Connect with us

EKONOMİ

Bir Türkiye geçeği: Mezun oldular, iş bulamadılar, kredi çektiler, haciz geldi!

Yayınlanma:

|

Üniversiteyi bitirmelerine rağmen beş kardeş de iş bulamayınca Çanakkaleli Yılmaz ailesi, ‘genç çiftçi’ projesinden alınan kredilerle arıcılığa ve çiftçiliğe başladı ancak yüksek faiz nedeniyle borç ödenemeyince haciz geldi.

Üniversiteyi bitirmelerine rağmen beş kardeş de iş bulamayınca Çanakkaleli Yılmaz ailesi, ‘genç çiftçi’ projesinden alınan kredilerle arıcılığa ve çiftçiliğe başladı. Ancak yüksek faiz nedeniyle borç ödenemeyince ailenin evi, tarlaları ve traktörü Ziraat Bankası tarafından haczedildi. Baba Nazif Yılmaz (72), “Tarlada elmalarım kaldı. Şeftalilerim çürüdü. Ürünler, satılmayınca hiçbir şey yapamadık. Evde kömürüm bile yok. Odunum bile yok” derken gözyaşlarını tutamadı. Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım istedi.
Çanakkale Bayramiç Külcüler köyünde yaşayan Yılmaz ailesinin 5 çocuğu da üniversite mezunu. Çocuklarından Şener Yılmaz 2016 yılında ‘Genç Çiftçi’ projesinden 29 bin 350 lira destek alarak arıcılığa başladı. Orman Muhafaza Memurluğundan emekli baba Nazif Yılmaz da kredi çekerek traktör aldı.
Borçlarını 2019’a kadar düzenli ödeyen aile, elmalarını don vurunca borç taksitlerini ödeyemedi. Faiz nedeniyle katlanan borç 75 bin liraya yükseldi. Haciz uygulanınca borç daha da arttı.
Bir ay önce geçirdiği kaza nedeniyle kalça kemiğini kıran 72 yaşındaki baba Nazif Yılmaz ANKA Haber Ajansı’na yaşadıkları sıkıntıları şöyle anlattı:
ELMALARIM TARLADA KALDI, ŞEFTALİLERİM ÇÜRÜDÜ
Çocuklarıma Ziraat Bankası’ndan taksitle traktör aldım. Bir oğlum kredi almış, 30 bin lira gibi bir borcumuz oldu. Korona yüzünden borcumuzu ödeyemedik.  Beş on tavuğum vardı, sattım yol parası yaptım ve Ziraat Bankası’na gittim. Müdüre derdimi anlattım ama ‘Olmaz, parayı ödeyeceksiniz’ dedi.  Borçlu olan oğlum Şener Yılmaz gitti, geldi. Bir türlü çare bulamadılar. ‘10 bin lira getireceksin 50 bin lira da avukata vereceksin ki biz sana yapılandırma yapacağız’ dediler. Ancak bir çare bulunmadı.
EVDE YAKACAK KÖMÜRÜM ODUNUM YOK
Tarlada elmalarım kaldı. Şeftalilerim çürüdü. Ürünler, satılmayınca hiçbir şey yapamadık. Evde kömürüm, odunum bile yok. Ama biz borcumuzu ödemeyeceğiz demiyoruz, çalışalım ve ödeyelim diyoruz. İki tane evlenecek oğlum, bir tane düğünü yapılacak kızım var. Bir çare bulunmadı, düştüm ve sağ kalçamı kırdım.  Sol kolum yerinden kalkmıyor. Bankaya, ’Emekli maaşımdan kesinti yapın, borcum ödensin, tarlalarım satılmasın’ dedim kabul edilmedi.  
Ailenin 40 yaşındaki oğlu Taner Yılmaz da sıkıntılarını şöyle dile getirdi:
“Traktörümüz bir yıldır icralık dün de haczedildi. 2015 yılında 5 yıl vade ile traktör aldık. Nisan 2019’da elmalarımızı don vurdu.  Mahsul az oldu ve zora girdik. 2019’da bu devam etti. Traktörümüz hacizli olduğu için aracı kullanmamız yasaklandı, o nedenle elmalar 4 aydır kasayla tarlada kaldı. Zaten aracı elmanın kilosunu bizden 1,25 liradan alıyor. Bu fiyat maliyetini bile karşılamıyor ki.”
“DAĞIN BAŞINDA HAYVANLARIMIZ KALDI”
Traktörü hayvanlarına su taşımak için de kullandıklarını da söyleyen Şennur Yılmaz da,  “CİMER’e (Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi) yazıyoruz ‘Ziraat Bankası yapılandırma yapsın’ diyoruz, yapılmıyor. Bugün traktörümüzü aldılar gittiler. Dağın başında arılarımız, tavuklarımız, koyunlarımız var. Traktörle kuyudan su getirip yeme- içme ihtiyaçlarını karşılıyorduk. Banka bize, ‘traktörü alıp gideceğiz’ dedi ve götürdü” diyerek yaşadığı duruma sitem etti.
“5 ÇOCUĞUM DA ÜNİVERSİTE MEZUNU VE İŞSİZ”
Anne Emriye Yılmaz da çaresizliğini şöyle dile getirdi:
2019’da borcumuzu ödeyemedik.  Ardından pandemi geldi. 65 yaş üstü olduğumuz için pazara çıkamadık. Hiçbir şey yapamadık. 5 çocuğum var hepsi üniversite mezunu ve işsiz.

ANKA

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

ABD’den GVA Capital’e 216 Milyon Dolarlık Yaptırım Cezası: OFAC’tan Sert Mesaj

Yayınlanma:

|

ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC), yaptırımların uygulanması konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koydu. OFAC, Rusya’ya yönelik yaptırımların ihlali nedeniyle San Francisco merkezli yatırım firması GVA Capital Ltd.’ye tam 215.988.868 dolarlık  ceza verdi.

Ceza Gerekçesi Ne?

OFAC, GVA Capital’in, yaptırım uygulanan Rus oligark Süleyman Kerimov adına bilerek yatırım yönettiğini tespit etti. Daha da dikkat çekici olan, şirketin Kerimov’un yaptırım statüsünden haberdar olmasına rağmen bu işlemleri yürütmüş olması.

GVA Capital’in ayrıca, OFAC tarafından yürütülen soruşturma kapsamında gönderilen resmi celbe yanıt vermemesi, cezanın bu denli yüksek belirlenmesinde etkili oldu.

OFAC Değerlendirmesi

Yetkililer, GVA Capital’in davranışını “kötü niyetli ve ağır ihlal” olarak nitelendirirken, şirketin bu süreci kendi rızasıyla ve gönüllü bir şekilde açıklamamış olmasını da cezayı artırıcı faktör olarak değerlendirdi.

Bu karar, ABD makamlarının yaptırım kurallarına uymayan finansal aktörlere karşı hoşgörüsüz bir yaklaşım sergilemeye devam edeceğinin açık bir göstergesi olarak yorumlandı.

OFAC SDN Listesine Yeni Eklemeler

Aynı gün OFAC, terörle mücadele çerçevesinde Özel Olarak Belirlenmiş Kişiler ve Kuruluşlar Listesi’ni (SDN Listesi) de güncelledi.

Yeni Eklenen Şahıs:

  • Adı: Nasr Mohsen Ali Huthele

  • Lakabı: Al-Shammari, Nasr

  • Uyruğu: Irak

  • Bağlantısı: İran destekli Şii milis örgütü Harakat al-Nujaba

  • Yaptırım Nedeni: Küresel terör faaliyetleri (EO 13224 & 13886 kapsamında SDGT statüsü)

Yeni Eklenen Kuruluş:

  • Adı: Kata’ib al-İmam Ali

  • Alternatif Adlar:

    • İmam Ali Tugayları

    • Kataib Ruh Allah Issa Ibn Miriyam

  • Kuruluş Yılı: 2014

  • Konumu: Irak & Suriye

  • Yaptırım Nedeni: Terörizmle bağlantılı faaliyetler (SDGT)

Ne Anlama Geliyor?

Bu gelişmeler, özellikle yatırım ve finans sektöründe faaliyet gösteren uluslararası kuruluşlar için net bir uyarı niteliği taşıyor. OFAC’ın bu kararı:

  • Yaptırım listesinde yer alan kişi ve kurumlarla bağlantılı her tür finansal faaliyetin ağır sonuçları olacağını,

  • Şirketlerin yalnızca yaptırım uygulanan varlıklarla değil, uyum süreçleriyle ilgili yükümlülüklere de dikkat etmeleri gerektiğini,

  • Ve en önemlisi, ihlal sürecinde iş birliği yapılmamasının ceza miktarını katlayabileceğini göstermektedir.

Finans sektöründe faaliyet gösteren şirketler için yaptırım uyumu, artık yalnızca bir hukuk meselesi değil; aynı zamanda kurumsal itibarı ve geleceği doğrudan etkileyen stratejik bir sorumluluk haline gelmiştir.

GVA Capital örneği, bu sorumluluğun ihmal edilmesi durumunda yıkıcı sonuçların kaçınılmaz olduğunu göstermektedir.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

‘Yüksek faiz girişimcilik ekosistemini bozdu’

Yayınlanma:

|

Yazan:

Girişimcilik Ekosistemi Derneği Başkanı Esra Özden, yenilikçi girişimcilerin pandemi ve sonrasında kolay ulaşabildiği yatırım imkanının bugün yüksek faiz nedeniyle ortadan kalktığını söyledi. Yatırımcı bulamayan her iki girişimciden birinin kaynağı yurtdışından bulduğunu belirten Özden, “Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF) düzenlemesi de yeterli olmadı.

Pandemi ve sonrasında konvansiyonel sektörden inovatif girişimciliğe ilginin arttığını ancak bugün bu ilginin oldukça azaldığını belirten GED Başkanı Esra Özden, “Türkiye’nin ilk dijital kuluçka merkezini kurduk. Bu merkeze kayıt olma şartını yenilikçi proje olarak belirledik. Türkiye’nin dört bir yanından kuluçka merkezimize kabul ettiğimiz 250’nin üzerinde inovatif girişimciye eğitim ve mentör desteği verdik ama bu girişimciler yatırım alamadı. Yüzde 50’si yatırımcı ve finans bulamadığı için projesiyle birlikte yurtdışına gitti. Dünya ticaretinde dengelerin değiştiği bu dönemde bu gençleri kaybetme lüksümüz yok. İnovatif girişimcinin yatırım bulma kurgusunu yeniden belirlemeli ve sistemi güçlendirmeliyiz” dedi.

GLOBAL YATIRIMCININ DA İLGİSİ AZALDI

Diğer taraftan Türkiye’nin girişimcilik ekosistemine yabancı ilgisinin de 2023’e göre azaldığını belirten Özden, Startupwatch’ın son yayınladığı raporda, global yatırımcıların Türkiye girişimcilik ekosistemini hâlâ önemli bir potansiyel olarak gördüklerini ancak, ekonomideki belirsizliğin ve öngörülemeyen hükümet politikalarının en önemli engeller olarak görüldüğünü söyledi. Özden, “İçerideki koşullar nedeniyle Türkiye’den yatırım alamayan girişimci, global yatırımcıların da odağında olamıyor” dedi.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Sermaye kediye mi yüklendi?

Yayınlanma:

|

Yazan:

2024 yılında dünyada ekonomiler ortalama yüzde 3,3, bizim de içinde olduğumuz ‘Gelişmekte Olan Ekonomiler’ ise yüzde 4,3 oranında büyürken, Türkiye yüzde 3,2 oranında büyüyebilmiş. Aynı dönemde sanayimiz sadece binde 5 büyüyebilmiş. 2021 yılından beri sanayimiz kan kaybetmeye devam ediyor. İSO500 firmalarının ‘Üretimden Satışlar’daki yıllık yüzde 36,3 olan büyümesini, yüzde 41,1 olarak açıklanan 2024 yılı Yurtiçi Üretici Fiyat Enflasyonu (Yİ-ÜFE)’den arındırdığımızda reel değişimin eksi yüzde 3,4 olmuş.

FAALİYET KÂRINDA YÜKSEK DÜŞÜŞ

İSO500’deki firmaların konsolide gelir tablosuna bakıldığında 2024 yılında net satışlar yüzde 36,9 artışla 10,2 trilyon TL’ye ulaşırken, satışlarının maliyeti ise yüzde 44,5 artışla 8,7 trilyon TL’ye yükselmiş. Yani aslında satışların maliyeti, net satışlardan yüzde 7,6 daha fazla artmış. Bunun sonucunda satışların maliyetinin, net satışlar içindeki payı da 2023 yılına göre yüzde 4,5 artarak yüzde 85,4’e yükselmiş. 2023 yılına göre yüzde 72,8 oranında artan ‘Faaliyet Giderleri’ firmalardaki verimlilik sorununa işaret ediyor. Artan ‘Satışların Maliyeti’ ve ‘Faaliyet Giderleri’ sonucu 2023 yılına göre firmalarımızın ‘Faaliyet Kârı’ ise yüzde 31,6 oranında azalmış görünüyor.

Bankaların kredi büyüme sınırı nedeniyle borçlanmanın sınırlı düzeyde kalması ve ağırlıklı olarak döviz kredisi ile daha uygun maliyetle borçlanmanın etkisiyle ‘Finansman Giderleri’ sadece yüzde 16 oranında artan firmaların dönem karı ise yüzde 58,5 azalarak, ‘Net Satışların’ içindeki payı da yüzde 2,6’ya gerilemiş durumda. EBITDA yani Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr FAVÖK ise yüzde 12,1 artış kaydederek Yİ-ÜFE’nin oldukça gerisinde kalmış. FAVÖK’ün net satışlara oranı yüzde 12,8’e gerilemiş durumda.

Enflasyon düzeltmesinin kârlılığa etkisine baktığımızda da 65,1 milyar TL’lik bir olumsuzluk var. Yani enflasyon düzeltmesi olmasaydı da firmaların karlılığı sadece binde 6 oranında artacaktı. Keza net kambiyo zararı da aynı şekilde firma kârlılıklarını 35,2 milyar TL olumsuz etkilerlerken, bunun firmaların kârlılığına olumsuz etkisi ise binde 3’le sınırlı düzeyde kalmış.

SANAYİ BANKA FAİZİNE ÇALIŞMIŞ

Burada bir parantez açarak ‘Finansman Giderlerine’ dikkat çekmek istiyorum. Çünkü, finansman giderlerinin faaliyet kârına oranı yüzde 96,6’ya yükselmiş. Firmaların 2024 yılında elde ettiği 640,8 milyar TL faaliyet karına karşılık, 618,9 milyar TL finansman gideri yaratmışlar. Yani 2024 yılında firmalarımız neredeyse sadece banka faizine çalışmışlar diyebiliriz. Tüm bunların sonucunda 2024 yılında İSO500’deki firmaların sadece 348 adeti net kâr açıklarken, 2023 yılına göre zarar eden firma sayısı 56 adet artışla 152’ye ulaşmış görünüyor.

ÖZKAYNAKLAR ERİYOR

Firmaların bilançolarına bakıldığında 2024 yılında enflasyon muhasebesinin etkisinin sınırlı kaldığı, ‘Dönen Varlıklar’daki yüzde 31,7 artışa karşılık ‘Duran Varlıklar’ın yüzde 43 arttığı görülüyor. Buna karşılık firmaların toplam borçları yüzde 45,1 oranında artarken, özkaynaklarındaki artışın ise yüzde 31,6 ile sınırlı kalmış görünüyor. Aslında Yİ-ÜFE’ye göre baktığımızda firmaların özkaynakları eriyor denebilir.

İSO500’deki firmaların borçlanma yapısındaki değişim de dikkat çekici. Firmaların toplam borçları yüzde 45,1 artarken, bunun içinde ‘Mali Borçlar’ın yüzde 38,6, Diğer Borçların ise yüzde 51,5 oranında arttığını görüyoruz. Burada parasal sıkılaşmanın ve krediye erişim zorluklarının sonucunda firmaların net işletme sermayesi ihtiyaçlarını ağırlıklı olarak Diğer Borçlar üzerinden karşıladığını söyleyebiliriz. Ayrıca, ‘Kısa Vadeli Mali Borçlar’ın, toplam mali borçlar içindeki payının ise azalarak yüzde 48,5’e gerilediği görülüyor.

DEVREDEN KDV KANAYAN YARA

2024 yılında yüzde 26,9 artış kaydederek 84,6 milyar TL’ye ulaşan ‘Devreden KDV’ kaleminin, krediye erişimin zor ve pahalı olduğu bir dönemde firmaların KDV alacakları yoluyla  devleti faizsiz olarak fonlamaya devam etmesi de hayli ilginç. Ar-Ge harcamaları da bir diğer kanayan yara. Ar-Ge harcaması yapan firma sayımız halen 265. Ar-Ge’ye harcanan para üretimden satışların binde 7’sine ulaşsa da rakam halen yetersiz. Bunun doğal sonucu olarak da Yüksek Teknolojili Ürünlerin toplam üretim içindeki payı sadece yüzde 7,4. Orta-Yüksek Teknolojili Ürünlerin payı ise yüzde 26,7’ye gerilerken, Düşük Teknolojili ürünlerin payının yüzde 34,6’ya yükselmesi dikkat çekici. Hem verimsiz hem de katma değersiz üretimle, yüksek kredi faizleri ve enflasyon bir araya gelince orta çıkan sonuç pek de şaşırtıcı olmasa gerek.

İSO500’deki firmaların çalışan sayısı yüzde 2,6 ile 824,245 kişiye çıkarken, çalışanlara ödenen maaş ve ücretler ise yüzde 90,9 artış kaydederek 812,8 milyar TL’ye ulaşmış. Burada sanayicinin “İşçilik maliyetlerimiz çok yüksek, ucuza çalışacak adam bulamıyoruz” yakınmasının nedenlerini çok net görülebiliyor.

HALKA AÇILMAK HALA KORKULU RÜYA

Halka açık firma sayısı ise 3 şirket artışla 88’e yükselmiş. Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşundan sadece 88’nin halka açık olması, firmaların kurumsallaşma ve alternatif finans kaynaklarına erişim konusunda ne kadar isteksiz olduğunun bir diğer göstergesi. Kredi kanalları daralmaya devam ederken, halka arz ve sermaye piyasaları yoluyla maliyetsiz bir finans kaynağına erişimin göz ardı edilmesi de yıllardır patronlarımızın şirketlerindeki kontrolü kaybetme korkusunun bir tezahürü olabilir mi?

DURUM İÇ AÇICI DEĞİL

Sonuç olarak, Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşunun verilerini ele aldığımızda ülke ekonomisindeki yetersiz büyümeye rağmen, sanayideki büyüme daha da vahim durumda ve artık sınıra dayanmış vaziyette. Burada rekabetçi olmayan kurların, yüksek işçilik ve finansman maliyetlerinin etkisi net bir şekilde görülürken, önümüzdeki dönemde bunun daha da fazla hissedileceği muhakkak. Artan faaliyet giderleri verimlilik konusuna dikkat çekerken, faaliyet karının neredeyse tamamının ancak finansman giderlerini karşılaması artık firmaların sadece banka kredisine çalıştığının en net göstergesi. Bu arada 85 milyar TL’ye ulaşan devreden KDV’nin firmalara finansman yükü 40 milyar TL civarı, nerdeyse dönem karının yüzde 20’sine ulaşmış boyutta. Firmaların kısa vadeli banka borçlarının azalması ise tercihen değil, vadesi gelen krediyi tekrar yerine koyamamaktan kaynaklı mecburiyeti gösteriyor. Bunun sonucu olarak da firmaların ‘Diğer Borçlar’ında yani ticari borçlarında artış var. Aslında İSO500’deki firmalar ağırlıklı olarak tedarikçilerinin finansmanı ile dönmeye çalışıyorlar. Enflasyon muhasebesinin kârlılığa çok fazla etkisi kalmamış diyebiliriz. Kârlılığını artıramayan firmaların öz kaynaklardaki artış ise Yİ-ÜFE’nin altında kalmış, yani aslında reel olarak öz kaynaklar eriyor diyebiliriz. Ar-Ge’ye çok fazla kaynak ayırmayan firmaların ise üretimlerinde düşük teknolojili üretimin payı artmış. Uzun süredir devam edene “Eleman bulamıyoruz” şikayetlerinin sonucu personel giderlerinde yüzde 90’nın üzerinde artışa neden olmuş. Yüksek faiz ve halen devam eden enflasyon baskısı ücretler tarafında firmaları zorlamaya devam edecek gibi görünüyor.

ÇUKUROVA’NIN BÜYÜKLERİ  

Şimdi de gelelim bölgemize… Yayınlanan verilerin çok sınırlı olması nedeniyle birçok detayı göremiyor olsak da eldeki verilerle bir değerlendirme yapabilmemiz mümkün.

İSO500’e Adana’dan giren firma sayısı 2023 yılına göre 5 şirket artış göstererek 16’ya çıkmış olsa da bu sayının 2022 yılında 14 olduğunu da unutmamak gerek. Bu sayının detaylarına da girecek olursak sadece 4 firmamız sıralamada yukarı çıkarken, 7 firmamız ise sıralamada geriye gitmiş. 5 firmamız ise listeye bu yıl dahil olmuş görünüyor. Bu firmalarımızın toplam üretimden satışları 133,3 milyar TL olarak gerçekleşirken, İSO500’ün 8,7 trilyon TL üretimden satışları içindeki payı ise yüzde 1,54 olarak gerçekleşmiş. Bu yıl listeye giren 5 firmanın da etkisiyle Adana’nın üretimden satışlar rakamı 50,7 milyar TL artmış olsa da biraz daha doğru karşılaştırma yapmak adına firma başına ortalama üretimden satışlar rakamı sadece yüzde 11,02 oranında artmış görünüyor.

İSO500’e Mersin’den giren firma sayısı 2023 yılına göre 1 şirket azalarak 9’a düşmüş. Bu sayının detaylarına girecek olursak sadece 2 firma sıralamada yukarı çıkarken, 7 firmamız ise sıralamada geriye gitmiş. Bu firmalarımızın toplam üretimden satışları 87,3 milyar TL olarak gerçekleşirken, İSO500’ün 8,7 trilyon TL üretimden satışları içindeki payı ise yüzde 1,01 olarak gerçekleşmiş. Karşılaştırmayı daha doğru yapmak adına firma başına ortalama üretimden satışlara baktığımızda ise yüzde 5,13 oranında azalmış görünüyor.

AYNI YÖNTEMLE FARKLI SONUÇ OLUR MU?

Aslında bölgesel olarak da firmalarımız orta gelir tuzağına girmiş diyebiliriz. Listeye giren çıkan firmalar nedeniyle detaylı analiz şansımız olmasa da her iki ilimiz için ekonomiden alınan payın ve listeye giren firma sayılarının yıllar itibariyle pek değişmediği ortada. İhracat verilerinden de hareketle özellikle Adana’nın ekonomik gelişimi için ihracatın önemi muhakkak. Bu konuda ciddi çaba sarf eden firmalarımız olsa da şehrin geneli için aynı performanstan söz etmek çok zor. Mersin içinde benzer şeyleri söyleyebiliriz. Ancak nihai olarak Einstein’ın da dediği gibi ‘Aynı şeyleri yapıp, farklı sonuçlar beklememek lazım!’

Hakan ÇALIŞKANTÜRK-Refleks Gazetesi

 

 

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.