Connect with us

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

‘EKOTURİZM’ diyen inşaat simsarları Çanakkale genelinde talana hazırlık yapıyor

İşin içinde Beton var, inşaat var, doğaya zarar var, talan var, rant var ama adı : EKOTURİZM! Kelimesi olarak kulağa hoş gelse de şu an elini ovuşturan bir takım rant simsarları Başta Bozcaada, Gökçeada koyları olmak üzere Çanakkale’nin her tarafına çöreklenmek için hazırlık yapıyor. İşin içine Belediyeler de dahil edilerek yapılıyor üstelik bu hazırlık. Truva Savaşlarında bile alan edilemeyen bölge modern Truva Atları ile dolmuş durumda. Seçkin Sağlam Duvar gazetesinde yayınladığı bir yazı ile konuyu ele aldı.

Yayınlanma:

|

Çevreciler, Çanakkale’de ‘ekoturizm’ adı altında, tarım alanlarının ve korunma alanlarının imara açılmak istenmesine tepkili. Bu projelerle kırsal alanların betonlaşacağı savunuluyor

Kuzey Ege’deki Ayvacık, Ezine ve Bayramiç bölgesinde, ‘ekoturizm’ yatırımları son dönemde öne çıkıyor.

Kuzey Ege, arkeolojik ve doğal SİT alanları, tarım ve ormanlık bölgeleriyle korunduğu için yoğun inşaat faaliyetlerine, büyük turizm yatırımlarına ya da yazlık, tatil köyü gibi kişisel ya da ticari yatırımlara izin verilmiyor. Ancak, “ekolojik turizm” ya da “kırsal turizm” adı altındaki imar düzenlemesiyle bu alanlar kullanıma açılıyor. Avukat Pervin Çelik, Çanakkale’deki ekoturizm dosyaları ile ilgili 8 dava açıldığını söyledi.

‘8 DAVA AÇILDI, 3 YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI ALINDI’

Projelerin bilimsel alt yapısının olmadığını belirten Çelik, “Öncelikle, çevre düzeni planına göre ekoturizme uygun alanların alt ölçekli planlardan önce bilimsel yöntemlerle belirlenmesi zorunlu. Biz bugüne kadar 8 dava açtık, ilk açtığımız 3 davada yürütmeyi durdurma alındı. Yürütmeyi durdurma kararlarının gerekçesi, tarım ya da orman alanı olan bu alanların ekoturizm potansiyeline sahip olup olmadığına dair bilimsel bir çalışma yapılmadığı, üst ölçekli planda bu alanların orman ya da tarım arazisi olduğu’ yönünde. Çanakkale İl Genel Meclisi’nin gündeminde 2020’nin sonundan itibaren devam eden ve hâlâ hızla artan ekoturizm dosyaları mevcut. Planlar ekoturizm adı altında yapılıyor ama çeşitli emlak ve gazete ilanlarından da görüyoruz ki, ‘ikinci konut’ gibi duyuruluyor. Yani gerçek anlamıyla ekoturizm mi, yoksa rant amaçlı konut projesi mi, bunu plan kararlarından göremiyoruz. Ancak proje hazırlanıp yapı ruhsatı düzenlendiğinde görebiliyoruz” dedi. Ekoturizm projesi içinde konut tapusu verilmesinin yasak olduğunu vurgulayan Çelik, “Yasak olduğu için bazı yerlerde şirket hissesi verildiğini duyuyoruz. Turizm tesislerine ilişkin yönetmelikte ekoturizm tesisi tanımı da yok. Kırsal turizm tesisi tanımlanmış durumda. O da çok dar bir çerçevede tanımlanmış” diye konuştu.

‘İL GENEL MECLİSİ, HUKUKSUZLUĞU SÜRDÜRMEKTE ISRAR EDİYOR’

Yeni ekoturizm plan başvurularının yapılmaya devam ettiğine dikkat çeken Çelik, “Çanakkale İl Genel Meclisi bu dosyaları onaylıyor, bunlara karşı da davalar açılmaya devam ediliyor. Ancak, bunlar sayısız bir biçimde artıyor. Oysa verilmiş yürütmeyi durdurma kararlarına göre İl Genel Meclisi’nin bilimsel çalışması olmayan planları onaylamaması gerekiyor. Biz ayrıca 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planına da dava açtık, o da Danıştay’da devam ediyor. Eğer o dava sonuçlanırsa, ekoturizm dosyaları konusunda etkili olabilir. Burada asıl mesela açılan davalar ve alınan yürütmeyi durdurma kararları da değil. Asıl mesele, bu planları onaylayan siyasi iradenin tutumudur” ifadelerini kullandı.

‘KIRSAL ALANLAR EMLAK PİYASASINA SÜRÜLÜYOR’

İl Özel İdaresi’ne sunulan başvurular, beş dönümden, 200 dönüme kadar olan çeşitli ölçeklerde arazileri kapsarken, İl Genel Meclisi’nce bugüne kadar 229 eko turizm imar plan teklifi değerlendirilmiş. Hali hazırda 14 teklif değerlendirmeyi beklerken, 38 plan teklifi reddedilmiş, 25 adet yapı ruhsatı başvurusu yapılmış, bir adet yapı kullanma izin belgesi alınmış durumda. 

Güneş Pehlivan

İl Genel Meclisi CHP Grup Başkanvekili Güneş Pehlivan da, ekoturizm ile ranta kapı açılmak istendiğini söyledi. Pehlivan, ekoturizm faaliyetlerinin Çanakkale’de hedefinden uzaklaşarak uygulandığını dile getirdi. Konut imar planı uygulamasına mevzuatın izin vermediği arazilerde ekoturizm görüntüsü altında konut siteleri yapıldığını ifade eden Pehlivan, devremülk girişimlerine işaret etti. Pehlivan, “Ekoturizm imar planlı yapılan sitelerden satışa sunulan bağımsız bölümlere ilişkin olarak, bağımsız tapu devri yapılamayacağı için kooperatif hissesi, arsa payı devri gibi yollara başvurulması, bu sitelerden konut alan kişilerin mülkiyet hakkı yönünden gelecekte çok ciddi mağduriyetler oluşturabilir” uyarısında bulundu.

‘BU TABLO TOPLUM REFAHINDAN ÇOK UZAK’

Çanakkale’de, plan başvurularına konu olan tarla vasfındaki arazilerin, çoğunlukla aileden miras yoluyla yörede yaşayanlara intikal eden alanlar olduğunu ifade eden Pehlivan, “Bu araziler köylüden düşük bedellerle satın alınarak, ekoturizm imar plan onayı alındıktan sonra yüksek bedellerle satışa sunuluyor. Çanakkale’nin bazı köylerinde köylülerin mülkiyetinde tarla ve arsa kalmamış durumda. Bu durumun bir sebebi de kötü tarım politikaları. Ne yazık ki, ülke ekonomisini üretime değil, üretim dışı yatırıma dayandırarak ayakta tutmaya çalışan yanlış politikalar, büyümede lokomotif sektör olarak inşaat sektörünü belirlemiş durumda. Zirai faaliyetle geçimini sürdüremeyen köylü, ailesinden kalan tarla ve arsaları satarak, tek seferlik gelir yaratıp günü kurtarmaya çalışırken, köylünün zirai faaliyet göstererek ailesini geçindiremediği aynı araziyi satın alıp imarlaştıran sektör büyük rant elde edebiliyor. Elbette ki bu tablo, toplum refahı ve sürdürülebilir kalkınma anlayışından çok uzak” dedi.

Bozcaada'da emlak fiyatları katlandı – Sözcü Gazetesi

EKO TURİZM DOSYALARINA NEDEN KARŞI ÇIKILIYOR?

Mimarlar Odası Çanakkale Şube Başkanı Sevil Ural, 1/100.000’lik Balıkesir-Çanakkale Çevre Düzeni Planı’na yapılan itiraz ve dava süreçlerine değinerek, davalar sonuçlanmadan planın uygulamaya konmasını eleştirdi. Ekoturizm konusunda yapılan bir yanlışın bir başka yanlışa neden olduğunu ifade eden Ural, “İl Genel Meclis üyeleri ve eko turizm konusunda duyarlı olanlar endişelerinde tamamen haklılar. 

Selvi Ural

Biz zaten Mimarlar Odası olarak bunu daha önceden görmüş ve eylemimizi yapmıştık. Eko turizm konusu, 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’ndan sonra, onun altlık olarak tanımı verilen bir yatırım şekli” diye konuştu. Ekoturizme karşı çıkmadıklarının altını çizen Ural şunları söyledi: “Buradaki amaç, kırsal yerlerin yatırımla daha refah bir hale getirilmesini sağlamak. Oradaki köylünün arazisinin değerlendirilmesi, ekoturizm adı altında ürününü değerlendirmesi, misafir ağırlaması. Amaç bu iken, bir bakıyoruz ki parseller büyüyerek, yanındaki araziler de alınarak ve el değiştirerek, köydeki insanların olmadığı ekoturizm adı altında konutlar yapılıyor. Biz ekoturizm adı altında siteler yapılmasına, ikinci konut adı altında bu durumun kullanılmasına karşısındayız.”

‘EKOTURİZM, ÇANAKKALE’DE KIRSALIN YENİ BİR TALANI’

Kazdağı Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan da Kuzey Ege’deki ekoturizm dosyalarıyla ilgili “kırsalın yeni bir talanı” ifadesini kullandı. “Özellikle Ayvacık ve Bayramiç ilçelerinde son dönemlerde ekoturizm adı altında bir sürü proje ortaya çıktı.

Süheyla Doğan

Bu projelerin çoğu gerçekte ekoturizm projesi değil, konut amaçlı yatırımlar. Kırsalın betonlaşmasına yol açacak. Yeni lüks siteler yapılacak ve varlıklı insanlar kendilerine yeni yaşam alanları kuracak. Tarım alanları marjinal tarım alanına çevriliyor ve tarım alanları ekoturizm projeleri ile yok ediliyor” dedi. Dernek olarak bazı projelere itiraz ettiklerini ve dava açtıklarını ifade eden Doğan, “Assos yöresinde yaşayan vatandaşlarla birlikte açtığımız bazı projelerde yürütmeyi durdurma kararı aldık. Açtığımız bu davaların projelerin durdurulmasında etkili olacağını düşünüyoruz. Çanakkale yöresi zaten metalik madencilikle, termik santrallerle, jeotermal enerji santralleri ve rüzgar enerji santralleri ile yeterince tehdit altında iken, yeni tehdit de sözde ekoturizm projeleridir. Kırsalın talanına, betonlaşmasına, kirlenmesine yol açacak” diye konuştu.

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’nın ana sponsoru olduğu “Dünya Su Günü Buluşması” gerçekleşti

Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Akten: “2023’te Garanti BBVA olarak su yönetimi ve altyapıları için yaklaşık 500 milyon lira finansman sağladık” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, su kıtlığına dikkat çekmek amacıyla Çevre TV ve Ekonomi Gazetecileri Derneği işbirliğiyle gerçekleştirilen Dünya Su Günü Buluşması’nın ana sponsoru oldu.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde ‘Barış için Sudan Faydalanmak’ temasıyla düzenlenen buluşmada Türkiye’de suyun mevcut durumu, riskler, risk yönetimi ve suyun verimli kullanımıyla ilgili çözüm önerileri akademisyenler, kamu, iş dünyası, STK temsilcileri ve gençlerin katılımıyla değerlendirildi.

Açıklamada etkinlikteki konuşmasına yer verilen Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Akten, günümüzde dünyanın çok sayıda su sorunuyla karşı karşıya kaldığını belirterek, ‘Herhangi bir sektöre daha fazla su tahsis etmek diğer ekonomik kullanımlar, kamusal su temini ve gıda güvenliği gibi kritik alanlara daha az su kaynağı ayrılması anlamına gelebilir. Türkiye’nin de günümüzde ve gelecekte su stresi açısından dezavantajlı bir ülke olduğunun altını çizmek gerekiyor.’ ifadelerini kullandı.

Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün araştırmasına göre, Türkiye ve yakın coğrafyada 2050’ye kadar etkin su yönetimi stratejilerinin hayata geçirilmemesi sonucu GSYH’nin yüzde 10’u kadar bir kaybın ortaya çıkabileceğinin altını çizen Akten, ‘Bu stratejilerin gerçekleştirilmesi durumunda ise bu kayıp yüzde 6 ile sınırlandırılabilir. Aradaki yüzde 4’lük fark, 2050 ye 200 milyar dolar gibi ülkemiz açısından çok önemli bir değeri kaybetmemek anlamına geliyor. Emisyonları azaltımını her geçen gün daha da fazla konuştuğumuz bir dönemde suyun yeteri kadar öncelik görmemesini ise büyük bir problem olarak görüyorum.’ açıklamalarında bulundu.

‘Garanti BBVA olarak fosil yakıtlardan uzaklaşarak yenilenebilir enerji projelerini önceliklendiriyoruz’

Akten, su risklerinin en ön planda olduğu projelerin enerji projeleri olduğunu aktararak, şunları kaydetti:

‘Türkiye’de suyun yüzde 10’undan fazlasının kullanıldığı enerji sektöründe fosil yakıtlardan enerji üreten santraller, yüksek emisyon yoğunluklarının yanı sıra yoğun su tüketiminin de başlıca sebebi. Biz de Garanti BBVA olarak fosil yakıtlardan uzaklaşarak yenilenebilir enerji projelerini önceliklendiriyor ve 2014 yılından bu yana proje finansmanı kapsamındaki yeni elektrik üretimi projelerinde sadece yenilenebilir enerjiye finansman sağlıyoruz.

2023 sonu itibarıyla finansmanına dahil olduğumuz rüzgar enerjisi santralleri ile pazar payımız 2917 MW ile yüzde 24,6 ve güneş enerjisi santrallerinin ise 2486 MW ile yüzde 21,3 oldu, ülkemizin yenilenebilir enerji yatırımlarına sağladığımız kümülatif finansman tutarı ise 6,4 milyar doları aştı. Bunun yanı sıra 2023’te Garanti BBVA olarak su yönetimi ve altyapıları için yaklaşık 500 milyon lira finansman sağladık. En büyük hissedarımız BBVA da bu alanda öncü aksiyonlar alan bir banka olarak su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını teşvik etmek amacıyla 2022 yılında ‘su ayak izi kredisi’ni geliştirdi.

Sürdürülebilir finans alanında ticari bankaların daha çok azaltım temelli projelere yoğunlaştığını vurgulayan Akten, ‘İklim adaptasyon projeleri de iklim krizinden kaynaklı etkileri azaltma açısından kritik öneme sahip. Bankaların bu konuda sürekli kendini geliştirmesi ve bilim temelli çalışmaları temel alarak bu projelerin finanse edilmesini sağlaması gerekiyor. Özellikle Türkiye’nin yeşil taksonomisi ile ilgili çalışmaların belli bir seviyeye gelmesiyle uluslararası kaynaklardan faydalanan azaltım projelerine ek olarak adaptasyon projelerinin uluslararası sürdürülebilir finans kaynaklarından faydalandırılmaya başlaması son derece önemli olacak.’ değerlendirmesinde bulundu.

Okumaya devam et

GÜNCEL

“Mavi Nefes Projesi” ile 2 yılda 200 ton atık toplandı

Garanti BBVA’nın, DenizTemiz Derneği/TURMEPA işbirliğiyle deniz kirliliğini azaltmak ve önlemek amacıyla Marmara Denizi’nde başlattığı “Mavi Nefes Projesi” devam ediyor.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA’nın, DenizTemiz Derneği/TURMEPA işbirliğiyle deniz kirliliğini azaltmak ve önlemek amacıyla Marmara Denizi’nde başlattığı ‘Mavi Nefes Projesi‘ devam ediyor.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, proje kapsamında Eylül 2021-Aralık 2023 döneminde yaklaşık 177 bin kişinin günlük üretimine eşit 200 ton katı ve sıvı atık toplandı.

Marmara Denizi’nde 2 adet katı, Adrasan’da 1 adet sıvı ve Van’da 1 adet katı ve sıvı atık toplayan deniz süpürgeleri tarafından toplanan atıklar geri dönüşüme kazandırıldı.

Proje kapsamında deniz temizliği konusundaki farkındalığı artırmak amacıyla ortaokul öğrencilerine ve öğretmenlerine denizlerin önemi, deniz ekosisteminin korunması ve sürdürülebilir su kaynakları için bireysel sorumluluklar konularında eğitimler de veriliyor.

Eğitim programı kapsamında Kocaeli, Bursa, İstanbul, Tekirdağ, Balıkesir, Çanakkale ve Tatvan’da 273 okuldan 3 bin 553 öğretmene ve 63 bin 612 öğrenciye ulaşıldı.

– ‘Mavi Nefes’ ve ‘Mavi Dedektifler’

‘Mavi Nefes’ otobüsüyle öğrencilere sıfır atık felsefesiyle hazırlanmış robotik kodlama ve üretim becerileri eğitimleri gerçekleştiriliyor, atölyeler düzenleniyor.

Gezici otobüsle aynı dönemde Kocaeli, Bursa, İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale, Balıkesir ve Yalova’da 167 okuldan 3 bin 291 öğrenci ve 248 öğretmene eğitim verildi.

Projenin ‘Mavi Dedektifler’ ayağındaysa lise öğrencileri için düzenlenen sıfır atık eğitimleriyle öğrencilerin deniz kirliliğine yönelik projeler geliştirmeleri teşvik ediliyor.

Mavi Dedektif adayları, akranlarına mentörlük yaparak farkındalık kazandırıyor. Mavi Nefes’in Mavi Dedektifler ayağına Eylül 2021’den bu yana 15 okuldan 271 öğrenci katıldı.

Garanti BBVA ve DenizTemiz Derneği/TURMEPA, bu yıldan itibaren Mavi Nefes Projesi’ni denizleri temizleme çalışmalarının ötesine taşıyarak, deniz ekosisteminin rehabilite edilebilmesi için uzun soluklu bilimsel koruma ve izleme çalışmalarına başlayacak.

Bilimsel koruma ve izleme çalışmaları kapsamında Saros Körfezi’nin korunması ile Göcek bölgesinde deniz çayırlarının korunması ve izlenmesi için çeşitli çalışmalar yürütülecek.

Okumaya devam et

GÜNCEL

TÜRK RÜZGARI BİLBAO’YA UZANDI!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) öncülüğünde üst düzey kamu ve özel sektör temsilcilerinden oluşan büyük bir heyet, 20-22 Mart 2024 tarihlerinde düzenlenecek WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliği katılımı için Bilbao’ya uçtu.
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de çeşitli görüşmeler yapmak üzere aralarında yer aldığı heyet, Türkiye rüzgar sektörünün Avrupa’nın en güvenilir tedarik partneri olduğunu mesajını bir kez daha vurgularken yerli rüzgar sanayisinin daha da gelişmesine ve iş hacmini artırmasına yönelik temaslar gerçekleştirecek.
‘Rüzgarda Seferberlik Yılı’ mottosuyla sektörün büyümesini hızlandıracak adımlar atmayı sürdüren TÜREB öncülüğündeki geniş bir heyet, Türkiye rüzgar sektörünü dünyadan ve Avrupa’dan temsilcilerle buluşturmak üzere WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliğine katılmak üzere Bilbao’ya uçtu. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez ile T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan üst düzey temsilcilerin de katıldığı programda, heyet mensupları, ‘Türkiye Pavilyonu’ niteliği taşıyacak TÜREB standında Avrupa rüzgar sektörü temsilcileriyle çeşitli temaslar gerçekleştirecek.

Dünyanın farklı ülkelerinden 12 binden fazla rüzgar profesyonelini bir araya getirecek olan WindEurope 2024 Yıllık Etkinliği, küresel anlamda en etkili sektör platformları arasında yer alıyor. TÜREB Başkanı İbrahim Erden, yatırımcılardan türbin şirketlerine, yerli sanayiden sektörle ilgili karar verici kurumlara kadar çok geniş bir yelpazeden üst düzey temsilcilerin yer aldığı Bilbao Heyeti’nin, Türk rüzgar sektörü adına verimli iş birliklerine imza atacağına inandığını söyledi. Sanayi Yılı ve Yatırım Yılı’nın ardından 2024’ü ‘Rüzgarda Seferberlik Yılı’ ilan ettiklerinin altını çizen Erden, büyük potansiyelini gerçekleştirme yolunda ilerleyen Türkiye rüzgar sektörü olarak yurt içinde proje izin süreçleri, finansman ve sürdürülebilir büyümeye; yurt dışında ise yerli rüzgar sanayisinin Avrupa’nın en güçlü tedarik ortağı olduğu mesajını vermeye odaklandıklarını hatırlattı. İbrahim Erden, WindEurope etkinliklerinin Türkiye’nin bu alandaki gücünü ve potansiyelini uluslararası arenada vurgulamak açısından en uygun platformlar olduğunu kaydederek 2035 ulusal emisyon hedeflerine erişimde daha fazla rüzgar kurulu gücünü hızla gerçekleştirmenin giderek daha kritik bir etken haline geldiğini sözlerine ekledi.

Etkinlikte ikili temasların yanı sıra Türkiye’nin rüzgar enerjisi potansiyelini, teknolojik gelişmelerini ve vizyonunu katılımcılara tanıtacak olan TÜREB Heyeti, 22 Mart’ta sona erecek WindEurope Bilbao Fuarı’nın tamamlanmasının ardından 23 Mart’ta Türkiye’ye dönecek.

Okumaya devam et

KATEGORİ

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

KRIPTO PARA PİYASASI

BORSA

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKAVİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKAVİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.paravitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.