Connect with us

BANKA HABERLERİ

FED yumuşak inişi başarırken, Avrupa’nın işi çok zor

Yayınlanma:

|

Avrupa Merkez Bankası dün sonuçlanan olağan PPK toplantısında beklentimize paralel faiz oranını 25 baz puan artırdı. Böylelikle mevduat faizi %4’e, politika faizi %4,5’e, borç verme faizi ise %4,75 seviyesine yükseltildi. Her ne kadar ECB Başkanı Lagarde, ihtiyaç duyulması hâlinde daha fazla faiz artırımına gidebilecekleri yönünde kapıyı aralık bırakırken, faiz oranlarının bir süre daha kısıtlayıcı seviyelerde kalması gerektiğinin de altını çizdi.

Euro bölgesinin tehdit eden durgunluk riski, art arda gelen 10. faiz artırımı ile faiz oranlarının rekor seviyelere yükselmesi, büyük ihtimalle bundan sonrası için artık frene basılma ihtimalinin arttığını düşündürüyor. Euro’yu paylaşan 20 ülkenin merkez bankası (ECB), enflasyon ve büyüme tahminlerini de değiştirdi. Enflasyonun önümüzdeki iki yıl içinde %2 hedefine doğru daha yavaş düşmesini beklerken ekonomik büyüme tahminlerini ise düşürdüğünün altını çizelim!

Avrupa’da fiyatlar hâlen daha hedef oranın iki katından fazla artma eğilimindeyken, yüksek borçlanma maliyetleri ve Çin’de yaşanan göreceli olarak sıkıntılı tablo, ekonomik aktiviteyi daha da zorlamaya başlayacağını düşünüyoruz. Bu ortamda ECB’nin faiz artırımlarında sona geldiğinin anlaşılması ardından Avrupa’nın 10 yıllık gösterge tahvil getirileri gerilerken, Avrupa hisseleri dün günü yükselişle tamamladı.

ECB faiz kararı kadar dün gözler ABD’de açıklanan üretici fiyatları ve perakende satışlar verisine de çevrildi. Üretici fiyatları tıpkı manşet TÜFE enflasyonu gibi beklentileri aşsa da, piyasalar buna pek de takılmadı. Neden mi? Elbette enflasyonun yükselmesinin arkasında arz kesintileri ile petrol fiyatları yatarken, çarşamba günü açıklanan çekirdek (kontrol edilebilir) enflasyonun gerilemesi piyasaları FED’in faiz artırımı ile işinin bittiğine ikna etti. Bu arada dün yine FED’in yakından takip ettiği perakende satışlar verisinin de beklentileri aşması (her ne kadar bu veride de petrol fiyatlarının ayak izi olsa da) resesyon korkularını bertaraf etti. Hûlasa, FED enflasyonla savaşırken, ekonomiyi de ‘yumuşak’ bir şekilde ya da daha basit bir anlatımla durgunluğa sürüklemeden yavaşlatmayı başardığı yönünde inanış piyasaların da yüzünü güldürdü.

ABD borsaları son 2 günde açıklanan kritik makro ekonomik verileri olumlu olarak karşılamasına paralel dün geceyi %1 civarında yükselişle tamamladı. Doların piyasa kuru olan DXY 105,3 seviyesine kadar yükselerek 9 haftadır kesintisiz yükselişini bir adım daha ileriye taşırken, bültenimizi yakından takip eden okurlarımızın haftalar önce ön plana çıkardığımız 105,3 teknik seviyesini anımsayacaktır. Dün olumlu verileri ardından doların değer kazanması ile DXY’de önemli teknik seviyenin test edilmesi sonrasında haftanın nasıl kapanacağına bakacağız. Doların değer kazanmaya devam etme ihtimalini dışlamıyoruz. 105,3 seviyesinin ötesine ilerlemeyi başarırsa, yeni hedefi 107,2 seviyesi olacaktır.

Doların elinin güçlendiği günde, para birimlerinin büyük bir kısmının da beklentimize paralel baskı altında kaldığını görüyoruz. EUR 1,06 seviyesine gerilerken, 1,30 seviyesinin üzerinden kısa pozisyona sahip olduğumuz GBPUSD paritesi 1,24 seviyesinin altını test ederek 1,2320 seviyesindeki hedefimize bir adım daha yaklaştı. Doların elinin kuvvetlenmesine paralel doların piyasa faizi olan 10 yıllık devlet tahvil getirisi %4,28 seviyesine hafif de olsa yükselirken, altının ons fiyatı önemli bir değişim göstermeden 1,910-1,920 dolar bandında salınmaya devam etti. Brent petrol dün 94,50 dolar ile yılın en yüksek seviyesine test ederken (küresel risk iştahı için olumsuz bir gelişme), Japon Yeni tehlikeli sularda yüzmeye devam ediyor! Büyük resimde, bir süre daha doların güçlü kalacağını akabinde ise ciddi mânâda değer kaybedeceğini öngörüyoruz.

TCMB verilerine göre 3 aya kadar TL mevduat faizi %40,87 seviyesine yükselirken, tüketici kredi faizi %60 seviyesine dayandı. Faiz grafiğinde tüm eğriler yukarıya doğru yönelmeye devam ediyor (bakınız grafik). TCMB’nin haftaya perşembe günü düzenleyeceği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına ilişkin ForeksTurkey tarafından düzenlenen anketin sonuçları da dün dikkatle takip edildi. 24 kurumun katıldığı anketin medyan beklentisi 500 baz puan faiz artırımına işaret ederken, en düşük faiz artış tahmini 250 baz puan en yüksek ise 650 baz puan olmuş. Para politikasında iletişimin ne kadar önemli olduğunun altını çizerek, PPK’nın haftaya 500 baz puan faiz artışına gideceğine bizler de ihtimal veriyoruz.

Türkiye cephesinde ise son günlerde hisse senedi piyasalarında egemen olan satıcılı seyir ardından dün ana endeks günü %1,3 yükselişle tamamlarken, bankacılık endeksi önemli bir değişim kaydetmedi. USDTRY kuru 27,00 seviyesinin kıyısına gelirken, CDS risk primi 388 puan seviyesinde yatay bir seyir izlemeye devam ediyor. 2 yıl vadeli gösterge faiz ise %28 seviyesinde.

Çin’de bu sabah açıklanan ve beklentileri aşan sanayi üretimi ve perakende satışlar verisi, Asya piyasalarına moral olmuş. Hatırlanacağı üzere dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin deflasyona ve durgunluğa girdiği yönünde son veriler ve adeta kanayan bir yara hâline gelen emlak sektörü, dünyanın geriye kalan kısmının da tehdit ediyordu. Bu bağlamda, beklenenden iyi gelen Çin ekonomik verilerinin, dünyanın en büyük merkez bankalarının sıkılaştırma kampanyalarının sona yaklaştığı yönündeki beklentilerden gelen olumlu havayı artırmasının ardından, Asya hisse senetleri haftanın son iş gününde güçlü bir şekilde yükseldi. Gösterge endeks Tokyo borsası ve Hong Kong borsası %1,4 yükselirken, ABD borsalarının da vadeli işlemlerinde hâkim rengin yeşil olduğunu görüyoruz.

Mali piyasaları gündeminde bugün Türkiye cephesinde konut satışları, bütçe dengesi; dışarıda ise Rusya Merkez Bankası faiz kararı, ABD NY Fed imalat endeksi, sanayi üretimi, kapasite kullanımı ve Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi takip edilebilir. İyi bir haftasonu dilerim.

DXY

İlk hedefimiz olan 105,3 seviyesine geldik. Doların değer kazanmaya devam etme ihtimalini dışlamıyoruz. 105,3 seviyesinin ötesine ilerlemeyi başarırsa, yeni hedefi 107,2 seviyesi olacaktır.

1694751755a6be76a66f1d39fa19096be0f68f3dbe_1_1200.jpg

TCMB Brüt Döviz ve Altın Rezervleri

8 Eylül ile biten haftada, brüt döviz rezervleri 0,5 milyar dolar artarken, altın rezervleri ise 0,5 milyar dolar azalmış. Böylelikle, brüt döviz ve altın rezervleri  120,6 milyar dolar ile önemli bir değişim kaydetmedi.

1694751755c690c54f1ef54b44672edbe2e8c6532f_2_1200.jpg

TCMB Swap hariç net rezervler

TCMB’nin swap ve hazine dövizleri hâriç rezervleri ise eksi 66,8 milyar dolar ile yatay bir seyir izledi.

1694751755c86ed185b116db9f5c55c32dcf0abed7_3_1200.jpg

TCMB net döviz pozisyonu günlük değişim

1694751756e73baa5afc5a7e66fba492dcd7019a8a_4_1200.jpg

DTH

Yurtiçi yerleşiklerde gerçek kişilerin döviz mevduatları 1 milyar dolar gerilerken, tüzel kişilerin ise 0,5 milyar dolar artmış. Stok rakam 177,8 milyar dolar.

16947517568b2e8325eebc31965a43bdfcf53462c0_5_1200.jpg

KKM

BDDK verisine göre KKM hacminde yaklaşık 16 milyar TL daralma gördük. Devlet katkısı da olduğu için reel rakamı tam olarak hesaplayamıyoruz. Lâkin, bilançonun TL tarafında artış olması, KKM’den çıkan paranın mevduata gittiğine işaret ediyor. TL mevduat faiz oranını da bir sonraki grafikten takip edebilirsiniz.

169475175786dfd099d192d7553701f3c217a5b338_6_1200.jpg

Fiili Faiz Oranları

Yön kuzeye!

16947517574f9bd244475d74a5d32a38227f63012a_7_1200.jpg

İktisatbank

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Yapay Zekâ Müşteri Temsilcileri Şivenizle Konuşacak

Yayınlanma:

|

Yazan:

Geleneksel çağrı merkezleri; uzun bekleme süreleri, karmaşık IVR menüleri ve tükenmiş müşteri temsilcileriyle karakterizedir. Müşteri temsilcileri genellikle katı senaryolara ve konuşma metinlerine bağlı kalarak iletişim kurar. Müşterilerin iletişim geçmişini yeterince değerlendirerek konuşmayı farklılaştırma imkânı yok denecek kadar azdır. Aynı problemi defalarca anlatmak zorunda kalan müşteriler ise bu durumdan oldukça yorulur. Bu gerginlik hem temsilcilere hem de müşterilere yansır.

Ancak son yıllarda gelişen yapay zekâ teknolojileriyle birlikte, çağrı merkezi deneyimi köklü biçimde değişiyor. Artık müşteriler aradıkları anda, IVR ile boğuşmadan, tüm iletişim geçmişlerini bilen, onları tanıyan bir yapay zeka müşteri temsilcisine bağlanabilecek. Kişisel bir dille karşılanıp, daha hızlı çözümler elde edebilecek.

Anında Yanıt: “Aradığınızda Karşınızda Bir Temsilci Var”

Klasik bir çağrı merkezinde kapasite kısıtları ve vardiyalar sebebiyle çağrıların cevapsız kalması sık rastlanan bir durumdur. Profit.co tarafından yayınlanan bir çalışmaya göre, müşteri temsilcisine bağlanmak için iki dakikadan fazla bekleyen müşterilerin yüzde 60’ı çağrıyı sonlandırıyor. Bir müşterinin iletişim merkezini aradığında çağrısının yanıtsız kalması sadece anlık operasyonel gecikme değildir, “önemsizim” algısı yaratır ve bu his, gelecekteki tüm temas noktalarını olumsuz etkileyerek müşteride uzun vadeli bir sadakat riski yaratıyor. Bu da sosyal medyada olumsuz yorumlar, şikâyet artışı ve marka algısında kalıcı zedelenme anlamına geliyor.

Zendesk’in 2023 tarihli Müşteri Deneyimi Raporu’na göre, müşterilerin yüzde 76’sı yalnızca bir kötü deneyim sonrasında bile markadan tamamen vazgeçebileceğini belirtiyor.

Yapay zekâ destekli temsilciler, bulut işlemcilerle desteklendikleri için arama geldiği anda devreye girebiliyorlar. İşlemci gücü dışında bir kapasite kısıtları yok. Böylece müşteri hatta hiç beklemeden, IVR’dan geçmeden, doğrudan yapay zeka müşteri temsilciyle görüşmeye başlayabiliyor. Bu iletişim merkezinin ulaşılabilirliğini maksimuma çıkarıyor ve çok önemli bir sadakat problemini çözüyor.

Ayrıca klasik çağrı merkezlerinde müşteriler her aradıklarında farklı temsilciye bağlanıp konuyu baştan anlatmak zorunda kalıyor. Invoca tarafından yayınlanan bir anket sonucuna göre, müşterilerin yüzde 53’ü bu durumu oldukça sinir bozucu buluyor. Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri ise CRM ile entegre çalışarak müşterinin geçmişini hatırlıyor, sorunların tekrar anlatılmasına gerek kalmadan bağlama uygun şekilde yanıt verebiliyor. Konuşmanın her anında, daha önce yaşananları dikkate alabiliyor.

Gerçek Kişiselleştirme: “Şivesini, Tonunu, Kelimesini Seçiyor” McKinsey tarafından yapılan bir araştırmaya göre, müşterilerin yüzde 71’i markalardan kişiselleştirilmiş hizmet bekliyor. HubSpot verilerine göre, yapay zekâ kullanan temsilciler yüzde 64 oranında daha fazla kişiselleştirme sağlayabiliyor.

Yakın bir gelecekte, yapay zekâ temsilciler, müşterinin geçmiş verilerini analiz ederek onun tercih ettiği kelimeler, tonlama ve hatta bölgesel şiveyle konuşabilecek. NLP (Doğal Dil İşleme) teknolojisi sayesinde konuşma tarzını anlık değiştirebilen bu sistemler, her müşteriye farklı bir deneyim yaşatacaklar.

Yapay zeka müşteri temsilcileri gerektiğinde sohbeti yumuşatıp, tonu ayarlayacak, konuşma devam ettikçe müşteriyi daha da tanıyarak süreç boyunca kişiselleştirilmeyi artırabilecekler. Yapay zeka müşteri temsilcileri konuşma devam ettikçe müşteriyi ses biyometrilerinden ve konuşmasından, cümle yapısından tanıyarak bazı güvenlik seviyelerini otomatik geçecek. Şüpheli durumlarda veya gerginliklerde insanı ne zaman devreye alması gerektiğinin ayrımını yapabilecek.

Bu gelişme için tüm teknolojiler hazır. Müşteri temsilcisinin şivesini düzenleyen programlar hayatımıza girdi bile. Sesten ve kullanılan kelimelerden duygu analizi yapıp konuşma kalitesini değerlendiren yapay zeka sistemleri var. Konuşma devam ettikçe müşteriyi sesinden ve konuşmasından tanıyan dolandırıcılık önleme programları birçok finans kuruluşunda kullanılıyor. Önümüzdeki dönemde bu teknolojileri yapay zeka asistan platformlarında birleştiren bir çok şirket göreceğiz.

Global örnekler giderek artıyor. Reuters’in haberine göre NatWest, OpenAI destekli Cora ve AskArchie sistemleriyle müşteri memnuniyetini yüzde 150 oranında artırdı. Commonwealth Bank, Microsoft ile birlikte geliştirdiği sistemle günde 50 binden fazla canlı sohbet isteğine yanıt veriyor. JPMorgan ise 2024 yıllık raporunda, yapay zekâ sayesinde işlem maliyetlerini yüzde 30 düşürdüğünü, müşteri bağlılığını ise yüzde 25 artırdığını belirtiyor.

Türkiye’de örnekler var. Fintechtime Haziran 2025 sayısında Aktifbank’ın yapay zeka ve veri analitiğini odağa taşıdığı aktarılıyor. Yapay zekâ müşteri temsilcileri üzerine araştırma geliştirme yapıldığını belirtiyor. Bu sayede müşterilere daha hızlı ve güvenli hizmet sunulacağı, dolandırıcılık analizlerinin güçleneceği vurgulanıyor. Vodafone Türkiye web sitesinde, müşteri hizmetlerinde yapay zekâ müşteri temsilcileri ve sesli chatbot’lar kullandığını ilan ediyor. Müşterilerle yüzde 80 oranında “botlarla” iyileştirilmiş deneyim sunulduğunu, yapay zekâ sistemlerinin iletişimleri takip ettiğini ve duygu analiziyle öfke ya da sorunlu geri dönüşleri tespit ederek gerçek personele yönlendirdiği anlatılıyor.

Sonuç :

Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri, yalnızca çağrı merkezlerinde bir verimlilik aracı değil, aynı zamanda markaların müşterileriyle kurduğu ilişki biçimini temelden dönüştüren bir paradigma değişimini temsil ediyor. Bu yeni nesil temsilciler, anında yanıt verebilen, kişisel bağ kurabilen ve güvenli iletişimi otomatikleştiren özellikleriyle müşteri deneyimini hem hız hem de kalite açısından yeniden tanımlıyor.

Bu dönüşüm; yalnızca çağrı merkezi operasyonlarını değil, aynı zamanda marka sadakatini, itibar yönetimini ve rekabet avantajını da doğrudan etkiliyor. Artık müşteriler, bir kurumla kurdukları ilişkinin sadece fonksiyonel değil, aynı zamanda duygusal ve kişisel olmasını bekliyor. Yapay zekâ, bu beklentilere ölçeklenebilir, sürekli ve tutarlı bir şekilde yanıt verme imkânı sağlıyor.

Finans, telekomünikasyon, e-ticaret ve kamu hizmetleri gibi pek çok sektörde, yapay zekâ temelli müşteri hizmetleri sistemleri yaygınlaşıyor. Bu modeller, yapay zekânın işlem gücünü ve tutarlılığını insan temasının empatik doğasıyla birleştirerek, her müşteri temasını değerli bir deneyime dönüştürüyor.

Yakın gelecekte, bu teknolojilerin daha da entegre olduğu, müşteriyle anlık olarak duygusal bağ kurabilen ve sürekli öğrenerek gelişen yapay zekâ sistemlerinin yaygınlaştığını göreceğiz. Bu sadece müşteri hizmetleri değil, tüm müşteri yolculuğu için bir dönüşüm anlamına geliyor.

Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri, kurumların geleceğe hazır olmasında kritik bir rol üstleniyor. Geçmişi bilen, anı anlayan ve geleceği öngörebilen temsilcilerle müşteri deneyimi artık bir maliyet kalemi değil, stratejik bir rekabet avantajı haline geliyor.

HBR-Dr. Erkut BALOĞLU

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Yapı Kredi emeklilere 27 bin liraya varan nakit promosyon sunuyor

Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Serkan Ülgen, “Emeklilerimizi kaliteli hizmet anlayışımız ile buluşturmak için promosyon kampanyamızı 27 bin liraya varan nakit promosyon ve ek ödüllerle zenginleştirdik” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapı Kredi, emekli maaşlarının yatırılması için Yapı Kredi’yi tercih eden emeklilere 27 bin liraya varan nakit promosyon imkanı tanıyor.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, 14 Haziran 2025’den sonra emekli aylığını, Yapı Kredi’den alma taahhüdü veren emekliler 15 bin liraya varan nakit promosyon kazanıyor.

Emekliler, 2 fatura ödeme talimatı vermeleri durumunda 5 bin lira, ilk kez kredi kartı alan veya mevcut kartları ile yapacakları bin lira ve üzeri harcamaya 5 bin lira ve ilk kez Yapı Kredi Mobil uygulamasına giriş yapmaları durumunda ise 2 bin liraya varan ödül kazanma fırsatı elde ediyor.

Böylece emekliler Yapı Kredi’den toplamda 27 bin liraya varan nakit promosyon avantajı yakalıyor.

Yapı Kredi müşterisi emekliler şubeyi ziyaret etmeden, diledikleri yerden Yapı Kredi Mobil, Bireysel İnternet Şubesi veya Müşteri İletişim Merkezi aracılığıyla emekli maaşlarını kolayca Yapı Kredi’ye taşıyabiliyor ve promosyon taahhüdü verebiliyor.

Yapı Kredi müşterisi olmayan emekliler ise e-Devlet üzerinden maaşlarını Yapı Kredi’ye taşıyabiliyor.

– ‘En iyi çözümleri sunmak için çalışmaya devam edeceğiz’

Açıklamada görüşlerine yer verilen Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Serkan Ülgen, Yapı Kredi olarak attıkları her adımda emeklilerin yanında olmaya devam ettiklerini belirtti.

Ülgen, müşterilerine pürüzsüz bir deneyim sunduklarını ve ayrıcalıklı hizmetleri ile emeklilerin bir adım önde olmasını sağladıklarını aktardı.

Emeklileri kaliteli hizmet anlayışları ile buluşturmak için promosyon kampanyalarını 27 bin liraya varan nakit promosyon ve ek ödüllerle zenginleştirdiklerine değinen Ülgen, ‘Müşteri odaklı yaklaşımımızla, emeklilerimizi ayrıcalıklı hizmetlerimizle desteklemeye ve onların finansal ihtiyaçlarına yönelik en iyi çözümleri sunmak için çalışmaya devam edeceğiz.’ ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.