BUGÜN İLGİNÇ BİR ŞEYLER OLDU; Dicle Keskinoğlu; resimleyen Burak Akbay; 143 sayfa; 2024.
Tam bir sevgi hikayesi. Karısını beş yıl önce kaybetmiş, 64 yaşında, son derece planlı, programlı yaşayan bir adam her gün aynı saatte gittiği lokantada bir gün, duvara yeni asılı bir tablo görür ve çok etkilenir. Bu tablo adama yalnızlığını hissettirirken hayatını bir evcil hayvanla paylaşma fikrini esinler. Çok geçmeden evine/yaşamına bir sokak köpeği girer. Adına Hür der. Birbirlerini bulan özgürce seçen iki candırlar çünkü. Sonra, bu ikilinin hayatına çocuk esirgeme kurumunda yaşayan 14 yaşında, Maya adında bir kız çocuğu da katılır. Yaşlı adamla bakımyurdundaki kız çocuğunun hayatlarını kesiştiren Hür adlı köpektir. Böylece, yaşlı adamın, yıllar önce, evliyken eşiyle hayalini kurdukları- korucu aile olma- düşü de hiç beklemediği bir yaşta gerçekleşir. Kaybettiği karısına her akşam, okumayacağını bile bile ‘‘rapor verir’’ gibi mektup yazan romantik ve dakik Hilmi Bey, köpeği Hür ve Maya ile aynı çatı altında buluşur, bir aile olurlar öykünün sonunda.
Öykü değişmeli olarak Hilmi Bey, Hür ve Maya tarafından anlatılır. Birbirlerini tanıdıkça, süreç içinde üç kahraman da değişir. Yumuşak bir dille, sözü uzatmadan ve bilgiçliğe düşmeden kıvamında bir sevgi, sorumluluk, yaşlılık, gençlik ve sokaktaki dostlarımıza ve parklara dair iç ısıtıcı bir öykü. Altmış beş yaşına yaklaşırken baş kahramanımız Hilmi Bey sevginin nasıl ‘genişleyebileceğini’ şu satırlarda anlatır:
‘’Evlat edinmenin revaçta olduğu yıllardı. Bize hiç sıra gelmedi. Biz de küçük bir bebek olması konusunda ısrarcı olduk. Belki de olmamalıydık. Şimdi, üzerinden yıllar geçtikten sonra hayatına kabul etmek istediğin canın, türünün ya da yaşının bir önemi olmadığını anlayabiliyorum.’’ (sayfa 135)
Hayvan katliamlarının, işkencelerin manşetlerden inmediği bir ülkede biri genç, biri yaşlı insanın bir sokak köpeğine ve köpeğin bu insanlara duyduğu sevgi gerçekten yüreklerimizi ısıtıyor. Hilmi Bey, Hür ile yaşamaya başladıktan sonra ‘‘insanların diğer canlılardan üstün sayıldığı’’ hümanist düşüncenin sorunlu olduğunu da görmeye başlıyor. (sayfa 93)
Hür öykünün bir yerinde hayvan hastanesine yatırılır. Ancak sadece Maya’nın elinden beslenmeyi kabul eden Hür için Maya kaldığı bakımyurdundan kaçmak zorunda kalır. Çünkü bakımyurdu idarecileri ona izin vermez. Bu bakımdan Maya’nın bakımyurdundan kaçıp Hür’ün kaldığı hastaneye gelmesi bu öykünün en ilerici yönlerindendir. Evet, kurallar hayatımızı kolaylaştırmak içindir ancak bazen, gerektiğinde o kuralları sorgulayıp onlara karşı çıkmak da gerekebilir, gereklidir de. Öykümüz bu fikri de çok güzel işler.
Akışında ne bir zorlama ne de bir gevşeme olan öykü kurgusunun mükemmelliğiyle de kendini belli ediyor. O zaman bu kitabı alıp okumanın ve üstünde konuşmanın zamanı. Ne diyorduk, kitap okunan yerde umut ve sevgi vardır.