Connect with us

ŞİRKETLER

Derbinin galibi Fenerbahçe

Fenerbahçe, Spor Toto Süper Lig’in 13. haftasındaki derbi maçta ezeli rakibi Galatasaray’ı 2-1 yendi.

Yayınlanma:

|

Galatasaray, Spor Toto Süper Lig’in 13. haftasındaki derbi maçta ezeli rakibi Fenerbahçe’yi konuk etti.

Maçın 11. dakikasında Galatasaray gole yaklaştı. Kerem Aktürkoğlu’nun pasında topla buluşan Feghouli’nin sağ çaprazdan ceza sahasına girdikten sonra yaptığı vuruşta kaleci Berke Özer meşin yuvarlağı kornere çeldi.

16. dakikada Galatasaray öne geçti. Kendi yarı alanından aldığı topla hızlı çıkan Kerem Aktürkoğlu, pasını Morutan’a verdikten sonra ceza sahasına koşusunu sürdürdü. Çok adamla gelen sarı-kırmızılılarda ceza yayı içinde Morutan’dan yeniden topu alan Kerem, penaltı noktası gerisinden yaptığı plase vuruşla meşin yuvarlağı filelerle buluşturdu: 1-0

20. dakikada İrfan Can Kahveci’nin ceza yayının solundan çıkardığı sert şutta meşin yuvarlağı kaleci Muslera kontrol etti.

31. dakikada Fenerbahçe beraberliği sağladı. Galatasaray’ın rakip yarı alanda tüm oyuncularıyla baskı kurduğu sırada topu alan İrfan Can Kahveci, kendi yarı sahasından savunmanın arkasına sarkan Mesut Özil’e uzun ve isabetli pas gönderdi. Uzun süre meşin yuvarlağı süren Mesut, ceza sahasına girdikten sonra kaleci Muslera ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda yaptığı vuruşla ağları havalandırdı: 1-1

Karşılaşmanın ilk yarısı, 1-1 sona erdi.

İkinci yarı

57. dakikada Galatasaray ikinci gole çok yaklaştı. Kerem Aktürkoğlu’nun pasında sol kanattan ceza sahasına sokulan Van Aanholt, kaleci Berke Özer ile karşı karşıya kaldı. Hollandalı futbolcu, şut çekmek yerine pasını kale sahası önüne hareketlenen takım arkadaşlarına çıkardı. Ancak savunmaya hızlı dönen Kim Min-jae, Halil Dervişoğlu’ndan önce müdahale ettiği topu taca atarak rakibinin fileleri havalandırmasına engel oldu.

62. dakikada hızlı gelişen Fenerbahçe atağında Mert Hakan Yandaş’ın pasıyla ceza sahası sağ çaprazında topla buluşan İrfan Can Kahveci’nin vurduğu meşin yuvarlak, kaleci Muslera’da kaldı.

69. dakikada ani gelişen Galatasaray atağında Taylan Antalyalı, kendi yarı sahasından aldığı topu bir süre sürdükten sonra pasını Cicaldau’ya verdi. Rumen oyuncunun sağ çaprazdan ceza sahasına girdikten sonra uzak direğe yaptığı plase vuruşta, kaleci Berke Özer meşin yuvarlağı kornere çeldi.

78. dakikada Van Aanholt’un soldan ortasında Cicaldau’nun ceza sahası içinde çıkardığı şutta meşin yuvarlak, Kim Min-jae’den döndü.

81. dakikada Galatasaray önemli bir gol fırsatından yararlanamadı. Berkan Kutlu’nun orta saha çizgisinin hemen gerisinden savunmanın arkasına pasında topla buluşan Diagne’nin ceza sahasına girdikten sonra yaptığı vuruşta kaleci Berke, meşin yuvarlağa ayaklarıyla müdahale ederek gole izin vermedi.

84. dakikada Galatasaray’da Mbaye Diagne’nin attığı gol, Video Yardımcı Hakem (VAR) incelemesinin ardından iptal edildi. Van Aanholt’un ceza sahası dışından sol çaprazdan kullandığı serbest atışta Diagne, penaltı noktası gerisinden yaptığı kafa vuruşuyla meşin yuvarlağı filelerle buluşturdu. VAR odasının uyarısıyla pozisyonu saha kenarında izleyen Halil Umut Meler, Diagne’nin kafa vuruşundan önce Berisha’ya faul yaptığı gerekçesiyle golü iptal etti.

90+4. dakikada Fenerbahçe öne geçti. Rossi’nin sağdan pasında topla buluşan Crespo’nun, sağ çaprazdan ceza sahasına girdikten sonra yaptığı sert vuruşta meşin yuvarlak kaleci Muslera’nın müdahalesine rağmen yan direğe de çarparak ağlara gitti: 1-2

Fenerbahçe, karşılaşmadan 2-1 galip ayrıldı.



Fenerbahçe, bu sonuçla puanını 23’e çıkardı. Galatasaray ise 21 puanda kaldı.

Galatasaray deplasmanında üst üste 7. kez yenilmedi

Fenerbahçe, Galatasaray deplasmanında üst üste 7. maçından da yenilgisiz ayrıldı.

Ligde rakibi karşısında deplasmanda son mağlubiyetini 2014-2015 sezonunda yaşayan Fenerbahçe, üst üste 7. maçını da kaybetmedi.

Sarı-lacivertliler, son olarak 18 Ekim 2014 yılında rakibine 2-1 mağlup olmuştu.

Mesut derbide golünü attı

Fenerbahçe’nin dünyaca ünlü yıldız futbolcusu Mesut Özil, Galatasaray derbisinde ilk kez gol sevinci yaşadı.

Ligde 5. kez bir maça bu sezon 11’de başlayan deneyimli oyuncu, attığı bu golle ligdeki gol sayısını 4’e çıkardı.

Crespo siftah yaptı

Fenerbahçe’nin orta saha oyuncusu Miguel Crespo, sarı-lacivertli formayla ilk golüne imza attı.

Sezon başında sarı-lacivertli takıma transfer olan ve istikrarlı forma şansı bulamayan 25 yaşındaki Portekizli orta saha oyuncusu, Fenerbahçe formasıyla ilk gol sevincini Galatasaray karşısında yaşadı.

Mert Hakan cezalı duruma düştü

Fenerbahçe’nin orta saha oyuncusu Mert Hakan Yandaş, cezalı duruma düştü.

27 yaşındaki futbolcu, Galatasaray derbisine 3 sarı kartla çıkmıştı.

Karşılaşma öncesinde sınırda bulunan oyuncu, 35. dakikada gördüğü sarı kartla cezalı duruma düştü.

Mert Hakan, deplasmanda Göztepe ile oynanacak maçta forma giyemeyecek.

Pereira kart gördü

Fenerbahçe’nin Portekizli teknik direktörü Vitor Pereira, derbi karşılaşmasında kart gördü.

İlk yarının bitiş düdüğünün ardından hakem Halil Umut Meler’e itirazda bulunan 53 yaşındaki çalıştırıcı, sarı kartla cezalandırıldı.

Tisserand kızardı

Fenerbahçe’nin tecrübeli stoperi Marcel Tisserand, Galatasaray derbisinde kırmızı kartla oyundan atıldı.

Maçın 24. dakikasında sarı kart gören Tisserand, 83. dakikada ikinci sarı kartını görerek kırmızı kartla oyun dışında kaldı.

Fenerbahçeli oyunculardan büyük sevinç

Fenerbahçeli futbolcular, maçın bitiş düdüğüyle büyük sevinç yaşadı.

Orta sahada toplanan sarı-lacivertliler, daha sonra boş deplasman tribününe giderek sevinç gösterilerinde bulundu.

Fenerbahçeli futbolcular ve teknik ekibin bu sevinç gösterisinin ardından Galatasaraylı taraftarlar rakiplerini protesto etti.

Futbolcular, soyunma odası tüneline giderken yabancı madde atılması nedeniyle zor anlar yaşadı.

Vitor Pereira: Taraftarlarımızın ruhunu sahaya yansıttık

Fenerbahçe’nin teknik direktörü Vitor Pereira, karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında, kendileri için çok önemli bir maça çıktıklarını belirtti.

Maç için çok çalıştıklarını ve iyi hazırlandıklarını vurgulayan Pereira, “Taraftarlarımızın ruhunu sahaya yansıttık. Aile olmak, birlik olmaktan geçer. Takımım çok savaştı, çok çalıştı. 1-0 geri düştük, 10 kişi kalmamıza rağmen maçı çevirdik. Bu yüzden bu sonuç için çok mutluyum.” ifadelerini kullandı.

Galibiyeti hak ettiklerini anlatan Portekizli çalıştırıcı, şöyle devam etti:

“Toplar her zaman direkten dönmez. Her zaman penaltı kaçmaz. Bu şekilde iyi çalışan takımın şansı bir yerde dönecekti. Oyuncularımla gurur duyuyorum. Buraya gerekçe saymaya gelmedim. Şampiyon olmaya geldim. İşlerin iyi gitmediğini düşündüğümde değişiklik yapılması gerektiğini düşünürsem yaparım. Bizim farklı sistemlerde oynamamız gerekiyor. Dörtlü savunmayı çalıştıracak fazla vaktimiz yoktu ama oyuncularım iyi bir performans sergiledi. Ailelerimiz biz acı çektiğimizde acı çekiyor. Biz takım olarak bir aileyiz. Taraftarlarımız bizimle seviniyor, bizimle üzülüyor ama bizim zor zamanlarda birlik olmayı bilmemiz lazım. Ben buraya geri dönerken bu birlikteliği hissettiğim için döndüm.”

Önlerinde çok fazla maç olduğunu ve yine puanlar kaybedebileceklerini aktaran Pereira, “Aile olarak kuvvetli şekilde durabilirsek hedefimize ulaşabiliriz. Ben buraya şampiyon olmaya geldim. Zor zamanlarda birlikte kalmamız gerekiyor. Birlikte olursak sezon sonunda uzun zamandır beklediğimiz şampiyonluğa ulaşabiliriz. Benim için sistemden ziyade önemli olan takım davranışlarıdır. Büyük takım olarak birden fazla sistemde oynamamız gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Uyguladıkları stratejinin kendilerine maç kazandırdığını ifade eden 53 yaşındaki teknik adam, şunları kaydetti:

“Hiç şüphe yok ki başkanın gösterdiği destek çok önemli. Ben ve ekibim daha önce şampiyon olduğumuz takımlarda başkanın desteğinin önemini gördük. Taraftarlarımız çok duygusal, çok tutkulu ve takımlarına aşık. Kimin ne kadar çalıştığını, kulübe ne kadar yardım ettiğini görmek gerekir. Kimse bu evrede şampiyon olmuyor ya da şampiyonluğu kaybetmiyor. Birçok insana göre Trabzonspor şampiyon olarak görünüyor ama daha çok maç var. Biz Avrupa oynuyoruz. Kimse bunu konuşmuyor ama bu çok önemli. Şampiyonlar sezonun bu evresinde belirlenmez, sezon sonunda belirlenir. Kim daha kaliteli, istikrarlı görüntü sergiliyor ve ortaya karakter koyuyorsa o şampiyon oluyor.”

Her takımın kötü anlarının olabileceğini dile getiren Pereira, “Trabzon’da oynadığımız maçta 1 kişi eksik kaldık ve son dakikalarda yediğimiz penaltı golüyle mağlup olduk. 60 dakika 10 kişi oynamıştık ve yorucu bir maçtı. Sonra yine yorucu bir Avrupa maçı oynadık. Sonra Alanya ile oynadığımız maçta çok iyiydik, hak ettik ama olmadı. Bunların hepsi bir hafta içinde oldu. Konya’da 10. dakikada 2-0 yenik duruma düştük. Bu durumda reaksiyon göstermek çok zor. Sadece Fenerbahçe için değil tüm takımlar için çok zor.” şeklinde görüş belirtti.

Konyaspor deplasmanında birçok oyuncusunun sakatlandığını aktaran Pereira, “Kayserispor maçı çok üzücüydü ama bugün cevap verme şansı yakaladık. Futbol budur, sahaya karakter koymanız gerekir ve bu takımda da bu var. Mental olarak içinde olduğumuz dönem bizim için ağırdı. Dışarıdan da baskı geldi ama önemli olan içinizde ne hissettiğinizdir. Biz hep birlikte kaldık ve kulüp için en iyisini istedik. Grup olarak çalıştık ve bugün sahada cevap verdik. Birlik olduğumuzu gösterdik.” diye konuştu.

Pereira, sözlerini Ferdi Kadıoğlu’nun performansına ilişkin şu soruyu yanıtlayarak tamamladı:

“Ferdi, gerçekten çok zeki bir oyuncu. Modern futbol, atak ve defans anında takımların farklı sistemlere dönüşebilmesini öngörüyor. Bu yüzden oyuncularınızın zeki olması ve farklı pozisyonları oynayabilmesi gerekir. Ferdi, geleceği olan, zeki ve kaliteli bir oyuncu. Farklı sistem ve pozisyonlara adapte olabilen bir oyuncu.”

Galatasaray Yardımcı Antrenörü Ateş: Biz Galatasaray’ız, ayağa kalkarız

Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısına, teknik direktör Fatih Terim’in kırmızı kart görmesi nedeniyle yardımcı antrenör Necati Ateş katıldı.

Maç hakkında değerlendirmede bulunan Ateş, “Öncelikle ilk toplantımı böyle yapmak istemezdim. Daha iyi hayal etmiştim. Kazanarak konuşsaydım daha iyi olurdu. Çok pozisyona girdiğimiz, direkten dönen ve kalenin içinden çıkan pozisyonlar oldu. Maça verilmeyen gol ve verilen pozisyonlar damga vurdu. Sonra içeride izlediğimiz zaman aynı pozisyonda bizim golümüzü iptal etti, son dakikada Serdar’ın Berkan’ı itmesini VAR hakeminin çağırmaması inanılır gibi değil. Attıkları birinci golde herkes ofsayta bakıyor ama Kerem’e itme pozisyonu var. Oraya bakılmıyor.” ifadelerini kullandı.

Karşılaşmanın hakemi Halil Umut Meler’in yönetimine eleştiride bulunan Necati Ateş, şöyle devam etti:

“Biz ivme yakalamışız, oyunu oraya yıkmışız, bir pozisyonla değişebiliyor. Hakem bu oyunu maalesef çevirebiliyor. Kerem’in pozisyonunda faul oldu. Avantaj oynatsa ve top bize gelse Diagne’nin pozisyonu büyük ihtimal penaltı. Oyunu okuyamıyor. Kırmızı kart onu kurtaracağı için oyunu durduruyor. Yoksa devamında Diagne’nin pozisyonu penaltı. İptal edilen golde 4 dakika 40 saniye oyun durdu. Süre tuttuk. Sonunda 7 dakika uzatma verdi. Bunları izleyince kenardan hocamız da çok sinirleniyor haliyle. Hocayı atabilmek için kovalıyorlar. Sinirler yükseldiği zaman da atıyor hocayı. Gerçekten sıkıntılı bir maç oynadık. Biz Galatasaray’ız, ayağa kalkarız. İkinci yarıya her zaman iyi başlar ve devamını getiririz.”

Karşılaşmanın ardından Fenerbahçeli futbolcuların saha ortasında yaşadıkları galibiyet sevinciyle ilgili Ateş, “Mutlaka biz orada olayları yatıştırmaya çalıştık. Onlar da çok fazla sevindiler. Oyuncularımızın bazıları sinirlendi. Bakacağız. İkinci yarıda deplasmanda kazandığımız maçta bakalım biz nasıl sevinç yaşayacağız göreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

AA

GÜNCEL

Tek Seferlik Ödeme ile İçerik Platformu: KiVVON İlk Adımı Atıyor

Son yıllarda geleneksel yayıncılığın dönüşümüne tanık oluyoruz. Sosyal medya platformları yükselişteyken tüketiciler, içerik tüketme alışkanlıklarını değiştiriyorlar. Bu değişime yanıt olarak, Türk kökenli Alman girişimci Coşkun Tuna tarafından kurulan KiVVON, Almanya’da yepyeni bir içerik platformu sunuyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Tüketici eğilimindeki değişikliği ortaya koyan anket

Almanya’da yapılan güncel bir anket, tüketicilerin %74’ünün içerikleri okuduktan hemen sonra aboneliklerini iptal ettiğini gösteriyor. Bu, mevcut ödeme modellerine karşı bir hayal kırıklığının açık bir işareti. Yine aynı anket sonuçları, tüketicilerin tek seferlik ödemeyi daha cazip bulmasında abonelik bağımlılıklarından ve tuzaklarından kaçınma eğilimin yattığını ortaya koyuyor. KiVVON da bu duruma basit ve adil bir çözüm sunarak tek seferlik ödeme yöntemini getiriyor. Siz de bu konudaki düşüncelerinizi paylaşmak isterseniz, aşağıdaki bağlantı ile anketin Türkçe versiyonuna katılarak görüşlerinizi paylaşabilirsiniz.

İçerik Üreticileri için Yepyeni Kazanç Fırsatı

Bu strateji, kullanıcıların uzun vadeli taahhütler olmadan kaliteli içerik üreticiliği için ödeme yapmalarını sağlıyor. Platform, net gelirlerinin %80’ini doğrudan içerik üreticilerine dağıtarak, geleneksel reklam gelirlerinin ötesinde yepyeni kazanç fırsatları sunuyor. Bu sayede içerik üreticileri, emeklerinin karşılığını daha adil bir şekilde alabiliyorlar.

İçerik Üreticiliğinin Geleceğini Yeniden Şekillendirme

KiVVON, videolardan podcast’lere ve metinlere kadar çeşitli formatlarda içerikler sunuyor. Kısa ön gösterimlerle merak uyandıran platform, kullanıcıların içeriğin tamamına tek seferlik ödemeyle erişmesine olanak tanıyor. Düzenli kullanıcılar için tek tıkla erişim sağlayan bir cüzdan sistemi de bulunuyor.

Bir Topluluk Oluşturma Hayalimiz Var

“KiVVON’daki misyonumuz, nefret söyleminden ve sahte haberlerden arındırılmış kaliteli içerik üreticiliğini teşvik etmek. Sadece bir platform değil, büyük medya kuruluşlarından bağımsız gazetecilere kadar herkesin hikâyesini anlatabileceği bir topluluk oluşturmayı amaçlıyoruz,” diyor Coşkun Tuna. İçerik üreticilerinin ve tüketicilerin ihtiyaçlarına güçlü bir şekilde odaklanmak, KiVVON’un sadece mevcut medya zorluklarına bir yanıt olmadığını, aynı zamanda gazetecilik ve içerik üreticiliği için sürdürülebilir bir gelecek sunduğunu gösteriyor.

Okumaya devam et

GÜNCEL

1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI TARİHÇESİ, ANLAMI VE ÖNEMİ

1 Mayıs neden kutlanır, nasıl ortaya çıktı, ilk ne zaman kutlandı? Emek ve Dayanışma Günü’nün önemi nedir?

Yayınlanma:

|

Yazan:

“Aşağıda ölüm var, yukarıda açlık. Aşağıdaki ölüm olasılık, yukarıdaki açlık kesin.” Bu sözler, Zonguldak’ta meydana gelen bir göçükte arkadaşlarını kaybeden bir maden işçisine aitti. Bugünlerde, mücadeleye etmekte olduğumuz salgınla birlikte sözler tekrar anlam kazanıyor.

1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI’NIN TARİHİ

1880’li yıllar, ağırlıklı olarak kol emeğinin kullanıldığı ve çalışma şartlarının çok kötü olduğu yıllardı. Küçük çocukların karın tokluğuna çalıştırılması ve 14-15 saate kadar varan iş günleri söz konusuydu, şirketler eşi görülmemiş bir hızla büyürken, işçiler, işyeri güvenliği, sağlık koşulları, örgütlenme ve grev gibi en temel haklarını dahi tanımayan bir siyasi ve hukuki sistem ile karşı arşıyaydılar.

1881 yılında yarım milyon işçiyi temsilen kurulan Örgütlü Meslek ve Emek Birlikleri Federasyonu “8 saatlik iş günü” mücadelesini ülke geneline yaymak ve işçilerin kararlılıklarını göstermek amacıyla mücadeleyi yükseltti..

ABD’nin şikago kentinde 40 bin tekstil işçisinin gerçekleştirdiği eylem kanla bastırıldı. Aynı kentte, bir fabrikada 8 saatlik işgünü için greve çıkan 1400 işçi işten atıldı. Aynı tarihlerde greve çıkanlara ateş açıldı ve 4 işçi yaşamını yitirdi.

Saldırılar, mücadele ateşini söndürmedi, aksine körükledi. ABD ve Kanada’da sendikalar ve diğer örgütlerin yükselttiği mücadele sonucu 1 Mayıs 1886’da yaklaşık 350 bin işçi greve çıktı.

Tarih işçi sınıfının böylesine örgütlü ve kararlı tepkisine ilk kez tanık oluyordu. Tüm ülkede yaşam durdu. ışçiler üretimden gelen güçlerini kullanıyordu.

ışçilerin bu topyekün isyanı, işverenlerin tepkisini çekti. Chicago’da greve çıkan 40 bin işçinin eylemini bastırmak için, saldırılar düzenlendi. ışverenler grev kırmak için sokak çeteleriyle anlaştı. Sokak çeteleri bir taraftan işçilere saldırıyor, bir taraftan da grev kırıcılığı yapıyordu.
Grevci işçilerle sokak çeteleri arasında çıkan kavga sırasında, polisin işçilerin üzerine ateş açması sonucu 4 işçi yaşamını yitirdi.

Hükümet ve işverenler, işçi eylemini kolay kolay içlerine sindiremiyordu. 1 Mayıs sonrası işten atmalar, baskılar yoğunlaştı. Olaylara neden oldukları gerekçesiyle 8 işçi hakkında idam istemiyle dava açıldı.

ışçiler idam cezasına çarptırıldı. Dört yiğit işçi önderi Albert PERSONS, Adolph FISCHER, George ENGEL ve August SPIES, 1 Mayıs 1886 yılında 8 saatlik iş günü mücadelesinde önderlik yaptıkları için idam edildi. Albert PERSONS isimli işçi, özür dileme şartıyla affedileceğinin söylenmesi üzerine, ahkeme heyetinin karşısında tarihe geçecek sözlerini söyledi:

“Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi lduğumdan asılacağım.”

İşçi önderlerinin cenaze törenine yüz binlerce insan katıldı. ABD’de yaşanan bu olaylar uluslararası işçi örgütlerini harekete geçirdi. II. Enternasyonal 1889’da Paris’te düzenlediği kongrede, Amerikan işçilerinin mücadelesini desteklemek amacıyla dünya çapında gösteriler
düzenledi. 1890’dan başlamak üzere 1 Mayıs’ı da, “Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kabul etti.
Türkiye’de 1 Mayıslar işçi sınıfının ilk olarak 1890’da büyük bir mitingle kutlamaya başladığı “birlik, mücadele ve dayanışma günü”, izleyen yıllarda, tüm ülkelerde çoşkulu kutlamalara, büyük mitinglere sahne oldu..

Ama Türkiye’de, uzun yıllar yasaklandı… 1 Mayıs öncesi günlerde aydınlar, sendika yöneticileri, işçiler göz altına alındı…

Bu yıl yapılacak etkinliklere gelecek sayımızda ayrıntılarıyla yer vereceğimizi belirterek geçmişe dönelim ve Türkiye’de 1 Mayıslara bir göz atalım.

İlk 1 Mayıslar Anadolu’da 1 Mayıs ilk kez Osmanlı döneminde 1905 yılında Đzmir’de kutlandı. Đstanbul’da ilk kez 1 Mayıs kutlaması 1910’da yapıldı.

1920 1 Mayısı’nda ışgal idaresinin ve Osmanlı hükümetinin yoğun baskılarına karşın 1 Mayıs İşçi Bayramı olarak kutlandı. ışçiler Haliçten başlayarak Karaköy üzerinden Beyoğlu’na kadar bir yürüyüş yaptılar ve “Bağımsız Türkiye” yazılı bir pankart taşıdılar.

1921’in 1 Mayısı’nda ıstanbul’un hemen tüm işçileri, özellikle şirket-i Hayriye, Seyrü Sefain, Haliç ıdaresi ve Tramvay şirketi çalışanları 1 Mayıs’ı kutladılar.

1923 1 Mayısı’nda çok sayıda yerli ve yabancı işletmede çalışan işçiler greve çıktı. İşçi taleplerinin arasında, “yabancı şirketlere el konulması, 1 Mayıs’ın resmen işçi bayramı olarak tanınması, sekiz saatlik işgünü, hafta tatili, serbest sendika ve grev hakkı” vardı ve birçok işçi tutuklandı.

Cumhuriyet Sonrası 924 1 Mayısı’nı “ışçi Bayramı” olarak kutlayan işçilerin bu eylemi engellenmek istendi. Sekiz saatlik işgünü için bildiri dağıtan birçok işçi tutuklandı.

1925 yılında çıkarılan Takrir-i Sükun Kanunu sonrasında kutlamalara izin verilmedi ve 1935 yılına kadar hemen hemen her yıl ancak gizli kutlanabildi.

1 Mayıs’ın bundan sonraki tarihi “yasak” larla yazıldı. 1935 yılında çıkarılan “Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun” adıyla çıkarılan düzenleme ile “Bahar ve Çiçek Bayramı” olarak genel tatil günlerine dahil edildi.

27 Mayıs 1960’ dan sonra da “yasaklar” yaşandı. Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanunu’nun kabul tarihi olan 24 Temmuz, işçi sınıfına 1 Mayıs’ın yerine bayram olarak dayatıldı. Ancak bu girişimlerin hepsi, kararlı mücadeleler sonucu geri döndü.

Görkemli 1 Mayıslar En kitlesel 1 Mayıs, 1976’da kutlandı. Bu miting DĐSK’in öncülüğünde ve Taksim Meydanı’nda yapıldı. O gün Taksim Meydanı’ nı 400 bin emekçi doldurdu.

Bu yüzden 1977 yılındaki gösterilerin daha bir görkemli kutlanmasından tedirgin olan kesimler bulunmaktaydı… Ama herşeye rağmen Taksim Alanı’na beşyüzbin emekçinin akması engellenemedi… Saat 14.30’da başlayacak olan kutlamalar için alan, sabahın erken saatlerinde itibaren dolmaya başladı. ışçiler, emekçiler, öğrenciler, kadınlar, çocuklar… bayramlarına sahip çıkmış, coşkularını donanmış ve alanları özgür ruhlarıyla doldurmaya başlamıştı. Taksim alanında, iğne atsan yere düşmeyecek bir katılım vardı. Dönemin DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in konuşmasının sonlarına doğru çevredeki binalardan halkın üzerine ateş açıldı. Yaşanan paniğin ardından 37 insanımız yaşamını yitirdi ve 200’den fazla yaralı vardı.

1978 yılında, önceki yıl yitirilen 37 insanın acısını içinde yaşayan yüzbinler yine Taksim Alanı’ndaydı…

1979 yılında Sıkıyönetim Komutanlığı Đstanbul’da mitinge izin vermedi. Đzmir Konak Meydanı’nda kutlandı.

80 sonrası 12 Eylül Askeri darbesinin yasaklar zincirinde 1 Mayıs da yeralıyordu. Böylece yeni bir yasaklı dönem başladı. Ama tüm yasaklara rağmen; kısa süreli iş bırakmalar, bayramlaşmalar ve bildiri dağıtılması gibi etkinliklerle, bu onurlu günün anısının belleklerden silinmesine izin verilmedi…

1987: 7 yıllık aradan sonra sendikalar öncülüğünde bazı milletvekilleri, aydın, sanatçı ve bilim adamları ile birlikte yaklaşık 1000 kişilik bir grup Taksim AnıtıGna 1 Mayıs şehitlerini anmak üzere çelenk bırakmak istediler. Polis sadece milletvekillerinin araçla anıta ulaşmasına
izin verdi.

1989: Taksim’de biraraya gelen kitleye saldırıldı. Mehmet Akif Dalcı isimli bir işçi yaşamını yitirdi.

1990: Yine Taksim’e yürümek isteyenlere izin verilmedi. Çıkan çatışmada ĐTÜ Öğrencisi Gülay Beceren felç oldu.

1996: 1980 sonrasının en kitlesel mitingi gerçekleştirildi. Kadıköy’ü dolduran yaklaşık 150 bin insan toplandı ama yine açılan ateş sonrası 3 kişi yaşamını kaybetti.

İzleyen yıllarda da emekçiler ve emek dostları, Kadıköy ve ardından şişli Abide-i Hürriyet Meydanında, kitlesel katılımlarla yapılan kutlamalarda, bayramlaştılar, taleplerini dile getirdiler…  (Kaynak: Birleşik Metal-ış Dergisi, Sayı 2’den)

1 Mayıs kutlamalarının simgesel mekanı: Neden Taksim?

Türkiye, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı kutlamalarına yine “Taksim” tartışmasıyla giriyor.

İşçi örgütlerinin ve siyasi partilerin ısrarına rağmen devlet, son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün akşam “Taksim miting alanı değildir. Muhalefet ve bazı marjinal yapılar, 1 Mayıs’ın bayram havasına gölge düşürmeye çalışıyor” cevabında karşılık bulan tutumunu değiştirmedi ve meydanda kutlamaya izin vermedi.

Taksim Meydanı’nın simgesel önemine vurgu yapan meslek örgütleri ve siyasi partiler, saat 10.00’da Saraçhane’de toplanarak meydana yürüme kararı aldı.

İşçi hareketi ve sosyalist-sol siyaset Taksim’de neden bu kadar ısrarcı?

1 Mayıs kutlamalarının Taksim Meydanı’nda yapılmasına atfedilen önem için en çok, kalabalığa ateş edilmesiyle çıkan izdihamda 34 kişinin öldüğü 1977’deki “kanlı 1 Mayıs” referans gösterilse de, Taksim’in gençlik hareketinin simgesel mekânı haline gelmesi daha eskiye dayanıyor.

Temmuz 1968’de üniversite öğrencileri, Amerikan 6. Filo’sunun İstanbul’a ziyarete gelmesini protesto etmişti. Bu olaylar sonrasında polis Teknik Üniversite yurdunu basmış ve Vedat Demircioğlu adlı Hukuk Fakültesi öğrencisi öldürülmüştü. Baskının sabahında öğrenciler protesto amacıyla Taksim Meydanı’na çıkmıştı.

Gençlik hareketinin eylem mekânı olan Beyazıt Meydanı, 1965’ten sonra Taksim’e kaydı. 6. Filo’nun yine İstanbul’a gelmesi nedeniyle 16 Şubat 1969’da gerçekleştirilen “Emperyalizme ve Sömürüye Karşı İşçi Yürüyüşü’ne” 30 bin kişi katılmıştı. Bu, o güne kadarki en kalabalık yürüyüştü. Ancak Beyazıt’tan yola çıkan kitle Taksim’e geldiğinde aşırı sağcıların saldırısına uğradı, iki kişi öldü ve onlarca insan da yaralandı. Tarihe Kanlı Pazar olarak geçen bu eylemin failleri bulunamadı. Ancak Taksim artık siyasi bir mevzi haline geldi.

DİSK, her yıl 1 Mayıs'ta Taksim Meydanı'na yürümek isterken, yoğun güvenlik önlemleri alınıyor.
DİSK, her yıl 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’na yürümek isterken, yoğun güvenlik önlemleri alınıyor.

12 Mart 1971 Muhtırası sonrasında arayışa giren sosyalist ve işçi hareketi, Cumhuriyet tarihinde 50 yıldır yapılamayan 1 Mayıs kutlamalarını meydanlara taşımak istediğinde akla ilk gelen yer Taksim Meydanı’ydı. 1976’da Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) organizasyonuyla düzenlenen kitlesel kutlamayla meydan, mekân olarak da belleklere yerleşti.

1969’da olduğu gibi, 1977’deki kanlı 1 Mayıs sonrasında da fail bulunamadı; kalabalığa ateş edenlerden hiçbiri tutuklanmadı, kimse yargılanmadı.

Taksim Meydanı, 1 Mayıs kutlamasına 32 yıl sonra izin verildiği 2010’da coşkulu bir kitleyi ağırlamış ve gerilim yaşanmamıştı.
Taksim Meydanı, 1 Mayıs kutlamasına 32 yıl sonra izin verildiği 2010’da coşkulu bir kitleyi ağırlamış ve gerilim yaşanmamıştı.

Uzun yıllar süren yasak

1978’deki yine geniş bir katılımla gerçekleşen kutlama sorunsuzdu. Ancak 1979’da dönemin Sıkıyönetim Komutanlığı kutlamaya izin vermedi ve meydanın uzun yıllar sürecek yasağı böylece başladı.

1989’da polis, meydana çıkmak isteyen grupları engelledi, çatışmalar yaşandı. Mehmet Akif Dalcı isimli işçi hayatını kaybetti.

2007’de DİSK, 1977 olaylarının 30. yılı nedeniyle kutlamalar için Taksim’e dönme isteğini gündeme getirdi. Ancak izin verilmedi ve polis meydana çıkmak isteyenlere müdahale etti. Aynı görüntü 2008’de de tekrar etti.

DİSK meydan için ısrarını sürdürdü. 2009’da 1 Mayıs resmi bayram ilan edildi. O yıl da, sabahın erken saatlerinden itibaren farklı yönlerden Taksim’e çıkmak isteyen gruplar ve polis çatıştı. Ancak öğleden hemen sonra polis barikatı açtı ve 32 yıl sonra bir grup meydandaki Cumhuriyet Anıtı’na ulaştı.

Grupların yıllar sonra Taksim’e girdiği 2009’da meydan bir süre sonra boşaltılmıştı. Halk, Taksim Cumhuriyet Anıtı’na bırakılan çelenklerden “hatıra” çiçekleri almıştı.
Grupların yıllar sonra Taksim’e girdiği 2009’da meydan bir süre sonra boşaltılmıştı. Halk, Taksim Cumhuriyet Anıtı’na bırakılan çelenklerden “hatıra” çiçekleri almıştı.

2010’da kutlamalar için izin çıktı. 2010 ve takip eden iki yıl boyunca meydanda coşkulu kutlamalar yapıldı.

Üç yıl devam eden sorunsuz kutlamaların ardından 2013’te, Taksim Meydanı’nı yenileme çalışmaları gerekçe gösterilerek izin verilmedi. O ve devam eden yıllarda meydana yürümek isteyen gruplarla polis arasındaki mücadele görüntüleri tekrar etti.

12 Ekim 2023’te Anayasa Mahkemesi, 2014 ve 2015’te Taksim’deki 1 Mayıs kutlamalarının yasaklanmasının “hak ihlali” olduğuna hükmetti. (VOA)

Okumaya devam et

ŞİRKETLER

Konyalı enerji devi iflas etti!

Yayınlanma:

|

Yazan:

2011 yılında kurulmuş ve kurulduğu günden bu yana enerji ve inşaat sektörlerinde faaliyet gösteren firmanın ekonomik sorunlardan dolayı iflas etti.

Onlarca projeye imza atan firmanın ismi Alka Enerji. Konya 1. İcra Dairesi tarafından ilan.gov.tr’de bu firmaya ilişkin bir ilan yer aldı.

Mahkeme kararı şu şekilde:

Müflis: (iflas Nedeniyle) Tasfiye Halinde Alka Enerji İnşaat Personel Belgelendirme Kalibrasyon Eğitim San. Ve Tic. Ltd. Şti – 0530495292 İflas kararı kesinleşmiştir. Müflis hakkındaki alacak ve istihkak iddialarının tahkik ve tetkik işlemi bitmiş olup İcra ve İflâs Kanununun 206 ve 207 nci maddeleri gereğince düzenlenen 04/04/2024 tarihli alacaklılar sıra cetveli tanzim edilmiş ve incelemeye sunulmuştur.
Alacağın esasına ve miktarına ilişkin itirazların (15) gün içinde iflâsa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesinde dava yoluyla ileri sürülebileceği; yalnız sıraya ilişkin itirazların ise (7) gün içinde şikâyet yoluyla icra mahkemesinde ileri sürülebileceği,
İkinci alacaklılar toplantısının 22/05/2024 günü saat 14:30’da Konya 1. İcra – İflas Müdürlüğünde, (Katılımın yoğun olması durumunda, Konya Adliyesi CBlok 1. Kat Konferans Salonunda veyaC Blok, 3. Kat. Mavi Salonda) yapılacağı, alacaklıların bu toplantıya gelmeleri veya yetkili bir vekil göndermeleri lüzumu İcra ve İflâs Kanununun 166, 206, 207, 232, 234, 235 ve 309/d maddeleri gereğince ilân ve tebliğ olunur.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.