin gerilemesi ardından bu sabah hafif de olsa toparlanarak 1,0660 seviyesine yükseldi. Dolar cephesinde yaşanan hafif de olsa değer kaybının arkasında, ABD, Japonya ve Güney Kore arasında, Asya’daki dolar kazanımlarının yavaşlamasına yönelik yakın istişarede bulunmak üzere alışılmadık bir üçlü anlaşmaya varıldığı haberinin yattığını düşünüyoruz! Bir türlü belini doğrultamayan Japon Yen’i, dolar başına 154,25 seviyesinde ve yaklaşarak son otuz yılın en düşük seviyesine yakın işlem gördüğünü de not etmiş olalım!
  • Emtia piyasalarında ise, kıymetli madenler cephesinde keskin yükselişler tersine dönmese de duraksadığını not etmek gerekiyor. Altının ons fiyatı geçen hafta Cuma günü test ettiği 2,430 dolar zirvesi ardından 2,370 dolar seviyelerinde salınırken, gümüş, teknik bir seviye olan 30 doları neredeyse test etmesi ardından 28,50 seviyelerinde salınıyor. Petrol, gerek talep endişeleri ve İran’ın hafta sonu saldırısına İsrail veya ABD’den net bir yanıt alınamaması nedeniyle son iki buçuk ayın en sert düşüşünü gerçekleştirdi. Jeopolitik riskler hafifliyor mu sorusunu da kendimize sormadan edemiyoruz. Her ne kadar İran petrolüne dramatik yeni yaptırımlar beklenmese de, ABD Venezuela’ya yönelik petrol yaptırımlarını yeniden uygulamaya hazırlandığını okuyoruz. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı haftabaşı 92 dolar seviyesini aşarak son 6 ayın zirvesini test etmesi ardından dün %3 gerileyerek 87 dolar seviyesinin diplerini test etti.
  • Yeni gün başlangıcında, ABD borsalarının aksine, pasifiğin diğer ucunda daha ılımlı bir tablo görüyoruz. Jeopolitik risk algısının bir miktar iyileşmesi küresel mali piyasalar üzerindeki satış baskısını hafiflettiğini söyleyebiliriz. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı ve ABD Dolarının değer kaybetmesi (DXY) bu görüşümüze baz teşkil ediyor. Bugün FED ve ECB cephesinden merkez bankası yetkililerinin konuşmalarını takip edeceğiz. Her hafta Perşembe günü olduğu üzere, ABD’de işsizlik maaşı başvuruları; Türkiye cephesinde ise TCMB ve BDDK haftalık verilerine ve konut satışlarına bakacağız. Mikro cephede ise Netflix finansalları önemle takip edilecek. IMF-Dünya Bankası toplantıları sürüyor. Bugün gözler AB Liderler Zirvesi’nde olacak.
  • Türkiye cephesinde ise dün açıklanan cari işlemler dengesi, yılın ilk 2 ayında 5,8 milyar dolar açık verdi. Geçen sene aynı dönemde bu rakamın yaklaşık 20 milyar dolar olduğu düşünülürse, olumlu bir tablo ile karşı karşıyayız. Öte yandan, çekirdek veride de olumlu bir seyir gördüğümüzü not edelim. Şöyle ki, altın hariç cari işlemler dengesi Şubat ayında 2,3 milyar dolar açık verirken, bu rakam geçen yılın Şubat ayında 5,2 milyar dolar düzeyinde idi. Tablonun ‘sırıtan’ rakamı ise net hata ve noksan kaleminin yılın ilk 2 ayında 6,9 milyar dolar açık vermesi oldu! Washington’da konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, piyasaların ve yatırımcıların genel olarak enflasyonun düşeceği ve OVP’nin sonuç vereceğine inanmaya başladığını söyledi. USDTRY kuru günü 32,54 seviyelerinde başlarken, bebek adımları ile kuzey yolculuğunun devam edeceğini düşünüyoruz.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Ortadoğu’daki çatışmalar güvenli limanlara sığınma isteğini artırdı

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Biz bayram tatilindeyken, küresel arenanın karışmasına, bunun da mali piyasalara sirayet etmesine neredeyse alıştığımızı söyleyebilirim. Bugün bültenimizde, uzun tatil döneminde yaşanan önemli jeopolitik ve makroekonomik gelişmeleri basit bir şekilde kaleme alarak, bundan sonrasını anlamaya çalışacağız. Hatırlanacağı üzere, İran’ın, Suriye’nin başkenti Şam’daki Büyükelçilik yerleşkesine 1 Nisan günü İsrail tarafından düzenlenen hava saldırısı ve yine İsrail’in Filistin ve Hamas’a yönelik artan saldırıları geopolitik riskleri artırmış, Amerikan Wall Street Journal gazetesi, geçen haftanın son günlerinde, İran’ın kısa bir süre içinde İsrail’e karşılık vereceği iddiasında bulunmuştu.
  • Küresel mali piyasalar ise, haftanın son iş günü, özellikle de İran ile İsrail arasında var olan tansiyonun daha da artacağı ve bölgeye de yayılacağı endişesi ile oldukça sert bir fiyatlama eğilimi sergiledi. Bu bağlamda, belirsizliğin yükseldiği dönemlerin bir numaralı yatırım aracı olan altın, ABD’de risksiz faiz oranı olarak görülen 10 yıllık tahvil faizlerinin katılık gösteren sıcak enflasyon verisi ardından %4,50 seviyesine yükselerek son 5 ayın en yüksek seviyesine gelmesine rağmen, fonlama maliyetini göz ardı ederek, güvenli liman edası ile 2,430 dolar seviyesine kadar yükseldi. Son dönemlerde ön plana çıkardığımız ve uzun pozisyona sahip olduğumuz bir diğer kıymetli maden gümüş ise 29,80 dolar seviyesine kadar yükselerek son üç yılın zirvesini test etti.
  • Ortadoğu’da var olan tedirginliğin arz kesintisine neden olacağı beklentisi ile kuzey denizi petrolü olan Brent, haftayı 90 dolar seviyesinin üzerinde kapatarak son 6 ayın zirvesine yükselirken, bir başka güvenli liman olan doların ise (DXY) riskten kaçınma eğilimine paralel talep görmesi ile 5 ayın zirvesine yükselidiğini not edelim. DXY’nin yükselişi, EURUSD paritesini 1,06 seviyesinin diplerine kadar iterken, hafta sonu açık olan veya işlem gören tek enstrüman olan Bitcoin ise oldukça sert bir satış dalgasına maruz kalarak ilk etapta 61bin dolar seviyesine kadar gevşedikten sonra 65 dolar seviyelerine toparladı.
  • Elbette, doların güçlenmesini sadece güvenli liman etkisine bağlarsak biraz da haksızlık etmiş oluruz keza madalyonun diğer tarafında ise güçlü Amerikan verilerinin de payının olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor. Şöyle ki, bizler bayram tatilindeyken, ABD’de açıklanan TÜFE enflasyonu tahminlerin üzerinde sonuçlanarak, faiz indirim beklentilerinin de biraz daha gerilemesine neden oldu. ABD tahvil faizlerinin 5 ayın zirvesine çıktığı Cuma günü, Amerikan hisse senedi endeksleri %1,5’a varan oranda sert satışlara sahne oldu. ABD vadeli faiz kontratları ise yılın geriye kalan kısmına yönelik faiz indirim beklentilerini 45 baz puana çekerken (2 x 25baz puan) sene başı bu beklentinin neredeyse 6-7 kez faiz indirimi şeklinde olduğunu hatırlatalım.
  • Madem ki bizim tatilde olduğumuz dönemi çok da uzatmadan kaleme alabildik, gelin bir de bundan sonrasına bakarak biraz da fiyatlama davranışının ne yöne evrileceğini anlamaya / yorumlamaya çalışalım. Önden fiyatlama yapan piyasaların (beklentiyi satın al gerçekleşmeyi sat) doğru bir fiyatlama içerisine girdiler mi onu da anlamaya çalışalım. Ortadoğu’da savaş tamtamları yükselse de hatta 3. Dünya savaşının fitili ateşlendi dense de, önden bilgi verilerek yapılan hatta İran’dan İsrail’e atılan çok sayıda füzenin saatlerce yol katederek hava savunma sistemi çok güçlü olan bir ülkeye hedeflerine varamadan düşürülmesi, sadece ve sadece İran’ın Suriye’deki diplomatik yerleşkesine yapılan saldırının karşı misilleme adımı ya da İran iç siyasetine yönelik bir hamle olarak okuduğumuzun altını çizmek isteriz. İranlı yetkililerin saldırıyı çok az hasara yol açmasına rağmen başarılı olarak nitelendirmesi, amacın zarar vermekten çok caydırıcılık mesajı vermek olduğunu da gösteriyor. Dahası, ABD Başkanı Biden’ın tansiyonu artırmayan açıklamalarını da göz ardı etmemek gerekiyor.
  • Konuyu, mali piyasalar gözlüğümüz ile ele almak gerekirse, hafta sonu riski almak istemeyen ve Ortadoğu’da yayılabilecek bir savaş riskini de fiyat davranışına abartılı bir şekilde yansıtan piyasaların yeni haftda taşlar yerine oturdukça daha sağduyulu bir tepki vereceğini düşünüyoruz. Gümüş cephesinde 30 doların eteğine kadar gelerek kısa vadeli hedef seviyemize ulaşırken, altın tarafında 2,500-2,550 dolar olan hedefimize henüz ulaşamasak da, kâr satışı için gelinen seviyelerin elverişli olduğunu düşünüyoruz. Bunu söylerken, küresel manzaranın rahatsız edici olduğunu, Ukrayna ve Filistin tarafında devamlılık arz eden savaşların şiddeti körüklediğini, jeopolitik gelişmelerin -nasıl olsa bir şey olmaz- şeklinde okunmaması gerektiğinin de altını çizmek isteriz. İlaveten, ABD’de enflasyonist baskıların kalıcı bir hâl alması da güvenli limanlara olan talebi güçlü tutmaya devam edeceğini düşünüyoruz.
  • Türk mali piyasalarının ise yerel seçimler ardından çehresinin hızla olumlu anlamda değişmeye devam ettiğini not etmemiz gerekiyor. Her ne kadar seçim sonrası birkaç gün bocalama hatta kafa karışıklığı yaşansa da, TCMB’nin net yabancı para pozisyonunun son 5 iş günü içerisinde 10,4 milyar dolar artış göstererek iyileştiğini peşinen not edelim. Enflasyon sorununu çözmenin kaçınılmaz olduğunu ve bu bağlamda atılan doğru adımların yabancı kurumlar tarafından göz ardı edilmeyerek not artırımı ile taçlandırılmaya devam edileceğini de düşünmeye devam ettiğimizin altını çizelim. Borsa İstanbul ana endeksi bankacılık hisseleri önderliğinde 10bin psikolojik endeks seviyesine gelerek rekor kırarken, 11-12 bin endeks seviyesindeki hedefimize de doğru da yol almaya devam ediyor. USDTRY kuru uzun bayram tatili öncesi ortaya çıkan TL ihtiyacı ile son günlerde yerinde sayarken, enflasyon ve faiz hadlerine paralel bebek adımları ile bundan sonraki süreçte kuzeye ilerlemeye devam etmesini bekliyoruz. Tahvil faizleri yavaş yavaş alımların eşliğinde yönünü aşağıya çevirirken, CDS risk primi ise 300 baz puan seviyesinde denge kazandı.
  • ABD’de büyük bir katılık gösteren enflasyon verileri ardından faiz indirim beklentilerinin iyice törpülendiği; FED cephesinde ise yetkililerini açıklamalarını şahinleşmeye başladığı bir ortamda, bugün ABD’de açıklanacak Mart ayı perakende satışlar verisi, Salı günü Başkanı Powell’ın konuşması, Perşembe günü ise mevcut konut satışlarını takip edeceğiz. ABD’de Kasım ayında düzenlenecek seçimler öncesinde ya da çok da sıkı para politikasının getirdiği diğer yükleri de göz ardı etmeyerek FED’in bu yıl bir noktada faiz indirmeye başlayacağını düşünmeye devam ediyoruz.
  • Yeni haftanın ilk işlem gününde, Asya borsalarında hâkim renk kırmızı. MSCI’nın Japonya dışındaki Asya-Pasifik hisselerini kapsayan en geniş endeksi %0,7 geriledi. Dolar, YEN karşısında 34 yılın en yüksek seviyesine ulaştı! Sabah ilk işlemlerde altın 2,360, gümüş 28,20, petrol 90,20, bitcoin ise 65,300 dolar seviyelerinde işlem görüyor. USDTRY kuru 32,40 seviyelerine toparladığını da not edelim.
  • Jeopolitik risklerin gündemi meşgul etmeye devam edeceğini düşünüyoruz. İran’ın İsrail’e yönelik nitelik ve nicelik olarak saldırısının etkisiz kalması hatta ABD, İsrail’in İran’a karşı herhangi bir misilleme eyleminde yer almayacağını söylemesi ile riskler bir nebze de olsun hafiflemişti. Ancak, İsrail’in bu saldırıya karşılık verebileceği iddiaları riskleri yeniden yükseltme eğilimi barındırdığını da göz ardı etmeyelim. Jeopolitik risklerin yüksek seyretmesi, küresel anlamda doların ve kıymetli metallerin güçlü kalmasına, riski varlıkları ise (hisse senetleri) değer kaybına neden olacağına düşünmeye devam ediyoruz. Nedense, bu eğilimin de kalıcı ve uzun boylu olmayacağı düşünüyoruz.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Ortadoğu’da çatışmaların tırmanma riski artıyor: Brent 5 ayın zirvesinde

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Son dönemde ABD’de açıklanan bir dizi sağlam ekonomik veri sonrası, FED’in faiz oranlarında gevşeme hızı ve ölçeği konusundaki şüpheler artarken, her ne kadar hafta ortası konuşan FED Başkanı Powell’ın yorumları, faiz indirimlerinin muhtemelen bu yılın bir noktasında başlayacağı görüşünü sıcak tutsa da, dün ilk kez Minneapolis FED Başkanı Kashkari’nin dirençli ABD ekonomisi ışığında bu yıl faiz indirimine ihtiyaç olmayabilir yönünde görüş belirtmesi, piyasaların moralini bozdu.
  • FED’in karar setinde önemli bir yer tutan ve her ayın ilk Cuması açıklanan istihdam raporu öncesinde piyasa aktörlerinin bekle ve gör stratejisine geçmesi ve Ortadoğu ekseninde İran – İsrail geriliminin yarattığı jeopolitik riskler -uzun süreli bir çatışmanın neden olabileceği arz kesintileri tehdidi- Brent cinsi ham petrolün varil fiyatını Ekim ayından bu yana görülmeyen 91 doların üzerine taşıdı. Petrolün artması taşımacılık maliyetlerinin artması nedeniyle dünyanın enflasyonla savaşını sekteye uğratabileceği gibi, net enerji ithalatçısı olan ülkelerin de cari işlemler dengesini zorlayacaktır.
  • ABD borsaları, havanın birden karamsara dönmesi ile geceyi %1,5 civarında düşüşle tamamlarken, bu sabah pasifiğin diğer ucunda da hâkim rengin kırmızı olduğunu görüyoruz. Her gün rekorlarına alıştığımız gösterge endeks Tokyo borsası, olumsuz havanın yanı sıra, YEN’in önlenemez değer kaybına karşı otoritenin daha fazla faiz artışını gündeme taşıması ile baskı altında kalarak %2’den fazla düştü.
  • Her ayın ilk Cuması olduğu üzere, bugün günün ikinci yarısında ABD’de açıklanacak ve ABD ekonomisinin sağlığı açısından en önemli veri olarak kabul edilen tarım dışı istihdam raporu büyük bir merakla takip ediliyor. Reuters anketine göre, manşet verinin Mart ayında 200bin kişi artması, işsizlik oranının %3,9 ile sabit kalması ve enflasyon göstergesi olarak okunan yıllık bazda maaş artışlarının ise %4,1 seviyesine gerilemesi bekleniyor. Verinin beklenti seti dışında kalması piyasa reaksiyonunu da beraberinde getirebilir.
  • Artan jeopolitik risklere paralel ABD 10 yıllık devlet tahvilinin getirisi -güvenli limana sığınma isteği- %4,30 seviyesine gerilerken, altın ve gümüşün olumsuz havadan bir nebze de olsun yara alarak sırası ile 2,280 ve 26,55 dolar seviyelerine gerilediklerini görüyoruz. Teknik bir bakış açısı ile her iki emtiada yukarı yönlü isteğin korunmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Bitcoin’in ise yeniden 68bin dolar seviyesine yükselerek tehlikeli sulardan uzaklaştığını not edelim.
  • Türk mali piyasalarında ise seçim sonrası normalleşme eğilimi kuvvet kazanmaya başladı. Hatırlanacağı üzere, seçim sonrası USDTRY kuru için uçacak / kaçacak minvalinde görüşlere katılmadığımı mütemadiyen dile getirerek, enflasyon belasından kurtulmak adına, otoritenin TL’nin reel anlamda değer kazanmasına izin vereceğini ve kurun bebek adımları ile de olsa sene sonunu psikolojik 40 seviyesine yürüyeceğini ön görmüştük. Hâlen daha da aynı noktadayız. Seçim öncesi döviz tarafında pozisyon almak isteyen yurtiçi yerleşiklerin korkulan senaryoların gerçekleşmemesi; dahası uzun bayram tatili öncesi ortaya çıkan TL ihtiyacını da göz önüne alırsak, döviz kurunun yurtiçi yerleşiklerin satışı ile gerilemeye başladığını, TCMB’nin ise son 2 günde yaklaşık 3 milyar dolar rezerv biriktirmeye başladığının altını çizebiliriz (bakınız grafik).
  • Büyük resimde, seçimlerin geride kalması, bayram tatilinin de bitmesi sonrasında kurun yeniden bebek adımları ile yönünü yukarıya çevireceği, bu süreçte de yabancının TL ve TL cinsi varlıklara olan talebinin belirleyici olacağını düşünüyoruz. Her hafta Perşembe günü açıklanan Menkul Kıymet İstatistiklerine göre, yabancının hisse senedi pozisyonu 29 Mart ile biten haftada 267 milyon dolar, tahvil kesin alımı ise 112 milyon dolar artış gösterdi. Son haftalarda, yabancının davranışı, bizlere, TCMB’nin faiz hamlesinin fiyatlandığını, faiz artırımı öncesinde satış yapıldığını, akabinde ise Türk mali piyasalarına tekrardan geri gelindiğini gösteriyor.
  • Yukarıda da değindiğim üzere, artan jeopolitik riskler ve Çin’den gelen hafif de olsa toparlanma sinyalleri ile enerji fiyatlarının yükselmesi piyasaların moralini bozdu. Bugün ABD’de açıklanacak kritik öneme sahip istihdam raporuna kadar bekle ve gör stratejisinin egemen olacağı, akabinde ise verinin işaret ettiği yöne doğru bir piyasa reaksiyonu bekliyoruz. Altın ve gümüş cephesinde uzun pozisyonlarımız devam ederken, USDTRY tarafında ise ‘square’ yani sıfır pozisyondayız.

>KKTC Enflasyon

KKTC İstatistik Kurumu Mart ayı enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre, Tüketici Fiyatları Genel Endeksi’nde, bir önceki aya göre %6,91, yıllık bazda ise %94,45 artış kaydetti. Ana harcama grupları itibariyle bir önceki aya göre en yüksek artış %18,90 ile Giyim ve Ayakkabı ana grubunda gerçekleşirken, yıllık bazda bakılırsa, Eğitim ana grubunda artış %125,94 ile ilk sırada yer aldı. Enflasyonun baz etkisi ile Haziran ayından itibaren keskin bir düşüş kaydedeceğini peşinen söyleyebiliriz. Yılın geriye kalan aylarında ise her ay %3 enflasyon gerçekleşmesi durumunda, KKTC’de TÜFE enflasyonunun sene sonu %51,50 seviyesine gerileyeceğini hesaplıyoruz.

Enflasyonun hem Türkiye’de hem de KKTC’de adeta vatandaşın içinden geçtiğini söylemeliyiz. Her ne kadar grafikte var olan kırmızı çizgiyi yani manşet enflasyonu konuşarak Haziran sonrası baz etkisi ile düşeceğini savunsak da veya yılın geriye kalan aylarıda %3 enflasyon gerçekleşmesi durumunda sene sonu %51,50 seviyesine gerileyeceğini hesaplasak da, vatandaşın hissettiği ‘kümülatif’ fiyat artışının mavi çizgi olduğunu göz ardı etmemeliyiz. Nisan ayından itibaren enflasyon hiç artış kaydetmese bile, mavi çizgi (endeks) ancak yataya dönecek lâkin 2020’li yıllardan bugüne yaşadığımız kümülatif fiyat artışları da yanımıza kalacaktır; hatta alım gücü de geri gelmeyecektir!

1712294717fe33569de083da200aa803a60c908cbc_1_1200.jpg
>TCMB’nin net döviz pozisyonunda yaşanan günlük değişim (mio USD) (swaplar ve hazine dövizleri hâriç)

Türk mali piyasalarındaki toparlanma ve normalleşme eğilimi sürerken, USDTRY kuru da 32 seviyesinin altına yerleşti. Yurtiçi yerleşiklerin seçim öncesi uzun spekülatif pozisyonlarını kapatması veya bayram tatili öncesi döviz satışları veya bu yönde arayış TCMB’nin de son günlerde rezerv biriktirmesine yardımcı oluyor!

1712294718075ab06a07984ec0895f097eeb20e8db_2_1200.jpg

>Filli Faiz Oranları

TCMB’nin Mart ayında miktarsal sıkılaştırma akabide ise 500 baz puan da faiz artırması sonrasında başta ihtiyaç kredisi olmak üzere faiz oranlarının tam gaz yukarı gittiğini not edelim.

171229471825522708c23906ccfb7981dde7ee58a8_3_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.