GÜNDEM

İyi çalışanların istifa etmesine neden olan yönetici davranışları

Yayınlanma:

4 yıl önce

11/09/2021

Yazan:

Yöneticiler sık sık en iyi çalışanlarının istifa etmesinden şikayet ederler. Ancak ne yazık ki iyi çalışanların gitmelerine neden olan şey kendi davranışlarıdır.

Yöneticiler işle ilgili problemler yüzünden çalışanlarını suçlarlar ve konunun özünü görmezden gelirler: insanlar işten ayrılmazlar; insanlar yöneticilerinden ayrılırlar.

Ancak bu kolaylıkla engellenebilir. Gerekli olan yeni bir bakış açısı ve biraz çabadır.

1 – Çalışanlarını çok çalıştırırlar: İyi çalışanlar çok çalıştırıldıklarında psikolojik olarak yıpranırlar. Yetenekli çalışanları çok çalıştırmak kafalarının karışmasına neden olur ve iyi performans göstermezlerse cezalandırılacaklarını düşünürler. Çalışanları fazla çalıştırmak amaca zarar verir. Stanford tarafından yapılan yeni bir çalışmaya göre iş haftası 50 saati geçerse verimlilik hızlı bir şekilde zayıflıyor ve 55 saatten sonra iyice düşüyor.

Yetenekli çalışanlarınızın daha fazla çalışmasını istiyorsanız, statülerini de yükseltmeniz gerekir. Yetenekli çalışanlar daha fazla iş yükü alabilirler ancak işleri onları boğarsa işi bırakırlar. Zamlar, terfiler ve unvan değişiklikleri iş yükünü arttırmanın kabul edilebilir yollarıdır. Sırf yetenekli oldukları için iş yüklerini arttırırsanız, başka bir iş bulurlar.

2 – Çalışanlarının katkılarını görmezden gelirler ve iyi işleri ödüllendirmezler: Birçok yönetici için çalışanlarının sırtını sıvazlamak önemsiz bir şeydir. Çok çalışan ve her şeyini veren herkes övülmek ister. Yöneticilerin çalışanları ile iletişim kurmaları, onları mutlu edecek şeyleri öğrenmeleri ( kimi için zam, kimi için takdir) ve iyi iş çıkardıklarında onları ödüllendirmeleri gerekir.

3 – Çalışanlarını önemsemezler: İnsanların birçoğu patronları ile olan ilişkileri yüzünden istifa ederler. Akıllı şirketler yöneticilerinin profesyonel olmak ve insan olmak arasındaki dengeyi tutturabileceklerinden emindirler. Bunlar çalışanlarının başarılarını kutlayan, zor zamanlarda empati kuran ve acı verse bile insanlara meydan okuyan patronlardır. Çalışanların önemsenmediği şirketlerdeki personel devir hızı yüksektir. Üretim kazancından başka bir şey düşünmeyen bir insanla 10 saat çalışmak imkansızdır.

4 – Taahhütlerini yerine getirmezler: İnsanları mutlu etmek ve kapıdan çıkıp gitmelerini izlemek arasında fark vardır. Taahhütte bulunduğunuz zaman çalışanlarınızın gözünde büyürsünüz çünkü çalışanlarınız güvenilir ve onurlu bir insan olduğunuzu düşünürler. Ancak taahhüdünüzü yerine getirmezseniz alçak, ilgisiz ve saygısız olursunuz. Sonuç olarak, bir patron taahhütlerini yerine getirmezse neden diğerleri taahhütlerini yerine getirsin ki?

5 – Yanlış insanları işe alırlar ve terfi ettirirler: Çalışkan ve iyi çalışanlar hem fikir oldukları profesyonellerle çalışmak isterler. Yöneticiler çalışan seçiminde yeteri kadar titiz davranmazsa, problemler yaşanır. Yanlış insanı terfi ettirmekse daha da büyük bir yanlıştır. Canınızı dişinize taktığınız halde terfi hak etmeyen birini verilirse, kendinizi aşağılanmış hissedersiniz. Ve tabii ki işten ayrılmak istersiniz.

6 – Çalışanlarının tutkularının peşinden gitmesine izin vermezler: Yetenekli insanlar tutkuludur. Tutkularının peşinden gitmeleri için onlara fırsatlar sunmak üretkenliklerini ve iş tatminlerini arttırır. Ancak birçok yönetici insanların küçük bir kutu içinde çalışmasını ister. Bu yöneticiler insanlar odaklarını genişletirse ve tutkularının peşinden giderse üretkenliğin zayıflayacağını düşünürler. Bu korku yersizdir. Yapılan çalışmalara göre tutkularının peşinden gidenlerin iş deneyimleri artıyor ve beş kat üretken oluyorlar.

7 – Çalışanlarının becerilerini geliştirmekte başarısızdırlar: Yöneticilere dikkatsizliklerinin sebebi sorulduğunda “güven”, “otonomi”, ve “yetkilendirme” gibi kelimeleri kullanarak kendilerini suçsuz göstermeye çalışırlar. Bu tamamen saçmalıktır. İyi yöneticiler çalışanları ile ilgilenirler ve sürekli olarak onları dinlerler ve geribildirimlerde bulunurlar.

Yönetimin bir başlangıcı vardır ancak sonu yoktur. Yetenekli çalışanlarınız varsa, beceri setlerini geliştirebilecekleri alanları bulmak sizin elinizdedir. Yetenekli çalışanlar geribildirim isterler ve bunun devamlılığı size bağlıdır. Geribildirimlerde bulunmazsanız, en iyi çalışanlarınız sıkılacaklardır ve kayıtsız kalacaklardır.

8 – Çalışanlarının yaratıcılıklarını engellerler: Yetenekli çalışanlar dokundukları her şeyi geliştirmek isterler. Sırf statükodan dolayı değişim ve bir şeyleri geliştirme kabiliyetlerine gölge düşürürseniz, işlerinden nefret ederler. Doğuştan gelen arzularına engel olursanız, sadece onları değil kendinizi de sınırlandırmış olursunuz.

9 – Akılları ile meydan okumazlar: İyi patronlar çalışanlarının ilk başta yapılamaz gibi görünen şeyleri başarmalarına yardımcı olurlar. Sıradan ve marjinal hedefler belirlemek yerine konfor bölgelerinden çıkmalarını sağlayan yüce hedefler belirlerler. Daha sonra, başarılı olmalarına yardımcı olmak için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Yetenekli ve akıllı insanlar yaptıkları şeyi çok kolay veya sıkıcı bulurlarsa, kendilerine meydan okuyabilecekleri başka işler ararlar.

En iyi çalışanlarınızın istifa etmesini engellemek istiyorsanız, onlara nasıl davranacağınızı dikkatli bir şekilde düşünmeniz gerekir. İyi çalışanlar güçlü ve kararlı olsalar bile, yetenekleri sayesinde bir sürü seçenekleri vardır. Sizin için çalışmaları için elinizden gelen her şeyi yapın.

Görüntülenme: 9721

İlgili Etiketler:

Kamu kurumlarının personel alımları e-Devlet ile tek noktadan yapılacak

YARGITAY’dan mesai kararı!

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

KKM Dönemi Bitiyor mu? Merkez Bankası Vites Yükseltti

Yayınlanma:

4 saat önce

21/06/2025

Yazan:

Erol Taşdelen

21 Haziran 2025 tarihli Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) basın duyurusu ile makroihtiyati çerçevede yapılan değişiklikleri ve bunların Türk lirasına geçişi destekleme amacı ile değişikliğe gitti:

Düzenlemelerin anlamını madde madde şöyle açıklayabiliriz:

1. TL Mevduat Payı Hedefleri

Gerçek kişi TL mevduat oranı %60’ın altında olan bankalar için hedef artırıldı.
%60-%65 arasında olan bankalara ise aylık %0,4 puan artış hedefi getirildi.
- Bu düzenleme, bankaların TL mevduat toplamını artırmalarını teşvik ediyor. TL’ye geçiş hızlandırılmak isteniyor.

2. KKM Zorunlu Karşılık Oranı Arttırıldı

Kur Korumalı Mevduat (KKM) için zorunlu karşılık oranı %33’ten %40’a çıkarıldı.
- Yani bankalar artık daha fazla karşılık ayırmak zorunda, bu da KKM’yi daha maliyetli hale getiriyor.
- Dolayısıyla KKM’den çıkış teşvik ediliyor, TL vadeli mevduata geçiş isteniyor.

3. KKM Faiz Sınırlaması Gevşetildi

KKM hesaplarında uygulanabilecek asgari faiz oranı, politika faizinin %50’si yerine %40’ı olarak belirlendi.
- Bankaların KKM’ye uygulayacağı faiz düşürülebilecek. Yine KKM’nin cazibesi azaltılıyor.

4. KKM’den TL’ye Geçiş

KKM’den TL mevduata geçişi teşvik için hedef korunurken, KKM’nin yenilenmesi sınırlandırılıyor.
- Bu, KKM’den TL’ye dönüşü zorunlu ve sürekli hale getirmeye yönelik bir adım.

5. TL Mevduata Geçişi Kolaylaştırıcı Adım

1 aydan uzun vadeli ve değişken faizli TL mevduat açılmasına izin verildi.
- Faiz endeksleri (TÜFE, ÜFE, TLREF vs.) ile bağlantılı değişken faizli mevduat açılabilecek.
- Bu, yüksek enflasyon ortamında TL’ye ilgiyi artırmayı amaçlar.

6. Yabancı Para Mevduat Zorunlu Karşılık Oranı Düşürüldü

Yabancı para mevduatın TL karşılığı olarak tutulması gereken zorunlu karşılık oranı %4’ten %2,5’e düşürüldü.
- Bu, bankaların döviz kaynağı üzerindeki yükü biraz azaltır. Ancak genel politika yine TL’ye geçişi desteklemeye yöneliktir.

GENEL DEĞERLENDİRME

Bu adımların genel amacı:

Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) çıkışı hızlandırmak,
TL vadeli mevduatın cazibesini artırmak,
Bankaları TL’yi teşvik etmeye zorlamak,
Para politikasının etkinliğini artırmak (yani faiz kararı ile tasarruf kararları arasındaki bağı güçlendirmek).

Resim

www.bankavitrini.com

Görüntülenme: 6148

Okumaya devam et

GÜNCEL

Kamu Web Siteleri Engellilere Uyumlu Hale Getirilecek

Kamuda dijital eşitlik zorunlu hale geldi

Yayınlanma:

5 saat önce

21/06/2025

Yazan:

BankaVitrini

Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile kamu hizmetlerinde erişilebilirlik yeni bir boyut kazandı

21 Haziran 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi (2025/10) ile birlikte, kamu kurum ve kuruluşlarına ait web siteleri ile mobil uygulamaların erişilebilir hale getirilmesi artık bir zorunluluk halini aldı. Bu adım, özellikle engelli bireylerin dijital kamu hizmetlerine eşit erişimini sağlamak amacıyla atılmış önemli bir düzenleme olarak öne çıkıyor.

Tüm kamu kurumlarını kapsıyor

Genelge; merkezî idare, taşra teşkilatları, mahalli idareler (belediyeler), kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunlara bağlı dijital platformların tamamını kapsıyor. Artık kamuya ait her türlü web sitesi ve mobil uygulama, uluslararası erişilebilirlik standartlarına uygun şekilde tasarlanmak zorunda olacak.

Erişilebilirlik ne anlama geliyor?

Erişilebilirlik, dijital platformların herkes tarafından kullanılabilir olması demektir. Görme, işitme, hareket veya bilişsel engeli olan bireylerin web sitelerinde gezinmesi, bilgi alması ve kamu hizmetlerine ulaşabilmesi için:

Alternatif metinler (alt-text)
Klavye ile tam gezinilebilirlik
Renk kontrastları
Sesli anlatım destekleri
gibi teknik özelliklerin sistemlere entegre edilmesi gerekiyor.

Denetim ve uyum süreci

Genelge ile birlikte kamu kurumları, mevcut dijital varlıklarını tarayarak erişilebilirlik analizleri yapacak ve eksiklikleri giderecek. Erişilebilirlik standartlarına uyum konusunda belirli takvimler içinde raporlama ve denetim süreçleri işletilecek. Gerekirse yeniden yapılandırmalar veya yazılımsal revizyonlar yapılacak.

Toplumsal kapsayıcılık açısından önemi

Bu adım, sadece teknik bir düzenleme değil; kamusal alanda fırsat eşitliği ve toplumsal kapsayıcılık adına da son derece önemlidir. Türkiye’de yaklaşık 10 milyon engelli bireyin dijital hizmetlerden eşit şekilde yararlanması, sosyal devlet anlayışının somut bir göstergesidir.

Kamu dijital platformlarında erişilebilirlik artık bir tercih değil, bir yükümlülüktür. Teknolojinin insan hayatını kolaylaştırma işlevi, ancak herkesi kapsadığında anlam kazanır. Bu genelge, kamuda dijital dönüşümün insan odaklı ve kapsayıcı bir zemine oturmasını sağlayacak önemli bir adımdır.

www.bankavitrini.com

Görüntülenme: 5054

Okumaya devam et

GÜNCEL

Kimliğe Tanımlı Ehliyet: Her Durumda Yeterli mi?

Yayınlanma:

14 saat önce

20/06/2025

Yazan:

BankaVitrini

Son yıllarda dijitalleşme adımlarıyla birlikte Türkiye’de birçok resmi işlem sadeleştirildi. Bu adımlardan biri de, sürücü belgesi bilgilerinin yeni nesil kimlik kartına tanımlanabilmesi uygulamasıdır. Peki, bu uygulama ile birlikte artık ehliyet taşımaya gerek kalmadı mı? Hukuki düzenlemeler ne diyor?

Yeni Uygulama Nedir?

İçişleri Bakanlığı’nın uygulamasıyla birlikte sürücüler, ehliyet bilgilerini çipli kimlik kartlarına entegre ettirebiliyor. Bu işlem Nüfus Müdürlüklerinde birkaç dakikada tamamlanabiliyor. Böylece iki kart yerine sadece tek bir kimlik kartı taşımanız yeterli hale geliyor.

Yasal Durum: Ehliyet Taşıma Zorunluluğu Hâlâ Var mı?

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliği‘ne göre:

Sürücülerin, araç kullanırken ehliyet belgesini ibraz edebilmesi gerekmektedir.

Ancak yeni uygulama sayesinde:

Kimlik kartı üzerinde yer alan çipten ehliyet bilgileri anında sorgulanabiliyor.
Bu nedenle fiziksel ehliyet belgesi ibrazı zorunluluğu, uygulamada ortadan kalkmış sayılıyor.

Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler

Her ne kadar yasal düzenleme fiilen ehliyeti taşımayı gerektirmese de, uygulamada bazı önemli detaylar bulunmaktadır:

Kimlik Kartınız Mutlaka Yanınızda Olmalı: Ehliyet bilgileriniz kimliğe tanımlı olsa bile, sistem sorgulaması için kimliğinizi ibraz etmeniz gerekir.
Sistemsel Sorunlar Olabilir: Polis ekipleri anlık sistem sorunları yaşarsa, fiziksel ehliyet belgesi talep edebilir.
Yurtdışı Kullanımı: Yurt dışında araç kullanacak olan kişiler için fiziksel ehliyet hâlâ gereklidir. Yeni kimlik kartı yurt dışında geçerli değildir.

Ehliyeti Taşımak Gerekli mi?

Eğer ehliyet bilgilerinizi kimlik kartınıza tanımlattıysanız, Türkiye içinde araç kullanırken fiziksel ehliyetinizi taşıma zorunluluğunuz yoktur. Ancak kimliğinizi yanınızda bulundurmanız şarttır.

Güvenliğiniz ve olası teknik aksaklıklara karşı hazırlıklı olmak adına, fiziksel ehliyetinizi yanınızda bulundurmak hâlâ önerilen bir uygulamadır.

Görüntülenme: 6311

Okumaya devam et