Connect with us

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Merkez Bankası enflasyon tahmini değişmedi: 2024 yüzde 36

Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan yılın ilk enflasyon raporunu açıkladı. Fatih Karahan, “Parasal duruşumuzu korumakta kararlıyız” diyerek parasal sıkılaşmaya devam edileceğini aktardı.

Yayınlanma:

|

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Karahan’ın açıklamaları şu şekilde: “6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum. Başkan yardımcılığı görevini yürüttüğüm dönemde Merkez Bankası Başkanı görevinde bulunan sayın Hafize Gaye Erkan’a yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür etmek istiyorum.

Merkez Bankası’nın görevi fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir.2023 yılı Haziran ayında parasal sıkılaşma sürecini başlattık. Sadeleşme sürecini başlatarak piyasa mekanizmasının işlevselliğini artırdık. TL varlıklara olan talebi güçlendirdik. Bir önceki rapor döneminden bu yana hem reel hem finansal göstergeler para politikamızın doğru yolda ilerlediğini teyit etmektedir.

Enflasyon beklentilerini ve fiyatlama davranışlarını yakından takip ediyoruz. Enflasyon görünümünde bozulmaya izin vermeyeceğiz.

Küresel çapta sıkı para politikaları ve kısıtlayıcı finansal koşulların büyümeyi baskılayıcı etkisi geçtiğimiz yılın ortalarından itibaren belirginleşmiştir.

Önceki rapor döneminden bu yana enerji hariç emtia fiyatları sınırlı gerilemesini sürdürmüştür. Bu dönemde doğal gaz fiyatları başta olmak üzere enerji emtia fiyatları düşmüştü.

Birçok ekonomide çekirdek enflasyon son aylarda gerilemektedir. Enflasyon küresel düzeyde hedeflerin üzerinde seyretmektedir. Riskler devam etmekle birlikte enflasyonun yıl içinde gerilemeyi sürdürmesi beklenmektedir. Gelişmiş ülke merkez bankaları politika faizlerinin mevcut seviyesini enflasyon hedefi için yeterli gördüklerini belirtmektedir.

Faiz indirimlerinin zamanlaması ve hızı önem kazanmıştır. Gelişmekte olan ülkelerin bir kısmında ise enflasyon görünümündeki iyileşme ile birlikte faiz indirimi süreçleri devam etmektedir.

Yılbaşından itibaren gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz indirimlerine daha ihtiyatla yaklaşan sözlü yönlendirmeleri sonucunda portföy girişleri yavaşlamıştır.

Enflasyon gelişmeleri hakkında

202 yılı son çeyreğinde enflasyon önceki rapor tahminleri ile tutarlı seyrederek yıl sonunda yüzde 64.8 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yıllık enflasyonun 2024 yılının ilk yarısına kadar artmaya beklediğimizi tüm politika metnimizde paylaştık. 3. çeyrekte petrol fiyatları vergiler döviz kuru, asgari ücret artışı gibi birden fazla şok bir arada gerçekleşmişti. Yüksek oranda olan bu şokların kısa sürede bir arada gelişmesi beklenti ve fiyatlama davranışlarında ilave bozulmaya yol açmıştır.

2023 yılı son çeyreğinde enflasyon önceki rapor tahminleri ile tutarlı seyrederek yıl sonunda yüzde 64.8 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yıllık enflasyonun 2024 yılının ilk yarısına kadar artmaya beklediğimizi tüm politika metnimizde paylaştık. 3. çeyrekte petrol fiyatları vergiler döviz kuru, asgari ücret artışı gibi birden fazla şok bir arada gerçekleşmişti. Yüksek oranda olan bu şokların kısa sürede bir arada gelişmesi beklenti ve fiyatlama davranışlarında ilave bozulmaya yol açmıştır.

Perakende satış hacminin büyümesi 2023 yılının ikinci yarısında belirgin şekilde yavaşlamış kasım itibarıyla çeyreklik bazda negatife dönmüştür.

Talepteki aşırılık 2023 yılının ilk yarısında artan ithalat yolu ile dış ticaret dengesine olumsuz yansımıştır. Son dönemde ithalat eğilimi zayıflamıştır.

Ocak ayına ilişkin geçici veriler hem toplam hem altın ve enerji hariç bakıldığında dış ticaret dengesindeki iyileşmenin devamına işaret etmiştir.

“Cari dengede iyileşme sürecinin devamını öngörüyoruz”

Talebin zayıflaması ile beklentilerin iyileşmesi ile birlikte cari dengede düzelme gerçekleşmiştir. Mevcut parasal sıkılaşma süreci de başta altın ve dayanıklı tüketim malı olmak üzere ithalat kanalı ile cari dengeye katkıda bulunmaya başlamıştır. 2024 yılında parasal aktarımın gecikmeli etkilerinin devreye girmesi ile cari dengede iyileşme sürecinin devamını öngörüyoruz.

Konut kiralarındaki artış hızı yavaşladı

2022 yılı sonrasında enflasyondan korunma davranışı işle artan gayrimenkul talebi konut fiyatlarında yüksek oranlı artışlara sebep olmuştur. Bu durum kiralara güçlü bir şekilde yansımaktadır. Sıkılaştırma sonrası dönemde büyük kentlerde konut fiyatlarındaki artış hızı yavaşlamıştır. Konut fiyat enflasyonu yıllık bazda düşüş göstermiştir. Konut fiyat artışındaki yavaşlamanın sürmesi hizmet enflasyonu kanalıyla 2024 yılında dezenflasyon sürecine katkı sağlayacaktır. Piyasa katılımcıları anketinde 12 ay sonrası enflasyon beklentisi ocak ayında yüzde 39 olmuştur.

Tüketici enflasyon 4. çeyrek boyunca tahmin aralığının orta noktasına yakın hareket emiş. 2023 yılının yüzde 64.8 ile yıl sonu tahmini ile uyumlu tamamlamıştır. Ocak ayında tahmin aralığının orta noktasındaki seyir korunmuştur.

Bu ayda ocak ayına özgü sebeplerle aylık enflasyonda yükseliş gerçekleşeceğini önceki tahminlerimizde yansıtmış kamuoyunda paylaşmıştık. Ücret, fiyat ayarlamaları ve geriye doğru endeksleme davranışı etkisi ile hizmet grubunda aylık enflasyon tahminimizin bir miktar üzerinde gelerek belirgin yükselmiştir. Asgari ücret artışının öngörülerimiz üzerinde artışının etkisi hissedilmiştir.

Son PPK karar metninde vurguladığımız gibi enflasyonun ana eğiliminde hedeflediğimiz patika ile uyumlu belirgin bir iyileşme görmeyi önemli buluyoruz.

Ocak ayındaki yükseliş sonrasında enflasyonun ana eğiliminin zayıflayacağını değerlendiriyoruz.

Para politikası stratejisi

Politika faizimizi yüzde 8.5’ten yüzde 45 seviyesine çıkardık. Bu süreçte kademeli ve bütünsel bir yaklaşımla parasal sıkılaştırmayı destekleyici uygulamaları devreye aldık. Bankacılık sistemindeki fazla likiditeyi miktarsal sıkılaştırma ile sterilize ediyoruz.

Makroihtiyati politika çerçevesini sadeleştirdik. Makroihtiyati çerçeveyi, KKM’yi teşvik eden kredi kullanımını sınırlayan menkul kıymet düzenlemelerini kaldırarak sadeleştirdik.

Parasal aktarı mekanizmasının güçlendirilmesi amacıyla 2023 Temmuz ayından itibaren zorunlu karşılık düzenlemeleri ile 1 trilyon liradan fazla TL sterilize edilmiştir.

Türk lirası depo alım ihalelerine başlanmıştır. 2023 yıl sonu itibarıyla 290 milyar TL olan TL depo alım ihalesi bakiyesi ocak ayında 603 milyar TL’ye çıktıktan sonra 5 Şubat itibarıyla 100 milyar TL’ye gerilemiştir.

Politika faizinin ocak ayında ulaştığı seviye ve parasal aktarımı güçlendirmek için atmakta olduğumuz destekleyici adımlarla birlikte dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine ulaştığımızı değerlendiriyoruz. Politika faizinin mevcut seviyesi gerektiği müddetçe sürdürülecektir. İki ana koşul gözetilecektir. İlki aylık enflasyonun ana eğiliminin belirgin düşüş göstermesidir. Ana eğilim, iç talep, ithalat ve finansal koşullara ilişkin göstergeleri yakında izleyeceğiz.

İkincisi enflasyon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsamasıdır. Geniş kapsamlı enflasyon göstergeleri takip edilecektir. Enflasyon görünümünde belirgin bozulma öngörülmesi halinde parasal sıkılık gözden geçirilecektir.

Mevduat faizi hakkında

Kredi faizleri hızla yükselirken mevduat faizlerindeki artış daha kademeli gerçekleşmiştir. Ocak ayında TL mevduat faizlerinde sınırlı gerileme gözlenmiştir. Öncü veriler TL mevduat faizlerinin yeniden artmaya başladığına işaret etmektedir.

Krediler hakkında

2023 yılının ilk yarısında güçlü seyreden bireysel kredi büyümesi zayıflamıştır. Aralık ayında özellikle bireysel kredi kartı bakiyesinde ivmelenme görülmüştür. Bunda dönemsel kampanyaların ve beklenen ücret artışlarının tüketimi öne çekmesi etkili olmuştur.

Kredi büyümesinde oluşabilecek aşırılıklara izin vermeyeceğiz. Ticari kredilerde ise istediğimiz sıkılık düzeyinde dengeli bir ilerleyiş söz konusudur. Reel sektöre sürdürülebilir oranda sağlıklı kredi akışı sağlanmaya devam ederken özel bankaların ticari kredi tarafında daha etkin bir rol oynadığını görüyoruz.

Son 5 ayda TL mevduat 2.4 trilyon TL artmış, KKM 910 milyar TL azalmış, yabancı para mevduat 1.3 milyar dolar, parite ve fiyat etkisinden arındırılmış olarak ise 3.6 milyar dolar azalmıştır.

TL mevduat payı yüzde 30’lu seviyelerden yüzde 43’e yükselirken KKM’nin payı yüzde 16’ya gerilemiştir. Ocak ayında TL mevduat payındaki artışın yavaşladığını gözlemledik.

Parasal sıkılaştırma ve sadeleştirme adımlarımız tahvil piyasasına da olumlu yansımış getiri eğrisini parasal duruşla uyumlu hale getirmiştir. Getiri eğrisinde normalleşme gözlemlenmektedir.

Mayıs ayında 700 baz puanın üzerine çıkan 5 yıllık CDS primi 300 baz puanın altına gerilerken bu hafta itibarıyla 325 baz puan seviyelerinde işlem görmektedir. Sermaye girişlerinde güçlü artış gözlemlenmiştir. 2023 Ocak-Mayıs ayları arasında aylık bazda 800 milyon dolar sermaye çıkışı gözlenirken yılın ikinci yarısında 12.6 milyar dolar sermaye girişi olmuştur.

Rezervler hakkında

Uluslararası rezervlerimizde önemli bir ilerleme kaydedilmiştir. 2023 yılı mayıs ayında 98 milyar dolara gerileyen rezervler 140 milyar dolar seviyesine ulaştıktan sonra 2024 ocak ayında bir miktar gerilemiştir. Net rezervlerde 35 milyar dolar civarında güçlü bir artış gerçekleşmiştir. Rezervlerimizi güçlendirmeye devam edeceğiz.

Enflasyon tahmini hakkında

Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği bir görünüm esas alınmıştır.

2024, 2025, 2026 yıl sonu enflasyon tahminleri bir önceki rapor haliyle korunmuştur.

2024 yıl sonu yüzde 36, 2025 yıl sonu yüzde 14 olarak tahmin edilmektedir. Enflasyonun 2026 yılında yüzde 9 ile tamamlaması orta vadede yüzde 5 hedefinde istikrar kazanması öngörülmektedir.

Sıkı para politikası ve maliye politikasının eş güdümü katkısı ile iç talepteki dengelenme sürecinin devam edeceğini değerlendiriyoruz. Çıktı açığı tahmini güncellememiz 2024 yılı enflasyon tahminimizi 0.4 puan artırıcı yönde etkilemiştir.

Yılın ilk yarısında mevsimsellikten arındırılmış aylık enflasyonun ortalama olarak yüzde 4’ün altında, ocak hariç ise yüzde 3 civarında seyredeceğini öngörüyoruz. Enflasyonun tepe noktasına ulaşacağı mayıs sonuna kadar ocak ayında olduğu gibi bazı geçici etkiler görülecektir. Mayıs sonrasında yıllık manşet enflasyonda hızlı bir düşüş göreceğiz, dezenflasyon döneminde gireceğiz.

Baz etkileri ve daha önemlisi enflasyonun ana eğilimindeki düşüşün devamı etkili olacaktır. Bu süreçte iç talepteki dengelenmenin devamı, ücret güncellenmelerinin tamamlanmış olması, manşet enflasyondaki düşüşün beklentilerde oluşturacağı iyileştirme önemli rol oynayacaktır. Mevsimsellikten arındırılmış ortalama aylık enflasyonun yüzde 2.5’in altına, yılın son çeyreğinde yüzde 1.5’e gerileyeceğini öngörüyoruz.

Görevimiz ve amacımız enflasyonu hedeflediğimiz patikada düşürmektir. TL’ye geçişi ve fiyatlama davranışlarında iyileşmeyi parasal aktarım mekanizması içinde bir bütün olarak değerlendiriyoruz. Bir önceki enflasyon raporuna kıyasla enflasyonun ana eğilimi, kredi büyümesi, altın ve tüketim mallarının büyümesi öngörülerimizle uyumlu bir şekilde gerilemiştir.

Politika faizinin mevcut seviyesini enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir düşüş sağlanan, enflasyon beklentileri tahmin aralığına yakınsayana kadar sürdüreceğiz. Mevduat faizi ve kredi arzında parasal aktarımı zayıflatan oynaklıklara izin vermeyeceğiz.

Faiz indirimi ile ilgili konuşmak için çok erken

“Faiz artışı döngüsünü sonlandırdığımızı ilan ettik. İndirimi konuşmak için fazlasıyla erken, aylık enflasyona baktığımızca ocak ayını geçici desek bile aralıkta yüzde 3 civarında ana eğilim söz konusuydu. Bu yüzde 36’lık hedefin olduğu durumda oldukça yüksek. Aylık enflasyona baktığımızda hem 2024 hedefinin aynı zamanda 2025 hedefinin de tutabilecek durumda olduğunu görmemiz gerekiyor.

Kredi kartına taksit sınırlaması olacak mı?

Aralık ayında kredi kartı harcamalarında yükselme oldu. Bunun geçici olup olmadığı net değil. Bir argüman şu: Asgari ücretin artacağı bekleniyordu bu nedenle bazı harcamalar öne çekilmiş olabilir, geçici olabilir. Bundan bağımsız olarak kredi kartlarında bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Birkaç fikrimiz var ama çalışmalarımız sürüyor. Bir şey zikretmek için erken, belli bir aşamaya geldiğinde kamuoyuna paylaşacağız.”

Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan, Fatih Karahan, önceki başkan Hafize Gaye Erkan’ın ‘Çekmecemde milyar dolarlar var’ demesini hatırlatan basın mensubunun, ‘Sizin de çekmecenizde milyar dolarlar var mı, Geçinebiliyor musunuz? gibi sorularına yanıt vermedi. Karahan, “Buraya enflasyon konuşmaya geldik” şeklinde cevap verdi.

Cevdet Akçay: Yaptığımız şeyin doğruluğuna inanıyoruz

Konuşmada yer yer başkan yardımcılarının da söz aldığı son bölümde, Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay, “Fonlama maliyeti-mevduat faizi linki kopmuş. Politika faizi-enflasyon linki kopmuş. Faiz-enflasyon linki kopmuş. Faiz-kur linki kopmuş. Biz daha 7 aydır bu kopan bağlantıyı kurmaya çalışıyoruz. Enflasyonun yüzde 36 tahmini iddialı ama iddiasız hedef koyan bir merkez bankası oksimorondur zaten. İddialı ama erişilebilir bir hedef enflasyonu aşağı indirmekte ve enflasyon beklentilerini düzeltmekte iddiasız ve rahat ulaşılabilir bir hedeften çok daha iyidir. Yaptığımız şeyin doğruluğuna fena halde inanıyoruz. Yıllık enflasyonun aşağı gelmesi bizim için önemli değil aylık enflasyonun aşağı inmesi daha önemli” ifadelerini kullandı.

Gazete Pencere

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

KKM Dönemi Bitiyor mu? Merkez Bankası Vites Yükseltti

Yayınlanma:

|

21 Haziran 2025 tarihli Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) basın duyurusu ile makroihtiyati çerçevede yapılan değişiklikleri ve bunların Türk lirasına geçişi destekleme amacı ile değişikliğe gitti:

Düzenlemelerin anlamını madde madde şöyle açıklayabiliriz:

 1. TL Mevduat Payı Hedefleri

  • Gerçek kişi TL mevduat oranı %60’ın altında olan bankalar için hedef artırıldı.

  • %60-%65 arasında olan bankalara ise aylık %0,4 puan artış hedefi getirildi.

    • Bu düzenleme, bankaların TL mevduat toplamını artırmalarını teşvik ediyor. TL’ye geçiş hızlandırılmak isteniyor.

2. KKM Zorunlu Karşılık Oranı Arttırıldı

  • Kur Korumalı Mevduat (KKM) için zorunlu karşılık oranı %33’ten %40’a çıkarıldı.

    • Yani bankalar artık daha fazla karşılık ayırmak zorunda, bu da KKM’yi daha maliyetli hale getiriyor.

    • Dolayısıyla KKM’den çıkış teşvik ediliyor, TL vadeli mevduata geçiş isteniyor.

3. KKM Faiz Sınırlaması Gevşetildi

  • KKM hesaplarında uygulanabilecek asgari faiz oranı, politika faizinin %50’si yerine %40’ı olarak belirlendi.

    • Bankaların KKM’ye uygulayacağı faiz düşürülebilecek. Yine KKM’nin cazibesi azaltılıyor.

4. KKM’den TL’ye Geçiş

  • KKM’den TL mevduata geçişi teşvik için hedef korunurken, KKM’nin yenilenmesi sınırlandırılıyor.

    • Bu, KKM’den TL’ye dönüşü zorunlu ve sürekli hale getirmeye yönelik bir adım.

5. TL Mevduata Geçişi Kolaylaştırıcı Adım

  • 1 aydan uzun vadeli ve değişken faizli TL mevduat açılmasına izin verildi.

    • Faiz endeksleri (TÜFE, ÜFE, TLREF vs.) ile bağlantılı değişken faizli mevduat açılabilecek.

    • Bu, yüksek enflasyon ortamında TL’ye ilgiyi artırmayı amaçlar.

6. Yabancı Para Mevduat Zorunlu Karşılık Oranı Düşürüldü

  • Yabancı para mevduatın TL karşılığı olarak tutulması gereken zorunlu karşılık oranı %4’ten %2,5’e düşürüldü.

    • Bu, bankaların döviz kaynağı üzerindeki yükü biraz azaltır. Ancak genel politika yine TL’ye geçişi desteklemeye yöneliktir.

GENEL DEĞERLENDİRME

Bu adımların genel amacı:

  • Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) çıkışı hızlandırmak,

  • TL vadeli mevduatın cazibesini artırmak,

  • Bankaları TL’yi teşvik etmeye zorlamak,

  • Para politikasının etkinliğini artırmak (yani faiz kararı ile tasarruf kararları arasındaki bağı güçlendirmek).

Resim

www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Krizler sıradanlaştı mı? Yatırımcı artık şok olmuyor!

Yayınlanma:

|

Günümüz finans dünyasında yatırımcılar adeta birer kriz savaşçısı haline geldi. Son 30 yılda yaşanan ekonomik, jeopolitik ve finansal sarsıntılar, yatırımcıların reflekslerini keskinleştirdi, risk algılarını yeniden şekillendirdi. Ancak bu “alışma” hali bir bağışıklık mı yoksa rehavet mi, tartışmaya açık.

Şoklara bağışıklık mı kazandık?

Yatırımcılar artık krizleri sadece endişe verici gelişmeler olarak değil, fırsat alanları olarak da görebiliyor. Bunun başlıca nedenleri:

  • Merkez bankalarının krize müdahale refleksleri güçlendi. “FED put” olarak adlandırılan politika sayesinde yatırımcılar diplerde alım yapma cesaretini artırdı.

  • Davranışsal finans bilgisi yayıldı; sürü psikolojisi daha bilinçli değerlendiriliyor.

  • Portföy çeşitliliği arttı: Hisse senetleri, altın, kripto, emtia gibi alternatif yatırım alanlarına yönelim yükseldi.

Ancak bu bağışıklık yanıltıcı olabilir. Tarih defalarca gösterdi ki her yeni kriz kendi doğasını taşır ve eski çözümler her zaman işe yaramaz.

Yakın tarihteki büyük piyasa şokları

Aşağıdaki tablo, son 35 yılda yatırımcıların karşı karşıya kaldığı önemli piyasa şoklarını özetliyor:

Yıl Olay Etkisi
1987 Kara Pazartesi Dow Jones %22 düştü. Panik satışlar algoritmik işlemleri tetikledi.
1997 Asya Krizi Tayland’dan başlayan kriz Asya borsalarını çökertti.
1998 Rusya Krizi – LTCM Hedge fonların sistemik riski ortaya çıktı. FED müdahale etti.
2000 Dot-com Balonu Teknoloji hisseleri %70’ten fazla düştü. Nasdaq çakıldı.
2008 Küresel Finansal Kriz Lehman Brothers battı, dünya resesyona girdi.
2010–2012 Avrupa Borç Krizi Yunanistan ve Güney Avrupa ekonomileri sarsıldı.
2016 Brexit Sterlin tarihi düşüş yaşadı. Avrupa’da birlik tartışıldı.
2020 COVID-19 Piyasalar çöktü. Petrol negatife indi. Genişlemeci politikalar devreye girdi.
2022 Ukrayna-Rusya Savaşı Enerji ve tarım fiyatları patladı, küresel enflasyon başladı.
2023 Bankacılık Krizi (SVB, Credit Suisse) Bankacılık sistemine güven sorgulandı. Risk iştahı azaldı.
2024–2025 İran-İsrail Gerginliği Orta Doğu kaynaklı jeopolitik risk yeniden fiyatlandı.

Yatırımcının yeni refleksleri

Günümüz yatırımcısı geçmişe kıyasla daha stratejik davranıyor:

  • “Buy the dip” (düşüşte al) mantığı benimsendi.

  • Hızlı portföy rotasyonu ve likiditeye yönelim arttı.

  • Algoritmik işlemler sayesinde tepkiler daha hızlı ancak daha volatil.

Tehlike: krizlere alışmak

Yatırımcılar krizlere alıştıkça, bazı tehlikeli eğilimler de doğuyor:

  • Rehavet: “Nasıl olsa merkez bankaları kurtarır” düşüncesi hâkim olabilir.

  • Aşırı risk alma: Kriz sonrası sert yükselişler beklentisiyle riskli varlıklara aşırı yönelim.

  • Gerçek risklerin göz ardı edilmesi: Jeopolitik ya da yapısal riskler yeterince fiyatlanmıyor olabilir.

Bağışıklık mı, körlük mü?

Yatırımcılar şoklara karşı daha hazırlıklı olabilir ancak bu hazırlık, rehavete dönüşmemeli. Finansal sistem her zaman yeni riskler üretmeye devam eder. Bugün yaşanabilecek bir jeopolitik kriz, iklim krizi, siber saldırı veya küresel borç sorunu, piyasaları yeniden sarsabilir.

Bu nedenle yatırımcı için en önemli kural hâlâ geçerli:

“Geçmişteki krizleri hatırla, ama bir sonrakinin farklı olacağını unutma.”

Erol TAŞDELEN-Ekonomist     www.bankavitrini.com

Okumaya devam et

ALTIN - DÖVİZ - KRIPTO PARA

Trump iki hafta süre verdi: İran’a ani saldırı riski ‘şimdilik’ azaldı

Yayınlanma:

|

Yazan:

FED Başkanı Powell’ın yüksek belirsizlik ortamında temkinli davranarak, Trump’ın tarifelerinin etkileri netleşmeden faiz indirimi yapmadığı hatta “şu an ne olacağını kimse bilmiyor, biz de bekleyip göreceğiz.” dedi olağan toplantısının ertesi günü, İsviçre Merkez Bankası politika faizini 25 baz indirerek üç yıl önceki %0 seviyesine geri çekti. Norveç Merkez Bankası ise dün sürpriz bir şekilde politika faizini 25 baz puan indirerek %4,00 seviyesine çekti. Bu, bankanın 2020’den bu yana gerçekleştirdiği ilk faiz indirimi oldu. İngiltere Merkez Bankası ise faizini beklendiği üzere %4,25 seviyesinde sabit bırakırken, gevşemeye açık kapı bırakması dikkat çekti.

Akabinde sahneye çıkan TCMB, jeopolitik gelişmeleri ve tarife savaşlarının getirdiği belirsizliğe işaret edere politika faizini %46 seviyesinde sabit bırakırken, beklentimizin aksine faiz koridorunu simetrik bir hâle de getirmedi. Mevcut belirsizlik ortamında, ihtiyaç olması durumunda, borç verme faizi oranını %49 seviyesinde bırakarak aslında 300 baz puan ilave sıkılaşma esnekliğini korudu. Son günlerde AOFM, TCMB’nin politika faizi olan %46 seviyesine gerilerken, dün BIST repo faizi (TLREF) ise %47 seviyesine yükseldi.

Tansiyonun artmadığı günlerde iş gören faizin %46’ya yeniden gerileyeceğini düşünüyoruz. TCMB’nin şahin bir duruş sergilemesine rağmen, eğer işler önümüzdeki 45 gün içerisinde ‘çirkinleşmezse’, Temmuz toplantısında kuvvetli bir faiz indirim ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu düşünüyoruz! Biraz daha büyük resimden bakarsak, Temmuz’da en az 350 baz puan faiz indirimi beklerken, sene sonu politika faizinin %35 seviyesine gerilemesini bekliyoruz.

Dönelim kararın piyasa yansımasına…  USDTRY kuru dün gün 39,25 seviyelerinde tamamlaması ardından bu sabah, pazartesi valörlü işlemlerde, gerek üç günlük fonlama maliyet gerekse de hafta sonu riski almak istenmemesi nedeniyle ilk işlemlerin 39,65 seviyelerinden eşleştiğini görüyoruz. Yüksek faiz ortamının şirketler üzerinde baskı kurması, finansman maliyetlerinde artışın yarattığı kârsızlık sorunu, üzerine tuz biber olan jeopolitik gelişmeler ve petrol fiyatlarının yüksek seyri, hisse senedi cephesinde havanın bozulmasına neden oldu: BİST100 endeksi günü %1 düşüle tamamlarken, haftanın genelinde şimdilik %2,25 düşüş sergiledi. Ana endekste aşağıda 9,000 yukarıda ise 9,700 oyun sahasının çizgilerini temsil ediyor. Kırdığı yöne doğru hareketin ivme kazanmasını bekliyoruz. CDS risk primi bebek adımları ile 315 baz puan seviyesine yükselirken, TCMB’nin şahin duruşuna paralel iki yıl vadeli gösterge tahvil basit faizi yeniden %40 seviyesinin altına geriledi.

Türkiye ile ilgili paragrafı kapatmadan, TCMB ve BDDK’nın haftalık verilerine de bakmak isterim. 13 Haziran ile sona eren haftada, yurt içi yerleşiklerin parite etkisinden arındırılmış döviz hesapları (DTH) 2,9 milyar dolar artış kaydetti. Bu rakam bir önceki hafta yine kurumsal müşteriler kaynaklı 2,6 milyar dolar azalmıştı. Bu nedenle çok fazla anlam yüklemek istemedik. BDDK verisine göre, KKM hacmi 5,2 milyar TL azalışla 566 milyar TL seviyesine geriledi. KKM hacmi çok küçüldüğünden azalış hızı da iyice ivme yitirdi. KKM’nin toplam mevduat stokundaki payı %2,5 seviyesine gerilerken, DTH ve KKM’nin toplamdaki payı ise önceki haftaya göre önemli bir değişim göstermeden %41 oldu (TL payı ise ~ %59). TCMB’nin 18 Haziran valörlü işlemlerinde net yabancı para pozisyonu yaklaşık 0,6 milyar dolar artışla manşet rakam 24,3 milyar dolar seviyesine geldi (bakınız grafik). Daha geniş bir açıdan bakarsak, sene sonunu ile siyasi iklimin değiştiği 19 Mart arasında 22 milyar dolar biriktiren TCMB, 19 Mart ile 28 Nisan arasında 50 milyar dolar rezerv kaybetmesi ardından yeniden yavaş yavaş rezerv biriktirmeye çabaladığını görüyoruz. Yabancıların menkul kıymet pozisyonu net anlamda 1,1 milyar dolar iyileşirken, hisse senetlerine ilginin yeniden tırmandığını da not edelim.

ABD piyasalarının Juneteenth tatili nedeniyle kapalı olması, Asya seansına net yön vermedi. Bu sabah ABD vadeli işlemlerinde %0,25 oranında düşüşler göze çarparken, yeni gün başlangıcında Pasifik’in diğer ucunda ise iyimser bir seyrin hâkim olduğunu görüyoruz. Kore ve Hong Kong borsaları %1’in üzerinde yükselirken, gösterge endeks Tokyo borsası, güçlenen YEN nedeniyle yatay bir seyir izliyor. Japonya’da Mayıs ayında çekirdek enflasyon gıda fiyatlarının öncülüğünde yıllık %3,7’ye yükselerek son iki yılın zirvesine çıktığını ve merkez bankasının hedefinin üstünde kalmaya devam ettiği görüyoruz.

İsrail-İran savaşının şiddetlenmesi ve Trump’ın olası ABD müdahâlesine yönelik kararını iki hafta içinde açıklayacak olması, küresel piyasalarda temkinli iyimser bir seyre yol açtı. Petrol fiyatları jeopolitik risklerle desteklense de, Brent bu sabah %2,5 düşüşle 76,80 dolar seviyesine geriledi (son üç haftada yükseliş %19). Benzer bir etkinin kıymetli madenler cephesinde de etkili olduğunu görüyoruz. Altının ons fiyatı hafta genelinde %2,25 düşüşle 3,350 dolar seviyesine gerilerken, gümüşün ons fiyatı ise hafta başı 37,30 dolar seviyesine kadar yükselmesi ardından 35,80 seviyesine geri çekildi. Benzer bir şekilde riskin arttığı son günlerde değer kazanan dolar da (DXY) bu sabah kazanımlarını geri verdi.

Bu arada haftaya yapacağım sunum için çalışırken, Hürmüz Boğazı’nı ve İran’ın ihracatı hakkında derinlemesine araştırma yaptım. ABD ile Çin arasında başlayan jeostratejik rekabetin tetiklediği tarife savaşları tüm haşmetiyle devam ederken, İran’ın ihraç ettiği petrolün %90’ını kim alıyor biliyor musunuz? Evet, Çin! Büyük resimde, daha önce de değindiğim üzere, İsrail’in son dönemde Hamas ve Hizbullah gibi örgütlere yönelik artan operasyonel baskısı, İran’ın askeri ve nükleer altyapısına doğrudan saldırı ile uzun süredir beklenen ancak ertelenen rejimi devirme sürecinin fiilen başlaması, Suriye, Lübnan ve Irak gibi ülkelerdeki güç boşluklarını hep birlikte geniş bir açıdan değerlendirmek gerekiyor. Bu yeni tablonun şimdilik enerji fiyatları ve güvenlik politikaları üzerinden Türkiye’ye olumsuz etkisi ön planda olsa da, İran’ın etkisinin zayıflaması, Türkiye’nin diplomatik ve jeopolitik manevra alanını genişletebilir. Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılarının tasfiyesi, PKK’nın silah bırakma sürecinin hızlanması ve belki de Kıbrıs’a kadar uzanacak daha dengeli bir diplomasi ortamının oluşması gibi olumlu gelişmelerin de önünü açabileceğini düşündüğümüzün altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Tüm bu gelişmelerin belki de en dikkat çekici sonuçlarından biri ise, Çin’in enerji arz güvenliği açısından daha kırılgan ve dışa bağımlı hâle gelmesidir.

Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye cephesinde tüketici güven endeksi ve merkezi yönetim borç stoku, dışarıda ise İngiltere’de perakende satışlar ve ABD Philadelphia FED endeksi takip edilebilir. Herkese güzel bir hafta sonu dileriz.

TCMB net döviz pozisyonu (tüm swaplar ve hazine dövizleri hâriç)

1750393777de952173ce1360eb447297a426318bf9_1_1200.jpg

Emre Değirmencioğlu

Okumaya devam et

FARK YARATANLAR

FARK YARATANLAR

KATEGORİ

ALTIN – DÖVİZ

Altın Fiyatları

BORSA

KRIPTO PARA PİYASASI

TANITIM

FACEBOOK

Popüler

www bankavitrini com © "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan, BANKA VİTRİNİ'nde yer alan yazar ve çevirmenlerine ait herhangi bir yazı, çeviri, makale ve haber izin alınmadan basılı olarak ya da internet ortamında kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz. İzinsiz kullananlar hakkında hukuki yollara başvurulacaktır. "BANKA VİTRİNİ Portal"da yayımlanan tüm özgün yazıların içeriğinden yazarları sorumludur. www.bankavitrini.com'da yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Yer alan yazılarda herhangi bir yatırım aracı; Hisse Senedi, kripto para biriminin veya dijital varlığın alım veya satımını önermiyor. Bu nedenle sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Lütfen transferlerinizin ve işlemlerinizin kendi sorumluluğunuzda olduğunu ve uğrayabileceğiniz herhangi bir kaybın sizin sorumluluğunuzda olduğunu unutmayın. © www.bankavitrini.com Copyright © 2020 -UŞAK- Tüm hakları saklıdır. Özgün haber ve makaleler 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu korumasındadır.