Connect with us

EKONOMİ

II. TRUMP DÖNEMİ TÜRK İŞ DÜNYASI İÇİN HANGİ FIRSATLARI BARINDIRIYOR?

ABD’de Donald Trump’ın yeniden seçilmesi, Türkiye’den Amerika’ya ihracat yapan firmalar ve yatırımcılar için farklı ve yeni bir iş ortamı yaratabilir. Ticaret politikalarındaki olası değişiklikler, göçmenlik alanında yapılabilecek yenilikler ve sektörel teşviklerdeki güncellemeler, Türk iş dünyası için fırsatlar sunarken dikkat edilmesi gereken yönler de ortaya koyuyor. Kaliforniya merkezli Oguz Law’ın kurucusu hukukçu Dorukhan K. Oğuz, bu yeni dönemin Türk yatırımcılar için doğurabileceği fırsatları değerlendirdi.

Yayınlanma:

|

Amerika Birleşik Devletleri’nde Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi, küresel ticaret ortamında önemli bir dönüm noktasını işaret ediyor. Trump yönetiminin ticarete getirebileceği yeni değişiklikler, Türk ihracatçıları ve ABD pazarında büyümek isteyen Türk girişimciler tarafından büyük bir merak konusu. Oguz Law’ın kurucusu ve Kaliforniya Barosu’na kayıtlı Avukat Dorukhan K. Oğuz, bu yeni dönemde Türk şirketlerinin karşılaşabileceği fırsatlar ve zorlukları değerlendirdi.

ABD’ye ihracat ve ticaret anlaşmaları ile ilgili yeni düzenlemeler

Avukat Dorukhan K. Oğuz’a göre, Trump’ın “Amerika Öncelikli” ticaret politikası, ABD’ye yapılan ithalat sürecinde gümrük vergileri ve ticari düzenlemelere özel bir önem veriyor. Bu politikanın bir sonucu olarak, Türk ihracatçıları bazı ürünlerde daha yüksek vergiler veya ek kotalarla karşılaşabilir. Özellikle gıda, ilaç ve teknoloji gibi düzenlemeye tabi sektörlerdeki firmaların, ABD Gümrük ve Sınır Koruma (CBP) kurallarına uyum sağlaması uzun vadeli başarı için kritik önem taşıyor.

Öte yandan, Türkiye ve ABD arasındaki ticaret ilişkileri güçlü bir ivme kazanmış durumda. T.C. Dışişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, 2022 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 32,1 milyar dolarla rekor seviyeye ulaşırken, 2023’te ise 30,6 milyar dolar (TÜİK) olarak gerçekleşti. Her iki ülke de ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarma hedefini paylaşıyor. Bu ortak hedef doğrultusunda, Türk ihracatçılarının ABD pazarındaki fırsatları değerlendirmesi için işbirliği ve ticaret süreçlerine uyum sağlama çabaları önemini koruyor.

Ticari sözleşmeler ve hukuki önlemler

Avukat Dorukhan K. Oğuz, ABD pazarında başarı sağlamak isteyen Türk girişimcilerin, stratejik ortaklıklar kurmaları, güçlü bir yerel bağlantı ağı oluşturmaları ve dijital pazarlama stratejilerine yatırım yapmalarının önemine dikkat çekiyor. Yerel iş kültürüne uyum sağlamak, müşteriye hızlı ulaşan yenilikçi çözümler sunmak ve dijital platformlarda görünürlüğü artırmak, Türk girişimcilerin ABD pazarında rekabet avantajı elde etmelerine katkı sağlayacaktır. Ayrıca, Trump yönetiminin getirebileceği potansiyel ticari kısıtlamalara karşı hazırlıklı olmak için ticari sözleşme süreçlerinde dikkatli ve planlı hareket etmek önem taşıyor. Oğuz, bu yeni dönemde karşılaşılabilecek riskleri en aza indirmek ve ABD pazarında sağlam bir yer edinmek isteyen Türk şirketlerinin, güvenilir ve deneyimli bir hukuk bürosundan hukuki destek almalarının kritik bir unsur olduğunu vurguluyor. Bu sayede, sözleşme süreçlerinde doğru stratejiler geliştirilerek olası hukuki sorunlara karşı proaktif çözümler üretilebilir ve ABD’de güçlü bir varlık gösterilebilir.

ABD’deki sektörel teşvikler ve yeni fırsatlar

Trump yönetiminin teknoloji, sağlık ve yenilenebilir enerji gibi stratejik sektörlere verdiği öncelik, Türk girişimciler için çeşitli yeni fırsatlar doğurabilir. Özellikle temiz enerji, biyoteknoloji, yapay zekâ ve dijital sağlık gibi alanlarda faaliyet gösteren Türk şirketleri, bu teşviklerden yararlanarak ABD pazarında kendilerine sağlam bir yer edinebilirler. Dorukhan K. Oğuz’a göre, bu teşviklerden yararlanmak isteyen Türk girişimciler, güçlü yerel iş ortaklıkları kurarak ve dijital pazarlama stratejilerine ağırlık vererek başarıya ulaşabilir. Oğuz, bu sektörlerdeki büyüme fırsatlarını değerlendirmek isteyen Türk yatırımcıların, yerel pazar koşullarını yakından takip etmelerinin önemine dikkat çekiyor.

Göçmenlik politikaları ve yabancı yatırımcılar için beklentiler

Trump’ın yeniden başkan seçilmesiyle birlikte, göçmenlik politikalarında bazı yeniliklerin yapılması bekleniyor. Bu yenilikler, ABD’de iş kurmak veya faaliyetlerini genişletmek isteyen Türk girişimciler için farklı prosedürler ve yeni gereklilikler anlamına gelebilir. Geçmişte Trump yönetimi altında sıkılaştırılan göçmenlik yasaları, iş gücü vizeleri ve yatırımcı vizeleri gibi kategorilerde süreçlerin daha uzun bekleme süreleri ve detaylı incelemeler gerektirmesi söz konusu olmuştu. Bu tür değişiklikler, ABD’ye taşınmayı veya burada yeni yatırımlar yapmayı planlayan Türk iş insanları için dikkat edilmesi gereken bir konu olarak öne çıkıyor.

Dorukhan K. Oğuz, bu tür yeniliklere ve vize süreçlerindeki olası değişimlere karşı hazırlıklı olmanın önemini vurguluyor. Oğuz, ABD’de iş yapmak isteyen Türk yatırımcıların, göçmenlik ve vize başvurularında profesyonel destek alarak süreci hızlandırabileceklerini ve potansiyel engelleri aşmada daha avantajlı olacaklarını belirtiyor.

Şirketler hukukundaki potansiyel değişiklikler ve yasal uyum

Trump yönetimiyle birlikte ABD’de şirketler hukukunda yabancı yatırımcıları etkileyebilecek yeni düzenlemeler yapılabilir. Yerli üretimi destekleme amacı taşıyan bu düzenlemeler, Türk şirketlerinin ABD’deki faaliyetlerini daha maliyetli hale getirebilir veya yeni regülasyonlara tabi olmalarına yol açabilir. Dorukhan K. Oğuz, bu tür düzenlemelere uyum sağlamanın Türk şirketleri için rekabet avantajını korumada kritik rol oynayacağını belirtiyor. ABD’de faaliyet gösteren Türk şirketlerinin yasal uyum süreçlerini yakından takip etmeleri ve gerekli hukuki önlemleri almaları, uzun vadede başarılı olmaları açısından büyük önem taşıyor.

Okumaya devam et

EKONOMİ

Yerli Turist Nerede? Tatil Cennetleri Neden Boş Kaldı?

Yayınlanma:

|

2025 yılına güçlü bir başlangıç yapan Türk turizm sektörü, yaz aylarına yaklaşıldığında farklı bir tabloyla karşılaştı. Özellikle Haziran ayında, sahil bölgelerinin beklenenden daha düşük doluluk oranlarına sahip olması, sektör temsilcileri arasında ciddi bir sorgulama sürecini başlattı: Yerli turist nereye kayboldu?

Yerli Turist Tatil Davranışları Değişti

Pandemi sonrası toparlanma sürecini hızla tamamlayan Türkiye turizmi, yabancı turist açısından 2025’te rekor kırmaya hazırlanırken, yerli turistte belirgin bir geri çekilme gözlemlendi.

İşte bu tercihi etkileyen başlıca nedenler:

1. Yüksek Fiyatlar, Düşen Talep

Antalya, Bodrum, Çeşme gibi gözde bölgelerde şezlong kiraları 2.000–3.000 TL, tam günlük beach kullanımları 10.000 TL’ye kadar çıktı. Bu durum, asgari ücretle geçinen ya da orta gelir grubundaki vatandaş için “tatil” kavramını lüks haline getirdi.

2. Yunan Adalarına Yöneliş

Yerli turistin dikkat çeken yeni tercihi Yunan adaları oldu. Feribotla ulaşımın kolaylaşması, Schengen vizesi sürecinin hızlandırılması ve fiyatların Türkiye’ye kıyasla daha uygun olması; Kos, Midilli, Rodos gibi adaları cazip kıldı.

3. Sosyal Medya ve “Pahalı Türkiye” Algısı

Sosyal medyada yayılan “1 lahmacun 600 TL” türü paylaşımlar, tatilcilikte moral bozucu bir etki yarattı. Bu içerikler, yerli turistin Türkiye içinde tatile yönelmesini psikolojik olarak da engelledi.

4. Sınavlar ve Takvim Uyumsuzluğu

Haziran ayında üniversite sınavlarının yapılmış olması ve okulların henüz kapanmamış olması nedeniyle ailelerin büyük bölümü tatil planlarını Temmuz ayına erteledi. Bu da özellikle Haziran doluluk oranlarını düşürdü.

Rakamlarla Durumun Özeti

  • Ege ve Akdeniz kıyılarında Haziran doluluk oranı %50’nin altına geriledi.

  • Aynı dönemde Yunan adalarına yapılan seyahatlerde %40’tan fazla artış yaşandı.

  • Yerli turistin çoğu, daha uygun fiyatlı kamp, karavan ve günübirlik doğa aktivitelerini tercih etti.

Nereye Gitti Bu Tatilciler?

Yerli turistler Haziran ayında aşağıdaki destinasyonları tercih etti:

  • Kos, Midilli, Rodos

  • Kaz Dağları, Amasra, Gökçeada

  • Kamp ve karavan alanları (Bolu, Sapanca, Eğirdir gibi yerler)

  • Günübirlik doğa gezileri, yayla turizmi

Sektör Ne Yapmalı?

  • Fiyat politikaları gözden geçirilmeli. Yüksek sezon olsa da yerli turistin bütçesine hitap eden seçenekler artırılmalı.

  • Erken rezervasyon sistemleri yaygınlaştırılmalı.

  • Kültür ve doğa turizmine yatırım yapılmalı. Sahil dışındaki güzergâhlar tanıtılmalı.

  • Yerli turiste özel paketler (ulaşım+dahil her şey) oluşturulmalı.

  • Yeme-içme sektöründe şeffaflık ve denetim artırılmalı.

Türkiye 2025’te turizmde dünyada ilk 4’e oynarken, iç pazarda yerli turistin kaybı göz ardı edilmemeli. Yüksek fiyatlar, algı yönetimi eksikliği, planlama sorunları ve rekabet avantajı sunan komşu destinasyonlar, Haziran ayını “boş sahiller ayı” haline getirdi. Bu tablo, 2025 yaz sezonunun tamamı için bir uyarı niteliği taşıyor.

Erol TAŞDELEN – Ekonomist   www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

EKONOMİ

Gün Ortası Bolluğu, Akşam Sıkışıklığı: Türkiye “Duck Curve” ile Tanıştı!

Yayınlanma:

|

Yazan:

Türkiye’de güneş enerjisinin hızla yaygınlaşmasıyla, özellikle ilkbahar ve düşük talep dönemlerinde “duck curve” etkisi belirginleşiyor. Öğle saatlerinde güneş üretimi zirve yaparken, tüketim düşük kalıyor ve bu da EPİAŞ Gün Öncesi Piyasası’nda fiyatların ciddi düşmesine yol açıyor.

15 Haziran pazar gününde, gün ortasında birçok saatte PTF fiyatı 0 TL/MWh seviyesine kadar geriledi. Bu tarih, duck curve etkisinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.

Temmuz–Ağustos’ta artan klima talebi, öğle fiyat düşüşünü sınırlandıracak. Akşam güneş üretiminin azalması ise dengeleme ihtiyacını artırarak fiyatlarda sıkışıklığa neden olacak. Eylül’de güneşli günler devam ederse, hafta sonlarında gün ortası bolluğu ve azalan fiyat etkisi yeniden yaşanabilir. Bu yüzden sadece baraj dolulukları değil, güneş ve rüzgâr tahminleri de kritik.

Türkiye’de güncel kurulu gücün azımsanamaz kısmı yenilenebilirden geliyor:
• GES: 22.500 MW
• RES: Yaklaşık 13.000 MW
Toplamda 35.000 MW’ı aşan kapasite, hidroelektrik kadar belirleyici.

Ancak tüketim aynı hızda büyümüyor.2025 itibarıyla 231.000’den fazla elektrikli araç ve 29.000’den fazla şarj noktası olmasına rağmen, elektrik talebi ekonomik durgunluk ve sanayi yavaşlaması nedeniyle yatay seyrediyor. Bu da özellikle bahar ve bayram dönemlerinde arz fazlası ile fiyatların sert düşmesine yol açtı

Arz fazlası sadece piyasa oyuncularını değil, sistemi de zorluyor. TEİAŞ gün içi kapatma talimatlarıyla sistemi yönetmeye çalışıyor, ancak ciddi zorlanmalar yaşanıyor. Bu nedenle altyapı yatırımları, blackout riskine karşı daha da kritik hale geliyor

Portekiz ve İspanya gibi GES yoğun ülkelerde gün içi fiyatların düşük kalması mevsimsel norm. Türkiye’de GES kurulu gücü 30–40 GW’a ulaşınca benzer adaptasyon kaçınılmaz. Talep artsa da yazın gün içi fiyatlar ucuz kalabilir.

Fiyat açısından, ABD dolarındaki enflasyonist baskıya rağmen, 0 girdili ama yüksek yatırım maliyetli yenilenebilirlerin devreye girmesiyle, önümüzdeki 5 yılda toptan fiyatların ~70-80 USD/MWh’nin üstüne çıkması beklenmiyor. Düşüş de olası değil. YEKDEM, nükleer ve destekler nedeniyle düşük toptan fiyatların tüketiciye yansıması sınırlı. Tüketici maliyetleri belirli tabanın altına kolay düşmez, ama ani artış da beklenmez.

Bu resim için alternatif metin açıklaması yok

Sonuç:

EPİAŞ piyasaları artık sadece arz-talep değil, mevsim, saat ve tüketim davranışlarına da tepki veriyor. Kurulu güç ile talep arasındaki mesafe er ya da geç kapanacak gibi; bu buluşma gerçekleştiğinde durumun belirleyicisi ise sistemin esnekliği olacak.

Depolama ve dijitalleşmenin devreye girmesiyle uzun vadede stabilite sağlanabilir; ancak kısa vadede volatilite ve geçici dengesizlikler sürer.

Elektrifikasyon; ısıtma, ulaşım ve sanayi dahil tüm alanlarda yaygınlaşıyor. Talep dur-kalklarla artmaya devam edecek. Elektrik, enerji dönüşümünün merkezi olacak. Üretim ve tüketimdeki büyüme arasında zaman farkı, fiyatlarda dalgalanma yaratacak.

Cengiz KILIÇ – ZENERGY Genel Müdürü

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Bankalara Kara Para Cezası yağdı

Yayınlanma:

|

Singapur, küresel finans dünyasını sarsan tarihi bir kara para aklama soruşturmasını tamamladı. UBS Group, Citigroup, Julius Baer ve Credit Suisse gibi dünyanın önde gelen finans devlerinin de aralarında bulunduğu dokuz kuruluşa toplam 21,5 milyon dolar para cezası kesildi. En yüksek ceza 4,5 milyon dolarla Credit Suisse’e verildi.

Singapur Tarihinin En Büyük Mali Operasyonu

2023 yılında başlatılan soruşturma kapsamında; yaklaşık 2,3 milyar dolarlık yasa dışı varlık tespit edildi, 10 yabancı uyruklu kişi tutuklandı. Bu kapsamda gerçekleştirilen operasyonlar, Singapur tarihindeki en büyük finansal suç dosyası olarak kayıtlara geçti.

Ceza Alan Kurumlar ve Gerekçeler

Singapur Para Otoritesi (MAS) tarafından yürütülen denetimlerde, aşağıdaki eksikliklerin tespit edildiği bildirildi:

  • Müşteri risk analizlerinin yetersiz yapılması

  • Servet kaynaklarının izlenmemesi

  • Şüpheli işlemlerin zamanında raporlanmaması

Cezaya çarptırılan finansal kurumlar ve ceza miktarları şöyle:

  • Credit Suisse: 4,5 milyon dolar

  • UOB Kay Hian: 2,85 milyon Singapur doları

  • Blue Ocean Invest: 2,4 milyon Singapur doları

  • Trident Trust Company Singapore: 1,8 milyon Singapur doları

  • UBS Group, Citigroup, Julius Baer, UOB ve LGT Bank: toplam 27,5 milyon Singapur doları (yaklaşık 20 milyon USD)

Sanıklara Hapis ve Sınır Dışı Kararı

Tutuklanan şüphelilere 13 ila 17 ay arasında değişen hapis cezaları verildi. Cezalarını tamamlayan bu kişiler kalıcı şekilde Singapur’dan sınır dışı edildi. Yetkililer, tekrar ülkeye girişlerinin yasaklandığını açıkladı.

Kara Paranın Kaynağı: Dolandırıcılık ve Bahis

Reuters’ın ulaştığı bilgilere göre, suç gelirleri büyük ölçüde yurtdışı dolandırıcılık şebekeleri ve online yasa dışı bahis siteleri üzerinden elde edildi. Aklanan paraların bir kısmı Singapur bankalarında tutuldu, bir kısmı ise lüks gayrimenkul, spor otomobil ve mücevher gibi alanlara yatırıldı.

Denetim Süreci Sıkılaşıyor

Singapur Para Otoritesi (MAS), finans kuruluşlarının dahili denetim sistemlerini güçlendirdiğini ve sürecin yakın takibe alındığını açıkladı. Ayrıca şeffaflığın artırılması ve kara paranın önlenmesi amacıyla yeni yükümlülükler getirileceği bildirildi.

Küresel bankacılık sistemi açısından Singapur gibi düzenleme konusunda sert tutum sergileyen finans merkezlerinin etkisi büyüyor. Özellikle Asya-Pasifik bölgesinde kara para aklamaya karşı yürütülen bu tür operasyonlar, yalnızca yerel değil, uluslararası finansın denetim reflekslerini de yeniden şekillendiriyor.

Kaynak:
MAS (Monetary Authority of Singapore), Reuters, bankavitrini.com araştırma birimi

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.