Connect with us

BANKA HABERLERİ

En iyisi geride mi kaldı? #FED

Yayınlanma:

|

  • Dün küresel mali piyasalar, gün boyu sakin bir şekilde gece geç saatlerde açıklanacak FED’in olağan Haziran ayı FOMC toplantısının sonucu bekledi. Aşağıda grafiklerle detayandırmaya çalıştığım üzere, her çeyrekte olduğu üzere, FED üyelerinin makroekonomik ve 3 yıl ve daha uzun vadeyi kapsayan faiz tahminlerinin açıklandığı bu tip özel tarihlere denk gelen toplantılar, geleceğe yönelik ipuçları sunması bakımından önemle takip ediliyor. 
  • Dün gün içinde iyice kısılan fiyat boyları, gece toplantı ardından tabir caizse uzadı ve ‘çarşı karıştı’. FED beklenildiği üzere politika faizini %0-0,25 aralığında sabit tutarken, enflasyon ve istihdam piyasasında hedeflere ulaşıncaya kadar, aylık en az 120 milyar dolar tahvil almaya devam ederek destekleyici duruşunu devam ettireceğinin altını çizdi. 
  • Lakin, toplantı ardından yayımlanan 18 üyenin geleceğe yönelik faiz tahminlerinde, yukarı yönlü yapılan bir revizyon, piyasaların huzursuz olmasına neden oldu. Mart ayında yayımlanan nokta grafikte, faiz hadlerinin mevcut seviyesinde kalacağı ön görülürken, Haziran toplantısında, 2023 yılında iki kere 25 baz puan faiz artırımının öngörülmesi, parti devam ederken, birini müziği kısıp ışıkları açması gibi piyasa oyuncularını rahatsız etti. 
  • Peşinin söyleyebilirim ki, likidite sarhoşluğu içinde senelerdir morfin misali ucuz ve bol paraya alışık hep yukarı daha da yukarı giden piyasalar, dün akşam nokta grafiği beğenmeyince, küresel çapta risk iştahı azaldı. Müzik devam etse de, partinin biraz da olsun tadının kaçtığını not etmemiz gerekiyor.  
  • FED ardından, ABD Dolarının sepet karşısında piyasa değerini gösteren DXY değer kazandı. Dün bültenimizde, hatırlarsanız, DXY’nin 91 seviyesini aşmasına dikkat etmek gerektiğinin altını çizmiştik. Faiz ile ters korelasyona sahip kıymetli madenler de dün akşam partinin tadının kaçmasından nasibini aldı.  
  • Geçen hafta pozisyon değişikliğine giderek 28 dolar seviyelerinden çıktığımız ons gümüş, günlerdir 27,70 dolar etrafında yatay hareketine son verip gece geç saatlerde 26,70 seviyesine kadar gerileme kaydederken, benzer bir şekilde, altının da ons fiyatı, 1,800 dolar seviyesinin diplerini test etti. Risk iştahı azalınca, hisse senedi piyasaları da geceyi kırmızılarda kapattı. 
  • Dolar rüzgarının sertleşmesi, gelişmekte olan ülke para birimlerine de sirayet etti. Son haftalarda, USDTRY kurunda devamlı bir şekilde, gerekçelerimizi de sıralayarak “riskler yukarı yönlü” dememizin nedenini bir kez daha görmüş olduk. Dünyada hava güneşliyken veya parti ortamı tüm süratiyle devam ederken, görülmemiş seviyeleri test eden USDTRY kuru, hava dün küresel çapta bozunca, hızlıca 8,62 seviyesini test etti. 
  • Tonumuzu lütfen karamsar olarak okumayın. FED, toparlanmadan mutlu olduğunu açıklasa da, henüz risklerin tam olarak geçmediğinin de altını çizdi. Enflasyonun kısa vadede daha da yükselebileceğini (emtia fiyatları, uçak biletleri…) söylerken bunun da geçici olacağını ve uzun vadeli beklentilerin istendiği şeklinde ilerlediği ekledi. FED kararlarını piyasalar gözlüğü ile “en iyisi geride kaldı” şeklinde yorumlasak da, kalıcı bir satış baskısı yaratmasını da şu aşamada beklemiyoruz! Takdir edersiniz ki, FED halen daha olabildiğince yumuşak ve süreci iyi yönetmeye çalışıyor.  
  • Dün akşam Başkan Powell’ın da dediği üzere, aylık en az (40+80) 120 milyar dolar olarak devam eden tahvil alım programlarında yavaşlamanın zamanı, piyasalara önceden duyurularak, 2013 yılında, Bernanke döneminde yaşanan yol kazasını da tekrar etmemesi için azami gayret gösterilecektir. Bu bağlamda, FED’in, işaret fişeğini, 26-28 Ağustos tarihinde düzenlenecek küresel çapta merkez bankası başkanlarının da katıldığı ABD’nin Jackson Hole toplantısında ateşleyebileceğini düşünüyoruz! 
  • FED toplantısı ardından bugün sahne TCMB PPK’nın. Toplantı sonucu TSİ14:00’de açıklanacak. Faiz oranlarında herhangi bir değişiklik beklemediği gibi, PPK’nın para politikası duruşunu da aynen koruması bekleniyor. Karar ardından yayımlanacak kısa politika metninin satır araları dikkatle irdelenecektir. 
  • Ekonomik aktiviteninin, aşılanma faaliyetlerinin hız kazanması ile kıpırdaması, haliyle petrol fiyatlarının da kuzeye ilerlemesine neden oluyor. Takdir edersiniz ki, emtia ihracatçısı konumunda olan gelişmekte olan ülke para birimlerinde de, enflasyon tehdidinin baş göstermesi ile faiz artışları gündeme gelmeye başlarken, net enerji ithalatçısı olan Türkiye’de özellikle FED’den sonra faiz indirim tartışmalarına zamanlama olarak azami dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyoruz!   
  • Dün Cenevre’de uzun bir toplantı yapan ABD Başkanı Biden ile Rusya Devlet Başkanı Putin görüşmesi, iletişim kanallarının açık tutulması taahhüdü ile sonuçlandı. Siber saldırılardan, insan hakların kadar uzanan toplantıda, anlaşmazlıklar yerine bundan sonra neler yapılabilir konusu ön plana çıkarken, her iki lider de büyükelçilerin görevlerine geri döneceğini bildirdi. 
  • Türkiye’de aşılanma roket hızı ile devam ederken, vaka sayısını 6binli seviyelerden gerilememesi kafaları kurcalıyor. İtalya ardından Galler’e de yenilen Türk futbol takımı, gol atamadan bir maçı daha geride bıraktı. 
  • Yeni gün başlangıcında, Asya’nın gösterge endeksi Tokyo borsası günü %1 düşüşle tamamlamaya çalışıyor. Geriye kalan Asya borsalarında da hava temkinli. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de, düşüş eğilimli bir seyir görülüyor. Risk iştahı denince akla gelen teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq borsası %0,5 aşağıda işlem görüyor. 
  • Bu kadar yazdık çizdik güzel de bundan sonra ne yapacağız? Kademeli olarak, dolar karşısında açılan riskli pozisyonların, özellikle iyimser piyasa günlerinde azaltılmasının önceliğimiz olması gerektiğini düşünüyoruz. Güçlü olan gümüş pozisyonumuzdan çıkmamız ardından, cılız olan altın pozisyonumuzu da oldukça hafiflettik. Enerjiye artacak talep nedeniyle petrol cephesinde (enerji fonlarında) uzun pozisyondayız. USDTRY kurunda 8,40 zarar kes seviyesini takip ederek uzun pozisyonlarımızı koruyoruz. 
  • TCMB’nin faiz kararı günün en önemli satır başlığı olsa da, her hafta Perşembe günü açıklanan yine TCMB’nin para ve banka istatistiklerine bakacağız. Yurtdışında ise bugün Avrupa’da TÜFE, ABD’de işsizlik maaşı başvuruları ve Philadelphia FED endeksi takip edilebilir.

> FED’in Nokta Grafiği (dot plot)

FED’in 18 üyesi, yılda 8 kere düzenlenen olağan FOMC (Federal Açık Komite) toplantılarının her çeyreğine denk gelen tarihlerinde (yani yılda 4 kez), gerek makroekonomik değişkenler, gerekse de faiz oranlarına yönelik 3 yıllık ve daha uzun vadeyi kapsayan dönemlere yönelik tahminlerini yayınlıyor. Dün akşam da, bu bağlamda önemli bir tarihti. 

Aşağıdaki grafikten de görülebileceği üzere, sol tarafta yer alan Mart ayına yönelik nokta grafik, 2021 sonu için tüm üyelerin medyan faiz beklentisinin mevut %0-0,25 aralığında kalacağını gösteriyordu. Detaylara bakarsak: 11 üye faizin değişmeyeceğini, 1 üyenin 0,25 puan; 1 üyenin 0,50 puan, 3 üyenin ise 0,75; 2 üyenin ise 100 baz puan artırılacağını yönünde tahmin beyan etmiş.

Dün akşam sonuçlanan Haziran toplantısında ise, 2023 yılına yönelik faiz tahminleri, rahatlıka görülebileceği gibi, yukarı yönde revize edilmiş. Haziran toplantısında, medyan tahmin 2 adet 25 baz puanlık faiz artırımına dönmüş görünüyor. 

2023 tahminlerindeki yukarı yönlü revizyon, haliyle başta kıymetli madenler ve hisse senetleri olmak üzere, küresel mali piyasalarda satış baskısına neden oldu.

162390550733926f61203c96f79cb091bf5df611c0_1_1200.jpg

>DXY

Teknik bir bakış açısı ile, dolarda uzun bir süredir devam eden düşüşün yavaş yavaş durma noktasına geldiğini görüyoruz. DXY, haftalar sonra 90,7 seviyesinin üzerinde kapanış yapmaya hazırlanıyor (yeşil daire). FED’in halen daha destekleyici duruşunu devam ettirdiğini unutmasak da, yön tayini açısından DXY grafiğini önemle takip ediyoruz!

1623905508a634f4cb8cb900c6e9318a3fc1b82d5e_2_1200.jpg

İKTİSATBANK – Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Garanti BBVA’dan 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman taahhüdü

Garanti BBVA belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını yeni hedefinin ise 2029 yılının sonuna kadar 3,5 milyar dolar olarak açıkladı.

Yayınlanma:

|

Yazan:

Garanti BBVA, 2018–2025 dönemi için belirlediği 400 milyar TL’lik sürdürülebilir finansman hedefini, 2025’in ilk yarısında tamamladığını açıkladı. Bu başarının ardından banka, 2018–2029 yıllarını kapsayan yeni hedefini 3,5 trilyon TL olarak paylaştı.

Garanti BBVA bu taahhütle; iklim değişikliğiyle mücadele, doğal sermayenin korunması, döngüsel ekonomi, sosyal kalkınma ve finansal kapsayıcılık alanlarında güçlü etki yaratmayı amaçlıyor.

Bu rakam, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar arasında en yüksek sürdürülebilir finans taahhüdü oldu.

Garanti BBVA, 2029 yıl sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğini taahhüt ediyor

Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, bu performansta, sürdürülebilirliği stratejik öncelik haline getirmelerinin önemli bir rol oynadığını vurguladı. Akten, yeşil/sosyal kredilerden çevreci taşıt kredilerine, sürdürülebilir tahvillerden, çevresel ve sosyal yatırımlarda aktif danışmanlık hizmetlerine ve su verimliliğiyle ilgili projelere yönelik “mavi finans” gibi sürdürülebilir finansman ürünü sunduklarını söyledi.

Mahmut Akten, yeni hedefi ise şu sözlerle değerlendirdi: “Şimdi, bu başarıyı daha ileri taşıyarak 2029 yılı sonuna kadar 3,5 trilyon TL’lik sürdürülebilir finansman sağlamayı taahhüt ediyoruz. Bu yeni hedef, yalnızca hacim açısından değil, sürdürülebilir finansman hızımız açısından da çarpıcı bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci yarısından 2029 sonuna kadar yaklaşık 3,1 trilyon TL’lik yeni kaynağı sürdürülebilir yatırımlara yönlendireceğiz. Bu taahhüdün büyüklüğü, Türkiye’nin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir geleceğe geçişinde Garanti BBVA’nın giderek daha da etkin bir rol üstleneceğini gösteriyor.”

BBVA Grubu’nun küresel taahhüdü 1 trilyon euro

Garanti BBVA’nın ana hissedarı BBVA Grubu, 2018-2025 yılları için ilk etapta 100 milyar euro sürdürülebilir finansman hedefi koymuştu. Hedef önce 300 milyar euroya çıkarıldı ve 2024 yılı sonunda tamamlandı. Grup şimdi, 2025–2029 dönemi için 700 milyar euroluk yeni taahhütle toplam hedefini 1 trilyon euroya yükseltti.

BBVA’da Türkiye’nin Payı yüzde 9’a yükseldi

2025’in ilk dört ayında BBVA Grubu’nun sağladığı toplam sürdürülebilir finansmanın yaklaşık 140 milyar TL’si Garanti BBVA tarafından sağlandı. Bu rakamla Türkiye’nin BBVA Grubu içindeki payı sürdürülebilir finansman rakamların raporlanmaya başlandığı 2018 yıllarındaki yüzde 3 seviyesinden bugün yüzde 9’a yükselmiş durumda.

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Tahvil Yerine Kredi: Türk Şirketlerinin Finansman Kaderi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacını karşılamak için en çok başvurduğu yöntem banka kredileridir. Oysa gelişmiş finansal sistemlerde şirketler, uzun vadeli ve daha uygun maliyetli fon sağlamak için sermaye piyasalarında borçlanma araçlarına, özellikle tahvil ihraçlarına yönelmektedir. Peki Türkiye’de reel sektör neden bu imkândan yeterince yararlanamıyor?

Tahvil İhracının Önündeki Ekonomik Engeller

Tahvil piyasasının gelişmesi; makroekonomik istikrar, faiz oranlarının öngörülebilirliği, düşük enflasyon, istikrarlı döviz kuru, düşük kamu borçlanma ihtiyacı ve yüksek kredi notu gibi birçok değişkene bağlıdır. Ancak:

  • Türkiye’nin ülke kredi notu düşüktür ve bu doğrudan özel sektörün notunu da sınırlamaktadır.

  • Yüksek enflasyon ve faiz oranları, borçlanma maliyetlerini tahvil piyasasında da yükseltmektedir.

  • Kamu kesiminin sürekli yüksek borçlanma ihtiyacı, özel sektörün tahvil ihraçlarını piyasadan dışlama etkisi (crowding out) ile sınırlamaktadır.

Hukuki ve Kurumsal Güven Eksikliği

Sadece ekonomik değil, hukuki ve politik güvensizlik de yabancı ve yerli yatırımcıların özel sektör tahvillerine ilgi göstermemesine yol açıyor. Güçlü bir ikinci el tahvil piyasası oluşmadığı için yatırımcılar uzun vadeli bağlayıcı enstrümanlara mesafeli durmaktadır.

Banka Kredilerine Bağımlılığın Sonuçları

Bu nedenlerle reel sektör, finansmana erişimde tek kanal olarak bankaları kullanmak zorunda kalıyor:

  • Yüksek maliyetli ve kısa vadeli kaynaklara mahkûm olunuyor.

  • Kredi sınırlamaları, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işletmeleri zorluyor.

  • Kredi vadelerinin kısalığı ve esneklik eksikliği, uzun vadeli yatırım planlarını zorlaştırıyor.

Finansman Araçlarında Çeşitlilik Şart

Türkiye’de reel sektörün daha güçlü, sağlıklı ve uzun vadeli kaynaklara erişebilmesi için:

  • Makroekonomik göstergelerin iyileştirilmesi,

  • Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi,

  • Hukuki güven ortamının sağlanması,

  • Tahvil piyasası için ikincil piyasa likiditesinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Onur ÇELİK-CFO/YMM

 

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.