Bain & Company Türkiye, 2025 yılında perakende sektöründe başarılı olmak isteyen şirketler için beş temel stratejik önceliği vurgulayan “Türkiye 2025 Perakende Görünümü” başlıklı bir analiz yayımladı. Analizde, enflasyonun düşüş trendiyle birlikte tüketici harcama alışkanlıklarının yeniden dengelendiği bu dönemde, kârlılığı artırmak için yenilikçi stratejilere ihtiyaç duyulduğu belirtiliyor.
Bain & Company Türkiye uzmanlarının hazırladığı analize göre, 2025 yılında Türkiye perakende sektörünün mağaza genişlemeleri ve enflasyonla paralel olarak geçen yıla göre nominal olarak yüzde 35-40 oranında büyümesini öngörüyor. Bu büyüme ile perakende pazarının büyüklüğünün yaklaşık 13 trilyon TL’yi aşması bekleniyor.
Güçlü veri stratejisine sahip olanlar karlılığını 4 kat artırdı
Analizde, güçlü veri stratejilerine sahip perakendecilerin, rakiplerini geride bırakarak geçtiğimiz üç yıl içinde iki kat daha fazla gelir artışı ve dört kat daha fazla kârlılık artışı elde ettiği vurgulanırken, 2025 yılı perakendeciler için kritik önem taşıyan bir yıl olacağı belirtiliyor. Analizde; makroekonomik volatilite, değişen müşteri davranışları ve ticaretteki endişelerden dolayı oluşan zorlukların devam edeceği ifade ediliyor.
Perakende sektöründeki oyun değişikliği sürecinde oyuncuların da dönüşmesi gerektiği belirtilen analizde, başarılı olabilmek için şirketlerin alışılagelenin ötesinde hareket etmeleri, son teknolojik gelişmelere uyum sağlamaları, sadakat programlarını yeniden yapılandırmaları, global ve yerel belirsizliklerden etkilenen tedarik zincirlerini çeşitlendirerek kuvvetlendirmeleri gerektiği ifade ediliyor.
E-ticaret kanalında satışlar yüzde 50 büyüyecek
Enflasyon beklentilerine de yer verilen analizde, geçtiğimiz yıllara göre azalan ve 2025’te de daralan harcanabilir gelir ile tüketicilerin harcama alışkanlıklarında daha da temkinli olmaları bekleniyor. Ekonomik koşullar ile dönüşen perakende sektöründe rekabetin yapısının değişmesi olasılığına da dikkat çekilen analizde, perakendecilerin koşullara ayak uydurması, cüzdan payını artırması ve dönüşen rekabet içerisinde oyunda kalabilmesi için mücadele etmeleri gerektiği ifade ediliyor.
Bain & Company Türkiye uzmanlarına göre, 2025 yılında Türkiye perakende sektörünün mağaza genişlemeleri ve enflasyon ile paralel olacak şekilde mağaza kanalı satışlarının yüzde 35 büyümesi beklenirken, e-ticaret kanalında satışların yüzde 50 büyümesi öngörülüyor.
Analizde, büyümeden görece pay almayı başaracak perakendecilerin, konjonktürel zorluklara sadece tepki vermek yerine, fırsatları proaktif bir şekilde değerlendirenler olacağı belirtiliyor. Bain & Company Türkiye uzmanlarına göre bu yıl perakendeciler için stratejik önceliklerini gözden geçirerek yeni bir yol haritası çizmek için önemli bir sene olacak.
Gıda sektöründe arz talep dengesizliği
Gıda sektörünün örnek verildiği analizde şu görüşler paylaşıldı: “Türkiye’ye bakıldığında, gıda sektöründe mevcut tedarikçi ağının çoğunlukla birçok küçük üreticiden oluştuğu görülebilir. Bu durumun temel sebebi oyuncuların kendini ölçekleyecek finansman kaynağını yaratamamasıdır. Büyük boyutlu oyuncu sayısının azlığı, tedarikçi bulunmasında sıkıntılara yol açmakta ve hem kalite hem de maliyet kontrol hedeflerine ulaşılmasını zorlaştırmaktadır. Mevcut arz talep dengelerinde, arz talebi karşılayamamakta ve bu durum gıda fiyatlarında artışlara sebep olmaktadır. Tedarik zincirinde büyük oyuncu eksikliklerinden kaynaklanan bu sıkıntıların önüne geçmek isteyen bazı lider perakendeciler dikey entegrasyona yönelerek tedarik zincirlerini kendileri yönetmeyi tercih ediyorlar. Sermayesini daha etkili bir şekilde kullanmak isteyen perakendeciler, kritik kategorilerde küçük oyuncuların finansman, uzmanlık ve teknik birikim sağlanarak ölçeklendirilmesini sağlayarak hedeflerine ulaşabilir. Büyük tedarikçilerin oluşması ile pazardaki talebi karşılayacak arzı oluşturacak ve perakendeciler daha yüksek kalitedeki ürünleri daha uygun bir fiyata sunabilecektir.”
Enflasyonun düşüş trendiyle birlikte harcama alışkanlıklarının yeniden dengeleneceği 2025 yılında kârlılık için yeni stratejilere ihtiyaç duyulduğu belirtilen analizde, Bain & Company Türkiye perakende uzmanları, perakende sektörünün odaklanması gereken 5 temel öncelik olarak; gelişmekte olan teknolojileri benimsemek, müşteri sadakatini yeniden tekrar tanımlamak, operasyonların modernize edilmesi ve hızla değişen makroekonomik ve piyasa koşullarına uyum sağlanması olarak sıraladı.
Başarı için gereken 5 stratejik öncelik
Bain & Company Türkiye’nin 2025 yılına yönelik perakende sektörü analizine göre, başarılı olmak isteyen şirketlerin odaklanması gereken beş temel stratejik öncelik:
- Değer Önerisinin Yeniden Tanımlanması: Müşterilerin değer algısını hedefleyen ve ölçekleyebilen perakendeciler, rekabette avantaj sağlayacak. Özgün markalar ve uygun fiyatlandırma stratejileri, finansal olarak daha iyi performans göstermelerine yardımcı olacaktır.
- Sadakatin Yeniden Şekillendirilmesi: Tüketici ile etkili sadakat programları ve finansal teşviklerin ötesine geçerek duygusal bağlar kurulmalı. Kişiselleştirilmiş deneyimler ve özel ayrıcalıklar, müşteri sadakatini artırabilir.
- Tedarik Zincirinizi Modernize Edin: Tedarik zincirinin dayanıklılığını artırmak için dikey entegrasyon, dijital ikizler ve akıllı envanter yönetimi gibi teknolojileri kullanarak operasyonel esnekliğinizi sağlayın.
- Teknoloji ve Yapay Zeka ile Maliyet Verimliliğini Artırın: Üretken yapay zeka ve diğer gelişen teknolojilerle operasyonel süreçleri optimize ederek maliyetleri düşürün ve verimliliği artırın.
- Geleneksel Perakende Dışındaki Alanlarda Büyüyün: Perakende medya ve pazaryerleri gibi yeni iş modellerine yatırım yaparak gelir kaynaklarını çeşitlendirin ve müşteri tabanınızı genişletin.
Ortak nokta: Veri
Bu beş stratejik hedefin hepsinde ortak noktanın kaliteli verilere sahip olmak ve bu veriyi etkili bir şekilde kullanabilmek olduğu vurgulanan analizde şu bilgilere yer verildi: “Güçlü veri stratejilerine sahip uluslararası perakendeciler, rakiplerini geride bırakarak üç yıl içinde iki kat daha fazla gelir artışı ve dört kat daha fazla kârlılık artışı elde etmiştir. Sadakati yeniden şekillendirmek, tedarik zincirlerini iyileştirmek, teknolojiyi geliştirmek ve ticaret dışı büyümeyi desteklemek için veriyi etkili kullanan, proaktif ve veri konusunda yetkin perakendeciler yalnızca hayatta kalmayacak, aynı zamanda bu değişen zamanlarda öne çıkacaklardır. Bu stratejik önceliklere odaklanarak, perakendeciler 2025 yılında karşılaşacakları zorlukları aşabilir ve uzun vadeli başarılarını güvence altına alabilirler. ”
Fikirlerine itirazlar azalınca
Bir iş insanı fikirlerin zenginliğinden beslenirse kazanır. Çünkü insanların çoğunun ortak noktada buluştuğu fikirlerden, çok iyi işler çıkmıyor. Fakat bazı iş insanları bu zenginlikten yararlanmayı bilmiyorlar. Ya da yararlanmak istemiyorlar. Bunun nedeni ise içlerinde yatan takdir edilme beklentisi. Bir diğer neden ise gücü paylaşamamak. Böyle olunca da tüm fikirleri kabul görsün istiyorlar. Muhalif sesleri duymak, dinlemek istemiyorlar. Bu da onları hızla düşüşe geçiriyor.
Çoğu zaman, iş insanları düşüşe geçtiklerinde farkında olmuyorlar. Çakıldıklarında, iflas ettiklerinde farkına varıyorlar. Çünkü bilerek ya da bilmeyerek çevrelerinde onları eleştirebilecek kimse kalmamış oluyor. Kimse uyaramayınca da, hata üstüne hata yapıyorlar.
Eğer fikirlerinizin çoğu hiç tartışılmadan kabul görüyorsa, bir yerlerde sorun var demektir. İhmal etmeyin.
Yanlışları ile doğruları birbirine karışırsa
İflas eden iş insanlarının çoğunda aynı sorunu görüyoruz. İflas etmelerindeki en önemli neden, doğru bildikleri yanlışlar. Çünkü güç, başarı, para gözlerinin kapanmasına neden oluyor. Bu faktörler yanlışlarını daha şirin gösteriyor. Doğrularını ise vazgeçilebilir şeylere dönüştürüyor.
Doğru ve yanlışlarınıza dikkat edin. Eğer aralarındaki fark azalmış ise, yanlışlar size doğru gibi görünüyorsa ciddi tehlike altındasınız.
Şirketlerindeki akıllı, iş bilir insanlar azalırsa
Şirketleri başarılı kılan yükselten de, iflas ettiren de insanlar. Şirketlerin kaderi çoğu zaman şirketi yönetenlerin hamlelerine göre şekillenir. Fakat vizyonu geniş, başarılı insanları tutmak kolay değildir. Bu insanların temel motivasyon kaynakları para da değildir. O yüzden eğer aynı hedefi paylaşmıyor, benzer vizyonda buluşamıyorsanız bu insanları tutamazsınız. Çünkü işlerini iyi yaptıkları için talipleri çok olur. Bu insanlar gitmeye başladığında ise düşüş başlar. Ve genelde hızla artan bir ivme ile çöküş gerçekleşir.
Özgüvenleri donanımlarını aşmaya başlarsa
Özgüven donanım dengesi çok önemli bir faktör. Eğer özgüveniniz, egonuz yükselirken, donanımlarınız artmıyorsa sorun yaşanır. Birçok iş adamının farkında olmadan yaşadığı durum budur. Egoları; başarıları, şirketlerinin büyüklüğü, banka hesaplarındaki miktarlar arttıkça, artar. Ama bu egoyu yönetemezlerse, ego onları ezmeye başlar. Bu aşırı özgüven onlara zarar vermeye başlar. O yüzden bazı iş adamları bazen kendilerini süper kahraman gibi hissedip, yükseklere çıkmaya karar verebilir. Fakat iniş için hazırlıklı değillerse, bu yolculuk onlara pahalıya patlar. Donanımdan uzak bir ego, uçan bir balona benzer.
Bir iş insanı ne zaman kaybeder sorusu birçok şirket için hayati derecede önemli. İş adamları kaybetmeye başlayınca şirketler de kaybetmeye başlıyorlar.
İş adamları belirli bir aşamadan sonra attıkları her adımı daha özenli atmalılar. Çünkü yaptıkları, kendilerinden çok başkalarını etkiliyor.