ÇANAKKALE : GESTAŞ’tan beyin yakan Vapur tarifeleri
Erol TAŞDELEN Marmara Denizinde ve Boğazlarda GETAŞ kullanacak tatilcilere bayram öncesi son uyarısını yaptı. Sadece cildiniz değil cebiniz de yanabilir!
GESTAŞ DENİZ ULAŞIM, 2006 yılı Ağustos ayında Çanakkale bölgesindeki iskeleler ve deniz ulaşımının özelleştirme kararıyla Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nden (TDİ) Çanakkale İl Özel İdaresi’ne devriyle faaliyetlerine başlayan bir kurum. Yönetim Kurulu Başkanı ÇANAKKALE Valisi, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Çanakkale İl Özel İdaresi genel sekreteri teslim ediyor. Şu an için Genel Müdür Mahir Sevinç’ten oluşan bir yapısı var. Aslında özelleştirilse de kağıt üzerinde yönetime bakıldığında yarı kamu statüsünde sayılabilir.
Şirketimiz, %99.87 hissesine sahip Çanakkale İl Özel İdaresi şirketi. 6 hatta, 15 iskelede, 21 sayıda gemiyle, Çanakkale Boğazı, Gökçeada, Bozcaada ve Güney Marmara hattında hizmet veriyor.
Tarifeye akıl ermedi ONLİNE satışta kazık tarife
GESTAŞ’ın uyguladığı ulaşım tarifesini çözmek için gerekmeyen tek şey mantık. Zira ulaşım tarifesi tam bir mantıksızlık örneği. Yeni Nesil Üniversite soruları gibi. Örneğin, Bozcaada’ya aracı ile geçmek isteyenler gişeden geçerken 150.-TL öderken ONLINE alıp gitmek isteyenlere 250.-TL fiyat ödüyor, gününe göre tarife 280.-TL’ye çıkıyor. Aynı araç, aynı vapur, aynı iskele ama ONLINE bilet alanlar % 60 ile %75 daha fazla ücret ödüyor.
ONLİNE SATIŞ NASIL İŞLİYOR
Bozcaada örneğinden devam edelim. Var sayalım otomobil ile geçeceksiniz. Sadece otomobil dediğinizde bilet alım işine devam edemiyorsunuz. Şoföre ayrı bilet kesiyor. ( Şoförsüz otomobil nasıl olacaksa artık). Oysa ulaşım GESTAŞ’a geçmeden önce şoföre ayrı bilet kesilmiyordu. Zaten otomobilde dünyada şoföre ayrı bilet diye örneği de yok ( en azından ben bilmiyorum – İtalya – Türkiye arasındaki RO-RO Seferleri ile karıştırılmasın aynı örnek değil çünkü ). Hadi yolcu olarak bir de şoförü ekleyelim geçiş ücreti oldu size 260.-TL ( 250.-TL otomobil, 10 TL şoför, aynı gün için 16.07.2021 ).
Diyelim biletimi bir gün önce bugünde ( 16.07.2021 ) alayım dediğinizde mantıken “daha düşük almanız lazım” diye düşünüyor olabilirsiniz yanılıyorsunuz 17.07.2021 için aynı tarife ( otomobil+şoför ) oldu mu size 280.-TL. “Mantığını çözdük erken alırsanız daha fazla ödüyorsunuz” diyenlere acele etmeyin o zaman iki gün sonrasının fiyatına bakalım derim.
18.07.2021 – iki gün sonrası için yine aynı ( otomobil+şoför ) bilet almak istediğimizde tarife fiyatı 220.-TL’ye düştü. Hayda önce bindir, sonra indir gibi oldu. 260.-TL, 280.-TL, 220.-TL seç beğen tarife oldu. Tam yeni nesil üniversite sorusu gibi oldu, gerçi artık mantık soruları pek sorulmuyor ama iyi matematik sorusu çıkar buradan. Abi çıkmaz diyenlere cevabım “hayatın içinden” sorular oluyor yeni nesil sorular, çok iyi soru olur derim. Çıkar mı çıkmaz mı bu soru bilemem ama hala sorun çözülmüş değil sorunun / oyunun büyüğü devamında.
Gişeden bilet alan şaşırıyor
Hazırsanız BONUS soru geliyor. Aynı gemi, aynı iskele, gidilecek yer aynı. Geyikli’den – Bozcaada’ya. Gişeden alınan bilet ONLINE bilete göre ucuz mudur, pahalı mıdır? Genelde ONLINE satışlar daha ucuzdur o nedenle “ONLINE Vapur Bileti de ucuzdur” diyenler kaybettim. Maalesef bu konuda tarife tam tersi. Gişeden bilet alıp girerseniz daha ucuz. Ya ne var bunda 5-10 TL fark olsun diyenler de yanılıyor. Gişe Bileti %60 ile %75 daha ucuz. Neyse fazla yormayalım, yine aynı tarife ( otomobil+ şoför ) gişede 160.-TL. Bunun 150.-TL’sı otomobil için 10.-TL’si şoför için. Mürekkebi uçmamış, aha da belgesi. Yaşanmış deneyim edinmiş haber yazıyoruz!
GESTAŞ’tan tarife mantığının cevabını bekliyoruz
Yazarken yoruldum. Mantığını da çözemedim. GESTAŞ’ın Yönetim Kurulu Başkanlığını ÇANAKKALE Valiliği temsil ettiğine göre, bu tarifenin mantığını ÇANAKKALE Valiliği veya GESTAŞ Yetkilileri açıklama getirirlerse sevinmiş olacağız. Yoksa beyin yakan tarife modelini çözemeyeceğiz, yaz sıcaklarında uykusuz kalmaya devam edeceğiz. Şaka bir yana insan kendini enayi gibi hissediyor. Daha komik tarafını yazıp yazıyı bitireyim. İskelede gişeye gidip 5-6 saat önce otomobil için bilet almak isteseniz yine alamıyorsunuz. İlla alayım derseniz adres ONLINE Bilet!
Ben adada yazları yaşıyorum indirimli kartın var zaten yılda 2-3 geliyorum diyenlere de bir sürpriz var! İndirim kartınızın güncellenmesi gerekiyormuş. Onu da gişede yapamıyorsunuz. Çanakkale Merkezdeki GESTAŞ’a girmeniz gerekiyor. Sistemleri o kadar dijital yani. Ülkede Lise bitene kadar zorunlu eğitim olduğunu bilmeyen anlayış var belli ki zira iki yıl önce 13 yaşındaki çocuklarımdan indirim için öğrenci belgesi istemeleri gibi absürt uygulamalara hiç girmeyeyim.
“Geyikli – Bozcaada hattını anladık, diğer hatlar nasıl acaba” diyenlere cevabım : Abiler / ablalar her şeyi benden beklemeyin onları da o hatları kullananlar yazsın, yayınlayalım! Ben her sene kullandığım hat ile ilgili olanı Geyikli – Bozcaada hattını yazdım. Gerisi size kalmış gayri!
Özet Not : Son yerel seçimde; GESTAŞ temsilcileri bir siyasi parti temsilcileri ile Bozcaada’yı dolaşıp “adalıların hayatını nasıl kolaylaştıracaklarını” anlattıklarında o zaman bir anlam verememiştim, şimdi anladım. Bozcaada ulaşımda olumlu bir şey yok mu diyenler için. Otopark sorunu halen devam etse de Bozcaada Belediyesi Bozcaada’da yaşayanlara Sosyal Belediyecilik gereği Çanakkale otobüsünü bedava yapmış daha ne yapsın! Bravo!
Orta Doğu’da uzun süredir devam eden gerilimin adı haline gelen İsrail ve İran arasındaki çatışma, son dönemlerde doğrudan askeri karşılaşmalara evrilecek kadar tehlikeli bir boyut kazandı. Şam’daki İran diplomatik temsilciliğine düzenlenen İsrail saldırısı ve ardından İran’ın doğrudan misillemesiyle taraflar ilk kez bu kadar açık şekilde birbirini hedef aldı. Bu makalede, tarafların öne sürdüğü tezler, uyguladıkları stratejiler, bu çatışmalardan çıkarılması gereken dersler ve uluslararası kurumların bu süreçteki performansı değerlendirilmektedir.
1. Tarafların Tezleri
İsrail’in Tezleri
Meşru Müdafaa Hakkı: İsrail, İran’ın vekil unsurlar (Hizbullah, Hamas, Husiler) aracılığıyla İsrail’e saldırdığını savunmakta ve buna karşı doğrudan İran hedeflerine müdahaleyi meşru görüyor.
Nükleer Tehdit: İran’ın nükleer silah elde etme çabası, İsrail açısından kırmızı çizgi olarak görülüyor.
Bölgesel Kuşatma Algısı: İran’ın Suriye, Lübnan ve Gazze üzerinden İsrail’i kuşatma stratejisine karşı refleks geliştirildiği belirtiliyor.
İran’ın Tezleri
Filistin’e Destek: İsrail’in Filistin topraklarındaki uygulamalarını “işgal” olarak niteleyen İran, direniş hareketlerini desteklemenin meşru bir hak olduğunu savunuyor.
Bölgesel Savunma: İsrail ve ABD’nin kendisine karşı ittifaklar kurduğunu, bu durumun İran’ı savunmaya ittiğini öne sürüyor.
Diplomatik Saldırıya Misilleme: Şam’daki konsolosluğun vurulmasını doğrudan İran’a savaş ilanı olarak kabul ederek, misilleme hakkını kullandığını iddia etti.
2. Uygulanan Stratejiler
İsrail’in Stratejisi
Hedef Odaklı Operasyonlar: Vekil aktörler yerine İran’ın askeri ve nükleer altyapısına nokta operasyonlar yapıldı.
İstihbarat Gücü: Mossad ve askeri istihbaratla hedef tespiti konusunda üstünlük sağlandı.
ABD ile Koordinasyon: ABD’nin koşulsuz desteği ile uluslararası arenada yalnız kalmama stratejisi benimsendi.
İran’ın Stratejisi
Kontrollü Misilleme: 300’e yakın füze ve İHA ile doğrudan saldırı yapılmasına rağmen, geniş çaplı savaştan kaçınıldı.
Vekil Güçler Üzerinden Baskı: Hizbullah, Hamas ve Husiler vasıtasıyla İsrail’in farklı cephelerde meşgul edilmesi sağlandı.
Uluslararası Mesaj Verme: Sınırlı saldırıyla, caydırıcılık oluşturulmaya çalışıldı; ancak kriz büyümesin diye ölçülü kalındı.
3. Alınacak Dersler
Askeri ve Teknolojik Perspektiften
Hibrit Savaş Gerçekliği: Modern savaşlar, doğrudan değil, vekil aktörler ve teknolojik araçlar üzerinden yürütülüyor.
İHA ve Füze Savaşları: İran’ın İHA kullanımı, İsrail hava savunmasının sınırlarını gösterdi.
Caydırıcılığın Yeni Ölçütleri: Artık caydırıcılık sadece askeri üstünlükle değil, teknolojik ve diplomatik uyumla sağlanıyor.
Bölgesel ve Küresel Perspektiften
İttifaklar Yeni Döneme Giriyor: Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkeler açık pozisyon almaktan kaçındı, bu da bölgesel kartların yeniden karıldığını gösteriyor.
Enerji Güvenliği Riski: Hürmüz Boğazı gibi stratejik geçişlerin riski, küresel enerji piyasasını etkiledi.
Nükleer Tehdit Gündemde: İran’ın nükleer programı, yeniden diplomatik ve askeri çözüm arayışlarını tetikledi.
4. Uluslararası Kurumların Rolü
Birleşmiş Milletler (BM)
Yetersiz Kaldı. Güvenlik Konseyi tarafları sadece itidale çağırabildi; bağlayıcı adımlar atılamadı. ABD’nin vetosu İsrail lehine oldu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM)
Sessizliğe Büründü. Konsolosluk saldırısı ve sivil kayıplar gibi ciddi meselelerde somut bir inceleme başlatılmadı.
Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları
Raporlar Yayınlandı ama Etkisizdi. İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Af Örgütü gibi kurumlar çağrılar yaptı ancak diplomatik etki oluşturamadı.
İsrail ile İran arasındaki bu çatışma, klasik savaş paradigmasının dışına çıkan, hibrit ve vekil unsurlarla örülmüş yeni nesil çatışmalara örnek teşkil etmektedir. Teknolojinin, istihbaratın ve diplomatik koordinasyonun öne çıktığı bu yeni dönemde, uluslararası kurumlar mevcut refleksleriyle yetersiz kalmaktadır. Bu kriz, sadece İsrail ve İran için değil, tüm bölge ve dünya barışı açısından çok yönlü derslerle doludur.
Ekmek, binlerce yıldır sofraların temel besin kaynağıdır. Ancak günümüzde tüketilen ekmeklerin içeriği, üretim yöntemi ve hammaddeleri geçmişe kıyasla oldukça değişmiştir. Türkiye’de ekmek üretimi Tarım ve Orman Bakanlığı denetiminde yapılsa da, bazı katkı maddeleri ve endüstriyel yöntemler nedeniyle halk sağlığı açısından endişeler gündeme gelmektedir. Bu yazıda, Türkiye’deki ekmeklerde kullanılan katkı maddeleri, buğdayın genetik yapısıyla ilgili gelişmeler ve ekmek üretiminde uygulanan kimyasal işlemler ele alınacaktır.
1. Ekmeklere Katılan Maddeler Nelerdir?
Türkiye’de satılan ekmeklerin büyük bölümü, sadece un, su, maya ve tuzdan ibaret değildir. Özellikle endüstriyel üretimde yaygın şekilde katkı maddelerine başvurulmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Askorbik Asit (E300): Hamurun dayanıklılığını artırmak için kullanılır.
Emülgatörler (E471, E472): Hacim artırıcı ve yumuşatıcı etki sağlar.
Enzimler: (amilaz, proteaz gibi) Ekmek içi yumuşaklığını ve raf ömrünü artırır.
Şeker ve Glikoz Şurubu: Renk ve tat verici olarak kullanılır.
Soya Unu ve Süt Tozu: Kıvam ve besin değeri açısından katkı sağlar.
Bu katkılar sayesinde daha hacimli, daha parlak ve uzun süre bayatlamayan ekmekler üretilmektedir. Ancak bunların sürekli tüketimi, özellikle hassas bireylerde sindirim sorunlarına neden olabilir.
2. Buğdayın Genetiği ile Oynandı mı?
Türkiye’de GDO’lu (genetiği değiştirilmiş organizma) buğday üretimi yasaktır. Ancak bu, buğdayın tamamen doğal olduğu anlamına gelmez. Modern tarımda yaygın olan hibrit ve ıslah edilmiş buğday türleri, genetik müdahale olmaksızın yüksek verimli ve dayanıklı çeşitler oluşturmak amacıyla laboratuvar ortamında seçilmiştir.
Özellikle 1950 sonrası yaygınlaşan “cüce buğday” türleri, geleneksel buğdaylara göre daha kısa boylu, verimli ve glüten oranı yüksek çeşitlerdir. Bu tür buğdaylar, özellikle ekmeklik un üretiminde yaygın olarak kullanılmakta, ancak yüksek glüten içeriği nedeniyle sindirim sorunları ve gluten intoleransı gibi sağlık şikayetlerinde artışa neden olmaktadır.
3. Kimyasal İşlemler ve Endüstriyel Teknikler
Modern ekmek üretimi, geçmişin geleneksel yöntemlerinden oldukça uzaktır. Endüstriyel üretim süreçlerinde uygulanan bazı işlemler şunlardır:
Unun Beyazlatılması: Bazı ülkelerde (ve geçmişte Türkiye’de de) benzoil peroksit gibi kimyasallar kullanılmıştır. Günümüzde Türkiye’de bu tür kimyasalların kullanımı kısıtlıdır.
Hızlandırılmış Fermantasyon: Geleneksel ekmeklerde maya 6-8 saatlik uzun fermantasyonla çalışırken, fabrikasyon ekmeklerde bu süre 30-60 dakikaya kadar indirilebilmektedir. Bu da sindirimi zorlaştırabilir.
Yüksek Isı ve Kısa Süreli Pişirme: Raf ömrünü uzatmak ve üretimi hızlandırmak için yüksek ısıda kısa sürede pişirme yöntemleri tercih edilir. Bu, besin değerini azaltabilir.
Yumuşaklık İçin Katkılar: Raf ömrünü uzatmak ve bayatlamayı geciktirmek için kimyasal yumuşatıcılar, enzim karışımları ve katkı maddeleri kullanılır.
4. Halk Sağlığı ve Eleştiriler
Halk ekmek gibi kamu kurumlarının ürettiği ekmekler daha güvenli kabul edilse de, katkı maddesiz değildir.
Ucuz ekmek üretiminde kalitesiz un, fazla katkı maddesi ve hızlı üretim döngüsü nedeniyle sindirim sorunları ve sağlık riskleri artabilir.
Özellikle çocuklar, yaşlılar ve hassas bünyeli bireyler için bu katkıların uzun vadeli etkileri dikkatle incelenmelidir.
5. Daha Sağlıklı Ekmek Tüketimi İçin Öneriler
Ekşi mayalı ve uzun süre fermente edilmiş ekmekler tercih edilmelidir.
Tam buğday unu veya taş değirmende öğütülmüş un kullanılarak yapılan ürünler besin değeri açısından daha zengindir.
Katkı maddesi içermeyen, güvenilir butik fırınlardan ya da köy fırınlarından alışveriş yapılabilir.
Etiket okuma alışkanlığı geliştirilmelidir. “Un, su, maya, tuz” dışında çok sayıda içerik varsa uzak durulmalıdır.
Ekmek, basit bir besin gibi görünse de üretim sürecinde kullanılan maddeler ve buğdayın yapısal değişimleri nedeniyle sağlık üzerinde önemli etkiler oluşturabilir. Türkiye’de GDO’lu buğday kullanılmıyor olsa da, modern tarım ve endüstriyel üretim süreçleri buğdayın doğallığını tartışmalı hale getirmiştir. Katkı maddeleriyle raf ömrü uzatılmış, hacim artırılmış, estetik olarak cazip hale getirilmiş ekmekler, besin değerinden ve sindirim kolaylığından uzaklaşabilmektedir. Bu nedenle, bilinçli tüketici tercihi her zamankinden daha önemli hale gelmiştir.
Aile içinde güven sadece duygusal sadakate değil, maddi şeffaflığa da dayanır. Ancak bazı çiftler arasında, dışarıdan görünmeyen ama ilişkinin temelini sarsan bir ihanet türü yaşanır: Finansal ihanet.
Bu yazıda finansal ihanetin ne olduğu, hangi biçimlerde ortaya çıktığı, aile üzerinde nasıl etkiler yarattığı ve nasıl önlenebileceği üzerinde duracağız.
Finansal İhanet Nedir?
Finansal ihanet, eşlerden birinin diğerinden gelir, borç, harcama ya da yatırım bilgilerini saklaması, mali kararlarda tek taraflı ve gizli hareket etmesi anlamına gelir. Bu davranış biçimi, evlilikteki güven bağını derinden sarsar ve duygusal sadakatsizlik kadar yıkıcı sonuçlar doğurabilir.
Finansal İhanetin Biçimleri
Finansal ihanet farklı şekillerde kendini gösterebilir:
Gizli kredi kartları: Eşten habersiz alınan ve yüksek harcamalara neden olan kartlar.
Gizli gelirler: Ek gelirlerin ya da primlerin gizlenmesi.
Gizli borçlar: Krediler, kefaletler ya da riskli borçların saklanması.
Kontrol dışı harcamalar: Pahalı alışverişlerin, kumar veya bağımlılık harcamalarının gizlenmesi.
Varlık saklama: Altın, döviz, borsa yatırımları gibi varlıkların eşten gizlenmesi.
Neden Yapılır?
Finansal ihanetin arkasında genellikle şu motivasyonlar yatar:
Güvensizlik: Eşin para yönetme becerisine güvenmeme.
Kontrol arzusu: Ekonomik gücü elinde tutma isteği.
Bireysel özgürlük arayışı: Bağımsız maddi hareket alanı oluşturma çabası.
Kötü alışkanlıklar: Kumar, alışveriş bağımlılığı gibi bağımlılıklar.
İletişim eksikliği: Maddi konularda yeterince konuşmama ve ortak dil kuramama.
Aile Üzerindeki Etkileri
Finansal ihanet sadece iki eş arasında değil, tüm aile üzerinde olumsuz etkilere neden olur:
1. Güven Krizi
Eşlerin birbirine olan güveni zedelenir. Duygusal uzaklaşma başlar.
2. Sürekli Tartışmalar
Harcamalar ve borçlar üzerine bitmeyen tartışmalar ortaya çıkar. İletişim bozulur.
3. Ekonomik Sarsıntı
Gizli borçlar ya da savurgan harcamalar aile bütçesini çökertir. Kredi notları düşebilir, icra süreçleri başlayabilir.
4. Çocukların Psikolojisi
Evdeki stresli ortam çocuklara da yansır. Güvensizlik ve kaygı gelişebilir.
5. Boşanma Riski
Finansal ihanet birçok boşanma davasında gerekçe olarak gösterilir. Özellikle tekrar eden vakalar ilişkiyi kurtarılamaz hale getirebilir.
Nasıl Önlenir?
✅ Şeffaf Finansal İletişim Kurun
Harcamalar, gelirler ve borçlar hakkında açık konuşulmalı. Aile bütçesi birlikte yapılmalı.
✅ Ortak Hesap ve Bilgilendirme
Erişimi her iki tarafın da sağladığı ortak hesaplar kullanılmalı. Gizli işlem yapılmamalı.
✅ Finansal Danışmanlık
Profesyonel destekle aile bütçesi yeniden düzenlenebilir.
✅ Evlilik Terapisi
Güven kaybı büyükse, ilişkisel destek alınmalı.
✅ Finansal Eğitim
İki taraf da bütçe yapmayı, tasarrufu ve yatırım bilincini geliştirmeli.
Finansal ihanet, evliliklerde görünmeyen ama en yıkıcı krizlerden biridir. Güveni ve ekonomik düzeni sarsarak aile birliğini tehdit eder. Bu nedenle çiftler, maddi konularda dürüstlük ve açıklık ilkesini temel prensip haline getirmelidir.
Unutulmamalı ki, bir evliliği sadece aşk değil; ekonomik sadakat de ayakta tutar.