Erol TAŞDELEN; sektördeki büyümeden yola çıkarak sektörün üçte birini oluşturan 4 büyük bankayı ( T. İŞ BANKASI, GARANTİ BBVA, YKB ve AKBANK ) ele alarak 2020 yılı Performanslarını analiz etti. 2021 yılında bankaların nasıl strateji izleyeceklerinin de ip uçlarını okuyucusu ile paylaştı.
BDDK verilerine baktığımızda, 2020 yıl sonu Bankacılık sektörünün Toplam Varlıkları 6,1 Trilyon TL. Bankacılık sektör Aktif büyüklüğünün % 33’ünü 4 büyük banka ( T.İŞ BANKASI, GARANTİ BBVA, YKB, AKBANK ) oluşturuyor. Katılım ve Kamu Bankaları arındırılınca bu dört büyük banka 2 Trilyon TL Toplam Varlıkları ile sektörün % 60‘lık büyüklüğünü temsil ediyor. Dolayısı ile bu dört bankanın uyguladığı strateji aynı zamanda o dönem ve yılı sektörün de nasıl geçireceği ile yakından ilgili. Dört banka Sektördeki Nakdi Kredilerin 1,2 Trilyon TL ile % 34,2’lük paya sahipken; Mevduatın 1,2 Trilyon TL ile % 35 ve Gayri Nakdi Kredilerin 348 milyar TL ile % 35’lik kısmını oluşturuyor. Özetle, sektörün üçte birini bu dört banka temsil ediyor, ayrıcalıkları ve önemleri de buradan geliyor.
Öncelikle, sektör olarak 2020 yılında neler yaptığını daha rahat görülebilmesi izin özet tabloyu ile başlayalım. Tabloda da görüldüğü gibi 2020 üçüncü çeyrekte Sektör Aktif Büyüklüğünü ( Varlıklarını ) %36 büyüttü; Krediler % 34,7; Mevduat % 34,6 büyüdü. ( Sektör yılık ilk yarısında Aktif Büyüklüğünü % 19,2; Kredilerini % 22,6 Mevduatını % 19,2 artırabildiği dikkate alındığında yılın ikinci yarısında büyüme hızının arttığı görülmekte ). Hiç kuşkusuz bu bilanço büyümesinde BDDK’nın bankalara sunduğu Aktif Rasyosu (AR) kuralının zorlayıcı / itici etkisi oldu.
Bilançoda kar yazdılar ama sektör mutsuz
Sektör bu büyümelerin de etkisi ile son dönemlerin rekor kar artışına imza attı ve Net Karlılık 2019 yılına göre %22,2 arttı. TL durumda böyle ama TCMB‘nin 2019 yıl sonu kapanış döviz satış kuru 5.9507 TL/USD idi. TL olarak sektör 49 milyar 43 milyon TL Net kar açıklamıştı. Sektörün Dolar bazında 2019 Net Kar karşılığı 8 milyar 241 milyon USD. TCMB’nin 2020 yıl sonu kapanış döviz satış kuru 8.068 TL/USD idi. TL olarak sektör 59 milyar 973 milyon TL Net kar açıklamıştı. Sektörün Dolar bazında 2020 Net Kar karşılığı 8 milyar 68 milyon USD. Bu durumda Bankacılık sektörü 2019 yılına göre 173 milyon USD daha az net Kar açıklamış durumda. Karlılıkta kağıt üzerinde olan ile gerçek hayatta olan birbirini tutmuyor yani. Üzerine Enflasyondan arındırılsa durum iç açıcı değil.
Dört Büyükler ne yaptı?
Kısa özetten sonra bu değerlendirdiğimiz dört bankanın ( T. İŞ BANKASI, GARANTİ BBVA, YKB, AKBANK ) kendi iç sunumlarında da yaptıkları gibi karşılaştırmalarına geçelim, yılı nasıl geçirmişler yakından bakalım.
Aktif Büyüklükte T.İŞ BANKASI açık fark ile zirvede
Yıllardır Aktif büyüklükte zirveyi bırakmayan T. İŞ BANKASI rakipleri ile arayı açarak büyümeye devam ediyor. 2020 yılını 126 milyar TL hacimsel büyüme ve % 26,9’lık büyüme oranı ile ilk sırada yer alırken hacimsel olarak 594 milyar TL’ye ulaştı. 2020’de T. İŞ BANKASI aynı zamanda yılın ilk yarısında Yerli Özel ve Yabancı bankalar arasında 500 milyar TL Aktif büyüklüğünü aşan ilk banka olmuştu. Aktif büyüklükte GARANTİ BBVA 492 milyar TL büyüklük ile 2. Sırada yer alırken, 459 milyar TL büyüklük ile YKB 3. Sırada yer aldı. AKBANK ise Aktif büyüklükte 446 milyar TL ile son sırada yer aldı. YKB ve AKBANK’ın Toplam Aktifleri son çeyrekte gerilediği görüldü.
Nakdi kredilerde T. İŞ BANKASI Piyasada olmanın rahatlığı içinde yine zirvede
T. İŞ BANKASI Nakdi Kredilerde zirvedeki yerini korumaya devam etti. Piyasaya verdiği destek ile 2019 yılında 289 milyar TL’lık kredi hacmini 76 milyar TL artırarak 365 milyar TL’ye taşırken büyüme oranı da % 26,4 ile en fazla oranda artıran banka da oldu. GARANTİ BBVA Kredilerini 64 milyar TL hacimsel, % 25,4 büyüterek 315 milyar TL Kredi hacmi ile 2. Sıradaki yerini de korudu. YKB 52 milyar TL hacimsel, % 21,5 büyüme ile 3. Sırada yer alırken; AKBANK 49 milyar TL Kredilerini büyütmesi ile son sırada yer almaktan kurtulamadı gibi 253 milyar TL Kredi büyüklüğü ile rekabetten oldukça uzak kaldı.
Mevduatın tercihi T. İŞ BANK oldu
T. İŞ BANAKSI yılın ilk yarısında Mevduatını 73 milyar TL artırarak 369 milyar TL düzeyine taşırken % 24,7’iük bir büyüme gösterdi. GARANTİ BBBVA % 29,3’lik artış ile Mevduatını 321 milyar TL’ye yükseltirken; AKBANK 268 milyar TL düzeyine, YKB 254 milyar TL Mevduat hacmine ulaştı.
Gayri Nakdi Kredilerde T. İŞ BANKASI farkı açtı
Nakdi Kredilerde olduğu gibi Gayri Nakdi Kredilerde de T. İŞ BANKASI Hacimsel olarak açık ara ilk sırada yerini koruduğu gibi rekabette ciddi bir fark attı. Yıllardır Dış Ticaret firmalarına öncelik ve ayrıcalıklı hizmet veren T. İŞ BANKASI durgunluğa rağmen Akreditif Kredilerde ( %43,8 ) ve toplam Gayri Nakdi Kredilerinde ( % 28,6 ) ciddi artışlar yaptı. Bunu yaparken bankanın Rekabetten yeni müşteriler kazandığını tahmin temek zor değil. 2019 sonunda 92,9 milyar TL olan Gayri Nakdi Kredilerini % 28,6 artırarak 119,5 milyar TL düzeyine çıkardı. Gayri Nakdi Kredilerde T. İŞ BANKASI arkasında 101,2 milyar TL kredi hacmi ile YKB yer alırken Garanti BBVA 76,3 milyar TL ile hacimsel yerlerini korurken AKBANK 52,2milyar TL Gayri Nakdi kredi ile son sırada yer aldı. Yılın ilk yarısında dört banka arasında Gayri Nakdi Kredileri düşen tek banka olan AKBANK, yılın ikinci yarısındaki atağı ile kayıpları yerine koymayı başardığı görülüyor.
T. İŞ BANKASI Net Faiz gelirlerinde ilk sırada yer aldı
T.İŞ BANKASI Net Faiz Gelirini % 27,1 yükselterek en fazla artış oranını yakaladı. Aynı zamanda 25,2 milyar TL ile en yüksek Net Faiz gelirini de yakaladı. GARANTİ BBVA 23,7 milyar TL ile ikinci sırada yer alırken, AKBANK 19,5 milyar TL düzeyinde kaldı, YKB’nin geliri ise 16,9 milyar TL oldu.
Sektörün Faiz Dışı Geliri düştü, haksız masraflara şikayet edenler haklı çıktı
Bankalar ile ilgili BDDK’ya en fazla şikayet konusu ücret ve komisyonlar ile ilgili oluyor. 10.02.2020 tarihinde 31035 sayılı Resmi Gazetede yayınlanana BBDK ve TCMB’nin Banka Ücret ve Komisyonlar ile ilgili 01 Mart 2020 ( bazı maddelerin 01 Nisan 2020 )’de yürürlüğü gerilmesi ile 2400 adetlerde olan ücret ve komisyon adetini disipline edilerek bir tarifeye bağlanması ve 51 adete indirilmesi müşterileri / firmaları rahatlattığı gibi hiç kuşkusuz bankaların ücret ve komisyon kayıplarına neden olmuştu. Zira içlerinde benim de bulunduğum olaya dışardan bakan bağımsız yazarlar bankaların almış olduğu sigorta, ücret ve komisyonların önemli bir bölümünde haksızlık olduğunu ve piyasadan gelen tepkileri sık sık yazmıştık. Bankacılık sektörü 2019 yılında 106,4 milyar TL Faiz Dışı Gelir elde ederken Toplam Aktifler % 36 büyümesine rağmen Faiz Dışı Gelir 2020 yılında 102,6 milyar TL’ye geriledi. Büyümeye rağmen aradaki 3,7 milyar TL Vatandaşın, esnafın, sanayicinin cebinde kaldığı gibi sektörün haksız aldığı ücret ve komisyonlar ile ilgili söylemlerimizde de ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıkmış oldu. Sektör Ücret ve Komisyonlarda yılın ilk yarısını % 4,3 artış ile kapandığı düşünüldüğünde kaybın büyüklüğü daha fazla oldu.
GARANTİ BBVA Net Ücret ve Komisyon Gelirinde ilk sırada yer aldı
GARANTİ BBVA 2019 sonuna göre 110 milyon TL daha düşük ücret komisyon geliri elde etmesine rağmen 5,9 milyar TL ile aynı zamanda bankalar arasında en yüksek Ücret ve Komisyon geliri sağlayan banka konumunu sürdürdü. T.İŞ BANKASI 5,6 milyar TL Gelir sağlarken; YKB 5,2 milyar TL gelir sağladı. AKBANK 2020 yılında 2019 yılına göre Ücret ve Komisyon Gelirini en fazla düşüren banka oldu. Kayıp 769 milyon TL %-16,6 oldu. AKBANK oransal olarak da en fazla kayıp yaşayan banka oldu. Bankalardaki Bilançoyu büyütmesine rağmen Ücret ve Komisyon gelirin artıramaması veya düşmesi uzmanlar tarafından “önceki dönemlerde haksız ücret ve komisyon almış olma ihtimalini yüksek olduğundan kaynaklandığı” yorumlarına neden oldu. Haksız da sayılmazlar.
T. İŞ BANKASI Net Karlılığında da birinci oldu
T.İŞ BANKASI 2020 yılını 6,8 milyar TL Net karlılık ile en yüksek kar yapan banka oldu. AKBANK ve GARANTİ BBVA 6,2 milyar TL ile T. İŞ BANKASINI takip ederken; % 41,1 Net Kar artışı yaparak en yüksek kar artışı yapan banka olan YKB ise karlılığını 5 milyar TL düzeyine çıkardı. YKB aynı zamanda 2020 yılında karlılıkları USD’ye dönüştürdüğümüzde USD bazlı net kar artıran banka olma unvanı da kazandı. En düşük kar artışı % 1,3 ile GARANTİ BBVA oldu.
Üst Yönetim ödemeleri artışında AKBANK ilk sıraya yükseldi
Bankaların Üst Yöneticilerine yaptığı ödemeler son yıllarda ciddi artış gösterdi. Borsada işlem yapmakta ve küçük yatırımcıları da yakından ilgilendiriyor. BDDK’nın banka üst yöneticilerine ( bazı bankalar “kilit yönetici” diyor ) yönelik henüz bir düzenlemesi yok. Olmalı mı kesinlikle olmalı! Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2019’daki bir “Ekonomi Paketinde” bu yönde düzenleme yapılacağı yer almasına rağmen henüz netleşmiş bir düzenleme yok. Bankalar arasında bir standart yok yani. Keyfi bir uygulama olduğu kesin. Konumuz olan dört büyük bankanın bu alandaki ilginç değişimlerine bakalım.
Daha önce alt ve orta sıralarda yer alan AKBANK 2020 yılında Üst Yönetime %28,5 en fazla artış yapan banka oldu. Geçmiş yıllara göre ciddi tasarrufa gidip Üst Yönetim ödemelerinde tasarruf yapan YKB buna rağmen 78,3 milyon TL ödeme ile dört büyük banka arasından en fazla ödeme yapan banka oldu. GARANTİ BBVA %22’lik Tasarruf yaparak ödemeleri düşürmesine rağmen 76,9 milyon TL ödeme ile 2. Sırada yer alırken; AKBANK 61,3 milyon TL ödeme yaptı. T. İŞ BANKASI yukarıda da açıklandığı gibi Bilanço olarak çoğu kalemde 1. Sırada olmasına rağmen Üst Yönetim ödemeleri 36,8 milyon TL ile rakiplerinin yarısı kadar mütevazi bütçeleme yaptı.
Kredi Takip oranları arttı
2020 yılından Kamu Bankalarının kredilerde ısrarla yapılandırmaya gitmesi nedeni ile sektörde de takip oranları % 4,08 gibi düşük seviyede çıksa da dört bankanın takip oranı %5,85 oldu. Takip oranı % 6,8 ile AKBANK ilk sırada yer alırken, YKB % 6,4 oranı; T. İŞ BANKASI %5,6 oranı ile AKBANK’ı takip etti. GARANTİ BBVA % 4,6 Kredi Takip oranı ile dört banka arasında en düşük takip oranına sahip.
2020 Bankalar için Nasıl geçti
Aslında 2020 özellikle ilk iki ay bankalar için müthiş başlamıştı. Bilançoda ( özellikle kredilerde ) büyüme söz konusu idi. Piyasalar 2018-19 şokunu atlatmış faiz oranları tahminlerin ötesinde hızla düşmüş, piyasa güven endeksi artmış, sanayiciler yatırım yapabilecek düzeye gelmiş, Leasingciler tekrar ortaya çıkmıştı. Hatta çoğu sanayici yeni yatırım sözleşmelerini yapmış, yatırım kredileri için limitler hazır hale gelmişti. Ta ki 2020 Mart ilk haftasında büyü bozulana kadar. Covid-19 ile tanışan Türkiye için tam bir kaos başladı. Yurt dışından da iyi haberler gelmemesi; hava yolu taşımacılığının durması, seyahat serbestliğinin kaldırılması; ihracat – ithalat kanallarının tıkanmaya başlaması gerçekten bizim için de yeni bir deneyimdi. Bu süreçte; Swap işlemlerine müdahale, Bankaların karşılık oranlarındaki değişim gibi uygulamalar bankaları zorladı. Kredilerdeki sert fren BDDK tarafından Aktif Rasyosu (AR) çözümü ile tekrar zorlayıcı / itici etkisi oldu. Rasyoyu tutturmak ve ceza yememek için bankalar özellikle TL kredilerde piyasaya döndü, bu süreçte YP Mevduatlara Kamu dışındaki bankalar faizi sert düşürerek veya vadeli hesap açmayarak YP Mevduatın Kamu bankalarına gittiği görüldü. Kredi vermektense YP mevduatı kovmak daha kestirme ve pratikti. Her banka süreci farklı “Strateji ve öncelikler” ile yönetirken yılın 2. Yarısının da Genişleyici Para Politikasının terk edilip Sıkı Para Politikası etkisi ile bankalar açısından ilginç ve zorlu bir süreç geçeceğe benziyor. 2020 sonunda Aktif Rasyonun kaldırılması ve “Normalleşme” adı ile atılan adımlar sonucu bankaların 2021’de kredi musluklarını kısması sürpriz olmayacaktır. Önümüzdeki dönemlerde yükselen faiz, enflasyona karşı, uygulanacak döviz kuru politikaları, 2021’in de nasıl geçeceğini şekillendirecek.
“Sorunlu Krediler” ana ve öncelikli sorun olarak bankaların kucağında
Kredi Takip sürelerinin 90 günden 180 güne çıkarılması nedeni ile bekletilen dosyalar şu an için bankaların korku kabusu olurken, burada yüzdürülen alacak kalitesi düşmüş kredi hacmi de banka bilançolarını tehdit eden ana unsur haline gelmiş durumda. Zira 2020 yılında Takip tutarları 150 milyar TL‘lerde sabitlenmiş gibi görülmesine rağmen; Yakın İzlemedeki Kredi dosya tutarları 360 milyar TL‘ye çıkmış Toplan Sorunlu Kredilerin510 milyar TL düzeyine çıktığı TCMB’nin Kasım Ayı “Finansal İstikrar Raporunda” da yer almıştı. Bütçe görüşmelerinde bu tutarın 533 milyar TL olduğu bizzat yeni Maliye ve Hazine Bakanı tarafından teyit edildi. Bankaların Toplam Kredi tutarı 3,6 Trilyon TL olduğu düşünüldüğünde Toplam Kredinin % 14,50’luk kısmı bilançolarında akıbetinin ne olacağı bilinmeden bekliyor durumda. “Zombi Şirketlerin” adeti bile bilinmiyor. Bu fotoğraf önümüzdeki dönemlerde bankaların birinci öncelikli konusu olmaya aday.
2021 yılında 2000’li yıllarda olduğu gibi yeni bir İSTANBUL YAKLAŞIMI programı yapılması ve bu tür kredilerin zamana yayılarak tahsilatların yapılma yollarının aranması. Tabi uzun vadede bankaların fon yaratabilme kabiliyetlerini de görmüş olacağız. 2021’de Sendikasyon kredilerin yanında; bankalar kredi alacaklarını teminat olarak gösterip “seküritizasyon kredisi” artışlarını da görmüş olacağız.
2021 yılı 2020 yılının bazı sorunlarını üzerinde kambur olarak taşıdı maalesef; bankaların bu süreci nasıl yöneteceğini de zaman içinde göreceğiz.
ABD’nin 10. büyük bankası olan TD Bank’a 3,1 milyar dolarlık Kara Para cezası
ABD’nin en büyük 10. bankası olan TD Bank’a ABD yargısı DT Banka Kara Para aklama, para transferlerinde kolaylık sağlama, bilgi gizlemeden cezalar yağdırdı. DT BANK suçlamaları kabul etmesi ceza almasını engelleyemedi. Cezalar; Adalet Bakanlığına 1,8 milyar dolar ve Hazine’nin Mali Suçları Uygulama Ağı’na 1,3 milyar dolar ile Para Birimi Denetleme Ofisi ve Federal Rezerv dahil olmak üzere diğer düzenleyicilere yapılan ödemeleri içeriyor. New Jersey Bölgesi ABD Savcısı Philip R. Sellinger, “TD Bank, yasal yükümlülüklerini yerine getirmekten ziyade büyümeye ve kaynağı şaibeli kolay paraya öncelik verdi” dedi.
ABD’nin en büyük 10. bankası olan TD Bank, uyuşturucu kartellerinin ve diğer suçluların yüz milyonlarca dolarlık yasadışı fon transfer etmesine izin verdikten sonra ABD’de 3 milyar dolardan (2.3 milyar £) fazla ödemeyi kabul etti ve cezai suçlamaları kabul etti.
Savcılar, bankanın yaklaşık on yıl boyunca kara para aklamaya karşı yetersiz korumalarla faaliyet gösterdiğini ve personelin günlük 1 milyon dolar nakit para yatıran bir müşteri gibi bariz suistimal vakalarını işaretlediğinde bile harekete geçmediğini söyledi.
Borç veren şu anda ABD’deki büyümesine ilişkin kısıtlamalarla ve para aklamayla mücadele yasası kapsamında şimdiye kadarki en büyük para cezasıyla karşı karşıya.
TD Bank’ın CEO’su, bankanın başarısızlıkları için “tüm sorumluluğu” üstlendiğini söyledi.
Bharat Masrani, bankanın durumu atlatacak finansal güce sahip olduğunu ve “taahhütlerimizi yerine getirmek için gereken yatırımları, değişiklikleri ve geliştirmeleri” yapacağını söyledi.
Banka, bunun çok yıllı bir süreç olacağını söyledi, ancak kara para aklamayı önleme programını elden geçirmek için bazı adımlar attı ve bu konuda uzmanlaşmış 700’den fazla yeni personel ekledi.
“Bu, bankamızın tarihinde zor bir bölüm. Bu başarısızlıklar CEO olarak benim gözetimimde gerçekleşti ve tüm paydaşlarımızdan özür dilerim” dedi.
Masrani geçen ay, bankanın yönetiminde on yıl geçirdikten sonra Nisan 2025’te emekli olacağını duyurdu.
ABD adalet bakanlığı, TD Bank’ın ABD tarihinde Banka Gizliliği Yasası kapsamındaki başarısızlıklardan suçlu bulunan en büyük borç veren ve kara para aklama komplosu kurmaktan suçlu bulunan ilk kişi olduğunu söyledi.
ABD perakende işinin düzenleyicilerle yaptığı anlaşma kapsamında karşı karşıya kaldığı büyüme kısıtlaması olağandışı – birkaç yıl önce Wells Fargo’da ortaya çıkan sahte hesap dolandırıcılığı gibi ciddi suistimal vakaları için ayrılmış.
Başsavcı Merrick Garland, bankanın soruşturmayla işbirliği yaptığını ve daha fazla bireysel kovuşturma beklendiğini söyledi.
“Hizmetlerini suçlular için uygun hale getirerek, TD Bank bir oldu” dedi.
ABD’li yetkililer, suçlamaları açıklayan bir basın toplantısında, ABD’nin en büyük 10. bankası olan bankanın, büyürken bile uyum programlarına yatırım yapma programlarını “aç bıraktığını” söyledi.
Savcılar, 2018 yılına kadar, ağındaki işlemlerin %90’ından fazlasını izleyemediğini ve 18 trilyon dolardan fazla değere sahip olduğunu söyledi.
Uyumdaki boşluklar şirket içinde o kadar iyi biliniyordu ki, personel bankanın sloganının – “Amerika’nın en uygun bankası” – suçlulara pazarlandığı konusunda şaka yaptı.
Yetkililer, bir müşterinin TD Bank’ı 470 milyon dolardan fazla uyuşturucu gelirini aklamak, büyük nakit mevduatlar yapmak ve personele hediye kartlarıyla rüşvet vermek için kullandığını söyledi.
Yetkililer, planın fentanil kullanıcılarından gelen ödemelerin Meksika ve Çin’deki uyuşturucu ağlarına geri akmasına izin verdiğini söyledi.
Yetkililer, başka bir planın, düzinelerce ATM kartının çıkarılmasına yardımcı olan ve 39 milyon dolarlık yasadışı fonun Kolombiya’ya transferini kolaylaştıran beş banka personelinin katılımını içerdiğini söyledi.
TD, varlıklara göre Kuzey Amerika’nın altıncı en büyük bankasıdır ve dünya çapında 27,5 milyondan fazla müşteriye hizmet vermektedir.
Perşembe günü açıklanan anlaşma, bir dış izleme dönemini içerecek.
Cezalar, Adalet Bakanlığına 1,8 milyar dolar ve Hazine’nin Mali Suçları Uygulama Ağı’na 1,3 milyar dolar ile Para Birimi Denetleme Ofisi ve Federal Rezerv dahil olmak üzere diğer düzenleyicilere yapılan ödemeleri içeriyor.
Geride bıraktığımız hafta dışarda jeopolitik riskler gündemin ilk sırasında takip edilirken, Türkiye cephesinde ise gerilemekte büyük bir katılık gösteren enflasyon gündemi sıcak tuttu. Tüm bunlar olup biterken, her ayın ilk cuması açıklanan Amerikan istihdam verisinin ise oldukça kuvvetli sonuçlandığını not etmemiz gerekiyor. Şöyle ki, Eylül ayında tarım dışı istihdam 147bin artması beklenirken, gerçekleşme ise 254bin kişi, işsizlik oranı ise %4,2 beklenirken gerçekleşme %4,1 oldu. Enflasyon göstergesi olarak takip edilen ortalama saatlik gelirlerde yıllık artış oranı ise beklentinin üzerinde %4,0 olarak gerçekleşti. İstihdam raporu, ABD ekonomisinin beklenmedik bir şekilde Eylül ayında altı ay içinde en fazla istihdam sağladığını göstermesinin ardından jeopolitik riskler nedeniyle hafta sonu riskini almak istemeyeceğini düşündüğümüz piyasaların haftayı iyimser bir şekilde tamamladıklarını gördük.
Fiyat istikrarı kadar kanunen görevi büyümeyi (tam istihdamı) da sağlamak olan ABD merkez bankası konumunda FED’in, açıklanan güçlü istihdam raporu ardından artık 7 Kasım olağan toplantısında 50 baz puan faiz indirimine gitmesi çok zor olarak değerlendiriyoruz. Zaten piyasa fiyatlaması da bu yönde. Faiz vadeli kontratları 25 baz puan indirime %98 ihtimal tanırken, güçlü istihdam verisi sonrası ABD Doları değer kazandı, kısa vadeli ABD Hazine tahvil getirileri yükseldi. 10 yıllık gösterge devlet tahvili getirisi 30 baz puan yükselerek haftayı psikolojik %4 seviyesine dayanarak son iki haftanın zirvesinden tamamladı. Güçlenen dolara paralel EURUSD paritesi 1,10 seviyesinin altına gerilerken (iki hafta önce 1,12 seviyesini aşmıştı), kıymetli metaller jeopolitik riskler nedeniyle güçlü seyrini korudu. Gümüşün ons fiyatı Cuma gün içerisinde 32,95 seviyesini test ederken, kapanış itibariyle 32,17 seviyesine gerilese de, son 12 yılın en yüksek haftalık kapanışına imza attı. Altının ons fiyatı geçen haftalarda test ettiği tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 2,685 dolar hemen altında 2,652 dolardan haftayı tamamlarken, gözler hafta sonu İsrail cephesinden gelecek İran haberlerini takip etti. Olası arz kesintisi riskine paralel oldukça sert bir yükseliş kaydeden Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı bir haftada neredeyse %9 yükselerek 78 dolar seviyesinden haftayı tamamladı.
ABD ekonomisinin güçlü olmaya devam ettiğine işaret eden istihdam raporu ardından Amerikan hisse senetleri yönünü yukarı çevirerek haftayı güçlü bir şekilde tamamlarken, en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksi tüm zamanların en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirdi. Yeni haftada gözler ABD şirketlerinin bilanço verilerinde olacak. ABD borsasının yüksek seviyelerini koruyabilmeleri için, şirketlerin güçlü kâr büyümesi ve gelecek yıl için olumlu tahminler sunmasını gerekiyor. Özellikle bankaların kazanç raporları, ekonominin genel durumu hakkında önemli ipuçları vereceğini göz ardı etmemek gerekiyor.
ABD verisinin güçlü gelmesi, tırmanan jeopolitik riskler nedeniyle hafta sonu riskini almak istemeyeceğini düşündüğümüz piyasaların fikrini değiştirmiş olacak ki son günlerin neredeyse en kötü performans gösteren borsası konumunda BİST100 endeksi tepki alımlarına sahne olarak haftanın son iş gününü %2,4 yükselişle tamamlarken, bankacılık hisselerinde yükseliş ise %4,25 oldu. USDTRY kuru pazartesi günü valörlü işlemlerde 34,25 seviyesine yükselirken, CDS tarafında ise kayda değer bir değişim olmadı. Enflasyonun gerilemekte zorluk çekmesi ardından TCMB’nin de faiz oranlarını gevşetmeye yeni yılda başlayacağı beklentisinin artması ile tahvil faizleri bir miktar yükseliş kaydetti.
Cuma günü TÜİK-TCMB işbirliği ile ilk kez açıklanan mevsim etkisinden arındırılmış enflasyon rakamlarına göre, aylık TÜFE artışı %2,80 olarak hesaplanırken, mal grubu enflasyonu aylık %2,27, hizmet grubu enflasyonu ise aylık %3,96 olarak hesaplandı. Hizmet grubu altında yer alan kira aylık %6,55 ile yıllık bazda en yüksek artışı kaydeden kalem olurken, mallar grubu altında yer alan işlenmemiş gıda fiyatlarında gerçekleşen %5,33 artış dikkat çekti. TCMB ve TÜİK işbirliğinde açıklanan yeni veri seti sonrasında yıllık enflasyonun ‘eğilimini’ inceledik. Bunu hesaplarken de, son ay gerçekleşen enflasyonu üç ay önce gerçekleşen enflasyona bölüp yıllklandırdık. Aşağıdaki grafikten de görüleceği üzere, enflasyonun düşme eğiliminde olduğunu söylemek pek de kolay görünmüyor. Yaşanan katılığı sadece para politikası ekseninde çözmek de çok kolay görünmüyor. Faiz oranı son altı aydır %50 seviyesinde olmasına rağmen, kira ve eğitim kalemlerinde enflasyonun yükselmeye devam etmesinin çözümünü sadece faiz artışında aramamak gerektiğini düşünüyoruz. Özel okullar yerine kaliteli eğitim, kira kalemini yukarı iten ana neden ola arz açığını (kiralayacak kadar yeterli ev stoğu yok) yapısal reform ile çözmek; hükûment harcamalarını ise azaltmak gerekiyor. Elbette yapısal reform kısmını zaman gerektirdiğini de göz ardı etmiyoruz.
Bu minvalde, aylar önce hastalığın tedavisinde kullanılan ilacın (faiz) talebi soğuttuğunu, kurlara istikrar kazandırdığını, tasarruf etme isteğini arttırdığını, KKM gibi büyük bir sorunun çözüme kavuşma yolunda emin adımlarla ilerlediğini, TL’nin toplam mevduat havuzunda payının %54 seviyelerine kadar yükselerek dolarizasyon eğiliminin büyük ölçüde belini kırdığını, yapılan doğru ‘işlerin’ uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından takdir aldığını, notun peşi sıra arttığını görerek büyük bir alkış tutsak da, yüksek faizin sadece enflasyon hastalığını tek başına yenmekte ya da tedavi etmekte eskisi kadar muktedir olmadığının da altını kalınca çizmek gerekiyor. Bünye ilaca alıştı ve hastalık (enflasyon) gerilemekte artık direnç gösteriyor. Buna da atalet/inertia diyoruz. Her ne kadar Eylül ayı enflasyonunun %3’e yakın gelmesi ardından faiz indirim beklentileri (pek çok yabancı kuruluşa göre) 2025 yılına ertelense de, TCMB’nin Aralık ayında faiz indirim seçeneğini değerlendirmesi gerektiği yönünde görüşümüzü hâlen daha koruduğumuz bir kenara not düşelim. Mevcut şartlarda, otoritenin bu iletişimi yapmasının da çok kolay bir meziyet olmayacağının altını çizmek isteriz.
Yeni gün ve hafta başlangıcında, Asya borsalarının iyimser bir seyir izlediğini görüyoruz. ABD’de açıklanan güçlü istihdam verilerinin resesyon korkularını ortadan kaldırması sonrası dolar yen karşısında neredeyse son iki ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Zayıf YEN’den destek alan ihracat odaklı Japonya borsası %2 yükselirken, bölgesel hisse senedi kazançlarına da öncülük etti. Ham petrol fiyatları, savaşı tetikleyen Hamas saldırısının üzerinden bir yıl geçtikten sonra, İsrail’in Lübnan ve Gazze Şeridindeki hedefleri bombalaması ama endişe edildiği üzere İran’a henüz bir misilleme yapmaması ile bir ayın zirvesinden geriledi. Bu hafta Perşembe günü ABD’de açıklanacak TÜFE enflasyonunun kritik önem sahip olduğunun altının çizmek istiyoruz. Yıllık manşet artışın %2,3’e gerilemesi, çekirdek artışın ise %3,2’de sabit kalması öngörülüyor.
3 aylık mevsim arındırılmış yıllık enflasyon eğilimi
Mart ayından bugüne geçen altı aylık zaman diliminde politika faizi %50 seviyesinde sabit tutulması ve öte yandan izlenen katı likidite önlemlerine rağmen, mevsimsellikten arındırılmış endeksin yıllık eğiliminde neredeyse yatay bir seyrin egemen olduğunu ve enflasyonun %40 seviyesinin altına gerilemekte zorlandığını görüyoruz. Bu nedenle de enflasyonla mücadelede kullanılan sıkı para politikasının (ilacın) formatının değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Keza, bünye ilaca alıştı ve hastalık (enflasyon) gerilemekte artık büyük bir direnç gösteriyor. Buna da atalet/inertia diyoruz.
Bank of America müşterileri Çarşamba günü banka hesaplarına erişimde sorun yaşadıklarını bildirdi.
Kesintilerle ilgili veri toplayan Downdetector’da , Bank of America’daki bir sorunla ilgili bildirimler TSİ 12:45 civarında arttı .
Birçok müşteri hesap bakiyelerini göremedikleri konusunda şikayette bulundu. Hesaplarına erişebilen bazıları sıfır bakiye görünce şaşırdı.
Bank of America şikayetler ile ilgili detaylı bir açıklama yapmadı.
Bir Bank of America müşterisine gösterilen bir mesajda, bir veya birden fazla hesap için geçerli bakiye tutarının “geçici olarak kullanılamıyor olabileceği” söylendi.
Bank of America’nın bir müşterisi Downdetector’da “Beş hesapta sıfır bakiye, 20 bin doların üzerinde para görünüyor” yazdı.
Başka bir kullanıcı ise “Kredileri gayet iyi gösteriyor” dedi.