BANKA HABERLERİ
Faiz-enflasyon-kur arasında nasıl bir ilişki var?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu’nun Merkez Bankası Başkanlığına atanmasından sonra bugün ilk kez toplandı. Merkez Bankası politika faizini yüzde 19’da sabit tuttu

Yayınlanma:
4 yıl önce|
Yazan:
BankaVitrini
Türkiye’de bir süredir faiz oranlarının seyri ve bunun enflasyon ile döviz kuru üzerindeki etkilerine dair tartışmalar yapılıyor.
Geleneksel ekonomi teorisinde, faizlerin yüksek tutulmasının enflasyonu aşağı çekme ve ilgili ülkenin para birimini de güçlendirme yönünde bir etkisi olacağı düşünülüyor.
Türkiye’de ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, enflasyonu düşürmek için faizlerin indirilmesi görüşünü savunuyor.
Uluslararası yatırımcılar, Türkiye’nin Kasım ayında ekonomi yönetiminde değişikliklerin yapıldığı döneme kadar uyguladığı para politikasının bu temele dayandığını öne sürüyor ve bunu da Türk Lirası’nda görülen değer kaybının en önemli nedenleri arasında gösteriyor.
Faiz ve enflasyon nasıl bir ilişki var?
Enflasyon ve faiz oranları arasında yakın bir ilişki bulunuyor. Faiz ayrıca döviz kurunu da etkileyen unsurlar arasında yer alıyor.
Uygulanan politikalarla bunlar arasında bir denge kurulmaya çalışılıyor.
Merkez Bankası’nın piyasadaki para arzını yönetebilmek için sahip olduğu araçlardan birisi politika faiz oranları.
Politika faiz oranlarında yapılan değişiklikler piyasadaki oyuncuların borç alma ve verme maliyetlerini değiştirdiğinden hem bankaların uyguladığı faizleri hem de tahvil, hisse senedi gibi varlıkların değerini etkiliyor.
Faiz oranlarının düzeyi, bireylerin ve kurumların kaynaklarını tasarrufa ya da harcamaya yöneltmesinde belirleyici oluyor.
Örneğin, faiz oranlarının düşük olduğu bir ortamda tasarruf üzerinden elde edilecek gelir de düşük olduğundan harcama eğilimi artıyor.

Dolayısıyla faiz oranlarının düşürülmesinin tüketim harcamalarının artmasını ve ekonomik büyümeyi desteklemesi bekleniyor.
Ancak tüketim harcamalarının artması beraberinde enflasyonun yükselmesi riskini getiriyor.
Bir diğer konu da faizlerin düşük olduğu bir ortamda kredi alma ve verme eğiliminin artmasının piyasadaki yerel para birimi miktarının yükselmesine neden olması. Bu da enflasyon riski yaratan bir başka unsur olarak ortaya çıkıyor.
Bu nedenle genel kabul gören ekonomi teorisinde, faiz oranlarının düşük tutulmasının enflasyon yaratacağı ve enflasyonun arttığı bir dönemde de fiyat artışlarını dizginlemek için faiz artırımına gidilmesi gerektiği görüşü bulunuyor.
Faiz indirilirse enflasyonun düşeceği görüşü neye dayanıyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, faizlerin düşürülmesi halinde enflasyonun da düşeceği yönündeki geleneksel kalıpların ötesine geçen ve sıra dışı kabul edilen ekonomi görüşünü destekleyen isimler arasında yer alıyor.
Erdoğan, Ocak ayında İstanbul’da ekonomiyle ilgili yaptığı bir konuşmada, “Bana yatırım lazım, istihdam lazım, üretim lazım, ihracat lazım. Eğer bu dört başlık yoksa hiçbir şey yok, biz bununla övüneceğiz. Asıl iş faizi düşürmek suretiyle enflasyonu aşağıya çekmektir” dedi.
Erdoğan’ın da savunduğu bu görüş, 19’uncu yüzyılın sonları ve 20’nci yüzyılın başlarında yaşamış olan ekonomist Irving Fisher’ın geliştirdiği bir teoriye dayanıyor.
Fisher’ın geliştirdiği teori, nominal faiz, reel faiz ve enflasyon beklentisini hesaba katan bir formüle dayanıyor.

- Nominal Faiz: Piyasada uygulanan ve paranın değer kaybı finansal hareketlerden arındırılmamış faiz oranı.
- Reel Faiz: Nominal faizin enflasyonun etkisine göre ayarlanmış hali
- Beklenen enflasyon: Fiyat hareketlerine göre, ilerideki belirli bir dönem için hesaplanan fiyat artış oranı.
- Reel faiz = (1 + Net Nominal Faiz) / (1 + Beklenen Enflasyon) -1

Bu formüle göre, reel faiz oranı ile beklenen enflasyon oranı toplamının nominal faiz oranına eşit olduğu varsayılıyor.
Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikalarından Sorumlu Başdanışmanı Cemil Ertem, Erdoğan’ın yaklaşımının ardındaki nedenlerle ilgili yazdığı bir makalede, Fisher’ın geliştirdiği formül baz alındığında enflasyon ile faiz oranları arasında ters değil, doğru bir korelasyonun görüldüğünü belirtti.
Ertem, Mayıs 2018’de Daily Sabah gazetesine yazdığı yazıda, “Buna göre, reel faiz oranının uzun vadede sabit kalacağı varsayımıyla nominal faiz oranında yapılacak bir artış, enflasyon beklentisinde de bir artış olacağı anlamına geliyor. Özetle Fisher formülüne göre, faiz oranları ile enflasyon arasında uzun vadede doğru bir korelasyon olduğu açıkça görülüyor” dedi.

Fisher formülü nedir?
- i ≡ r* + π
- nominal faiz oranı = reel faiz oranı + enflasyon

Ertem, aynı makalesinde 2008 yılında yaşanan krizin geleneksel görüşün doğru olmadığını ortaya koyduğunu savundu.
Ertem makalesinde ayrıca, son dönemde dünyanın farklı yerlerinde Fisher denklemini savunan görüş ve akademik çalışmaların yapıldığı “Neo-Fischercı” bir akımın doğduğunu aktardı.
Özellikle 2008 krizinin ardından Fisher’ın yaklaşımını savunan ve para politikalarının buna göre düzenlenmesi gerektiğini söyleyen, aralarında ABD Merkez Bankası yetkililerinin bulunduğu bazı ekonomistler oldu.
Ancak şu ana kadar bu formülün hayata geçirilmesi halinde geçerli olduğunu ortaya koyan somut bir örnek olmadığına dikkat çekilirken faiz ve enflasyon ilişkisine dair geleneksel görüş hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde para politikalarına yön vermeyi sürdürüyor.
Döviz kuru bu denkleme nasıl giriyor?
Döviz kuru, enflasyon ve faizle birlikte üçgenin diğer bacağını oluşturuyor. Bu bacak, özellikle Türkiye gibi üretimin büyük oranda ithal girdilere bağlı olduğu ülkeler açısından büyük önem taşıyor.
Kurdaki artışlar, üreticilerin maliyetlerini artırdığı için satış fiyatlarına da yansıyor ve bu da enflasyonun yükselmesine neden oluyor.
Ekonomist Ege Cansen, 2006 yılında Hürriyet gazetesine yazdığı bir yazıda, Türkiye gibi ülkeler için arz-talep dengesinin ötesinde döviz kurunun da enflasyon üzerinde önemli bir etkisi olduğuna dikkat çekmişti.
Cansen, “Türkiye gibi parası yumuşak yani döviz olmayan ülkelerde, enflasyon ‘devalüasyon-enflasyon’ sarmalı yüzünden yapışkan hale gelir. Kur artışlarını yavaşlatmadan, fiyat artışları yavaşlamaz. Dolayısıyla bu ülkeler, ekonomiyi soğutarak değil, döviz kurunu düşürerek enflasyonu yavaşlatır. Bunun için ulusal paralarına yüksek faiz verip, sıcak parayı ülkelerine çeker. Artan döviz arzı yüzünden düşen kurla, döviz fiyatına endekslenmiş fiyat artışları yavaşlar” diye yazmıştı.
Genel kabul gören görüşlere göre, bir ülkede döviz kurunun seyrinde yatırımcıların o ülkenin para birimine “yatırım yapma ve elinde tutma arzusu” belirleyici rol oynuyor.
Yatırımcıların bu algısında da o ülkenin makroekonomik dengelerinin güçlü olması gibi ekonomik etkenlerin yanı sıra siyasi istikrar gibi güven ve risk unsurunu etkileyen faktörler de büyük önem taşıyor.
Ayrıca bir ülkenin para birimine yatırım yapanların bundan bir getiri elde etmek istedikleri kabul ediliyor.
Bu noktada da piyasadaki belirlenmiş “nominal faiz” ile enflasyon oranı arasındaki farkı gösteren reel faiz önemli bir kavram olarak ortaya çıkıyor.
Örneğin, kendi para birimine yatırımcı çekmek isteyen ülkelerin enflasyon oranının üzerinde faiz vererek, yatırımı cazip kılması gerekiyor.
Merkez Bankası’nın görevi ne?
Finans sistemi içerisinde merkez bankaları, ellerindeki faiz, para basma ve döviz rezervi gibi araçlarla piyasadaki para arzını belirleyerek ekonomik dengelerin korunmasında kritik bir rol oynuyor.
TCMB’nin internet sitesinde kurumun temel amacı “fiyat istikrarını sağlamak” olarak tanımlanıyor ve bu ifade ile “ekonomik kararlarda dikkate almayı gerektirmeyecek ölçüde düşük bir enflasyon oranının” kastedildiği belirtiliyor.
TCMB’nin diğer görev ve sorumlulukları finansal istikrar, döviz kuru rejimi, banknot basma ve ihraç imtiyazı ve ödeme sistemleri olarak sıralanıyor.
Türkiye’de 2006 yılından bu yana enflasyon hedeflemesi rejimi uygulanıyor.
TCMB’nin konuyla ilgili hazırladığı kitapçıkta, bu rejim, sayısal bir enflasyon hedefinin belirlenip bunun kamuoyuyla paylaşıldığı ve Merkez Bankası’nın da tüm para politikası araçlarını bu hedefe ulaşmak amacıyla kullandığı bir rejim olarak tanımlanıyor.
Özetle Türkiye’de TCMB’nin ana görevini enflasyonu elindeki araçları da kullanarak belirlediği hedefi tutturmak oluşturuyor.
Ekonomist Mahfi Eğilmez, 2018 yılında yazdığı bir yazıda, TCMB’nin belirlediği hedeflere ulaşabilmesi için bağımsızlığının sağlanmasının ve şeffaflığının da artırılması gerektiğini belirtmişti.
Eğilmez, TCMB’nin elindeki araçları kullanarak faiz, enflasyon ve kur dengesini yönetebileceğini ifade ederek, “Örneğin kurların hızla yükseldiği ve bunun enflasyonu artırdığı bir ortamda Merkez Bankası para politikasının en önemli aracı olan borç verme faizini artırarak piyasa faizlerini yukarı iter ve bu yolla kuru ve enflasyonu denetim altına alabilir” yazmıştı.
Ancak Eğilmez, Türkiye’de her ne kadar enflasyonla mücadele en önemli hedef gibi gösterilse de “gizli hedefin” büyüme olduğunu ve bunun da para politikaları ile maliye politikaları arasında çelişki yarattığına dikkat çekmişti.
bbc
İlginizi Çekebilir
BANKA HABERLERİ
Vatandaş kredi ve kredi kartında batıkta!

Yayınlanma:
2 saat önce|
13/02/2025Yazan:
BankaVitrini
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi’nden derlenen verilere göre, borç ödemelerinde artış sürüyor.
Vatandaşın takibe düşen borçları 1 yılda yüzde 110 oranında artış gösterirken, bireysel kredi veya kredi kartı borcunu ödememiş kişi sayısı da yüzde 65 arttı.
Bireysel kredi ve kredi kartını ödememiş gerçek kişi sayısı pandemi dönemi düzenlemeleriyle 2020 yılında gerilerken, 2021 yılında hem düzenlemelerin hem de enflasyonun etkisiyle yeniden artış göstermişti. Yılın ikinci yarısından itibaren yeniden artışa geçtiği görülen borcunu ödeyemeyenlerde kredi borçluları 2024 yılında yüzde 81, kredi kartı borçluları da yüzde 54 oranında artış gösterdi.
Hem kredi hem kart borçluları zirvede
Kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerde iki borcunu da ödeyemeyenlerin yılbaşına göre yüzde 78 arttığı görülürken, toplam kredi ve kredi kartı borçlularının yüzde 23’ünü oluşturdu.
Takipteki alacaklar
Tüketici kredileri ve kredi kartlarında takibe düşen alacaklar da 2025 yılının ocak ayı sonunda 2024 yılı başından bu yana yüzde 110, beş yıl öncesine göre 2020 yılı başından bu yana da yüzde 384 oranında artış gösterdi.
Takipteki alacakların toplam tüketici kredileri ve kredi kartlarına oranı ise 2023 yılı ikinci yarısından bu yana artış göstermeye devam ediyor. 2024 yılı başında takibe düşen alacaklardaki kredi kartlarının toplam (bireysel tüketici kredileri ve kredi kartları) içindeki oranı yüzde 0,64 olurken, 2025 yılı ocak ayı sonunda bu oran yüzde 1,60’a çıktı. Kredilerde de aynı dönemde oran yüzde 1,14’ten 1,65’e çıktı.
BANKA HABERLERİ
Türkiye İş Bankasından 2024’te 45,5 milyar lira net kar
Banka, yaygın dağıtım ağı, dijital temas noktaları, geniş ürün portföyü ve toplumun her kesiminden tasarruf sahiplerine sunduğu hizmetlerle toplam mevduat hacmini 2,1 trilyon liraya yükseltti

Yayınlanma:
1 gün önce|
12/02/2025Yazan:
BankaVitrini
Türkiye İş Bankası, 2024’te 45,5 milyar lira net kar elde etti.
Bankadan yapılan açıklamaya göre, 2024 yıl sonu itibarıyla aktif büyüklüğünü bir önceki yılın sonuna kıyasla yüzde 35,5 artışla 3,3 trilyon liraya yükselten Türkiye İş Bankası, ‘Türkiye’nin en büyük özel bankası’ olmaya devam etti.
Ekonomiye sağladığı kaynak tutarı 1,7 trilyon lirası nakdi, 582,7 milyar lirası gayri nakdi krediler olmak üzere 2024 yıl sonu itibarıyla 2,3 trilyon liraya yükselen İş Bankası, yaygın dağıtım ağı, dijital temas noktaları, geniş ürün portföyü ve toplumun her kesiminden tasarruf sahiplerine sunduğu hizmetlerle toplam mevduat hacmini de 2,1 trilyon liraya yükseltti.
Türkiye’den 2025 yılında yapılan ilk ihraç olma özelliğini taşıyan 500 milyon dolar tutarındaki işlemin kupon faiz oranı yüzde 9,125 seviyesinde oluştu. Bugüne kadar Türk bankaları tarafından ihraç edilmiş olan ilave ana sermaye nitelikli Eurotahviller arasındaki en düşük kupon faiz oranı ve en düşük prim ile sonuçlanan işleme 1,5 milyar dolara ulaşan talep geldi.
Uluslararası piyasalarda Bankaya duyulan güvenin bir göstergesi olan bu işlemden önce kasım ayında da Banka, toplam tutarı 1,1 milyar dolar olan 371 gün vadeli sürdürülebilir sendikasyon kredisi sözleşmesi imzaladı ve böylece 2023 yılının aynı döneminde kullanmış olduğu krediyi yüzde 124 oranında yeniledi.
Küresel iklim senaryolarının yanı sıra ülkenin sektörel dinamiklerine ve müşterilerinin yeşil dönüşüm sürecindeki ihtiyaçlarına odaklanarak karbonsuzlaşma rotalarını oluşturan Banka, 2024 yılında bir ilke daha imza attı ve Net Sıfır Bankacılık Birliği kapsamındaki karbon yoğun sektörlerin tümünde 2030 emisyon azaltım hedeflerini duyurdu.
Tarım ve girişimcilik başta olmak üzere çeşitli alanlarda geleneksel banka şubelerinden ayrışan ihtisas şubelerini yaygınlaştıran Türkiye İş Bankası, kuruluşunun 100. yılında ülke için stratejik öneme sahip turizm sektörüne odaklanmak üzere ilk Turizm İhtisas Şubesi’ni de Antalya’da hayata geçirdi.
2024 yılında 45,5 milyar lira net kar elde eden Bankanın öz kaynak büyüklüğü 2023 yıl sonuna göre yüzde 18,9 oranında artarak 318,3 milyar liraya ulaştı. Güçlü sermaye yapısını koruyan İş Bankası’nın sermaye yeterlilik oranı yüzde 19,7 seviyesinde gerçekleşti.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, 100. yılı geride bırakırken iklim değişikliğiyle mücadele, yapay zeka, kültür-sanat, eğitim, çevre, spor, bilim gibi birçok alanda büyük projelere ve işbirliklerine imza atmanın gururunu yaşadıklarını belirtti.
Büyük bir heyecan ve coşkuyla ikinci yüzyıla başlarken, her zaman bir finansal kuruluştan fazlası olduklarını ortaya koyarak ülkeye hizmet etmeye, ekonomik ve toplumsal gelişime destek olmaya, geleceğe taşınabilecek ve çocuklara gururla bırakılabilecek kalıcı değerler yaratmak için sorumluluk almaya devam edeceklerini kaydeden Aran, ‘Uluslararası piyasalarda ilk kez gerçekleştirdiğimiz 500 milyon dolar tutarındaki ilave ana sermaye nitelikli Eurotahvil ihracımızla da ikinci yüzyılımıza çok güçlü bir giriş yapmış olduk.’ ifadesini kullandı.
ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA
MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN SAHAYA İNDİ

Yayınlanma:
1 gün önce|
12/02/2025Yazan:
Erol Taşdelen
TCMB Başkanı Dr. Fatih KARAHAN, Ankara dışında sanayici ve İş İnsanları ile bir araya gelip sunumlar yaptı. Çok da iyi oldu. Zira, TCMB ana hedefi olan özellikle son 2 yıldır Enflasyon belası ile uğraşırken yaptıklarını topluma direkt anlatamama sıkıntısı yaşıyordu. Aylık basına yapılan sunumlar ise aşırı teknik ifadeler içerdiği için toplumca pek anlaşılamıyordu.
Bunu TCMB kurmayları ve Başkanı fark etmiş olmalılar ki bu hafta Eskişehir, Uşak ve Denizli toplantıları planlandı. 10-11 Şubat’ta Uşak ve Denizli’de sanayici ve İş İnsanlarına sunumlar yaptı. Sunumlara katılmış biri olarak basına kapalı olması nedeni ile görüş bildirmem etik olmazdı. Banka resmi sitesinde “TCMB PARA POLİTİKASI ve MAKROEKONOMİK GÖRÜNÜM” başlıklı sunumu paylaştığı için sunumun içeriği ile ilgili değerlendirme yapmamda sakınca yok.
Bir defa sunum, “2013 yılından bu yana, yurt genelinde düzenli aralıklarla, farklı sektör ve ölçeklerden firmalar ile yüz yüze görüşmeler yapılıyor. Denizli ve Uşak bölge illerinde 2024 yılı içinde 700, son 5 yıl içinde toplamda 3.700 firma görüşmesi yapılmıştır” ifadeleri ile başlıyor. Benim buna Uşak özelinde itirazım var. “Başkana yanlış bilgi veriliyor” diye düşünüyorum. Diğer illeri bilmem ama Uşak özelinde 2024 yılında firmalar ile yüz yüze görüşmeler gerçekleşmedi. Anketleri “görüşme” diye bildiriyor olabilirler ama yüz yüze görüşme olmadı! İki yıl önce TCMB İzmir Bölge ziyaretimde direkt Reel Sektörü müdürüne eleştiri olarak bu konuyu iletmiştim. Demek ki uyarılarım dikkate alınmamış! EXİMBANK’ın İzmir Bölge Müdürü ve ekibi ve Denizli Bölge Müdürü ve ekibi her yıl Uşak firmalarını ziyarette bulunur örnek almasını dilerim. Konumuza dönelim…
SUNUMDA 5 TEMEL MESAJ VARDI!
25 yıllık bankacılık deneyimi, 8 yıllık sanayi içindeki tecrübem ile benim açımdan sunumda 5 temel mesaj vardı.
- Kuru Baskılamıyoruz, Net Döviz Rezerv arttı : Başkan Karahan kamuoyu zihninde yer alan “kur baskılanıyor” düşüncesinin doğru olmadığını, “kur baskılamak için döviz satmamız gerekiyor oysa Swap hariç döviz net rezervlerimiz Mayıs 2023’de -60,5 milyar USD’de iken, Ocak 2025’de 126 milyar USD artış ile +65,4 milyar USD seviyesine geldiğini” belirtti. Bunun, “Cari dengede iyileşme ve Dış finansman ihtiyacının azalmasından; Sermaye girişlerinin yeniden başlamasından; Döviz Arzının artması, döviz talebinin azalmasından” kaynaklandığının altı çizildi. Rakamlar da bu söylemi destekliyordu. Zira, Mayıs 2023’de 56 milyar USD olan 12 aylık birikimli açık 48 milyar USD azalarak Kasım 2024’de 7 milyar USD’ye gerilemişti. 12 aylık birikimli Cari Açık/GSYİH oranı da 2023-II. dönemde %5’den 2024-III. Döneme %0,7’ye düşmüştü. Döviz ile ilgili diğer direkt mesajlar ise, Kur taahhütlerinin olmadığı; rezerv iyileşmenin “carry trade” kaynaklı değil yurtiçi kaynaklı iyileşmeden kaynaklı olduğunun altı çizildi. Diğer bir ifade ile yastık altı dövizden sisteme girişler olduğu ima edildi. CDS Risk Priminin Mayıs 2023’de 703 iken Şubat 2025’de 255’lere kadar düşmesi yıllık yurt dışı faiz ödemelerinin 7 milyar USD düşüş katkısı sağladığının altı çizildi. Hazine’nin Yurt Dışı Borçlanma maliyeti Mayıs 2023’de %11,3 iken, Şubat 2025’de %6,6’ya düştüğü belirtildi. Bankaların yurt dışı sendikasyon maliyeti de aynı dönemlerde %9,6’dan %7’ye gerilediği belirtildi.
- Dezenflasyon süreci devam etmekte: Enflasyon ile ilgili sıkı duruşlarının sonuçlarının alınmaya başlandığını; bu duruşun devam edileceği belirtildi. Enflasyon ile mücadelede, “Talep dengelenmesi; Fiyatlama davranışlarında normalleşme; Beklentileri iyileştirme” stratejisi uygulandığı belirtildi. 2022 yılındaki yıllık enflasyon %64,3 olurken, 2023 yılını %64,8’e yükselmesi karşılığında 2024 yılını % 44,4 ile kapatıldığını, 2025 hedeflerinin %24 olarak revize edildiği belirtildi. Alt kalemlerde 2023-25 döneminde Temel Mallarda %52,8’den %24’de; Gıda’da %72’den %41,8’e; Hizmetler sektöründe %90,7’den %62,9’a düzelme olmasına rağmen özellikle Hizmetler sektöründe yüksek oranın devam ettiğini burada da Kira ve Eğitim harcamalarının yüksek kaldığını bunun da 2025’e taşındığının altı çizildi. “Tüketici ve firmaların enflasyon beklentileri de gerileme eğilimine girmiştir” tespiti yapılarak Yatırımdaki büyümenin 1990’lar seviyesine gerilemesine rağmen Ekonomideki Büyümenin harcama artışından kaynaklandığı 2004-19 yıllarındaki %4,7 olan ortalama harcama değişiminin 2020-24 döneminde %11 olduğunu bu alanın kontrol altına alınması için talep daraltıcı politikalar izlendiği belirtildi. Bu tespit; TCMB’nin Kredi kartlarındaki daraltıcı uygulamalarını da bu çerçevede değerlendirmek lazım ve bu stratejisi ile uyumlu olduğu anlamına geliyor ki, Hanehalkı harcamalarını baskılanması bir süre daha devam edeceği anlamına da gelmekte. Tabi bu durumda esnafın işlerinin kötüleşeceği; toptancı ve sanayicinin bundan olumsuz etkileneceği, bu sürecin zaman aralığı bilinemediği için firmaların bu talep daralması duruma ne kadar dayanacağı yönünde bir değerlendirme ise yapılmamış. Var ise de sunumda yer almadı. Konkordato ve firma iflas sayılarının artışı aslında buradaki sıkıntının işaretlerini net veriyor.
- KKM’yi bitireceğiz: KKM konusunda TCMB çok net. KKM sürecinin tamamlandığını, buradaki avantajın zamana yaygın şekilde hızla bitirileceği mesajı verildi. KKM’de Vergi avantajının ortadan kaldırılması; süre olarak yapılan kısıtlamalar aslında bir süredir KKM’nin bitirileceği netti. Ağustos 2023’de KKM hacmi 143 milyar USD iken, Ocak 2025’de 114 milyar USD düşerek 26 milyar USD seviyesine gerilemiş durumda. Sunum sonunda sorduğum; “Bankalardan kredi kullanarak yapılan KKM’lere bir işlem yapılacak mı? Hazine ve TCMB üzerinden haksız, sistem boşluğundan fırsatçı kazanç elde edildiği; mevduat blokesi ile nakit karşılıklı kullanılan krediler bloke edilerek yeni krediler ile kat ve kat KKM hesaplar açıldı, bunlara yönelik bir yaptırım gelecek mi; bu ödemelerin geri alınması gerekmez mi?” şeklindeki sorum ise cevapsız kaldı. Hazine, MASAK ve TCMB’nin böyle bir çalışma var ise de en azından bilgi paylaşımı yapılmadı; bendeki izlenim bu yönde bir çalışma olmadığı ve Hazine ve TCMB tarafından ödenen bu zararın sineye çekileceği yönünde oldu.
- İhracat artarken, ithalat azaldı: 12 aylık birikimli İhracat Mayıs 2023’de 254 milyar USD iken Ocak 2025’de 9 milyar USD artarak 263 milyar USD’ye yükseldi. Aynı dönemde 376 milyar USD olan ithalat ise 30 milyar USD azalarak 347 milyar USD seviyesine geriledi. “Küresel ticaret kademeli olarak toparlansa da zayıf seyretmektedir” dendi. Avrupa’nın mal ithalatı yavaşlarken, Türkiye açısından olumlu verinin Avrupa’daki pazar payımız artması oldu. 2022 yılında AB ülkelerinin ithalatında Türkiye’nin payı %3,3 iken 2024 yılında %4 oldu. Sanayi üretiminde 2022 yılından bu yana yataya yakın seyir gözlenmesi ise dünyadaki bu yöndeki gelişme ile paralel olması şeklinde açıklandı.
- Reel Sektöre destek devam edecek: Reel sektöre TCMB Reeskont kredi desteğinin Ocak 2024-25 döneminde 635 milyar TL olduğunu; Faiz avantajı ve %2 Döviz Dönüşüm desteğinin de aynı dönemde 182 milyar TL olduğu belirtildi. Uşak ili sanayicilerinden ve TOBB Geri Dönüşüm Meclis Üyesi Arif ÖZTAN‘ın gelen “%2 kur desteği yükseltilsin” yönündeki talep ise bu yöndeki isteklerin değerlendirildiği belirtilerek cevaplandı. Reel sektör temsilcilerin TCMB kredi için EXİMBANK’a verdikleri Teminat Mektubu komisyon oranlarının bankalarca yüksek istendiği hatta Halkbank gibi bir kamu bankasının %4 gibi komisyon istediği bu yönde “banka ücret ve komisyon oranlarına müdahale edebilen TCMB’nin bu tür kredilere EXİMBANK’a verilecek mektup komisyonlarında sınırlama getirmesi gerektiği” de katılımcılar tarafından talep olarak TCBM Başkanına direkt iletildi. TCMB Reeskont kredilerindeki “döviz almama” koşulu hem döviz hem TL kredi kullanan ve döviz ödemeleri olan firmaları zorlama noktasına getirdi. Zira, TCMB Reeskont kredisi kullanan firmalar bir yıl kredi vadesi boyunca ithalat gibi bazı ödemeler hariç döviz alamıyor aksi halde kullandığı tüm kredi ana parasının %3’ü kadar ceza yiyor. Taahhüt konusunda ek süre talep eden firmalar da oldu. Banka kredi faiz oranlarındaki yükseklik ve finans maliyetlerin artması ise ortak sorunların başından geldi. Döviz çeklerindeki yasaklar ve firmalar arasındaki döviz ödeme yasağı firmaların kur farkından zararına oluşturduğu yönündeki sorular da gündemdeydi. Bu hafta firmaların döviz bulundurma oranı ile ilgili yasağın kalkması aslında reel sektörün elini güçlendirirken; yüksek maliyetleri bulan Bağımsız Denetim Rapor zorunluluğu gibi uygulamalar halen devam ediyor. Benim görüşüm bu alanda da sınırın daraltılması bunun yerine firmalara destek ve kılavuz olması için Sanayi Ticaret Odalarında “FİNANS OFİSİ” kurulmasının daha faydalı olacağı yönünde. Reel Sektör temsilcilerinden Uşak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Selim KANDEMİR talebi de “ara eleman” bulmadaki zorluklardan dolayı Uşak’a Merkez Bankanın Teknik Meslek Liseleri yapılması için maddi destek sağlaması oldu.
Kısaca, TCMB Başkanının Reel Sektör ile buluşma girişimi başarılı geçti ve yerinde oldu. Zira, Ekonomi kurmaylar uzunca bir süre sahlardan uzaklaşmış, piyasadaki olumsuz havayı dağıtacak, Güven oluşturacak aksiyon almamıştı. Bu tür toplantılar hiç kuşkusuz çok faydalı ve ekonomi kurmaylara taleplerin birinci elden dillendirilmesi için de fırsat yaratıyor. Uşak ve kendi adıma çok verimli bir toplantı idi. Uşak Valiliğinin akşam düzenlediği yemek sonra soru cevap kısmı da katılımcı olarak benim açımdan çok verimli geçtiğini düşünüyorum. Reel Piyasada güvenin tesisi için bu tür toplantılar yaygınlaştırılması ve ekonominin diğer tarafları da TCMB’nin başlattığı ziyaret programına benzer şekilde sahada olmalı. “Reel Sektör ile yüz yüze görüşüyoruz” diye rapor yapan İzmir Bölge Reel Sektör müdürünü de kısa sürede Uşak firmalarını gezerken görmek isteriz.
Erol TAŞDELEN-Ekonomist www.bankavitrini.com
***********
Başkanımız Dr. Fatih Karahan Uşak ve Denizli’de “Para Politikası ve Makroekonomik Görünüm” başlıklı sunum tamamı:
Kaynak TCMB: https://tcmb.tl/zWa9abc
FARK YARATANLAR
FARK YARATANLAR
KATEGORİ
- ALTIN – DÖVİZ – KRIPTO PARA (749)
- BANKA ANALİZLERİ (135)
- BANKA HABERLERİ (2.943)
- BASINDA BİZ (56)
- BORSA (405)
- CEO PERFORMANSLARI (27)
- EKONOMİ (2.722)
- GÜNCEL (2.619)
- GÜNDEM (2.994)
- RÖPORTAJLAR (46)
- SİGORTA (126)
- ŞİRKETLER (1.975)
- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK (408)
- VİDEO Vitrini (19)
- YAZARLAR (806)
- Arif Öztan (7)
- Ayşe Muzaffer Sunguroğlu (6)
- Dr. Abbas Karakaya (60)
- Erden Armağan Er (45)
- Erol Taşdelen (445)
- Gizem Taşdelen (4)
- Gülbeyaz Gergün (44)
- Kemal Emirhan Mendi (1)
- Murat Şenol (25)
- Mustafa Akpınar (25)
- Onur ÇELİK (7)
- Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz (73)
- Serhat Can (6)
- Süleyman Çembertaş (13)
- Tungay Dere (17)
- Uğur Durak (33)
YAZARLAR

Vatandaş kredi ve kredi kartında batıkta!

TÜSİAD Başkanı Turan: Sanayici çok zorlanıyor

ENFLASYONA GÜNAH KEÇİSİ ARANIYOR: TALEP Mİ, MALİYET Mİ?

Türkiye İş Bankasından 2024’te 45,5 milyar lira net kar

MERKEZ BANKASI BAŞKANI FATİH KARAHAN SAHAYA İNDİ

Elon Musk Oval Ofiste: Bütçe açığı iflasa neden olabilir!

Sabancı Holding, bankacılık ve finansal hizmetler faaliyetlerini tek çatı altında yürütecek

ÖLÜ AT TEORİSİ

ŞEKERBANK SATIŞI İPTAL OLDU!

Tekstil Sektörü sil baştan: Pamuk Yasaklanıyor, sağlıkçılar endişeli…

HİZMETKAR LİDER NASIL BİR ÇALIŞMA ORTAMI YARATIR?

Üç ay önce Halka Arz için başvuru yapan firma Konkordato aldı

Prof.Dr. YILMAZ: Emeklilerin gözünden Türkiye’nin güncel durumu: Eğilimler ve gerçekler

Suriye, Türkiye’den gidecek mallara yüzde 500 vergi koydu!
- Tarihi Zirveyi Gördü: Gram altındaki yükseliş devam edecek mi? 12/02/2025
- Son dakika: Bugünkü Sayısal Loto çekilişi sonuçları belli oldu! 12 Şubat 2025 Çılgın Sayısal Loto bilet sonucu sorgulama ekranı! 12/02/2025
- Son dakika: Bugünkü Şans Topu çekilişi sonuçları belli oldu! 12 Şubat 2025 Şans Topu bilet sonucu sorgulama ekranı! 12/02/2025
- SON DAKİKA HABERİ: Emekli ikramiyesi kaç TL olacak? Rakamın açıklanacağı tarih belli oldu 12/02/2025
- Son 4 yılda cirosunu 20 katına çıkardı 12/02/2025
- Son dakika | Borsa günü düşüşle tamamladı 12/02/2025
- Yemek Kartları Marketlerde Geçecek Mi? Yemek Kartları Vergi Kararı Uygulamaya Geçti Mi, Vergi Uygulanacak Mı? Multinet, Pluxee, Ticket, Setcard… 12/02/2025
- ABD'de üretici enflasyonu Ocak'ta tahminleri aştı 13/02/2025
- Döviz kredileri 2019'dan bu yana en yüksek seviyede 13/02/2025
- Sabancı, 8 şirketiyle CDP Küresel Liderler listesinde yer aldı 13/02/2025
- Şişecam 90 yaşında 13/02/2025
- Bakan Şimşek'ten cari denge yorumu 13/02/2025
- Türkiye ile Pakistan arasında 24 anlaşma imzalandı 13/02/2025
- Döviz mevduatlarında yerel seçimlerden beri en hızlı artış 13/02/2025
ALTIN – DÖVİZ
BORSA
KRIPTO PARA PİYASASI
Popüler
-
GÜNDEM4 yıl önce
Sedat Peker’in bahsettiği otel: Günlüğü 106 bin TL
-
GÜNCEL2 yıl önce
Zara Ve Mango’ya Üretim Yapın Tekstil Devi Konkordato Talep Etti
-
BANKA HABERLERİ2 yıl önce
TCMB Başkanı için ismi geçen GAYE ERKAN First Republic Bank’tan ayrılma süreci
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
AKBANK çöktü : Dijital Bankacılık sorumlusu GMY CİVELEK ortada yok!
-
BANKA HABERLERİ4 yıl önce
HSBC terbiyesizliği : “Sabancı alana “AKBANK bedava”
-
BANKA ANALİZLERİ2 yıl önce
YILIN İLK YARISINDA İŞBANK RAKİPSİZ LİDER AKBANK SONUNCU SIRADAN KURTULAMIYOR
-
GÜNDEM1 yıl önce
Bankacılığı bırakıp eskortluk yapmaya başladı: Haftalık kazancı dudak uçuklattı