Connect with us

BORSA

Bankalar dört büyüklerin 8,4 milyar TL’lık kredisini yapılandırdı

FENERBAHÇE, BEŞİKTAŞ, TRABZON ve GALATASARAY’dan oluşan 4 büyükler kredilerini 2 yıl ödemesiz 9 yıl yapılandırarak rahat bir nefes aldı.

Yayınlanma:

|

Pandemi sürecinde gelirleri azalan kulüpler Banka Kredilerini ödemekte zorlanırken; takibe atılamayacak kadar büyük olmanın da avantajı ile kredilerini 2,5+7 ( 2,5 yıl ödemesiz 9 yıl vadede ) yapılandırarak kredi stresini azalmış oldular. Yapılandırma ile birlikte krediler sorunlu kredilerden çıkıp canlı kredilere dönemsi ise banka bilançolarına olumlu yansıyacağı biliniyor.

Hangi Banka Kredileri yapılandırıldı

T.C. Ziraat Bankası ve Denizbank 4 kulüpte de kredisini yapılandırırken; Yapı ve Kredi Bankası FENERBAHÇE ‘deki; T.Halk Bankası ise FENERHAHÇE, TRABZON ve BEŞİKTAŞ’daki kredilerini yapılandırdı. Kulüpler ilk ana para ödemesini 31.08.2023 tarihinde yaparken son ödemeyi 31.05.2030 yılında yapacak.

Kredi büyüklüğü ne kadar?

Ziraat Bankası, Halkbank, DenizBank ve Yapı Kredi ile Türkiye’nin 4 büyük kulübü arasında 8,4 milyar TL‘lık büyüklüğe sahip Finansal Yeniden Yapılandırma sözleşmesi imzalandı. Bildirim ve sunumlarda yapılandırma faiz oranının belirtilmemesi ise kafalarda soru işaretleri oluşturdu. Zira 2021 Eylül ayından sonra faizlerin düşme trendine gireceği beklentileri artarken bu tip anlaşmalarda erken kapama opsiyonu, faiz oranlarda borçlu lehine iyileştirme maddelerinin olması büyük önem taşırken bu tür bilgilerin kamuoyu ile paylaşılmaması ise merak konusu oldu.

Söz konusu anlaşmaya ilişkin Denizbank Genel Müdürlüğü binasında gerçekleşen imza törenine; Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, Yapı Kredi Üst Yöneticisi (CEO) Gökhan Erün, Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz ve Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu katıldı.

Törende konuşan TBB Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, taraflara teşekkür ederek, zor süreci güzel bir şekilde atlattıklarını söyledi.

Aydın, “Umarım ülkemiz için en doğrusunu yaptık, hayırlı uğurlu olsun” ifadesini kullandı.

“Finansman paketi 8,4 milyar liraya ulaşacak”

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş ise Türkiye’de sporun gelişimi ve kitlelere ulaşmasının milli görev olmasından hareketle, kamu bankalarının öncülüğünde başladıkları finansal yeniden yapılandırma sürecinde en üst düzeyde sorumluluk hissederek ellerini taşın altına koyduklarını söyledi.

Bugün bir sözleşmenin ötesinde, Türk sporunun geleceğine imza attıklarını dile getiren Ateş “Konsorsiyumun lider bankası Ziraat Bankası koordinasyonunda, Halk Bankası, DenizBank ve Yapı Kredi’nin katılımlarıyla toplam 8,4 milyar liraya ulaşacak finansman paketini hayata geçiriyoruz. Futbolumuzun çınarları 4 büyüklerin yanında durmayı vazife addediyoruz” açıklamasında bulundu.

Ateş, konsorsiyuma dahil bankalar olarak, Türkiye’de 100 binlerce kişinin geçimini sağladığı, 1 milyar doların üzerinde büyüklüğe sahip, gençlerin sporla buluşmasına ve sporu sevmesine vesile olan kulüpleri desteklemeyi her zaman topluma karşı vazife olarak addettiklerini anlattı.

Türk sporunun lokomotifi ve çınarları 4 büyük kulübün elde ettiği başarılarda finansal çözüm ortağı olarak daima yanlarında durduklarını ifade eden Ateş, şu açıklamalarda bulundu:

“Sağladığımız finansmanlar, sponsorluk anlaşmalarımız ve iş birliklerimizle, Türkiye’ye mal olmuş kulüplerimize ve sporun genel anlamda gelişimine katkı sunduk. Biliyoruz ki kulüplerimize sağladığımız destek, sosyal sorumluluk yaklaşımıyla Türk sporuna verilen destek demek. Bu kaynak sayesinde, A takımların yanı sıra sportif geleceğimiz olan amatör ve olimpik branşlar da finanse ediliyor. Böylece ülkemize uluslararası platformlarda sayısız başarı kazandıran sporcularımız yetişmeye devam ediyor.”

Hakan Ateş, global olarak içinden geçtikleri zorlu dönem ve koşulların, kulüplerin azalan gelirleri ve değişen ihtiyaçlarıyla şekillenen taleplerini karşılamak üzere bankalar olarak omuzlarına yeni bir sorumluluk yüklediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mevcut borçların yapılandırılmasının yanında, kulüplerimizin futbol ailesi ve 3. taraflara kısa vadede ödemekle yükümlü oldukları bedellerin finansmanını ve böylece ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar nezdindeki taahhütlerini de yerine getirmesini sağlamak üzere güçlerimizi birleştirdik. İmza attığımız, Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi ile bir kez daha futbol ekonomisini desteklemekten, sporun ve sporcunun yanındaki tereddütsüz duruşumuzu sürdürmekten gurur duyuyoruz.”

“2,5 yılı ödemesiz toplam 9,5 yıllık finansman modeli”

DenizBank Genel Müdürü Ateş, sözleşmenin imzalanmasıyla işleyecek yeni sürece ilişkin, “Geçtiğimiz sene salgın koşullarından dolayı yumuşak geçişe imkan tanımak amacıyla geçirilen 1 yıllık ödemesiz döneme ilave ilk 1,5 yıl, kulüplerimiz konsorsiyum bankalarına herhangi bir ödeme gerçekleştirmeyecek. Böylece toplamda 2,5 yıllık bir ödemesiz dönem oluşacak. Sonraki dönemlerde ise gelir performansına dayalı, toplam 9,5 yıllık bir finansman modeli oluşturulacak” dedi.

Spor kulüplerinin sahadaki başarısının mali güçleriyle birebir bağlantılı olduğunu ve mali gücün mali disiplin gerektirdiğini dile getiren Ateş, şöyle devam etti:

“Ödemesiz dönem ile başlayacak geçiş sürecinde de denk bütçenin oluşturulması, kulüplerimiz için hayati öneme sahip olacak. Dolayısıyla kulüp başkanları, yöneticileri ve profesyonellerine, mali disiplinin sağlanması ve sürdürülebilirliği konusunda her zamankinden fazla sorumluluk düşecek. Diğer yandan Türkiye Futbol Federasyonumuz da buradaki süreçlerin gözetilmesinde aktif rol alarak, kulüplerimizi yakından denetleyecek.”

Ateş, DenizBank olarak ilk günden bu yana futbolu, futbolcuları ve kulüpleri, gençlerin ve ülkenin geleceğini sahiplenmek misyonuyla desteklediklerinin altını çizdi.

Şimdi de konsorsiyum üyeleri olarak aynı ülkü etrafında kenetlendiklerini vurgulayan Ateş, “Kulüplerimizin mali sorunlarını çözmek ve onları mali disipline kavuşturmak sorumluluğuyla, Türkiye futbol tarihine iz bırakır nitelikte bir adım atıyoruz.” şeklinde konuştu.

“Spor kulüplerini güçlü bir mali yapıya kavuşturmuş olmaktan mutluyuz”

Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan da yoğun bir çalışma göstererek süreci yürüttüklerini belirterek, spor endüstrisinin öneminden bahsetti. 

Arslan “Biz de bankalar olarak bu tür büyük yapıları ve önemli endüstrileri desteklemekten ve güçlü bir mali yapıya kavuşturmuş olmaktan mutluyuz. Hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Yapı Kredi Üst Yöneticisi (CEO) Gökhan Erün de konsorsiyumda olmaktan çok mutlu olduklarını belirterek, anlaşmanın hayırlı olması temennisinde bulundu.

Açıklamalar sonrası banka genel müdürleri ile spor kulüplerinin başkanları anlaşmaya imza attı ve toplu fotoğraf çektirdi.

FENERBAHÇE :

Şirketimiz, Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması tahtında T.C. Ziraat Bankası A.Ş., Türkiye Halk Bankası A.Ş., Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. ve DenizBank A.Ş.‘den oluşan konsorsiyum ile Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi imzalamıştır. Yapılan sözleşme uyarınca ilk anapara ödemesi 31 Ağustos 2023, son anapara ödemesi ise 31 Mayıs 2030 tarihinde yapılacaktır. Bu sözleşme uyarınca, Şirketimizin tüm finansal borçları Türk Lirası olarak belirlenmiştir.

TRABZONSPOR :

Şirketimiz, Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması tahtında T.C. Ziraat Bankası A.Ş., Türkiye Halk Bankası A.Ş. ve DenizBank A.Ş.’den oluşan konsorsiyum ile Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi imzalamıştır. Yapılan sözleşme uyarınca ilk anapara ödemesi 31 Ağustos 2023, son anapara ödemesi ise 31 Mayıs 2030 tarihinde yapılacaktır. Bu sözleşme uyarınca, Şirketimizin finansal borçları Türk Lirası olarak belirlenmiştir.

GALATASARAY :

“Şirketimiz, Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması tahtında T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve DenizBank A.Ş.’den oluşan konsorsiyum ile Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi imzalamıştır. Yapılan sözleşme uyarınca ilk anapara ödemesi 31 Ağustos 2023, son anapara ödemesi ise 31 Mayıs 2030 tarihinde yapılacaktır. Bu sözleşme uyarınca, şirketimizin tüm finansal borçları Türk Lirası olarak belirlenmiştir. Kamuoyunun bilgisine sunulur.”

BEŞİKTAŞ :

Şirketimizin 23.12.2020 tarihinde gerçekleşen Genel Kurul Toplantı’sında Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesinin Yönetim Kurulu tarafından müzakere edilmesi ve Şirketimiz tarafından imzalanması Genel Kurul tarafından onaylanmıştı.

Şirketimiz, Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması tahtında T.C. Ziraat Bankası A.Ş., Türkiye Halk Bankası A.Ş. ve DenizBank A.Ş.’den oluşan konsorsiyum ile Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi imzalamıştır. Yapılan sözleşme uyarınca ilk anapara ödemesi 31 Ağustos 2023, son anapara ödemesi ise 31 Mayıs 2030 tarihinde yapılacaktır. Bu sözleşme uyarınca, şirketimizin tüm finansal borçları Türk Lirası olarak belirlenmiştir.

Kamuoyunun bilgisine sunulur.

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Yapay zekâ, ticaret savaşları ve küresel riskler: Piyasalar yön arıyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Küresel mali piyasalarda hafta başında egemen olan tarife şokunun şimdilik dinmesi ile gözler dün Muhteşen Yedilinin as oyuncularından Alphabet’in bilançosuna çevrildi. Akşam açıklanan finansallar, 2025 yılında yapay zekâ yatırımlarını 75 milyar dolara çıkacağını gösterirken, bulut gelirlerindeki yavaşlama nedeniyle yatırımcıları hayal kırıklığına uğradığını ve piyasa sonrası işlemlerde hissenin %9 gerilediğini gördük. Şirketin ana gelir kaynağı olan dijital reklamcılık, özellikle ABD seçim harcamalarının etkisiyle artarak beklentileri aşarken, Google Cloud’un gelir artışı önceki çeyreklere kıyasla yavaşlaması, yatırımcıların harcamaların kârlılığa nasıl dönüşeceği konusundaki endişelerini artırdı. Her ne kadar yüksek sermaye harcamaları yapay zekânın gelecekteki potansiyeline yönelik bir yatırım olarak kabul edilse de, piyasa DeepSeek gibi daha verimli rakiplerin ortaya çıkmasıyla Alphabet’in maliyet yönetimini sorgulamaya başladı.

ABD borsalarının vadeli işlemlerinde bu sabah satıcılı bir seyir görüyoruz. Öte yandan, Asya cephesinde tatilden dönen Çin borsalarında da hafif de olsa kırmızı renk ön plana çıkarken, gösterge endeks Japonya borsası, erken vakitteki kazanımlarını koruyamayarak hafif de olsa geriledi. Japonya Merkez Bankası’nın faiz artırımı beklentilerinin artması ve Yen’in güçlenmesi, yatırımcıların risk iştahını olumsuz etkiledi. Öte yandan, Nissan, Honda’nın bağlı kuruluş olma teklifine karşı çıkarak birleşme görüşmelerini sonlandırabileceğini söyledi. Gelişme sonrası her iki şirketin hisseleri yükseliş kaydederken,  Trump’ın olası gümrük tarifeleri gibi dış faktörler, birleşme görüşmelerinin karmaşık hâle gelmesine neden olduğunu da göz ardı etmiyoruz.

ABD Başkanı Trump, Gazze Şeridini ABD’nin kontrolüne alarak yeniden inşa etmeyi ve bölgedeki Filistinlileri komşu ülkelere kalıcı olarak yerleştirmeyi önerdi. İsrail Başbakanı Netanyahu, Trump’ın yaklaşımını “kutunun dışında düşünmek” olarak nitelese de, planın net detaylar içermediğini ve uluslararası hukuka aykırılık taşıdığını okuyoruz. Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkeleri Filistinlilerin yerinden edilmesine karşı çıkarken, Demokratlar ve insan hakları örgütleri de bu öneriyi eleştirdi. Trump’ın planı, İsrail’in aşırı sağ politikalarıyla örtüşürken, ABD’nin Gazze’de kalıcı bir varlık göstermesi yönündeki bu radikal değişiklik, Washington’un uzun süredir benimsediği politikalarla çelişiyor.

Öte yandan Trump, Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek amacıyla Rusya ve Ukrayna ile yapıcı görüşmeler gerçekleştirdiğini açıkladı. Trump, yönetiminin Rusya ile Ukrayna’daki savaş hakkında “çok ciddi” görüşmeler yaptığını ve bu süreçte Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de temaslarda bulunduğunu belirtti. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ise, Rusya ile müzakerelere açık olduğunu ifade etti. Zelenskiy, ABD Başkanı Trump’ın, Rusya Devlet Başkanı Putin’i “masaya getirebileceğini” ve bunun için Rusya’ya yönelik yaptırımların ve Ukrayna ordusuna verilen desteğin sürdürülmesinin bir yöntem olarak kullanılabileceğini söyledi. Bu gelişmeler, Ukrayna’da bir ateşkes ihtimalinin güçlendiğine işaret ediyor.

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı, Pekin’in misilleme olarak ABD ithalatına ek gümrük vergileri getirmesiyle daha da tırmandı. Çin, ABD’den ithal edilen kömür ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) gibi ürünlere %15, ham petrol, tarım ekipmanları ve bazı otomobillere ise %10 ek gümrük vergisi getireceğini ve bu vergilerin 10 Şubat’tan itibaren yürürlüğe gireceğini açıkladı. Trump, Çin Devlet Başkanı Xi ile ticaret savaşını hafifletmek için görüşmeye aciliyet duymadığını belirtirken, %10’luk ek gümrük vergileri iki ülke arasındaki gerilimi artırdı. Piyasalar, bu gelişmeleri enflasyonist olarak değerlendirirken, güvenli liman olarak görülen altına olan talep de arttı. Altının ons fiyatı, jeopolitik ve ekonomik belirsizliklerin etkisiyle yükselmeye devam ederek bu sabah 2,860 dolar seviyesine dayanarak yeni bir rekor kırdı.

Teknik mânâda altında uzun süredir 3bin dolar seviyesini konuşurken, büyük bir potansiyel barındıran gümüş ise benzer bir şekilde 31 dolar seviyesinin üzerinde haftalık kapanış yaparak bu sabah 32,50 dolar ile son üç ayın zirvesine yükseldi. Bir diğer değer saklama aracı olan bitcoin ise psikolojik 100bin dolar seviyesinin etrafında dalgalanmaya devam ettiğini görüyoruz. Teknik bir bakış açısı ile, havanın kararmaması durumunda aşağıda destek görevi üstlenen 90bin ve yukarıda 109bin seviyelerinin bir süre daha oyun sahasının çizgilerini temsil edeceğini düşünüyoruz. Oyun alanının aşağısına doğru alım, yukarısına doğru ise satım denenebilir. Oyun sahasının dışına çıkılması durumunda ise, daha da yukarıda uzun süredir hedeflediğimiz 125-130 bin, daha da aşağıda ise (90 bin dolar seviyesinin aşağısı) 75bin dolar seviyesine kadar büyük bir boşluk olduğunu göz ardı etmeyelim. Biz yönün yukarıya olacağını düşünmeye devam ediyoruz.

Türkiye cephesinden ise dün TÜİK tarafından açıklanan mevsimsellikten arındırılmış seriye göre Ocak ayında TÜFE artışı %3,38 olmuş. Aşağıdaki grafikte görülebileceği üzere, üç aylık verinin yıllıklandırılmış oranı %38,96 seviyesine yükselerek bir önceki aya göre de (%34,60) ciddi mânâda artış kaydetti. TCMB de dün yayınlandığı aylık fiyat gelişmeleri raporunda Ocak ayında enflasyonun ana eğiliminde yükselişe işaret etti. TCMB’nin Şubat ayında olağan PPK toplantısının olmaması, Şubat enflasyonunu görerek Mart ayında karar verebilmesi için TCMB’ye konfor alanı sağlayacağını düşünüyoruz. Bu bağlamda, Şubat enflasyonunun Ocak ayında var olan fiyat ayarlamalarını içermeyeceği düşüncesinden hareketle, TCMB’nin 6 Mart olağan PPK toplantısından 250 baz puan faiz indirim ihtimalinin hâlâ masada kuvvetli bir şekilde durduğunu düşünüyoruz.

Öte yandan, TCMB verilerine göre, Türk Lirası Ocak ayında TÜFE bazlı endekse göre %4,1 değer kazanarak Mart 2020’den bu yana en değerli seviyeye geldi. Enflasyon yüksek gelmesi ve TL’nin döviz sepeti karşısında değer kaybının sınırlı kalması, TL’de reel değerlenmeyi daha da belirgin kılarken, bu eğilimin yakın gelecekte de korunacağı kanaatindeyiz. En azından yaz aylarına kadar TL uzun pozisyonlarımızı korumaya devam edeceğiz. Dün reel efektif döviz kurunun yanı sıra, TCMB, finansal kesim dışındaki firmaların Kasım sonuna ilişkin net döviz pozisyonu verisini de açıkladı. Reel kesimin döviz açık pozisyonu bir önceki aya göre 5,1 milyar dolar kötüleşerek 133 milyar dolara yükselirken, 2023 yıl sonunda bu rakamın 80 milyar dolar olduğu düşünülürse, bozulamını da on bir aylık (Ocak – Kasım) sürede yaklaşık 53 milyar dolar olduğunu görüyoruz. Türk şirketleri döviz satıp TL almak suretiyle bizzat pozisyon açığı vererek ya da carry trade işlemlerine soyunarak kârsızlık sorunu yaşadıkları bir dönemde yüksek faiz geliri yazmaya çalışmışlar. Her ne kadar strateji doğru olsa da, döviz açık pozisyonu kendi başına bir risk. Buna karşı otoritenin yakın zamanda döviz kredilerine sınırlama getirdiğini de hatırlatmış olalım.

Tarife şokunun bir nebze de olsun atlatılması ve doların değer kaybetmesi ile USDTRY kuru da psikolojik 36,00 seviyesinin hemen gerisinde denge bulurken, beş yıl vadeli CDS risk primi ise 251 baz puan seviyesine geriledi. Borsa İstanbul sanki Türkiye’ye tarife uygulanmış misali kaydettiği sert düşüşü bir nebze de olsun telafi ederken, bir önceki gün %3 düşen bankacılık endeksi dün %2,2 yükseliş kaydetti. İki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi ise %38,50 seviyesinde yatay bir seyir izledi. Altının gram fiyatı 3,300 TL seviyesi ile yeni bir rekor kırdı!

ABD’de dün Aralık ayı iş ilanları 8 milyon olan beklentinin altında 7,6 milyon artarak beklentilerin altında kalması ekonomik yavaşlama sinyali verirken, yatırımcılar her ayın ilk cuması olduğu üzere ABD’de açıklanacak resmî istihdam verilerine odaklandı. FED yetkilileri ise faiz kararlarında temkinli ilerleyeceklerini belirttiklerini hatırlatmış olalım. Bugün veri gündeminde ABD ADP istihdamı ve hizmet PMI verileri takip edilebilir.

 Mevsimsellikten Arındırılmış TÜFE Göstergeleri

1738732680c9bee59829be5061cd4064980fe2f9e9_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Borsalar yükselişte, dolar dalgalanıyor: ABD tarifeleri askıya aldı!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Dün güne tarife şoku ile başlayan küresel mali piyasalarda günün ilk yarısında panik tarzı işlemler görüldü. Panik işlemlere paralel başta kripto paralar ve borsalarda sert satışlar yaşanırken, ya da hemen hemen her şey satılırken, güvenli liman edası ile doların değer kazandığını gördük. Lâkin, akşam üzeri saatlerde, ABD Başkanı Trump, Meksika ve Kanada’ya yönelik yüksek tarifeleri 30 gün süreyle askıya aldığını açıkladı. Şaşırdık mı? Pek de değil. Pragmatist bir kişi, bir iş adamı ya da en basiti ile ele alırsak bir tüccar olan Trump, müzakere kozu olarak devreye aldığı tarifeleri, her iki ülkenin sınır güvenliğini artırma ve suçla mücadelede işbirliği yapma taahhüdü karşılığında kaldırdı.

Kanada, ABD sınırında yeni teknolojiler ve personel konuşlandırırken, Meksika ise kuzey sınırına 10bin Ulusal Muhafız yerleştireceğini açıkladı. ABD de Meksika’ya yasadışı silah kaçakçılığını önleme sözü verdi. Öte yandan, Trump ile görüşen Panama lideri de Çin ile anlaşmanın feshedildiğini belirtti. Trump’ın tarifeleri kaldırma yönünde hamlesi, potansiyel bir ticaret savaşını şimdilik engellese de, Çin’e yönelik %10 ek tarifenin planlandığı gibi yürürlüğe gireceği duyuruldu. AB liderleri ise ABD’nin olası tarifelerine karşılık vermeye hazır olduklarını ancak müzakerelere öncelik verdiklerini belirtti.

Tarifelerin son anda yapılan müzakereler sonucunda bir ay süreyle ertelenmesi, adeta piyasalara derin bir soluk aldırdı. Zaten, aylardır tarifle ile yatıp kalkan piyasaların da verdiği tepkinin abartılı olduğunu düşünüyoruz. Bu minvalde, belirsizliği sevmeyen ve iyimser tarafta biriken yüklü pozisyonlarda hızlı bir şekilde çıkan piyasaların tepkisine paralel dün ABD Dolarında yaşanan değerlenme, kripto paralarda görülen ‘çakılma’ ve hisse senetlerinde sert satışlar bu sabah itibariyle yerine toparlanmaya terk etti. Belirsizlik tam mânâsı ile ortadan kalkmasa da, dün yirmi yılı aşkın bir zamanın en düşük seviyesine gerileyen Kanada Doları toparlanırken, benzer bir şekilde, Meksika Pezosu da son üç yılın en düşüğüne inmesine rağmen erteleme haberinin ardından toparlandı. ABD Başkanı Trump’ın Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüşeceği belirtilirken, yatırımcılar ABD-Çin ticaret gerilimindeki belirsizliğin süreceğini öngörüyor.

Yeni gün başlangıcında, ABD’nin ticaret politikasındaki ani değişiklikler küresel piyasalarda dalgalanmalara yol açtı. Asya borsalarında açık olan endekslerde yükseliş görülürken, Hong Kong borsası elektrikli araç üreticileri öncülüğünde (Li Auto hisseleri %8 yükseldi) %2 yükselişle iki ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Gösterge endeks Tokyo borsası ise %1,2 yükseldi. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de hafif de olsa yeşil rengin hâkim olduğunu görüyoruz. Petrolün varil fiyatı 75 dolar seviyesinin diplerine kadar gerileyerek son bir ayın en düşük seviyesini test ederken, dün bir kez daha 91bin seviyesine kadar gerileyen bitcoin bu sabah yeniden 102bin dolar seviyesini aştı. Bitcoin cephesinde 90bin seviyesinin diplerini hâlen daha alım fırsatı doğurduğunun altını bir kez daha çizelim.

Değer saklama aracı olan altın, dün yaşanan türbülansta günün ilk yarısında 2,770 dolar seviyesine kadar gerilemesi ardından 2,830 dolar seviyesine kadar yükselerek rekor kırdı. Altın, doların ‘silah’ olarak kullandığı bir ekosistemde, mutlak surette portföylerde yer alması gerektiğini adeta gecenin sessizliğinde bir bekçinin haykırışı gibi yıllardır durmadan anlatıyoruz. Ons altının rekor kırması, içeride ise USDTRY kurunun küresel tedirginlik ile 36,00 seviyesine kadar yükselmesi ile gram altın 3,270 TL seviyesine kadar yükselmek suretiyle yeni bir rekor kırdığının altını çizmemiz gerekiyor. Yön hep yukarı!

Hazır USDTRY kurundan söz etmişken, dün yaşanan tarife şokundan en fazla yara alan borsalardan birinin de yine Borsa İstanbul olduğunu görüyoruz. BİST100 ana endeksi %2,3 düşerken, bankacılık endeksinde ise düşüş %3 oldu. CDS risk primi dün gün içinde dalgalansa da, bu sabah yeniden 255 baz puan seviyesine gerilediğini görüyoruz. İki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi ise yarım puan yükseliş kaydetti. Elbette tarife şoku bu rakamların içerisinde belli başlı bir yere sahip olsa da, beklentileri aşan enflasyon rakamlarının da bu süreçte payı olduğunu not etmemiz gerekiyor.

Dün TÜİK tarafından açıklanan resmî enflasyon rakamları piyasa beklentisini aştı. Ocak ayında TÜFE artışı %5 ile beklentilerin üzerinde gelirken (yıllık %42,1), müsebbibi olarak da sağlık harcama fiyatlarındaki güncelleme olarak ön plana çıktı. Ocak enflasyonun yüksek gelebileceğini tahmin etmemize rağmen sene sonu enflasyonun %27 seviyelerine gerileyebileceği yönünde tahminimizi ise şimdilik korumaya devam etme niyetindeyiz. Her ne kadar riskler yukarı yönlü olsa da, enflasyonun ana eğiliminde hâlâ bir değişim görmüyoruz. Ocak ayında fiyat düzeltmeleri ve sağlık kaynaklı etkiyi dışarıda bırakırsak, Şubat ayından itibaren enflasyonun yeniden makûl seviyelere gerileyeceğini, TCMB’nin de 6 Mart tarihinde düzenleyeceği olağan PPK toplantısında 250 baz puan faiz indirimine gideceğini öngörüyoruz, Şubat verisi ile birlikte yıllık TÜFE artışının da %40’ın altına gerilemesini bekliyoruz.

Dün tarife haberleri ve enflasyon verileri ön planda olsa da, PMI verileri ve BloombergHT tüketici güven endeksi önemli ipuçları verdi: Şöyle ki, Türkiye’de imalat sanayi 2024’ün sonlarında toparlanma sinyalleri verse de, Ocak ayında yeniden daralma eğilimine girdi. PMI endeksi Aralık’taki 49,1 seviyesinden 48,0’a gerileyerek sektördeki zayıflamanın sürdüğünü gösterdi. PMI verilerinde 50 seviyesi eşik olarak kabul ediliyor. Elli seviyesinin altı daralma, üstü ise genişleme olarak okunuyor. Talep zayıflığı hem iç hem de ihracat siparişlerinde düşüşe neden olurken, istihdam koşulları da olumsuz etkilendi. Öte yandan, BloombergHT’nin tüketici güven endeksi de Ocak’ta %7 düşüşle Ağustos ayından bu yana ilk kez geriledi. Dayanıklı tüketim malları ve konut alım eğilimi %23’lük keskin bir düşüşle talepteki soğumayı ortaya koydu. Her iki veriyi de Ocak ayında Türkiye ekonomisinden kuvvetli ölçüde ivme kaybı sinyali olarak okuyoruz.

Her ne kadar günümüzün büyük bir bölümünü finansal piyasalar kapsarken, bazen de büyük resimde yaşananları göz ardı edebiliyoruz. Ege Denizi’nde Santorini Adası ve çevresinde son dört gündür yoğun bir deprem fırtınası yaşanıyor. Bölgedeki sismik hareketlilik dikkat çekici şekilde artarken, arka arkaya meydana gelen orta şiddetli depremler volkanik aktivite ihtimalini gündeme getirdi. Santorini’nin jeolojik yapısı nedeniyle uzmanlar durumu yakından takip ediyor. Şu ana kadar büyük bir hasar veya can kaybı bildirilmezken, sismologlar depremlerin süresi ve şiddetinin önemine dikkat çekerek gelişmelerin izlenmesi gerektiğini belirtiyor. Ege Denizi’nde Santorini ve çevresinde devam eden yoğun deprem fırtınasının ardından Yunanistan, adalarda olağanüstü hâl ilan etti. Yetkililer, art arda meydana gelen sarsıntıların bölgede volkanik aktiviteyi tetikleyebileceği ihtimali üzerinde duruyor. Santorini’nin yanı sıra çevredeki bazı adalarda da hissedilen depremler nedeniyle yerel yönetimler, halkı tedbirli olmaya çağırdı. Olağanüstü hâl kapsamında acil durum ekipleri bölgeye sevk edilirken, yetkililer olası tahliye senaryoları üzerinde çalışıyor. Uzmanlar, Santorini’nin volkanik geçmişine dikkat çekerek depremlerin süresi ve şiddetinin yakından izlenmesi gerektiğini vurguluyor.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Tarife paniği: Borsalar ve kripto çakıldı; dolar fırladı!

Yayınlanma:

|

Yazan:

ABD yönetimi, Meksika, Kanada ve Çin’den ithal edilen mallara yüksek oranda gümrük tarifeleri getirdi. Meksika ve Kanada’dan ithal edilen ürünlere %25, Çin’den ithal edilen ürünlere ise mevcut tarifelere ek olarak %10 vergi uygulanacağı açıklandı. Karar, ABD’ye fentanyl akışını ve yasa dışı göçü durdurma gerekçesiyle alındı. Kanada ve Meksika misilleme olarak ABD mallarına ek vergiler koyacağını duyururken, Çin bu adımı Dünya Ticaret Örgütü’ne taşıyacağını açıkladı. Kanada, 155 milyar dolarlık ABD ürününe %25 tarife uygularken, Meksika da misilleme planlarını duyurdu. Reuters haberlerinde, tariflerin ABD ekonomisini %1,5 oranında küçültebileceği, Kanada ile Meksika’yı ise resesyona sürükleyebileceği konusunda uyarılara rastlıyoruz.

Bu hamle, küresel ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilecek ve ticaret savaşının fitilini ateşleyebileceği düşüncesiyle mali piyasalarda bu sabah oldukça sert satışlar görüyoruz. Cuma günü tarife haberlerinin gündeme düşmesi ile Meksika Pezosu ve Kanada Dolarında başlayan değer kaybı bu sabah derinleşirken, doların genele yayılan değer kazancını da belirgin bir hâl aldı. ABD doları Çin Yuan’ı ve Meksika Pezosu karşısında rekor kırarken, Cuma günü 1,04 seviyesinde salınan EURUSD paritesi bu sabah 1,02 seviyesinin diplerine kadar gerilerken, kripto paralar ise adeta çakıldı. Geçen hafta içinde 106 bin dolar seviyesini test eden amiral gemi bitcoin bu sabah 93 bin dolar seviyelerine kadar geriledi. Cuma günü açıklanan ve FED’in favori enflasyon göstergesi olarak takip edilen PCE verisinin beklentilere paralel sonuçlanması ile 2,817 dolar seviyesine kadar yükselerek rekor kıran altın bu sabah benzer bir şekilde güçlü dolara boyun eğerek 2,780 dolar seviyesine kadar geri çekildi.

Görüleceği üzere tarife kararı ABD Dolarında belirgin mânâda bir değerlenme yarattı. Satış dalgasının hisse senedi piyasalarına da hâliyle sirayet ettiğini görüyoruz. Geride bıraktığımız haftayı DeepSeek ve paralelinde ağır siklet teknoloji şirketlerinin açıkladığı bilanço verileri ile oldukça keyifsiz tamamlayan ABD borsalarının yeni haftayı da benzer bir şekilde kucakladıklarının görüyoruz: Kobi endeksi Russell 2000 vadelisi %3’ün üzerinde satışlara boyun eğerken, Nasdaq vadelisi de benzer bir şekilde %2,6 aşağıda işlem görüyor. Yeni gün başlangıcında, Asya piyasalarının da topyekûn kırmızıya boyandığını görüyoruz. Tayvan borsasında kayıp %4’e yaklaşırken, gösterge endeks Tokyo borsası ise %3 geriledi. Trump yönetiminin almış olduğu gümrük vergisi kararının enflasyonist olacağı algısı pekişirken, ABD’nin AB’ye de daha düşük oranda da olsa vergi getirmesine kesin gözüyle bakıyoruz. Bu minvalde, ABD’de 10 yıllık devlet tahvilinin getirisi de güvenli liman edası ile hafif de olsa %4,51 seviyesine geri çekildi.

Türkiye cephesinde ise İstanbul Ticaret Odası, yenilemiş indeksi ile İstanbul için Ocak ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Sepetin uzun bir aradan sonra ilk kez güncellendiğini gördük. 1995 bazlı olan endeksten 2023=100 bazlı endekse geçilirken gıdanın da ağırlığının düşürülmesi ile aylık enflasyon %5,16 seviyesinde gelirken, yıllık enflasyon ise %48,40 seviyesine gevşedi. İndeksin değişmesini tüketici davranışında 1995 yılında bu yana ciddi değişiklikler olması nedeniyle olumlu karşılıyoruz. 2023 yeni seri ile resmî TÜİK serisi arasında herhangi bir korelasyon kurmak şu aşamada zor olsa da, İstanbul’da hayat şartlarının daha pahalı olduğunu görüşünden hareketle, anketlerin de yardımına sığınarak bugün açıklanacak enflasyonun %4,3 civarında gelmesini bekliyoruz. Böyle bir gerçekleşme, baz etkisinin de yardımı ile yıllık enflasyonu %41 seviyesinin diplerine kadar gevşetecektir.

Borsa İstanbul bankacılık endeksi haftanın son iş gününü %2 düşüşle tamamladı. Düşüşün arka planında, siyasi cephede cereyan eden gelişmelerin dışında elle tutulur bir haber başlığı göremedik. Hisse senetlerinin dışında, CDS risk primi haftayı 252 baz puandan seviyesinden hafif de olsa gerileyerek tamamlarken, USDTRY kuru ise bebek adımları ile yükselişine devam ederek 35,90 seviyesine yaklaştı. İki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi %38 seviyesinin diplerinde denge buldu. Moody’s’in Türkiye değerlendirmesini pas geçmesi ardından bir diğer kredi derecelendirme kuruluşu olan Fitch’in de benzer bir şekilde Türkiye’nin kredi notunu BB- görünümünü ise durağan olarak tutarak herhangi bir değişikliğe gitmedi.

Uzun bir süredir merakla beklenen stopaj konusuna da kısa bir paragraf ile yer vermek isteriz. Türkiye cephesinde, geçen seneden bu yana ciddi mânâda büyüyen, eski adı ile likit fon yeni adı ile düşük riskin bayrak taşıyıcısı olan para piyasası fonlarına uygulanan stopaj oranı %10’dan %15’e yükseltildi. Mevduat için uygulanan stopaj oranı da benzer şekilde %5 artırıldı: 6 aya kadar %15, 1 yıla kadar %12, üzeri %10. Geride bıraktığımız yıllarda, TL cinsi finansal varlıklara sağlanan vergi avantajı da türbülansın atlatılması ile devreden çıkmış oldu.

Bugün gözler Türkiye cephesinde enflasyon verilerinde olsa da, her ayın ilk iş gününde olduğu üzere dünya genelinde imalat sanayi PMI verileri de yakından takip edilecektir. ECB’nin seri faiz indirim kararları ardından Euro Bölgesinde açıklanacak TÜFE enflasyonu verileri, her ayın ilk cuması olduğu üzere, ABD’de Cuma günü açıklanacak istihdam verileri öncesinde merakla takip edilecektir. Çinli DeepSeek’in uygun maliyetli yapay zekâ modeli, ABD’li teknoloji devlerinin aşırı değerlenmiş olabileceği endişesini artırarak piyasalarda sert düşüşe yol açmıştı. Bu hafta Alphabet ve Amazon’un çeyrek dönem finansal sonuçları da yatırımcıların odak noktasında olacak.

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.