Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Biz, yüksek faize halkımızı da çiftçimizi de ezdirmeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu faizler düşecek. Biz, yüksek faize halkımızı da çiftçimizi de ezdirmeyeceğiz. Bizim tek hedefimiz, insanımızın işine, aşına, geleceğine sahip çıkmaktır.” dedi.

Yayınlanma:

|

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir’de Menemen Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış töreninde Menemenlilere, “Maşallah, nedir bu hal, muhteşemsiniz, muhteşem.” diye seslendi.

“Menemen bana şimdiden 2023’ün müjdesini veriyor.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Durmak yok, yola devam” sözlerini alandakiler de tekrarladı.

Partilileri de selamlayan Erdoğan, “Var olun, inşallah şimdiden gece gündüz demeden 2023’e hazırlanıp 2023’te de ben sandıkları patlatacağınıza inanıyorum.” diye konuştu.

Menemen’de olmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Erdoğan, geçen yıl yaşanan depremin ardından Bayraklı’da yapımı tamamlanan 596 konut ve 145 dükkanı hak sahiplerine teslim ettiklerini bildirdi. Erdoğan, “Bizde biliyorsunuz ‘laf ola beri gele’ yok. Biz sözü verdik mi verdik. ‘Süratle bu deprem konutlarını bitirip sahiplerine teslim edeceğiz’ dedik mi dedik ve zamanında da elhamdülillah teslim ettik.” ifadelerini kullandı.

Bayraklı’daki konut sayısını 1391’e ve dükkan sayısını da 302’ye tamamlayacaklarını belirten Erdoğan, “Ayrıca yine Bayraklı’daki rezerv alanda 3 bin 649 konut ve 511 dükkan inşa ediyoruz. Bunlardan 397’sini de yıl başına kadar tamamlayacağız. Böylece İzmir depreminin ardından toplam 5 bin 74 konut ve 353 dükkan yaparak teslim etme sözümüzü yerine getirmiş oluyoruz.” bilgisini verdi.

“Yalandan başka sermayesi yok”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam yatırım tutarı 2 milyar 250 milyon lirayı bulan bu konut ve dükkanların İzmir’e hayırlı olmasını diledi.

Alandakilerin, “Vur vur inlesin Bay Kemal dinlesin” sloganları üzerine Erdoğan, “Hanım kardeşlerim Bay Kemal’in vurulacak yeri kalmadı, bitti bitti. Yalandan başka sermayesi yok. Dürüstlük hak getire, yok.” dedi.

Allah’tan Türkiye’yi her türlü afetten ve musibetten muhafaza eylemesini niyaz eden Erdoğan, “Afetlerin önüne geçemeyiz ama devlet olarak vatandaşlarımızın mağduriyetini ortadan kaldırma iradesine ve imkanına hamdolsun sahibiz. Kentsel dönüşüm projelerini hızlandırarak ülkemizi depremlere karşı hazırlama çalışmalarını da kararlılıkla sürdürüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Bayraklı’daki vatandaşları yeni evlerine kavuşturma sevincinin ardından Alsancak Mustafa Denizli Stadı’na giderek hem resmi açılışı yaptıklarını hem de tesisi yerinde gördüklerini anımsatan Erdoğan, stadı Altay ve Altınordu takımlarının beraber kullanacağını aktardı.

Bugün şehre kazandırılan yatırım bedeli 668 milyon lirayı bulan 100 eser ve hizmetin resmi açılışını gerçekleştirdiklerini dile getiren Erdoğan, eğitimde çeşitli ilçelerde inşası tamamlanan ilkokulların, ortaokulların, liselerin, okul kütüphanelerinin resmi açılışlarını yapacaklarını, Ödemiş, Menderes, Torbalı, Ayrancı gençlik merkezlerini, Tire ve Ege öğrenci yurtlarını hizmete açacaklarını bildirdi.

Çeşitli kurumlara ait hizmet binaları ile çok sayıda restorasyon projesinin resmi açılışlarını da gerçekleştireceklerini belirten Erdoğan, kentsel dönüşüm alanlarındaki altyapı projeleriyle çeşitli mahallelere yapılan yol ve kaldırım çalışmalarının, İzmir Kalkınma Ajansının verdiği destekle hayata geçirilen projelerin de hizmete açılacağını kaydetti.

Eserlerin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, yatırımların şehre kazandırılmasında emeği geçenleri kutladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Kardeşlerim, şu anda karşımdaki bu kitle, bu topluluk bir karar veriyor. İzmir’in işgali ve İzmir’in kurtuluşu, milli mücadelemizin başlangıcı ve bitişi olarak tarif edebileceğimiz önemde hadiselerdir. Düşman İzmir’e ayak bastığında milletçe adeta dünyamız kararmıştı, düşmanı İzmir’den denize döktüğümüzde ise milletçe bayram yapmıştık. İzmir vatan topraklarına uzanan elleri kırma ve istiklalimize sahip çıkma mücadelemizin sembolü olmuştur. Milli mücadelenin zaferle sonuçlanmasının hemen ardından yine bu şehrimizde toplanan İzmir İktisat Kongresiyle de ekonomik istiklalimize sahip çıkma irademizi ortaya koyduk. İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar 1929 küresel buhranına kadar başarıyla uygulandı. Büyük buhranın ardından bozulan dengeler 2. Dünya Savaşıyla iyice sarsıldı. Bu kritik dönemde ülkemizde dirayetli ve vizyoner bir siyasi iradenin olmamasının etkisiyle Türkiye milli mücadelenin ardından yakaladığı büyük fırsatı kaçırdı. Rahmetli Menderes ile birlikte İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar yeniden hayata geçirildi. Ancak 1960’tan itibaren ülkemize musallat olan her darbe, her muhtıra, her vesayet düzeni demokrasimizle birlikte ekonomik bağımsızlığımızı da örseledi. AK Parti’nin tek başına iktidarına kadar Türkiye toplumsal olarak huzursuz, siyasal olarak istikrarsız, ekonomik olarak ithalata dayalı modellere mahkum edildi.”

“Cumhuriyetimizin değerlerini çatıştırmaya çalışanların oyunlarını biz bozduk”

Erdoğan, bugünlerde CHP ekibinin, “ülke yandı bitti” diye ortalığı birbirine kattığını ifade ederek, “Halbuki bu ülke onların yönetimde sorumluluk üstlendikleri dönemlerde, hatırlayın CHP’nin iktidarda olduğu dönemde gecelik yüzde 7 bin 500’leri bulan faizleri gördü mü? Kardeşlerim gecelik yüzde 7 bin 500 faiz. Bunun altından kim kalkar?” ifadelerini kullandı.

“Ülke, onların döneminde işsizliğin can yaktığı, başbakanlığın önüne yazar kasa fırlatıldığı sıkıntılı günleri yaşadı mı?” diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:

“Tabi bunları şu anda 18 yaş altı grup bilmez. Ama karşımdaki bu heyet bilir. Bu ülke onların döneminde elinde avucunda ne varsa hepsini de tefecilerin yağmaladığı krizlere maruz kaldı mı? Bu ülke onların döneminde bankaların içlerinin boşaltılarak milletin cebinden 100 milyarlarca doların çalındığı ihanetler gördü. Biz onlardan işte böyle bir Türkiye devraldık. Ülkemizde başlattığımız büyük demokrasi ve kalkınma devrimiyle hem 1920’de Meclis açıldığında hem de 1923’te İzmir İktisat Kongresi toplandığında ortaya konan ruhla yeniden dirilttik. Milletimizin tüm kesimlerinin hak, özgürlük, gelişme, yatırım taleplerini hayata geçirerek hem sosyal barışı sağladık hem ülkemizi büyüttük, güçlendirdik.”

Geçmişte yıllarca milletin çok ciddi çileler çektiğini ifade eden Erdoğan, “Cumhuriyetimizin değerlerini çatıştırmaya çalışanların oyunlarını biz bozduk. Cumhuru ve cumhuriyeti bir araya getirerek tarihimizin en güçlü sinerjisini oluşturduk.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin her karış toprağını ve her ferdini kucaklayan bu büyük atılımın rahatsız ettiği malum çevrelerin boş durmadığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Partimizi kapatmaya çalışmaktan sokakları karıştırmaya, darbe girişimlerinden ekonomik sabotajlara kadar ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Biz tüm bu süreçte verdiğimiz mücadelede her şeyi çalıştık, çabaladık ama bir şeyi hiç aklımızdan çıkarmadık. Şayet demokraside, özgürlüklerde, sanayide, ticarette, diplomaside, güvenlikte hayata geçirdiğimiz atılımları ekonomide de gerçekleştirerek milletimizin refahını artıramazsak kazanımlarımızı kalıcı kılamazdık. Bunun için meseleyi temelden ele aldık.”

“IMF’yi bu ülkeden kim çıkardı?”

İktidara gelir gelmez gelişmekte olan ülkelere karşı en önemli vesayet aracı olarak kullanılan IMF reçetelerini bir kenara bıraktıklarını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

“IMF’yi bu ülkeden kim çıkardı? CHP’nin Parti Sözcüsü IMF ile maşallah el ele, kol kola geziyor. Hala geziyor. Çünkü onlar IMF’nin dilinden anlar. Biz ise 23,5 milyar dolar IMF’ye borç vardı, Mayıs 2013’te parasını ödedik ve gönderdik. Biz buyuz. Merkez Bankası’nın döviz rezervi neydi biliyor musunuz? 27,5 milyar dolar. Şimdi 127 milyar dolar. Nereden nereye? İşte uygulandığı her yerde başarısızlıkla sonuçlanan, milleti açlığa, işsizliğe, fakirliğe mahkum eden IMF reçeteleri yerine, kendi kalkınma ve ekonomi programımızın altyapısını inşaya başladık.”

“Dünya ekonomisi 5’ten büyüktür”

Attıkları her adımın, yaptıkları her yatırımın, ülkeye kazandırdıkları her eser ve hizmetin gerisinde, Türkiye’yi ekonomik olarak kendi imkan ve kabiliyetleriyle yoluna devam edebilecek bir konuma çıkarma gayesi bulunduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hatırlarsanız ne zaman biz 23,5 milyar dolar IMF borcunu kapatıp, bir daha bu kuruluşla anlaşma yapmayacağımızı ilan ettik, işte o günden beri başımız beladan kurtulmadı. Niye? Boş durmuyorlar. Küresel güvenlik sistemindeki çarpıklıkları ifade etmek için ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyoruz ya işte ekonomide de aynısını söylüyoruz. IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlar, bunlar üzerinden küresel ekonomiyi haraca bağlayanlara da ‘dünya ekonomisi 5’ten büyüktür’ diyerek karşı çıkıyoruz. Ülkemizdeki mandacı iktisatçılar ve mandacı siyasetçiler ise Türkiye’nin cumhuriyet tarihindeki bu en büyük ekonomik kurtuluş mücadelesini tam tersi gibi göstermeye çalışıyorlar. Yıllarca ülkemize dayatılan para ve maliye politikalarının insanımızı işsiz, şirketlerimizi karsız, devletimizi gelirsiz bıraktığını gözlerden saklamak isteyen bu mandacılar, var güçleriyle üzerimize geliyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bizi üretim, istihdam ve cari denge odaklı bu ekonomi programımızdan geri döndüremeyecekler. Yüksek faizi, enflasyonu, kur tuzaklarını ülkemizin kaderi gibi görenlerin teslimiyetçiliği öğretilmiş bir çaresizliktir. Biz savunma sanayinden sağlığa kadar pek çok alanda bu öğrenilmiş çaresizlik sendromunu aşarak nasıl ülkemizi en ileri seviyelere getirdiysek, ekonomi politikalarında da aynısını Allah’ın izniyle başaracağız.”

Erdoğan, yatırım, istihdam, üretim ve bu politikaların altyapısını 19 yıldır inşa ettiklerini belirterek, salgınla birlikte ortaya çıkan küresel ekonomik krizin bu dönüşümü hızlandırma ve neticelendirme fırsatı verdiğini ve yaptıklarının bu fırsatı değerlendirme olduğunu anlattı.


“19 yıldır bu ekonomi politikasının hazırlıklarını yapıyoruz. Artık ülkemiz ekonomisinin kronik hastalıklarını azaltma değil tedavi etme aşamasına geçtik. Hiç endişe etmeyin, şirketlerimiz daha çok kazanacak, çalışanlarımız daha iyi ücret alacak, bireylerin bundan sonraki süreçte eli bolluk içinde olacak. Milletimizin 2023’te tercihini mandacı iktisatçı ve siyasetçilerden yana değil büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasından yana kullanacağına yürekten inanıyorum.” dedi. 

“Biz yüksek faize halkımızı da çiftçimizi de ezdirmeyeceğiz”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Faizleri yüzde 1’e indiren kanunun teklifinin Meclise getirilmesi halinde destek vereceğim” dediğini anımsatan Erdoğan, “Dün faizleri 7 bin 500’lere çıkaranlar bugün ‘Kanun çıkarın faizleri yüzde 1’e indirin.’ diyor. Kim diyor bunu? Bay Kemal diyor ki ‘Kanun çıkarın faizleri yüzde 1’e indirin’. Bir gün geliyor, bunu söylüyorsun, ardından da diyorsun ki ‘Faizleri yükseltin.’ Yemezler, yemezler. Bu faizler düşecek. Biz yüksek faize halkımızı da çiftçimizi de ezdirmeyeceğiz.” ifadesini kullandı.

Milletin geleceğini kurtaracak bir büyük dönüşümün sancılarını yaşarken kendisiyle dalga geçenlerden bunun hesabını elbette soracağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayata geçirdikleri yeni ekonomi politikasının gerisinde 19 yıldır yaptıklarının olduğunu söyledi.

Son 19 yılda değişik alanlarda yaptıkları hizmetleri sıralayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:

“Eğitimde, ülkemizin 81 vilayetini üniversitelerle donatarak 76 üniversiteden aldık 207 üniversiteye çıkardık. 28 Şubat’ta kapısına kilit vurulmaya çalışılan mesleki eğitimi yeniden canlandırarak okullarımızın ve öğretmenlerimizin sayısını artırarak tarihimizin en güçlü insan kaynağı altyapısını oluşturduk. ‘Sağlık’ dedik. Şehir hastanelerimizde, devlet hastanelerinde 1 milyon 200 bini bulan sağlık personelimizle vatandaşlarımıza dünyanın en kaliteli, en hızlı, en ucuz sağlık hizmetini veren bir sistemi hayata geçirdik.

‘Adalet’ dedik. Hizmete aldığımız en modern donanımlara sahip adalet saraylarıyla, hakim, savcısından destek personeline kadar artırdığımız insan gücüyle yenilediğimiz, yasalarımızla, içeride ve dışarıda herkese güven veren bir yargı sistemi oluşturduk. ‘Güvenlik’ dedik. Terör örgütlerinin, mafyanın, çetelerin kol gezdiği Türkiye’nin herkesin kendini evinde, iş yerinde, sokakta, her yerde güvende hissettiği eman beldesi haline getirdik. Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde biz var mıyız? Teröristleri buralara gömdük mü? Ama bunlar öyle durup dururken olmadı. Sizler bize inandınız, biz de size inandık ve bu teröristleri gömdük.”

“Ülkemizi, büyük atılımına uygun ulaşım altyapısıyla donattık”

Ulaşım alanındaki hizmetlere de değinen Erdoğan, “Uzunluğunu 6 bin 800 yüz kilometreden aldığımız ama şimdi 28 bin 200 kilometreye çıkardığımız bölünmüş yollarıyla, otoyollarıyla, tünelleriyle, köprüleriyle, baştan sona yenilediğimiz tren hatlarıyla hızlı tren projeleriyle dünyanın en yaygın ve ekonomik hava yolu ağıyla. Hava yolunu nereden aldık? Bakın çok önemli, bu konuda da Türkiye, şu anda çağ atladı. Limanlarıyla ülkemizi, büyük atılımına uygun ulaşım, altyapısıyla donattık.” diye konuştu.

Enerji alanındaki çalışmaları da anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hidroelektrik santralleriyle, güneş enerjisi tarlalarıyla, rüzgar enerjisi tepeleriyle, doğal gaz borularıyla vatan topraklarının her karışını kalkınma ihtiyacımıza cevap verebilecek elektrik hatlarıyla ördük.” dedi.

Sanayide Türkiye’nin her şehrine yayılan organize sanayi bölgelerinin sayılarını 326’ya çıkardıklarını hatırlatan Erdoğan şunları kaydetti:

“Dünyanın gıptayla takip ettiği savunma sanayi sektörümüzde girişimcilerin önünü açan teşvik ve destek sistemimizle Çin’le Avrupa arasında en büyük ve modern sanayi altyapısını kurduk. ‘Ticaret’ dedik. Çalışan, üreten, alan, satan herkesin yanında yer alarak ülkemizin ihracatını nereden aldık biliyor musunuz? 36 milyar dolardan aldık, nereye çıkardık? 216 milyar dolara çıkardık. Nereden nereye. Ülkemizi 2008 ve 2019 küresel kriz yılları dışında hep büyüttük. ‘İstihdam’ dedik. Nüfusumuz 2002’ye göre yüzde 31 arttığı halde istihdamı yüzde 36 artırarak insanlarımıza iş ve aş sağladık.

‘Tarım’ dedik. Çiftçimizi, hayvancımızı, ormancımızı destekleyerek ülkemizi tarımsal hasılada dünyada 10. sıraya çıkardık. Yeryüzünün her köşesine yıllık 60 milyar dolarlık tarım ürünü ihracatı yaptık. Şimdi gelirken traktörleri, çiftçilerimizi gördüm. Allah’ıma hamdettim. Elhamdülillah, çiftçilerimiz traktörlerimizle birlikte artık Türkiye, dimdik ayakta ve istikrarla yoluna devam ediyor.”

“Savunma sanayinde yaptığımız iş Amerika’yı yeniden keşfetmek değil”

Çevrede, şehircilikte, sporda, sosyal yardımlarda, kültürde, sanatta ve her alanda ülkeyi Cumhuriyet tarihinin en üst seviyesine çıkardıklarını ifade eden Erdoğan, Türkiye’nin kurdukları bu güçlü altyapı üzerinde artık para ve maliye politikalarını, kendi ihtiyaçlarına, kendi hedeflerine, kendi vizyonuna uygun belirleyecek ve uygulayacak düzeye geldiğini kaydetti.

Savunma sanayinde yüzde 20 olan yerlilik seviyesinin şimdi yüzde 80’lere çıktığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayinde yaptığımız iş Amerika’yı yeniden keşfetmek değil; gelişmiş, büyümüş, zenginleşmiş ülkeler ne yapıyorsa onu kendi şartlarımıza, kendi imkanlarımıza uyarlayarak yeni bir yol haritası çizmektir.” dedi.

Mandacı iktisatçı ve siyasetçilerin bu tabloyu yok saydığını söyleyen Erdoğan şöyle devam etti:

“Bunun yerine küresel enerji, gıda, ham madde başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki yükselişin sebep olduğu fiyat artışlarının faturasını bize çıkarmaya çalışıyorlar. Buna inanıyor musunuz? Yetmiyor, iktisadi ve mantıki hiçbir temeli olmayan döviz kuru hareketleri üzerinden karanlık senaryoları üretmek için çırpınıyor. O da yetmiyor. Milletimizi paniğe ve karamsarlığa sürükleyerek ülkenin felaketinden, siyasi çıkar devşirme kurnazlığına yelteniyorlar. Bunlarca yıldır bu mandacıların kendilerine sunulan hazır reçeteler dışında ülkenin ve milletin hayrına bir politika, proje, eser, hizmet üretme kaygıları da gayretleri de olduğu görülmemiştir.

Maalesef bunlar, daha Türkiye’nin nasıl bir güce, imkana ve altyapıya sahip olduğunu dahi bilmeyecek kadar cahiller, daha doğrusu şuursuzlar. Cehalet bilgiyle zaman içinde giderilebilir ama bunların kimi zaman ihanet derecesine varan gafletleri bakidir. Bizim tek hedefimiz insanımızın işine, aşına, geleceğine sahip çıkmaktır. Yüksek faizmiş, düşük kurmuş, IMF reçeteleriymiş, küresel siyaset ve para baronlarının şantajlarıymış; bunların hiçbiri bizim için insanımızın işinden, aşından, geleceğinden daha önemli değildir. İşte bunun için dünyada gelişmekte olan ülkeler üzerinde yıllarca oynanan enflasyonu yükseltip faizleri artırarak ekonomiyi sıcak paraya boğup sonra faizler ve kurlar düşünce yüzde 40, yüzde 50 kârlarla çıkma oyunun önünü kesecek adımları attık.”

“Türkiye’nin önünü kesmek için atılan her adımın bir bedeli var”

Yapısal reformlardan, hukuktan, eğitimden, kaliteden, verimden güvenden bahsedenlerin aslında hepsinin Türkiye’de mevcut olduğunu bildiklerini belirten Erdoğan, bunların kendi mandacı ekonomi politikalarının batışına ağıt yaktıklarını söyledi.

Bu politikayı tersine çevirmek için küresel tetikçilerden medyaya kadar ellerindeki tüm silahları devreye soktuklarının aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama Türkiye artık 1970’lerin, 1990’ların Türkiye’si değil, Türkiye’nin önünü kesmek için atılan her adımın bir bedeli var.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Birileri, bu bedeli bir süre öder ama sonra dönüp kendi işine bakar. Bizim mandacı iktisatçılar ve siyasetçilerde kabak gibi ortada kalır. Biz bunu vesayetle mücadelemizde gördük. Biz bunu, terörle özellikle mücadelemizde gördük. Biz bunu, darbecilerle mücadelemizde gördük. Onların yanlarında kimler vardı kimler. Biz milletimizle birlikte kararlı bir şekilde yolumuza devam edince hepsi de acınası bir halde ortada kaldı. Bugün faiz, kur, enflasyon üzerinden ahkam kesenlerin yarın havaya bakıp ıslık çalarak bambaşka mecralara yelken açacaklarından hiç kuşkunuz olmasın. Çünkü bunlar dün İstanbul Boğazı’na yapılan her köprüye karşı çıkmış, sonra da onları ilk kullanmış kişilerdir. Biz Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptık mı? Yaptık. Denizin altından Marmaray’ı yaptık mı? Yine denizin altından Avrasya Tüneli’ni yaptık mı? Osmangazi Köprüsü’nü yaptık mı? Niye yaptık? İstanbul’dan İzmir’e gelinsin diye. Peki, bunların diktikleri bir ağaç var mı? Bunlar Marmara’ya da karşı çıktılar. Sonra ondan en çok istifade etmiş kişiler oldular. Bunlar dün İstanbul Havalimanı, İstanbul-İzmir Otoyolu başta olmak üzere nice büyük projelere karşı çıkmış, sonra da onları en çok kullananlar oldular.”

“En çok onlar istifade ediyor”

Taksim’e yeni Atatürk Kültür Merkezi’ni yaptıklarını bu merkeze de önce karşı çıkıldığını aktaran Erdoğan, “Ama şimdi sağ olsun bize bile bırakmıyorlar. En çok onlar istifade ediyor.” açıklamasında bulundu.

Ziya Paşa’nın “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.” sözünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların akıl, vicdan, ahlak, bilgi, vizyon seviyelerini, dün karşı çıktıkları işlere bakarak rahatça ölçebilirsiniz. Lafı hiç uzatmaya gerek yok. Sadece şu tablo bile mandacı iktisatçı ve siyasetçilerin foyalarını ortaya dökmeye yeterlidir.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri, insanları işsiz kalmasın diye enflasyona ve faize bakmadan ne gerekiyorsa yaparken onları alkışlayanlar, Türkiye benzer yöntemleri kullandığında felaket tellallığına soyunuyorlar. Çünkü bunlar, doğru yanlış bakmadan kendilerine verilen vazifenin gerektirdiği her şeyi söyler ama asıl gerçekleri asla dile getirmezler. Mesela bunlar, her türlü para ve maliye politikasını kullanarak demokrasi, hak ve hukuk tanımadan, kendini dünyanın üretim ve finans merkezi haline getirenleri hiç konuşmazlar. Mesela bunlar, para musluklarını 10 yılda 10 kattan fazla açanlara bunun sebebini sormazlar. Mesela bunlar, küresel finans krizinin yaşandığı 2008’den beri, defalarca politika değiştirenlerin niye böyle yaptığını sorgulamazlar. Mesela bunlar, salgın döneminde savrulmalar yaşayan gelişmiş ülkelerin nasıl bu duruma düştüklerini anlamaya çalışmazlar. Mesela bunlar, dünyada yaşanan para bolluğunun ve yüksek enflasyonun analizini yapmazlar. Mesela bunlar, Almanya başta olmak üzere avro bölgesinin istihdamı korumak için hangi politikayı izlediğini takip etmezler. Mesela bunlar, uluslararası fiyatların, ÜFE bazında üçte birden fazla artışının yol açtığı sonuçları dikkate almazlar. Mesela bunlar küresel krizden kendini korumak isteyen herkesin gelişmişlik düzeyine bakmaksızın parasının değerini düşük tutup cari fazlasını artırmayı, böylece istihdamını korumayı sağlamaya çalıştığını görmezler. Buna karşılık aynı kesimler. Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı ve kararlı ekonomi politikası değişikliğini, kah patates soğan, kah faiz, kur, enflasyon, kah tencere tava hep aynı hava, deyip giderler.”

“1923’te başaramadıkları gibi 2023’te de başaramayacaklar”

Menemen’den tüm vatandaşlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlara verilen görev, emperyalistlerin 1923’te bozulan oyununu, 2023’te tekrar devreye almaktır. Allah’ın izni ve milletimizin dirayeti ile 1923’te başaramadıkları gibi 2023’te de başaramayacaklar. Biz bu ekonomi politikasını öyle akşamdan sabaha düşünüp hayata geçirmedik. Tam 19 yıldır bunun hazırlıkların yapıyoruz. Artık ülkemiz ekonomisinin kronik hastalıklarını, etkilerini azaltma değil, tamamen tedavi etme aşamasına geçtik.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 yılda kurdukları alt yapıyı başlıkları ile hatırlattığını dile getirerek, şunları kaydetti:

“Hiç endişe etmeyin, şirketlerimiz daha çok kazanacak, çalışanlarımız daha iyi ücret alacak, esnafımız daha iyi kazanacak. Bunun yanında ülkemizdeki bireylerin inşallah bundan sonraki süreçte eli bolluk içerisinde olacak. Hiç endişeniz olmasın. Ben halkıma inanıyorum, halkıma güveniyorum. Türkiye büyüyecek, gelişecek, zenginleşecek, işte bunun 2023 çok önemli. Milletimizin 2023’te tercihini mandacı iktisatçı ve siyasetçilerden yana değil büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasından yana kullanacağına yürekten inanıyorum. Bay Kemal mandacı siyasetçi. Bay Kemal kimlerle yürüyor? Terör örgütünün yandaşları ile yürüyor. Benim hanım kardeşlerimiz, benim genç kardeşlerim bu terör örgütlerine prim verir mi? Vermez, çünkü biz milliyiz, biz yerliyiz, çünkü biz Türkiye’yiz. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, hep birlikte kardeş olacağız. Türkiye olacağız.”

Notlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreni için geldiği İzmir’in Menemen ilçesinde vatandaşlar tarafından karşılandı. Cumhuriyet Meydanı’na giderken bindiği otobüs sık sık durdurulan Erdoğan, vatandaşlarla hatıra fotoğrafı çektirirken, çocuklara oyuncak dağıttı. Erdoğan’ın bir bebek ve ailesiyle otobüste hatıra fotoğrafı çektirdi. Vatandaşların evlerinden ve işyerlerinden Erdoğan’a karanfiller attığı görüldü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından beraberindekilerle kurdele keserek yapımı tamamlanan eserlerin toplu açılışını gerçekleştirdi.

Törene, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti Grup başkanvekilleri Mahir Ünal ve Cahit Özkan, İzmir milletvekilleri ile AK Parti İl Başkanı Kerem Ali Sürekli de katıldı.

Bu arada, törenin yapıldığı Cumhuriyet Meydanı’nda asılı “Ekonomik kurtuluş savaşında reisimizin yanındayız”, “Oyunun farkındayız, devletimizin yanındayız” yazılı pankartlar dikkati çekti.

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

KKM Dönemi Bitiyor mu? Merkez Bankası Vites Yükseltti

Yayınlanma:

|

21 Haziran 2025 tarihli Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) basın duyurusu ile makroihtiyati çerçevede yapılan değişiklikleri ve bunların Türk lirasına geçişi destekleme amacı ile değişikliğe gitti:

Düzenlemelerin anlamını madde madde şöyle açıklayabiliriz:

 1. TL Mevduat Payı Hedefleri

  • Gerçek kişi TL mevduat oranı %60’ın altında olan bankalar için hedef artırıldı.

  • %60-%65 arasında olan bankalara ise aylık %0,4 puan artış hedefi getirildi.

    • Bu düzenleme, bankaların TL mevduat toplamını artırmalarını teşvik ediyor. TL’ye geçiş hızlandırılmak isteniyor.

2. KKM Zorunlu Karşılık Oranı Arttırıldı

  • Kur Korumalı Mevduat (KKM) için zorunlu karşılık oranı %33’ten %40’a çıkarıldı.

    • Yani bankalar artık daha fazla karşılık ayırmak zorunda, bu da KKM’yi daha maliyetli hale getiriyor.

    • Dolayısıyla KKM’den çıkış teşvik ediliyor, TL vadeli mevduata geçiş isteniyor.

3. KKM Faiz Sınırlaması Gevşetildi

  • KKM hesaplarında uygulanabilecek asgari faiz oranı, politika faizinin %50’si yerine %40’ı olarak belirlendi.

    • Bankaların KKM’ye uygulayacağı faiz düşürülebilecek. Yine KKM’nin cazibesi azaltılıyor.

4. KKM’den TL’ye Geçiş

  • KKM’den TL mevduata geçişi teşvik için hedef korunurken, KKM’nin yenilenmesi sınırlandırılıyor.

    • Bu, KKM’den TL’ye dönüşü zorunlu ve sürekli hale getirmeye yönelik bir adım.

5. TL Mevduata Geçişi Kolaylaştırıcı Adım

  • 1 aydan uzun vadeli ve değişken faizli TL mevduat açılmasına izin verildi.

    • Faiz endeksleri (TÜFE, ÜFE, TLREF vs.) ile bağlantılı değişken faizli mevduat açılabilecek.

    • Bu, yüksek enflasyon ortamında TL’ye ilgiyi artırmayı amaçlar.

6. Yabancı Para Mevduat Zorunlu Karşılık Oranı Düşürüldü

  • Yabancı para mevduatın TL karşılığı olarak tutulması gereken zorunlu karşılık oranı %4’ten %2,5’e düşürüldü.

    • Bu, bankaların döviz kaynağı üzerindeki yükü biraz azaltır. Ancak genel politika yine TL’ye geçişi desteklemeye yöneliktir.

GENEL DEĞERLENDİRME

Bu adımların genel amacı:

  • Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) çıkışı hızlandırmak,

  • TL vadeli mevduatın cazibesini artırmak,

  • Bankaları TL’yi teşvik etmeye zorlamak,

  • Para politikasının etkinliğini artırmak (yani faiz kararı ile tasarruf kararları arasındaki bağı güçlendirmek).

Resim

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Krizler sıradanlaştı mı? Yatırımcı artık şok olmuyor!

Yayınlanma:

|

Günümüz finans dünyasında yatırımcılar adeta birer kriz savaşçısı haline geldi. Son 30 yılda yaşanan ekonomik, jeopolitik ve finansal sarsıntılar, yatırımcıların reflekslerini keskinleştirdi, risk algılarını yeniden şekillendirdi. Ancak bu “alışma” hali bir bağışıklık mı yoksa rehavet mi, tartışmaya açık.

Şoklara bağışıklık mı kazandık?

Yatırımcılar artık krizleri sadece endişe verici gelişmeler olarak değil, fırsat alanları olarak da görebiliyor. Bunun başlıca nedenleri:

  • Merkez bankalarının krize müdahale refleksleri güçlendi. “FED put” olarak adlandırılan politika sayesinde yatırımcılar diplerde alım yapma cesaretini artırdı.

  • Davranışsal finans bilgisi yayıldı; sürü psikolojisi daha bilinçli değerlendiriliyor.

  • Portföy çeşitliliği arttı: Hisse senetleri, altın, kripto, emtia gibi alternatif yatırım alanlarına yönelim yükseldi.

Ancak bu bağışıklık yanıltıcı olabilir. Tarih defalarca gösterdi ki her yeni kriz kendi doğasını taşır ve eski çözümler her zaman işe yaramaz.

Yakın tarihteki büyük piyasa şokları

Aşağıdaki tablo, son 35 yılda yatırımcıların karşı karşıya kaldığı önemli piyasa şoklarını özetliyor:

Yıl Olay Etkisi
1987 Kara Pazartesi Dow Jones %22 düştü. Panik satışlar algoritmik işlemleri tetikledi.
1997 Asya Krizi Tayland’dan başlayan kriz Asya borsalarını çökertti.
1998 Rusya Krizi – LTCM Hedge fonların sistemik riski ortaya çıktı. FED müdahale etti.
2000 Dot-com Balonu Teknoloji hisseleri %70’ten fazla düştü. Nasdaq çakıldı.
2008 Küresel Finansal Kriz Lehman Brothers battı, dünya resesyona girdi.
2010–2012 Avrupa Borç Krizi Yunanistan ve Güney Avrupa ekonomileri sarsıldı.
2016 Brexit Sterlin tarihi düşüş yaşadı. Avrupa’da birlik tartışıldı.
2020 COVID-19 Piyasalar çöktü. Petrol negatife indi. Genişlemeci politikalar devreye girdi.
2022 Ukrayna-Rusya Savaşı Enerji ve tarım fiyatları patladı, küresel enflasyon başladı.
2023 Bankacılık Krizi (SVB, Credit Suisse) Bankacılık sistemine güven sorgulandı. Risk iştahı azaldı.
2024–2025 İran-İsrail Gerginliği Orta Doğu kaynaklı jeopolitik risk yeniden fiyatlandı.

Yatırımcının yeni refleksleri

Günümüz yatırımcısı geçmişe kıyasla daha stratejik davranıyor:

  • “Buy the dip” (düşüşte al) mantığı benimsendi.

  • Hızlı portföy rotasyonu ve likiditeye yönelim arttı.

  • Algoritmik işlemler sayesinde tepkiler daha hızlı ancak daha volatil.

Tehlike: krizlere alışmak

Yatırımcılar krizlere alıştıkça, bazı tehlikeli eğilimler de doğuyor:

  • Rehavet: “Nasıl olsa merkez bankaları kurtarır” düşüncesi hâkim olabilir.

  • Aşırı risk alma: Kriz sonrası sert yükselişler beklentisiyle riskli varlıklara aşırı yönelim.

  • Gerçek risklerin göz ardı edilmesi: Jeopolitik ya da yapısal riskler yeterince fiyatlanmıyor olabilir.

Bağışıklık mı, körlük mü?

Yatırımcılar şoklara karşı daha hazırlıklı olabilir ancak bu hazırlık, rehavete dönüşmemeli. Finansal sistem her zaman yeni riskler üretmeye devam eder. Bugün yaşanabilecek bir jeopolitik kriz, iklim krizi, siber saldırı veya küresel borç sorunu, piyasaları yeniden sarsabilir.

Bu nedenle yatırımcı için en önemli kural hâlâ geçerli:

“Geçmişteki krizleri hatırla, ama bir sonrakinin farklı olacağını unutma.”

Erol TAŞDELEN-Ekonomist     www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Trump iki hafta süre verdi: İran’a ani saldırı riski ‘şimdilik’ azaldı

Yayınlanma:

|

Yazan:

FED Başkanı Powell’ın yüksek belirsizlik ortamında temkinli davranarak, Trump’ın tarifelerinin etkileri netleşmeden faiz indirimi yapmadığı hatta “şu an ne olacağını kimse bilmiyor, biz de bekleyip göreceğiz.” dedi olağan toplantısının ertesi günü, İsviçre Merkez Bankası politika faizini 25 baz indirerek üç yıl önceki %0 seviyesine geri çekti. Norveç Merkez Bankası ise dün sürpriz bir şekilde politika faizini 25 baz puan indirerek %4,00 seviyesine çekti. Bu, bankanın 2020’den bu yana gerçekleştirdiği ilk faiz indirimi oldu. İngiltere Merkez Bankası ise faizini beklendiği üzere %4,25 seviyesinde sabit bırakırken, gevşemeye açık kapı bırakması dikkat çekti.

Akabinde sahneye çıkan TCMB, jeopolitik gelişmeleri ve tarife savaşlarının getirdiği belirsizliğe işaret edere politika faizini %46 seviyesinde sabit bırakırken, beklentimizin aksine faiz koridorunu simetrik bir hâle de getirmedi. Mevcut belirsizlik ortamında, ihtiyaç olması durumunda, borç verme faizi oranını %49 seviyesinde bırakarak aslında 300 baz puan ilave sıkılaşma esnekliğini korudu. Son günlerde AOFM, TCMB’nin politika faizi olan %46 seviyesine gerilerken, dün BIST repo faizi (TLREF) ise %47 seviyesine yükseldi.

Tansiyonun artmadığı günlerde iş gören faizin %46’ya yeniden gerileyeceğini düşünüyoruz. TCMB’nin şahin bir duruş sergilemesine rağmen, eğer işler önümüzdeki 45 gün içerisinde ‘çirkinleşmezse’, Temmuz toplantısında kuvvetli bir faiz indirim ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu düşünüyoruz! Biraz daha büyük resimden bakarsak, Temmuz’da en az 350 baz puan faiz indirimi beklerken, sene sonu politika faizinin %35 seviyesine gerilemesini bekliyoruz.

Dönelim kararın piyasa yansımasına…  USDTRY kuru dün gün 39,25 seviyelerinde tamamlaması ardından bu sabah, pazartesi valörlü işlemlerde, gerek üç günlük fonlama maliyet gerekse de hafta sonu riski almak istenmemesi nedeniyle ilk işlemlerin 39,65 seviyelerinden eşleştiğini görüyoruz. Yüksek faiz ortamının şirketler üzerinde baskı kurması, finansman maliyetlerinde artışın yarattığı kârsızlık sorunu, üzerine tuz biber olan jeopolitik gelişmeler ve petrol fiyatlarının yüksek seyri, hisse senedi cephesinde havanın bozulmasına neden oldu: BİST100 endeksi günü %1 düşüle tamamlarken, haftanın genelinde şimdilik %2,25 düşüş sergiledi. Ana endekste aşağıda 9,000 yukarıda ise 9,700 oyun sahasının çizgilerini temsil ediyor. Kırdığı yöne doğru hareketin ivme kazanmasını bekliyoruz. CDS risk primi bebek adımları ile 315 baz puan seviyesine yükselirken, TCMB’nin şahin duruşuna paralel iki yıl vadeli gösterge tahvil basit faizi yeniden %40 seviyesinin altına geriledi.

Türkiye ile ilgili paragrafı kapatmadan, TCMB ve BDDK’nın haftalık verilerine de bakmak isterim. 13 Haziran ile sona eren haftada, yurt içi yerleşiklerin parite etkisinden arındırılmış döviz hesapları (DTH) 2,9 milyar dolar artış kaydetti. Bu rakam bir önceki hafta yine kurumsal müşteriler kaynaklı 2,6 milyar dolar azalmıştı. Bu nedenle çok fazla anlam yüklemek istemedik. BDDK verisine göre, KKM hacmi 5,2 milyar TL azalışla 566 milyar TL seviyesine geriledi. KKM hacmi çok küçüldüğünden azalış hızı da iyice ivme yitirdi. KKM’nin toplam mevduat stokundaki payı %2,5 seviyesine gerilerken, DTH ve KKM’nin toplamdaki payı ise önceki haftaya göre önemli bir değişim göstermeden %41 oldu (TL payı ise ~ %59). TCMB’nin 18 Haziran valörlü işlemlerinde net yabancı para pozisyonu yaklaşık 0,6 milyar dolar artışla manşet rakam 24,3 milyar dolar seviyesine geldi (bakınız grafik). Daha geniş bir açıdan bakarsak, sene sonunu ile siyasi iklimin değiştiği 19 Mart arasında 22 milyar dolar biriktiren TCMB, 19 Mart ile 28 Nisan arasında 50 milyar dolar rezerv kaybetmesi ardından yeniden yavaş yavaş rezerv biriktirmeye çabaladığını görüyoruz. Yabancıların menkul kıymet pozisyonu net anlamda 1,1 milyar dolar iyileşirken, hisse senetlerine ilginin yeniden tırmandığını da not edelim.

ABD piyasalarının Juneteenth tatili nedeniyle kapalı olması, Asya seansına net yön vermedi. Bu sabah ABD vadeli işlemlerinde %0,25 oranında düşüşler göze çarparken, yeni gün başlangıcında Pasifik’in diğer ucunda ise iyimser bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Kore ve Hong Kong borsaları %1’in üzerinde yükselirken, gösterge endeks Tokyo borsası, güçlenen YEN nedeniyle yatay bir seyir izliyor. Japonya’da Mayıs ayında çekirdek enflasyon gıda fiyatlarının öncülüğünde yıllık %3,7’ye yükselerek son iki yılın zirvesine çıktığını ve merkez bankasının hedefinin üstünde kalmaya devam ettiği görüyoruz.

İsrail-İran savaşının şiddetlenmesi ve Trump’ın olası ABD müdahâlesine yönelik kararını iki hafta içinde açıklayacak olması, küresel piyasalarda temkinli iyimser bir seyre yol açtı. Petrol fiyatları jeopolitik risklerle desteklense de, Brent bu sabah %2,5 düşüşle 76,80 dolar seviyesine geriledi (son üç haftada yükseliş %19). Benzer bir etkinin kıymetli madenler cephesinde de etkili olduğunu görüyoruz. Altının ons fiyatı hafta genelinde %2,25 düşüşle 3,350 dolar seviyesine gerilerken, gümüşün ons fiyatı ise hafta başı 37,30 dolar seviyesine kadar yükselmesi ardından 35,80 seviyesine geri çekildi. Benzer bir şekilde riskin arttığı son günlerde değer kazanan dolar da (DXY) bu sabah kazanımlarını geri verdi.

Bu arada haftaya yapacağım sunum için çalışırken, Hürmüz Boğazı’nı ve İran’ın ihracatı hakkında derinlemesine araştırma yaptım. ABD ile Çin arasında başlayan jeostratejik rekabetin tetiklediği tarife savaşları tüm haşmetiyle devam ederken, İran’ın ihraç ettiği petrolün %90’ını kim alıyor biliyor musunuz? Evet, Çin! Büyük resimde, daha önce de değindiğim üzere, İsrail’in son dönemde Hamas ve Hizbullah gibi örgütlere yönelik artan operasyonel baskısı, İran’ın askeri ve nükleer altyapısına doğrudan saldırı ile uzun süredir beklenen ancak ertelenen rejimi devirme sürecinin fiilen başlaması, Suriye, Lübnan ve Irak gibi ülkelerdeki güç boşluklarını hep birlikte geniş bir açıdan değerlendirmek gerekiyor. Bu yeni tablonun şimdilik enerji fiyatları ve güvenlik politikaları üzerinden Türkiye’ye olumsuz etkisi ön planda olsa da, İran’ın etkisinin zayıflaması, Türkiye’nin diplomatik ve jeopolitik manevra alanını genişletebilir. Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılarının tasfiyesi, PKK’nın silah bırakma sürecinin hızlanması ve belki de Kıbrıs’a kadar uzanacak daha dengeli bir diplomasi ortamının oluşması gibi olumlu gelişmelerin de önünü açabileceğini düşündüğümüzün altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Tüm bu gelişmelerin belki de en dikkat çekici sonuçlarından biri ise, Çin’in enerji arz güvenliği açısından daha kırılgan ve dışa bağımlı hâle gelmesidir.

Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye cephesinde tüketici güven endeksi ve merkezi yönetim borç stoku, dışarıda ise İngiltere’de perakende satışlar ve ABD Philadelphia FED endeksi takip edilebilir. Herkese güzel bir hafta sonu dileriz.

TCMB net döviz pozisyonu (tüm swaplar ve hazine dövizleri hâriç)

1750393777de952173ce1360eb447297a426318bf9_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.