Connect with us

EKONOMİ

Bülten : Döviz, Faiz, Hisse Senedi, Emtia

Yayınlanma:

|

Yurt içinde enflasyon ve büyüme verileri ön plana çıktı. GSYH yılın ilk çeyreğinde beklentilerle paralel olarak bir önceki yılın aynı dönemine göre %7.3 arttı. Hane halkı yüksek enflasyon beklentileri ile talebini öne çekerken büyümenin kompozisyonuna bakıldığında en yüksek katkının da buradan geldiğini görüyoruz. BDDK haftalık verilerindeki kredi ve kredi kartı istatistiklerinin kuvvetli artışı ile işgücü ödemelerinin GSYH içindeki payının azalıyor olması büyümenin sürdürülebilirliği konusunda negatif sinyal veriyor. Enflasyon tarafında ise beklentilerin bir miktar altında bir gerçekleşme görüldü. Tüketici fiyat endeksi yıllık artışı Mayıs ayında %73,5 seviyesine ulaştı. ÜFE’de ise yıllık manşet seviye aylık %8.76 artış ile %132,16 oldu. Taze meyve ve sebze grubunda aylık bazda %11.1 oranında düşüş görülmesi gıda grubu enflasyonunu %1.63 seviyesinde tuttu. Cari anons edilen fiyat artışlarının doğrudan ve dolaylı etkileri Haziran ayı enflasyonuna %1.5 seviyesine yakın yukarı yönlü etkide bulunacaktır. Bu etkiler ve son dönemdeki döviz kuru yönlü enflasyonist baskılar ile enflasyon için sene sonu tahminimizi %68 seviyesine çekiyoruz. Tepe noktası %87 olarak Ekim ayında görünürken riskler yukarı yönlü olmaya devam ediyor. Veri gündeminin yoğun olduğu haftada Ticaret Bakanlığı Mayıs ayına dair öncü dış ticaret verilerini açıkladı. Buna göre ithalat yıllık %43,8 oranında artarken ihracat %15,2 arttı. Öncü veriler Mayıs ayında 10.7 milyar dolar dış ticaret açığına işaret ediyor.

Küresel tarafta ABD’den gelen veriler takip edildi. ABD’de ISM tarafından hazırlanan anket verilerine bakıldığında imalat sanayi tarafında Mayıs ayı için kuvvetli bir seyir görüldü. Endekste gerileme beklenirken artış kaydedilmesi dolar endeksi için de pozitif olarak fiyatlandı. ISM tarafında açıklanan yeni siparişler ve ödenmiş siparişler endeksleri de beklentilerin üzerinde gerçekleşti. ABD’de istihdam verileri beklentileri karşıladı. Mayıs ayında tarım dışı istihdam değişimi 390 bin kişilik artış yönünde olurken işsizlik oranı %3.6 oldu. Saatlik ortalama kazançların yıllık artışı beklentilerle paralel olarak %5.2 oldu. Bu veri de dolar endeksini destekleyici yönde fiyatlandı.
Aktif Bank
Döviz Kurları:

Gelişen ekonomi para birimlerinde karışık bir seyir hakim oldu. Lira negatif ayrışmaya devam ederken Ruble %6’nın üzerinde değer kazancı ile pozitif ayrıştı. Ruble’de yüksek volatilite devam ederken diğer para birimlerinin oynaklığı bir miktar daha düşük seyretti. Enflasyonda yukarı yönlü seyrin devam etmesi TL üzerinde negatif yönlü baskı yaratmaya devam ederken 1 aylık zımni oynaklığı yatay seyrediyor.

G10 para birimleri tarafında karışık bir seyir gözlenirken Japon Yeni %2’nin üzerinde bir değer kaybı ile negatif ayrıştı. Küresel enflasyonda yükseliş beklentileri hem ABD hem de Avrupa tarafında faiz artırım tartışmalarını yukarı yönlü etkilerken, ECB’den 50 baz puanlık bir faiz artırımı için tartışmaların canlı olduğu görülüyor.
Aktif Bank
Faiz Enstrümanları:

Yurt içinde OIS piyasasında geçen faizler bir önceki haftaya göre artış kaydetti. Artışın hemen hemen tüm tenorlarda benzer seviyede olduğu görülüyor. Enflasyon beklentileri yüksek kalmaya devam ederken faizler üzerindeki yukarı yönlü baskı da devam edecektir. Türkiye 5 yıllık CDS primi ise 700 baz puan seviyesinin üzerinde fiyatlanmayı sürdürüyor.

Küresel tarafta faizler haftalık bazda hızlı yükseliş kaydetti. ECB tarafından 50 baz puanlık faiz artırımına açık kapı bırakılması tahvil getirilerini de yukarı yönlü tetiklerken Almanya 10 yıllık tahvil getirisi %1.25 seviyesine çıktı. ABD’de de getiri eğrisi haftalık bazda yükseliş kaydetti. 2 ve 10 yıl arasındaki tenorlarda yükselişin daha kuvvetli olması yeniden stagflasyon tartışmalarını alevlendirebilir. 10 yıllık tahvil getirisinin ise %3’ün üzerinde kalıcı olmakta zorlanmaya devam ettiği görülüyor.
Aktif Bank
Hisse Senetleri:

BİST100 endeksi enflasyondan destek bularak yükseliş seyrini devam ettiriyor. Endeks yeni zirveleri ters ederken USD cinsinden 50 günlük hareketli ortalamasının altında fiyatlanıyor. Buna karşın USD cinsinden bakıldığında da haftanın yükselişle geçtiği görülüyor.

ABD’de hisse senedi endeksleri oldukça pozitif bir hafta geçirdi. S&P 500 endeksi %5’e yakın yükselişle 4200 seviyesini test ederken hala 50 günlük hareketli ortalamasının altında fiyatlanıyor. Avrupa tarafındaysa endeksler karışık bir seyir izledi. Euro Stoxx 50 endeksi hafif düşüşle haftayı kapatırken Asya’da da kazançların öne çıktığı bir hafta oldu.
Aktif Bank
Emtia:

Değerli metallerde platin %7’lik değer kazancıyla pozitif ayrışırken altın ve gümüş haftayı hafif kısıtlı da olsa alıcılı geçirdi. OPEC tarafından arz artırım kararı alınmasına karşın Sberbank üzerinden yeni yaptırım açıklaması petrol fiyatlarını yukarı yönlü baskıladı. Brent petrol varili 120 dolar seviyesini test ediyor. Buna karşın CRB tüm emtialar endeksinde yatay bir seyir hakim olmaya devam ediyor.
Aktif Bank
Takip Edilecek Veriler

Önümüzdeki hafta veri takviminde yoğunluk azalıyor. Yurt içinde işsizlik oranı ve nakit bütçe dengesi verileri takip edilecek. Küresel tarafta ise ECB toplantısı ön plana çıkıyor. Bu toplantıda faiz artırımı beklenmese de özellikle soru cevap kısmında 50 baz puanlık faiz artırımının sinyalleri aranacaktır.
Aktif Bank
Aktif Bank Araştırma

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

GARANTİ BBVA TÜRKİYE RAPORU

Yayınlanma:

|

Yazan:

TCMB ihtiyaç duyulduğu sürece sıkılığın korunacağı, yeni mali tedbirler ise politika bileşiminin daha koordineli olacağına işaret etmektedir. Politikaların gecikmeli etkisi göz önüne alındığında, hala sağlam olan tüketimi kontrol altına almak için ek makro ihtiyati önlemlere ihtiyaç duyulacağına inanıyoruz.

Önemli noktalar

  • TCMB, yılın ikinci enflasyon raporunda 2024 yılı ara enflasyon hedefini 2 puan yukarı yönlü revize ederek yüzde 38’e yükseltmiş, öngörülen aralığın üst sınırını değiştirmeyerek yüzde 42’de tutmuştur. Yılın ilk dört ayında enflasyonun beklenenden 4 puan daha güçlü gelmesi, Mart ayındaki ilave sıkılaştırma ile sapmayı telafi edemeyecekleri için bu revizyonu yapmalarına neden oldu.
  • TCMB, sıkılaştırmanın talep koşulları ve enflasyon beklentileri ve dolayısıyla enflasyon eğilimi üzerindeki gecikmeli etkilerini gözlemlemek istemektedir. Enflasyon eğiliminde belirgin bir bozulma olması durumunda ilave sıkılaştırma uygulanacağının sinyallerini vermeye devam etmektedirler.
  • İç talep, yüksek enflasyon beklentileri, servet etkileri ve kredi kartı harcamalarının kullanılabilirliği ile desteklenmeye devam etmektedir. Parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek amacıyla mevcut düzenlemeleri gevşetmek için sürdürülebilir bir yol başlatmak için finansal koşulların daha uzun süre sıkı tutulmasına ihtiyaç duyulacaktır.
  • En son açıklanan mali paket, 2024’te GSYİH’nın %0,2-0,3’ü civarında tasarruf anlamına geliyor. Önümüzdeki dönemde yeni tedbirler de alınacak ve bunların birçoğu orta vadede etkili olacaktır.
  • Enflasyon eğilimi, daha koordineli bir politika bileşimi ile yıl sonu enflasyonunun TCMB tahmin aralığının üst sınırı olan %42’nin altına düşecek bir düzeye yükselmesi durumunda, 4Ç24’te çok kademeli adımlarla gevşemeye başlamak için sınırlı bir alan olabilir. Ancak, gecikmeli mali etkiler ve perakendeci harcamaları üzerindeki makro ihtiyati politikalar, daha erken bir kesinti döngüsü olasılığını azaltıyor.

Raporun tam hali için:

https://www.bbvaresearch.com/wp-content/uploads/2024/05/Policy-Pulse_what-to-think-about-policy-mix_May24.pdf

Raporun tamamını okumak için buraya tıklayın

Policy-Pulse_what-to-think-about-policy-mix_May24

 

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Yabancılar Türkiye’ye Neden Yatırım Yapıyor

Yayınlanma:

|

Yazan:

Aralık 2023 itibariyle Türkiye’de doğrudan yabancı yatırım stoku 264 milyar dolara ulaştı. Toplam yabancı firma sayısı da 88 bin seviyelerine erişti. En fazla yatırım yapan ülkeler arasında Hollanda, Almanya, ABD, Fransa, Azerbaycan ve Katar gibi aktörler bulunuyor. Son dönemde atılan adımlarla birlikte yabancı yatırımcı meselesi tekrar ön plana çıkıyor. Özellikle yerel seçimler sonrası yabancıların Türkiye ilgisinin arttığı görülüyor. Uluslararası kuruluşların kredi not artırımlarına eşlik eden yabancı yatırımlar daha çok Avrupa ülkelerinden geliyor. Seçimlerden sonraki beş hafta incelendiğinde 6 milyar doları aşan bir miktarın swap, borsa ve devlet tahvilleri aracılıyla Türkiye’ye geldiği anlaşılıyor. Bu finansal girişe 1 Nisan-5 Mayıs arasında yerleşiklerin 7,84 milyar dolarlık dövizden TL’ye geçişi eşlik ediyor.

Doğrudan yabancı yatırım beklentisinin aylık 1,5 milyar dolar olduğu göz önüne alındığında dört aylık süreçte 5 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırımın geldiği söylenebilir. Yaşanılan döviz girişine eşlik eden diğer bir süreçte Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) döviz rezervi birikim politikası yer alıyor. Son iki haftada 17 milyar dolarlık rezerv arışı seçimler sonrası 20 milyar doları aşmış gibi duruyor. Yabancı yatırımların bir diğer etkisi de enflasyon beklentilerinin iyileşmesinde görülüyor. TCMB’nin beklenti anketlerinde Ocak-Mayıs ayları içerisinde 12 aylık enflasyon beklentisi yüzde 45’lerden yüzde 35’lere kadar geriledi. Yılın sonuna doğru yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 10’lar düzeyine kadar düşebilir. Bir çıktı olarak Türkiye’ye gelen yabancı yatırımlar enflasyonla mücadeleyi daha kolay hale getiriyor ve istihdam, üretim gibi alanlara pozitif katkı sunuyor.

Son yıllarda Türkiye’ye hangi ülkeler en fazla yatırım yaptı diye bakıldığında Hollanda’nın açık ara önde olduğu görülüyor. Hollanda’yı İngiltere, ABD, İsviçre ve Almanya izliyor. 2019-2023 döneminde 32 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırım çeken Türkiye’nin en fazla yurt dışı yatırımı Hollanda’da yer alıyor. İngiltere ile de benzer bir ikili ilişkinin olduğunu söylemek mümkün. 25 milyar doları aşan dış ticaret hacmine bir o kadar ikili yatırım hacmi eşlik ediyor. Diğer yatırım yapan ülkelerle de benzer ilişkilerin olduğu görülüyor. Ocak-Nisan 2024 döneminde de benzer aktörlerin Türkiye’ye yatırım yaptığı ve dış ticaretle bağlantılı şekilde hareket ettiği anlaşılıyor.

S&P, Citibank ve JP Morgan gibi uluslararası finans kuruluşların olumlu açıklamaları ve Türkiye’nin kredi notunu yukarıya taşımaları yabancı yatırımcı ilgisini hem miktar hem de fiziki olarak artırıyor. Diğer bölgelere kıyasla Avrupa ülkeleri önde gelen yatırımcılar olarak öne çıkıyorlar. Fakat Türkiye’nin denge politikası göz önüne alındığında Çin, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerden yatırımların artması muhtemel. Son yıllarda Batı Asya ülkeleri Katar, BAE, Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi aktörlerle yapılan yatırım anlaşmaları bu açıdan değerlendirilebilir. Özellikle Türkiye’nin imalat sanayi üretimi mevcut ülkeleri Türkiye’ye yatırıma yönlendiriyor. Genel olarak enerji ihraç eden Batı Asya ülkeleri kendi yerli sanayilerini tecrübe ve teknoloji transferiyle kuvvetlendirmek istiyor. Türk Savunma Sanayinin son yıllarda elde ettiği saha başarıları da (Irak, Ukrayna, Azerbaycan, Libya, Etiyopya ve Doğu Akdeniz) Türk sanayisine olan ilgiyi teşvik ediyor. Dünyanın en büyük 12. silah ihracatçısı haline gelen Türkiye’nin ilerleyen dönemlerde daha fazla yatırım çekmesi muhtemel.

Özellikle Türkiye’nin Araştırma ve Geliştirmeye (AR-GE) aktardığı ortalama yıllık 10 milyar dolar Türk sanayisini daha modern hale getirdi. 2003-2023 döneminde 166 milyar dolarlık AR-GE yatırımı Türk sanayi firmalarını teknoloji merkezli dönüştürdü ve dünyayla daha entegre yaptı. Dünyanın en büyük 13. sanayisini inşa eden ve 80 binden fazla üretim tesisiyle ürün çeşitliliğine sahip Türkiye’nin potansiyel taşıdığı ve daha fazla yatırımcı çekmesi beklenebilir. Sonuç itibariyle Ocak-Nisan 2024 dönemi mevcut potansiyel ve yatırım ivmesinin önemli bir göstergesi olarak okunabilir.

Deniz İSTİKBAL-WorldofTürkiye

Okumaya devam et

EKONOMİ

Prof.Dr. YILMAZ: Kamuda tasarruf başlar mı?

2023 ilk üç ayda taşıt giderleri 1,2 milyar TL iken, 2023 yılını yaklaşık 10 milyar TL ile kapatmış durumda. Taşıt kiralama ve alım giderleri 2023 ilk çeyrekten sonra seçim ile beraber hızla artmış, doğal olarak tamir, bakım, onarım giderleri de katlanmıştır

Yayınlanma:

|

Kamu bütçesi aracılığıyla kaynakların çeşitli kamu hizmetlerine tahsisi sağlanır. Peki mevcut kaynakların bir hizmetten diğerine tahsis edilmesine hangi “temel”de karar verilir?

Gelişmiş ekonomiler için sorunun cevabı oldukça basit. Bütçe kaynakları sosyal refahı artırmaya, beşeri sermayeye, çevreye yatırıma daha çok aktarılır. Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ekonomilerde, gelişmiş ekonomilerdekine benzer kamu harcamaları genelde arka planda kalır. Çünkü gelişmiş ülkeler ligine çıkmak için altyapı, üstyapı yatırımlarına önem ve öncelik vermek gerekir ve bütçeden buralara kaynak aktarımı devam eder.

Aslında ana akım iktisat anlayışına göre devletin yatırım yapmasına da gerek yoktur, hatta var olanlar özelleştirilmelidir. O nedenle kamu yatırımlarının bütçedeki payı minimuma iner. Fakat yine de devlet varlığını yollar, köprüler, havalimanları olarak göstermeye çalışır ki o zaman da etrafımıza baktığımızda gördüğümüz gibi kamu-özel işbirliği projeleri artar.

Yüksek enflasyon ve onu devam ettiren tüm faktörlerle mücadelede her zaman söylediğimiz gibi para politikasının yanında onunla koordineli bir şekilde maliye politikası da yer almalı. Dolayısıyla sıkı para politikasının yanında maliye politikası da sıkılaşmalı.

Bu sıkılık geçtiğimiz yıl temmuz ve ağustos aylarında vergi artışlarıyla denendi. Ancak enflasyonu besleyen bir sonuç ortaya çıktı.

Gelir dağılımının bozulduğu, orta direğin neredeyse kaybolduğu bir toplumda daha fazla vergi yüküne katlanılmasındansa, kamunun harcamalarına bir set çekmesi gerekiyordu.

Şimdi kamuda tasarruf paketiyle resmî taşıtların ve taşınmazların edinilmesi ve kiralanması, haberleşme giderleri, personel görevlendirmeleri, kırtasiye ve demirbaş alımları, temsil, tören, tanıtım, enerji alımları vb giderlerinde tasarruf yapılması bekleniyor. Aslında genel seçim sonrasında Bakan Mehmet Şimşek Tasarruf Genelgesini imzalayarak kamu kuruluşlarını tedbirlere uymakla talimatlandırmıştı.

Peki tasarrufa başlayacak olan kamu, ne zaman ve kadar harcamacı olmuştu?

Kamu, seçim ekonomisi uygulayarak harcamacı yapısını 2023 genel 2024 yerel seçimlerinde sürdürdü. Ayrıca 2022 ve 2023 yıllarında ek bütçe çıkarıldı. 2023 ek bütçesi cari bütçenin yüzde 25’i kadardı. 2024 bütçesi de 2023 bütçesinin neredeyse iki katı olarak bütçeleştirildi. Bir başka deyişle harcanacak “çok para” vardı.

Aşağıdaki tabloda bir karşılaştırma yaptım. Henüz 2024 ilk çeyrek bütçe gerçekleşmeleri açıklandığı için 2024 ilk çeyrek bütçe verilerini 2023 ilk çeyrek ile karşılaştırdım. Ayrıca 2023 bütçe kullanımı nasıl başlamıştı ve genel seçimler sonrası nasıl bitti, görmek açısından da 2023’ün tamamını tabloya ekledim.

Kamuda tasarruf ile adeta özdeşleşen taşıtlarla ilgili giderlerin neden azaltılması gerektiği tabloda açıkça görülüyor. 2023 ilk üç ayda taşıt giderleri 1,2 milyar TL iken, 2023 yılını yaklaşık 10 milyar TL ile kapatmış durumda. Taşıt kiralama ve alım giderleri 2023 ilk çeyrekten sonra seçim ile beraber hızla artmış, doğal olarak tamir, bakım, onarım giderleri de katlanmıştır.

Haberleşme giderleri 2023 ilk çeyrekte 931 milyon TL iken sadece 9 ayda yaklaşık 8 milyar TL artmış. 2024 ilk çeyrekte de 2 milyarın üstüne çıkmış. Kamunun kırtasiye, baskı giderleri de aynı şekilde 2023 ilk üç aydaki 750 milyon TL düzeyinden 16,5 milyar TL’ye kadar çıkmış.

Yine temsil, tanıtma, ağırlama, organizasyon giderleri de bir başka itibar göstergesi gibi, 2023 ilk çeyrekte sadece 131 milyon TL iken 1,9 milyar TL’ye kadar yükselmiş. 2024 ilk çeyrekte de 1 milyar TL’ye yaklaşmış.

Sonuçta tasarrufa gidilmesi beklenen tablodaki giderler 2023 ilk çeyrekte 5,5 milyar TL ama bu yıl ilk çeyrekte zaten 34,7 milyar TL harcanmış.

Bugün “kamuda tasarruf tedbirleri” kapsamında tüm bu kamu giderlerinin kısılması gerektiği açıklanırken, bir yıl içinde böyle fahiş tutarlara ulaşmasının nedenlerinin de açıklanması gerekmez mi?

Prof. Dr. Binhan Elif YILMAZ-T24

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.