Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Bretton Woods ikizleri (IMF ve Dünya Bankası) ve Türkiye

Dünya Bankası’nın Türkiye’ye açtığı krediler ve iş birlikleri ile ilgili örnekler çoğaltılabilir. Ancak projenin onaylanması tamamlanacağı anlamına gelmez. Beş yıl süreyle banka tüm süreci takip ediyor, projenin aşamalarında bir sorun yoksa devam eden projenin bütçesini kullandırtıyor. Haliyle hem kamu hem de özel sektörün borçluluğu artıyor, brüt dış borç stoku 500 milyar dolara ulaştı. Özel sektör dış borç stoku 250 milyar iken kamu sektörününki 202,5 milyar dolar

Yayınlanma:

|

Dünya üzerinde birbirini bazen tamamlayan bazen dışlayan iki farklı yapı olduğu hiç kimsenin gözünden kaçmıyor. Bir yanda rezerv paraya sahip ve elinde büyük fonlar bulunduran bir yapı, diğer yanda ise kalkınmasını kendi olanakları ile finanse edemeyen ve dış finansmana ihtiyaç duyan bir yapı.

Bu iki yapı coğrafi olarak birbirinden uzak. Finansal ilişki olarak ise bir “tık”lama kadar yakın. Ancak birbirlerine güvenmedikleri için güvenilir kurumların aracılığına ve garantörlüğüne ihtiyaç duyuluyor. Bu da çoğunlukla IMF, Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlarının iş birliğini, kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmelerini ön planda tutuyor.

Uluslararası finans kuruluşları, kuruluşu ve sermayesine birden fazla ülkenin katıldığı, finansal faaliyetlerinden de birden fazla ülkenin yararlandığı kuruluşlardır.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında Bretton Woods anlaşmasının imzalanması, IMF ve Dünya Bankası’nın başını çektiği Uluslararası Finans Kurumu (IFC), Uluslararası Kalkınma Birliği (IDA), Avrupa Yatırım Bankası (EIB), İktisadi İş birliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), İslam Kalkınma Bankası (IDB) gibi uluslararası finansal aktörlerin birbiri ardına kurulması, dış borçlanmaların bu kuruluşlar aracılığıyla yürütülmesine neden oldu.

Uluslararası finans kuruluşlarının gelişmekte olan ülkeler nezdinde en popüler olanları, IMF (Uluslararası Para Fonu) ve Dünya Bankası’dır. Bu iki kuruluş, Bretton Woods İkizleri olarak da bilinir. 1944 yılında toplanan Bretton Woods Konferansı’nda kabul edilen esaslar üzerine kurulup, 1947’de finansal operasyonlarına başladılar, Türkiye de o tarihte bu iki kuruluşa birden üye oldu.

IMF, ülkeler arasında ticaretin devamını sağlamak ve uluslararası refahın düşmesini önlemek için ödemeler dengesi sorunu yaşayan ülkelerle, en bilinen imkanlarının başında gelen stand-by anlaşmaları imzalar. IMF o ülkenin borcunu ödemesini sağlayacak önlemleri almak kaydıyla, maddi destek sağlar. O nedenle IMF’nin destek sağladığı ülkeye uygulattığı ekonomi politikası önerilerinin arasında; dış ticaretin ve sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi, devalüasyona gidilmesi, sıkı maliye ve para politikalarının uygulanması, bazen daha da ileri giderek ücretlerin dondurulması yer alır. İşte IMF’nin stand-by anlaşmaları, bu kararların uygulandığı ülkelerde “acı reçete” olarak hafızalarda yerini korur. 

Türkiye IMF ile ilk kez 1958 moratoryumu ile tanıştı. Günümüze kadar 19 stand-by anlaşması imzaladı. 22 yıldır iktidarda olan AKP yönetimi, seçimle iktidara geldiğinde IMF ile devam eden bir stand-by anlaşması vardı. Ayrıca ilerleyen yıllarda AKP iktidarı IMF ile yeni bir stand-by anlaşması daha yaptı.

Dünya Bankası ise gelişmiş ülkelerin mali olanaklarını gelişmekte olan ülkelere kanalize ederek dünya genelinde yaşam kalitesini artırmak ve yoksulluğu azaltmak için proje ve program kredileri verir. Banka finanse edilecek projeleri, ekonomik, teknik, idari, mali ve işletmecilik açılarından ayrıntılı olarak inceler, kredi verildikten sonra da yürütülen projeyi takip edip, her aşamada rapor ister ve gönderilen uzmanlar aracılığıyla yerinde denetler.

Dünya Bankası aslında bir şemsiye kuruluş, onunla özdeşleşen beş kuruluş var: Bunlar; Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD) Uluslararası Kalkınma Birliği (IDA), Uluslararası Finans Kurumu (IFC), Çoktaraflı Yatırımlar Garanti Ajansı (MIGA) ve Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi (ICSID).

Dünya Bankası Türkiye’nin de dahil olduğu kalkınma çabası içinde olan Mozambik, Pakistan, Burundi, Ürdün, Ukrayna, Etiyopya, Tanzanya, Moritanya, Somali, Cibuti, Zimbabwe ve benzeri gelişmekte olan (azgelişmiş ülke tanımı kullanılmadığı için gelişmekte olan ülke denmekte) ülkelere program ve proje kredisi vermeye devam ediyor.

Dünya Bankası’nın şu anda aktif 2570 projesi var. Bu projeler 152 ülkede uygulanmaya devam ediyor. Devam eden projelerin toplam büyüklüğü ise 342,5 milyar dolar.

Türkiye’de Dünya Bankası grubunun 39 projesi devam ediyor. Bu projeler ile sağlanan toplam kaynak 11,1 milyar dolar. Onaylanan son projeler, yeşil enerji alanında.

Türkiye, Dünya Bankası kaynaklarından uzun yıllardır yararlanıyor. Ekonomiden sağlığa, sosyal güvenlik sisteminden kamu mali yönetimine kadar ekonomik ve sosyal yapımızın dönüştürülmesinde hep iş birliği yapıldı. Örneğin 1980 dönüşümü ve 24 Ocak kararlarının uygulanması için 3 ayrı yapısal uyum kredisini veren Dünya Bankasıdır.

Dünya Bankası kredilerinin son 20 yılda sayısı ve hacmi giderek artmış durumda. Ama hâlâ kalkınamadık.

2010 sonrası Dünya Bankası grubundan IBRD ile yapılan anlaşmaların hangi kamu kurumlarıyla yapıldığı, tutarı gibi bilgilerin yer aldığı bir tablo hazırladım, yazının sonunda yer alıyor, inceleyebilirsiniz.

Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Şimşek, Dünya Bankasından sağlanan 18 milyar dolarlık bir kredi anlaşmasına varıldığını duyurdu. Bu anlaşmalar, 2023 yılının yaz aylarında başvurusu yapılan ve şubat ayı sonundan itibaren sonuçlandırılan projeler. Konuları ise, yeşil ihracat, endüstriyel emisyonların azaltılması, sosyal kapsayıcı yeşil dönüşüm ile ilgili. Türkiye’nin kalkınırken çevresel sosyal etkilere dikkat etmesi gerekecek.

IBRD’den sağlanan kaynağı elde edecek kuruluşlar arasında, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bulunuyor. Bu projelerle hedeflenen; Türkiye’nin seçilmiş illerinde kilit sektörlerden kaynaklanan öncelikle hava kirleticilerinin ve sera gazlarının emisyonlarını azaltmak.

Görüldüğü gibi IBRD kamu kurumlarının projelerine kredi açıyor. Dolayısıyla kamu sektörü borç stokunu artırıcı özelliğe sahip. Dünya Bankası grubunda ayrıca özel sektör projelerine kredi veren bir de IFC bulunuyor.

IFC, Antalya Havalimanının kapasitesinin yeşil dönüşümle artırılması için TAV ile toplam 1,9 milyar Euro’luk bir anlaşma gerçekleştirildi. Şu anda 62,5 milyon Euro’luk kısmı verilmiş durumda. IFC’nin Türkiye’deki KOBİ’lere verdiği destek de var. 4 Nisan günü onaylanan dijitalleşme ile ilgili bir projenin kapsamı bir yazılım için (İkas). IFC’nin aralık 2023’te onayladığı bir proje, Türkiye’de elektrikli araç üretimi ve ihracatının desteklenmesiyle ilgili. Karsan ile yapılan iş birliği kapsamında 35 milyon Euro’luk destek sağlanacak. Ayrıca aynı günlerde depremin hasarının giderilmesi ve sürdürülebilirlik çerçevesinde Sanko holdinge de 350 milyon Euro’luk bir kaynağı IFC onaylamış durumda.

Dünya Bankası’nın Türkiye’ye açtığı krediler ve iş birlikleri ile ilgili örnekler çoğaltılabilir. Ancak projenin onaylanması tamamlanacağı anlamına gelmez. Beş yıl süreyle banka tüm süreci takip ediyor, projenin aşamalarında bir sorun yoksa devam eden projenin bütçesini kullandırtıyor. Haliyle hem kamu hem de özel sektörün borçluluğu artıyor, brüt dış borç stoku 500 milyar dolara ulaştı. Özel sektör dış borç stoku 250 milyar iken kamu sektörününki 202,5 milyar dolar.

Gerek yukarıda bahsettiğim Dünya Bankası’nın çalışma prensibinden gerekse aşağıdaki tablodan gördüğünüz gibi, bu krediler ile (Sn. Şimşek’in bahsettiği 18 milyar dolar) sağlanan meblağ piyasaya girerek kurun düşmesine yardımcı olacak özelliğe sahip değil. Ama önemli bir özelliği var; o da brüt dış borç stokunu artırmak.

Okumaya devam et
Yorum Yazın

Yorum Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

CITI: “Dolar sat, TL al” tavsiye etti

Yayınlanma:

|

Yazan:

İçinde Luis Costa’nın da yer aldığı Citi stratejistleri, “Seçimlerin artık ufukta görünmediği bir dönemde TCMB yurt içi parasal koşulların daha da sıkılaştırılması için mücadele ederek temkinli duruşunu sürdürmeye hazır” değerlendirmesinde bulundu.

Yetkililerin aynı zamanda yurt içi para akışını Döviz mevduatlarından uzaklaştırmak için kademeli bir çabaya da odaklandığı belirtilerek “Bu tavsiye önündeki riskler arasında TCMB’nin duruşunun daha güvercin bir duruşa doğru ani bir şekilde değiştirilmesi de yer alıyor. Hedef : +yüzde 5, zarar kes -yüzde 2,5” görüşüne yer verdi.

Resim

Citigroup Inc. ve JPMorgan Chase & Co., offshore ve onshore getirileri arasındaki fark genişledikçe Türk lirası satın alınmasını öneren bankalar arasında yer alıyor…

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

TCMB’nin yüzü gülüyor: Net rezervler Nisan’da $14 milyar iyileşti

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Geride bıraktığımız hafta, ABD’de açıklanan makroekonomik veriler ve şirket finansalları piyasaların sert bir şekilde dalgalanmasına neden oldu. Şöyle ki, Perşembe günü açıklanan birinci çeyrek gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) verisi daha önce düşünülenden daha fazla enflasyon artışına işaret ederek zayıflayan bir ekonomi ile birlikte ele alındığında, FED için en kötü sonuç olarak görülmek suretiyle yumuşak iniş beklentilerini iyice zayıflatırken, haftanın son iş günü yine ABD’de açıklanan FED’in favori enflasyon göstergesi olarak takip ettiği kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi (PCE) piyasa beklentilerinin (%2,6) hafif de olsa üzerinde (%2,7) sonuçlandı. Olumlu tarafta açıklanan ABD şirket finansallarının bardağın dolu tarafını temsil etmesinin de yardımı ile PCE verisi ikinci planda kaldı.
  • Perşembe günü %4,74 seviyesini test ederek son 6 ayın zirvesine yükselen ABD 10 yıllık hazine getirileri, beklentilere yakın ve uyumlu olarak görülen  PCE verisi ardından %4,6 seviyesine gerilerken, Microsoft ve Google gibi büyük şirketlerin güçlü finansal raporları, en büyük 500 şirketin işlem gördüğü S&P500 endeksinin haftanın son iş gününde %1 yükselmesine neden oldu. Teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksi ise %2 yükseldi. Amazon ve Apple gibi büyük şirketlerin bu hafta bilanço verilerini açıklaması beklenirken, piyasaların gözü, ABD Merkez Bankası FED’in Çarşamba günü sona erecek iki günlük olağan FOMC toplantısını ve akabinde FED Başkanı Powell’ın konuşmasını takip etmeye başladı.
  • Çok açık bir şekilde, hazır piyasalar son gelişmelerin gölgesinde faiz indirim konusunda çok daha azını beklerken, Powell’ın çok da ortalığı karıştırmadan, tonunu biraz sertleştirmesini ve “son veriler bize kesinlikle daha fazla güven vermedi ve bunun yerine, bu güvenin sağlanmasının beklenenden daha uzun süreceğini gösteriyor” açıklamasını tekrarlamasını bekliyoruz. Son gelişmeler ardından, piyasa tahmincileri, bu yıl için FED’den yaklaşık 30 baz puan faiz indirimi (yani bir kez 25 baz puandan biraz daha fazla) fiyatlandırırken, ilk kesintinin de Eylül ayında olacağı tahmin ediliyor.
  • FED’in içinde olduğu durumunun da oldukça ‘sıkıntılı’ olduğunu itiraf etmem gerekiyor. Şöyle ki, bir yanda yavaşlayan bir ekonominin işaretleri artarken, diğer yanda yüksek faizler kamunun borç yükünü daha da artırıyor! Gelinen noktada enflasyon büyük bir katılık gösterirken, FED’in kredibilitesinin sorgulanmaya başlanmasından endişe ediyoruz. ABD’nin borcu rekor seviyede ve 35 trilyon dolara yaklaşırken, Japon Yen’in de serbest düşüşe geçmesini endişe ile izliyoruz. Japonya’nın kamu borcunun yaklaşık 9,2 trilyon ABD Doları veya GSYİH’nın %263’ü olduğunu ve bunun da gelişmiş ülkeler arasında en yüksek borç olduğunu not edelim. Böylesi bir devasa borç nedeniyle faiz oranlarını artırmakta zorlanan Japonya, Yen’i desteklemek için elinde mevcut 1 trilyon dolar civarında ABD hazine tahvil portföyünü de satmakta zorluk yaşıyor. Eğer Yen’i desteklemek (dolar yaratıp YEN almak için) ABD tahvillerini satarsa, yüksek getirili hazine bonoları yeni alıcıları cezbederek yeniden USDJPY paritesi üzerinde yukarı yönlü baskı kurabileceğini
  • düşünüyoruz. Japonya’nın hem Yen’i istikrarlı bir hâle getirmesi hem de getiri eğrisi aynı anda kontrol etmesi mümkün olmadığından, USDJPY paritesinde de yukarıda pek de bir kırmızı çizgi olmadığını düşünüyoruz!
  • Küresel piyasalarda her geçen gün daha da ‘tatsız’ bir durumun egemen olduğunu ve bir piyasa anomalisi olsa da, Mayıs ayında sat ve git eğiliminin yeniden vücut bulabileceğinden de endişe ediyoruz. Özellikle, Haziran ayından bu yana ABD’nin borcu, her 100 günde 1 trilyon dolar artış gösterirken, mevcut 35 trilyon dolar borcun da bu süratte devam ederse üç yıl içinde 45 trilyon dolarlık bir rakama ulaşacağının altını çizelim. Bu noktada güvenli liman olarak altının neden son dönemlerde bir başka parladığını daha iyi anlayabiliyoruz değil mi?
  • Türk mali piyasalarında ise BIST100 endeksi JP Morgan’ın tahvil endeksindeki Türkiye ağırlığını arttırması haberinin yarattığı iyimserlikle haftanın son iş gününü %2,1 yukarıda tamamlarken, endeks psikolojik 10bin seviyesine dayandı (teknik bir bakış açısı ile yukarıda hedefimiz 11,500). Bankacılık endeksi ise Cuma günü %3,4 artış kaydederken, yılbaşına göre artış oranı %51 seviyesine ulaştı. USDTRY kuru TL’ye olan talebin yavaş da olsa artmaya başlaması ile hafifçe gerileyerek 32,50 seviyesinin altını test ederken, TCMB’nin de net yabancı para pozisyonu iyileşmeye devam ettiğini görüyoruz. 23 Nisan tatili nedeniyle, Cuma günü açıklanan haftalık verilere göre, TCMB’nin net yabancı para pozisyonu geçen hafta 2,4 milyar dolar artış (iyileşme) kaydederken, Nisan ayı genelinde ise artış 14,1 milyar dolar oldu! TCMB rezervlerinde iyileşmenin devam edeceğini, TCMB’nin (swap ve kamu dövizleri hârim) eksi 59,7 milyar dolar olan rezervlerini güçlendirmeye devam edeceğini not edelim. Bir diğer deyişle, kamunun döviz piyasasında alıcı konumda olmaya devam edeceğini, kurun ise bebek adımları ile sene sonu psikolojik 40 seviyesine doğru ilerlemeye devam etmesini bekliyoruz. Bu arada Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti her iki liderin de iş yoğunlukları nedeniyle ileri ve belirsiz bir tarihe ertelendi.
  • Yeni gün başlangıcında, Japonya’daki tatil nedeniyle likiditenin de düşük seyretmesi ve beraberinde zaten gergin ortamın da yardımı ile zararı durdur emirlerini test etme girişimleri sonucunda Japon Yen’i Nisan 1990’dan bu yana en zayıf seviyelerine ulaşarak 160 seviyesine yaklaştı. Sene başına göre bakılırsa %11 geriledi. Yukarıda da değindiğim üzere, Yen’in önlenemez değer kaybına rağmen bu sabah Asya piyasalarında yeşil rengin hâkim olduğunu görüyoruz. Teknik mânâda iyi bir görünüm sergileyen Hong Kong borsası Hang Seng %2 yükselişte başı çekiyor. Petrol fiyatları, Kahire’de İsrail-Hamas barış görüşmelerinin Ortadoğu’da daha geniş bir çatışma korkusunu hafifletmesiyle birlikte 88,50 dolar seviyesine gerileyerek Cuma günkü kazanımlarını sildi. Altının ons fiyatı 2,330 dolar, gümüşün ise 27,25 dolar seviyelerinde ve hâlen daha karmaşık ortamı ‘tartmaya’ ve ‘gözlemlemeye’ devam ettiğini not edelim! Bitcoin ise 63bin dolar seviyelerinde salınmaya devam ederken, aşağıdaki grafikten de görülebileceği üzere, teknik bir bakış açısı ile yukarıda 71bin aşağıda ise 58bin dolar seviyelerini oyun alanının çizgileri olarak görüyoruz. Geçildiği yöne doğru hareketin ivme kazanmasını bekliyoruz.
  • Bu haftanın veri takvimi oldukça yoğun görünüyor. Çarşamba günü ABD’de açıklanacak açık iş ilanları (JOLTs) istihdam verisi, FED’in faiz kararı, Cuma günü ISM hizmetler dışı PMI verileri ve her ayın ilk Cuması olduğu üzere Nisan ayı istihdam raporu yakından takip edilecektir. ︎Türkiye ve KKTC cephesinde ise Cuma günü Nisan ayı enflasyon rakamları açıklanacak. Kur artışının durmasının da yardımı ile önümüzdeki aydan itibaren enflasyonda tepe seviyelerin artık görülmesini bekliyoruz.

BTC/USD

Bitcoin’in teknik olarak sergilediği bayrak formasyonunun 3-4 hafta içinde artık sonuçlanmasını bekliyoruz. Yukarıda 71 bin aşağıda ise 58 bin seviyesini takip ediyoruz.

171436661864a49901e8a19423941e6bfac809a640_1_1200.jpg

TCMB Net Döviz Rezervleri

TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervleri 9 – 19 Nisan haftasında 2,1 milyar dolar gerilerken, bu gerilemenin yurtiçi bankalar ile olan swap işlemlerinin azalmasından kaynaklandığını düşünüyoruz. Öte yandan, söz konusu haftada, TCMB’nin günlük döviz pozisyonunda yaşanan değişim 2,4 milyar dolar iyileşme yönünde olurken, Nisan ayında ise net yabancı para pozisyonu iyileşerek 14,1 milyar dolar artış kaydetti. TCMB’nin yavaş da olsa döviz piyasasında dizginleri eline aldığını ve rezerv biriktirmeye devam ettiğini not edelim. TCMB’nin swap ve kamu dövizleri hâriç net rezervleri eksi 59,7 milyar dolar.

1714366619270feb5a0d87da2608bb746312f5bbbc_2_1200.jpg

Fiili Faiz Oranları

17143666193f4d58f4809b14f1ed87e2e90bfee7c3_3_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

ABC News: İsrail İran’da bir tesisi füzelerle vurdu

Yayınlanma:

|

Yazan:

  • Fenerbahçe’nin moral bozukluğu ile yatağa yatıp, jeopolitik risklerin tırmandığı endişesi ile yataktan fırladığımız bir Cuma sabahında öncelikle herkese günaydın diyerek kısa bir bülten kaleme almaya çalışalım. ABD’li bir yetkiliye dayandırdığı ABC News haberine göre -Reuters haberin teyide muhtaç olduğunu belirtmiş- gece geç saatlerde, İsrail füzeleri İran’daki bir bölgeyi vurdu; İran devlet medyası, İran’ın İsrail’e misilleme niteliğinde bir insansız hava aracı saldırısı başlatmasından birkaç gün sonra ülkenin merkezinde bir patlama olduğunu bildirdi.
  • İsrail’in İran’a ‘cevap’ verdiği endişesi ile sabah erken saatlerde Asya piyasalarında işlem gören ve jeopolitik risklere en hassas yatırım aracı olan Brent cinsi ham petrolün varil fiyatı, ilk tepki olarak %4 artışla 90 dolar seviyesini aşarken, altının ons fiyatı ise 2,415 dolar seviyesine kadar ani bir tepki yükselişi kaydetti. Hâliyle, güvenli limanlara sığınma isteği artarken, madalyonun diğer tarafında olan ve riski varlık sınıfına giren hisse senetleri satış baskısı ile karşı karşıya kaldı. Asya’nın gösterge endeksi Tokyo borsası %2,6 gerilerken, Tayvan borsasında düşüş %3,5 seviyesi ile ilk sırada yer aldı.  JPY satış baskısı ile bir kez daha karşı karşıya kalırken, Bitcoin’in 62-63bin dolar seviyelerindeki tatsız seyrini bu sabah da korumaya devam ettiğini not edelim.
  • Her ne kadar teyide muhtaç bilgi akışı sabah saatlerinde artan jeopolitik tansiyonun gölgesinde piyasaları endişeye sevk etse de, ABD’de son dönemde açıklanan güçlü makroekonomik verilerin törpülediği faiz indirim beklentisi ardından piyasaların kılavuz kargası konumunda ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin de %4,6’lı seviyelere kadar yükselerek son 5-6 aylık dönemin en yükseğine gelmesi, piyasa oyuncularını ve beklentileri ‘yormaya’ başladı.
  • Dün de bültenimizde söz ettiğimiz üzere, bu kadar faiz artırımına rağmen bir türlü soğuyamayan ABD ekonomisinin gölgesine piyasalar yılın geriye kalan kısmında Eylül’de başlamak kaydı ile toplam 43 baz puan yani neredeyse 2 kere faiz indirimi fiyatlıyor. Hatırlanacağı üzere, neredeyse 3 aydan kısa bir süre önce FED bu yıl ne kadar faiz indirimi yapılacağından bahsederken, hatta yılın başında 6 kez faiz indirimi konuşulurken, gelinen noktada, FED yetkililerinin ağız değiştirerek daha şahin bir üsluba geçmesi, beklentileri de yeniden şekillendiriyor.
  • FED’in son günlerde 180 derece çark etmesi mali piyasaların canını acıtırken, işgücü piyasasından gelen zayıflama belirtilerini de göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyoruz. Şöyle ki bu hafta Tesla, işgücünün %10’unu yani 14bin çalışanını işten çıkaracağını duyururken, Amazon, maliyetleri düşürmek amacıyla bu yıl zaten işten çıkarmalar yaptığını da not edelim. ABD’de enflasyon her ne kadar yapışkanlık arz etse de, yüksek seyreden faizlerin banka finansallarına da olumsuz etkisini bu hafta sonuçlarını açıklayan BofA finansallarında görürken, yakın geçmişte, yüksek faizler nedeniyle başarısız olan 3 ABD bankasının batışı hafızamızda hâlen daha taze bir yer tuttuyor. Bu bağlamda, FED’in 1 Mayıs tarihine sonuçlanacak olağan FOMC toplantısının önemli bir gündem maddesi teşkil edeceğinin altını kalınca çizmek gerekiyor.
  • Türk mali piyasaları ise dünkü günü oldukça sakin bir seyirle tamamladı. USDTRY kuru gün boyu 32,50 seviyesinde salınırken, BIST100 cephesinde ise adeta yaprak kıpırdamadı. Her hafta Perşembe günü açıklanan TCMB haftalık verileri ise, uygulanan politikanın işe yaramaya başladığını teyit etti. Bu bağlamda, yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatlarında (DTH) son 2 haftada 5,4 milyar dolar azalış kaydetti. Daha basit bir anlatımla, geçen ay seçim öncesi yaşanan kur atağı ile yurtiçi yerleşiklerin DTH hacmi 10,4 milyar dolar artış göstermesi ardından, beklenilen gerçekleşmeyince -seçim sonrası kur kopacak / kaçacak endişesi- alınan dövizlerin satılmaya başlandığını görüyoruz. TCMB’nin brüt döviz ve altın rezervlerinde toparlanma başlarken, swap ve kamu dövizleri hariç net pozisyonda 12 milyar dolar iyileşerek eksi 62,9 milyar dolar seviyesine geldi. Piyasa faizlerinde 3 aya kadar vadeli mevduat faizinin ikna edici seviyelere (%67,48) yükseldiğini de not edelim.
  • İzlenen politikaların taviz verilmeden korunması ve sabredilmesi durumunda, Türkiye ekonomisinde var olan normalleşmenin ivme kazanarak devam edeceğini hatta not artırımları ile taçlandırılacağını da peşinen söyleyebiliriz. Bu görüşümüze yabancı yatırımcının da prim verdiğini düşünüyoruz keza 5 Nisan ile biten haftaya ait menkul kıymet istatistikleri göre, yabancı yatırımcı 363 milyon dolar hisse senedi, 86 milyon dolar ise tahvil aldığını görüyoruz.  Son 3 haftada hisse senedi ve tahvil piyasasına gelen sıcak paranın 1 milyar doları aştığını not edelim.
  • ABC News’de yer alan haberde İsrail’in dün geç saatlerde İran’da bir tesisi vurduğu ve İran devlet medyasında çıkan haberlere göre de ülkenin merkezinde bir patlama gerçekleştiği yönünde hâlen daha teyide muhtaç haberler ardından yeni gün başlangıcında havanın limoni olduğunu bir kez daha not edelim. Asya borsalarında var olan satıcı hava, ABD borsalarının vadeli işlemlerine de %1 düşüş yönünde yansımış. Hafta sonu riski almak istemeyen yatırımcıların güvenli limanlara sığınma ihtiyacını gün içinde takip edeceğiz.

>TCMB net döviz rezervleri

Swap ve kamu dövizleri hariç net pozisyonda 12 milyar dolar iyileşme görülüyor. Net rezervler eksi 62,9 milyar dolar seviyesine geldi.
1713502778d06accb1db4a9fe083b2494546f875f9_1_1200.jpg

>DTH

Yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatlarında (DTH) son 2 haftada 5,4 milyar dolar azalış kaydetti. Seçim öncesi yaşanan kur atağı ile yurtiçi yerleşiklerin DTH hacmi 10,4 milyar dolar artış göstermesi ardından, beklenilen gerçekleşmeyince -seçim sonrası kur kopacak / kaçacak endişesi- alınan dövizler satılmaya başlanmış.

171350277971bb6429339ef06539b29115034ebd54_2_1200.jpg

>Fiili faiz oranları

TCMB verilerine göre, 3 aya kadar vadeli mevduat faiz, geçen hafta %67 seviyesini aştı. KKM dönüşlerine uygulanan çok yüksek oranlar ortalamaları yukarıya çektiğini not edelim.

1713502779014c14d0228bf13764df781393b4373b_3_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.