Connect with us

BANKA HABERLERİ

Körfez Sermayeli bankaya MOBBING cezası

Yayınlanma:

|

Yargıdan Körfez Sermayeli Bankaya Mobbing cezası

Covid-19 pandemi sürecinde işten çıkarmanın yasaklandığı dönemde bölgelerde oluşturduğu ikna odalarında personeli istifaya ikna etmeye çalışan Körfez sermayeli bankaya yargıdan şok haber geldi. İşten çıkarma yerine tazminatı verip istifa dilekçesi aldığı ve bu davranışına karşılık ikna ettiği (!) bazı medya mensupları aracılığı ile “Dürüst Banka, Delikanlı Banka” ilan edilen   Körfez sermayeli bankanın çalışanına Mobbing uyguladığı Mahkeme kararı ile de ispatlanmış oldu. Davadan vazgeçmesi için personele çeşitli vaatlerde bulunmasına rağmen her türlü teklifi ret eden Saime B.’nin açtığı dava İstinaf Kararı olarak da lehine sonuçlanınca bankada tam bir şok etkisi yarattı. Zira, bankalar ispatlanması çok zor olan mobbing davalarında kendilerinden emin halde yöneticilerine yalan ifadeler ile mobbing yapmadıklarını; mobbing içeren yazışmaların samimiyetten kaynaklandığı gibi komik gerekçeler arkasına da sığınmaktan çekinmiyorlardı. Kesinleşen kararlar ile mobbingçi bankaların da yargı karşısında o kadar güçlü olmadıklarını ortaya koydu.

Körfez Sermayeli bankaya mobbing davası açıldı

Körfez Sermayeli bankada çalıştığı dönemde Mobbinge uğrayan Saime B. konuyu yargıya taşıyarak bankada performans yetersizliği nedeni ile kapı önüne konan R.K. ile halen görevine devam eden ve çevresinde yaptığı mobbing içerikli söylem ve mailleri ile ün salan M.K. tarafından kendisine sistematik mobbing uyguladığını belirterek Bankaya “Manevi Tazminat” talebi ile dava açtı.  Saime B. mahkeme sürecinde banka lehine yalancı şahitlik yapan eski iş arkadaşları S.T. ve A.A. hakkında da “mahkeme huzurunda yalan beyan – TCK 272“den suç duyurusunda bulundu. Ayrıca işe iade davasını da kazanan Saime B.’yi mahkeme açtığı Mobbing davasında da haklı bularak Körfez Sermayeli Bankayı tazminat ödemeye mahkum etti.

İstanbul 17. İş Mahkemesi 18.07.2017 tarihinde açılan davada Davacı personeli haklı bularak 03.12.2019 tarihinde davayı karara bağlayarak Bankayı tazminat ödemeye mahkum etti.

Körfez Sermayeli banka,  Müdürün yazdığı mobbing içerikli mailleri “samimiyetten kaynaklandığını” ileri sürerek karara itiraz etti

Körfez sermayeli bankanın İş Mahkemesinin davacı lehine karara itiraz etmesi sonu dava T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinden olan 31. Hukuk Dairesine gitti. Mobbing yazışmaların “samimiyetten kaynaklandığı” savunan banka yapılan mobbing uygulamaları da inkar yolunu gitti. Banka itirazında, “…. müdür R.K. ile samimi yazışmalarının bulunduğunu, azarlama olmadığını, görev tanımı dışında bir talimat vermediğini, koli taşıma işi yaptırmadığını … iş sözleşmesinin 09.10.2015 tarihinde performans düşüklüğü nedeni ile feshedildiğini …” savundu. Tazminat tutarının fahiş olmasına da itiraz eden banka ilk derece mahkemenin almış olduğu “mobbing kaynaklı manevi tazminat” kararın reddini talep etti.

İtiraz işe yaramadı, bankanın savunması kabul edilmedi İstinaf Kararı onaylandı

İstanbul 17. İş Mahkemesinin 2016/514 E. kararını inceleyen İstanbul Bölge 31.Hukuk Mahkemesi 2017/570 K. ile Bankanın yaptığı itirazı ret ederek  17. İş Mahkemesinin  almış olduğu kararı onaylamış oldu.

Gerekçeli karar bankaya tokat gibiydi :  Mobbing tanımı yapıldı

Kararın gerekçesinde mobbing tanımı da yapıldı : “Aynı ortamda bulunan veya aynı organizasyona bağlı olan bir veya birden fazla kimsenin, bir kişiye belli bir amaçla, sistematik bir şekilde, yılgınlık, korku, tedirginlik, endişe, bunalım, sıkıntı veya kaygı oluşturacak söz, tutum ve davranışlarla psikolojik ve duygusal baskı kurarak onu belli bir şekilde davranmaya ya da davranmamaya, ortak alandan uzaklaştırmaya, güçsüzleştirmeye, değersizleştirmeye, aşağılamaya, küçük düşürmeye veya pasifize etmeye yönelik çabalarına mobbing denilir” ifadesi kullanıldı.

Gerekçede ayrıca mobbing yöntemleri hakkında bildiler yer aldı; ” hedef alınan kişinin şeref, kişilik, karakter, inanç, değer, yetenek, tecrübe, düşünce, tercih, yaşam biçimi ve kültür gibi yönlerine topluca bir saldırı söz konusudur. Bu saldırı, dedikodu ve söylenti çıkarma, iftira atma, çalışan önünde küçük düşürme, hafife alma, karalama, kötüleme ve yok sayma gibi kişiyi zihinseli ruhsal, fiziksel ve bedensel olarak etkileyebilecek eylemlerle yapılmaktadır” şeklinde  tanımlandı.  

İLO’ya göre de yapılanlar mobbinge girmekte olduğunun altı çizildi

Gerekçeli kararda Uluslararası Çalışma Örgütü ( İLO )‘ay göre Mobbing tanımlaması : “bir veya bir grup işçiyi sabote etmek için yapılan zalimce, kötü niyetli, intikamcı, aşağılayıcı ve eleştirici tavırlarla kendini gösteren davranış biçimi” şeklinde tanımlandığı bilgisi yer aldı.

Gerekçede ayrıca; “Mobbing varlığı için kişilik haklarının ağır şekilde ihlaline gerek yoktur. Kişilik haklarına yönelik bir haksızlığın varlığı yeterlidir” ifadesi yer aldı.

Karar gerekçesinde belirtilen bir konu da: “… mobbing gibi diğer dava türlerine göre ispatı nispeten daha zor olan bir konuda, kesin ve mutlak bir ispat şartı aranmamalıdır” ifadesi dikkat çekicidir.

Somut olayda; “… dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitleri, kararın gerekçesi ile delillerin taktir ve değerlendirmesi isabetli olup istinaf başvurusunu esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir” denerek körfez Sermayeli Bankanın itiraz başvurusunu ret etti.

Dava kararı emsal oldu

Mobbing uygulamasına yönelik “manevi tazminat” kararı emsal olması nedeni ile kıymetli hale gelirken bu yönde son yıllarda mahkeme kararlarının olumlu sonuçlanmaya başladı.

Karardan sonra açıklama yapan Saime B. “bu karar benim ne kadar haklı olduğumun ispatıdır. Bizler para peşinde koşan insanlar değil İnsanlıktan çıkan banka yöneticilerinin yaptıklarını mahkemede inkar etme onursuzluğunun dahi işe yaramadığını; yaşatırken bu insanlara yaptıklarının yanlarına kalmayacağını göstermemiz açısından da çok kıymetli bir karar. İnsanlar cesur olsunlar, hukuk adalet er ya da geç işliyor ve haklıya hakkını veriyor. O gözlerinde büyüttükleri kurumların yargı karşısında yaptıklarını dahi savunamamalarının ve yalan beyanlara başvurmalarını duymak para ile ölçülecek bir duygu değil. Sizin karşınızda koltuktan ve unvandan aldıkları güçle aslan kesilen insanların süklüm püklüm, söylediklerini ve yaptıklarını yalan ile inkar etmeleri bile insana yetiyor” ifadelerini kullandı.

Dava Mobbinge uğrayanlara Emsal oldu

Davanın kesinleşmesi ile Mobbing yaşayan çalışanlar için emsal teşkil eden davalardan biri haline geldi. Mobbing sürecinde çekilen mesaj ve mailler gibi delillerin kişisel arşivde saklanması, şahitler ile güçlendirilmesi bu tip davalarda ilerde çok işe yarıyor.  

Önümüzdeki dönemde mobbing davaları yanında 4857 sayılı İş Kanununun “Eşit davranmama” ilkesine aykırılıktan “çalışanlarda ayrımcılık yapılması” davaları gibi davaların artarak devam etmesi bekleniyor.

Tabi her şey bu dünyada da bitmiyor. Mevlana’nın dediği gibi : “Kul unutur, Allah unutmaz”.

HİKAYENİN SONU : Biz bankayız bize kimse dokunamaz; ben yaptım yanıma kar kaldı tarzı anlayışlara ders olsun.

Okumaya devam et

Ali Coşkun

YÜKSEK BANKA KREDİLERİ

Yayınlanma:

|

Yazan:

Bankalar ekonomik sistemin en önemli finansal aktörleri olarak faaliyet gösterir. Her banka özünde kâr amacı güden bir ticari kuruluştur.

Kredi verirken öncelikle kendi risklerini ve menfaatlerini gözetmek zorundadır. Kullandırdıkları kredilerin faiz oranı veya kar payı, komisyon yapısı, vade şartları da bu doğrultuda belirlenmektedir.

Bugün piyasada bileşik faiz oranları TL cinsi kredilerde %60-65, döviz cinsi kredilerde ise %14-16 bandındadır.

Ayrıca bankaların sigorta, dosya masrafı, kredi tahsis ücreti ve banka ürün satışları gibi birçok kalemi kredi paketine dahil ettiği görülüyor.

Yani faiz veya kar payı dışında çok sayıda gizli maliyetle karşı karşıya kalınıyor.

Firmalar bu şartlar altında yalnızca finansmana erişmekle kalmıyor aynı zamanda ağır bir maliyet yükünü de sırtlanıyorlar.

Bankalar, firmalara kredi limitleri oluştururken sektörel karlılık oranlarına azami dikkat ederler. Ancak burada ciddi bir çelişki var. Bankalar kredi tahsisinde sektörün brüt kâr marjlarını esas alırken, mevcut kredi maliyetleri bu oranları çoktan aşmış durumdadır.

Brüt kâr marjı sektörlere göre ortalama %25-30 arasında değişirken, firmalar %65’in üzerinde bileşik faizle TL borçlanıyor.

Bu koşullarda, kâr eden değil borcunu çevirebilen firma başarılı kabul ediliyor. Bu ne finansal sürdürülebilirliğe ne de sağlıklı bir ekonomiye hizmet eder.

Şu an firmalar yalnızca yüksek faizle değil aynı zamanda yüksek enflasyon, düşük iç talep, yüksek maliyetler, düşük kâr, kur baskısı, iç ve dış pazarlardaki daralma, krediye erişim ve jeopolitik risklerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

İhracatçı firmalar için döviz kuru reel anlamda destekleyici olmaktan çıkmış, rekabet gücünü zayıflatıcı bir unsura dönüşmüştür.

Bu koşullar altında firmaların ayakta kalması tesadüf değil direnç ve stratejik yönetimin bir sonucudur. Ama bu direncin ne kadar sürdürülebileceği ise meçhuldür.

Bugün konkordato alan, iflas eden şirketlere şaşırmak yerine bu ortamda hâlâ üretmeye, istihdam yaratmaya, ihracat yapmaya devam eden firmalara hayranlık duymalıyız.

Asıl konuşulması gereken, bu firmaların nasıl hayatta kaldığı ve ne tür stratejiler geliştirdiğidir. Zira bu firmalar sadece kendi faaliyetlerini değil aynı zamanda ekonominin can damarlarını da ayakta tutmaktadır.

Enflasyonla mücadele elbette gereklidir.Ancak bunu yaparken reel sektörü göz ardı etmek hastayı tedavi ederken organlarını iflas ettirmek gibidir.

Faiz politikaları ve sıkılaşma adımları kısa vadede enflasyonu aşağı çekebilir ama ardında üretim yapamayan, borç yükü altında ezilen ve finansmana erişemeyen bir özel sektör kalırsa bu başarı neye yarar?

Bugün geldiğimiz noktada reel sektörün sesine daha fazla kulak verilmesi gerekiyor.

Kredi maliyetlerinin düşürülmesi, finansmana erişimin kolaylaştırılması ve firmaların üzerindeki dolaylı maliyetlerin azaltılması şarttır.

Aksi takdirde sadece bugünü değil yarının üretim kapasitesini ve ekonomik bağımsızlığını tehlikeye atmış oluruz.

Ali COŞKUN-Finans Danışmanı
0 530 787 84 39
[email protected]

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Yapay Zekâ Müşteri Temsilcileri Şivenizle Konuşacak

Yayınlanma:

|

Yazan:

Geleneksel çağrı merkezleri; uzun bekleme süreleri, karmaşık IVR menüleri ve tükenmiş müşteri temsilcileriyle karakterizedir. Müşteri temsilcileri genellikle katı senaryolara ve konuşma metinlerine bağlı kalarak iletişim kurar. Müşterilerin iletişim geçmişini yeterince değerlendirerek konuşmayı farklılaştırma imkânı yok denecek kadar azdır. Aynı problemi defalarca anlatmak zorunda kalan müşteriler ise bu durumdan oldukça yorulur. Bu gerginlik hem temsilcilere hem de müşterilere yansır.

Ancak son yıllarda gelişen yapay zekâ teknolojileriyle birlikte, çağrı merkezi deneyimi köklü biçimde değişiyor. Artık müşteriler aradıkları anda, IVR ile boğuşmadan, tüm iletişim geçmişlerini bilen, onları tanıyan bir yapay zeka müşteri temsilcisine bağlanabilecek. Kişisel bir dille karşılanıp, daha hızlı çözümler elde edebilecek.

Anında Yanıt: “Aradığınızda Karşınızda Bir Temsilci Var”

Klasik bir çağrı merkezinde kapasite kısıtları ve vardiyalar sebebiyle çağrıların cevapsız kalması sık rastlanan bir durumdur. Profit.co tarafından yayınlanan bir çalışmaya göre, müşteri temsilcisine bağlanmak için iki dakikadan fazla bekleyen müşterilerin yüzde 60’ı çağrıyı sonlandırıyor. Bir müşterinin iletişim merkezini aradığında çağrısının yanıtsız kalması sadece anlık operasyonel gecikme değildir, “önemsizim” algısı yaratır ve bu his, gelecekteki tüm temas noktalarını olumsuz etkileyerek müşteride uzun vadeli bir sadakat riski yaratıyor. Bu da sosyal medyada olumsuz yorumlar, şikâyet artışı ve marka algısında kalıcı zedelenme anlamına geliyor.

Zendesk’in 2023 tarihli Müşteri Deneyimi Raporu’na göre, müşterilerin yüzde 76’sı yalnızca bir kötü deneyim sonrasında bile markadan tamamen vazgeçebileceğini belirtiyor.

Yapay zekâ destekli temsilciler, bulut işlemcilerle desteklendikleri için arama geldiği anda devreye girebiliyorlar. İşlemci gücü dışında bir kapasite kısıtları yok. Böylece müşteri hatta hiç beklemeden, IVR’dan geçmeden, doğrudan yapay zeka müşteri temsilciyle görüşmeye başlayabiliyor. Bu iletişim merkezinin ulaşılabilirliğini maksimuma çıkarıyor ve çok önemli bir sadakat problemini çözüyor.

Ayrıca klasik çağrı merkezlerinde müşteriler her aradıklarında farklı temsilciye bağlanıp konuyu baştan anlatmak zorunda kalıyor. Invoca tarafından yayınlanan bir anket sonucuna göre, müşterilerin yüzde 53’ü bu durumu oldukça sinir bozucu buluyor. Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri ise CRM ile entegre çalışarak müşterinin geçmişini hatırlıyor, sorunların tekrar anlatılmasına gerek kalmadan bağlama uygun şekilde yanıt verebiliyor. Konuşmanın her anında, daha önce yaşananları dikkate alabiliyor.

Gerçek Kişiselleştirme: “Şivesini, Tonunu, Kelimesini Seçiyor” McKinsey tarafından yapılan bir araştırmaya göre, müşterilerin yüzde 71’i markalardan kişiselleştirilmiş hizmet bekliyor. HubSpot verilerine göre, yapay zekâ kullanan temsilciler yüzde 64 oranında daha fazla kişiselleştirme sağlayabiliyor.

Yakın bir gelecekte, yapay zekâ temsilciler, müşterinin geçmiş verilerini analiz ederek onun tercih ettiği kelimeler, tonlama ve hatta bölgesel şiveyle konuşabilecek. NLP (Doğal Dil İşleme) teknolojisi sayesinde konuşma tarzını anlık değiştirebilen bu sistemler, her müşteriye farklı bir deneyim yaşatacaklar.

Yapay zeka müşteri temsilcileri gerektiğinde sohbeti yumuşatıp, tonu ayarlayacak, konuşma devam ettikçe müşteriyi daha da tanıyarak süreç boyunca kişiselleştirilmeyi artırabilecekler. Yapay zeka müşteri temsilcileri konuşma devam ettikçe müşteriyi ses biyometrilerinden ve konuşmasından, cümle yapısından tanıyarak bazı güvenlik seviyelerini otomatik geçecek. Şüpheli durumlarda veya gerginliklerde insanı ne zaman devreye alması gerektiğinin ayrımını yapabilecek.

Bu gelişme için tüm teknolojiler hazır. Müşteri temsilcisinin şivesini düzenleyen programlar hayatımıza girdi bile. Sesten ve kullanılan kelimelerden duygu analizi yapıp konuşma kalitesini değerlendiren yapay zeka sistemleri var. Konuşma devam ettikçe müşteriyi sesinden ve konuşmasından tanıyan dolandırıcılık önleme programları birçok finans kuruluşunda kullanılıyor. Önümüzdeki dönemde bu teknolojileri yapay zeka asistan platformlarında birleştiren bir çok şirket göreceğiz.

Global örnekler giderek artıyor. Reuters’in haberine göre NatWest, OpenAI destekli Cora ve AskArchie sistemleriyle müşteri memnuniyetini yüzde 150 oranında artırdı. Commonwealth Bank, Microsoft ile birlikte geliştirdiği sistemle günde 50 binden fazla canlı sohbet isteğine yanıt veriyor. JPMorgan ise 2024 yıllık raporunda, yapay zekâ sayesinde işlem maliyetlerini yüzde 30 düşürdüğünü, müşteri bağlılığını ise yüzde 25 artırdığını belirtiyor.

Türkiye’de örnekler var. Fintechtime Haziran 2025 sayısında Aktifbank’ın yapay zeka ve veri analitiğini odağa taşıdığı aktarılıyor. Yapay zekâ müşteri temsilcileri üzerine araştırma geliştirme yapıldığını belirtiyor. Bu sayede müşterilere daha hızlı ve güvenli hizmet sunulacağı, dolandırıcılık analizlerinin güçleneceği vurgulanıyor. Vodafone Türkiye web sitesinde, müşteri hizmetlerinde yapay zekâ müşteri temsilcileri ve sesli chatbot’lar kullandığını ilan ediyor. Müşterilerle yüzde 80 oranında “botlarla” iyileştirilmiş deneyim sunulduğunu, yapay zekâ sistemlerinin iletişimleri takip ettiğini ve duygu analiziyle öfke ya da sorunlu geri dönüşleri tespit ederek gerçek personele yönlendirdiği anlatılıyor.

Sonuç :

Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri, yalnızca çağrı merkezlerinde bir verimlilik aracı değil, aynı zamanda markaların müşterileriyle kurduğu ilişki biçimini temelden dönüştüren bir paradigma değişimini temsil ediyor. Bu yeni nesil temsilciler, anında yanıt verebilen, kişisel bağ kurabilen ve güvenli iletişimi otomatikleştiren özellikleriyle müşteri deneyimini hem hız hem de kalite açısından yeniden tanımlıyor.

Bu dönüşüm; yalnızca çağrı merkezi operasyonlarını değil, aynı zamanda marka sadakatini, itibar yönetimini ve rekabet avantajını da doğrudan etkiliyor. Artık müşteriler, bir kurumla kurdukları ilişkinin sadece fonksiyonel değil, aynı zamanda duygusal ve kişisel olmasını bekliyor. Yapay zekâ, bu beklentilere ölçeklenebilir, sürekli ve tutarlı bir şekilde yanıt verme imkânı sağlıyor.

Finans, telekomünikasyon, e-ticaret ve kamu hizmetleri gibi pek çok sektörde, yapay zekâ temelli müşteri hizmetleri sistemleri yaygınlaşıyor. Bu modeller, yapay zekânın işlem gücünü ve tutarlılığını insan temasının empatik doğasıyla birleştirerek, her müşteri temasını değerli bir deneyime dönüştürüyor.

Yakın gelecekte, bu teknolojilerin daha da entegre olduğu, müşteriyle anlık olarak duygusal bağ kurabilen ve sürekli öğrenerek gelişen yapay zekâ sistemlerinin yaygınlaştığını göreceğiz. Bu sadece müşteri hizmetleri değil, tüm müşteri yolculuğu için bir dönüşüm anlamına geliyor.

Yapay zekâ destekli müşteri temsilcileri, kurumların geleceğe hazır olmasında kritik bir rol üstleniyor. Geçmişi bilen, anı anlayan ve geleceği öngörebilen temsilcilerle müşteri deneyimi artık bir maliyet kalemi değil, stratejik bir rekabet avantajı haline geliyor.

HBR-Dr. Erkut BALOĞLU

Okumaya devam et

BANKA HABERLERİ

Yapı Kredi emeklilere 27 bin liraya varan nakit promosyon sunuyor

Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Serkan Ülgen, “Emeklilerimizi kaliteli hizmet anlayışımız ile buluşturmak için promosyon kampanyamızı 27 bin liraya varan nakit promosyon ve ek ödüllerle zenginleştirdik” dedi

Yayınlanma:

|

Yazan:

Yapı Kredi, emekli maaşlarının yatırılması için Yapı Kredi’yi tercih eden emeklilere 27 bin liraya varan nakit promosyon imkanı tanıyor.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, 14 Haziran 2025’den sonra emekli aylığını, Yapı Kredi’den alma taahhüdü veren emekliler 15 bin liraya varan nakit promosyon kazanıyor.

Emekliler, 2 fatura ödeme talimatı vermeleri durumunda 5 bin lira, ilk kez kredi kartı alan veya mevcut kartları ile yapacakları bin lira ve üzeri harcamaya 5 bin lira ve ilk kez Yapı Kredi Mobil uygulamasına giriş yapmaları durumunda ise 2 bin liraya varan ödül kazanma fırsatı elde ediyor.

Böylece emekliler Yapı Kredi’den toplamda 27 bin liraya varan nakit promosyon avantajı yakalıyor.

Yapı Kredi müşterisi emekliler şubeyi ziyaret etmeden, diledikleri yerden Yapı Kredi Mobil, Bireysel İnternet Şubesi veya Müşteri İletişim Merkezi aracılığıyla emekli maaşlarını kolayca Yapı Kredi’ye taşıyabiliyor ve promosyon taahhüdü verebiliyor.

Yapı Kredi müşterisi olmayan emekliler ise e-Devlet üzerinden maaşlarını Yapı Kredi’ye taşıyabiliyor.

– ‘En iyi çözümleri sunmak için çalışmaya devam edeceğiz’

Açıklamada görüşlerine yer verilen Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Serkan Ülgen, Yapı Kredi olarak attıkları her adımda emeklilerin yanında olmaya devam ettiklerini belirtti.

Ülgen, müşterilerine pürüzsüz bir deneyim sunduklarını ve ayrıcalıklı hizmetleri ile emeklilerin bir adım önde olmasını sağladıklarını aktardı.

Emeklileri kaliteli hizmet anlayışları ile buluşturmak için promosyon kampanyalarını 27 bin liraya varan nakit promosyon ve ek ödüllerle zenginleştirdiklerine değinen Ülgen, ‘Müşteri odaklı yaklaşımımızla, emeklilerimizi ayrıcalıklı hizmetlerimizle desteklemeye ve onların finansal ihtiyaçlarına yönelik en iyi çözümleri sunmak için çalışmaya devam edeceğiz.’ ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.