Connect with us

BORSA

Borsa ve hisse senedi yatırımcıları gençleşiyor

Yayınlanma:

|

Uluslararası İktisat ve İktisadi Planlama Uzmanı Dr. Yahya Can Dura Borsa İstanbul’da işlem yapan 0-39 yaş arası yatırımcıların 2015 senesinde toplam portföy değeri içerisinde %9, 2018 yılında %14, 2020 yılında ise %21,1 paya sahip olduğunu belirtti.

Hisse senedi yatırımının ve borsaların, iktisadi hayatta önemli bir role sahip olduğunu söyleyen İstanbul Gelişim Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Yahya Can Dura, “Ekonomik kalkınma ve büyüme için üretim faktörlerinin hacminin artmasına ihtiyacımız var. En önemli üretim faktörlerinin başında gelen sermaye ve bunun birikimi için borsalar kritik araçlardan birisidir diyebiliriz” ifadelerini kullandı.

“Kazanılan getiriler önemli bir kaynak”
Borsaların, hisse senedi yatırımları aracılığıyla ekonomik yaşamda faaliyet gösteren şirketlere ve yatırımcılara kaynak temini ve sermaye birikimi noktasında büyük katkılar sağladığını belirten Dr. Yahya Can Dura, “Yeni yatırımlar ve bunların finansmanında, borsalarda gerçekleştirilen hisse senedi işlemlerinin sonucunda kazanılan getiriler önemli bir kaynak olmaktadır. Borsalar aynı zamanda yabancı yatırımcılar kanalıyla döviz kazandırıcı işlemlerin de bir kaynağıdır. Ödemeler bilançosu dengeleri ve döviz kurları üzerindeki olumlu etkileriyle de iktisadi hayata ve parametrelere olumlu etkide bulunabilmektedir” dedi.

“Ülke ekonomisine pozitif bir katkı sağlıyor”
Türkiye’de Borsa İstanbul’un, son yıllarda işlem hacmi ve portföy değerleri noktasında büyük bir performans göstererek ülke ekonomisine pozitif bir katkı sağladığını ifade eden Yahya Can Dura, “Yine son yıllarda Borsa İstanbul’da işlem yapan yatırımcıların yaş gruplarına göre dağılımında dikkat çekici bir gelişme ve değişim olduğu görülmektedir. Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) istatistikleri incelendiğinde 2015 yılından itibaren portföy değeri itibarıyla yatırımcıların yaş gruplarında gençler lehine bir değişim başladığını görüyoruz” diye konuştu.

Dura “2015 senesinde toplam portföy değeri içerisinde sadece %1,6 oranında bir paya sahip olan 0-29 yaş grubu yatırımcıların 2018 yılındaki oranının %2,71’e, 2020 yılında ise neredeyse %5 düzeyine yükseldiği gözlemlenmektedir. Benzer bir artış trendini 30-39 yaş grubunda da görmek mümkündür. Bu yaş grubunun 2015 yılındaki payı %7’lerdeyken 2018’de %11’e ve 2020 yılında da %16,2’ye yükselmiştir. İki yaş grubunu birleştirerek aynı oranlara tekrar baktığımızda ise yukarıdaki rakamlar daha çarpıcı hâle gelmektedir: 2015 yılında %9, 2018 yılında %14 ve 2020 yılında %21,1. 50 yaş üstü yatırımcıların toplam portföy değeri içerisindeki ağırlığının ise özellikle 2018 yılından sonra şiddetli bir şekilde düştüğü not edilmelidir. Buradaki düşüş yaklaşık 11 puandır. 2018 senesindeki %61’lik oran, 2020 yılında %49’lara kadar gerilemiştir. Kuşkusuz bu azalış matematiksel olarak 0-39 yaş grubunda gerçekleşen artıştan kaynaklanmaktadır.”

“Gençlerin risk alma güdüleri farklı”
Borsa ve hisse senedi yatırımcılarının gençleştiğini söyleyen Dura, gençlerin teknoloji kullanımında ileri yaş gruplarına göre daha avantajlı olduğunu belirterek, “Risk alma güdülerindeki farklılıklar, değişen ve gelişen araçlara-enstrümanlara adaptasyon becerileri, bilginin takibi ve işlenmesinde yaş grupları itibarıyla var olan farklılıklar ve genç yatırımcılara tanınan bir takım devlet destekleri yaşanan bu değişime sebep olabilir” diye konuştu.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Ateşkesle petrol geriledi. Faiz indirim umuduyla Türk piyasaları canlandı

Yayınlanma:

|

Yazan:

İran ve İsrail, 12 gün süren çatışmaların ardından Trump’ın aracılığıyla ilan edilen ateşkese büyük ölçüde uyarken, taraflar zafer ilan etse de ateşkesin kırılgan olduğu ve karşılıklı ihlâl suçlamalarının sürdüğü görülüyor. ABD Savunma İstihbarat Teşkilatı’nın ön raporuna göre, Trump’ın “nükleer programı yok ettik” iddiasına karşın İran’ın nükleer kapasitesi yalnızca birkaç ay geriye itildi; yeraltı tesislerin girişleri kapansa da altyapı büyük ölçüde sağlam kaldı. Bu gelişme, Trump’ın İran’a yönelik hava saldırısının başkanlığının en büyük siyasi kumarı olarak görülmesine yol açarken, “sınırlı müdahale ile büyük diplomatik zafer” stratejisinin uzun vadede ters tepebileceği vurgulanıyor. Özellikle Trump’ın kampanya döneminde verdiği “sonsuz savaşlara son” sözleriyle çelişen bu adım, hem MAGA hareketinde kafa karışıklığına neden oldu hem de dış politikada kırılganlık yarattı. Nitekim Reuters/Ipsos anketine göre kamuoyunun sadece %36’sı saldırıyı destekliyor, Trump’ın genel onay oranı ise %41’e gerileyerek ikinci döneminin en düşük seviyesine inmiş durumda.

Dün ateşkesin kırılganlığına dair gelen haber akışlarına rağmen piyasalar, yaşananları bir belirsizlik değil, taşların yerine oturması için gereken bir geçiş süreci olarak yorumladı ve günü iyimser bir havada tamamladı. Jeopolitik tansiyonun düşmesi ve Hürmüz Boğazı’nın kapanmayacağına dair beklentiler, arz endişelerini yatıştırırken, tahterevalli misali hareket eden petrol fiyatları savaş öncesi seviyelere geri döndü. Brent petrolün varil fiyatı %12 gerileyerek 67 dolar seviyesini test etti.

Güvenli liman altın, geçtiğimiz hafta artan risklerle 3,450 doları görmesinin ardından, ateşkes haberiyle birlikte 3,295 dolara kadar geri çekildi ve bu sabah itibarıyla 3,330 dolar seviyesine toparlandı. Altındaki bu düzeltme, gümüş fiyatlarını da baskıladı. On üç yılın zirvesine yürüyen hareketin başlangıç noktası olan 35,25 dolar seviyesi dün bir kez daha test edilse de, bu sabah gümüşün yeniden 36 dolar seviyesine toparladığını görüyoruz. Öte yandan, fiat para sistemine olan güvenin sarsıldığı bu dönemde alternatif değer saklama aracı olarak öne çıkan Bitcoin, 107bin dolar seviyesine yükselerek direnç hattını zorlamaya başladı. Asıl ivmenin ise 113 bin dolar seviyesinin aşılmasıyla hız kazanacağı görüşündeyiz (bakınız grafik).

FED Başkanı Powell, Kongre’de yaptığı yarıyıl sunumunda, henüz faiz indirimine gitmek için acele etmeyeceklerini yineledi. Yaz aylarında gümrük tarifelerinin enflasyonu yukarı çekmeye başlayabileceğini belirten Powell, bu gelişmelerin para politikası kararları açısından belirleyici olacağını vurguladı. Güçlü seyreden işgücü piyasası ve tarifelerin nihai etkisine dair belirsizlik nedeniyle temmuz toplantısı dâhil, kısa vadede faiz indiriminin gündemde olmadığını açıkladı. Powell, FED’in Trump yönetiminin ticaret politikalarına destek ya da karşı durmak gibi bir amacı olmadığını, ancak bu politikaların enflasyon üzerindeki etkisinin dikkatle izlenmesi gerektiğini ifade etti.

Powell’ın ifadeleri, yatırımcıların temmuzda faiz indirimi beklentilerini azaltmasına, bunun yerine eylül ayında bir indirim olasılığını daha fazla fiyatlamasına neden oldu. FED’in mevcut para politikası duruşunu koruduğunu yineleyen Powell, enflasyonun gerçekten sınırlı kalması durumunda faiz indiriminin erkene çekilebileceğini de söyledi. Öte yandan, Trump’ın Powell’a yönelik eleştirileri yeniden gündeme gelirken, Başkan’ın FED’in politika faizini en az 2-3 puan daha düşük seviyeye çekmesi gerektiği yönündeki açıklamaları da dikkat çekti.

Vadeli kontralara göre, FED’den sene sonuna kadar 60 baz puan yani en az iki kez 25 baz puan faiz indirimi fiyatlanıyor. Powell’ın açıklamalarına rağmen son üç haftadır gerileyen 10 yıllık gösterge ABD tahvil faizi %4,30 seviyesini test etti. Dolar zayıflığı ise şiddetini daha da artırdı: DXY 97’li seviyelere kadar gerileyerek son üç yılın en düşük seviyesini test ederken, EURUSD paritesi ise 1,1640 seviyesini test ederek son dört yılın zirvesine yürüdü. Daha basit bir anlatımla, eğer dolar sene başı 100 seviyesinde ise bugün 90 seviyesine gerilerken, EUR ise 112 seviyesine yükseldi!

İsrail-İran savaşında taraflar ateşkesi resmî olarak kabul etmeleri ve petrol fiyatlarının savaş öncesi döneme geri gelmesi Türk mali piyasalarını belirgin derecede olumlu etkiledi. Jeopolitik riskler ve beraberinde artan enerji fiyatlarına paralel Haziran toplantısını pas geçen TCMB’nin Temmuz toplantısında 350 baz puan faiz indirimine gideceğine kesin gözüyle bakılınca, TL ve TL cinsi varlıklara alım geldi. Şöyle ki, savaş süresince negatif etkilenen hisse senetleri, dün de bültenimizde belirttiğimiz üzere alımlara sahne olarak günü %3,4 yükselişle tamamladı. Teknik mânâda yukarıda 9,800 endeks seviyesine kadar yükseliş isteğinin korunacağını düşünüyoruz. Bu da ilave %3 yükseliş potansiyeli demek. Öte yandan, faiz indirimlerinin ‘yarayacağı’ bankacılık sektörüne de alıcı gözle bakmak gerektiğini belirtmiştim. Dün XBANK günü %4,3 yükselişle günü tamamlarken, yine faiz indirimi beklentisi ile iki yıl vadeli gösterge bileşik faiz yaklaşık 2,5 puan düşüşle %42,5’e kadar geriledi. USDTRY kuru 39,70’li seviyelere kadar yükselmesi ardından yönünü hafifçe de olsa aşağıya çevirerek 39,58 seviyesini test etti. CDS risk primi yeniden 300 baz puanın altına geriledi.

Havanın olumluya dönmesi ile Hazine 2030 vadeli USD cinsi sukuk ihracı için bankaları dün yetkilendirdi. İhaleye gelep talep 5 milyar doları aşarken, Hazine 2,5 milyar dolar borçlandı; nihai getiri %6,85 oldu. Benzer bir şekilde bir önceki gün de Eximbank da %7 getiri ile 500 milyon dolar büyüklüğünde 3 yıl vadeli tahvil ihracı yapmıştı.

Dün Türkiye cephesinde açıklanan reel sektör güven endeksi ve finansal kesim dışındaki firmaların net döviz pozisyonu dikkatimizi çekti. Haziran ayında  mevsimsellikten arındırılmış seriye reel sektör güveni son 10 ayın en düşük düzeyinde gerçekleşirken, enflasyon beklentilerindeki düzelme ise devam etti. Öte yandan, finansal kesim dışındaki firmaların net döviz pozisyonu Nisan ayında bir önceki aya göre yaklaşık 12 milyar dolar daha bozulurken, toplam açık pozisyon 172 milyar dolar seviyesine gelerek son yedi yılın en yükseğine ulaştı. Açıklanan İSO 500 verilerinde, şirketlerin yaptığı faaliyet kârın neredeyse tamamının finansman maliyetine gittiğini düşünürsek, şirketlerin yüksek TL faiz yerine faaliyetlerini sürdürmek adına riskli olsa da döviz kredisine baş vurduklarını görüyoruz!

ABD borsalar geceyi %1’in üzerinde yükselişle tamamlarken, yeni gün başlangıcında, Pasifik’in diğer ucunda iyimser havanın koruduğunu görsem de kazanımların çok da güçlü olmadığını not edelim. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de hafif de olsa eksiler göze çarpıyor. Öte yandan gözler Lahey’de toplanan NATO Zirvesini takip ediyor. Liderler, ABD Başkanı Trump’ın baskısıyla savunma harcamaları hedefini GSYH’nin %5’ine çıkarma konusunda uzlaştı. Bu yeni hedef, Trump’ın uzun süredir dile getirdiği müttefikler daha fazla ödemeli talebine yanıt niteliğinde ve 10 yıl içinde hayata geçirilmesi planlanıyor. Harcamaların %3,5’i doğrudan savunma (askerî harcamalar, silahlar vb.), %1,5’i ise siber güvenlik, altyapı ve enerji güvenliği gibi destekleyici kalemlere ayrılacak.

NATO Zirvesi kapsamında Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump bir araya geldiler. İkili ilişkiler, bölgesel ve küresel konular ele alınırken, Trump’ın Netanyahu’ya daha fazla ABD saldırısı beklememesi gerektiğini ilettiğini okuyoruz. Mali piyasaların makro gündemi bugün sakin görünüyor. ABD’de açıklanacak yeni konut satışları takip edilebilir. Her ne kadar küresel arenada haber akışı yoğun olsa da, gözler bir diğer taraftan 30 Haziran tarihinde CHP Kurultayına yönelik iptal duruşmasına çevrildi. İptal yönünde (mutlak butlan) bir karar ihtimalinin zayıf olmadığını özellikle Kılıçdaroğlu’nun basına yansıyan açıklamalarından düşünmeye başladık!

Bitcoin

Teknik mânâda Ters Omuz Baş Omuz (TOBO) görünümü hâkim olsa da, hareketin akım yönü biraz kafamızı karıştırıyor. Normalde TOBO için akım yönünün yani hareketin başlangıç kısmının aşağı yönlü olması gerekirdi. Yine de, 113bin dolar civarında olan boyun çizgisine dikkat edeceğiz. Üzerinde kapanış görmemiz durumunda, teknik mânâda 150bin dolar seviyesinin önünün açılacağını düşünüyoruz.

1750826086e70c9b7d32c71dcb6c4990c21b669bda_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Hazine’den Kripto Para ile Suç Gelirlerine Sıkı Denetim Geliyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, yasa dışı bahis ve dolandırıcılık gibi suçlardan elde edilen gelirlerin kripto varlıklar aracılığıyla aklanmasını önlemeye yönelik aldığı yeni önlemler şu şekilde özetlenebilir:

  1. İşlem Açıklaması Zorunluluğu:

    • Kripto varlık transferlerinde işlem yapan kullanıcılardan en az 20 karakterlik işlem açıklaması alınması zorunlu hale getirilecek.

    • Platformlar, kullanıcıların fon kaynakları ve transfer amaçları hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışacak.

  2. Seyahat Kuralı Uygulanmayan Çekimlere Zaman Sınırlaması:

    • Suç gelirlerinin hızlıca sistem dışına çıkarılmasını engellemek amacıyla:

      • İlk defa yapılacak çekimlerde 72 saatlik bir bekleme süresi uygulanacak.

      • Diğer işlemlerde ise en erken 48 saat sonra çekim yapılabilecek.

  3. Stabil Kripto Paralara Limit Getirilmesi:

    • Sabit değere sahip stabil coin’ler için yeni kısıtlamalar uygulanacak:

      • Günlük transfer limiti 3.000 dolar,

      • Aylık transfer limiti 50.000 dolar olacak.

      • Seyahat kuralı uygulayan platformlarda bu limitler iki katına kadar artırılabilecek.

  4. Meşru Kullanıcılar İçin Esneklik:

    • Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, düzenlemelerin kripto varlık ekosistemini zorlamadan suç gelirlerine karşı mücadeleyi güçlendireceğini vurguladı.

    • Likidite sağlayıcıları, piyasa yapıcıları ve işlem kaynaklarını belgeleyen kullanıcılar için transfer limitleri uygulanmayacak.

  5. Uyum Sağlamayan Platformlara Yaptırımlar:

    • Yeni kurallara uymayan platformlar için ciddi idari yaptırımlar, lisans iptali ve mali cezalar uygulanabilecek.

    • Bakan, platformların yükümlülüklerini yerine getirmesinin hem kullanıcıların korunması hem de finansal sistemin güvenliği açısından hayati önem taşıdığını belirtti.

Bu önlemler, kripto varlıklarla yapılan suç gelirlerinin aklanmasını engellemeye yönelik adımlar olup, yasal çerçeveye uyan kullanıcılar için esneklik sağlarken, düzenlemelere uymayan platformlar için ciddi yaptırımlar öngörülmektedir.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Krizler sıradanlaştı mı? Yatırımcı artık şok olmuyor!

Yayınlanma:

|

Günümüz finans dünyasında yatırımcılar adeta birer kriz savaşçısı haline geldi. Son 30 yılda yaşanan ekonomik, jeopolitik ve finansal sarsıntılar, yatırımcıların reflekslerini keskinleştirdi, risk algılarını yeniden şekillendirdi. Ancak bu “alışma” hali bir bağışıklık mı yoksa rehavet mi, tartışmaya açık.

Şoklara bağışıklık mı kazandık?

Yatırımcılar artık krizleri sadece endişe verici gelişmeler olarak değil, fırsat alanları olarak da görebiliyor. Bunun başlıca nedenleri:

  • Merkez bankalarının krize müdahale refleksleri güçlendi. “FED put” olarak adlandırılan politika sayesinde yatırımcılar diplerde alım yapma cesaretini artırdı.

  • Davranışsal finans bilgisi yayıldı; sürü psikolojisi daha bilinçli değerlendiriliyor.

  • Portföy çeşitliliği arttı: Hisse senetleri, altın, kripto, emtia gibi alternatif yatırım alanlarına yönelim yükseldi.

Ancak bu bağışıklık yanıltıcı olabilir. Tarih defalarca gösterdi ki her yeni kriz kendi doğasını taşır ve eski çözümler her zaman işe yaramaz.

Yakın tarihteki büyük piyasa şokları

Aşağıdaki tablo, son 35 yılda yatırımcıların karşı karşıya kaldığı önemli piyasa şoklarını özetliyor:

Yıl Olay Etkisi
1987 Kara Pazartesi Dow Jones %22 düştü. Panik satışlar algoritmik işlemleri tetikledi.
1997 Asya Krizi Tayland’dan başlayan kriz Asya borsalarını çökertti.
1998 Rusya Krizi – LTCM Hedge fonların sistemik riski ortaya çıktı. FED müdahale etti.
2000 Dot-com Balonu Teknoloji hisseleri %70’ten fazla düştü. Nasdaq çakıldı.
2008 Küresel Finansal Kriz Lehman Brothers battı, dünya resesyona girdi.
2010–2012 Avrupa Borç Krizi Yunanistan ve Güney Avrupa ekonomileri sarsıldı.
2016 Brexit Sterlin tarihi düşüş yaşadı. Avrupa’da birlik tartışıldı.
2020 COVID-19 Piyasalar çöktü. Petrol negatife indi. Genişlemeci politikalar devreye girdi.
2022 Ukrayna-Rusya Savaşı Enerji ve tarım fiyatları patladı, küresel enflasyon başladı.
2023 Bankacılık Krizi (SVB, Credit Suisse) Bankacılık sistemine güven sorgulandı. Risk iştahı azaldı.
2024–2025 İran-İsrail Gerginliği Orta Doğu kaynaklı jeopolitik risk yeniden fiyatlandı.

Yatırımcının yeni refleksleri

Günümüz yatırımcısı geçmişe kıyasla daha stratejik davranıyor:

  • “Buy the dip” (düşüşte al) mantığı benimsendi.

  • Hızlı portföy rotasyonu ve likiditeye yönelim arttı.

  • Algoritmik işlemler sayesinde tepkiler daha hızlı ancak daha volatil.

Tehlike: krizlere alışmak

Yatırımcılar krizlere alıştıkça, bazı tehlikeli eğilimler de doğuyor:

  • Rehavet: “Nasıl olsa merkez bankaları kurtarır” düşüncesi hâkim olabilir.

  • Aşırı risk alma: Kriz sonrası sert yükselişler beklentisiyle riskli varlıklara aşırı yönelim.

  • Gerçek risklerin göz ardı edilmesi: Jeopolitik ya da yapısal riskler yeterince fiyatlanmıyor olabilir.

Bağışıklık mı, körlük mü?

Yatırımcılar şoklara karşı daha hazırlıklı olabilir ancak bu hazırlık, rehavete dönüşmemeli. Finansal sistem her zaman yeni riskler üretmeye devam eder. Bugün yaşanabilecek bir jeopolitik kriz, iklim krizi, siber saldırı veya küresel borç sorunu, piyasaları yeniden sarsabilir.

Bu nedenle yatırımcı için en önemli kural hâlâ geçerli:

“Geçmişteki krizleri hatırla, ama bir sonrakinin farklı olacağını unutma.”

Erol TAŞDELEN-Ekonomist     www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.