Son zamanlarda sıklıkla duyar olduk; bir kontrata ev alırdık, diyorlar. Ancak şimdi birkaç kontrat bile atsak, ev almayı geçtim, araba almak bile çok zorlaştı. Denizcilik, bir zamanlar maaşı en yüksek meslek grupları arasında yer alan, bir hobiden ziyade genelde halkın sınıf atlamak umuduyla tercih ettiği bir meslekti. Şimdi ise birçoğunun aklında karada çalışmak daha kârlı bile gözükür oldu.
Denizcilik sektörü, dünya ticaretinin temel taşı olmasına rağmen, personel maaşları son yıllarda ciddi erozyona uğradı. 2009 yılından 2025 yılına kadar geçen süreçte, gemide çalışanların maaşları nominal olarak cüzi miktarlarda artmış olsa da yüksek enflasyon ve temel ihtiyaç fiyatlarındaki astronomik artış, denizci maaşlarının alım gücünü büyük ölçüde azalttı. Her ne kadar sektörde maaşlar dolar üzerinden sağlansa da enflasyon karşısında erimeyi sürdürdü. Bu yazıda, kuru yük piyasasındaki orta tonajlı gemilerde çalışan Usta Gemici/Yağcı, Uzakyol Vardiya Zabiti/Çarkçı gibi kadroların maaşlarıyla temel harcamaları ve yatırımları üzerinden alım gücünü inceleyeceğiz.
Bu analizde 2009 yılı referans alınmıştır. Zira, denizcilik piyasasında yaşanan yakın bir başka büyük ekonomik kriz, 2008-2012 kriziydi. Fakat küresel çapta olan bu kriz, 2009 yılının Eylül ayında kendisini Türkiye’deki denizcilik piyasasında şiddetli bir şekilde hissettirdi. Bundan dolayı, bu yazıda denizcilik sektöründe yaşanan kriz, “2009 krizi” olarak ifade edilecektir.
2009’dan 2025’e Yaşanan Kriz ve AKP İktidarı
AKP hükümetinin “Nas politikaları” onların yeni keşfettiği bir ekonomi modeli değil. Bu söylem yeni olsa da aynı ekonomik hamleleri ilk 2009 krizinde görmeye başladık. Tabii ki, bu krizin faturası tüm işçi sınıfına kesilirken denizciler de bu krizden nasibini fazlasıyla aldı. 2009 krizinde AKP hükümetinin ekonomi politikaları denizcilik sektöründe çeşitli etkilere sebep oldu. Bunların başında faiz oranlarının düşük tutulması ve Türkiye’nin döviz rezervlerini ekonomiyi stabilize etmek için kullanması oldu. Bu politika ise döviz piyasasında ciddi dalgalanmalara ve Türk Lirası’nın değer kaybetmesine yol açtı. Düşen navlun fiyatlarıyla da birleşince denizcilik sektörü ağır sonuçlarla karşılaştı.[1] 2009 krizinin sonucunda çok fazla şirket battı. Yeni gemi inşası ve tersane masrafları için mali kaynak bulmak zorlaştı. Sonunda da yüzlerce denizci işten çıkartıldı, maaşlarında kesintiler yapıldı ve daha düşük maaşlarla çalışmak zorunda bırakıldı.
2025’e doğru gelirken AKP, yeni bir ekonomi modeli diye sunduğu “Nas ekonomisi” ile tıpkı 2009 yılında yaptığı gibi düşük faiz uyguladı ve yıllar içinde eriyen dolar rezervini tamamen tüketti. Sonuç ise yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı ile kendini gösterdi. Fakat günümüzdeki bu ekonomik kriz, 2009 krizinden çok daha derin ve karmaşık etkiler yarattı. Gel gelelim bu krizin faturasına. Korsan saldırıları, savaşlar, fırtınalar, iş cinayetleri, yüksek risk, stres ve onca zorluğa karşı alın teri ile çalışan denizciler artık emeklerinin karşılığı olan ücretleri alamıyor.
Yıllara Göre Deniz İşçilerinin Maaşları (USD)
2009-2025 Maaş Karşılaştırması
2009 yılında, denizcilik şirketleri ve armatörler küresel çaptaki 2009 krizden etkilendiği için denizci maaşlarında 500 dolara kadar varan bir kesintiye gitmiştir. Bu dönemde, Uzakyol vardiya zabiti maaşı yaklaşık 2800 USD, usta gemici maaşı maksimum 1100 USD seviyesindedir. Dolar kuru ise 1,55 TL’idi.
Günümüz, 2025 yılına geldiğimizde ise Uzakyol vardiya zabiti maaşı ortalama 3800 USD, usta gemici maaşı ortalama 1300 USD seviyesine çıkmıştır. Ancak 2025 yılında dolar kuru, ben bu yazıyı yazmaya başladığım an itibari ile, 35,32 TL’dir.
İlk başta bu maaşlar denizci olmayanlar için çok yüksekmiş gibi gelebilir. Fakat senede altı ay çalışan ve çalışmadığı zamanlarda düzenli bir geliri olmayan bir denizci için, bu maaşla aile geçindirmek, karadaki yaşamını idame ettirmek oldukça zor.
Usta Gemici ve Uzakyol Vardiya Zabiti Kaç Ay Çalışırsa Ev/Araba Alabilir?
UVZ: Uzakyol vardiya zabiti ve usta gemici olarak çalışan deniz işçilerinin 2009 ve 2025 yıllarında aldıkları maaşa göre bir ev ya da araba almak için kaç ay denizde çalışmaları gerektiğini gösteren infografik.
Temel İhtiyaçlarda Alım Gücü Karşılaştırması
2009 yılında, 2009 model sıfır Toyota Corolla otomobilin fiyatı 35.000 TL’ydi, şu anda ise 2024 model sıfır Toyota Corolla otomobilin fiyatı 1.500.000 TL’ye ulaşmış durumda. 2009’da bir Uzakyol Vardiya Zabiti yaklaşık 8 ay çalışarak bir otomobil alabilirken 2025’te bunun için 11 ay çalışması gerekmektedir. Bir Usta Gemici ise; 2009 yılında bir otomobil için 20,5 ay çalışırken bu süre şu an 32,5 aya kadar çıkmaktadır.
Yine 2009 yılında İstanbul’un merkezî bir semti olan Kadıköy’de 120 m² sıfır bir ev fiyatı 200.000 Türk Lirası’ydı. Şimdi ise aynı bölgede benzer sıfır bir ev 10.000.000 Türk Lirası’na yükselmiş durumda. 2009’da bir Uzakyol Vardiya Zabiti maaşıyla yaklaşık 46 ay boyunca çalışarak ev sahibi olabilirken, 2025’te bu süre 75 ayın üzerine çıkmıştır. Usta gemici için bu süre 2009’da 117 ay iken, 2025’te yaklaşık 218 ay olmuştur.
Yıllara Göre Maaşlar ve Alım Gücü (USD)
Maaşlar nominal olarak artmış olsa da enflasyondaki artış, doların artmasına rağmen, denizcilerin alım gücünü önemli ölçüde azaltmış durumda. Bu, 2009’daki krizin etkilerini gölgede bırakacak kadar ciddi. Ekonomik büyümedeki yavaşlama, istihdamın ve sektörün toparlanmasını zorlaştırıyor, bu da denizcilerin iş güvencesini ve maaşlarını daha fazla tehdit ediyor.
Sigortasız ve Güvencesizliğin Nedeni Armatör-Devlet Düzeni
AKP’li birçok isim, gemi ve tersane satın alarak armatörlüğe adım attı, bu süreçte devletin ekonomik ve idari gücüyle özel sermaye arasında sıkı bir bağ kurulmuş oldu. Özellikle AKP’li isimlerin denizcilik sektöründe hızla büyüyerek önemli birer aktör haline gelmesi, devlet ve sermaye arasında “Armatör-Devlet” yapısı olarak tanımlanabilecek bir ilişkiyi doğurdu.
Armatör-Devlet sermaye birikimini hızlandırırken aynı zamanda devlet politikalarını sermayenin çıkarına göre şekillendirdi. 2008 yılında denizcilerin yıpranma hakkının kaldırılması, yeni Gemiadamları Yönetmeliği ile hizmet işletimi için isteğe bağlı sigortanın zorunlu hale getirilmesi gibi kararlar, bu çıkar ilişkilerinin denizciler aleyhine nasıl sonuçlar doğurabildiğini gözler önüne serdi.
AKP iktidarı, denizcilik sektöründe sermaye sahiplerinin çıkarlarını korumaya odaklanmış durumda, ancak Türkiye vatandaşı binlerce denizcinin karşı karşıya olduğu sorunlara kayıtsız kalmaktadır. Bugün birçok denizci, yabancı bandıralı gemilerde sigortasız ve düşük ücretlerle çalışmak zorunda bırakıldı. Denizciler sigortası olmadığı için de emeklilik hayali kuramıyor. Geriye kalan tek çare gayrimenkul yatırımla kendisine güvence sağlamak. Bunu hedefleyen denizciler ise enflasyon altında ezilmektedir.
Her sene Liman Başkanlığı tarafından denizcilerden isteden ücretlerde de ciddi artışlar söz konusu. Sınav harçları, STCW ücreti, yeterlilik ücreti, cüzdan yenileme ücreti gibi birçok vergilendirme ve ek ücretlendirmelerle devlet, denizcilerin maaşlarında her sene kazanç sağlamayı sürdürüyor. Bunlara ek olarak tekelleşmiş özel kurs yerlerinden talep edilen eğitimlerle de denizcilerin masrafları her sene giderek artıyor. Açıkça gözüküyor ki AKP’nin denizcilik politikaları, armatörlerin kazançlarını artırmayı hedeflerken, denizcilerin güvencesiz çalışmasını, düşük ücretleri ve emekliliği umursamamaktadır. Emeğiyle geçinen denizcilerin haklarını savunmak yerine, armatörlerin çıkarlarını önceleyen bu iktidar anlayışı, sektördeki adaletsizlikleri büyütmeye devam etmektedir.
Maaşların İyileştirilmesi İhtiyacı
Denizcilik sektöründe çalışanların maaşları, şirketler ve armatörler tarafından acilen iyileştirilmelidir. Mevcut ekonomik krizin etkileri, denizcilerin yaşam standartlarını daha da düşürüyor. Denizcilerin alın terinin karşılığını alması ve yaptıkları işin zorluğu göz önüne alındığında maaşların, en azından enflasyon oranlarına göre ivedilikle arttırılması elzemdir.
Kontratı boyunca ailesine para göndermek zorunda olan, çalışmadığı zamanlarda cebinden yiyen bir gemicinin mevcut koşullarda bir arabayı geçtim bir kenara para koyması bile mümkün değil. Her birimiz artık en fazla iki ay karada kalıp tekrar gemiye çıkmak için şirketlerin kapısını çalar olduk. AKP iktidarının yarattığı “Saray Denizciliği” Türkiye’deki denizcilerin maaşlarının dünya geneline göre çok gerilere düşmesine sebep oldu. Armatörler ise zam yapmamak için ucuz iş gücü olarak daha fazla yabancı personele yöneldi.
Krizler Arasındaki Tek Umut
Aylık 1300 USD kazanan bir Usta Gemicinin maaşını 12 aya vurduğunuzda aylık kazancının asgari ücretle neredeyse denkleştiğini görebilirsiniz. Bu yıl asgari ücret 22.104 lira olarak belirlendi. Bu apaçık bir şekilde halkı açlığa mahkûm etmektir. Denizciler dahil tüm emekçiler hakları için ses çıkartmak zorundadır.
Dünya ticaretinin temel taşı olan denizcilik sektörü, emekçileri hiçe sayarak bizleri daha fazla görmezden gelmemelidir. Maaşların enflasyon karşısında erimesine sessiz kalmak, yalnızca sektörü değil, denizciliğin geleceğini de baltalamaktır. Artık denizciler olarak bir araya gelme, haklarımızı savunmak için mücadele etme zamanıdır. Alın terimizi, emeğimizi hiçe sayan düzene karşı sesimizi yükseltmeli ve artık anlamalıyız. Krizler arasında yaşamak yerine, adalet, hak ve onurlu bir yaşam için tek umudumuz mücadeledir.
ONUR ÖZKAYA- deniziscileri.com
Kaynakça
ENAGrup – Enflasyon Araştırma Grubu (https://enagrup.org).
Gemipersoneli.com – 2009’dan İtibaren İş ilanları (https://www.gemipersoneli.com/).
Sahibinden.com – 2009 ve 2025 Otomobil Fiyatları (https://sahibinden.com).
Emlakjet ve Zingat – 2009-2025 Ev Fiyatları (https://emlakjet.com).
Kariyer.net – Denizcilik Meslek Grupları Maaş Verileri (https://kariyer.net).